Hava Durumu

#Erdoğan

Yeni Marmara Gazetesi - Erdoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Erdoğan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Özgür Özel: "Erdoğan ile yüz yüze görüşeceğim, kutuplaşmayı kırmak için adım atacağımıza inanıyorum" Haber

Özgür Özel: "Erdoğan ile yüz yüze görüşeceğim, kutuplaşmayı kırmak için adım atacağımıza inanıyorum"

   CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Yerel Yönetimler Çalıştayında belediye başkanlarıyla bir araya geldi. Çalıştayda konuşan CHP lideri Özel, seçimlerde milliyetçi demokratların payı olduğunu belirterek, "Bu seçimde muhafazakar demokratların payı vardır. Bu seçimde tüm Kürt demokratların emeği vardır. Seçimleri Türkiye ittifakı kazanmıştır, Türkiye kazanmıştır. Türkiye ittifakının belediye başkanlarına selam olsun. Üzerimizdeki yüzde 25'lik cam tavanı, bu sonuçlarla beraber tuzla buz ettik. Böyle bir günde 650 kişilik salonda seçilmiş belediye başkanları ve il başkanlarıyla birlikte bu salonu hınca hınç doldurabilmenin, koltuklarında oturan her bir kişinin ilçe seçim kurullarından il seçim kurullarından aldıkları mazbatalarıyla seçilmiş CHP'li olmasının gururunu yaşıyorum" ifadelerini kullandı.  "Bu babaevinin tapusu bir kişiye kayıtlıdır, o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür"  "Gün oldu bu parti baraj altında kaldı" diye konuşan Özel, "Gün oldu çelengi il başkanları kendileri taşıdı ama 81 ilde Atatürk'ten emanet bu bayrağı yere düşürmeden bugünlere taşıyan ve onların sayesindeki babaevi herkesin içine doğduğu, büyüdüğü, başı sıkışan herkesin çorbasının kaynadığını bacasının tüttüğünü bildiği, bir gün ihtiyaç duyarsa kapısının açılacağını bildiği yerdir babaevi. Bu babaevinin tapusu bir kişiye kayıtlıdır, o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür" dedi.  Bundan sonraki seçimlerde ölçme-değerlendirmeyi siyasetin odak noktası haline getireceklerini belirten Özel, “Doğru yapanı örnek göstereceğiz, yanlış yapanı doğruya sevk edeceğiz. İbre yukarı ise devam edeceğiz, aşağıdaysa mutlaka yanlıştan döneceğiz” dedi.  "Yüzde 38 oy oranına ulaşarak partimizi hep birlikte birinci parti yaptık"  Yerel seçimlerin sonunda 14 tane büyükşehri, 21 il merkezini kazanarak toplam 35 ilde belediyeleri kazandıklarını hatırlatan Özel, "En yakın partiden 11 fazla il belediyemiz var. 314 ilçede, 60 beldede, 409 belediyeyi hep birlikte kazandık. Yüzde 38 oy oranına ulaşarak partimizi hep birlikte birinci parti yaptık. Partimiz artık toplumun her kesiminden oy alabilen bir siyasi partidir. Büyük bir başarı elde ettik" diye konuştu.  “Yetkiyi kimden aldığımızı biliyoruz”  "Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında Cumhuriyet'in tarihini yeniden yazma fırsatı yakaladık" ifadesini kullanan CHP lideri Özel, şunları aktardı:  "Yetkiyi kimden aldığımızı biliyoruz. Alınan kredi tüketim kredisi değildir. Alınan kredi düpedüz bir yatırımcı kredisidir. Yatırım için, Türkiye'nin geleceğine yatırım yapıldı. 4 yıl bakacağım nasıl yönetilir diye. Kötü yönetirsen geri çekerler. Her geçen gün iktidara yürüdüğümüzün bilinciyle, ciddiyetiyle ve sorumluluğuyla davranmak zorundayız. Bir yanda seçim gecesi seçmenin mektubunu balkonda okuyanlar grup toplantısında hikaye okumaya başladı. Seçmenin mesajını anlamadıkları ortada. Seçimleri biz kazandık diyecek kadar seçmene karşı küstahlaşmış ve kibrinden arınamamış bir noktadadır. Erdoğan ile yüz yüze görüşeceğim. Kutuplaşmayı kırmak için adım atacağımıza inanıyorum." 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "CHP dediğiniz CHP değildir" Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "CHP dediğiniz CHP değildir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Van'da partisi tarafından Beşyol Meydanı’nda düzenlenen mitingde partililere seslendi. Dün Hakkari'den dönerken yolda geçirdiği trafik kazasında vefat eden AK Parti Van İl Yönetim Kurulu üyesi Bilal Eryiğit'e Allah'tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileyen Erdoğan, "Van'da sizlerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Özü sözünden, sözü özünden ayrılmayan, Hakk’ın ve hakikatin şehri divanda sağ olsun bizi bağrına bastı. Geçtiğimiz mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanlığı‘nda yüzde 38 oy oranıyla şahsıma verdiğiniz destek için sizlere teşekkür ediyorum. Mayıs seçimlerinde karşımızdaki CHP adayı etrafında birleştiler. Ülkemizde tek parti faşizmi döneminin acılarını bilmeyen, yaşamayan ve dinlemeyen yoktur. Yeniden bu zihniyeti diriltmek için var gücüyle çalışan CHP ve adayını getirip sizlere de dayattılar. Sizlerin kapınızın önünden geçmeyecek isimleri, iradenize ipotek koyarak Meclise taşıdılar. Hatta cumhurbaşkanı yapmak istediler. Bu oyuna alet ettiler. Tek parti faşizminin temsilcisi CHP ve kiyafetsiz yöneticilerinin ihtiraslarına kurban ettiler. Bugün aynı oyunu yine sahnelemenin peşindeler. İfadelerle gizlemeye, saklamaya, gözlerden kaçırmaya çalıştıkları ittifaklarla sizlerin iradesini bir kez daha satılığa çıkarttılar” dedi.  "Mutfakta konuşanların sonunu gördük, ama balkondan konuşanlar çok şükür karşımızda" yazılı pankartı okuyan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:  “Kazanmak için kaybettirmek için çalışma mantığını devreye soktular. İşte bu milletin aklıyla alay ettiler. İşin içine deste deste paraların da girmesiyle bu oyun iyice kirlendi. Bağırarak çağırarak, yalan üstüne yalan söyleyerek, arsızca etrafa saldırarak, kibirle milleti aşağılayarak kimse kendini bu kirden arındıramaz. Milletimiz bu sinsi ve kirli oyunların hesabını 31 Mart‘ta sandıkta soracaktır. Utanma bilmeyen suratlara milli irade tokadını vuracaktır. Bugün burada milli irade tokadının ilk seslerini duyuralım?”  Emniyette aldığı bilgilere göre alanda 55 bin kişinin bulunduğunu söyleyen Erdoğan, “Karanlık gündemlerine meze etmek isteyenlere hak ettikleri dersi vermeye var mısınız? Vanlı iradesini sapkın ideolojilere, zübük siyasetçilere peşkeş çekmeye çalışanlara dur demeye var mısınız? Kendisi için değil emperyalistlere hizmet için enerjisini sömürenlerden kurtarmaya var mısın? İşte benim gönüldaşım, yoldaşım, ahiretliğim budur. Kardeşlerim bu coğrafyayı büyük zorluklarla vatan yaptık. Vatanımız olarak kalması için de çok fedakarlıkta bulunduk. Son asrımızın her döneminde demokrasimiz gelişmesin, kalkınmamız gerçekleşmesin, ayaklarımız üzerinde durmayalım diye başımıza musallat edilen bir musibet önümüze çıkartıldı. Bu musibet kimi zaman darbeler, kimi zaman cuntalar, kimi zaman siyasi ve ekonomik krizler, kimi zaman sosyal gerilim, kimi zaman terör eylemleri olarak karşımıza çıktı. Kirli iç ve dış pazarlıkları hep bunlara eşlik etti. Şimdi de aynı tablo ile karşı karşıyayız. Bir yanda tarihi, demokrasi ve kalkınma hamleleriyle asırlık eksikliklerini tamamlayan, 2023 hedefleri ile egemenliğini güçlendiren Türkiye'nin yüzyılı vizyonu ile zirveye gözünü diken bir Türkiye var. Diğer tarafta ise ülkemizi kendi güvenlik ve refah düzenlerine hizmetle mükellef gören emperyalistlerin ısrarla dayattıkları, istikrarsızlık uğruna aldıkları talimatlar gereği şahsımıza ve hükümetimize karşı emperyalistlerin başlığına yeltenenlerin üstünü kazırsanız altı aynı adrese çıkar, hepsinin de ipleri aynı yerlerde toplanır. Son iki asırdır biz bu oyuna çok maruz kaldık ve maalesef çok da örselendik. Koskoca bir cihan devletinden geriye kalan bu vatan toprağını bile bize çok gördüler” diye konuştu.  "CHP dediğiniz CHP değildir"  Muhalefeti de eleştiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:  “Hiçbiri kendisi değildir. CHP dediğiniz CHP değildir. Bu tabela altında toplananlar da bilhassa şu anda bir titan zincirinin halkaları, rantiye çarkının dişlileri haline gelmişlerdir. Herkes kendi ihtirasının peşindedir. Öte yandan DEM Parti'de kimin iradesi kimin elinde belli değil. Bu yapının gerçek anlamda bir siyasi faaliyetini, ülkenin ve milletin hayatını değiştirecek bir programını, projesini ve gayretini gördünüz mü? Göremezsiniz. Çünkü bu yapının tek misyonu Türkiye’nin aleyhine olan ne varsa ona destek vermektir. Miras yedisinden partimizin eskilerine kadar ötekileri söylemeye gerek bile duymuyorum. Türkiye’de göz diktikleri için milli irade işportacılığına soyunan istismarcılara da eyvallah etmeyiz. Bu mücadelemizde en güçlü şekilde sizleri yanımızda görmek istiyoruz. Öyleyse şimdi buradan öyle bir ses verin ki Van Gölü'nün etrafında duymayan kalmasın. 31 Mart’ta Türkiye Yüzyıl şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart‘ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart‘ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar ana kademe, kadın kolları, gençler kapı kapı dolaşmaya, birlikte Türkiye haritasının tamamını Cumhur İttifakı'nın renkleri ile boyamaya var mıyız? İnşallah Ramazan-ı Şerif'i bayram gelmeden 31 Mart milli irade bayramı haline getireceğiz. Seçime az kaldı, bunun için hep beraber gece gündüz çok çalışacağız. Rabbim hepinizden razı olsun" diye konuştu.  Erdoğan, 21 yılda güncel rakamlarla Van'a 168 milyar TL kamu yatırımı yaptıklarını belirttikten sonra partisinin adaylarını tanıtarak destek istedi. Erdoğan, daha sonra Hakkari'ye gitmek üzere Van'dan ayrıldı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Vatandaş CHP'nin esersizlik siyasetine mecbur ve mahkum değildir" Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Vatandaş CHP'nin esersizlik siyasetine mecbur ve mahkum değildir"

Erdoğan, dünkü saldırıya da değinerek, “Dün Küçükçekmece'de AK Parti Küçükçekmece Belediye Başkan Adayı Aziz Yeniay’ın seçim çalışmalarında yaşanan menfur olayı bir kez daha lanetliyorum. Yaralanan vatandaşımıza acil şifa diliyorum. Emniyetimiz titizlikle olayı takip ediyor” dedi.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aday tanıtım ve 31 Mart Yerel Seçimleri için Tekirdağ’a geldi. Cumhurbaşkanı mitinginin yapılacağı Tekirdağ Valiliği Meydanı ve Hükümet Caddesinde yoğun güvenlik önlemleri alınırken vatandaşlarda alanı doldurdu.  “Rey vermedi diye depremzedelere hakaret etmek olmaz”  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sahneye geldikten sonra vatandaşlara seslenerek, “Buradan sizlerin vasıtasıyla tüm Tekirdağ'a selamlarımı ve sevgilerimi iletiyorum. Coşkunuz, heyecanınız ve sevginiz için sizlere teşekkür ederim. Bugün Tekirdağ bir başka güzel. Tekirdağ bizim gözbebeğimiz. 3 Kasım 2002'den beri Tekirdağ'ı hiçbir zaman ihmal etmedik. Her fırsatta Tekirdağ’ın misafiri olduk. Şehrimize sık sık geldik, sizlerle hasret giderdik. Bunun için önümüzde 50 gün var. Bu 50 günü çok iyi değerlendirmemiz lazım. Çok daha fazla sayıda Tekirdağlı kardeşimizin gönlüne girmenin yollarını arayacağız. Milletimize asla hürmetsizlik etmeyeceğiz. Biz ayıran ve ayrıştıran değil, birleştiren bir siyaset anlayışındayız. Biz, muhalefet gibi yanlışı seçmende değil daima kendimizde arıyoruz. Oy versin veya vermesin, demokrasimizin gücüne güç katan her vatandaşımızın başımızın üzerinde yeri vardır. Hangi siyasi partiden olursa olsun seçmen bizim veli nimetimizdir. Bizi rakiplerimizden ayıran temel vasfımız budur. Bizde CHP gibi vatandaşa ‘tıpış tıpış gideceksiniz oyunuzu vereceksiniz’ kibirli bir dil olamaz. Oy tercihi sebebiyle insanımızı 'makarnacı, kömürcü' gibi aşağılama yaftası olmaz. Sırf kendisine rey vermedi diye depremzedelere hakaret etmek olmaz. Mağdurları kapı dışarı etmek olmaz. Bizde CHP'li belediye başkanları gibi ‘oy yoksa hizmette yok’ diye milleti açık açık tehdit etmek olmaz. Beceriksizlik, iş bilmezlik bunları öyle bir esir almış ki nereye ellerini atsalar orası kuruyor, çöküyor. CHP'nin idare ettiği yerlerde vatandaşlarımız vizyon projelerini bırakın klasik temel hizmetlere bile ulaşamıyor. 14-28 Mayıs seçim süreci ve sonrasında buna bir kez daha şahit olduk. Depremzedelerimize bugün bile hatırladıkça onlar adına hicap duyduğumuz hakaretleri savunmaktan çekinmediler. Şöyle ayna karşısına geçip ‘Biz nerede hata yapıyoruz’ deyip kendilerine sormadılar. Günah keçisi bulup pişkince yollarına devam ettiler. CHP başta olmak üzere muhalefetin mazisine baktığınızda bunun gibi sayısız skandallarla karşılaşırsınız. Son seçim yenilgisinde de tüm faturayı 13. Cumhurbaşkanımız diyerek yere göğe sığdıramadıkları ‘Bay Kemal’ kestiler. Kendi partilerini yönetmeye layık görmediler. Anadolu insanını hiçbir zaman hizmete ve hürmete layık bulmadılar. Her zaman kolaya kaçtılar. Kimi zaman vesayet odaklarından kimi zaman terör baronlarından medet umdular. Aylarca Kandil'deki terör elebaşları bunlar için açıkça oy istediler. Benim kardeşim Kandil'den oy isteyenlerin uzantılarına oy verir mi? 50 gün sonra sandıkta gereken dersi vermeye hazır mıyız? DEM'lenerek seçim kazanmanın hesabını yapıyorlar. Çay demlemiyorsunuz. Bunların millete ve milli iradeye saygıları yok. Ben AK kadınlarla 31 Mart'ta sandıkları patlatacağımıza inanıyorum” dedi.  Küçükçekmece’deki saldırıya değindi  Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasının devamında, “Dün Küçükçekmece'de AK Parti Küçükçekmece Belediye Başkan Adayı Aziz Yeniay’ın seçim çalışmalarında yaşanan menfur olayı bir kez daha lanetliyorum. Yaralanan vatandaşımıza acil şifa diliyorum. Emniyetimiz titizlikle olayı takip ediyor. Türkiye'nin güvensizlik ortamına sürüklenmesine izin vermeyeceğiz. Milletimizin canına kast eden tüm alçaklarla mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Farklı mecralardan geçmiş olsun dileklerini ileten tüm genel başkanlara teşekkür ediyorum. Bir tanesi yakalandı, diğerlerini de yakalayacağız” diye konuştu.  “Yalan ve istismar siyaseti ile bir şekilde gemilerini yürüttüler”  Erdoğan konuşmasına devam ederek, “Bunlarda demokrasiye ve demokrasi kültürüne bağlılık yok. Bunlarda kendini vatandaşa karşı kendini sorumlu hissetme duygusu yok. Bunlarda istişare etmek, sokağa kulak vermek gibi bir alışkanlık yok. Bunlarda hatasından dolayı milletten helallik istemek gibi bir erdem yok. Bunlarda Türkiye'yi büyütmek, Türkiye'ye ufuk çekmek, ülkemizin önünü açmak, şehirlerimizi yeni yatırımlarla geliştirmek gibi bir dert yok. Peki, bunun yerine ne var? Tek parti dönemi faşizmine özlem var. Vatandaşa tepeden bakma hastalığı var. Terör örgütlerine şaşı bakma zihniyeti var. Siyasi ikballeri için her şeyi yapma omurgasızlığı var. Seçim meydanlarında tutmayacakları sözleri verme hainliği var. Çantada keklik gördükleri kupon belediyeler için meydan muharebesi verme ihtirası var. Bir de iradesine haciz koydukları vatandaşımızı korkutmak, ürkütmek, endişelerini istismar etmek var. Maşallah, bizim seçmenlerimiz burada bak. Gençler, bugüne kadar hep bunu yaptılar. Yalan ve istismar siyaseti ile bir şekilde gemilerini yürüttüler. Köken, inanç, meşrep, mezhep ve hayat tarzı üzerinden insanımıza korku salarak bir şekilde siyasi kariyerlerini garanti altına aldılar. Ama halkın nazarında tüm kredilerini bitirmiş, sıfırı tüketmişlerdir. CHP'nin istismar ve korku siyaseti inşallah 31 Mart'ta son bulacaktır. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak biz de bu süreci kolaylaştıracağız. Önümüzdeki 50 gün boyunca her zamankinden çok daha fazla çalışacağız. Ana kademe çok daha fazla çalışmaya var mıyız? Kadın Kolları, çok daha fazla çalışmaya var mıyız? Gençler çok daha fazla çalışmaya var mıyız? Başkalarının fitne girişimlerine karşı kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Kutuplaştırandan değil, kucaklaştıranlardan olacağız. Gerilimi körükleyenlerden değil, kardeşliği savunan kardan olacağız. Hiç bir ayrım gözetmeden milletimizin tüm fertlerini bağrımıza basacağız. Türkiye Yüzyılının inşaası için gece gündüz demeden çalışırken hiç bir engelin bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermeyeceğiz. Özellikle çarpık ve sağlıksız yapılaşmanın yaygın olduğu, deprem riski yüksek illerimize daha fazla yoğunlaşacağız. İnşallah, Tekirdağ'da Cüneyt kardeşimizle birlikte tüm ilçelerde el ele vermek suretiyle Tekirdağ'ı yeniden ayağa kaldıracağız. Yeniden Tekirdağ diyoruz. Genç, dinamik bir yapıyla Tekirdağ'da merkezi yönetim ve Tekirdağ Belediyemiz el ele vereceğiz ve Tekirdağ'ın ayağa kaldıracağız. Tekirdağ'ın da bu süreçte bizlere destek vereceğine, bu mücadelede bizleri yalnız bırakmayacağına inanıyoruz. Biz, Tekirdağ'ı tıpkı hükümet işlerinde olduğu gibi yerel yönetim işlerinde de hak ettiği hizmetlere ulaştırmak istiyoruz. Tekirdağ'ın, AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın gerçek belediyecilik vizyonuna acil ihtiyacı olduğu açıktır. İnşallah, 31 Mart yerel seçimleri bu noktada Tekirdağ'ımız için bir milat olacaktır. Tekirdağ ve Tekirdağlı kardeşlerimin 31 Mart'ta sandıklara gittiklerinde en doğru, en isabetli kararı vereceklerinden şüphe duymuyorum. Gençler öyle mi? Şimdi, Tekirdağ'a soruyorum. Hazır mıyız? Tekirdağ, 31 Mart'ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? 31 Mart'ta Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? 31 Mart'ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? Bunun için seçim gününe kadar kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Büyük ve güçlü Türkiye vizyonumuza sıkı sıkıya sahip çıkmaya var mıyız? Seçim akşamı, Tekirdağ ile birlikte Türkiye Haritası'nı Cumhur İttifakı'nın renkleriyle boyamaya var mıyız? Rabbim hepinizden razı olsun. Kardeşlerim, bizim hizmet ve eser siyasetimizin en yakın şahidi Tekirdağ'dır. Son 21 yılda, Tekirdağ'a güncel rakamlarla toplamda 157 Milyar Liralık yatırım yaptık. 4 bin 149 adet yeni derslik inşa ettik. Namık Kemal Üniversitesi'ni ilimize kazandırdık. 4 bin 973 kişi kapasiteli yükseköğretim yurt binaları açtık” diye konuştu.  “780 bin metrekare nazarımızda aynıdır”  Konuşmasını sürdüren Erdoğan; “Şehrinizin eksiklerini giderme, ihtiyaçlarını karşılama, sorunlarına çözüm bulma noktasında çok daha fazlasını yaptığımızı sizler zaten biliyorsunuzdur şunu lütfen unutmayın! Bizim siyasetteki gayemiz mensubu olmaktan şeref duyduğumuz, aziz milletimize aşkla hizmettir. 81 vilayetin tamamı, 780 bin kilometrekarenin tamamı bizim nazarımızda aynıdır, eşittir. Biz Türkiye’yi bir bütün olarak kalkındırmanın, büyütmenin, yüceltmenin çabasındayız. Tüm bu mücadeleyi koltuk veya siyasi ikbal uğruna değil, evlatlarımıza daha müreffeh, daha güçlü ve itibarlı bir Türkiye bırakmak için yapıyoruz. Biz ne diyoruz ‘Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik’ elbette her fani gibi bizlerin de eksiği, hatası, gücünü aşan sebeplerle ortaya çıkan bazı eksiklikler olabilir. Gün olacak bizler de emaneti sahibine teslim edeceğiz. İşte kızımız kadın kollarında başkan yardımcısıydı. Dün emanetini sahibine teslim etti. Ben de yetişirsem cenazesine gideceğim. Yol arkadaşımız, dava arkadaşımız bu kardeşimizin cenazesine katılmak bizler için bir görev. Devletimizin bekası, milletimizin huzuru, evlatlarımızın aydınlık yarınları için döktüğümüz terin tanığı 85 milyonun her bir ferdidir: 31 Mart’ta Tekirdağ’da artık bir yola ama yepyeni bir yola girelim diyorum. Öyleyse ne yapacağız. Şu 50 günde çok çalışmaya var mıyız? Tekirdağ, CHP’nin korku siyasetine kurduğu, esersizlik siyasetine mecbur değildir, mahkum değildir. Tekirdağ, gelişme ve ilerleme yerine CHP’nin beceriksiz yönetimi altında hayatta kalma mücadelesi vermeye mahkum değildir. Tekirdağ’da muhalefetin sömürdüğü sahte ve sanal kaygılar hizmetin önüne artık geçmemelidir. Tekirdağ, mevcut durumdan çok daha iyisini hak ediyor. Tekirdağ, Büyükşehir kimliğine uygun hizmetleri artık fazlasıyla hak ediyor. Gelin hep birlikte Tekirdağ’ın içine düştüğü bu dehlizden çıkaralım. Gelin Tekirdağ’ı Cumhur Ittifakı’nın gerçek belediyecilik vizyonuyla buluşturalım. Bu konuda şehrimize her açıdan çağ atlatacak güçlü bir kadro kurduk. Başka hesaplar peşinde koşmadan sadece hizmet edecek, her anınızda hep yanınızda olacak isimleri aday olarak belirledik. Geçtiğimiz günlerde tüm adaylarımızın tanıtımı yapıldı. Biz belediye başkan adaylarımızın tamamına güveniyoruz, inanıyoruz. Kararlıyız ve kazanacağız. Tekirdağ’ın tercihinin de başta büyükşehir olmak üzere inşallah bu sefer Cumhur Ittifakı’nın yanında olmasını temenni ediyorum. Büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylarımızı sizlere emanet ediyorum. 31 Mart akşamı Tekirdağ’dan müjdeli haberler bekliyorum. Tekirdağ, 31 Mart’ta gerçek belediyeciliği tercih ediyor muyuz? 31 Mart’ta Cumhur Ittifakı’na destek veriyor muyuz? Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin. Rabbim bizi utandırmasın, mahçup etmesin” diyerek konuşmasını noktaladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "35 bin sağlık personeli atanacak!" Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "35 bin sağlık personeli atanacak!"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Ekim’de hasta kabulüne başlanan İzmir Şehir Hastanesi ile 4 kilometrelik bağlantı yolu ve kavşağın açılış töreninde vatandaşları selamlayarak, şehir hastanesi ile diğer yatırımların kente, millete ve ülkeye hayırlı olmasını diledi.  “İzmir Şehir Hastanesinin yüksek yatak kapasitesi, yoğun bakımları, ameliyathaneleri, kapalı açık otoparkları ve diğer birimleriyle İzmir’e yakışır bir eser” olduğunu söyleyen Erdoğan, “Laf değil, icraat. Buranın yollarını kim yaptı diye de sorarsınız değil mi? Kim yapması lazım? Büyükşehir belediyesinin yapması lazım. Peki büyükşehir belediyesi buranın altyapı olarak yollarını yaptı mı? Hayır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız devreye girdi. İlk etabı hallettik ama yetmez. İnşallah şimdi buranın yollarıyla alakalı ikinci etabını da yine Ulaştırma Bakanlığımız en güzel şekliyle yapacak ve hastanemize ulaşım daha da kolaylaşacak. Çünkü hastane yapınca ulaşım şart. Hastanemize hızlı, emniyetli ve konforlu bir erişim için inşa ettiğimiz 4 kilometre uzunluğundaki bağlantı yolunu ve kavşağını da bugün hizmete açıyoruz” diye konuştu.  “İzmir’in çileleri sona erecek”  İzmir Şehir Hastanesinin sadece ülkenin değil dünyanın en büyük, en yüksek kapasiteli, en modern sağlık komplekslerinden biri olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bünyesinde 6 ayrı hastaneyi barındıran bu muhteşem yatırım bizim eser ve hizmet siyasetimizin önemli bir nişanesidir. Şimdi seçimlere gidiyoruz. Bu seçimlerle birlikte ben inanıyorum ki güzel İzmir'imizin güzel insanları burada Hamza Dağ kardeşimizi Büyükşehir'in başına getirecek ve böylece altyapı noktasında da İzmir'imizin çileleri sona erecek. Manisa-İzmir arasında Sabuncubeli tünelini yaptık. Konak Tünelini biz yaptık. Bundan sonraki dönemde gerek merkezi yönetim olarak biz gerekse Büyükşehir belediyemiz olarak ele ele vereceğiz ve bütün altyapı sorunlarını ortadan kaldıracağız. Bunun için 31 Mart'a kadar yoğun bir şekilde çalışmaya var mıyız, hazır mıyız?” dedi.  Millete verdikleri sözleri yerine getirdiklerini belirten Erdoğan, “Şu projenin ülkenin ortak değerlerinin, milletin sembol isimlerinin arkasına gizlenerek değerli kardeşlerim hiçbir eser ve hizmet üretmeden, yıllarca şehrin sırtına yük olanlara ibret teşkil etmesini diliyoruz. Sizlere bir söz vermiştik. Demiştik ki ülkemizi eğitim, sağlık, adalet, güvenlik üzerinde yükselteceğiz. Sonra buna ulaşımdan enerjiye, spordan sosyal desteklere, pek çok başlığı ekledik. Bugün 21 yıl sonra geriye dönüp baktığımızda milletimize verdiğimiz sözleri yerine getirmiş olmanın bahtiyarlığı içindeyiz” diye konuştu.  “800 bin yeni öğretmen atadık, 35 bin sağlık personeli daha alıyoruz”  Okulların neredeyse tamamını yeniden inşa ettiklerini belirten Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Evlatlarımızın en iyi şekilde yetişmesini sağlamak için 800 bin yeni öğretmen atadık. Üniversite öğrenimini herkes için ayrıcalık değil hak haline getirdik. Darbecilerin yıktığı, mesleki eğitim sistemini yeniden ayağa kaldırdık. Sağlık dedik, şehirlerimizin tamamını; donanımıyla, teçhizatıyla, ambulansıyla en modern sağlık hizmetlerine kavuşturduk. İzmir'de olduğu gibi pek çok yerde faaliyete geçen şehir hastanesi, sağlık hizmetlerini demiştik ki dünya standartlarının üstünde bir seviyeye taşıdık. Yaklaşık 310 bini doktor olmak üzere 1 milyona yakın sağlık çalışanıyla bu alandaki insan kaynağımızı güçlendirdik. Önümüzdeki ay kamuya 15 bini hemşire olmak üzere 35 bin sağlık personeli daha alıyoruz. Ülke genelinde 2 buçuk milyon kişiye evde sağlık hizmeti vererek, hizmeti vatandaşın ayağına götürdük. Güvenlik güçlerimiz terör örgütlerinin başını ezerek insanlarımızın huzur içinde hayatını sürdürmesini sağladılar. Sınırlarımızın güvenliğini artırarak, terörü kaynağında kurutma stratejisine geçtik. Askeriyle, polisiyle, jandarmasıyla, istihbaratıyla Türkiye'yi dünyanın en güvenli ülkesi haline getirdik. Bitmedi, adalet dedik; yargı teşkilatımızı, binasından personeline kadar baştan aşağı milletimize en iyi hizmeti sunduk, altyapıya kavuşturduk. FETÖ'nün güdümünde itibar kaybeden adalet sistemimizi milletimizin emrine amade kıldık. Yargılama sürelerini kısaltacak tedbirleri alarak adaletin hızla tesisine zemin hazırladık. Bitmedi, ulaştırma dedik, bölünmüş yol uzunluğumuzu, 6 kilometreden aldık, 30 bin kilometreye yaklaştırdık.”  “Kalkınmanın temel altyapısı olan ulaşımı çeşitlendirdik, güçlendirdik”  Erdoğan, “Tünelleriyle, köprüleriyle, otoyollarıyla, hızlı ve yüksek hızlı tren hatlarıyla, havalimanlarıyla, kalkınmanın temel altyapısı olan ulaşımı çeşitlendirdik, güçlendirdik. İnşallah İzmir Ankara yüksek hızlı tren hattını da etap etap hizmete alarak bu alandaki çalışmalarımızı taçlandıracağız. Bir kısmı da İzmir'de olmak üzere yaptığımız stadyumlar, spor alanları, atletizm pistleri, havuzlar ve diğer tesislerle lisanslı sporcu sayımızı 15 milyonu faal, sporcu sayımızı 4 milyonun üzerine çıkardık müsabakalarda. Bakanlığımızca 7 bin 400’den fazla madalyayla spor alanında verdiğimiz emeklerimizin karşılığını da aldık” ifadelerini kullandı.  “İzmir Şehir Hastanemiz ve bağlantı yolları da işte bu eser zincirinin eklediğimiz son halkasıdır”  “Milli gelirimizden ayırdığımız payı üç katına çıkartarak devletimizin ülkemizdeki kimsesizlerin kimsesi olduğunu gösterdik” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Kimsesiz çocuklardan yaşlılara, engellilerden dul kadınlara kadar tüm dezavantajlı kesimlere sahip çıktık. Bugün ülkemizdeki altı buçuk milyon çocuğa ulaşan sosyal destek sistemimizle dünyanın örnek aldığı bir seviyeye geldik. Toplu konutta bir milyon 314 bin inşaatla insanımızın modern, depreme dayanıklı, huzurlu yuvalara kavuşmasına öncülük ettik. 81 vilayetimize yayılan, hizmete açılmış ve açılışa hazır hale gelmiş 222 millet bahçesiyle şehirlerimizde yaşayan insanlarımızın hayat kalitesini artırdık. Atık su arıtma, düzenli depolama, hava ve su kalitesi kontrolü sistemiyle çevreye duyarlı hayat alanları oluşturduk. Yaklaşık bir milyona yakın konut ve iş yerinde kentsel dönüşüm projesi uyguladık. İzmir Şehir Hastanemiz ve bağlantı yolları da işte bu eser zincirinin eklediğimiz son halkasıdır. Rabbim bizleri yaptığı hizmetlerle şu gök kubbede hoş bir seda bırakarak gidenlerden eylesin diyoruz” diye belirtti.  “İnşallah bu seçimleri de huzur içinde, hizmet yarışı şeklinde tamamlayacağız”  Konuşmasını sürdüren Erdoğan, “Geçtiğimiz mayıs ayında Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Seçimlerini başarıyla gerçekleştirdik. Şimdi de önümüzde mahalli idareler seçimleri var. İnşallah bu seçimleri de huzur içinde, hizmet yarışı şeklinde tamamlayacağız. Bölgemizde ve dünyada güç dengelerinin değiştiği siyasi ve ekonomik krizlerin, çatışmaların derinleştiği bir dönemde Türkiye'nin güven ve istikrar iklimini korumaya her zamankinden daha çok ihtiyacı bulunuyor. Geçtiğimiz 17 seçimin her biri gibi bu seçimi de ülkemizi siyasi açıdan istikrarsızlığa, ekonomik bakımdan çöküşe, sosyal yönden çatışmaya sürüklemenin vesilesi haline getirmek isteyenler elbette boş durmuyor” şeklinde konuştu.  “İzmir'in de bu kutlu mücadelede bize güç vermesini bekliyoruz”  Son dönemde kamuoyunda dedikodular ve spekülasyonlar üzerinden yürütülen kampanyalar olduğuna işaret eden Erdoğan, “Biz tüm bu tuzakları bozarak yolumuza devam ederken hiçbir zaman asıl hedeflerimizden kopmuyor, asıl mücadelemizden taviz vermiyoruz. Her dönemde olduğu gibi bugün de bizi en iyi milletimizin anladığına inanıyorum. Verdiğimiz mücadelede bugüne kadar en büyük gücümüz milletimizin desteği olmuştur. Bundan sonra da erkeğiyle, kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla bu ülkenin 85 milyonunun duası ve desteğiyle yolumuza devam edeceğiz. Çünkü biz bu milleti tarifsiz duygularla seviyoruz. Çünkü biz bu milleti özellikle yapacağımız hizmetlerle ibadet mertebesinde görüyor ve seviyoruz. Çünkü biz medeniyetimizin ve tarihimizin son kalesi bu ülkeyi mutlaka dünyada hak ettiği yere yükseltmek istiyoruz. İzmir'in de bu kutlu mücadelede bize güç vermesini, destek vermesini, heyecan vermesini bekliyoruz. Şehir hastanemiz ve diğer sağlık birimlerimizle, İzmirli kardeşlerimizi sağlıkla, mutlulukla yaşayacakları bir hizmet altyapısına kavuşturduk” diye konuştu.

Erdoğan'dan ABD ve İngiltere'nin Yemen saldırısına ilk yorum Haber

Erdoğan'dan ABD ve İngiltere'nin Yemen saldırısına ilk yorum

 Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu saldırıları "Kızıldeniz'i kan gölüne çevirme hevesi" olarak nitelendirdi ve orantısız bir güç kullanımı olarak değerlendirdi. Husilerin, ABD ve İngiltere'ye karşı başarılı bir savunma sergilediğini belirtti. Erdoğan, Cuma Namazı çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, Husi isyancıların Kızıldeniz'deki saldırılarına karşı ABD ve İngiltere'nin verdiği tepkiyi eleştirdi. "Orantılı bir eylem söz konusu değil. Bu yapılanların hepsi de orantısız bir güç kullanımıdır." dedi. İsrail-Filistin krizine de atıfta bulunarak, Amerika'nın aynı şekilde İsrail ile Filistin arasındaki çatışmada da benzer bir yaklaşım sergilediğine dikkat çekti. Erdoğan, İran'ın bu süreçte kendini nasıl koruyacağını düşünmek zorunda olduğunu ve İngiltere'nin Amerika ile işbirliği yaparak bu süreci devam ettirdiğini ifade etti. Kızıldeniz'deki gelişmelerin uluslararası ticaret ve enerji sevkiyatı açısından önemli olduğunu belirterek, bu tür çatışmaların küresel ekonomiye olumsuz etkileri olabileceğine dikkat çekti. Son olarak, Yemen'deki Husilerin ABD ve İngiltere'ye karşı başarılı savunma sergilediğini ve değişik kaynaklardan bu bilgilere ulaştığını söyledi. Türkiye olarak bu tür çatışmalarda rehavete kapılmamak gerektiğini ve gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirtti. Erdoğan'ın bu açıklamaları, Kızıldeniz'deki ticari gemilere yönelik saldırıların ardından ABD ve İngiltere tarafından yapılan misilleme saldırıları sonrasında geldi. Kızıldeniz'deki saldırılar, bölgesel ve küresel güçler arasındaki gerilimi artırırken, uluslararası ticaret ve enerji sevkiyatı açısından da endişelere neden olmuştu. HABER:FATMA ÖZTÜRK

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN AÇIKLAMA! Haber

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN AÇIKLAMA!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Borsa İstanbul 150. Yıl GongTöreni'nde yaptığı konuşmada, "Sermaye piyasalarını manipüle etmeye çalışan tamahkarlara meydanı boş bırakamayız." dedi. Erdoğan, Borsa İstanbul'un 150. Yıl Dönümü programında yaptığı konuşmada, Cumhuriyet'in 100. yılında, borsanın 150. yılını hep birlikte gururla kutladıklarını söyledi. Borsanın, ilk kez 1873'te "Dersaadet Tahvilat Borsası" ismiyle faaliyete başladığını belirten Erdoğan, 1985 yılına gelindiğinde ise İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının kurulduğunu anımsattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra farklı borsaları tek çatı altında toplamaya karar verdiklerini ifade ederek, şunları dile getirdi: "İstanbul Menkul Kıymetler Vadeli İşlemler Opsiyon ile İstanbul Altın Borsalarını 2013 yılında Borsa İstanbul markası altında birleştirdik. Borsamız, bir anonim şirkete dönüşerek daha şeffaf, daha dinamik, takas ve saklama kurumlarıyla daha entegre bir yapıya kavuştu. Türkiye Varlık Fonunun tesisiyle birlikte, Borsa İstanbul'u 2017 senesinde Varlık Fonunun portföyüne dahil ettik. Varlık Fonunun ortaklık oranı Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'na ait payın satın alınması sonrasında yüzde 90,6'ya çıktı." Böylelikle Borsa İstanbul'un yapısal dönüşüm sürecinin tamamlanmış olduğunu aktaran Erdoğan, bir buçuk asırdır ülkenin kalkınması, büyümesi, ekonomik olarak güçlenmesi, istihdamın, üretimin ve yatırımın artması için çaba harcayan borsanın bütün mensuplarını şükranla yad ettiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Borsa İstanbul, 150 yıllık köklü tarihiyle Türkiye'nin son bir buçuk asırdaki inişli, çıkışlı yolculuğunun en yakın şahitleri arasında yer alıyor. Osmanlı Devletinin dağılmasından, Birinci Cihan Harbi'ne, Milli Mücadele'den Cumhuriyetimizin ilanına, tek parti sultasından çok partili demokrasiye geçişe, darbelerden ekonomik krizlere kadar son 150 yılda milletimizin başına gelen iyi, kötü her olay borsamızı da etkilemiştir. Tabii bir de buna savaşından, salgınına küresel ölçekte yaşanan tüm gelişmeleri de eklememiz gerekiyor. Borsa İstanbul'u sadece Cumhuriyetimizin değil, aynı zamanda küresel sistemin canlı tanıklarından biri olarak değerlendiriyoruz. Borsamızın serencamına baktığımızda, esasen milletimizin ekonomi ve finans alanındaki mücadelesinin iz düşümlerini de görebiliyoruz." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Borsanın ilk kurulduğu yıllar, Osmanlı'nın borçlarını ödemekte zorlandığı, tefeci Galata bankerlerinin devletin iliğini sömürdüğü, Düyun-u Umumiye İdaresinin teşkili ile finans kapitalin ülkeyi mali açıdan müstemlekeleştirdiği, gerçekten zor ve acı verici dönemlere tekabül etmektedir." diye konuştu. Bu dönem dikkatlice incelendiğinde, Galata bankerlerinin, ülkenin yerel kaynaklarını nasıl engellediklerini net bir şekilde gördüklerini vurgulayan Erdoğan, finans kapitalin, 19. yüzy ılın ortalarından itibaren sadece ekonomik getiri gayesiyle değil, bundan daha ziyade kontrol ve tahakküm peşinde koştuğunun sayısız örneğiyle karşılaştıklarını anlattı. Erdoğan, "Her ne kadar borsamız bize Osmanlı'dan miras kalan bir kurum olsa da uzun yıllar asli görevini yerine getirememiştir. Borsamız, yıllarca yabancıların, yerli yatırımcıları ve ülke kaynaklarını çeşitli manipülasyonlarla sömürdüğü bir platforma dönüştürüldü. Borsada yatırım yapmak yerine, insanımızın günlük lisanına da sirayet eden 'borsada oynama' ifadesi, aslında bu durumun bir yansımasıydı." şeklinde konuştu. Siyaset kurumunun da 3-5 oy daha fazla kazanmak uğruna borsayı hedef alarak bu algının kökleşmesine yardım ettiğini vurgulayan Erdoğan, "Son olarak bunu 14-28 Mayıs seçimleri arifesinde bir kez daha gördük. Bizzat muhalefetin cumhurbaşkanı adayı tarafından Borsa İstanbul'u yıpratmayı amaçlayan bütüncül bir kampanya yürütüldü." ifadesini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Battık, bittik senaryolarıyla yatırımcı korkutuldu. Dövize, altına ve üretime doğrudan katkısı olmayan diğer araçlara yönlendirilmek istendi. Bu furyaya mandacı, müstemlekeci kimi ekonomistler de alkış tuttu." değerlendirmesinde bulundu. Gelişmiş ekonomilerde, sermaye piyasalarının derinleşmesiyle reel sektör finanse edilirken, gelişmiş sermaye piyasaları sayesinde de tasarruf oranlarının artmasının sağlandığını dile getiren Erdoğan, kendilerinin de bu doğrultuda daha kararlı bir duruş sergilemeleri gerektiğini kaydetti. Erdoğan, gelişmiş ekonomilerde, siyasetçilerin ülkenin sermaye piyasasını kötüleyerek seçim kazanma hayali kurmadığını ve sistemin böyle bir manipülasyona izin vermediğini sözlerine ekledi. HABER:NURCAN ŞENER

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.