Hava Durumu

#Erken Teşhis

Yeni Marmara Gazetesi - Erken Teşhis haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Erken Teşhis haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Meme Kanserinde Erken Teşhisin Önemi Haber

Meme Kanserinde Erken Teşhisin Önemi

Medical Point Gaziantep Hastanesi Radyoloji Uzmanı Dr. Ebru Güzel, "Dünya genelinde kadınlar arasında en sık görülen kanser türlerinden biri olan meme kanseri, erken teşhis edildiğinde tedavi edilebilir bir hastalık olmaya devam ediyor," dedi. Dr. Ebru Güzel, "Sağlık Bakanlığı verilerine göre, her 8 kadından 1’i yaşamı boyunca meme kanseri riskiyle karşı karşıya kalıyor. Ancak erken evrede tespit edilen vakalarda tedavi başarısı yüzde 90’ın üzerine çıkıyor. Bu nedenle düzenli mamografi kontrolleri, özellikle 40 yaş üstü kadınlar için büyük önem taşıyor" dedi. "Belirtilere dikkat edilmeli" Dr. Ebru Güzel, "Meme kanserinde ele gelen kitle, meme başında çekilme, akıntı ya da ciltte değişiklik gibi belirtiler en sık karşılaşılan uyarılar arasında yer alıyor. Ancak birçok vakada hastalık belirti vermeden ilerlediği için, şikayet olmasa bile düzenli kontrollerin aksatılmaması gerekiyor" şeklinde konuştu. Erteleme, gecikme, unutma Meme sağlığı konusunda farkındalık çağrısında bulunan Uzm. Dr. Ebru Güzel, "Meme kanserinde erken tanı hayat kurtarır. Kadınların kendi bedenlerini tanımaları ve düzenli olarak kendilerini muayene etmeleri çok önemli. Ancak yalnızca elle muayene yeterli değil; taramalar, özellikle mamografi, hayati bir rol oynuyor" ifadelerini kullandı. Erkeklerde de görülüyor Dr. Ebru Güzel, "Her ne kadar kadınlara özgü bir hastalık gibi algılansa da meme kanseri erkeklerde de görülebiliyor. Toplam vakaların yaklaşık yüzde 1’ini erkek hastalar oluşturuyor. Bu nedenle erkeklerin de meme bölgesinde olağandışı değişiklikler fark etmeleri durumunda vakit kaybetmeden doktora başvurmaları gerekiyor" ifadelerine yer verdi.

Kanserde Erken Teşhis, Tedavi Şansını Artırıyor Haber

Kanserde Erken Teşhis, Tedavi Şansını Artırıyor

Medical Point Gaziantep Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gökmen Aktaş, kanserde erken tedavinin önemine dikkat çekti.   Medical Point Gaziantep Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Gökmen Aktaş, mide kanserinde erken teşhisin hayati önem taşıdığına dikkat çekerek, toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla sindirim sistemiyle ilgili bazı belirtilerin ciddiye alınması gerektiğini vurguladı.  "Belirtiler hafife alınmamalı"  Mide kanserinin genellikle sinsi bir şekilde ilerlediğini belirten Doç. Dr. Aktaş, "Mide kanseri başlangıçta belirti vermeyebilir ya da hafif hazımsızlık ve şişkinlik gibi günlük hayatla ilişkilendirilebilecek şikayetlerle kendini gösterebilir. Ancak uzun süren mide ağrısı, iştahsızlık, ani kilo kaybı, kanlı kusma ya da dışkıda kan gibi belirtiler varsa mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır" dedi.  Mide kanseri riskini artıran etkenlere de değinen Aktaş, "Helicobacter pylori enfeksiyonu, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, aşırı tuzlu ve tütsülenmiş gıdaların tüketimi, sigara ve alkol kullanımı ile ailede mide kanseri öyküsü, önemli risk faktörleri arasında yer alıyor. Bu risk grubundaki bireylerin düzenli kontrollerini ihmal etmemesi gerekir" ifadelerini kullandı.  "Erken teşhis, tedavi şansını artırıyor"  Tanı ve tedavi süreci hakkında da bilgi veren Aktaş, erken evrede teşhis edilen mide kanserinin cerrahi müdahale ve uygun onkolojik tedavilerle tamamen iyileştirilebileceğini söyledi. Geç evrelerde teşhis konulması halinde ise tedavi sürecinin çok daha zorlu geçtiğini belirten Aktaş, "Düzenli taramalar ve hastalıkla ilgili farkındalık büyük önem taşıyor" şeklinde konuştu.  Doç. Dr. Aktaş, mide kanserinden korunmada sağlıklı yaşam tarzının etkili olduğunu da hatırlatarak, "Dengeli beslenmek, işlenmiş gıdalardan uzak durmak, ideal kiloyu korumak, sigarayı bırakmak ve alkol tüketimini sınırlamak mide sağlığı açısından önemlidir. Ayrıca düzenli egzersiz yapmak ve stresi yönetmek, bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser riskini azaltabilir" diye konuştu. 

72 yaşındaki emekli öğretmen Yakup Cansız kanseri erken teşhisle yendi Haber

72 yaşındaki emekli öğretmen Yakup Cansız kanseri erken teşhisle yendi

Rize'de, 72 yaşındaki emekli öğretmen aile hekiminin yönlendirmesiyle yaptığı tarama sayesinde erken evrede kanseri yenerek hayata tutundu.   Rize'de rutin kullandığı ilaçlarını yazdırmak için kayıtlı olduğu aile hekimine başvuran Yakup Cansız, hekiminin yönlendirmesi ile Sağlık Bakanlığı tarafından 50-70 yaş arasındaki vatandaşlara ücretsiz kalın bağırsak kanseri de denen kolorektal kanser taramasını yaptırabileceğini öğrendi. Bunun üzerine harekete geçen Cansız, kendisine verilen gaitada gizli kan testiyle kolorektal kanser taramasını yaptırdı. Test sonucunun pozitif çıkmasıyla İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) tarafından tedavi için uzman hekime yönlendirildi. Recep Tayyip Erdoğan Üniversite Eğitim ve Araştırma Hastanesi (RTEÜ) Gastroenteroloji Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Zehra Zeynep Keklikkıran tarafından gerekli tahlil ve tetkikleri sonucu erken tanı alarak, kapalı yöntemle yapılan başarılı cerrahi operasyonla sağlığına kavuştu.  Mart ayının kolorektal kalın bağırsak kanseri farkındalık ayı olduğunu belirten ve Kanser konusunda geç kalmamayı öneren Rize İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Gökhan Demiral, "Ameliyat olup sağlığına kavuşan ve Rize'nin sağlık, imkânlarından övgüyle bahseden vatandaşımızın mutlu olması bizleri de mutlu ediyor. Erken teşhisin hayat kurtardığını tüm halkımıza söylüyoruz. Biz halkımızı seviyoruz ve halkımızın sağlığı bizim için çok önemli. Bu amaçla Sağlık Bakanlığı olarak 50-70 yaş arası vatandaşlarımıza ücretsiz uyguladığımız kolorektal kanser taramasının önemini bir kez daha vurgulamak istiyoruz" ifadelerini kullandı.  Erken teşhiste aile hekimlerinin çok önemli olduğunu vurgulayan Demiral, "Vatandaşlarımızı Aile Sağlığı Merkezlerinde bulunan aile hekimlerimize, Sağlıklı Hayat Merkezimize, KETEM'e ücretsiz kanser taramalarını yaptırmaları için bekliyoruz" dedi.  "Gastroenteroloji uzmanı kısa sürede ameliyat olmam gerektiğini söyledi"  İlaçlarını yazdırmak için aile hekimine gittiğinde aile hekiminin yönlendirmesiyle kanser taramasını yaptıran Yakup Cansız, "Hiçbir şikâyetim yoktu. Aile hekimimi kırmamak adına verdiği kanser tarama kitiyle taramamı yaptım. Sonucun pozitif olduğu gördüm ve aile hekimimin yanına tekrar gittim. Yapılan tetkikle ve kolonoskopi sonucunda kalın bağırsakta kitle tespit edildi. Gastroenteroloji uzmanı kısa sürede ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Başarılı bir ameliyat geçirdim kendimi çok iyi hissediyorum. Bütün vatandaşlarımızın şikâyeti olsun olmasın kanser taramalarını yaptırmaya davet ediyorum. Hastalığım sürecinde yakın ilgilerini gördüğüm tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. 

Kanserde Erken Teşhisin Önemi Haber

Kanserde Erken Teşhisin Önemi

Kanserde ‘erken teşhis’ giderek önemi artan bir kavram olduğunu belirten uzmanlar, gelişen tıp sayesinde kanser, erken teşhis ile başarılı bir şekilde tedavi edilebildiğini söyledi.   Kas iskelet sistemi kanserleri, vücudun hareket ve destek sistemini oluşturan kemik, kas, kıkırdak ve bağ dokusunda gelişen nadir ancak ciddi sağlık sorunlarına sebep olabilen tümörler olduğunu belirten Medicana Bursa Hastanesi Omurga Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hayati Aygün, "Genellikle 'sarkom' olarak bilinen bu kanser türleri, çocukluk ve genç yetişkinlik dönemlerinde daha sık görülmektedir. Kas iskelet sistemi kanserlerinin en yaygın belirtileri arasında gece artan ağrılar, şişlik ve kısıtlı hareket yer almaktadır. Ayrıca kemiklerde kırıkların gelişmesi de önemli bir işaret olabilir. Bu belirtilerle karşılaşan kişilerin vakit kaybetmeden bir uzmana başvurması gerekiyor. Ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı, erken dönemde tespit edilen kanser türlerinin tedavisinde başarı şansını artırır. Bu belirtiler göz ardı edilmemelidir" ifadelerini kullandı.  Prof. Dr. Hayati Aygün, kas iskelet sistemi kanserlerinin tanısının ilk olarak fiziksel muayene ile başladığını belirtiyor. Ardından röntgen, manyetik rezonans (MR) ve bilgisayarlı tomografi (BT) gibi görüntüleme yöntemleri kullanılarak kanserin yerinin ve yayılımının belirlendiğini ifade eden Prof. Dr. Hayati Aygün, tanı ve tedavi sürecini şu şekilde anlattı;  "Kesin tanı için hastaya biyopsi yapılır ve tümörden alınan doku örneği patolojik incelemeye gönderilir. Tedavi, tümörün türüne ve evresine göre belirlenir. Cerrahi müdahale, kanserin ilk evrelerinde sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir. Bunun yanı sıra radyoterapi ve kemoterapi de tedavi seçenekleri arasında yer alır. Özellikle omurga kolonunu etkileyen ve omurilik ile sinir köklerine bası yaparak felç riski taşıyan metastatik kanserlerin tedavisinde, endoskopik cerrahi yöntemler büyük bir rol üstlenmektedir. Bu yöntem, hem tanı koyma hem de tedavi sürecinde önemli bir yer tutar."  Kas iskelet sistemi kanserlerinin omurgaya metastaz yapması durumunda, omurilik ve sinir köklerine baskı yaparak felç riski oluşturabiliyor. Bu durumda son yıllarda geliştirilmiş olan endoskopik cerrahi yöntemler önemli bir tedavi alternatifi olarak öne çıkıyor. Prof. Dr. Hayati Aygün, "Endoskopik cerrahi, daha hızlı iyileşme süreci ve daha az invaziv bir yaklaşım sunduğu için hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabiliyor" dedi.  Kas iskelet sistemi kanserlerinin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte genetik yatkınlık, radyasyon maruziyeti ve bazı kimyasal maddelere maruz kalma gibi risk faktörleri bulunuyor. Prof. Dr. Hayati Aygün sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemenin, dengeli beslenmenin ve düzenli egzersiz yapmanın kanser riskini azaltmada önemli rol oynayabileceğini ifade etti.  Kas iskelet sistemi kanserleri nadir görülse de, erken tanı ve tedavi ile başarı şansı yüksek olan kanser türleri arasındadır. Bu sebeple belirtileri gösteren kişilerin bir an önce doktora başvurması büyük önem taşır. Toplumda bu tür kanserlerin farkındalığının artırılması, erken tanı ve tedavi imkanlarının iyileştirilmesine yardımcı olacaktır. 

Rahim Ağzı Kanserinde Erken Teşhisin Önemi Haber

Rahim Ağzı Kanserinde Erken Teşhisin Önemi

 Medicana Bursa Hastanesi, rahim ağzı kanseri (serviks) farkındalık ayı etkinlikleri çerçevesinde hastaneye gelenleri bir bir bilendirdi. Standı ziyaret edenlere rahim ağzı kanseri, erken teşhis yöntemleri, HPV virüsü ve koruyucu tedbirler hakkında detaylı bilgiler sunuldu.   Medicana Bursa Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Müzeyyen Uyanik, Human Papilloma Virus (HPV), dünya genelinde en sık rastlanan cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan biri olup, özellikle kadınlarda rahim ağzı kanserine yol açabildiğini söyledi. Prof. Dr. Müzeyyen Uyanık, “HPV, erken teşhis ve korunma yöntemleriyle önlenebilir bir sağlık sorunudur. HPV tarama testleri ve aşıları, bu enfeksiyona karşı etkili bir koruma sağlamaktadır. HPV’nin cilt ve mukoza yoluyla bulaşan bir virüs grubudur. Bugüne kadar 200’den fazla HPV tipi tespit edilmiştir. Bu tiplerden bazıları, özellikle tip 16 ve 18, rahim ağzı kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarına sebep olabilir. Bazı türler ise genital siğillere yol açabilir. HPV enfeksiyonu, hem kadınlar hem de erkekler için ciddi bir risk oluşturmaktadır” şeklinde konuştu.  HPV aşısının rahim ağzı kanseri riskini büyük ölçüde azalttığını ve genital siğiller dahil olmak üzere HPV’nin sebep olabileceği diğer kanser türlerine karşı da etkili bir koruma sağladığını ifade eden Dr.Müzeyyen Uyanık, “HPV aşısı, en sık görülen 9 HPV tipine (6, 11, 16, 18, 31, 33, 45, 52, 58) karşı etkili olup, 10 yıllık verilere göre genital siğil oranında yüzde 90’lık bir azalma sağlanmıştır. Aşı 9-14 yaş arası bireylerde iki doz (0. ve 6. aylar), 15 yaş ve üzerindeki bireylerde ise üç doz (0., 2. ve 6. aylar) şeklinde uygulanır. Ayrıca aşı öncesi HPV testi yapılmasının gerekli değildir. HPV aşısının rahim ağzı kanserine karşı yüzde 90, genital siğillere karşı yüzde 90, vulva kanserine karşı yüzde 85-90, vajina kanserine karşı yüzde 80-85 ve anal kansere karşı yüzde 90-95 oranında koruma sağlamaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC) tarafından aşının güvenli olduğu onaylanmıştır. Toplumun HPV aşısı konusunda bilinçlenmesi gerekiyor. HPV aşısı ve düzenli tarama testleri, özellikle rahim ağzı kanseri başta olmak üzere HPV kaynaklı sağlık sorunlarının önlenmesinde kilit bir rol oynamaktadır" dedi.  Hastane yönetimi, etkinliğin amacının rahim ağzı kanserinin önlenebilir bir sağlık sorunu olduğunu topluma anlatmak ve bireyleri erken teşhis için düzenli kontrol alışkanlığı kazanmaya teşvik etmek olduğunu açıkladı. Standı ziyaret eden katılımcılara bilgilendirici materyaller dağıtıldı ve uzmanlar soruları yanıtladı. 

Kanserde Erken Teşhisin Önemi Haber

Kanserde Erken Teşhisin Önemi

Rahim ve rahim ağzı kanseri, hücrelerin anormal büyümesi sonucu oluştuğunu ifade eden uzmanlar, bu kanser türlerinin erken aşamalarda teşhis edilmesi, tedavinin daha kolay ve başarılı olması için önemli olduğuna dikkat çekti.   Serviks kanserinin, rahmin alt kısmındaki serviks bölgesinde gelişen ve erken dönemde belirti vermeyen tehlikeli bir kanser türü olduğunu belirten Medicana Bursa Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Sabri Kartal, "Erken teşhis ile serviks kanseri tedavi edilebilir ve sağ kalım oranları oldukça yüksektir. Bu sebeple düzenli olarak yapılan Pap smear ve HPV testleri, kadın sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Serviks kanserinin en önemli sebebi, uzun süreli yüksek riskli HPV enfeksiyonlarıdır. HPV aşısı bu konuda çok önemlidir. HPV, cinsel yolla bulaşan bir virüs olup, çoğu enfeksiyon semptom göstermeden geçse de, bazı yüksek riskli tipler serviks kanserine yol açabilmektedir. HPV aşısı, bu riski önemli ölçüde azaltan etkili bir korunma yöntemidir" diye konuştu.  Erken dönemde serviks kanseri teşhisi konan kadınların tedaviye yanıtının oldukça yüksek olduğunu ifade eden Op. Dr. Kartal, "Erken dönemde yapılan Pap smear testlerinde anormal hücre değişiklikleri tespit edilirse, bu durum kanser öncesi aşamalarda müdahale edilmesine imkan tanır. Erken tedavi ile serviks kanseri tedavi edilebilir ve 5 yıllık sağ kalım oranı yüzde 92’ye kadar çıkabilir. Serviks kanseri riskini artıran faktörler, HPV enfeksiyonuna ek olarak, sigara içmek, erken yaşta cinsel ilişkiye başlamak ve bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklardır. Ayrıca, HPV aşısı yaptırmayan kadınların ve düzenli Pap smear testleri yaptırmayan kişilerin daha yüksek risk taşını unutmaması gerekiyor" dedi.  Serviks kanserinin tedavisinde cerrahi müdahaleler, radyoterapi ve kemoterapi gibi seçeneklerin bulunduğunu belirten Op.Dr. Kartal, "Erken evrelerde histerektomi (rahim ve serviksin alınması) en yaygın tedavi yöntemidir. Ancak, doğurganlık isteyen kadınlar için doğurganlık koruyucu cerrahi tedavi seçenekleri de mevcuttur. Serviks kanseri konusunda kadınları bilinçlendirmek ve düzenli kontrollerin önemini vurgulamak amacıyla, herkesi düzenli jinekolojik muayeneleri ve tarama testlerini yaptırması gerekiyor" şeklinde uyardı. 

Bursa'da Görev Yapan Aile Hekimleri Yeni Yönetmeliği Değerlendirdi Haber

Bursa'da Görev Yapan Aile Hekimleri Yeni Yönetmeliği Değerlendirdi

Bursa'da görev yapan aile hekimleri Dr. Osman Uğur Yavaş ve Dr. Ümran Demir, kronik hastalıkların izlenmesi ve akılcı ilaç kullanımına yönelik kapsamlı düzenlemeleriyle dikkat çeken yeni aile hekimliği yönetmeliği ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.   Gemlik 8 Nolu Şehit Ömer Halisdemir Aile Sağlığı Merkezi'nde görev yapan Dr. Osman Uğur Yavaş, hipertansiyon, diyabet, obezite gibi hastalıkların toplumda çok yaygın olmaya başladığını vurguladı. Sağlık Bakanlığı'nın yeni yönetmelikle birlikte aile hekimlerine kronik hasta takipleri konusunda teşvik etmesini olumlu bulduğunu dile getiren Dr. Yavaş, “Bu hizmetler, koruyucu sağlık hizmetleri ve bağışıklama hizmetleri gibi bizim görev kapsamımızda olmaktadır. Aynı zamanda aile hekimliği, vatandaşlarımıza yön verme konusunda etkin bir rol oynamaktadır. Kanser taraması gibi çok önemli koruyucu sağlık hizmetleri aile hekimleri tarafından yapılıyor. Vatandaşlarımızın aile hekimliklerine kendi sağlıkları konusunda güvenebileceklerini belirtmek istiyorum” dedi.  Yeni yönetmelikte akılcı ilaç kullanımına yönelik kapsamlı düzenlemelerin de önemine dikkat çeken Dr. Yavaş, “Antibiyotik direnci gibi çok önemli konular penisilinin icadından beri gündemdir. Bugün antibiyotiklerin bilinçsiz bir şekilde kullanılması sonucu bu direnç çok ciddi boyutlara ulaşmıştır. Bu konuda çok fazla MRSA gibi enfeksiyonlar görülmektedir. Gelecek nesillerimizin tedaviye doğru bir şekilde erişebilmesi için antibiyotik de değil sağlığımızda ısrarcı olmalıyız. Sonuç olarak yeni yönetmeliğin aile hekimliğini ve koruyucu sağlık hizmetlerini ön plana çıkarmasını ve teşvik etmesini önemli buluyorum” ifadelerini kullandı.  Aile Hekimliği Erken Teşhiste Önemli Rol Oynuyor  Nilüfer 25 Nolu Işıktepe Aile Sağlığı Merkezi'nde çalışan Dr. Ümran Demir ise hipertansiyon, diyabet, kalp damar hastalığı açısından izlem ve taramalar gerçekleştirdiğini belirtti. Yakın zamanda kanser taramasını yaptığı iki vatandaşın kolon kanseri ve bir vatandaşın da serviks kanseri teşhisi aldığını dile getiren Dr. Demir, “Bu hastalar, hastalıkları ileri evreye gelmeden erken teşhisle tedavi oldular. Taramalar sırasında hipertansiyon olduğunun farkında olmayan hastalarım vardı. Bunları tespit edip ikinci basamağa yönlendirdik ve tedavi olmalarını sağladık. Kronik hastalığı olup ilaç kullanan hastalarımızda kan tahlillerinin kontrolleri, ilaç takiplerinin yapılması ve sağlıklı yaşam önerileriyle hastanın hastalığı yönetmesine de destek olduk” şeklinde konuştu.  Toplumda ağrı kesici kullanımının yaygın olduğuna dikkat çeken Dr. Demir, “Ağrıya sebep olan temel nedenlerin tespit edilip tedavisi gereklidir. Asıl sorun göz ardı edildiğinde ise müdahale etmesi zor bir evreye ilerlemiş olacaktır” diye konuştu. 

“Erken teşhis yaşam süresini artırıyor”  Haber

“Erken teşhis yaşam süresini artırıyor” 

Akciğer kanserinin dünyada en sık ölüm sebeplerinden biri olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Serap Ket Alkan, “Akciğer kanseri taramasının hedefi akciğer kanserini daha erken, tedavi edilebilir aşamalarda teşhis etmektir. Erken teşhis ile beraber invaziv teşhis prosedürlerinin de azaltılması sağlanabilir. Etkin bir tarama programı ile erken teşhis konarak ölümde azalmaya vesile olunabilir” dedi.   VM Medical Park Bursa Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Serap Ket Alkan, akciğer kanserinde tarama yöntemleri hakkında bilgi verdi. Akciğer kanserinin dünyada her iki cinste de kanserden ölümlerin en sık sebebi olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Alkan, “Akciğer kanseri taramasının hedefi akciğer kanserini daha erken, tedavi edilebilir aşamalarda teşhis etmektir. Erken teşhis ile beraber invaziv teşhis prosedürlerinin de azaltılması sağlanabilir. Etkin bir tarama programı ile erken teşhis konarak ölümde azalmaya vesile olunabilir” şeklinde konuştu.  “Avrupa Birliği ülkelerinde tarama yöntemlerine önem veriliyor”  20 Avrupa Birliği (AB) üyesi devlet ile Norveç'te planlanan ve halen devam eden akciğer kanseri tarama programları bulunduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Alkan, “Hırvatistan'da 2020'den beri ulusal düşük doz BT tarama programı yürütülmekte olup, Birleşik Krallık yakın zamanda ulusal bir tarama programı başlatmıştır. Çek Cumhuriyeti ve Polonya ise ulusal tarama programına geçiş aşamasındadır” dedi.  “Erken teşhis yaşam süresini artırıyor”  İngiltere tarama programındaki 10 yıllık takipte akciğer kanseri mortalitesinin her iki cinste yüzde 26, kadınlarda yüzde 33 oranında azaldığının tespit edildiğini söyleyen Uzm. Dr. Alkan, “Evre 1 A teşhisi alan hastaların yüzde 90'ına tarama ile yüzde 10'una ise tarama dışı teşhis konmuştur. Evre 1 teşhis konan akciğer kanseri hastalarında 5 yıllık hayat süresi yüzde 70 iken, evre 3 teşhis konanlarda yüzde 20'ye kadar düşmektedir. Kalite güvenceli, güncellenmiş ve yapılandırılmış düşük doz BT tabanlı akciğer kanseri taraması için önerilen hasta grubu ise 20 paket /yıl sigara içicisi olmak, 55-74 yaş aralığında olmak, 10-15 yıl öncesine kadar sigara içiciliği halinin olması olarak tanımlanmıştır” diye konuştu.  Akciğer kanseri tarama programının; katılımcıları için kaynak ve bilgi materyalleri sağlanması gerektiğini belirten Uzm. Dr. Alkan, “Taramada tespit edilemeyen akciğer kanseri konusunda katılımcılar bilgi sahibi yapılmalıdır. Fransa ve Polonya'da mobil araçlarla düşük doz CT tarama imkânı hastalara sunulabilmektedir. Çekilen düşük doz BT'lerin doğru okunması ve raporlanması önemlidir. Bu aşamada bilgisayar destekli cihazlara yapay zekayı entegre etmek, pulmoner nodüllerin tespiti, segmentasyonu, kanser (malignite) riski ve nodülün ardışık ölçümlerini kolay ve doğru yapmayı sağlar. Düşük doz CT programları aralıklı olarak güncellenmelidir” ifadelerini kullandı.  “Sigara bırakma programları da entegre edilmelidir”  Taramada elde edilen verilerin uygun şekilde işlenmesi ve saklanması gerektiğini sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Alkan, “Tarama dâhilindeki hastalar için geri çağırım ve hatırlatma sistemleri kurulmalıdır. Atipik, akciğer kisti varlığı (duvar kalınlığı artmış ve duvar nodülaritesi olan kist), tarama ile belirlenen nodülün boyutunda büyüme-çoğalma olması, ayrıca morfolojisinde değişiklik belirlenmesi ile tarama sonrası PET- BT ve biyopsiyi gerektirebilen durumlar olabilir. İyi huylu tümörleri taklit eden primer akciğer kanserlerin de görülebildiği uzmanlar tarafından göz ardı edilmemelidir. Tarama programlarına sigara bırakma programları da entegre edilmelidir. Tarama programına almanın fayda getirmeyeceği düşünülen yaşlı ve eşlik eden ek hastalığı olanlar tarama dışı bırakılabilir” dedi. 

Giyilebilir Sağlık İzleme Cihazları: Sağlık Hizmetlerinde Yeni Bir Dönem Haber

Giyilebilir Sağlık İzleme Cihazları: Sağlık Hizmetlerinde Yeni Bir Dönem

Giyilebilir sağlık izleme cihazları, modern tıbbın en yenilikçi ve etkili araçlarından biri olarak sağlık hizmetlerinde devrim yaratıyor. Bu cihazlar, kullanıcıların sağlık verilerini sürekli olarak izleyerek sağlık profesyonellerine anlık veri sağlıyor. Kronik hastalıkların yönetimi ve erken teşhis süreçlerinde büyük kolaylık sunan bu teknoloji, sağlık sektöründe yeni bir dönemi başlatıyor. Giyilebilir Sağlık İzleme Cihazlarının Faydaları Sürekli İzleme ve Anlık Veri Sağlama Giyilebilir cihazlar, kullanıcıların kalp atış hızı, kan basıncı, oksijen seviyeleri gibi önemli sağlık verilerini sürekli olarak izler. Bu veriler, anlık olarak sağlık profesyonellerine iletilir, böylece hastaların sağlık durumu hakkında anında bilgi sahibi olunur. Bu sürekli izleme, özellikle kronik hastalıkların yönetiminde büyük avantaj sağlar. Kronik Hastalıkların Yönetimi Kronik hastalıklara sahip bireyler için düzenli izleme hayati öneme sahiptir. Giyilebilir sağlık cihazları, hastaların günlük yaşamlarını etkileyen ani sağlık değişikliklerini tespit eder ve hızlı müdahaleyi mümkün kılar. Örneğin, kalp hastalığı olan bir kişi, kalp ritmindeki anormallikleri anında fark edip doktora başvurabilir. Erken Teşhis ve Önleyici Tedbirler Erken teşhis, birçok hastalığın tedavisinde kritik bir rol oynar. Giyilebilir cihazlar, vücutta meydana gelen küçük değişiklikleri bile algılayarak potansiyel sağlık sorunlarını erken aşamada tespit eder. Bu sayede, hastalıklar ilerlemeden gerekli önlemler alınabilir ve tedavi süreçleri daha başarılı olabilir. Gelecek Perspektifi Giyilebilir sağlık izleme cihazları, sadece bireysel sağlık yönetimini değil, genel halk sağlığını da olumlu yönde etkiler. Büyük veri analizleri ve yapay zeka ile entegre edildiğinde, toplum genelinde sağlık trendleri izlenebilir ve geniş kapsamlı sağlık politikaları geliştirilebilir.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.