Hava Durumu

#Findik

Yeni Marmara Gazetesi - Findik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Findik haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

'Samuray arısı' kahverengi kokarca tehdidine karşı göreve hazır Haber

'Samuray arısı' kahverengi kokarca tehdidine karşı göreve hazır

Karadeniz Bölgesi'nde fındık başta olmak üzere birçok tarım ürününe büyük zarar veren kahverengi kokarca böceğiyle mücadelede önemli bir adım atıldı. Trabzon Orman Bölge Müdürlüğü laboratuvarında üretilen samuray arıları, zararlı böceğin yayılımını durdurmak için doğaya salınıyor. Fındık üreticilerinin son yıllarda en büyük sorunlarından biri haline gelen kahverengi kokarca, hem ürün verimliliğini düşürüyor hem de kalite kaybına yol açıyor. Kimyasal ilaçlamaların çevresel etkileri ve sınırlı başarısı nedeniyle yetkililer, çözümü biyolojik mücadelede aradı. Trabzon Orman Bölge Müdürlüğü bünyesindeki Orman Zararlılarıyla Mücadele Laboratuvarında yapılan çalışmalar sonucunda ilk etapta binlerce samuray arısı üretildi. Asya kökenli olan samuray arısı, doğada kahverengi kokarca yumurtalarıyla beslenerek böceğin çoğalmasını engelliyor. Zararlının doğal düşmanı olarak bilinen bu arı türü, çevreye zarar vermeden popülasyonu kontrol altına almasıyla dikkat çekiyor. Son yıllarda Karadeniz Bölgesi'ni etkisi altına alan ve özellikle fındık üreticilerinin korkulu rüyası haline gelen kahverengi kokarca böceği için laboratuvar ortamında üretilen bu küçük savaşçılar, mücadele için doğaya salındı. Uzman ekipler tarafından belirlenen pilot bölgelerdeki fındık bahçelerine bırakılan samuray arıları, kahverengi kokarcanın yumurtalarını hedef alarak onun neslini engelleyen doğal bir biyolojik savaşçı. Küçük boyutuyla görünmeyen bu arı türü samuray, kahverengi kokarcanın en etkili doğal düşmanlarından biri olarak kabul ediliyor. Trabzon Orman Bölge Müdürü Emin Yılmaz: "2024 yılına kadar bu zararlı maalesef Marmara bölgesine kadar ulaştı" Kahverengi kokarcaya yönelik yürütülen çalışmalarla ilgili bilgiler veren Trabzon Orman Bölge Müdürü Emin Yılmaz, "Kahverengi kokarca böceği başta fındıkta olmak üzere bir çok tarım ürününe zarar veriyor. Son yıllarda ülkemize giriş yapan iklim şartlarına göre yayılışını arttıran zararlı türlerden bir tanesi. Ülkemize 2016-2017 yıllarında Gürcistan üzerinden girişleri başlamıştı. O yıllarda mandalinada zararlısını tespit ederek mücadelesine başlamıştık. 2024 yılına kadar bu zararlı maalesef Marmara bölgesine kadar maalesef ulaştı. Doğal şartlarda yılda 70 kilometre kadar uçabilen bir tür. Farklı faktörlerle yayılışını hızlı gösterebilen bir tür" dedi. "Fındıkta oldukça büyük zararlara yol açabiliyor" Kahverengi kokarca ile 4 türde mücadele yapılabildiğini kaydeden Yılmaz, "Yöremizde birçok zirai türlerimizde zarar yapabilen türlerin başında geliyor. Özellikle meyve, sebzede yoğun şekilde zarar yapıyor. Fındıkta da oldukça büyük zararlara yol açabiliyor. Bununla mücadele çalışmalarında Tarım ve Orman Bakanlığımız araştırma laboratuvarında yırtıcısını üreterek mücadele yapıyor. 4 türde mücadele yapabiliyoruz. Erginleri ve yumurtalarını toplayarak imha edebiliyoruz. Biyoteknik dediğimiz feromon tuzaklarını asarak tuzaklarla mücadele edebiliyoruz. Kimyasal mücadele var ama çok kullanmıyoruz. Biyolojik mücadele dediğimiz yani bu türün yırtıcısı olan türleri laboratuvar ortamında yetiştirip doğal dengeye uygun mücadele çalışması yürütüyoruz. Biz Orman Bölge Müdürlüğü olarak Bakan beyin ve Genel Müdürümüzün talimatlarından sonra Orman Zararlıları İle Mücadele Laboratuvarımızda bu zararlının yırtıcısını üretmeye başladık. Bu yıl verilen programımızın üstünde bir yırtıcı geliştirerek salımlarını yapıyoruz. Doğada zaten her böcek var. Bozulan dengeyi tekrar denge pozisyonuna getirmek için buradaki faydalı popülasyonuna artış sağlamak amacıyla mücadele yapıyoruz" şeklinde konuştu. "Kendi laboratuvarımızda bunu ilk kez yapıyoruz" Kahverengi kokarca türünün 20 ve 40'lı gruplar halinde yumurta bıraktığını vurgulayan Yılmaz, "Laboratuvar ortamında yırtıcısını yetiştiriyor. Bunun için önce anaç kokarcalarını alıp laboratuvar ortamında yumurtlamalarını sağlıyoruz. O yumurtalarımız daha sonra elimizdeki faydalı böcek anaçları ile beraber parazitlemeyi yaptıktan sonra çıkan faydalı böceklerimizle zarar gördüğümüz alanlara salımları yapıyoruz. Öncelikle zararlı alanların tespitleri yapılıyor. Bunun için feromon tuzakları asılıyor. Astığımız tuzaklara böcek düşüyorsa orada çalışma yapıyoruz. Bu tür yılda bir kez yavruluyor. Mart ayından sonra aktif hale geliyor. Ekim sonundan sonra kışlığa geçiyor. Mart ve Ekim ayı arasında periyotta faydalı böcek üretip salımlarını yapıyoruz. Bunlar yumurtalarını 20 ve 40'lı gruplar halinde yapıyorlar. Saldığımız faydalı böcekler yumurtalara kokusundan ve takibinden bulup kendi yumurtalarını bırakıp parazitliyor. O türün çoğalmasını engelliyor. Samuray arısı dediğimizde çok büyük bir şey bekliyoruz ama çok küçük göz ile zor görülebilen türümüz. Zararlı böceği gidip imha eden bir türümüz değil. Yumurtaların birbirini yiyerek çoğalmalarını engelledikleri mücadele şekli. Kendi laboratuvarımızda bunu ilk kez yapıyoruz. 5 bin adet deneme amaçlıydı. Önümüzdeki yıllarda bunu katlamalı olarak arttıracağız" ifadelerini kullandı.

Her sofrada bir tabak şifa  Haber

Her sofrada bir tabak şifa 

Karadeniz’in unutulmuş geleneksel lezzetlerinden biri olan fındık yaprağı sarması, yeniden mutfaklarda yer bulmaya başlarken, yapılan bilimsel çalışmalar bu bitkinin yalnızca kültürel bir değer değil, aynı zamanda kansere karşı etkili doğal bir savaşçı olduğunu ortaya koydu. Yıllar boyunca sadece ticari bir ürün olarak anılan fındığın yaprakları da yeniden keşfediliyor. Giresun'un Piraziz ilçesinde yerel halk tarafından mayıs ayında toplanan taze fındık yaprakları, geleneksel tariflerle sarma yapımında kullanılıyor. Bu lezzetin yeniden mutfaklara kazandırılmasında öncü rol üstlenen Piraziz Yerel Eylem Grubu Derneği (PİRYEG), unutulmaya yüz tutmuş yemek kültürünü canlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda sağlıklı beslenme açısından yeni kapılar aralıyor. Fındık yaprağı sarmasını ilçede yaşayan 85 yaşındaki bir kadından öğrendiğini ifade eden PİRYEG üyesi Demet Öztürk, "Fındıkla uğraşırken bir teyzem bana ‘Mayıs geldi, fındık yaprağı sarması saracağını' söylemesi üzerine ilgimi çektiği için öğrendim. Meğer yıllardır yapılıyor, ama unutulmuş. Uç yaprakları toplayıp sıcak suda haşlıyoruz, klasik iç harçla sarıp pişiriyoruz. Üzerine limon sıkıldığında asma yaprağından ayırt etmek neredeyse imkânsız oluyor" dedi. Prof. Dr. Ayşegül Çebi: "Fındık yaprağında antikanser etkisi var" Fındık yaprağının geleneksel kullanımının çok ötesine geçen yönünü olduğunu belirten Giresun Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşegül Çebi, yürüttükleri laboratuvar araştırmalarında fındık yaprağından elde edilen ekstraktların antikanser etkilerini gözlemlediklerini açıkladı. Prof. Dr. Çebi,"Çalışmalarımızda meme ve akciğer kanseri hücrelerine karşı, fındık yaprağının hem ethanol hem de metanol ekstraktlarının hücre öldürücü etkiler gösterdiğini ortaya koyduk. Yaprakta, kemoterapötik etkiye sahip doğal bir bileşen olan ‘paklitaksele" benzer maddeler bulundu. Bu da fındık yaprağının alternatif bir antikanser ajan olarak araştırılabileceğini gösteriyor" diye konuştu. Her sofrada bir tabak şifa Fındık yaprağındaki antikanser maddenin ilaç formuna dönüştürülmesi için projelerin de olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ayşegül Çebi, "Bilindiği gibi paklitaksel, porsuk ağacı denilen bir ağaçtan üretilmektedir. Bu madde de daha sonradan ilaç formuna dönüştürüldü. Belki alternatif bir kaynak olarak kullanılabilir mi diye yola çıktık. Şuan bu konuda çalışma yapmak için projelerimiz bulunmaktadır. Fındık yaprağı sarması artık sadece bir besin değil, umut vaat eden bir gelecek. Gerek içerdiği besin değerleriyle gerekse kansere karşı olası etkileriyle bu unutulmuş lezzet. Bundan sonraki çalışmalar ise kanser ilacı yapılması yönünde olacaktır. Bizim yaptığımız sadece bir başlangıçtır" ifadelerini kullandı.

Fındık Fiyatları Rekora Koşuyor Haber

Fındık Fiyatları Rekora Koşuyor

Son dönemde Giresun'da yaşanan zirai donun ardından fındık fiyatları serbest piyasada rekor seviyelere ulaştı. Geçtiğimiz haftayı 170 liradan kapatan fındığın kilogram fiyatı, bu hafta 185 liraya yükseldi.   Giresun'un tarihi fındık pazarı esnaflarından Mustafa Kankaya, yaşanan zirai don felaketinin etkilerinin piyasaya yansımaya başladığını belirtti. Kankaya, "Geçen hafta fındık fiyatı 170 lira civarındaydı. Sahada yapılan zirai don tespit çalışmalarının ardından, Giresun kalite 53 randıman fındığın fiyatı 185 liraya yükseldi. Bu artışın zirai donun etkilerinden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Ayrıca havaların ısınmasıyla birlikte kahverengi kokarca zararlısının da etkilerinin önümüzdeki günlerde hissedileceğini düşünüyoruz. Zarar tespitleri daha net olarak ilerleyen süreçte ortaya çıkacaktır" dedi.  Zirai donun Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) üzerindeki etkilerine de dikkat çeken Kankaya, TMO'nun stoklarında hızlı bir erime yaşandığını vurguladı. Kankaya, "TMO, elindeki fındığı 50 randıman esasına göre kilogramı 125 liradan satışa sunmuştu. Ancak bu fiyata sanayici ve ihracatçıdan beklenen talep gelmemişti. Don afetinin ardından ise TMO'nun satışa sunduğu fındıklara yoğun ilgi oluştu. Daha önce parasını yatıran ve talep edenlerin işlemleri tamamlandı, TMO ise, yeni satışları durdurdu. Bu durum, fiyat güncellemesi sinyali veriyor. Görünen o ki TMO'nun stokları hızla tükenecek ve bu da yeni sezon fındığı için piyasada yer açacaktır" diye konuştu. 

Fındık Piyasanın Patronu Türkiye Haber

Fındık Piyasanın Patronu Türkiye

Dünya'da ikinci büyük üretici İtalya'da rekoltenin beklenen 140 bin ton yerine 65-70 aralığında gerçekleşmesi ve üçüncü üretici ABD'de verimdeki düşüşler, zaten lider olan Türkiye'yi dünya pazarında daha güçlü hale getirdi.   Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliğinden (DKİB) alınan verilere göre, geçen yıl yüzde 14'lük artışla 324 bin 438 tona ulaşan fındık ihracatından, yüzde 42'lik yükselişle 2 milyar 638 milyon 359 bin dolar döviz girdisi elde edildi.  1 Eylül 2024'te başlayan ihracat sezonunun ilk 4 ayında ise Türkiye'nin ihracatı yüzde 18 artışla 135 bin 160 tona, değer olarak ise yüzde 36 yükselerek 1 milyar 95 milyon dolara çıktı. Özellikle kabuklu fındık ihracatında adeta patlama yaşandı. Sezonun ilk 4 ayında kabuklu fındık ihracatı, yüzde 432 artışla 859 tona ve değer açısından da yüzde 443 yükselişle 3 milyon 281 bin dolar olarak gerçekleşti.  İşlenmiş fındık ihracatı yüzde 21 artarak 77 bin 307 tona, değerde de yüzde 42 artışla 632 milyon 258 bin dolara ulaştı. İç fındıkta ise 459 milyon 686 bin dolarlık 56 bin 991 ton ihracata imza atıldı. Miktarda yüzde 13 ve değerde yüzde 29 artış oldu.  Fındığın değeri yükseldi  Dünya'da Türkiye'den sonra ikici büyük üretici İtalya'da beklenen 140 bin ton yerine 65-70 bin ton ürün alınması ve üçüncü üretici ABD'deki rekolte kayıpları dünyadaki ticareti etkiledi. Rekabetçi ülkelerdeki arz sorunu 127 ülkeye fındık satan Türkiye'yi dünya pazarında daha güçlü hale getirdi. Büyük çikolata üreticileri ve dünyanın en büyük ithalatçıları fındık için Türkiye'nin kapısını çalınca fındıkta miktar olarak artışın üzerinde değerde ciddi yükseliş yaşadı.  Sezonda miktarda yüzde 18'lik artışa rağmen değerde yüzde 36, 2024 yılı genelinde ise miktarda yüzde 14 ve değerde yüzde 42'lik yükselişler Türkiye'den fındığa olan talebin bir sonucu oldu. Yüksek taleple fındık fiyatındaki artış, Türk ihracatçısını mutlu etti. 

Kadınlar Eşleri ile Birlikte Çalışıyor, Günlük Ücret Bin 500 Lirayı Buluyor  Haber

Kadınlar Eşleri ile Birlikte Çalışıyor, Günlük Ücret Bin 500 Lirayı Buluyor 

Karadeniz Bölgesi'nin en önemli geçim kaynağı olan fındıkta kış bakımı başladı. Fındık bahçesinde eşleri ile birlikte yevmiye usulü çalışan kadınlar, aile ekonomisine katkı sunuyor.  Karadeniz Bölgesi'nin en önemli geçim kaynağı olan fındık, üreticilerin gelirlerine büyük katkı sağlıyor. Güneşli havayı fırsat bilen bahçe sahipleri ve işçiler, kışlık bakımlarını gerçekleştiriyor. Yapılan bakım çalışmalarında kuruyan verimsiz dallar ve fındık ocaklarının çevresi yabani otlardan temizleniyor. Az alandan verimli fındık alabilmek adına yapılması gereken bakımların, önemli olduğu belirtiliyor.  Kadınlar eşleri ile birlikte çalışıyor, günlük ücret bin 500 lirayı buluyor  Ordu'daki fındık bahçelerinde yevmiye usulü çalışan işçiler ise hem erkek, hem de kadınlardan oluşuyor, günlük bin 500 ile bin 300 arasında belirleniyor. Sabahın erken saatlerinde bahçeye giren işçiler, kalabalık bir ekip ile çalışma yürütüyor. İşçiler, yemek molalarını ise kadınların bahçelerde yaktıkları ateşte pişirdikleri yemek ile karşılıyor.  “Verimi arttırıyor”  Özkan Huysuz, fındık bahçelerinde gerekli bakımları yaparak, bir sonraki hasat sezonuna hazırladıklarını söyledi. Yapılan bakım çalışmaları ile verimin arttığını ve bahçelerdeki karışıklığın önüne geçildiğini kaydeden Huysuz, “Şu anda 12 kişilik ekip ile çalışıyoruz. Sabah saatlerinde bahçeye girip, akşam saatlerinde çıkıyoruz. Yevmiye usulü çalışıyoruz, günlük ücret bin 300 lira” dedi.  “Bundan sonraki süreçte gübre ve ilaçlama yapılacak”  Fındık bahçesinde çalışan Mehmet Dağ, günlük bin 500 ile bin 300 lira yevmiye ile çalıştıklarını, bu günlerde dal kesme ve bahçe temizliği yaptıklarını belirtti. Dağ, “Bundan sonraki süreçte gübre ve ilaç atma, tırpan işleri başlıyor. Günlük 8 saat kadar çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi.  “Bahçeleri hasat sezonuna hazırlıyoruz”  Bir süre önce eşi vefat eden Fatma Döndü Karahasan isimli işçi, yapılan kışlık bakımlar ile fındık bahçelerini bir sonraki hasat sezonuna hazır hale getirdiklerini aktardı. Fındık tarımının zor olduğunu söyleyen Karahasan, “Fındığı toplamak ile iş bitmiyor, sonrasında bu bakımları için yeniden bahçeye giriyoruz” ifadelerine yer verdi.  “Bakım yapılmazsa bahçeler orman gibi oluyor”  Yıllardır fındık bahçelerinde bakım çalışmalarını yaptıklarını, eşinin de kendisine yardım ettiğini söyleyen Hakkı Topçu da “Sabahın erken saatlerinde bahçeye giriyoruz ve akşam saatlerine kadar temizlik yapıyoruz. Bir süre sonra gübre, ilaçlama ve toplama işlemleri yapılacak. Bakım yapılmadığı takdirde bahçeler orman gibi oluyor, onun için mahsul zayıf oluyor, verim kaybı oluyor. Aslında bu zamanlarda yapılan bakım bir sonraki hasat sezonuna hazırlık” şeklinde konuştu. 

Dubai Çikolatasına Rakip Olan Fındık Ezmeli Trabzon Çikolatası Haber

Dubai Çikolatasına Rakip Olan Fındık Ezmeli Trabzon Çikolatası

Trabzon'da 4 kız kardeşin fındık ezmeli Trabzon çikolatası, son günlerde talep patlamasının yaşandığı Dubai çikolatasına rakip oldu. Patent başvurusu yapılan Trabzon çikolatasında taleplere yetişemeyen Sungur kardeşler, Dubai çikolatasının ismini aldığı Dubai'den de sipariş aldı.   Trabzon'da yaşayan Seyyare, Sinem, Demet ve Kübra Sungur isimli 4 kız kardeş, ailenin üç kuşaktır sürdürdüğü fındık üretimini ve fındığın değerini arttırmak için kendi markalarını oluşturdu. Fındığı çikolata ile buluşturan ve çikolatalarına gelen talepler nedeniyle üç şube açan Sungur kardeşler, kendi ürettikleri ürünlerle fındığa katma değer sağlıyor. Son dönemde Antep fıstığı, tel kadayıf ve çikolatadan oluşan Dubai çikolatasında “çılgınlık” seviyesinde bir talep patlaması yaşanmasına ise Sungur kardeşler kayıtsız kalmadı. Tamamı kadınlardan oluşan üretim merkezinde fındık ezmeli Trabzon çikolatası üreten Sungur kardeşler, taleplere yetişemez hale geldi. Türkiye'nin birçok ilinden gelen taleplerin yanı sıra yurt dışından da sipariş alınan Trabzon çikolatasının patentini almak için başvuru da yapan Sungur kardeşler, Dubai çikolatasına adeta rakip oldu. Dubai'ye fındık ezmesi ihracatı yapan Sungur kardeşlerden Seyyare Sungun, Dubai'den Trabzon çikolatası için de sipariş aldıklarını söyledi.  Fındık ocağını 9 yıl önce fındığa katma değer katmak için kardeşleriyle bir araya gelip kurduklarını belirten Seyyare Sungur, “Yaklaşık üç kuşaktır fındık ticaretinde ve üretiminde bulunan bir ailede doğmuş 4 kız kardeş farklı mesleklerden mezun oluyor. Ama günün sonunda yine aynı ocakta fındık topluyor ve biz bu markayı 9 yıl önce kurmuş oluyoruz” dedi.  Dubai çikolatası çılgınlığını değerlendiren Sungur, “Aslında tüm dünyada popüler kültürün bir getirisi var. Bu bir gerçek, artık bunu kabul etmeliyiz. Sosyal medyanın bunda etkisi söz konusu. Bununla birlikte içerisinde fındığın, fıstığın ve kadayıfın da bulunduğu, tamamen Türkiye'nin ürünleri olan bu ürünün bu kadar Dubai adı altında meşhur olması tüm dünyada viral oldu. Herkes bununla ilgili üretimler yapmaya başladı. Biz de dahil olarak. Tabii ki ilk etapta biz bunu fıstıklı değil de kendi bölgemizde yetişen fındıklarla yapmaya başladık. Ben bunu tamamen popüler kültürün bir getirisi olarak görüyorum” şeklinde konuştu.  “İsmini Trabzon çikolatası koyduk, olay farklı bir boyuta taşındı”  Taleplere yetişemedikleri Trabzon çikolatası için patent başvurusu yaptıklarını kaydeden Sungur, “Aslında ilk çıktığı andan itibaren herkesin düşündüğü o konu vardı. İsmi neden Dubai çikolatası? Çünkü kadayıf bizim, fıstık bizim ülkemizde üretiliyor, neden bu isim Dubai diye? İlk çıktığı andan itibaren tabii ki bir fındık üreticisi olarak ve fındıkla ilgili ürünler üreten bir dükkan olarak biz bunu fındıklı yaptık. O ürettiğimiz dönemde henüz kutularımız gelmemişti ve bununla ilgili bir isim veya herkes dükkandan içeri girdiğinde Dubai çikolatası yok mu diyordu, ben de bu olaya açıkçası çok böyle bir şekilde ya neden Dubai çikolatası diye tepki gösteriyordum. Fındıklı yaptıktan sonra ismini biz tabii ki burada ürettiğimiz için, buradaki kadınların el emeği olduğu için ismi bizim üretimimizdeki kadınlar koydu. Trabzon çikolatası koyduk. Koyduktan sonra zaten olay farklı bir boyuta taşındı. Bu ürünün üretimi tamamen bize ait. Trabzon çikolatası patenti bize ait, başvurularını yaptık. Elbette bununla ilgili tüm Türkiye'de üretimler başlayacaktır. Çünkü yoğun bir talep var. Biz fındığın çikolataya yakıştığını bilen en iyi milletiz. Çünkü bununla büyüdük. Çikolataya da en çok yakışan şey gerçekten fındık. Aslında biz bunu sadece gözlemlemiş olduk, deneyimlemiş olduk” diye konuştu.  “Dubai çikolatasını da bir kadın meşhur etmişti, Trabzon'un çikolatasını da meşhur etmek bir kadın girişimciye nasip oldu”  Siparişlere yetişemediklerini belirten Sungur, “Aslında fındık ve çikolata bu bölgede çok bilinen bir lezzet. Biz sadece bunu tekrar bir yenilemek istedik. Tabii içerisinde kadayıf ekleyerek biliyorsunuz bu çıtırlıkla birlikte popüler oldu. Dubai çikolatasını da bir kadın meşhur etmişti. Trabzon'un çikolatasını da üretmek ve meşhur demek ki yine bir kadın girişimciye nasipmiş. Gerçekten çok güzel tepkiler alıyoruz, çok beğeniliyor. Zaten bildiğimiz lezzet söylediğim gibi. Şu an gerçekten siparişlere yetişemiyoruz, telefonlara yetişemiyoruz. Çok yoğun bir ilgi var. Yani herkese çok teşekkür ediyoruz. İsminin Trabzon olmasından kaynaklı dünyada ses getiren bir dönüşüme doğru gidiyor. Trabzon gerçekten bir marka şehir. Bunu çok net görebiliyoruz ama içeriğinde kullandığımız fındık tüm Karadeniz'in incisi olan ve tüm bölgelerimizde yetişen fındık. Üreticilerimizden aldığımız fındıklarla harmanlı yani Giresun, Ordu, Samsun, Artvin, Sakarya tüm bu bölgelerde yetişen fındıkların en iyisini kullanarak yapıyoruz. O öğreticilerimiz bizim için çok kıymetli. İyi ki varlar. Çünkü fındığa katma değer katmak bizim hepimizin en önemli görevi. Biz bunu sadece bir markaya dönüştürerek devam ettirmek istedik. Aslında bir Dubai çikolatasına karşı bir Trabzon çikolatası neden olmasın, yerli bir üretim neden olmasın, yerli bir marka neden olmasın diye yola çıktık. İyi ki de çıkarmışız. İnsanlar bunu bekliyormuş. Gerçekten çok da güzel oldu” ifadelerini kullandı.  “Trabzon çikolatasını Dubai'ye satmak da sanırım ilk bize nasip olacak”  Dubai çikolatasının ismini aldığı Dubai'den Trabzon çikolatası siparişi aldıklarını vurgulayan Sungur, “Yurt dışından oldukça sipariş geliyor. Çünkü yurt dışında yaşayan çok Türk vatandaşımız var ve özellikle onlardan çok mesaj alıyoruz. Biz kapasiteyle alakalı sorunu çözdüğümüzde mutlaka hepsine üretmek istiyoruz. Çünkü amacımız zaten bunu dünyaya tanıtmak. Fındığı katma değerli bir şekilde, gerektiği değerde pazarlamak ve markalaştırmak en önemlisi. Böyle bir ivme yakalamışken bunu en doğru şekilde ve en temiz şekilde insanlara ileteceğiz, tüketimlerini sağlayacağız. İçerisinde bu ürünleri üretecek olanlar mutlaka olacaktır ama içerisine lütfen en iyi kalitedeki fındıklarını kullansınlar. Yani bunu hepimizin bir markası olarak düşünsünler. Bu üründeki en iyi kalitede fındığı kullandıklarında insanların tadıp da bu ne kadar lezzetliymiş dememe şansları olmayacak. Bizim marka olarak Dubai'de de satışımız var. Fındık kremalarımız Dubai'de satılıyor. Çikolata siparişimizi de aldık. Trabzon çikolatasını Dubai'ye satmak da sanırım ilk bize nasip olacak” dedi.  “Fiyatı makul tuttuk”  Dubai çikolatasının ilk çıktığı günlerde çok yüksek rakamlara satıldığını, Trabzon çikolatasının fiyatının ise makul tutulduğunu söyleyen Sungur, “Aslında biz kendimiz direkt üretici olduğumuz için fiyatları çok makul oranda tuttuk. Yani bu kalitede, içi bu kadar dolgulu bir ürünün bu fiyatta satılması piyasada mümkün değil maalesef. Bu oranla da biz aslında şunu hedefliyorduk; herkese ulaşılabilir bir fiyat olsun, kaliteli bir ürün olsun, seri bir kazanç getirsin. İnsanlara da bu fiyatı bu şekilde alabilme özgürlüğü sunduk. Çünkü Dubai ilk çıktığında çok yüksek rakamlarda satılmaya başladı. Bunu nasıl dengeleriz; fındık zaten buranın bir ürünü, neden burada bu kadar pahalı satılsın. Ulaşılabilir olmak hedefimizdi. Bunu da başardığımızı düşünüyorum” ifadelerini kullandı. 

Üreticiler TMO ve FİSKOBİRLİK'ten Alım Fiyatlarının İyileştirilmesini İstiyor Haber

Üreticiler TMO ve FİSKOBİRLİK'ten Alım Fiyatlarının İyileştirilmesini İstiyor

Karadeniz'de fındık üreticileri bugünlerde fındığını kurutmanın ve acil masrafları için bir an önce satmanın telaşını yaşıyor. Üreticiler, fındığını tüccara değil TMO ve FİSKOBİRLİK'e vermek istiyor ancak alım şartlarının ve fiyatların iyileştirilmesini talep ediyor.  Giresunlu fındık üreticileri topladıkları fındığı kurutabilmek için şehir içindeki yolları ve sahil boyundaki yaya kaldırımlarını adeta fındık harmanı haline getirdi. Ancak üreticiler çocuklarının okul masrafları gibi acil ihtiyaçlarından dolayı fındığı hemen kurutup satmayı düşünürken, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) alım kriterleri, FİSKOBİRLİK'in ise geçmiş yıllardaki güven kaybından dolayı serbest piyasaya fındık vermek zorunda kalıyor.  Giresunlu fındık üreticileri, topladıkları fındıkları kimi zaman yol kenarlarında, kimi zaman ise kaldırımlarda kurutmaya çalışıyor. Yüksek kesimlerdeki hava şartlarından dolayı sahile indirilen fındıklar yüzlerce metre fındık harmanı oluşturdu. Fındıkta hasat mevsiminin sona yaklaşması dolayısıyla bahçelerden topladıkları ürünlerini kurutma telaşı içeresine giren üreticiler her yıl olduğu gibi, bu yıl da Karadeniz Sahil Yolu kenarları ile yaya kaldırımlarını fındık harmanı haline getirdi.  Sahil kesiminde fındığı daha erken kurutma imkanı bulduklarını kaydeden Kemaliye köyünden Nuriye Şahin, “Harman için uygun yer bulamadığımız için kabuğundan soyulmuş fındıkları kurutmak için Karadeniz Sahil Yolu kenarlarını tercih ediyoruz. Beton veya asfalt zemine serilen fındık daha iyi kuruyor. Bu nedenle ürünlerimizi kurutabilmek için kara yolu kenarlarını ve kaldırımları tercih etmek zorunda kalıyoruz. Bahçelerimizden bin bir güçlükle topladığımız fındıklarımızı buralarda daha iyi ve daha hızlı kurutuyoruz" dedi.  Keşap'ın Karabulduk köyünden fındığını kurutmak için Giresun'a geldiğini ifade eden Kadir Uğur yaptığı açıklamada “Bilindiği gibi köylerde arazilerimiz harman için uygun olmadığından ve hava şartlarının daha çok yağışlı olması nedeniyle sahile getirdim. Kuruttuktan sonra da hemen satacağım. Geçen yıl TMO'ya fındığımı götürdüm. 'Maalesef seçilecek' denildi, 'alım şartları' dendi, yok nem fazla denildi ben de götürüp tüccara verdim. Karadeniz'de nem oranı her zaman yüksektir. Fındık, diğer hububat ürünleri gibi değerlendirilmemelidir. Bu sezon fındığı bekletmeden satacağım çünkü serbest piyasada fındığın yükselmesi için mahsulün rekoltesinin düşük olması gerekir ancak bu sene rekolte oldukça iyi o nedenle fiyatların bekledikçe yükseleceğini düşünmüyorum” diye konuştu.  Fındık üreticisi Yunus Akkılıç ise TMO ile birlikte Türkiye'de hatta dünyada en büyük üretici birliği olarak görülen FİSKOBİRLİK'in üreticiye bu süreçte gerek alım şartları gerek alım fiyatları konusunda daha fazla destek olmasını isteyerek fındık üreticilerin mağduriyetinin giderilmesi çağrısında bulunurken, Mehmet Ali Alaşavlar da "Fındığımı şuanda satmayı düşünmüyorum. Serbest piyasaya satsam ucuza gidecek, TMO'ya gitsem alım şartları deniliyor. 2.5 ton fındığım var ama TMO bunu sadece 400 kilosunu alıyor. Geri kalanı ise tüccara vermek zorunda kalıyorum. Ancak serbest piyasadaki fiyatlar maliyetlerin altındadır. Biz de çaresiz serbest piyasaya mahkumuz” dedi.  Öte yandan TMO Giresun kalite fındığı 132 liradan alırken, fındık tüccarı aynı fındığı serbest piyasada 128 liradan, FİSKOBİRLİK ise 126 liradan alış yapıyor. 

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.