Hava Durumu

#Fıtık

Yeni Marmara Gazetesi - Fıtık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Fıtık haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Uzmanlar uyarıyor: Yanlış yastık fıtık nedeni olabilir Haber

Uzmanlar uyarıyor: Yanlış yastık fıtık nedeni olabilir

Yanlış yastık seçimi boyun fıtığı, baş ağrısı ve uykusuzluğa yol açabiliyor. Doç. Dr. Çiğdem Çınar, doğru yastık seçimiyle ilgili önemli uyarılarda bulundu. Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı'ndan Doç. Dr. Çiğdem Çınar, yanlış yastık kullanımının omurga sağlığına zarar verdiğini belirterek, "Doğru yastık seçilmediğinde zamanla boyun düzleşmesi, sinir sıkışmaları ve hatta boyun fıtığı oluşabilir" dedi. Yanlış yastık sadece uykunuzu değil, sağlığınızı da bozuyor Yastık seçimi, pek çok kişi tarafından önemsiz bir detay gibi görülse de, uzmanlara göre bu küçük tercih, uzun vadede sağlık üzerinde ciddi etkilere neden olabiliyor. Doğru yastık seçilmediğinde yalnızca uyku kalitesinin değil, omurga sağlığının da olumsuz etkilendiğini belirten Doç. Dr. Çiğdem Çınar, yastığın yalnızca başı değil, boyun ve omurgayı da desteklemesi gerektiğini söyledi. Çınar, "Yastığınız size gerekli desteği sağlamıyorsa, sabah dinlenmiş değil; yorgun, ağrılı ve gergin uyanırsınız. Bu sadece konfor değil, doğrudan sağlık meselesidir" ifadelerini kullandı. Bu belirtiler varsa yastığınız size zarar veriyor olabilir Doç. Dr. Çiğdem Çınar, sabahları boyun ve ense ağrısıyla uyanan, gün içinde baş ağrısı veya migren şikâyetleri artan, gece horlayan ya da ağzı açık uyuyan, uyandıktan sonra baş dönmesi veya denge problemi yaşayan ve gün boyu yorgunluk ya da odaklanma zorluğu çeken kişilerin kullandıkları yastığı mutlaka gözden geçirmesi gerektiğini söyledi. Uzun vadede bazı hastalıklara yol açabilir Yastığın yanlış seçilmesi yalnızca geçici rahatsızlıklara değil, uzun vadede kalıcı sağlık problemlerine de neden olabiliyor. Doç. Dr. Çiğdem Çınar'a göre bu sorunlar arasında boyun fıtığı, kas spazmları ve duruş (postür) bozuklukları, kronik baş ağrıları, uyku apnesi ve horlama gibi solunum problemleri ile sinir sıkışmalarına bağlı olarak gelişen kol ağrısı ve uyuşmalar yer alıyor. Uyku pozisyonuna göre altın kurallar Her bireyin uyku pozisyonu farklı olduğu için, kullanılan yastığın da buna uygun olması gerektiğini belirten Doç. Dr. Çiğdem Çınar, doğru yastık seçiminde ilk kriterin kişinin uyuma şekli olduğunu belirtti. Yan yatan kişilerin omuz genişliğini destekleyecek, yüksek ve sert yastıklar tercih etmesi gerektiğini ifade eden Çınar, sırtüstü uyuyanlar için ise orta kalınlıkta ve boyun desteği sağlayan ergonomik yastıkların uygun olduğunu söyledi. Çınar, yüzüstü uyuyanlar için ince ve yumuşak yastıkları önerirken, bu pozisyonun boyun sağlığı açısından riskli olduğunu ve mümkünse tercih edilmemesi gerektiğini belirtti. Alerjik bünyeye sahip bireylerin ise hipoalerjenik ve yıkanabilir özellikteki yastıkları tercih etmesini tavsiye etti. Yastık 2-3 yılda bir değiştirilmeli Yastıkların ortalama iki ila üç yılda bir değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Çiğdem Çınar, "Zamanla yastığın iç dolgusu formunu kaybediyor, içinde bakteri, toz akarları ve nem birikiyor. Bu durum, hem yastığın destek özelliğini azaltıyor hem de sağlığı tehdit eden unsurları beraberinde getiriyor" dedi. Yastık kullanımında sağlıklı bir yaklaşım için önemli önerilerde bulunan Çınar, özellikle sabah uyanıldığında ağrı hissediliyorsa yastığın değiştirilmesinin şart olduğunu vurguladı. Uyku pozisyonuna uygun yastık seçiminin önemine dikkat çeken Çınar, yastığın formunun bozulmuş olması durumunda zaman kaybetmeden yenilenmesi gerektiğini ifade ederken, malzeme tercihlerinde ise lateks ya da hafızalı sünger gibi destekleyici ürünlerin tercih edilmesini önerdi. Çınar, alerjiye yatkın bireyler içinse yıkanabilir, pamuklu kılıflarla kullanılan hipoalerjenikyastıkların daha sağlıklı bir seçim olacağı belirtti. "Yastığınız sizi hasta etmesin" Doç. Dr. Çınar, "Uyku, vücudun kendini onardığı en önemli süreçtir. Bu süreci doğru bir yastıkla desteklemek, yaşam kalitesini belirleyen en temel adımlardan biridir" diyerek bilinçli alışveriş yapılması ve yastıkların düzenli kontrol edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Uyku kalitesini artırmak, omurga sağlığını korumak ve uzun vadeli sorunları önlemek için yastık seçimini şansa bırakmamak gerektiğinin altını çizdi. Pek çok kişi yumuşak yastıkların daha konforlu olduğunu düşünse de uzmanlar bu noktada önemli bir hatırlatma yapıyor: Yumuşaklık her zaman destek anlamına gelmiyor. Vücudu yeterince desteklemeyen yastıklar, kısa vadede rahat hissettirse de uzun vadede omurgada ciddi sorunlara neden olabiliyor. Doç. Dr. Çınar, "Yastık seçiminde asıl önemli olan şey, rahatlık değil, boyun ve omurga için doğru desteği sağlamasıdır" dedi.

Yıllar Sonra Tek Böbrekli Olduğunu Öğrendi Haber

Yıllar Sonra Tek Böbrekli Olduğunu Öğrendi

İzmir'de ikamet eden 35 yaşındaki Nurcan Avcı, bel fıtığı sebebiyle MR çektirmeye gittiğinde doğuştan tek böbrek olduğunu öğrendi. Sağlam böbreğinde ise büyüyen kitle için gitmediği doktor kalmayan Avcı, herkesin diyalize girmesi böbreğinin alınabileceği ihtimaline hazır olması gerektiğini söylemesiyle yıkıldı. Bursa'da kapalı yöntemle böbreği kitleden temizlenen Avcı, emeği geçenlere teşekkür etti.   İzmir'de güvenlik görevlisi olarak çalışan 2 çocuk annesi Nurcan Avcı, 2012 yılında fıtık teşhisinden dolayı doktorunun isteğiyle MR çektirdi. MR sonuçlarını inceleyen doktor, hastada fıtık dışında bir böbreğinin çok küçük olduğu için doğuştan itibaren tek böbrekle hayatını idame ettirdiğini söyledi. Yıllar sonra tekrar MR çektiren hastanın tek böbreğinde bu sefer bir kitle olduğu görüldü. Kitlenin iyi huylu olduğu söylenmesi üzerine iki sefer embolizasyona işlemi yapıldı. Fakat kitle büyümeye devam etti. Bunun üzerine doktorlar bu böbreğin alınması gerektiğini söyledi. Tek böbreğinin alınmasını ve diyalize bağlanmayı istemeyen Avcı sağlığına kavuşabilmek için doktor doktor gezmeye başladı. Gitmediği doktor kalmayan Avcı, Bursa Medicana Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Şahan tarafından 2 saatlik kapalı bir operasyonla sağlığına kavuştu.  “Tesadüfen Ahmet hocayla tanıştık ve İzmir'den Bursa'ya geldik”  Böbreğindeki hastalıktan dolayı başından geçen süreci aktaran Nurcan Avcı, “Ben tek böbrekli olduğumu 2012 yılında, böbreğimdeki hastalığı da 2016 yılında öğrendim. Girişimsel radyolojiye yönlendirildim 2 defa embolizasyon işlemi yapıldı. Daha sonrasında iyi huylu bu kitle büyümeye tekrar devam etti. Gittiğim doktorlar böbreğimin alınması gerektiğini ve riskli olduğundan dolayı açık ameliyatla böbreğimin tamamının alınması gerektiğini söylediler. Tesadüfen Ahmet hocayla tanıştık ve İzmir'den Bursa'ya geldik. Bize ameliyatın risklerini söyledi ama Allah'ın izniyle bu ameliyatı yapabileceğini söyledi ve biz de ona güvendik. Ameliyatımı oldum sağlıklı bir şekilde hayatıma devam ediyorum” ifadelerini kullandı.  MR çektirdiğinde gerçeklerle yüzleşti  Avcı, “Fıtığım olduğu için hastaneye gittim. MR çektirince tesadüfen tek böbrekli olduğumu öğrendim. Yıllar sonra tekrar çektirmem gereken bir MR olduğunda ise bu sefer sağlam böbreğimde iyi huylu bir kitle olduğunu öğrendim” dedi.  Tek böbrekli hastayı diyalizden kurtarıp sağlığına kavuşturdu  Zorlu bir ameliyatı başarıyla tamamlayan Bursa Medicana Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Şahan, hastanın durumunun şuan iyi olduğunu belirterek, “Nurcan Hanım 35 yaşında bize İzmir'den geldi. Doğuştan tek böbrekli bir böbreği küçük olduğu için işlevsiz durumda. Sağlam böbreğinde ise 2016'da tanısı konmuş giderek büyüyen iyi huylu "anjiomyolipomu" denilen 12 santimetre boyutunda bir kitlesi var. Bu kitle artık böbreğin damarlarını içerisine almış komplike bir kitle durumunda. Hastaya iki kez anjioembolizasyon tedavisi uygulanmış fakat başarısız olduğu için kitle büyümeye devam etmiş. Kadınlarda 4 santimetreden büyük anjiomyolipomular kendiliğinden kanayarak yaşamı tehlike altına attığı için bu kitlelerin alınması gerekiyor. Tek böbrekli olunan durumlarda böbreğin tamamen alınması durumu da söz konusu olabiliyor. Bu riske girmemek için çoğu merkez de embolizasyona başvurmuş. Hasta bize geldiğinde bu işi yapabileceğimizi söyledik. 2 saat süren kapalı bir ameliyatla kitleyi tamamen çıkardık ve hastamızı 3 gün içerisinde taburcu ettik. Hastamızın değerli şuan iyi durumda. Hastamızı diyalizden kurtarıp kapalı bir ameliyatla sağlığına kavuşturabildiğimiz için çok mutluyuz” dedi. 

İki Yaşında Tablet Kullanan Çocuk Fıtık Olabilir! Haber

İki Yaşında Tablet Kullanan Çocuk Fıtık Olabilir!

Teknolojinin gelişmesiyle erken yaşlarda başlayan yoğun tablet ve cep telefonu kullanımı, çocuklarda ileriki dönemde bel ve boyun fıtığı görülme oranını arttırmaya başladı. Fizyoterapist ve Kayropraktik Uzmanı Mehmet Toprak, “İki yaşında tablet kullanmaya başlayan bir çocuk, 10 yıl masa başında çalışmış bir yetişkin gibi 12 yaşında, bel ve boyun fıtığı rahatsızlığı ile karşı karşıya kalabilir. Bu şikâyetlerle sağlık kurumlarına başvuranların sayısı her geçen gün artmakta’’ diyerek aileleri uyardı.   Cep telefonu ve tabletlerin hayatımıza girmesiyle yaş fark etmeksizin ekran başında geçirilen süre her geçen gün artmaya başladı. Çeşitli nedenlerle ekran başında geçirilen bu yoğun süre, beraberinde oturma pozisyonları ve yetersiz fiziksel aktivite gibi faktörlerle birleşerek bel, boyun ve sırt ağrısı gibi rahatsızlıkların erken yaşta ortaya çıkmasına neden olmaya başladı.  Yetişkinlerde rahatsızlıklar erken yaşlara inmeye başladı  Aileleri bu konuda uyaran ve dikkat çeken açıklamalarda bulunan Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Görevlisi Fizyoterapist ve Kayropraktik Uzmanı Mehmet Toprak, ’”Genellikle yetişkinlerde görülen, yakın zamana kadar çocuklarda pek duymadığımız bel ve boyun ağrısı gibi rahatsızlıklar artık çocuklar arasında da hızla artmakta. Son yıllarda çocuklar arasında ekran başında geçirilen sürenin artması endişe verici bir durum haline geldi. Yapılan bir araştırmaya göre, çocukların yüzde 47’sinin yaşamlarının bir döneminde bel ve boyun ağrısını deneyimlediğini ayrıca günlük bilgisayar kullanımı ve telefon kullanımının her bir saatlik artışının bel ağrısı gelişme riskini yüzde 8.2 artırdığı tespit edilmiştir. Bu bulgular, çocukları bel ağrısından korumak için ekran süresinin minimalize edilmesi gerektiğini göstermektedir. Yoksa 2 yaşında tablet kullanmaya başlayan bir çocuk, 10 yıl masa başında çalışmış bir yetişkin gibi 12 yaşında bel ve boyun fıtığı rahatsızlığı ile karşı karşıya kalabilir. Bu şikayetlerle sağlık kurumlarına başvuranların sayısı her geçen gün artmakta’’ dedi.  Tabletin ağırlığı kas, iskelet sağlığını bozabilir  Ebeveynlerin genellikle çocukların ağlamaması veya daha çok yemek yemesi için tablet veya telefondan video izlettiğini, özellikle 10-15 saniyede bir değişen görüntülere sürekli ve uzun süre maruz kalan çocuklar da uyku sorunları ve obezite gelişme riskini artırdığını belirten Toprak, ‘’Çocukların fiziksel aktivitelere teşvik edilmesi ve ekran sürelerinin sınırlanması önemli. Ders için dahi olsa günde en fazla 2-3 saate kadar telefon, tablet, bilgisayar kullanılmalıdır. Kısa molalar vermek, her yarım saatte bir ekranlardan uzaklaşmak faydalı olabilir. Tablet kullanımının akşam geç saatlere bırakılmaması uyku düzenini etkilenmemesi için çok önemli. Ekran sürelerini yönetmek için hatırlatıcı bildirimler kullanılabilir ve tabletin ağırlığının da uzun kullanımlarda çeşitli kas iskelet sağlığında sorunlarına yol açabileceğinden özellikle çocuklar için çok büyük ekranlı ağır bir tablet yerine mümkünse daha hafif modellerin kullanılması ergonomik açıdan daha uygundur” şeklinde konuştu.  Postür bozukluğu riskini azaltmak için doğru sandalye seçimi önemli  Uzun süreli telefon ve tablet kullanımının postür (duruş) bozukluğuna özellikle de boyun ve sırtta kifotik (kamburlaşma) gibi rahatsızlıklara sebep olabileceğini belirten Toprak, doğru sandalye seçiminin önemine dikkat çekti. Bel kısmını destekleyen bir sandalye tercih edilmesi, sandalye-masa yüksekliğinin kişiye göre ayarlanması, kolların ve dizlerin 90 derece olacak şekilde konumlandırılması ve gözlerin ise tam karşıya bakacak şekilde olması gerektiğini belirten Toprak, ayrıca ergonomik mouse ve klavye tercihinin muhtemel rahatsızlıkları önleyebileceğini vurguladı.  Toprak, ailelerin ve gençlerin özellikle bu ergonomik önerilere uymalarının bel, boyun ağrısı oluşma riskini düşüreceğini sözlerine ekledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.