Hava Durumu

#Gaziantep

Yeni Marmara Gazetesi - Gaziantep haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gaziantep haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Aile sağlığı merkezlerinde akupunktur ile tedaviye vatandaşlardan ilgi Haber

Aile sağlığı merkezlerinde akupunktur ile tedaviye vatandaşlardan ilgi

Gaziantep'te geçirdiği kaza sonrası sürekli omuz ağrısı çeken ve eklem bölgelerinde ödem oluşan Ertuğrul İrfan Tunalar ile el uyuşması, uyumama ve sinir sıkışması gibi rahatsızlıkları olan Hacer Kurt, akupunktur tedavisiyle sağlığına kavuştular. Sağlık Bakanlığı, Aile Hekimliği Kanunu'nda yapılan son değişiklikle 15 Haziran 2025'te yürürlüğe giren düzenleme kapsamında aile hekimleri, hafta sonları ve genel tatil günlerinde akupunktur ve fitoterapi hizmeti verebilecek. Koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerine katkı sağlayacak bu yenilik sayesinde vatandaşlar modern tıpla birlikte geleneksel ve tamamlayıcı tıp imkanlarından da birinci basamakta faydalanabilecek. Ağrı tedavisi, sigara bırakma ve çeşitli rahatsızlıkların destekleyici tedavisinde etkili olan akupunktur, eğitimli aile hekimleri tarafından uygulanıyor. Tamamlayıcı tıp yöntemlerinden akupunktur tedavisi ile sağlıklarına kavuştular Özellikle kronik ağrı, kas-iskelet sistemi sorunları ve stres yönetimi sorunu yaşayan vatandaşlar, Şehitkamil ilçesi Seyrantepe Mahallesi'ndeki 28 Nolu Aile Sağlığı Merkezi'nde başlayan akupunktur tedavisi için ilgili hekimlere başvuruyor. 2 ay önce geçirdiği kaza sonrası sürekli omuz ağrısı çeken ve eklem bölgelerinde ödem oluşan Ertuğrul İrfan Tunalar (29) ile ellerinde sinir sıkışması ve sürekli baş ağrısı çeken Hacer Kurt (61), tamamlayıcı tıp yöntemlerinden akupunktur tedavisi ile sağlığına kavuştu. Aile Hekimi Uzmanı Doktor Abdurrahman Seyda, akupunktur tedavisinin normal medikal tedavilerle birlikte yapılabilen bir tedavi olduğunu ve herhangi bir yan etkisinin bulunmadığını söyledi. Hem modern tıbbın hem de geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın entegrasyonuna vurgu yapan Seyda, Gaziantep'te aile sağlığı merkezlerinde uzun süredir sunulan koruyucu ve birinci basamak sağlık hizmetlerine akupunktur uygulamalarının da eklendiğini bildirdi. Aldığı eğitimler ve tamamladığı sertifikasyonlar doğrultusunda akupunkturu bilimsel temellere dayalı ve güvenilir bir yöntem olarak gördüğünü belirten Seyda, akupunkturun özellikle ağrı kontrolü, stres yönetimi, uyku düzeninin desteklenmesi ve bazı kronik hastalıkların semptomlarının hafifletilmesinde etkili olduğuna dikkat çekerek, Dünya Sağlık Örgütü'nün bu konudaki önerilerine işaret etti. "Sağlık hizmetlerine yaklaşık 3 ay önce akupunktur uygulamaları da eklendi" Vatandaşların akupunktur için doğrudan ilgili hekime başvurabildiğini ifade eden Seyda, hafta sonları ve resmi tatil günlerinde de uygun görülmesi halinde hizmetin sürdürülebildiğini söyledi. Her hastayı bütüncül bir yaklaşımla değerlendirdiklerini belirten Seyda, tüm tedavi planlarının kişiye özel oluşturulduğunu vurgulayarak, "Aile sağlığı merkezlerinde uzun süredir yürüttüğümüz koruyucu ve birinci basamak sağlık hizmetlerine yaklaşık 3 ay önce akupunktur uygulamaları da eklenmiş bulunmaktadır. Bu alanda aldığım eğitimler ve tamamladığım sertifikasyonlar doğrultusunda hem modern tıbbın hem geleneksel tıbbın hem de tamamlayıcı tıbbın uygulamalarının güçlü yönlerini bir arada kullanarak vatandaşlarımıza daha kapsamlı ve uygun hizmet sunmayı amaçlıyoruz. Akupunktur ağrı kontrolü, stres yönetimi, uyku düzeninin desteklenmesi ve hastaların hastalıklarındaki birçok semptomun gerilemesinde ve sağlığına kavuşmasında desteklemesi amacıyla birçok konuda etkili bir yöntem olduğu için uygulamaları yapıyoruz. Uzun süre ilaca bağlı hastalık veya semptomların tedavisinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından tekrardan akupunktur önerilen bir yöntemdir. Tabi bizim için önemli olan her hastayı bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirmek, ihtiyaçlarını doğru belirlemek ve bilimsel temellere uygun olarak güvenli bir tedavi süreci oluşturmaktır. Bu nedenle tüm uygulamalar kişiye özel yapılır ve akupunktur ile ilgili randevu almak için önceden akupunktur uygulayan hekime gidip hekimin kendisinden randevu alması gerekmektedir" dedi. "Akupunktur ile daha iyi ve hızlı bir şekilde iyileşme sürecim oldu" Akupunktur tedavisiyle sağlığına kavuşan hastalardan Ertuğrul İrfan Tunalar, "İki ay kadar önce omzumdan bir darbe almıştım. Daha öncesinden de bir spor sakatlığım vardı. Sol omuzumda ağrı düzenli olarak devam ediyordu. Yıllardır çektiğim bir acıydı. İki ay önce de sağ omuzumdan bir darbe sonucu sorun yaşadım. Fizik tedavi denedim. Ortopedi doktorunda ilaçlı tedaviler denedim. Sonrasında egzersizleri denedim. Hiçbirinde fayda göremedim. Sonrasında tavsiye üzerine doktor Abdurrahman Seyda ile tanıştım ve akupunktur tedavisi yaptığını öğrendim. Şu ana kadar 9 seans tedavi gördüm. 9 seansın ortalama 5-6 seansından sonra omuz ağrılarım yüzde 60-70 civarında azaldığını hissettim. Daha efektif bir şekilde omuzlarımı kullanabilmeye başladım. Bunun öncesinde hiç omuzlarımı kullanamıyordum. Bir ağırlığı ve en ufak bir kitabı bile kaldıramıyordum. Akupunktur ile tanıştıktan sonra daha iyi bir şekilde, hızlı bir şekilde iyileşme sürecimi gerçekleştirdim. Bu 9 seansı bir ay kadar kısa süre içerisinde aldım ve şu an neredeyse yüzde 100'e yakın bir iyileşme söz konusu diyebilirim" şeklinde konuştu. "Akupunktur ile çektiğim rahatsızlıkların hepsinden kurtuldum" Yıllardır çektiği sıkıntılarından akupunktur tedavisi sayesinde kurtulduğunu belirten Hacer Kurt ise, "7 seneden beri elimin içi ağrıyordu. Gitmediğim, hastane ve doktor kalmadı. Abdurrahman bey bana akupunktur tedavisini önerdi. Ben de kabul ettim. Akupunktur tedavisinin ben çok faydasını gördüm. Kulağımda çınlama vardı, geçti. Ateşim çıkıyordu, çok terliyordum. Yatağa yattığım zaman huzursuz oluyordum. Elimin ağrısından namazı bile kılamıyordum. Hiç rahat değildim. Çektiğim rahatsızlıkların hepsinden kurtuldum. Allah Abdurrahman beyden razı olsun" diye konuştu.

30 yıldır ayakkabıların ömrünü uzatıyor Haber

30 yıldır ayakkabıların ömrünü uzatıyor

Gaziantep'te 5 metrekarelik dükkanında 30 yıldır ayakkabı tamirciliği yapan Cengiz Canbay, çocuk yaşta öğrendiği mesleği ile ailesinin geçimini sağlıyor. Küçük yaşlarda babasının "Oğlum bir mesleğin olsun" öğüdü ile ayakkabı imalathanesinde çırak olarak çalışmaya başlayan ve mesleğini inceliklerini öğrenerek meslekte kendini iyice geliştiren 57 yaşındaki Cengiz Canbay, çıraklık ve kalfalık döneminden sonra 1996 yılında kendi iş yerini açtı. 12 yaşında çırak olarak başladığı ayakkabı tamirciliğini 45 yıldır devam ettiren ve 30 yıldır kendi işini yapan Canbay, yıllardır severek sürdürdüğü mesleğiyle ailesinin geçimini sağlamakla birlikte eski ve yırtık ayakkabıları tamir etmenin sevincini yaşıyor. Çırak olarak başladığı mesleğini yaklaşık yarım asırdır devam ettiriyor Her sabah gün ağarmadan evinden rızkını kazanmak için yollara düşen ve kent merkezinde bulunan 5 metrekarelik dükkanında gün boyunca ayakkabı tamir eden Canbay, çırak olarak başladığı mesleğini yaklaşık yarım asırdır devam ettiriyor. 5 metrekarelik dükkanında ömrünü mesleğine adayarak geçimini sağlayan Canbay, yırtılan ve hasar gören ayakkabıları tamir ederek ömrünü uzatıyor. Ayakkabı almak yerine eskisini tamir ettirmeye getiren vatandaşların uğrak noktası Yeni ayakkabı almak yerine eskisini tamir ettirmeye getiren vatandaşların uğrak noktası olan Canbay, kendi imkanları ile açtığı dükkanında ayakkabı tamiri yaparak geçimini sağlamaya çalışıyor. Bir zamanlar oldukça rağbet gören ancak gelişen teknoloji ile birlikte ayakkabı endüstrisine de yenik düşerek eski canlılığını yitiren ayakkabı tamirciliği mesleğini severek yaptığını belirten Canbay, 12 yaşında ilk adımını attığı mesleğinde yaklaşık yarım asrı geride bıraktığını söyledi. 1996 yılından beri kendi iş yerini çalıştırdığını bildiren Canbay, "Çocukluktan beri ayakkabıcılığın içindeyiz. Yani 45-50 yıldan beri bu işin içindeyiz. İmalatta çalıştık, mağazacılık yaptık ve sonunda tamirciliğe döndük. İşimiz hamdolsun oluyor. İnsan dürüst ve temiz olduktan sonra müşteri geliyor ve hamdolsun bir ekmeğimiz çıkıyor" dedi. "3-5 ay veya bir sene daha ayakkabının ömrünü uzatıyoruz" Müşterilerinin genelde yeni ayakkabı almak yerine eskisini tamir ettiren vatandaşlar olduğunu ifade eden Canbay, "Bize gelen kesim zaten orta kesimdir. Yani müşterilerimiz genelde orta kesim. Zengin ve elit kesimin bize gelip ayakkabı tamiri yaptıracak bir hali yok, yaptırmazlar. Çünkü adamın ayakkabısı çok, tamirata sıra gelmez. Bize gelen fakir kesim ve gerçekten de maddi durumları yoktur. ‘Ayakkabının biraz daha ömrünü uzatabilir miyiz' diyerek bize geliyorlar. Biz de 3-5 ay veya bir sene daha ayakkabının ömrünü uzatıyoruz" şeklinde konuştu. Ayakkabı tamirciliğinde artık çırak yetişmediğini aktaran Canbay, "Çırak yok. Çırak zaten artık bitti. Bir de bizim sanatları beğenmiyorlar. Herkes çocuğunu okutmaya bakıyor. Herkes masa başında iş sahibi olmak istiyor. O da hayali bir şey. Yani herkes okuyacak diye bir kaide yok. Herkes okursa meslekleri kim yapacak? Anneler, babalar çocuklarını sanata koysun. Kasap etsin, ayakkabıcı etsin, sucu etsin, araba tamircisi etsin, fırıncı etsin. Bu meslekler önemli ve bu mesleklerde ustalar lazım" diye konuştu.

76 yaşındaki saat ustası mesleğine ömrünün yarısından fazlasını verdi Haber

76 yaşındaki saat ustası mesleğine ömrünün yarısından fazlasını verdi

Gaziantep'te yaşayan 76 yaşındaki saat ustası Hayri Çalışkan, 61 yıl önce ilk adımını attığı mesleğini 15 metrekarelik dükkanında sürdürüyor. Çocukken eniştesinden öğrendiği saat tamirciliğini 61 yıldır severek sürdüren Hayri Çalışkan, mesleğini ömrünün yarısından fazlasını vererek yaşatmaya çalışıyor. Ailesinin yönlendirmesiyle henüz 15 yaşında iken saat tamircisi eniştesinin yanında mesleği öğrenen ve 1972 yılında da kendi dükkanını açan Çalışkan, Şahinbey ilçesinin tarihi Bey Mahallesi'nde bulunan iş yerinde bozulan saatlere yeniden hayat veriyor. Dijital saat ve akıllı telefonlara inat mesleğini aşkla sürdüren Çalışkan, çevresinde işine olan sevdasıyla biliniyor. İlerleyen yaşına rağmen her gün düzenli olarak iş yerini açan ve müşterilerinin kendisine getirdiği bozuk saatleri tamir eden Çalışkan, mesleğini çok seviyor. Gelişen teknolojiye rağmen eski zamanların revaçta olan mesleğini sürdürüyor Teknoloji gelişmesine rağmen eski zamanların revaçta olan mesleğini sürdürmeye devam eden ve akıllı telefonların yaygınlaşması ile birlikte eski cazibesini yitiren saat tamirciliği mesleğini sürdürmek için büyük gayret gösteren Çalışkan, her sabah aynı özveri ile iş yerini açarak müşterilerini bekliyor. Mesleğini çok sevdiğini ve yıllardır aynı tutku ile mesleğinde 61 yılı geride bıraktığını belirten Çalışkan, 61 yıl önce eniştesinin yanında çırak olarak mesleğe başladığın ve zamanla mesleğin tüm inceliklerini öğrendiğini söyledi. "Mesleğe 15 yaşında başladım" Mesleği öğrendikten sonra kendi iş yerini açtığını belirten Çalışkan, "Mesleğe 15 yaşında başladım. Kısa bir süre içinde mesleği kavradım. Mesleği rahmetli eniştemden öğrendiğim için dükkanı bana bırakır gider, ben de zorunlu şekilde çalışır ve kısa zamanda mesleği öğrenmek için elimden gelen her şeyi yapardım. Mükemmel bir şekilde yetiştim. Genelde biz mekanik saatler üzerine daha çok çalıştık. Duvar saati, kol saati, eski kurmalı saatler ve otomatik saatlerin hepsinin tamiri bizim elimizden çok şükür gelir. Tüm saatleri tamir eder ve müşteriye veririz. Müşterimiz de memnun olur" dedi. "76 yaşındayım ve işimin başındayım" Aşkla yaptığı mesleğini ayakta tutmaya çalıştığını belirten Çalışkan, "Ben 50 yıldan fazla oldu, bu mesleğin içindeyim. Hala işime gidip geliyorum. Ben bazen düşünüyorum ve bütün meslektaşlarıma özellikle söylüyorum ki saat tamiri yapan meslektaşlarımız alzheimer olmazlar. Çünkü devamlı beyin çalışıyor. Bakın yaşım 76 oldu, Allah'a şükür hala çalışmaya devam ediyorum. Bir unutkanlık falan yok. Çok şükür işime devam ediyorum. Eniştemin yanında çalıştığım için kalfalık dönemi sayılmaz, usta gibi çalıştık. Çıraklıktan usta olduk. Ben kendi iş yerimi 1972 yılında açtım. Yanımda kardeşimi yetiştirdim ama o şimdi bu mesleği yapmıyor. Yıllardan beri bu çevredeyim ki müşterim kayıp olmasın diye büyük bir çaba harcıyorum. En güzeli kendi işine gelip gideceksin. Ölene kadar bu işimizde devam edeceğiz. Başka alternatif yok. Evde oturmak insanı hasta eder. Ben işime seve seve geliyorum" şeklinde konuştu. "Önemli olan müşteri memnuniyeti" Her saatin kendine has özellikleri olduğunu ve tamir ettiği her saat mekaniğinin gizemi çözülecek bir sır gibi merak uyandırdığını ifade eden Çalışkan, "Allah'a şükür elimiz yatkın olduğu için tüm saatleri tamir ediyorum. Önemli olan müşteri memnuniyeti. Allah'a şükür müşterilerimizin hiçbir tanesinde bir incime olmadı. Her şeyi de garanti şekilde yapmışımdır. ‘Şikayet olursa getir yeniden bakarım' diyorum. Şikayet olduğu zaman saati tekrar getiren olduğunda ücret almadan tamir yapar veririm. Bu mesleği seviyorum. Müşteri memnun olduğunda sevinç duyuyorum. Kendime güvenim ise daha çok artıyor ve o yönden rahat oluyorum. Kendimle gurur duyuyorum" diye konuştu.

Alman kadının hayatı Gaziantep'te değişti: Müslüman oldu, ismini değiştirdi Haber

Alman kadının hayatı Gaziantep'te değişti: Müslüman oldu, ismini değiştirdi

Gaziantep'in Şahinbey ilçesinde Kur'an-ı Kerim'den etkilenen Alman Mıchaela Ingrıd Scheıthauer, İslamiyet'i seçti. 6 yıl önce Türkiye'ye gelen ve Gaziantep'in Şahinbey ilçesinin kırsal Burç Mahallesi'nde ikamet eden 49 yaşındaki Almanya uyruklu Mıchaela Ingrıd Scheıthauer, Müslüman olup "İnci" adını aldı. İkamet ettiği Burç Mahallesi'nde Türkçe öğrenmek için Şahinbey Belediyesi Burç Sosyal Tesisindeki okuma yazma kursuna katılan Mıchaela Ingrıd Scheıthauer, daha sonra ise tesiste kadınların katıldığı Kur'an-ı Kerim kursuna katılmaya karar verdi. Burç Sosyal Tesisinde Şahinbey Belediyesi tarafından kadınlar için Kur'an-ı Kerim kursuna katılmaya başlayan Mıchaela Ingrıd Scheıthauer, kursta Kur'an-ı Kerim'den etkilenerek Müslüman olmaya karar verdi. Kur'an-ı Kerim'den, İslam dininin güzelliklerinden, mahallesindeki komşularının ve tesisteki kurslara katılan kursiyerler ile tesis yöneticilerinin örnek davranışlarından etkilenen Scheıthauer, Müslüman olma kararını Burç Sosyal Tesisi Yöneticisi Sibel Ay ile Kur'an-ı Kerim eğitmeni Emel Kaya ile paylaştı. Kur'an-ı Kerim'den etkilenip Müslüman olmaya karar veren Scheıthauer'in kararı Şahinbey Belediyesi tarafından Gaziantep İl Müftülüğü ile paylaşıldı. Scheıthauer için Gaziantep İl Müftülüğünde İhtida töreni gerçekleştirildi. Gaziantep İl Müftü Vekili Şakir Aktaş'ın, tesis yöneticilerinin ve Scheıthauer'ın kurs arkadaşlarının katılımıyla düzenlenen İhtida töreni Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından Gaziantep İl Müftü Vekili Şakir Aktaş, Scheıthauer'a İslam dininin temel esaslarıyla ilgili bilgi verdi ve dua etti. İhtida töreni öncesinde konuşan Gaziantep İl Müftü Vekili Şakir Aktaş, Müslümanlığı seçtikten sonra geçmiş dönemde yaşadıklarının kişiyi bağlamadığını ve yeni doğmuş bir insan gibi yaşama yeniden başlanıldığını vurgulayarak, Müslüman olan kişinin İslam'ın emir ve yasaklarına göre hareket etmesi gerektiğini belirtti. Alman kadın İnci, zihnindeki birçok sorunun cevabını Kur'an-ı Kerim'de bulduğunu ve Müslüman olmaya karar verdiğini ifade ederek, Türkiye'yi ve halkını çok sevdiğini dile getirerek İslam dinini seçmesinde emeği geçenlere teşekkür etti. Müftü Vekili Şakir Aktaş, Müslümanlığı seçen ve "İnci" ismini alan Mıchaela Ingrıd Scheıthauer'a kelime-i şahadete getirtti. İhtidanın ardından İnci ismini alan Alman kadına Müftü vekili tarafından Kuran-ı Kerim ve İngilizce dini kitaplar hediye edildi. Törenin ardından açıklamalarda bulunan İl Müftü Vekili Şakir Aktaş, "Bugün çok kıymetli ve çok heyecanlı bir ana tanıklık ediyoruz. 6 yıldır ilimizde ve ülkemizde bulunan Alman vatandaşı olan İnci hanım bugün hepimizin huzurunda kelime-i şehadet getirerek İslam'la müşerref oldu. Bugün onun sevincini yaşıyoruz. Kendisine ‘sizi etkileyen ne oldu, neyden etkilendiniz?' sorduk. İnci hanım da mahallelerinde bir Kur'an kursu olduğunu, sağ olsun hocamızın ilgilendiğini, onların birbirleriyle olan samimiyetlerini, sıcaklıklarını, sıcakkanlılıklarını gördüğünü ve onların o arkadaşlıklarından çok etkilendiğini söyledi. Bu durum kendisinin İslam'a, İslam'la müşerref olmasına, bugün kelime-i şehadet getirmesine vesile oldu. Rabbim hayırlı mübarek eylesin. Rabbim kendisine ve bugün müşerref olduğu İslam'ın emirlerine göre, son nefesine kadar yaşamayı kendisine nasip eylesin" dedi. Şahinbey Belediyesi Burç Sosyal Tesisi Kur'an-ı Kerim eğitmeni Emel Kaya da, "İnci hanım Türkiye'ye 6 yıl önce taşındı. 1,5 yıl önce okuma-yazma kursuna geliyordu. 6 aydır da biz kendisiyle tanıştık. Ben ‘İnci hanım Kur'an-ı Kerim öğrenmek ister misin' dedim. Seslenmedi ve 3 ay sonra tekrar sordum. ‘Kalbimi temizlemem lazım' dedi. Birkaç hafta önce de kendisi geldi. ‘Ben Kur'an-ı Kerim öğrenmek istiyorum. Sonrasında ben Türk vatandaşlığı almak istiyorum. Müslüman olmak istiyorum. Gereği neyse en iyi şekilde yapmak istiyorum. Müslüman yaşamak istiyorum. Burada gömülmek istiyorum. Ben Türkleri çok seviyorum' dedi. Harflerin telaffuzunu doğru çıkarmaya çalışıyor. Almanca harflerle ve kendi anlayacağı şekilde yazıyor, öğreniyor. İlk gün çok hızlı ilerledi. İnci hanımdaki bu dönüşüm gerçekten bizi çok mutlu etti. Çok duyguluyuz. Biz dinimizin gerçekten bu kadar kıymetli olduğunu dinimizi yeni tanıyanların muhabbetinden daha iyi anlıyoruz" diye konuştu.

Gaziantep'te araç seyir halindeyken yandı, yardıma cezaevi personeli koştu Haber

Gaziantep'te araç seyir halindeyken yandı, yardıma cezaevi personeli koştu

Gaziantep'te seyir halindeyken yanan bir aracı fark eden L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu personeli, hemen alevlere müdahale ederek araçtaki 5 kişiyi kurtardı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise duyarlılık gösteren personeli sosyal medya hesabından yayımladığı mesajla tebrik etti. Olay, önceki gece saatlerinde Şehitkamil ilçesi kırsal Güngürge Mahallesi yakınlarında meydana geldi. İddiaya göre, içerisinde 5 kişilik bir ailenin bulunduğu sürücüsü ve plakası öğrenilemeyen araçta bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Kısa sürede büyüyen yangına, o sırada kuruma gitmek için yoldan geçen L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu personeli hemen müdahale etti. Cezaevi personeli, alevler daha da büyümeden araçtakileri dışarı çıkardıktan sonra yangına müdahale etti. Yangında yaralanan olmazken alevlerin kısa sürede sardığı araç ise kullanılamaz hale geldi. Bakan Tunç'tan ceza infaz kurumu personeline tebrik O anları sosyal medya hesabından paylaşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu personelini tebrik ederek, "Gaziantep L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu personelimizin seyir hâlindeyken yanan araca anında müdahale ederek 5 kişilik aileyi tahliye etmeleri takdire şayan bir davranıştır. Ceza infaz kurumu personelimizi bu yüksek sorumluluk bilincinden dolayı tebrik ediyorum. Aracı zarar gören vatandaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum" ifadelerini kullandı.

Vazgeçilmez kış lezzeti soğan kebabına havaların soğumasıyla talep arttı Haber

Vazgeçilmez kış lezzeti soğan kebabına havaların soğumasıyla talep arttı

Gaziantep'te vazgeçilmez kış lezzetlerinden olan ve doğal antibiyotik özelliği taşıyan soğan kebabı, havaların soğumasıyla ilgi görmeye başladı. Gaziantep'in eşsiz kış lezzetlerinden biri olan soğan kebabı, lezzetinin yanı sıra kış aylarında doğal antibiyotik olduğu ve enfeksiyonlara karşı bağışıklık kazandırdığı için vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. Türkiye'nin mutfak kültürüyle öne çıkan şehirlerinden Gaziantep'te özellikle sonbahar ve kış aylarında tüketilen soğan kebabı, vatandaşlar tarafından çokça tercih ediliyor. Gribal enfeksiyonlara karşı bağışıklık kazandırdığına inanılıyor Özellikle gribin ve nezlenin doğal ilacı olarak bilinen soğan kebabı, havaların soğumaya başlamasıyla beraber kentteki kebapçılarda pişirilmeye başlandı. İçerisinde bulundurduğu soğan, baharat, kuzu eti ve nar pekmeziyle adeta şifa deposu olan soğan kebabı, gribal enfeksiyonlara karşı bağışıklık kazandırdığı için kış aylarında Gaziantepli vatandaşların gözdesi oluyor. "Soğan kebabı geçmişten bugüne her kış mutlaka yapılan bir yemek" Soğan kebabının faydası ve fiyatı hakkında bilgi veren işletmeci Şükrü Savun, "Soğan kebabı geçmişten bugüne her kış mutlaka yapılan bir yemektir. Bir kilo etle yapılan bir tepsinin maliyeti ortalama bin lira civarındadır" dedi. "Soğan kebabı Antep'e özgü bir kış yemeği olarak bilinir" Soğan kebabının Gaziantep'e özgü olduğunu söyleyen işletme sahibi Şükrü Savun, "Soğan kebabı, Gaziantep'te sonbaharda başlayıp ilkbahara kadar devam eden, özellikle kış aylarında yapılan bir tepsi kebabıdır. Küçük soğanlarla hazırlanır ve Antep'e özgü bir kış yemeği olarak bilinir. Hatta bazı ustalar soğanın acılığını almak için ayva da ekler. Biz de bu kebap için özel bir baharat karışımı hazırlarız. Gaziantep'te kasapların kendilerine özgü sos hazırlama geleneği vardır. Kebapta hayvanın boşluk kısmından alınan et kullanılır. Soğan, et ve özel bir sosla hazırlanır. Ayva eklenmesi ise yemeğin ekşiliğini dengeler ve soğanın acısını hafifletir. Gaziantep'te ustalarımızdan gördüğümüz kadarıyla soğan kebabı geçmişten bugüne her kış mutlaka yapılan bir yemektir. Bir kilo etle yapılan bir tepsinin maliyeti ortalama bin lira civarındadır" dedi. "Kış aylarında soğan kebabı hem lezzeti hem 'doğal antibiyotik' etkisiyle tercih edilir" Soğan kebabını sık tükettiğini söyleyen vatandaş Murat Doğan, "Soğan kebabı, Gaziantep'te kış aylarının vazgeçilmez yemeklerindendir. Hemen hemen her evde haftada iki kez pişirilir ve misafirlere ikram edilir. Ekşili ve meşhur bir yemektir. Gaziantep mutfağının ayırt edici tatlarından biridir. Kış aylarında soğan kebabı hem lezzeti hem 'doğal antibiyotik' etkisiyle tercih edilir. Sıcak tutar, doyurucudur. Yazın soğan kebabı yapılmaz, soğan yazın tat vermez. Bu yüzden yaz aylarında patlıcan kebabı, kış aylarında ise soğan kebabı tercih edilir" diye konuştu. Diğer müşteri Ahmet Doğan ise soğan kebabını sağlığa olan faydalarından dolayı sık sık tükettiğini ifade etti.

7. Gazi Yarı Maratonu Başladı Haber

7. Gazi Yarı Maratonu Başladı

Gaziantep'te düzenlenen 7. Gazi Yarı Maratonu ve Halk Koşusu, bin 498 profesyonel atlet ve binlerce sivil vatandaşın katılımıyla başladı. Gaziantep'te düzenlenen 7. Gazi Yarı Maratonu ve Halk Koşusu ile start aldı. Maratona, 53 farklı şehir ve 28 ülkeden bin 498 sporcu katılırken, halk koşusu etabında da binlerce sivil vatandaş yer aldı. Sporcuların bin 380'i Türk, 118'i yabancı katılımcılardan oluştu. En fazla yabancı sporcu 63 kişiyle Rusya'dan olurken, Japonya'dan ise 3 sporcu maratonda yer aldı. Organizasyonda bin 11 sporcu 10K, 487 sporcu ise 21K parkurunda yarıştı. Katılımcıların bin 93'ünü erkek, 405'ini kadın sporcular oluşturdu. "Çocukların ölmediği, öldürülmediği bir dünyaya koşacağız" Maraton öncesi konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, kenti spor şehri yapmak için yoğun bir gayret gösterdiklerini belirterek, "Ecdadımız koşmuş ve bize bağımsız bir vatan bırakmış. Bizim ise Türkiye yüzyılında yeni hedeflerimiz var. Gazi ecdadın çocukları arkamızda, çocukların ölmediği, öldürülmediği bir dünyaya koşacağız. Zafer inanların olacak. 'Koş Gaziantep koş, aydınlık yarınlara koş' diyoruz. Her bir sporcumuza başarılar diliyorum" dedi. Vali yardımcısı Kaptan, sporculara başarılar diledi Gaziantep Vali Yardımcısı Hüseyin Kaptan ise Gazi Yarı Maratonu ve Halk Koşusu'nun 7. kez düzenlendiğini hatırlatarak, "Bu yıl yarı maratona bin 498 sporcu katılıyor. Herkese hoş geldiniz diyorum. Yarı maratona katılan sporculara başarılar diliyorum. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.