Hava Durumu

#Gol

Yeni Marmara Gazetesi - Gol haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gol haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gölbaşı göleti sulak alan özelliğini kaybetmek üzere Haber

Gölbaşı göleti sulak alan özelliğini kaybetmek üzere

Bursa'nın şeftali, armut, siyah incir ve kiraz gibi önemli tarım ürünlerinin üretildiği tarım alanlarının sulanmasında önemli rol üstlenen Gölbaşı göletinin, aralık ayında olunmasına rağmen içler acısı hali tedirgin ediyor. Kestel ilçesindeki Gölbaşı göleti, Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla 1933'te tarımsal sulamaya katkı sağlaması amacıyla inşasına başlandı ve 1938'de hizmete alınmasından bu yana Bursa Ovası'nın verimli topraklarıyla suyun buluşmasında önemli görev yerine getirdi. Özellikle şeftali, armut, siyah incir ve kiraz gibi Bursa'ya özgü tarım ürünlerinin üretildiği Kestel ve Gürsu ilçelerindeki topraklar Gölbaşı göletinden gelen suyla sulandı. Bu yıl yaşanan kuraklık ve yıllardır tabanıyla ilgili sorunun çözülmemesi nedeniyle Gölbaşı göletindeki durum tehlikeli boyutlara ulaştı. Aralık ayının ortalarına gelinmesine rağmen ortada bir tepsi misali az miktarda suyu bulunan göletin içler acısı durumu çiftçileri ve sektör paydaşlarını tedirgin ediyor. Neredeyse sulak alan özelliğini kaybetmek üzere olan tehlike çanlarının çaldığı Gölbaşı göletinin böyle giderse kuruması durumunda Bursa Ovası'ndaki tarımın bitme noktasına geleceği belirtiliyor. 14 metre dolgu gölü tepsi yaptı Gölbaşı yakınlarında zeytin bahçesi bulunan DSİ'den emekli çiftçi Orhan Çağlayan, yukarıdan gelen sellerin getirdiği rüsubatlar yüzünden göl tabanında 14 metreye yakın dolgu bulunduğunu söyledi. Göletin özelliğini kaybettiğini ve adeta bir tepsi konumuna geldiğini vurgulayan Çağlayan, "Su toplama kapasitesi çok düştüğü için çiftçiler mağduriyet yaşıyor. Bu yıl şiddetli bir kuraklık da söz konusu. Gölün bir an önce yükseltilmesi gerekiyor. DSİ'nin 2014 yılında bitirmesi gerekiyordu planlama diye diye bugüne gelindi. Bir an öce yapılması gerekiyor." dedi. Buradaki göletin tam anlamıyla tekrar faaliyete geçirilmesi gerektiğine dikkati çeken Çağlayan, böylece daha çok su depolanabileceğini ve bölge tarımının rahat nefes alacağını anlattı. Şu anda kış döneminde olunmasına rağmen yeterli yağış düşmediğini aktaran Çağlayan, "Henüz daha toprak doymadı, çamurdan bahçelere giremememiz lazım ama öyle değil. Toprak aç suya ve gelen yağış ancak kendisine yetiyor. Toprak doyacak sonra baraja akacak ancak gölet yerinde kalırsa." diye konuştu.

Van Gölü Çekiliyor... Haber

Van Gölü Çekiliyor...

Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü, küresel iklim değişikliğinin etkileriyle hızla alan kaybederken, birçok balıkçı limanı da adeta karaya dönüştü. Küresel iklim değişikliğinin Türkiye'deki en çarpıcı etkileri, dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü'nde gözle görülür şekilde yaşanıyor. Son yıllarda göl seviyesinde yaşanan hızlı düşüş, kıyı şeridinde ciddi değişimlere yol açtı. Su seviyesindeki azalma nedeniyle birçok balıkçı limanı ise işlevsiz hale geldi. Su çekilmesinin en belirgin şekilde yaşandığı noktalardan biri olan limanlar da tamamen karaya dönüşürken, balıkçı tekneleri göle giremez hâle geldi. Limanda bulunan tekneler ise suya ulaşamadığı için limandan ayrılamıyor. İHA muhabirine konuşan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü Havzası'nın küresel iklim değişikliğinden ciddi şekilde etkilendiğini belirtti. Bölgenin kapalı bir havza olması nedeniyle iklim değişikliğinin etkilerinin daha sert hissedildiğini ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, "Bütün dünyada ve ülkemizde olduğu gibi içinde bulunduğumuz havza da küresel iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarına maruz kalıyor. Burası aynı zamanda kapalı bir havza, çevresi kapalı ve su toplama alanına sahip. Bu su toplama alanının beslediği en büyük göl Van Gölü'dür. Tabii küçük göllerimiz de bulunmaktadır. Dolayısıyla bu kapalı havza, iklim değişikliğinden birçok açıdan etkileniyor. Birincisi, havzada sulak alanlar sayıca fazladır. Sulak alanların fazla olması, şiddetli buharlaşmayla birlikte bu suların geri çekilmesine ve toprak parçalarının açığa çıkmasına neden oluyor. Buharlaşmanın şiddetinin yanı sıra yağışlarda da uzun yıllardır geçmişe oranla bir azalış söz konusudur. Sıcaklığın artışı, buharlaşmanın şiddeti, yağıştaki azalma ve kapalı havza özelliği; kar şeklinde düşen yağışların artık gerçekleşmemesi bütün bu faktörler havzada maalesef Van Gölü başta olmak üzere tüm göllerimizin alan kaybetmesine, yani suların buharlaşmayla birlikte çekilmesine neden oluyor" dedi. "Ekonomik kayba neden oluyor" Havzada yaşanan önemli değişikliklerden birinin de yaz aylarında yağışsız geçen sürenin giderek uzaması olduğunu dile getiren Alaeddinoğlu, "Geçmişte yaklaşık bir ay yağışın düşmediği havza, şimdi 1,5 ve sonra 2 aya çıkmış durumdadır. Bu yıl ise 3 ayı aşkın süredir havzada yağış gerçekleşmedi. Dolayısıyla bütün bunlar, havzadaki göllerin başta Van Gölü olmak üzere alan kaybetmesine yol açıyor. Gölün çekilmesiyle birlikte kara hâline gelen ya da sığlaşan bölgeler, balıkçı teknelerinin limanlara ulaşmasını engelliyor ve bu durum balıkçıların sağlıklı şekilde avcılık yapamamasına, dolayısıyla ekonomik kayba neden oluyor" diye konuştu. Van Gölü Havzası'nın artık doğanın akışına bırakılamayacak kadar hassas bir noktaya geldiğini vurgulayan Alaeddinoğlu, "Bu durumun havza yönetimi mekanizması çerçevesinde ele alınması ve yönetilmesi gerekiyor. Bu göl ve bütün bu alanlar, doğanın zaman içerisinde kendiliğinden yapacaklarına bırakılmamalı. Kesinlikle havza bir bütün olarak havza yönetimi kapsamında değerlendirilip yönetilmelidir" şeklinde konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.