Hava Durumu

#Göz

Yeni Marmara Gazetesi - Göz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Göz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

'Gözleri yaşartan' eğitim! O acıyla hortumun başına koştular Haber

'Gözleri yaşartan' eğitim! O acıyla hortumun başına koştular

Teorik eğitimde biber gazının nasıl kullanılacağını öğrenen personel, gazın etkisini ise yüzlerine biber gazı sıkılınca yaşayarak hissetti. Hizmet içi eğitim programlarıyla personeli sürekli daha donanımlı hale getirmeye çalışan Büyükşehir Belediyesi, 2023 eğitim programında yer alan eğitimler arasında en acı olanını da uygulamalı olarak gerçekleştirdi. Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda bulunan 17 ilçedeki açık ve kapalı alanlarda görevli özel güvenlik personeline, Göz Yaşartıcı Sprey Kullanımı eğitimi verildi. Sadece sertifikası olanlar tarafından kullanılabilen biber gazının doğru tekniklerini kapsayan eğitim, teorik ve uygulamalı olarak iki aşamalı yapıldı. Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi BİNTED Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen pratik eğitim, Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde görevli yetkililer tarafından verildi. Eğitimde yaşanabilecek olaylar yada denetim görevi sırasında meydana gelebilecek muhtemel saldırılar karşısında, biber gazının nasıl kullanılması gerektiği konusu ayrıntılı şekilde anlatıldı. Biber gazının yasal dayanakları, kullanım şekli ve hangi hallerde kullanılabileceği konularının ele alındığı eğitimin ikinci bölümünde ise açık alanda uygulama yapıldı. Biber gazı kullanacak kişilerin gazın insanda nasıl etki bıraktığını bilmesi ve ona göre kullanması gerektiği belirtilirken; biber gazı, ilk olarak eğitime katılan güvenlik personeline uygulandı. Eğitmen tarafından yüzlerine biber gazı sıkılan personel, yakıcı etkiyi hisseder hissetmez alanda hazırlanan hortumların başına koştu. Yüzleri suyla yıkanan ve uzun süre gözlerini açmakta zorlanan güvenlik görevlileri, muhtemel durumlarda kullanmak zorunda olacakları gazın etkilerini de bizzat yaşayarak görmüş oldu.

Akıllı lensler herkes için akıllıca olmayabilir Haber

Akıllı lensler herkes için akıllıca olmayabilir

Doç. Dr. Tanrıverdi, “Bu işlem önümüze gelen her hastaya yapabileceğimiz bir tedavi değildir. Mercekler, uygun olmayan hastaya yeterince değerlendirilmeden takıldığında sonrasında istenmeyen sonuçlar karşımıza çıkabiliyor ve bunu da düzeltmenin çok fazla bir yolu maalesef yok” dedi. Halk arasında akıllı lens adıyla son zamanlarda popülerliği gittikçe artan multifokal göz içi mercekler (lensler) hakkında merak edilenleri cevaplayan Medipol Üniversitesi Hastanesini Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cafer Tanrıverdi işlemin herkese yapılamayacağına dair önemli uyarılarda bulundu. Doç. Dr. Cafer Tanrıverdi öncelikli olarak akıllı lens tanımı ve işlemi hakkında bilgilendirmelerde bulunarak, “Aslında akıllı lens diye tabir edilen şey 3 odaklı trifokal merceklerdir. Hastalara ameliyatla gözün içine takılır. Ameliyat sonrasında da uzak, ara mesafe ve yakın görüşü düzelten merceklerdir. Yani 3 odaklı mercek anlamına geliyor” dedi. Herkese uygun değil İşlemin herkese uygun olmadığını ve öncesinde iyi bir değerlendirilme yapılması gerektiğini de aktaran Doç. Dr. Tanrıverdi, “Akıllı mercek dediğimiz tedavi aslında herkese uygun değil. Bunun için en uygun hastalar aslında kataraktlı olup bize katarakt nedeniyle ameliyata gelen ve mercek değişimi ihtiyacı duyduğumuz hastalardır. Ancak bu mercekleri takmak için hastanın göz anatomisinin oldukça sağlıklı olması lazım. İyi bir kornea, pupillası, retinası ve optik siniri yani tüm optik sistemin çok sağlıklı olması gerekiyor. Bunlardan birinde sorun varsa bu mercekler istediğimiz fonksiyonları göstermiyor. Örneğin, ağır göz kuruluğu, diyabeti ya da göz tansiyonu varsa bu işlemi tercih etmiyoruz. Ayrıca bu mercekler 45 yaş üstüne uygulanan ameliyatlardır. Yani genç hastalarda da tercih ettiğimiz bir yöntem değil” dedi. Uygun olmayan hastalarda mercek değişimi dışında düzeltmenin yolu yok Sahip olunan göz açılarına da dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Tanrıverdi sözlerine şu şekilde devam etti: “Gözün belli açıları var. Bu açıları uygun olan kişilere takılabilir. Eğer bu açılar uygun değilse bu merceği taktığımızda istenmeyen sonuçlarla karşılaşabiliyoruz. Bunlar, gece ışık saçılmaları, bulanık görme, yakın ve uzak görüşte yetersiz düzeltme gibi sorunlarla karşılaşabiliyoruz. Zaten eğer uygun hastaya takılmışsa genelde ilk 1-2 ay içerisinde bu tür semptomları yine de görebiliyoruz. Fakat bunlar genellikle 1-2 ay içerisinde nöro adaptasyon denilen beynin adaptasyon olmasıyla kalkıyor. Ancak uygun olmayan bir hastaya takılmışsa bu sorunlar daha uzun sürebiliyor ya da kaybolmayabiliyor. İşte bunlar mutsuz hastalardır. Uygun olmayan yeteri kadar değerlendirilmeden takıldığında sonrasında istenmeyen sonuçlar karşımıza çıkabiliyor ve bunu da düzeltmenin çok fazla bir yolu da maalesef yok. Eğer düzeltilebilir bir kusur varsa müdahale ediliyor. Ama diğer problemler şimdilik teknik anlamda mümkün değil. Eğer hastanın şikâyetleri çok ileri dereceye varırsa ve görme azlığı varsa ancak merceği değiştirmemiz gerekiyor.” “45 yaş üstünü tercih ediyoruz” Son olarak da belli bir yaş üstünde tercih edilen bir tedavi olduğunun altını çizen Tanrıverdi, “Bu öyle önüne gelene yapılabilecek bir ameliyat değil. Hastalarımızın mutlaka bilinçli bir şekilde bu konuda deneyimli bir hastane ve hekime başvurup fikir aldıktan sonra karşılıklı görüşle ancak karar verebilirler. Bir de sağlıklı hastalara yani görüşü yeterince bozulmamış hastalara biz bu ameliyatları önermiyoruz. Görüşü bozulan ya da kataraktlı olan ciddi görme sorunu yaşayan ya da yüksek numaralı gözlük takan ve 45 yaş üstü hastalara biz bu ameliyatı öneriyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Göz sağlığını düşünenler dikkat! Kış aylarında göze gelmeyin Haber

Göz sağlığını düşünenler dikkat! Kış aylarında göze gelmeyin

Medicana Bursa Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Adnan İpçioğlu, kış aylarında göz sağlığı sorunlarına dikkat edilmesi gerektiğini açıkladı. Kış aylarında sık karşılaşılan göz problemleri konusunda bilgi veren Op. Dr. Adnan İpçioğlu, "Hastalarımıza kış aylarında rahatsızlık veren sorunlardan biri de göz kuruluğudur. Kışın havalar yağışlı ve karlı geçmesine rağmen nem oranı düşük olduğundan hava oldukça kurudur. Ayrıca kış boyunca yanan kaloriferler, çalışan klimalar, yeterince havalandırılmayan kapalı ortamlar bu etkilerin daha da artmasına yol açar. Özellikle uzun süre bilgisayar karşısında çalışan meslek grupları kuru göz rahatsızlığı açısından risk altındadırlar. Çünkü uzun süreli konsantrasyon gerektiren durumlarda insanlardaki mevcut göz kırpma sayısı azalmakta ve gözler daha çabuk kurumaktadır. Gözlerde batma, sulanma ve kızarıklık şeklinde kendini gösteren göz kuruluğunda hastalara önerilerimiz, çalışılan ortamın nemlendirilmesi, bilgisayar karşısında daha sık göz kırpma ve göz hekiminin önereceği gözyaşı damlalarının kullanılması şeklindedir" diye konuştu. Bir diğer problemin de gözde sulanma, kızarıklık, çapaklanma ile başlayan konjonktivitler olarak adlandırılan sorun olduğunu ifade eden İpçioğlu, "Kış aylarında virüslere bağlı hastalıkların artmasına paralel olarak özellikle gribal enfeksiyonların artış gösterdiği dönemlerde viralkonjonktivitin görülme sıklığı artmaktadır. Toplu yaşam alanları bu açıdan risk altındadır. Hastalık gözde kızarıklık, sulanma, çapaklanma ve ışığa karşı hassasiyet artışı şeklinde şikayetlere neden olur. Genellikle tek gözde başlayıp daha sonra diğer gözde de şikayetler ortaya çıkar. Gözün kornea dediğimiz saydam tabakasını tutarak görme azalması yapabileceğinden en kısa zamanda bir göz hekimine başvurmak gerekir. Hastalıktan korunmak için özellikle gözlerin çok ovulup kaşınmamasına, başkasına ait havlu, makyaj malzemesi ve benzeri şahsi eşyaların kullanılmamasına, bu tür hastalık belirtileri olan kişilerle yakın temastan kaçınılmasına ve el hijyenine dikkat edilmesi gerekir" şeklinde konuştu. Ultraviyole ışınlarının da göz açısından riskleri olduğunu belirten Op. Dr. Adnan İpçioğlu, "Kış aylarında sıcaklığın az olması, ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerinin de daha az olduğu anlamına gelmiyor. Kışın karların oluşturduğu parlama ve yansımalar bu etkileri daha da arttırmaktadır. Bu nedenle dışarıda uzun süre vakit harcama eğiliminde olan çocuklar, açık havada çalışan işçiler ve kar sporu yapanlar risk altındadır. Yaşa bağlı katarakt, yaşa bağlı makula dejeneresansı, pterjium ve göz çevresi cilt kanserleri güneş ışığına bağlı göz hastalıklarından bazılarıdır" diyerek uyardı.  

Erken teşhis bebeklerde görme kaybını önleyebilir Haber

Erken teşhis bebeklerde görme kaybını önleyebilir

ROP, bebeklerde, özellikle düşük doğum ağırlığına veya prematüre doğuma sahip olanlarda gelişen bir göz hastalığı olduğunu belirten Medicana Bursa Hastanesi Göz Sağlığı Hastalıkları Uzmanı Cihan Büyükavsar, "ROP, bebeklerin retinasındaki (gözün arka iç tabakası) damarların anormal büyümesi sonucu ortaya çıkar. Bu durum, bebeklerin doğumdan önceki haftalarında veya aylarında gerçekleşebilir ve erken doğmuş bebeklerde daha yaygındır. Prematüre Retinopatisi, bebeklerin prematüre doğum sebebiyle gözlerinin tam olarak gelişmemiş olmasından kaynaklanır. Normalde, retinanın kenarında bulunan ve gözün merkezine doğru büyüyen damarlar, prematüre bebeklerde yeterince gelişemez ve anormal şekilde büyüyebilir. Bu anormal büyüme, ciddi vakalarda retinayı çepeçevre saran ve görme kaybına yol açabilecek kalın, lifli bir doku olan fibrovasküler proliferasyona (FVP) yol açabilir" dedi. ROP'nin tedavisi, hastalığın ciddiyetine ve evresine bağlı olarak değişebildiğini belirten Büyüksavar, "Hafif vakalarda, göz doktorları hastayı yakından takip edebilir ve doğal olarak düzelmesine izin verebilirler. Ancak, vakalar ilerledikçe ve tedavi gerektiğinde, lazer tedavisi veya ilaç enjeksiyonları gibi cerrahi müdahaleler uygulanabilir. Erken tanı ve tedavi, ROP'nin ilerlemesini durdurabilir ve görme kaybını önleyebilir. Bu hastalığın belirtileri ve tedavileri hakkında daha fazla bilgi almak için bir göz doktoruna başvurmak önemlidir. Göz doktorları, bebeklerin göz sağlığını izlemek ve gerektiğinde müdahalede bulunmak için düzenli kontroller yapabilirler. Prematüre Retinopatisi takibi, erken doğmuş veya düşük doğum ağırlığına sahip bebekler için hayati öneme sahip bir süreçtir. Prematüre Retinopatisinin belirtileri erken doğumdan sonraki haftalar veya aylarda ortaya çıkabilir, bu yüzden risk altındaki bebekler düzenli göz muayenelerine tabi tutulmalıdır" diye konuştu.

Uzmanlar uyarıyor: Gözleri koruma yolları neler? Haber

Uzmanlar uyarıyor: Gözleri koruma yolları neler?

Göz sağlığında alınması gereken tedbirler hakkında bilgi veren Özel Medicana Bursa Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. İpçioğlu, göz nezlesine yakalanmamak için toplu taşıma araçlarında dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Göz sağlığını koruyucu önlemler alınabileceğini aktaran İpçioğlu,“Bu mevsimde kalabalık yerlerde, özellikle otobüs, tramvay gibi toplu taşıma araçlarında dikkatli olunmalı. Gözde en ufak bir bulgu olduğunda kızarıklık, kaşıntı, çapaklanma gibi mutlaka göz hekimine başvurulmalıdır. İlaçlarımızı özenle kullanmalı, tedavimizi yarım bırakmamalıyız”dedi. Ofis çalışanlarında görülen göz problemleri hakkında da bilgi veren Op. Dr. Adnan İpçioğlu,“Çalışanlarda görülen ciddi problem günümüzde monitör hastalığıdır. Hepimizin hayatında bilgisayar çok önemli bir yer tutar. Yoğun klima kullanımı ofis çalışanlarında göz sağlığını ciddi derecede etkiliyor ve kişinin bir göz hastalığı varsa bunu tetikleyebiliyor. Özellikle klimalı ortamlarda göz kuruluğuna yönelik nemlendirici damla kullanılabilir. Düşük derecede olsa sürekli bilgisayara bakan kişilerde gözlük kullanımı yine faydalı olabilir”şeklinde konuştu. Sonbahar aylarında güneş ışınlarının göze direkt temasının göz sağlığına olumsuz etki edeceğini söyleyen İpçioğlu,“Sonbahar ayı da olsa güneş gözlüğü kullanılmasını şiddetle tavsiye ediyoruz. Özellikle araç kullananların güneş gözlüğü kullanmaları gerekiyor. Güneşli bölgelerde, güneşli ülkelerde güneş gözlüğü kullanımını şiddetle tavsiye ederim. Özellikle güneş gözlüğü Güneydoğu, Doğu Anadolu Bölgesi gibi dört mevsim güneş alan yerlerde güneş ışınlarının daha dik gelmesi nedeniyle özellikle araç kullanan kişilerde, açık havada çalışan kişilerde önerilir. Kışın açık havada çalışanlar ve araç kullananlara güneş gözlüğü kullanımını tavsiye edebiliriz”dedi.

Göz seyirmesinin aslında hurafelerle hiç alakası olmayan 3 tipik sebebi Haber

Göz seyirmesinin aslında hurafelerle hiç alakası olmayan 3 tipik sebebi

Tıbbi adı miyoklonus olan göz seğirmesi, göz kapağı kaslarının, genellikle orbicularis oculi adı verilen kasların, istemsiz tekrarlayan spazmları yani kasılmaları durumudur. Göz kapağımız vücutta son derece hassas bir kastır. Gözün üstündeki ve altındaki hareketli deri kıvrımı gözü ışıktan, kurumadan ve yabancı cisimlerden koruma görevine sahiptir. Yakın bir tehlike durumunda, genellikle refleks olarak kapanır. Tıbbi açıdan göz seğirmesi genellikle zararsızdır. Gözdeki seğirme genellikle birkaç dakika sonra azalır ve daha sonra çabucak unutulur. Ancak gözlerin seğirmesi can sıkıcıdır ve bazen oldukça rahatsız edicidir. Göz seğirmesini ne tetikler? Göz seyirmesinden küçük kas krampları sorumludur. Göz kası kasılır ve bu da can sıkıcı seğirmeye neden olur. Gözdeki bu istemsiz seğirmeler, diğer kişi tarafından büyük ölçüde fark edilmeden kalır. Ancak etkilenen kişi genellikle seğiren gözünü çok net bir şekilde hisseder.Göz seğirme ataklarının belirli bir periyodu yoktur. Seğirme atakları birkaç gün boyunca sürebilir. Bazen haftalar, aylar boyunca herhangi bir seğirme emaresi de görülmeyebilir. Göz seğirmesi genellikle ağrısız ve zararsızdır, ancak günlük yaşam içerisinde rahatsızlığa yol açabilirler. Göz seyirmesinin göz rahatsızlıkları dışında kalan 3 tipik nedeni 1. Stres Stres vücut için zehirdir. Hassas küçük gözlerimiz bile psikolojik stresten muzdariptir. Sonuç olarak stres, göz kaslarının gerilmesine neden olabilir ve bu da istemsiz göz seğirmesine neden olur. Bu gibi durumlarda, örneğin yoga, meditasyon veya sıcak bir banyo şeklinde yalnızca gevşeme yardımcı olur. 2. Yorgunluk Strese ek olarak yorgunluk ve uykusuzlukta göz seyirmelerine neden olabilir. Çünkü gözlerinizin de dinlenmeye ve rahatlamaya ihtiyacı vardır. Akut uyku eksikliğinden kaynaklanan şiddetli yorgunluk, sinir sistemine zarar verir. Özellikle düzenli olarak çok az veya çok kötü uyuyorsanız. Bunun bir sonucu olarak seğirme göz oluşabilir. 3. Vitamin eksikliği veya magnezyum eksikliği Gözlerin rahatsız edici şekilde seğirmesinin nedeni bir vitamin veya magnezyum eksikliği de olabilir. Kimyasal element magnezyum özellikle sinirlerimiz ve kaslarımız için gereklidir. Aynı şekilde, B12 vitamini eksikliği (ayrıca: kobalamin ) olan kişilerde sinir seğirmesi göz kapağından muzdarip olabilir. B12 vitamini neredeyse sadece et veya süt gibi hayvansal kaynaklı gıdalarda bulunur. Buna göre, vejetaryenler ve veganlar için özel B12 vitamini takviyelerini diyetlerine dahil etmek mantıklı olacaktır.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.