Hava Durumu

#Güvenlik

Yeni Marmara Gazetesi - Güvenlik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Güvenlik haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bingöl'de Doğalgaz Sızıntısı Panik Yarattı: 16 Kişi Zehirlendi Haber

Bingöl'de Doğalgaz Sızıntısı Panik Yarattı: 16 Kişi Zehirlendi

   Küçük Sanayi Sitesi'nde yaşanan doğalgaz sızıntısı haberi üzerine 112 Acil Sağlık ve itfaiye ekipleri olay yerine yönlendirildi. Lokantada bulunan 16 kişi, sızan gazın etkisi altında kalarak sağlık sorunları yaşadı. Ambulanslarla hızla Bingöl Devlet Hastanesi'ne sevk edilen bu kişilere acil tıbbi müdahale yapıldı. Ancak, hastaların durumunun ciddiyeti nedeniyle 9 kişi daha sonra Diyarbakır'daki hastanelere sevk edildi. Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta ve Belediye Başkanı Erdal Arıkan, olayın ardından lokantada incelemelerde bulundular. Vali Usta, doğalgaz kaçağı sonucu yaşanan zehirlenmeye ilişkin şu açıklamayı yaptı: "Şu ana kadar 16 vaka bize intikal etti, bunlardan 9'unu Diyarbakır'a sevk ettik. Kalan 7 vatandaşımızın da tedavisine Bingöl Devlet Hastanesi'nde devam ediyor. Bizi sevindiren olay, doğalgaz kaçağından dolayı bir patlamanın veya can kaybının olmaması. Hastalarımızı ziyaret ettik, durumları iyi, moralleri yerinde. Doktorlarımız, hemşirelerimiz hastalarımızla ilgileniyor. Diyarbakır'dan aldığımız bilgilere göre de sevk edilen hastaların tedavileri olumlu şekilde devam ediyor." Vali Usta, bu tür doğalgaz kaçaklarına karşı daha fazla önlem alınması gerektiğini vurgulayarak vatandaşları doğalgaz tesisatlarına dikkat etmeleri konusunda uyardı. Olayın ardından lokantanın doğalgaz hattının kapatılması için gerekli çalışmalar başlatıldı. Doğalgaz sızıntılarının hızlı bir şekilde tespit edilmesi ve önlenmesi büyük önem taşırken, bu tür olayların can kaybı yaşanmadan sonuçlanması olumlu bir gelişme olarak değerlendirildi. HABER: NURCAN ŞENER

İşte maden ocağında güvenlik önlemleri Haber

İşte maden ocağında güvenlik önlemleri

 Bu kapsamda İHA, maden ocaklarında alınan; yaşam halatı, oksijen ferdi kurtarıcı maskesi, personellerin ve 111 farklı gazın saniye saniye takip edildiği Merkez İzleme Sistemi, maden ocağına iniş tünelinde patlamaları barajlamak için kullanılan su torbaları, basınçlı teneffüs istasyonları, 29 tonluk tahkimat makinelerinin güvenlik önlemleri gibi insan faktörünü en aza indiren birçok güvenlik tedbirini gözler önüne serdi. 4 Aralık, tüm dünyada karanlık yer altında aydınlık gelecek için çalışan madencilerin günü olarak kutlanıyor. Bu kapsamda 533 işçi ve 22 mühendis ile üç vardiya şeklinde 7 gün 24 saat üretim yapan Türkiye Kömür İşletmeleri Garp Linyitleri İşletmesi Ömerler Yeraltı Ocağı, kapılarını İHA’ya açtı. Yerin 100 metre ila 400 metre altında kazının yapıldığı maden ocağında personeller, kömürün hikayesini, maden ocağında alınan tüm önlemleri, madencilerin çalışma sistemini tanıtarak madencilerin şartlarını anlattı. Buna göre, madenciler, ocağa inmeden önce üzerinde personel takip cihazı, oksijen ferdi kurtarıcı maske (OFK), tepe lambası ve bataryası bulunan kemeri takmak zorunda. Personel takip cihazının üzerinde, madencilerin herhangi bir zor durumda kalmaları halinde panik butonu bulunuyor. Zor durumda kalan madenci bu butona üç saniye basılı tutarak konumunu merkeze gönderiyor. Oksijen ferdi kurtarıcı maske ise madende toz ve gaz patlamasında ya da madencilerin nefes alamayacağı bir durumun doğmasında kullanılıyor. Madenciler böyle bir durum oluştuğunda bellerinde bulunan kemeri çevirerek OFK’yi önüne alıyor. Daha sonra OFK’nin mandalını yukarı çekerek ciğer torbası ve oksijen tüpüne ulaşıyor. Son olarak ağız lokmasını ve burun tıkacını takarak oksijen tüpünün pimini çekiyor ve 30 dakika boyunca temiz havaya ulaşabiliyor. Üç vardiya olarak günde toplam 7 buçuk saat çalışan madencilerin güvenliği için bir de Merkez İzleme Sistemi kuruldu. Söz konusu sistemi anlatan elektrik mühendisi Orhan Kemal Körpe, ocakta bulunan 111 adet gaz sensörünün, nem sensörünün, sıcaklık sensörünün sistemde saniye saniye kontrol edildiğini söyledi. Körpe, sistemde ocakta bulunan tahli vantilatörlerin çalışma durumlarını, ana kesicilerin bulunduğu durumları, 14 tane metan sensörünün anlık durumları, azot tesisinin ve kompresör tesisinin çalış çalışmadığı ile ilgili anlık bar durumlarının incelendiğini belirtti. Körpe, maden ocağında herhangi bir metan sensörü yüzde bir buçuğu geçtiğinde bağlı olduğu ilgili kesiciyi açarak ocağın enerjisini kestiklerini ve gaz değerlerinin ve sıcaklık nem değerlerinin 7 gün 24 saat izlendiğini kaydetti. Reflektörlü kıyafetleri, koruyucu baretlerini ve özel ayakkabılarını giyerek, dizel yakıt kullanan ve saatte en fazla 4 kilometre hıza ulaşan kulikar isimli cihazla maden ocağına tünel yardımıyla yatay bir biçimde iniyor. Tünelde madenciler şiddetli bir rüzgarla karşılaşıyor. Bunun sebebi ise zehirli gazlarla mücadele edilmesini sağlayan havalandırma sistemi. Maden ocağına temiz hava çeken havalandırma sistemi içerideki zehirli gazları seyrelterek dışarı atılmasını sağlıyor. Ayrıca tünelde 50 metrede bir turuncu basınçlı teneffüs istasyonları bulunuyor. İstasyonların içinde beş adet ağızlık bulunuyor. Acil durumda madenciler dışarıya çıkamayacak kadar zor durumda kalırsa bu istasyonları açarak, temiz havayı burunlarına çekebiliyor. Bu sayede madenciler, personel kurtarma ekibi gelene kadar burada temiz hava alabiliyor. Ayrıca tünelde, herhangi bir olumsuz durumda OFK’lerini kullanıp zamanı kalmayan madenciler için iki adet OFK istasyonu bulunuyor. Bu istasyonda her madenci için yedek bir OFK yer alıyor. Tünelde madencilerin güvenliğini sağlamak amacıyla oksijenle temasta tutuşma ihtimali olan kömürün oksijenle ilişiğini kesmek adına püskürtme köpüklerle maden ocağı yolundaki kömürler kapatılıyor. Tünelde ayrıca maden ocağında patlama ihtimaline karşı tünelde alınan bir diğer önlem ise 24 tane asılı su torbasından oluşan barajlama sistemi. Buna göre, maden ocağında bir patlama olursa ateşin önünü kesmek ve patlamanın ilerlemesini engellemek amacıyla hemen tutuşabilen su torbaları yer alıyor. Tünelde acil durumlarda ocağın belirli noktalarında bulunan merkez izleme sisteminde ana ünitesi bulunan yeraltı acil haberleşme sistemi de yer alıyor. Bu sistemde madencilere ocaktan çıkma sinyali ve yerüstündekiler ile karşılıklı konuşma sağlanıyor. Tünelde ayrıca, madencilerin patlama, çökme gibi zor durumlarda maden ocağından yer üstüne kadar doğru rotayla çıkmalarını sağlayacak bir de yaşam halatı bulunuyor. Çelik ve ipten oluşan bu halatta, yeşil ve kırmızı reflektörlü plakalar ve koniler yer alıyor. Madenci olumsuz durumda yer üstüne çıkmak isterse bütün maden ocağını baştan uca sarmış olan bu halatı eliyle kavrıyor. Daha sonra elini halata sürüyerek ilerleyen madenciler, burada yeşil plakaya denk geliyorlar. Eğer yeşil plakayı görürseler yer üstüne doğru çıktıklarından emin oluyorlar. Madenciler plakaları göremeyecek durumdalarsa bu sefer de devreye koniler giriyor. Elini halat üzerinde yumruk yaparak ilerleyen madenci elinin koninin dar tarafından geniş tarafında doğru ilerlediğini anladığı anda doğru yolda olduğunu biliyor. Eğer koninin geniş tarafında çarpıp yumruk şeklinde olan eli açılmazsa yanlış yolda olduğunu anlayıp yönünü değiştirebiliyor. Halatta bulunan turuncu top şekilleri ise basınçlı hava teneffüs istasyonlarına ulaştıklarını anlıyorlar. Yaklaşık 30 dakika süren tünel yolculuğunun ardından madenciler ocağa ulaşıyor. Burada 29 tonluk, maden ocağının üstlerine çökmemesini sağlayan tahkimat makineleri ile çalışıyorlar. Ömerler Yeraltı Ocağı’nda 175 santimetre genişliğindeki söz konusu tahkimatlardan 52 adet bulunuyor. Madenciler, bu tahkimatların yürüme yolundan eğilerek yürüyerek güvenli bir şekilde maden ocağında istedikleri bölgeye gidip gelebiliyorlar. Maden ocağının detaylarını ise maden mühendisi Berkay Barutçu anlattı. Barutçu, “Yeryüzünden 100 metre aşağıdaki kotta üretim yaptığımız A6 panodayız. Burada toplam 533 işçi personel, 22 teknik personel olmak üzere 7 gün 24 saat üç vardiya şeklinde kömür üretimi yaparak ülkemizin ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Yaptığımız üretim yöntemi, mekanize sistem olup, tahkimatlar ve kesici sistemlerle tamamen mekanize şekilde üretim yaparak insan faktörünü minimize ediyor ve kaza riskini asgari seviyeye indirmeye çalışıyor” dedi. Söz konusu maden ocağında 13 yıldır kesici makine operatörü Hakan Akşit ise tahkimat makinelerinin çalışma prensibini anlattı. Akşit, şu ifadeleri kullandı: “Bu makine, ayna diye tabir ettiğimiz kömür üretim panosunda kesim yapıyor. Dönerek uçlarındaki bıçaklar vasıtasıyla kesiyor. Bu alet iki tarafa da gidip gelebiliyor. Kesim yönünü hangi tarafa doğru yapmamız istenirse elimizdeki kumandalar vasıtasıyla kuyruğa (sonuna) ya da motor başına (başına) doğru taban alarak, keserek gidip gelebiliyoruz. Günde aynamızın fail olup olmadığına, o günkü arz durumumuza göre değişir. Vardiyada en az bir kesim yapabiliyoruz. Bu alandan 80 santimetre ileriye kadar kesebiliyor. Bıçaklar çalışırken su çıkarıyor. İçinde fıskiye var. Çalışma sırasında aynada ilerleme yaparken çıkan tozu engellemek amacıyla su çıkarıyor. Aynı zamanda soğutma görevi görüyor.” Söz konusu maden ocağında 13 yıldır tahkimat operatörü olarak çalışan Cihan Pınar ise tahkimatın tam mekanize ayaklarda kullanılan aynaları tutmak için kullanılan bir sistem olduğunun bilgisini verdi. Pınar, tahkimatın, kontrol ünitelerinden hareket ettirildiğini, tahkimatın yürütülerek aynalarını sağlama almalarının ardından tutucuları çalıştırdıklarını söyledi.

Gıda güvenliği için sıkı denetim çağrısı Haber

Gıda güvenliği için sıkı denetim çağrısı

Bursa Yemek Sanayicileri Derneği (BUYSAD) Başkanı Coşkun Dönmez, yazılı bir açıklama yaparak gayri sıhhi şartlarda hazırlanıp cadde ve sokaklarda satılan yiyeceklerin gıda güvenliği açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Dönmez, özellikle geceleri denetim dışı saatlerde yapılan kebap, pilav, kokoreç, tatlı, midye, sandviç gibi sokak yiyeceklerinin sağlık riski taşıdığına vurgu yaparak, bu tür işletmelere karşı denetimlerinin artırılması gerektiği uyarısında bulundu. Coşkun Dönmez, son yıllarda gıda ve hizmet fiyatlarının yükselmesi ile Türkiye’de ucuz fiyatlarla fakat hijyen ve sanitasyon kurallarına uyulmadan araç veya konteynerlerde gıda satışı yapanların sayısının arttığına dikkat çekti. Başkan Dönmez, bu işletmelerin denetim altına alınması gerekliliğine vurgu yaparak, özellikle et ve et ürünlerinin hijyen ve sanitasyonunun çok önemli olduğuna vurgu yaparak, gıda maddelerinin çiftlikten tüketiciye ulaşana kadar olan tüm aşamalarda soğuk zincirin korunması gerektiğini ifade edip sokak satıcılarının, sattığı gıdaların birde tağşişli olabileceğini bu nedenle tüketilmesinin insanlarda çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceğini uyarısında bulundu. Dönmez, bu durumun işini doğru yapan, kurallara uyan ve sürekli denetlenen işletmelerin cezalandırılması anlamına geldiğine de dikkat çekti. DENETİMLER ARTSIN Başkan Dönmez, ekonomik nedenlerle sayıları sürekli artan sokak satıcılarına karşı ilgili bakanlıkların ve yerel yönetimlerin denetimlerini artırması özellikle geceleri de denetim yapılması gerektiğini söyledi. BUYSAD olarak, toplum sağlığını korunması için bu tür denetimlerin yapılmasını talep ettiklerini ifade eden Başkan Dönmez, "Gıda ciddi bir iştir. Çiftlikten sofraya kadar her aşamasında uyulması gerekli olan hijyen ve sanitasyon kuralları var. Bunlara uyulmadan gıda maddesi satılmasına onay verilemez" dedi. YEREL YÖNETİMLERE ÇAĞRI Başkan Dönmez, endüstriyel yemek sektörünün toplumun ekonomik şartlarda sağlıklı gıdaya ulaşması için gereken fedakârlıkları yapacağını da belirtirken, bakanlıkların ve yerel yönetimlerin de üzerlerine düşen sorumluklarını yerine getirmesini istedi. Başkan Dönmez, "Bir çözüm önerisi olarak, yerel yönetimler hijyen ve sanitasyon kurallarına uyan işletmeler için şehirdeki yoğun insan sirkülasyonu olan bölgelerde uygun kira bedelleriyle alanlar açarak bu alanları kurallara uyan işletmelere uygun kira bedelleri ile tahsis edebilir. Böylece ekonomik zorluk içindeki vatandaşlarımızın sağlıklı gıdaya erişimini destekleyebilirler. Bu yapılırsa, işletmelerin uygun alt yapıya sahip olmaları teşvik edilirken aynı zamanda toplumun genel sağlığının koruma amacına hizmet edilir. Birlikte çalışıp piyasayı halkın sağlığını tehdit eden fırsatçılara bırakmayalım" çağrısında bulundu. ,

Rusya, AKKA’dan çekildi! Haber

Rusya, AKKA’dan çekildi!

Rusya, Avrupa'nın güvenlik yapısında önemli bir yer tutan ve Soğuk Savaş sonrası imzalanan Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Antlaşması'ndan (AKKA) resmi olarak çekildiğini duyurdu. Bu karar, Rusya'nın uluslararası güvenlikle ilgili anlaşmalardan uzaklaşma eğilimini sürdürdüğünün göstergesi olarak değerlendiriliyor. 1990 yılında imzalanan ve dönemin iyimser ruhunu yansıtan AKKA, taraf ülkeler arasında konvansiyonel silahların sayısının ve dağılımının kontrol altında tutulmasını amaçlıyordu. Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, anlaşmanın "tarih" olduğu ve Rusya'nın güvenlik çıkarları açısından kabul edilemez hale geldiği belirtildi. Rusya, antlaşmadan çekilme kararını, ABD'nin NATO'yu genişleterek bölgesel güvenliği tehdit ettiği ve antlaşmanın hükümlerinin kendi ulusal çıkarlarına artık uymadığı gerekçeleriyle almıştı. Bu hamle sonrası NATO'dan gelen tepki de gecikmedi; ittifak, Rusya'nın adımını Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenliğine zarar verici olarak nitelendirdi. Hatırlanacağı üzere Rusya, AKKA'nın uygulanmasını 2007 yılında askıya almış ve 2015 yılında da tamamen katılımını durdurmuştu. Antlaşmanın resmi feshine yönelik süreç Mayıs ayında Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma'nın onayı ve ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kararname imzasıyla tamamlanmıştı. HABER:NURCAN ŞENER

Okullarda yeni tehlike: İtiraf sayfaları! Haber

Okullarda yeni tehlike: İtiraf sayfaları!

Okullarla ilgili yeni tehlikenin adı sosyal medyadaki itiraf sayfaları oldu. Eğitimin en önemli sorunlarından biri olan akran zorbalığı sosyal medya üzerinden de yapılıyor. Öğrenciler sosyal medya siteleri üzerinden okulları adına "'itiraf sayfaları'' açıyor. Bazı sayfalarda daha masum ve zararsız paylaşımlar yapılsa da çoğunda öğrenciler birbirleri hakkında yalan yanlış bilgiler paylaşıyor, özel hayatlar ifşa ediliyor. Hatta bazılarında gizlice çekilmiş fotoğraflar bile yayınlanıyor. Bu sayfalarda yayınlanan dedikodular nedeniyle binlerce öğrenci zorbalığa uğruyor. ANONİM HESAP AÇILIYOR Altınbaş Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Çakıroğlu, yaptığı konuşmada son zamanlarda yaşanan siber zorbalık vakalarıyla çok sık karşılaştıklarına dikkat çekti. Çakıroğlu, son dönemde gençler arasında yeni yeni ortaya çıkan itiraf sayfalarının da bir siber zorbalık türü olarak ele alınması gerektiğini vurguladı. Bu itiraf sayfalarıyla anonim bir hesaptan, hedef alınan çocuğun sınıftaki diğer arkadaşları ile ilişkili her türlü paylaşımı, sırları, özel bilgilerinin paylaşıldığı bir ortam yaratıldığını söyledi. Buralarda hedef seçilen kişileri korkutmaya, kızdırmaya ya da utandırmaya yönelik içeriklerin paylaşıldığını anlatan Çakıroğlu "Örneğin sosyal medyada bir kişi hakkında yalanlar yaymak ya da utandırıcı fotoğraflar yayınlamak, mesajlaşma platformlarından incitici mesajlar ya da tehditler yollamak, başka birinin kimliğiyle başkalarına kötü mesajlar göndermek en yaygını" diyerek aileleri ve okulları daha dikkatli olmaya davet etti. AİLELER NE YAPMALI Sabah'ın haberine göre; itiraf sayfalarında çocukları paylaşılan aileler, ne yapacaklarını bilmiyor. Öncelikle okul yönetimiyle iletişime geçilmeli. Paylaşan kişiler belirlenerek paylaşımların silinmesi konusunda destek alınmalı. Ancak bu mümkün değilse aile hukuki yollara başvurabilirler. Çakıroğlu ''Sınır ve güvenlik sorunları oluşmaya başlıyor. Karşıda kim var, nelere ulaşabilir gibi birçok güvenlik açığı oluşuyor ve bu kontrol edilemez bir durum. Yaş küçüldükçe daha da tehlikeli bir hal alıyor. Kontrolsüz fotoğraf ve video içeriği paylaşımları çocukların ve gençlerin hayat boyu başlarına bela olma riski taşıyor. Zira bir içeriğin, internete düştüğü andan itibaren artık geri döndürülemediğini biliyoruz" diye konuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.