Hava Durumu

#Herkes

Yeni Marmara Gazetesi - Herkes haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Herkes haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Ali İpek: “Herkes hikayeler taşır” Haber

Ali İpek: “Herkes hikayeler taşır”

Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü tarafından düzenlenen Edebi Kazılar söyleşilerinde yeni yılın ilk konuğu yazar Ali İpek oldu. “Yaşar Nabi Nayır Dikkate Değer Öykü Ödülü” sahibi olan yazar Ali İpek, yazarlık serüveni ve çalışmaları hakkında keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürü Şafak Baba Pala’nın sorularıyla gerçekleşen söyleşide, yazar, son romanı “Gidelim Buralardan Muhlis” üzerine de konuştu. Herkesin bir yerlere gitme isteği olduğunu ve hikayeler taşıdığını belirten Ali İpek, saklı kalan öykülerin gün yüzüne çıkarılması gerektiğine vurgu yaptı. Zihinlerde, sandıklarda kalan hikayelerin kendisini çok üzdüğünü belirten Ali İpek, “Yazarlar, ana karakterlerin gitmelerine kolay kolay izin vermez. Her yazarın bir tarzı, dili vardır. Hikayeye hakim olursanız, dili de kontrol altına alabilirsiniz. Doğru bir dil, hikayeyi de destekler. Hikayenin oluşumunda kararlı olmak gerekir” dedi. Hikayeyi tamamlamanın yazara huzur verdiğini ifade eden Ali İpek, aklına gelen fikir üzerine çok araştırma yaptığını belirtti. Hikayelerde coğrafyanın etkisinin çok olduğuna değinen Ali İpek, “Hikayemi yazınca sesli okurum. Kulağımı tırmalayan yer varsa dokunurum. Diller, kültürler hikayelere çok farklı anlamlar yükler. Dilin yok olması demek tarihi ve kültürü de bitirir. Hikayelerimde dil ve kültüre önem veririm. Yazdıklarımda önce kendim tatmin olmam gerekiyor” diye konuştu. Okuma ve yazmanın, disiplin gerektirdiğini kaydeden Ali İpek, yazmadan önce çok düşündüğünü de anlattı. Ali İpek, yeni bir kitap yazdığını söyleyerek bahar aylarında okurların karşısında çıkacağını da sözlerine ekledi. Edebiyat tutkunlarının ilgiyle takip ettiği söyleşi sonunda Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Adem Vural, söyleşi için Ali İpek’e teşekkür etti. Yazar Ali İpek, söyleşinin ardından okurları için “Gidelim Buralardan Muhlis” isimli kitabını imzaladı.

Herkes alkışladı, o ağladı Haber

Herkes alkışladı, o ağladı

Annesinin vefatıyla 28 hafta dünyaya gelen kardeşini kucağından indirmeyen 14 yaşındaki Azra, 2 yaşındaki Sonay Su’ya gözü gibi bakıyor. Tüm dünyada 17 kasım prematüre günü çeşitli etkinliklerle kutlanırken, Bursa’da ise mutluluk ve hüzün bir arada yaşandı. 2020 yılında korona virüs sebebiyle tedavi altına alınan anne Sonay Bahadır, karnındaki bebeğini 28 haftalık olarak dünyaya getirdi. Doktorların tüm müdahalesine rağmen Sonay Bahadır kurtarılamazken, aynı isim verilen bebeği Sonay Su ise 81 günlük yenidoğan yoğun bakım bölümündeki hayat mücadelesini kazandı. Şimdilerde 2 yaşına giren Sonay Su, ablası ve babası ile prematüre günün kutlamak için Özel Doruk Yıldırım Hastanesinde doktor ve bakıcılarıyla bir araya geldi. Hayata tutunan minik bebekler için balonlar şişirilip pastalar kesilirken abla Azra Bahadır, göz yaşlarını tutamadı. Annesini aniden kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan Azra, “Annemi 2020 yılında kaybettim. Kardeşim 28 haftalık dünyaya geldi. 81 gün hastanede kaldı. İnsanın yakınını biranda kaybetmesi çok zor bir şey. Kardeşim içinde zor bir şey tabi ki, ama biranda annemi kaybetmek zor geldi. Annem varken birden yok oldu. Geriye ondan sadece kardeşim kaldı. Onu özlüyorum. Bir yanda kardeşim var ben üzüldüğümde o da üzülüyor. Allah kimseye yaşatmasın. Düşmanıma dahi yaşatmasın. Kimsenin kaldırabileceği bir durum değil. Şuan kardeşimin durumu çok iyi. Bütün zamanını benimle birlikte geçiriyor” diye konuştu. Eşini 28 haftalık hamileyken kaybettiğini belirten baba Kenan Bahadır ise, “Korona virüs sebebiyle erken doğum oldu. Doğumdan 10 gün sonra eşimi kaybettim. Sağ olsunlar doktorlar kızımıza çok iyi baktılar. Büyükannesinin bakımı ile bugüne kadar sağlıklı bir şekilde getirdik. Çok şükür. 2 kızım var” dedi. Doruk Sağlık Grubu Özel Yıldırım Hastanesi Neonatoloji Uzmanı Dr. Birgül Mutlu Aydemir ise, “Prematüre doğan bebeklerin sorunları hakkında toplumu bilinçlendirmek istedik. 37 haftayı tamamlamadan dünyaya gelen bebeklere prematüre bebek diyoruz. Aslında sayıları o kadar az değil. Ancak başımıza geldiğinde bunu öğreniyoruz. Türkiye’de her yıl 150 bin tane prematüre bebek dünyaya gelmektedir. Bunların 50 bin tanesi maalesef 1 kilonun altında dünyaya gözlerini açmaktadırlar. Bizler bu bebeklerin hayatta kalma mücadelesinde onlara destek oluyoruz” diye konuştu. Dünyaya gözlerini yeni açan bebeklere kendi evlatlarıymış gibi özenle bakan ekibine teşekkür eden Doruk Sağlık Grubu Başhekimi Dr. Cemal Turhan, prematüre doğsalar da onların yalnız olmadığını söyledi.

4 yıl önce 2 kadına çilek fidesi verdiler, şimdi herkes üretiyor Haber

4 yıl önce 2 kadına çilek fidesi verdiler, şimdi herkes üretiyor

Bursa’nın Nilüfer ilçesi İnegazi Mahallesi’ndeki vatandaşlar 7 ay boyunca çilek üretiyor. Damla sulama sistemi sayesinde çevreci bir şekilde ürettikleri çilekler pazara inmeden satılıyor. 40 hanenin bulunduğu kırsal mahallenin tamamı çilek üretirken, bir dönüm çilek hasadı ayda 10-12 bin lira arasında gelir sağlıyor. Mahallenin tamamında yaklaşık 100 dönüm çilek üretimi yapılırken, Nilüfer Belediyesi de başta fide desteği olmak üzere üreticiye destek veriyor. Bu mevsimde kilogramı 25 ile 30 lira arasında satılan çileğin 12 ay boyunca üretilmesi için seralar kurulması hedefleniyor. Çevredeki taş ocaklarının kuru kesim yapmasından kaynaklı oluşan tozlar çilek veriminde düşüşe de sebep oluyor. İnegazi Muhtarı Nurettin Aydın, “4 yıl önce köyümüzde örnek proje olması açısından Nilüfer Belediyesi iki kadın üreticimize birer dönüm çilek fidesi verdiler. Bu kadın üreticilerimiz gelir elde ettiler ve diğer kadınlara örnek oldular. Çilek mayıs ayında başlıyor, kasım ayının sonuna kadar devam ediyor. Çileğimizin verimi güzel. Çoğunu köyden çıkartmadan buradan gelip alıyorlar. Şu anda 25-30 lira arasında satılıyor. Bir dönüm çilekten ayda 10-12 bin lira gelir elde ediliyor” dedi. Kadınların imece usulü ile çilek tarlaların bakımını yaptığını anlatan Aydın, “Buna vesile olan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’e çok teşekkür ederiz. Çilek yerlerini hazırladık, fide fiyatlarından dolayı başkanımızdan rica ettik ve desteklerini bizlere gösterdiler. Çilek üretimine devam edeceğiz. Köyde şu an 100 dönüm çilek ekiliyor. Bunun daha da artmasını için çalışıyoruz. Köydeki 40 hanenin tamamı çilek üretimi yapıyor. Sera şeklinde 12 ay boyunca bunu üretmek istiyoruz. Eylül ayından itibaren değeri de ikiye katlanıyor” şeklinde konuştu. Yaylacık ve İnegazi mahalleleri arasında bir taş ocağının olduğunu dile getiren Muhtar Aydın, “Mıcır kırma tesisimiz var. Bu tesisi, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na şikayet etmemize rağmen, susuz kırım yapıyorlar. Böyle olunca da tozlu bir ortam oluşuyor. Bu tozda İnegazi’nin dere havzasından bizim çilek bahçelerimizin üzerine yapışıyor. Çilek verimini de düşürüyor. Biz taş da olsun, çilek de olsun diyoruz. Ama bunu dengeli ve kriterlere uygun olarak yapılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. Üreticisi Sultan Demir de eskiden sadece bir ay çilek üretimi yaparken, şimdi mayıstan aralık ayına kadar üretim yaptıklarını anlattı. Çileğin çok güzel ve lezzetli olduğunu sözlerine ekleyen Demir, destek oldukça üretmeye devam edeceklerinin altını çizdi.

Armutlu'dan İmralı'ya, Gemlik'ten Mudanya'ya kadar herkes onu izleyecek Haber

Armutlu'dan İmralı'ya, Gemlik'ten Mudanya'ya kadar herkes onu izleyecek

Cami derneği başkanı Sinan Şahintürk'ün çabalarıyla iki minaresi ve kubbesi yükselen caminin tamamlanabilmesi için 10 milyon liraya yakın para gerekiyor. Togg'un Gemlik'teki fabrikasına kuş uçuşu yaklaşık 2 kilometre mesafede bulanan Timurtaş Paşa Camii konumu olarak, görkemli mimarisiyle İstanbul'un yeni sembollerinden biri haline gelen, aynı zamanda Türkiye'nin en modern külliyesi olan asrın mührü Büyük Çamlıca Camisi'nin bir minyatürü olarak gösteriliyor. Tamamlandığı taktirde, Armutlu'dan İmralı'ya, Gemlik'ten Mudanya'ya kadar Güney Marmara'nın büyük bir bölümünden görülecek olan cami, Türkiye'nin en büyük limanlarının bulunduğu Gemlik körfezine giren yabancı gemileri de İslamiyetin mührü gibi selamlayacak. 6500 metrekarelik külliye alanına sahip 1500 kişilik caminin minarelerinin yüksekliği ise 58 metre, cami henüz tamamlanmamasına rağmen gece ışıkları yandığında körfezden geçen gemiler tarafından siren çalınarak selamlanıyor. Türkiye'nin yükselen değeri Togg farikasının hemen yanında yükselen cami için Togg'un babayiğitlerine seslenen Cami Derneği Başkanı Sinan Şahintürk, "Bu camide Togg'un işçileri, mühendisleri gelip cuma namazlarını kılacak. Allah rızası için buraya bir el atın bu cami dana güzel nasıl yapılabilir birlikte konuşalım. Türkiye gündeminin bu kadar yoğun olduğu günlerde Cumhurbaşkanımıza destek olmanızı buraya yardım etmenizi istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızdan da bir kez bile olsa buraya gelip bir kez görmesini talep ediyorum. Burası Mevlanın evi. Biz Fatih Sultan Mehmed Han'ın torunlayırız. Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul'a Fatih Camii'ni yaparken hiç bir şey düşünmemiş, bizde bu tepeye, bu zirveye böyle güzel bir İslamın mührünü, imzasını atma gayretindeyiz. Bundan dolayı da camimiz için yardım bekliyoruz" dedi.

Herkes onları anlasın diye eğitim veriyor Haber

Herkes onları anlasın diye eğitim veriyor

Bursa'da yaşayan Emine Biçim (42), işitme engelli bir anne ve babanın kızı olarak dünyaya geldi. Ailesinin yaşadığı zorlukları yaşayarak öğrenen Biçim, daha fazla işitme engelli zorluk çekmesin diye işaret dilini herkese öğretmek için girişimde bulundu. 9 yıl önce Osmangazi Halk Eğitim Merkezi'nde işaret dili eğitmeni olarak göreve başlayan Biçim, Bursa'da okullar ve resmi kurumları tek tek gezerek işaret dili eğitimi veriyor. Verdiği eğitimlerden işaret dilini öğrenen kişiler, engelli vatandaşları daha rahat anlayıp onlarla iletişim kuruyor. Mümin ve Yurdanur Kıvcı'nın çocuğu olarak dünyaya geldiğini ifade eden Emine Biçim, "Annem ve babam işitme engelliydi. İkisi de sonradan işitme engelli olduğu için ben ve kardeşlerim konuşuyoruz. Bizde işitme kaybı yok, ben büyürken annem ve babam işitme engelli olduğu için zorluklar yaşadım. İstediğim her şeyi aileme anlatamıyordum. Zaman içinde işaret dilini öğrendim. Büyürken yaşadığım problemlerimi aileme anlatmak istedim ama anlatamadım. Anlatsam onlar bana yardımcı olamayacaktı. Bana 9 yıl önce işaret dili öğretmenliği yapar mısın diye teklif geldi. Bu teklifi hemen kabul ettim. İşitme engellilerin desteğe ve yardıma ihtiyacı var, ben tek başıma çok az kişiye yardımcı olurum ama öğrettiğim kimseler de öğrenirse daha fazla destek olur diye düşündüm. Buradaki amaç tam işaret dilini öğrenmelerini sağlamak değil, işitme engellilerle karşılaştıkları zaman onları azda olsa anlamak, yardımcı olmak, yön göstermek için işaret dilini öğrenmelerini istiyorum" dedi.

Herkes zehirli sanarak "yemeyin" diyor! Almak için 29 ülke sırada bekliyor Haber

Herkes zehirli sanarak "yemeyin" diyor! Almak için 29 ülke sırada bekliyor

Asıl mesleği aşçılık olan 67 yaşındaki Murat Mıhladız, 1994 yılında kapari bitkisinden çeşitli gıda ürünleri üretmeye başladı. Mıhladız, özel ürettiği kaparili gıda ürünlerinin bir kısmını tescil de ettirdi. Mıhladız'ın kapari bitkisinden ürettiği 17 farklı gıda ürünü, yurt içinin yanı sıra 29 ülkeye gönderiliyor. Kapari’den üretilen ürünler yurt dışında yoğun ilgi görüyor. BİRÇOK RAHATSIZLIĞA İYİ GELİYOR Kaparinin birçok hastalığa iyi geldiğini belirten Murat Mıhladız, “Bu kapariyle tarladan sofraya kadar olan kısmıyla çalışmaya başladık. Aşçı olmam sebebiyle bu bitkiyi tanıdıktan sonra çok kıymetli ve şifalı olduğunu gördük. Bu bitkiden çeşitli gıdalar üretmeye karar verdik. Gıda maddesi olarak ürettiğimiz bu ürünlerin hepsinin ayrı ayrı hastalıkları iyileştirdiğini öğrendik. MS hastalığı, karaciğer, kanser, kan ve sindirim sistemi hastalıkları gibi rahatsızlıklara iyi geldiği anlaşıldı. İnsanlarda bu ürünlerimizin iyi geldiğini görünce üniversitelerde klinik çalışmalar yapmaya başladık” dedi. HERKESİN ZEHİRLİ BİLDİĞİ MEYVEYİ DÜNYAYA İHRAÇ EDİYOR Kapari karpuzu olarak adlandırılan meyvenin tüm dünyada zehirli olarak bilindiğini ancak araştırmalara göre öyle olmadığını belirten Mıhladız, “Kaparinin çayı, tomurcuğundan turşu, dünyanın çeşitli ülkelerinde birçok yemekte kullanılıyor. Tabii ki dünya sadece tomurcuklarını tüketiyordu. Biz meyvesini kullanmaya başladık. Kapari karpuzu dediğimiz meyvesi için ‘Zehirlidir, sakın yemeyin’ diyerek insanlara lanse edilmiş. Ancak bunun zehirli olmadığını 2000 yılında TÜBİTAK Gıda Bilimi Araştırma Enstitüsü'nde zehirli olmadığını klinik çalışma yaparak belirledik” ifadelerini kullandı. İHA

ULUTEK’te Bosna Herkes ile işbirliği tohumları atıldı Haber

ULUTEK’te Bosna Herkes ile işbirliği tohumları atıldı

ULUTEK Teknopark, Bosna Hersek heyetini ağırladı. ULUTEK Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Karagöz, bu tür ziyaretlerin ülkeler arasında köprüleri sağlamlaştırdığını dile getirdi. İrfan Karagöz, akademik bilgiyi ticarîştirilerek, teknoloji ihraç eden bir Türkiye için durmadan çalıştıklarını belirterek, “Üniversite-sanayi iş birliğini geliştiriyoruz. Üniversitelerdeki akademik birikimi ve araştırma sonuçlarını, mevcut kaynakların daha verimli kullanmalarını sağlayarak, ekonomik değere dönüştürüyoruz. Bünyemizde bulunan 160’tan fazla firmamızla, yenilikçilik odaklı adımlar atarak, teknoloji üreten hatta ihracat eden konuma gelmek için çalışıyoruz. Yabancı sermayelerin ülkemize çekilerek ekonomimize katkıda bulunması, firmalarımızın yurt dışı bağlantılarının geliştirilerek ihracat hacimlerinin artması gibi faydalar sağlaması sebebiyle bu tarz ziyaretleri önemsiyoruz. Bosna Hersek’ten gelen misafirlerimizi ağırlamak da çok önemli. Bu tür ziyaretler, ülkeler arası köprüleri sağlamlaştırıyor. Önümüzdeki süreçte iki ülke arasındaki iş birliklerinin artarak sürmesini diliyorum” dedi. ULUTEK Teknopark Proje İzleme ve Değerlendirme Sorumlusu Emel Morina, Güzel ULUTEK Teknopark’ı anlattığı sunumda, bölgedeki faaliyetler, yapılan projeler ve Teknoparkların firmalara sağladığı avantajlardan bahsetti. ULUTEK Teknopark bünyesinde faaliyet gösteren Yeditek Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Karaburun, “Metal Sektöründe Görüntü İşleme” konulu sunum yaparak, faaliyetleri hakkında bilgiler verdi. ULUTEK Teknopark firmalarından İletişim Yazılım firması adına ise Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Hatunoğlu “Sanayide Dijital Dönüşüm” konusunda sunum yaparak, heyeti dijital dönüşüm hakkında bilgilendirdi.

Müşterilerini düşünen ustayı herkes takdir ediyor Haber

Müşterilerini düşünen ustayı herkes takdir ediyor

Nilüfer Küçük Sanayi Sitesi'nde uzun yıllardır oto tamir işi yapan Kenan Günel (60), İtalyan model otomatik vites araçlarda sık görülen robotik şanzıman arızasını tamir ediyor. Araç sahipleri arızalı şanzımanları değiştirmek zorunda kalıyordu. Bu ise 33 bin lirayı buluyordu. Bursalı usta, bu tip arızaları makineyle tespit ederek tamir etmeye başladı. Böylece 33 bin liralık masrafı 12 bin liraya düşürdü. Bursa'da bu konuda tek olan Kenan Günel'e çevre illerden sürücüler tamir için araçlarını getiriyor. Araç sahipleri, Günel'in 33 bin liralık işi 12 bin liraya yaptığını öğrenince büyük şaşkınlık yaşıyor. Uzun yıllardır tamir işiyle uğraştığını ifade eden oto tamircisi Kenan Günel, "İtalyan malı otomatik vites araçların robotik şanzıman arızalarını biz parça değiştirmeden tamir etmeye başladık. Bu parçanın değişmesi 33 bin lirayı buluyor, bu da araç sahiplerine çok geliyordu. Bir sistem geliştirip araçları makineye bağlıyor, arızayı tespit ediyoruz. Parçayı değiştirmeden 10 ila 12 bin lira arasında tamir yapıyoruz. Araç sahipleri 33 bin liralık arızanın 12 bin liraya hallolduğunu görünce bize hayır dua ediyor. Çevre vilayetlerden de müşterilerim var. İşimiz vatandaşa hizmet etmek. Vatandaşımız kaliteli hizmeti daha uyguna alsın ve ülkemizin parası yurt dışına çıkmasın istiyoruz" dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.