Hava Durumu

#İklim

Yeni Marmara Gazetesi - İklim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İklim haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa Teknik Üniversitesinin "iklim değişikliği" projesi, yarışmada ikinciliği hak etti Haber

Bursa Teknik Üniversitesinin "iklim değişikliği" projesi, yarışmada ikinciliği hak etti

Bursa Teknik Üniversitesinin "iklim değişikliği" projesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen yarışmada ikinciliği hak etti. Proje; iklim değişikliği kaynaklı su baskınlarına karşı mahalle ölçeğinde sürdürülebilir ve etkili çözümler geliştirmeyi amaçlıyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından "İklim Değişikliğine Uyum" temalı fikir yarışması düzenlendi. Gençlerin iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik çözüm önerilerini ortaya koyduğu fikir yarışmasında, Bursa Teknik Üniversitesi ikinciliği elde etti. Finale kalan projeler; çözümün etkisi, uygulanabilirlik, sürdürülebilirlik, yenilikçilik, sunum becerisi, paydaş iş birliği ve ölçeklenebilirlik kriterleri üzerinden değerlendirildi. Toplam 127 projenin değerlendirildiği yarışmada; BTÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nin "Yapay Zekâ ile Güçlendirilmiş Mahalle Temelli Su Yönetimi: Yağmur Bahçeleri ve Geçirgen Sokaklarla İklim Dirençli Kent Modeli" başlıklı projesi ikincilik ödülüne layık görüldü. Kazananlar, Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle ödüllendirildi. Proje ekibinde; Mimarlık ve Tasarım Fakültesi’nden Doç. Dr. Ebru Kamacı Karahan, Dr. Öğretim Üyesi Sinem Tapkı, öğrenciler Cemre Koçlu ile Şüheda Ceylan ve İstanbul Üniversitesi Orman Endüstri Mühendisi mezunu Seher Tuğçe Özdemir yer aldı. BTÜ’nün projesi, iklim değişikliği kaynaklı su baskınlarına karşı mahalle ölçeğinde sürdürülebilir ve etkili çözümler geliştirmeyi amaçlıyor. Bursa’da pilot uygulaması planlanan modelde, doğa temelli yöntemler olan yağmur bahçeleri ve geçirgen yüzeylerle, yapay zekâ destekli teknolojiler bir arada kullanılacak. Çevresel verilerin izlenip analiz edilmesiyle sel riski azaltılırken, suyun yeniden kullanımı ve yeraltı su kaynaklarının korunması hedefleniyor. Proje kapsamında fiziksel ve dijital çözümlerin birleşimiyle, çevresel dayanıklılık ve afetlere karşı dirençli kentleşme sağlanacak. Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, proje ekibini tebrik ederek şunları söyledi: "Toplumla ve şehirle bütünleşen üniversite hedefimiz doğrultusunda, ülkemizin ve şehrimiz için çözüm üretmeye devam ediyoruz. Akademisyenlerimiz ve öğrencilerimiz, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ‘iklim değişikliği’ temalı fikir yarışmasında su baskınlarına karşı önemli bir proje geliştirdi. Yüzlerce proje arasından ikincilik elde eden proje ekibini gönülden tebrik ediyorum. İlerleyen süreçte bu projenin hayata geçirilerek su baskınlarına karşı etkili bir önlem olmasını temenni ediyorum."

İklim değişiyor, astım ve alerji artıyor Haber

İklim değişiyor, astım ve alerji artıyor

İklim değişikliğinin solunum sağlığı üzerindeki tetikleyici etkisini araştıran bilim ekibinden Yaşar Üniversitesi MYO Gıda İşleme Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Biyomühendis Ece Yıldız Öztürk, küresel iklim değişikliğinin en çok solunum rahatsızlıklarına neden olduğunu söyledi.   Yaşar Üniversitesi MYO Gıda İşleme Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Biyomühendis Ece Yıldız Öztürk, iklim değişikliğinin solunum sağlığı üzerindeki tetikleyici etkisini araştırmaya devam ediyor. Polen düzeylerindeki artışın, hava kirliliğinin, sıcaklık değişimlerinin alerji ve astım hastalıklarının görülme sıklığını da artırdığını ifade eden Yıldız Öztürk, "Özellikle de solunum rahatsızlıkları, bu küresel sorunun doğrudan etkilediği alanlardan biridir. Aralarında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları, İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Özlem Göksel’in de bulunduğu Translasyonel Pulmonoloji Araştırma ekibi ile birlikte yaptığımız ‘İklim Değişikliği Altında Astım ve Alerjik Rinitte Karmaşık Biyoaerosol Maruziyetinin Modellenmesinde Yeni Yaklaşım Metodolojileri’ başlıklı çalışmada iklim değişikliğinin solunum sağlığı üzerindeki tetikleyici etkisinin astım, alerjik rinit ve diğer bağışıklık aracılı üst ve alt solunum yolu hastalıklarında artışa yol açtığını gözlemledik. Yapılan araştırmalar, iklim değişikliği ile birlikte polen düzeylerindeki artışın, hava kirliliğinin, sıcaklık değişimlerinin alerji ve astım hastalıklarının görülme sıklığını artırdığını gösteriyor" diye konuştu.  "İklim değişikliği polen yükü arıyor"  İklim değişikliği ile bitkilerin polen üretiminin de arttığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Biyomühendis Ece Yıldız Öztürk, "Özellikle bahar döneminde polen sayıları çok daha yüksek olabiliyor. Bunun sonucunda alerjik rinit gibi polen kaynaklı alerjisi olan ve astım rahatsızlığı olan kişiler çok daha yoğun semptomlar yaşıyor. Yanı sıra sıcak hava dalgaları ve ani yağışlar gibi iklim olayları, hava kalitesini etkileyen bölgesel hava kirliliğini de artırıyor. Atmosferdeki kirleticilerin artması, alerjenlerin (polen gibi) mukozal zarlarla etkileşimini değiştirerek alerjik reaksiyonları tetikleyebiliyor. Sıcaklık artışı ile birlikte, polenlerin yayıldığı dönemler de uzuyor ve bu da alerji durumlarını artırıyor. Özellikle şehirleşmenin olduğu bölgelerde, iklim değişikliğine bağlı olarak hava kalitesinin düşmesi, alerjik reaksiyonların sıklığını daha da artırıyor. Hava kirliliği ile birlikte, astım hastalarında göğüste sıkışma, öksürük ve nefes darlığı gibi semptomların daha sık görülmesi kaçınılmaz hale geliyor" dedi.  "Yaşam tarzı değişiklikleri önemli bir rol oynuyor"  Dr. Öğretim Üyesi Ece Yıldız Öztürk, alerji ile astım yönetiminde yaşam tarzı değişikliklerinin önemli rol oynadığını belirterek, alerjenlerle teması azaltmak için evdeki hijyenin arttırılması, alerjen kaynaklarının ortadan kaldırılması veya sınırlandırılması gerektiğini vurguladı. Öztürk şöyle devam etti:  "Örneğin, alerjenlerin daha fazla bulunduğu dönemlerde, dış mekân aktivitelerini azaltmak semptomların hafifletilmesine katkı sağlamaktadır. Ayrıca bireylerin sağlıklı bir beslenme düzenini benimsemesi, düzenli egzersiz yapması semptomlarının kontrolüne yardımcı olur. Bireylerin beslenmelerinde Omega-3 yağ asitleri, D vitamini ve antioksidan içerikli gıdalara yer vermeleri, bağışıklık sistemini güçlendirerek alerjik reaksiyonları azalttığı bilinmektedir." 

“Stresi azaltmak için gevşeme metodlarını kullanın”  Haber

“Stresi azaltmak için gevşeme metodlarını kullanın” 

İklim değişikliğine bağlı gelişen depresyondan uyku güçlüğüne, panik bozukluktan anksiyeteye kadar pek çok ruhsal sorunun artabileceğine dikkat çeken Psikolog Çapar, bu sorunlara karşı günlük yaşam alışkanlıklarının değiştirilmesinin yanı sıra gerektiğinde profesyonel destek alınması gerektiğini belirtti.  Acıbadem Adana Hastanesi Uzman Psikolog Tara Çapar iklim değişikliği ve sıcaklıkların artmasının ekosistemin yanı sıra insan sağlığı için de biyolojik, psikolojik ve sosyal boyutlarıyla büyük bir tehdit oluşturduğunu ifade etti. Psikolog Çapar iklim değişikliğinin insan sağlığına olumsuz etkilerini “Sıcaklığa bağlı ölümlerde artış; kalp, dolaşım, solunum, damar yolları hastalıkları; yangınlarda artış; sera gazlarının artmasıyla prematüre bebek ölümlerinin artışı; suyun az olmasına bağlı hijyen problemleri ile psikolojik sorunlarda artış” olarak sıraladı.  İklim değişikliğinin insanlar üzerinde depresyon, öfke, endişe, kurallara uymama ve intihar gibi psikolojik rahatsızlıklara yol açabildiğine dikkat çeken Psikolog Çapar “Bu değişikliğin her bireyi farklı etkileyebileceği ve farklı derecelerde stres katabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Birey doğrudan ya da dolaylı yoldan iklim değişikliğine ve sonuçlarına maruz kaldıkça stres ve endişe ile sonuçlanabilecek ruhsal sorunlara dönüşebileceği bilinmektedir. Sıcaklığın birey üzerinde uykuya dalmada zorlanma, erken uyanma, uyuyamama, iştahta azalma, günlük egzersizlerden kaçınma gibi bağışıklık sisteminin fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilecek güce sahiptir” dedi.    “Uyuyamıyorsanız kahve, sigara ve içkiyi azaltın”  Kalitesiz uykunun, bireyin motivasyonunu, duygulanımını, modunu olumsuz etkilediğinin altını çizen Psikolog Çapar bireylerin iş performansını, karar verme ve betimsel sürecini, arkadaş, aile ve çevreyle olan ilişkisini de etkileyip yaşam kalitesini düşürdüğünü söyledi. Klinik çalışmaların bir ya da iki gecelik uykusuzlukta bile kişilerde duyguların ifadesinde azalma, empati yapmada bozulma, çökkünlük, bunaltı, paranoid belirtiler ve bedensel yakınmaların ortaya çıktığını gösterdiğini sözlerine ekledi.  Uyku bozulduğunda kafein, alkol, nikotin gibi kimyasalları azaltmak hatta uzak durmak gerektiğini vurgulayan Psikolog Çapar “Akşamları ağır yemeklerden uzak durmak, hafif yemekler ile beslenmek, uyku öncesinde egzersizler yapmak uyku kalitenizi arttırır. ‘Ben yatağa giriyorum ama uyuyamıyorum' diyenlerin çoğunluğunun farkındayız. Peki bizler neler yapabiliriz? Her gün aynı saatte yatağa girebilir, sessiz, karanlık, serin bir ortam sağlayabilir ve uyumadan 30 dakika öncesinde tüm ekranları kapatabiliriz” dedi.   “Stresi azaltmak için gevşeme metodlarını kullanın”  İklim değişikliğine bağlı gelişen anksiyete ve panik bozukluğu, depresyon, stres ile baş edememe, somatoform bozukluk, dikkati toplamada zorluk, uyku güçlüğü, cinsel işlev bozukluğu, sinirlilik, madde bağımlılığı gibi sorunların ruhsal rahatsızlıkları etkileyebileceğini vurgulayan Psikolog Çapar sıcaklığın artması ile saldırganlık davranışının arttığını aktardı. Öfke sorunlarının çözümü için ise psikolojik destek tavsiye etti.  Psikolog Çapar stresin arttığı an gevşeme metodlarının uygulanabileceğine işaret ederek “Stres azaltıcı yöntemler; nefes egzersizi, aşamalı kas gevşeme, imajinasyon, anda kalma, farkındalık gibi teknikler terapistiniz tarafından sizlere gösterilerek psikoeğitim verilir. Bunların hiç yan etkisi yoktur ve kişiyi rahatlatır. Sıcak havalarda özellikle yaz aylarında sıvı tüketimine önem vermemiz gerekmektedir. Yeteri kadar sıvı tüketimi olmadığında kişide halsizlik, yorgunluk, iştahta azalma, çabuk öfkelenme gibi davranışların artacağını ön görmekteyiz. Vücudu rahat hissettirecek kıyafetler ile stresin azalmasına yardımcı olabiliriz” diye konuştu.  Ayrıca problem çözme yöntemlerini öğrenmek, iletişim becerilerini geliştirmek, düşüncelerin farkına varmak ve mizahı hayatımıza dahil ederek bu sorunlarla başa çıkılabileceğini sözlerine ekledi. 

Enerji Yönetim Sistemi denetiminden başarıyla çıktı Haber

Enerji Yönetim Sistemi denetiminden başarıyla çıktı

Nilüfer Belediyesi, 2020-2024 Stratejik Planında yer alan "Küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadelede farkındalığı geliştirmek ve karbon emisyonunu azaltmak" hedefiyle önemli çalışmalar yapıyor. Nilüfer Belediyesi, enerji verimliliği sağlanan yapı stokları, yenilenebilir enerji, ulaşım, tarım, biyoçeşitlilik, su yönetimi gibi birçok konuda iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak için çeşitli faaliyetler yürütüyor. Sürdürülebilir Enerji ve Eylem Planı doğrultusunda 2017 yılından beri sürdürdüğü belediye binalarında tüketilen enerjiyi verimli kullanmak için en etkin sistemlerden biri olan ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemini 2023 yılında da uyguluyor. Enerji politikası doğrultusunda enerji kayıplarını ve enerji maliyetlerini azaltmak için projeler geliştiren, hazırlanan etüdler ve eylem planları doğrultusunda çalışmalar yapan Nilüfer Belediyesi, bu yıl da ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi denetiminden başarıyla çıktı. AND Belgelendirme tarafından gerçekleştirilen denetim sonunda, majör ve minör uygunsuzluk bulunmadı. Baş Denetçi Cem Koçan , Denetçiler Mehmet Onur Çınar ve Özge Yel tarafından sahada gerçekleştirilen denetimde, Nilüfer Belediyesi Halk Evi, Alaaddinbey Hizmet Binası, İnci Taner Altınmakas Huzurevi, Nâzım Hikmet Kültürevi, Üçevler Kütüphanesi, Konak Kültürevi, Yüzüncüyıl Gençlik ve Spor Merkezi’nin enerji tüketimleri ve araçların yakıt tüketimleri incelendi. Majör ve minör uygunsuzluğun bulunmadığı denetim sonucunda, “Üst Yönetimin Desteği”, “Standart maddelerindeki gelişmiş farkındalık” Nilüfer Belediyesi’nin güçlü yönü olarak açıklandı. Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı Remzi Çınar da çıkan sonuçların çalışmalarında kendilerine ışık tutacağını ifade ederek, elde edilen başarıda emeği geçenlere teşekkür etti.

Belediyelerin ve üniversitenin atık yönetim çalışmaları anlatıldı Haber

Belediyelerin ve üniversitenin atık yönetim çalışmaları anlatıldı

Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde “Ambalaj Atıklarının Azaltımı” başlığı altında gerçekleştirilen programın açılış törenineBUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cafer Çiftçi, akademik ve idari personel, kurum temsilcileri ile öğrenciler katıldı. Etkinlikte konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, atık konusunun tüm insanlığı ilgilendiren özel bir başlık olduğunu vurguladı. Atıkların, doğal kaynakların tüketimi ve gündelik hayatın sürdürülebilirliği anlamında geniş bir şekilde ele alınması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Mevcut sorunla ilgili farklı görüşler ve çözüm önerileri bulunuyor. Mevcut üretim ve tüketim döngümüzde ısrar edersek, işlerin bir süre sonra sarpa saracağını anlamak çok zor değil. Sistemin bu şekilde sürdürülebilmesi mümkün görünmüyor. Bunun için de akademik çevre, iş dünyası veya sosyal sorumluluk çalışması yürüten gruplar farklı çözüm önerileri sunuyor. Bu çözüm önerileri genelinde alınacak tedbirlerin de bir kısmının uygulanmaya başladığını görüyoruz. Bugün gelinen noktada bakanlıklarımızdan birinin adında İklim Değişikliği ifadesi var. Bunu 20 yıl önce düşünmek çok zordu” diye konuştu. GERİ DÖNÜŞÜM, ATIK YÖNETİMİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÜNİVERSİTENİN ÖNCELİĞİ Türkiye’nin dünya gayrisafi milli hasıla içerisinde yüzde 1’lik bir dilimde bulunduğunun altını çizen Rektör Yılmaz; “Aynı oranda dünya için kirlilik ürettiğimizi de var sayabiliriz. Ancak elbette bu oranın çok daha üstünde kirlilik üreten ülkelerin olduğunu biliyoruz. En nihayetinde bu durum küresel ve hayati bir sorun halini almıştır. Tüm insanlığı ilgilendirmektedir ve haliyle de önlemlerin vakit kaybetmeden alınması gerekmektedir. Üniversite olarak biz de üzerimize düşen sorumluluğun sonuna kadar farkındayız. İlk etapta bu konuyla ilgilenecek, üniversitemiz ve kampüsümüzü daha yaşanabilir bir ortam haline getirmek için proje üretecek bir Sürdürülebilirlik Koordinatörlüğü kurduk. Koordinatörlüğümüz de bugüne kadar örnek teşkil edecek çalışmalara imza attı. Daha nitelikli bir kampüs ortamının oluşturulması ve bunun sürdürülebilirliği için faaliyetler yürütüyoruz. Bugünkü programa da çevre duyarlılığı, atık yönetimi ve bireylerin bilinçlendirilmesi anlamında kıymet veriyoruz. Emeği geçen ve katılan herkese teşekkür ediyoruz” açıklamasında bulundu. BUÜ Sürdürülebilirlik Koordinatörü Prof. Dr. Arzu Çahantimur ise konuşmasında etkinliğin amacının atık yönetimi konusunda genel bir farkındalık oluşturulması olduğu söyledi. Bu yıl ambalaj atıkları temalı çok sayıda program düzenlendiğini açıklayan Prof. Dr. Arzu Çahantimur; “En son yapılan araştırmaya göre Avrupa Birliği sınırları içerisinde kullanılan plastiklerin yüzde 40’ı, kağıtların da yüzde 50’si ambalaj için ayrılıyor. Hayati döngüsünün son aşamasına baktığımızda da ambalaj atıkları belediye katı atıklarının yüzde 36’sını oluşturuyor. 2009’da 66 milyon ton olan ambalaj atığı, 2019’da 78,5 milyon tona çıkmış. Bu da kişi başına yaklaşık 173 kilogram demek. Yani bir kişi 10 yılda 173 kilodan fazla ambalaj atığı üretmiş. Bu rakamlar oldukça önemli. Bir birey olarak topluma nasıl katkı sağlayabileceğimizi, toplumların da dünyaya sağlayacağı katkıları dikkatlice ele almamız gerekiyor” dedi. BELEDİYELERİN VE ÜNİVERSİTENİN ATIK YÖNETİM ÇALIŞMALARI ANLATILDI Açılış konuşmalarının ardından BUÜ Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selnur Uçaroğlu, Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ada, BUÜ Atık Yönetim Merkezi Koordinatörü Serkan Karakaya, Büyükşehir Belediyesi Sıfır Atık ve İklim Değişikliği Şube Müdürü Çağlar Eksi ile Osmangazi Belediyesi Sıfır Atık ve İklim Değişikliği Şube Müdürü Dilek Yosun, çevre ve atık yönetimine dair yürüttükleri çalışmaları sundu. BUÜ KARAKUM Müdürü Doç. Dr. İbrahim Öztahtalı ve Hayali Nevzat Aydın’ın hazırladığı Karagöz ve Hacivat gösterisinin ardından konuşmacılara katılım sertifikası takdim edildi.

Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü`nde küresel iklim değişikliğinin etkisiyle sular çekilince, daha önce kıyı şeridinde ortaya çıkan irili ufaklı yeni adacıkların sayısı arttı. Haber

Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü`nde küresel iklim değişikliğinin etkisiyle sular çekilince, daha önce kıyı şeridinde ortaya çıkan irili ufaklı yeni adacıkların sayısı arttı.

Dünyanın farklı ülkelerinden çok sayıda üniversite ile işbirliğinin geliştirilmesi için faaliyetlerde bulunan BUÜ Yönetimi, akademik ve bilimsel ortaklık yaptığı yükseköğretim kurumu sayısını her geçen gün arttırıyor. BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, son olarak Lübnan’ın köklü eğitim kurumlarından Trablusşam Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Rafaat Mohamad Rachid Mikati ve Dış İlişkiler Sorumlusu Dr. Salaheddine Mikati’yi ağırladı. Ziyarette BUÜ Uluslararası Akademik İlişkiler Koordinatörü (UAİK) Prof. Dr. Bülent Şenay da hazır bulundu. BUÜ’nün uluslararası alanda tanınırlığı ve bilinirliğinin arttırılması adına görev süresi içerisinde planlı bir şekilde çok sayıda faaliyet yürüttüklerinin altını çizen Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, UAİK Koordinatörlüğü’nün de büyük katkıları ile başta Avrupa olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden yükseköğretim kurumlarıyla irtibat sağladıklarını belirtti. Bu üniversitelerle akademik ve bilimsel işbirliğinin başlatılması, geliştirilmesi ve ortak çalışmaların yapılması için adımlar attıklarını kaydeden Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Bu girişimlerimiz neticesinde mevcut anlaşmaların yenilenmesi haricinde birçok yeni eğitim kurumuyla da işbirliği protokolleri imzaladık. Bugün de dost ülke Lübnan’ın kıymetli bir yükseköğretim kurumu olan Trablusşam Üniversitesi ile işbirliği protokolü yapıyoruz. Akademisyen değişimi, ortak proje üretilmesi ve Üniversitemizin bilgi birikiminin aktarılması noktasında çalışmalar yürüteceğiz. Taraflara hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. Konuk Üniversite Rektörü Prof. Dr. Rafaat Mohamad Rachid Mikati ise 1986 yılında kurulan özel üniversitenin tarihi olarak edebiyat ve ilim şehri olarak bilinen Trablusşam’da yer aldığını, 4 fakülte ile eğitim verdiğini ve ayrıca Arapça eğitim merkezlerinin de bulunduğuna dikkati çekti. Türk halkını ve Bursa’yı tanıma fırsatı buldukları için mutlu olduklarını aktaran Rektör Mikati, BUÜ’nün bilgi birikiminden faydalanmayı arzu ettiklerini söyledi. Rektörler görüşmenin sonunda ikili işbirliği anlaşmasına (Memorandum of Understanding) imza attı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.