Hava Durumu

#İnşaat

Yeni Marmara Gazetesi - İnşaat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İnşaat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türkiye’de inşaat sektöründe ezber bozan bir teknoloji geliştirildi Haber

Türkiye’de inşaat sektöründe ezber bozan bir teknoloji geliştirildi

Türkiye’de inşaat sektöründe ezber bozan bir teknoloji geliştirildi. Artık bir ev inşa etmek için ne ustaya ne de aylar süren şantiye trafiğine ihtiyaç duyulacak. 3D beton yazıcılarla modern ve dayanıklı bir ev yalnızca birkaç gün içinde ortaya çıkacak. Bursa Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü ve Jet Robotik Mühendislik tarafından geliştirilen 3D beton yazıcılar ve betonun çok daha kısa süre içerisinde donmasını sağlayan tamamen yerli karışımlar sayesinde 300 metrekarelik bir ev bir hafta gibi kısa bir sürede inşa edilebilecek. Jet Robotik Otomasyon Direktörü Arda Bayur’un geliştirdiği sistemde, bilgisayarda hazırlanan üç boyutlu proje tüm detaylarıyla onaylandıktan sonra makineye yükleniyor. Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Ar-Ge ekibi tarafından hazırlanan özel solüsyon ile karıştırılan beton, tıpkı mürekkep ile yazılır gibi katman katman dökülüyor. Nozul milimetrik hassasiyetle ilerliyor ve tüm süreci bilgisayar yönetiyor. 150 metrekare tek katlı bir yapının iç ve dış duvarları sadece 2-3 günde tamamlanabiliyor. Bu sürede şantiyede tek bir usta bile bulunmuyor; sistemi 2-3 kişilik teknik ekip kontrol ediyor. Bu da hem maliyeti düşürüyor hem de hata payını neredeyse sıfıra indiriyor. 3D beton yazıcı sayesinde sıva işçiliği ortadan kalkıyor, duvar yüzeyi makineden çıktığı gibi düzgün oluyor. Elektrik ve su tesisatı da duvar içine kolayca entegre edilebiliyor. Çift cidarlı yapı sistemi sayesinde araya izolasyon malzemesi, elektrik ve su tesisatı kolayca yerleştirilebiliyor. 3D beton yazıcı teknolojisi yalnızca ev üretmiyor. Aynı yazıcıyla bank, merdiven, masa, süs havuzu, saksı gibi şehir mobilyaları için mimari tasarımlar da üretilebiliyor. Jet Robotik ekibinin 10, 20, hatta 30 katlı binalar için farklı bir metot ile döküm yapabilecek Ar-Ge çalışmalarını sürdürdüğünü ve bu süreçte devlet üniversiteleriyle ortak projeler yürütüldüğünü belirten şirket Direktörü Arda Bayur şunları söyledi: “Uzun yıllardır 3 boyutlu beton yazıcılar üzerinde çalışıyoruz. Son 2 yıldır çift komponentli sistemlerle bunu farklı bir boyuta taşıdık. Harcın içerisine yüksek basınç ve düşük debi ile enjekte ettiğimiz katalizör sayesinde harcı çok hızlı bir şekilde ayakta durabilir bir hale getirebiliyoruz. Kendi geliştirdiğimiz yazılım sayesinde yaklaşık bir günlük eğitimle bir operatör bu makineyi rahatlıkla kullanabilir. Çok hızlı bir şekilde bina üretebiliyoruz. Bu bize maliyet açısından da büyük fayda sağlıyor. Dünya genelindeki hem konvansiyonel hem de 3D yazıcılarla üretilen binalardaki ton başına harç maliyeti 150 ile 300 dolar bandında değişmektedir. Biz bunu Uludağ Üniversitesindeki hocalarımızla birlikte yaptığımız çalışmalarla 70-80 dolar bandına indirebildik. Ton başına maliyetimiz 70-80 dolar olmakla beraber bina ölçeğine göre değişmektedir. Devlet üniversiteleri ve hocalarımızla yaptığımız ortak çalışmalar neticesinde harcın ve makinenin gereksinim duyduğu teknik özellikleri ve harcın özelliklerini geliştirmekteyiz.” Projenin en büyük Ar-Ge ortağı olan Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Mardani ise şu bilgileri verdi: “Asıl amacımız deprem sonrası barınma ihtiyacını hızlı bir şekilde çözmek. 150 metrekarelik tek katlı bir yapının iç ve dış duvarları sadece 2-3 günde tamamlanabiliyor. Ayrıca bu teknoloji sayesinde askeri binalar, deniz ekosistemini geliştirmek için resifler, kent mobilyaları tasarımı ve üretimi gibi pek çok farklı başarılı projeler yapabiliyoruz. Aslında bu proje geleneksel beton üretimine bir alternatif değil; daha hızlı, daha ekonomik, daha ekolojik faydalar sunduğu için stratejik bir ortak diyebiliriz.” 3D yazıcılı beton teknolojisinin 2000’li yıllarda ortaya çıktığını hatırlatan Prof. Dr. Ali Mardani, teknolojinin her geçen gün çok hızlı bir şekilde geliştiğini vurguladı. “Örneğin günümüzde Çin’de 5 katlı binalar yapılabilmektedir. Avrupa ve Amerika’da köprüler ve çeşitli barınaklarla altyapı ihtiyaçları giderilebiliyor. Türkiye’de ise deprem sonrası birkaç kentte pilot uygulamalar başarılı bir şekilde başladı. Belediyeler tarafından yaygın bir şekilde beton kent mobilyaları yapılmaktadır. Bizim de belediyelerle ortak çalışmalarımız devam ediyor. İstediğimiz nesneleri yazdırabiliyoruz” dedi. Prof. Dr. Ali Mardani ayrıca çimento ve çevresel etkilerle ilgili yürüttükleri teknik çalışmaları şöyle aktardı: “Bu teknoloji ilk ortaya çıktığında çimento tüketimi çok fazla olduğu için sera gazı salınımı açısından olumsuzluklar ortaya çıkarıyordu. Çünkü 1 ton çimento üretiminde yaklaşık 1.2 ton hammadde yakılıyor, 900 kg sera gazı salınımı gerçekleşiyor. Dolayısıyla benim yürüttüğüm bir proje kapsamında ekipteki kimya hocamızın laboratuvarında bir katkı geliştirdik ve patentini aldık. Bu katkı sayesinde çimento üretimindeki sera gazı salınımını yüzde 42 oranında azalttık. Ayrıca insan sağlığına zararlı olan krom 6’yı krom 3’e indirdik, klor bağlama potansiyeli kazandırdık.” “Bu üçlü fonksiyonu üretim sistemimize entegre ettiğimizde daha ekonomik, daha ekolojik ve yenilikçi bir ürün ortaya koyduk. Diğer 3 boyutlu uygulamalarla kıyaslandığında ton başına 150-200 dolar olan maliyeti biz geliştirdiğimiz ekolojik sistemle 70-80 dolara kadar düşürebiliyoruz. Bunun sebebi ürettiğimiz çimentoların daha ince taneli olması ve diğer bağlayıcı sistemleri ile mineral katkıları daha yüksek oranda sisteme dahil edebilmemizdir. Ürünümüz tamamen yerlidir. 2022 yılından itibaren farklı hocalarla çalışmalara başladık. İlk başta tek komponentli sistemle başladık, daha özgün nesneler yazdırabilmek için Ar-Ge çalışmalarımız ile çift komponentli sisteme geçtik. Şu an betonun katılaşma süresini de kendimiz kontrol edebiliyoruz. Dolayısıyla artık inşaatın teslim süresini de biz belirleyebiliyoruz.” Ayrıca Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bu konu üzerinde yoğun şekilde çalıştığını belirten Mardani, “Öngörümüz 2026 yılında gerekli mevzuatlar çözülerek artık Türkiye’de çok katlı binaların bu sistemle yazdırılmasının mümkün olacağı yönündedir.” şeklinde konuştu.

Şanlıurfalı müteahhitten ders niteliğinde davranış Haber

Şanlıurfalı müteahhitten ders niteliğinde davranış

Şanlıurfa'da eşine az rastlanır bir olay yaşandı. Kendi yaptırdığı binanın karot testini yapan müteahhit, kusuru fark ederek kendisini ihbar etti. Mühürlenen bina iş makinesiyle yıkıldı. Şanlıurfa'da inşaat sektöründe eşine zor rastlanır bir olay yaşandı. Haliliye ilçesine bağlı Korkukent Mahallesi'nde, depremde yıkılan 7 katlı bir bina, yerinde dönüşüm kapsamında yüklenici bir firmaya verilerek yapımına başlandı. Firma müteahhidi Ömer Çorbacı, betonu aldığı Say Beton firmasından şüphelenerek daha önce uygunluk testinden geçen karot örneklerini, bu kez özel bir laboratuvarda test ettirdi. Yapılan testler sonucunda dayanıklılığı düşük olan betonun kullanıldığı kanısına varan Çorbacı, kendisini ihbar ederek, binanın yıkılması için çalışma başlattı. İhbar sonucu bölgeye giden bağımsız denetçiler tarafından kusurlu bulunan bina, zabıta ekiplerince mühürlendi. 5 katı tamamlanan bina, alınan çevre güvenliğinin ardından iş makineleri ile yıkıldı. Müteahhit Çorbacı, örnek davranışı ile bina sakinleri ve sektör temsilcileri tarafından takdir edildi. "Beton dayanımının olması gerekenden çok çok daha düşük olduğunu gördük" İnşaat müteahhidi Ömer Çorbacı, "Yerinde dönüşüm kapsamında yeniden inşa etmek istediğimiz yapının betonunu Say Beton firmasından satın aldık. Ancak prosedürlere uygun olarak alınan ıslak numune sonuçları ve yapı denetimimizin gözlemleri herhangi bir prosedürde bir hata olduğunu bize göstermedi. Fakat daha sonra beton dayanımlarının laboratuvarda daha geri olması gerekenden çok daha yüksek çıkması bizi şüphelendirdi. Biz de başka bir özel laboratuvar firmasından aldığımız karot sonucunda beton dayanımının olması gerekenden çok çok daha düşük olduğunu gördük. Yani bizim yapımızın projesi C25 beton, bizim satın aldığımız beton C30 ama beton dayanımımız 8 mukavemet gösteriyor. Bu durumda biz gerekli yasal işlemleri başlattık. Yetkili mercilere başvurduk. Takdirini idari makamlara bırakıyoruz, binamızı da yıkıyoruz. Biz burayı insanlar öldüğü için yeniden inşa ediyoruz, yani bu depremde yıkılan bir yer daha da özen göstermemiz gerekiyor, elimizden gelen en ince hassasiyeti göstermemiz gerekiyor" dedi. "Depremin üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen ders alınamamış" Kahramanmaraş merkezli depremlerden halen ders alınamadığını belirten Şanlıurfa İnşaat Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Ahmet Melik, "Bundan 2 yıl önce 6 Şubat 2023 depremini yaşadık. Binlerce insanımızın hayatına mal olan bir felaketti ve milyonlarca insanımızın yaralanmasına sebep oldu. Evsiz, barksız kalmalarına sebep oldu. Şu an yine aynı süreci takip ediyoruz. 2 yıl geçmesine rağmen hiçbir ders alınamamış. Şu an arkamızda gördüğünüz yapıda müteahhitlerimiz beton sonuçlarının düzgün çıkmasına rağmen betondan şüphelenerek karot sistemini devreye sokmuşlardır. Karot sonuçlarına göre beton numunelerimiz kurtarmadığı görülmektedir. Temelimiz çok düşük çıktığı için taşıyıcı sisteminin de bir anlam ifade etmediği görülmektedir. Bu da insanların hayati tehlikesinin devam ettiğini gösteriyor. Yani şöyle söyleyelim, yapı denetimler beton santralleri ve laboratuvarlar işlerini düzgün takip etmediği görülmektedir. Bunu bir an önce bizim kurumlarımızın özellikle başta Çevre Şehircilik Müdürlüğü olmasıyla birlikte denetimi daha sıkı bir şekilde yapmasını arz ediyoruz" ifadelerini kullandı. Şanlıurfa Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Başkanı Pirkan Kılıç ise, "Bugün burada insanların canlarını yok sayma pahasına, üç beş kuruş para kazanmak adına yaptıkları bu iş kabul edilebilir bir noktada değildir. Bugün müteahhit arkadaşımıza tekrar teşekkür ediyoruz, işin henüz başında gerekli kontrolleri kendi tarafından sağlamış, sadece belli firmaların, kurumların yetkililerine güvenmeyip kendi başına aldığı bu denetimler sonucunda bugün bu binanın yıkım kararını aldırmış ve bizzat bunun başında ve üstündedir. Bu önemli bir şeydir. Bu hassasiyeti diğer müteahhit firmalarında mutlaka göstermesi gerekiyor" şeklinde konuştu. "İnsan hayatı bu kadar ucuz değil" Yapımı devam eden binada kat sahibi olan vatandaşlardan Osman Doğrudağ, "Ben bina yöneticisiyim. Biz depremden sonra 2'nci depremi yaşıyoruz ne yazık ki Say Beton denilen beton firması temele attığı beton maalesef düşük çıkmıştır. Müteahhidimiz gitti kendi kendini şikayet etti. Ben buradan yetkililere sesleniyorum. Bu konuda duyarlı olsunlar, gördüğünüz gibi zaten bitmesine iki katı kalmıştı, olan bize oldu. Ne yazık ki biz yine kiracıyız. İnsan hayatı bu kadar ucuz değil" ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.