Hava Durumu

#İzmir

Yeni Marmara Gazetesi - İzmir haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İzmir haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İzmirli arkadaşların fikirleri, dağ köylerindeki çocukları sardı Haber

İzmirli arkadaşların fikirleri, dağ köylerindeki çocukları sardı

İzmir Balçova Anadolu İmam Hatip Lisesi öğretmeni Aylin Dilekçi, emekli öğretmen Behiye Yılmaz ve bankacı Belgin Türkoğuz’un Foça’da başlattığı gönüllülük hareketi büyüyerek Türkiye’nin dört bir yanındaki köy okullarına destek sağladı. İlçede oturan ve çoğunlukla evlerinde olan yaşlı kadınların el emeğiyle başlattıkları kampanya, monttan ayakkabıya, kırtasiyeden oyuncaklara kadar çok sayıda ihtiyacı karşılayarak yüzlerce öğrenciye ulaştı. İzmir’in Foça ilçesinde yaşayan Fen Bilgisi öğretmeni Aylin Dilekçi, emekli öğretmen ve öğretim görevlisi Behiye Yılmaz ile bankacı Belgin Türkoğuz, Türkiye genelindeki köy okullarında okuyan öğrencilere destek olmak amacıyla 5 yıl önce başlattıkları gönüllülük projesini ülke çapında bir dayanışma ağına dönüştürdü. Üç arkadaşın yalnızca birkaç bere örerek başladığı kampanya, bugün 69 ilde 600’den fazla öğrenciye mont, bot, oyuncak, kırtasiye ve el emeği ürün ulaştıran dev bir iyilik hareketine dönüştü. Foça’dan komşu olan üç arkadaşın çağrısı, kısa sürede sosyal medyada karşılık buldu. Projeye özellikle evde yaşayan yaşlı kadınlar, ördükleri bere, atkı ve çoraplarla büyük destek verdi. Vatandaşların yanı sıra ilçe esnafı da kampanyaya katılarak kırtasiye, giysi ve oyuncak gibi ihtiyaçları gönüllülere ulaştırdı. "30 bere ile başladık, geçen yıl 369 okulu bitirdik" Projenin başlangıç sürecini anlatan emekli öğretmen ve öğretim görevlisi Behiye Yılmaz, projenin yayılım hızına şaşırdıklarını söyledi. Yılmaz, "Üç arkadaş evde bir şeyler örüp boş vaktimizi değerlendirirken eski bir okul müdüründen ‘Çocuklar için bir şeyler yapmayı bıraktınız mı?’ diye bir mesaj geldi. O an karar verdik ve Yeni Foça’daki sosyal medya grubunda paylaşım yaptık. İlk paylaşımdan ertesi gün 30 bereyle başladık. 5 yıldır süren bu kampanyada genelde 65 yaş üstü teyzelerimizin atölyeye çevirdiği evlerinden gelen el emeği ürünlerle ilerledik. Çok yaşlı olup dışarı çıkamayan, hasta olan teyzelerimiz bile ördükleri bereleri gönderdi. Geçen sene 369 okul bitirdik. Tek hedefimiz yardım değil, çocuklara hediye göndermekti. O kadar güzel gelişti ki biz bile bazen şaşırıyoruz" diye konuştu. "Türk bayrağının dalgalandığı her okula ulaşıyoruz" Projenin fikir ortaklarından Balçova Anadolu İmam Hatip Lisesi Fen Bilgisi öğretmeni Aylin Dilekçi, yardımların tamamen şeffaf ilerlediğini vurguladı. Dilekçi, "Biz okul ayırmıyoruz; Türk bayrağının dalgalandığı tüm okullara gönderiyoruz. Öğretmenler ve okul müdürleri ihtiyaç listelerini iletiyor: Kaç ayakkabı, kaç bot, kaç mont Gönderenler genelde Foça’dan ama İzmir’in pek çok ilçesinden destek var. Kargo masraflarını üç arkadaş olarak biz karşılıyoruz. Kesinlikle para kabul etmiyoruz. Sadece ürünü göndermek isteyenlere okul adresini veriyoruz. Sosyal medyada hiçbir zaman okul ismi, çocukların yüzü ya da bilgilerini paylaşmıyorum. Şeffaflık için sadece alınan ürünlerin fotoğrafını ve kimin gönderdiğini paylaşıyorum. Okula ulaştığında öğretmenler, çocukların botlarını, montlarını, berelerini yüzlerini göstermeden çekip gönderiyor. İnsanlar da ‘Benim aldığım ürün hangi çocuğa ulaştı?’ diye net olarak görebiliyor. 5 yıldır aynı sistemi sürdürüyoruz" açıklamasında bulundu. "Kütüphane kurduğumuz okullar oldu" Projenin fikir ve yürütme ortaklarından bankacı Belgin Türkoğuz ise kampanyanın zaman içinde kapsamının genişlediğini ifade ederek şu sözleri kullandı: "Öğretmenlerimizin bize gönderdiği geri bildirimlerde, çocukların yüzleri kapalı da olsa ihtiyaçlarının ne kadar büyük olduğu çok net görülüyor. Bu süreçte bazı okullara kütüphane bile kurduk; kitap topladık ve gönderdik. Sistemimizin böyle sürmesini, dağılmadan daha da büyümesini istiyoruz. Ben bu işe sadece yedi tane ördüğüm bere ile girdim. ‘Yapamam’ diye bir şey yok. Herkes bir fikir üretip hiç beklemeden hayata geçirmeli. Biz bu noktaya geleceğimizi hiç düşünmemiştik."

İzmir'in antik mirası yeniden ortaya çıkıyor Haber

İzmir'in antik mirası yeniden ortaya çıkıyor

İzmir'in merkezinde yer alan Smyrna Antik Kenti, 2007'den bu yana yapılan kazılarda gün yüzüne çıkarılan eserlerle kentin tarihine ışık tutuyor. Smyrna Antik Kenti'nde, 20 bin kişilik kapasitesiyle Efes Antik Tiyatrosu büyüklüğündeki Antik Smyrna Tiyatrosu ve Smyrna Agorası'ndaki Roma dönemi hamamının gymnasium bölümünün gün yüzüne çıkarılması için yoğun bir çaba sarf ediliyor. İzmir kent merkezindeki tarihi aksı ayağa kaldırarak turizme kazandırmayı hedefleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi, Prof. Dr. Akın Ersoy'un başkanlığında yürütülen Smyrna Antik Kenti kazılarına destek veriyor. 2025-2027 yılları arasında kazıya toplam 34,5 milyon lira kaynak ayırmayı hedefleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi, kent sınırları içindeki birçok kazı çalışmasına da sponsor olmaya devam ediyor. Büyükşehir, 2025-2027 yılları arasında kazıya toplam 34,5 milyon lira kaynak ayıracak. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Antik Smyrna Tiyatrosu ile Smyrna Agorası'ndaki Roma dönemi hamamının gymnasium bölümünü gün yüzüne çıkarmak için yoğun bir çalışma yürüten Prof. Dr. Akın Ersoy'un başkanlığındaki ekibi ziyaret ederek destek mesajı verdi. Prof. Dr. Akın Ersoy, bölgede yaptıkları kazı çalışmaları hakkında Başkan Tugay'a bilgi vererek burada düzenlenecek etkinliklerin alana ilgiyi artıracağını söyledi. Ziyaretçilerin kentin geçmişi ile ilişki kurmalarına aracılık edecek Türkiye'de ilk kez İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 2012 yılında devreye alınan "Arkeolojik Kazılar Maddi Destek Programı" aracılığıyla İzmir'de yer alan 16 kazı alanına maddi destek sağlanıyor. Program kapsamında yer alan Antik Smyrna Kenti kazılarında çalışmalar günümüzde büyük oranda Roma Tiyatrosu'nun ortaya çıkarılmasına odaklandı. Kadifekale'nin kuzey yamacında inşa edilmiş olan tiyatro, İzmir Körfezi'ni izleyen bir konuma sahip. Tiyatronun M.Ö. 1. yüzyıldan beri var olduğu biliniyor. Tiyatronun 152 metre çapında üç kademeli bir oturma alanı olduğu biliniyor ve seyirci kapasitesinin yaklaşık 20 bin kişi olduğu düşünülüyor. Destek programı sayesinde bilimsel kazı çalışmalarının hızlı bir şekilde tamamlanması ve ziyarete açılması hedefleniyor. Tiyatro alanının kent ile ilişkisinin kurulması ve bağlantılarının güçlendirilmesi amacıyla çevre sokaklarda sağlıklaştırma projeleri hazırlanıyor. Tiyatro ve Kadifekale arasında kalan bölge bir Arkeoloji ve Tarih Parkı olarak dönüşecek. Bu alanlar çeşitli düzenlemeler ve etkinlikler aracılığıyla ziyaretçilerin kentin geçmişi ile ilişki kurmalarına aracılık edecek.

Türkan Toprak, hayata dönüş hikayesini sosyal medyada paylaşarak şifa bekleyen takipçilerine ilham oluyor Haber

Türkan Toprak, hayata dönüş hikayesini sosyal medyada paylaşarak şifa bekleyen takipçilerine ilham oluyor

İzmir'de yaşayan ikiz çocuk annesi Türkan Toprak, geçirdiği beyin felci sonrası yatalak kalmasına ve doktorların yaşayamaz demesine rağmen hayata tutunmayı başardı. Şimdi ise toparlanma sürecindeki mücadelesini ve hayata dönüş hikayesini sosyal medyada paylaşarak binlerce kişiye ilham oluyor. İzmir'in Bayraklı ilçesinde yaşayan 37 yaşındaki Türkan Toprak, 2022 yılında hem ağır bir boşanma süreci yaşadı hem de babasını kaybetti. Peş peşe gelen bu iki büyük kayıp, genç kadının hayatını derinden sarstı. Yoğun stresin etkisiyle baş ağrıları, vücutta uyuşukluk ve görme problemleri yaşamaya başlayan Toprak, bir süre ilaç tedavisi gördü. Ancak 2023 yılının Şubat ayında aniden fenalaşarak bayılan Toprak, hastaneye kaldırıldı. Beyin felci geçirdiği belirlenen genç kadın, burada yaklaşık 45 gün yoğun bakımda tedavi altında tutuldu. Bu süreçte iletişim kurma kabiliyetini kaybeden ve solunum cihazına bağlanan iki çocuk annesi kadın uzun süre komada kaldı. Doktorlar yaşama ihtimalinin düşük olduğunu belirterek, bağlı olduğu cihazlarla birlikte Toprak'ı evine nakletti. Türkan Toprak, matematik öğretmeni olan ağabeyi tarafından hazırlanan üzerinde harf ve rakamların bulunduğu özel bir afişle ilk iletişimini sağlayabildi. Zamanla tedaviye olumlu yanıt veren genç kadının vücudundaki solunum ve beslenme cihazları sırayla çıkarıldı; yeniden konuşmaya ve yürümeye başladı. Şu anda fizik tedavi gören Toprak, eski sağlığına kavuşmak için mücadelesini sürdürüyor. Koma sürecini geride bırakan Türkan Toprak, yaşadıklarını sosyal medyada paylaşma kararı aldı. Evinde yaptığı yayınlarla kısa sürede geniş bir takipçi kitlesine ulaşan Toprak, izleyicilerine hayatta sürprizlere yer olduğunu ve asla pes edilmemesi gerektiğini anlatıyor. Yoğun stres İkiz çocuk annesi Türkan Toprak 2023 yılında bir inme geçirdiğini belirterek bunun öncesinde de bazı belirtilerin olduğunu ifade etti. Sağlıklı olduğu dönemde normal hayatına devam etmeye çalıştığını ama özellikle baş ağrılarının çok arttığını aktaran Toprak, "Hiçbir ilaç işe yaramıyordu. Bulanık görme, vücudumda uyuşmalar ve aşırı sinir hali yaşıyordum. Bunları o dönem yaşadığım stresli olaylara, boşanmama ve babamı yeni kaybetmiş olmama bağlıyordum. 3 Şubat 2023 tarihinde duş aldıktan sonra saçlarımı kuruturken midem bulandı ve kusmaya başladım. Bu da hatırladığım son andı. Gözümü yoğun bakımda açtığımda konuşamıyor, nefesimi kendim alamıyor ve vücudumu hareket ettiremiyordum. Her şeyi duyuyor ve algılıyordum fakat tepki veremiyordum. Boynumu tutamıyor, yutkunamıyor ve tükürüğümü bile yutamadığım için sürekli temizliyorlardı. Doktorlar iyileşmemin mümkün olmayacağını düşünerek solunum cihazı ve mideye beslenme hortumu taktı, hatta cihazları ‘yaşamaz, cihazları geri getirirsiniz' diyerek teslim ettiler" dedi. Duyusal kabiliyetini yitirdi Yoğun bakım sürecindeyken hislerinin neredeyse tamamını kaybettiğini belirten Toprak, "Çok az ve bulanık görüyordum, derinden duyuyordum, koku alamıyor ve acı hissetmiyordum. Sadece başımı hafifçe sallayarak evet, hayır tepkisi verebiliyordum. Parmaklarımı bile zor hareket ettiriyordum. Ancak beklenmedik bir şekilde iyileşme başladı. Solunumum güçlendi ve bir süre sonra trakeostomi kapatıldı. Sonra Konya'da bir fizik tedavi hastanesine yattım ve yaklaşık 10 ay boyunca her gün düzenli tedavi gördüm. Görme, duyma, konuşma ve hissetme kabiliyetim zamanla geri geldi. Yaklaşık 2,5-3 yıldır iyileşme durmadan devam ediyor ve bugün kendi ihtiyaçlarımı büyük ölçüde kendim karşılayabiliyorum. Üşüdüğümü, acıktığımı veya susadığımı ifade edebiliyor, yardımla da olsa günlük işlerimi yapabiliyorum" ifadelerini kullandı. Sosyal medyada hayat buldu Şu anda sosyal medyada canlı yayınlar yaptığını ve çok sayıda insana ulaştığını kaydeden Toprak sözlerini şu şekilde noktaladı: "Pek çok kişi benim hikayemi duyunca ‘Sen bize umut oldun, biz de iyileşebiliriz' diyor. Bu süreçte ailem, annem, ağabeyim ve akrabalarım en büyük destekçilerim oldu. Özellikle ikiz çocuklarım benim için en güçlü motivasyon kaynağıydı. Onların bana ihtiyacı olduğunu düşünmek, ayağa kalkıp iyileşmem gerektiğini hissettirdi. İnsanlara umut olabilmek, yaşadıklarımı paylaşabilmek ve kendi yolculuğumun başkalarına güç vermesi benim için çok kıymetli." En büyük destekçisi ağabeyi oldu Kız kardeşi Türkan Toprak'ın hayatının belki de en güzel dönemini yaşarken böyle talihsiz bir hadiseyle karşılaştığını ifade eden ağabeyi Yavuz Selim Toprak, "Yaklaşık 45 gün süren çok acı bir yoğun bakım tecrübemiz oldu. Yoğun bakım süreci bizim için zordu çünkü içeriden düzenli ve net haber alamıyorduk. Bu dönemin ardından yaklaşık iki ay süren bir palyatif servis süreci yaşadık. Palyatif servise geldiğimizde kardeşimle iletişim kuramıyorduk; boğazında trakeostomi, midesinde cihaz vardı ve trakeostomiden dolayı konuşma kabiliyetini yoktu. Ayrıca beynin konuşmayla ilgili merkezinde oluşan hasar nedeniyle trakeostomi çıkarıldıktan sonra da uzun süre diyalog kurmakta zorlandık. Bu iletişim sorununu aşmak için bir alfabe kartı hazırladık ve parmaklarını harflerin üzerinde gezdirerek kendini ifade etmesini sağladık. Eve döndüğümüzde hem özel servise götürüp getirdik hem de eve özel fizyoterapist geldi; bu süreç haftanın neredeyse her günü devam etti. Sonrasında hastanede yatılı bir dönemimiz başladı ve annem bu süreçte hep yanında olarak büyük destek verdi. Yurt dışından el açılmasını ve plastisitenin gelişmesini destekleyen cihazlar getirdik; evde yürüyüş yapabilmesi için koşu bandı, eliptik bisiklet, vibrasyon cihazı ve pedal cihazı gibi aklımıza gelen her şeyi denedik. Tüm bu zorlu süreçlerin ardından geldiğimiz noktadan memnunuz" sözlerini kullandı.

Ücret Ödemeden Kaçtılar... Haber

Ücret Ödemeden Kaçtılar...

İzmir'de taksiciler, son dönemde artan ücret ödemeden kaçma olayları nedeniyle mağdur oluyor. Özellikle tekinsiz bölgelere giden taksilerde çeşitli bahanelerle kaçan müşterilerden geriye ise sadece araç kamerasına yansıyan görüntüler kalıyor. Son günlerde taksicilerin en büyük sorunu haline gelen "ücretini ödemeden kaçan müşteri" vakalarında artış yaşanıyor. Kötü niyetli yolcular, yolculuk sırasında çeşitli bahanelerle sürücüleri oyalayarak taksiyi tenha ve riskli bölgelere yönlendiriyor. Ardından parayı evden ya da bir yakınından alacağını söyleyerek araçtan inen müşteriler, kısa sürede gözden kayboluyor. Durumu fark eden taksi şoförleri, ücreti tahsil edebilmek için araçtan inip çevreyi kontrol etmeye çalışsa da, can güvenliği endişesi nedeniyle bölgeden uzaklaşmak zorunda kalıyor. Yaşananları polis ekiplerine bildiren sürücüler, mağduriyetlerinin çoğu zaman giderilemediğini ifade ediyor. Son dönemde artan bu vakalarda, taksicilerin elinde kalan tek şey ise araç içi kameraların kaydettiği yolculuk görüntüleri oluyor. "Bu hafta 8 aracımız zarara uğradı" Şoför Sedat Bıçakçı, 8 yıldır taksicilik mesleği icra ettiğini belirterek, "Son zamanlarda ‘Ablamdan, annemden parayı alıp geliyorum' diyerek daracık, adını bilmediğimiz sokaklara girip para ödemeden kaçan yolcularla karşılaşıyoruz" dedi. Bıçakçı, "Müşteri el kaldırdığında normal bir yolcu gibi alıyoruz, gideceği yeri söylüyor ve biz de götürüyoruz. Sadece bu hafta 8 aracımız bu şekilde zarara uğradı. Canımızı mı koruyalım, malımızı mı bilemiyoruz. Yolcu seçmek istemiyoruz; yeter ki gittiği yerin ücretini ödesin. Ancak bazı mahallelerde çeteleşmiş, gruplaşmış kişiler bulunduğu için oralarda inmemiz bile mümkün olmuyor. Bir ıslıkla aracımıza zarar verebiliyorlar. Daha önce bir şoför arkadaşımız, ücretini alamadığı için darp edildi. Şoför camiasının can güvenliği yok; paranın peşine koşmayı bıraktık, gittiğimiz yerlerde canımızı kurtarmaya çalışıyoruz" diye ekledi. "Müşteri seçmek zorunda kalıyoruz" Son dönemlerde iş azaldığı için normalde almamaları gerektiğini düşündükleri yolcuları mecburen aldıklarını aktaran Bıçakçı, "Tereddüt içinde ‘Alsam mı almasam mı?' diye düşünüyoruz, ancak gelir kaynağımız olmadığı için almak zorunda kalıyoruz. Bu kez aldığımız yolcunun sorun çıkarıp çıkarmayacağı aklımızı kurcalıyor. A noktasından B noktasına götürdüğümüzde de bazıları ücret ödemeden kaçıyor. O zaman kendi kendimize ‘Neden aldım bu yolcuyu?' diye kızıyoruz. Bazen 50 lira kazanacağım derken 300-500 lira zarara uğruyoruz. Artık müşteri el ettiğinde kıyafetine, duruşuna, alkollü olup olmadığına; saç tıraşına, dövmelerine, uyuşturucu kullananlarda görülen yüz yapısına bakarak risk değerlendirmesi yapıyoruz. Bu müşteri seçmek değil; kendi can güvenliğimizi korumak. Ancak bazen yanılıp aldığımız yolcular yüzünden hem canımızdan hem malımızdan oluyoruz. Biz yolcu seçmek istemiyoruz; tek isteğimiz, götürdüğümüz yolcunun ücretini ödemesi ve işimizi güvenle yapabilmemiz" ifadelerini kullandı. Ücret ödemeden kaçtılar Geçtiğimiz günlerde müşterilerinin ücret ödemeden kaçtığını söyleyen taksici Hacı Özkan ise "İki tane genç arabaya bindi ve onları buradan Menemen'e götürdüm; mesafe de oldukça uzaktı, üstelik o gün yağmur yağıyordu. Yolcuyu indireceğim sırada biri sağ kapıdan, diğeri arka kapıdan kaçıp koşmaya başladı. Peşlerinden gittim ama arabamın anahtarı üzerinde kalınca mecburen geri dönmek zorunda kaldım. Bu tür durumlar yaşanmasına rağmen belediye zabıtası, yolcu almadığımız zaman bize ceza yazıyor. Dış görünüşünden ne olduğu belli olmayan, güven vermeyen birçok insan oluyor; buna rağmen müşteriyi seçme şansımız yok, mecburen alıyoruz. Ancak karşımıza ne çıkacağını bilemiyoruz. Yetkililerden bu konuda bir çözüm bulunmasını istiyoruz. Hem korsanla uğraşıyoruz hem de bu tür olaylarla karşılaşınca işimiz daha da zorlaşıyor" sözlerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.