Hava Durumu

#Kartalkaya

Yeni Marmara Gazetesi - Kartalkaya haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kartalkaya haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bolu'daki otel yangını davasında karar açıklandı Haber

Bolu'daki otel yangını davasında karar açıklandı

Bolu'da, 21 Ocak'ta Grand Kartal Otel'de çıkan yangında 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 137 kişinin yaralandığı faciaya ilişkin davada karar açıklandı. Aralarında otel sahibi ve belediye başkan yardımcısının da bulunduğu 11 sanık, ölen 34 çocuk için 34 kez ağırlaştırılmış müebbet, diğer ölen kişiler için de 44 kez müebbetle cezalandırıldı. Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen, 20'si tutuklu 32 sanıklı davanın 3'üncü duruşmasının 4. gününde mahkeme heyeti hükmünü açıkladı. Tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, taraf avukatları ve hayatını kaybedenlerin yakınlarının katıldığı duruşmada, sabah saatlerinde alınan son savunmaların ardından mahkeme heyeti öğleden sonra kararını bildirdi. Mahkeme heyeti, otel sahibi tutuklu sanık Halit Ergül, Grand Kartal A.Ş. yönetim kurulu üyeleri Emir Aras, Emine Murtezaoğlu Ergül, Elif Aras, Ceyda Hacıbekiroğlu ile otel müdürü tutuklu sanık Zeki Yılmaz, muhasebe müdürü tutuklu sanık Kadir Özdemir, Gazelle Otel Müdürü tutuklu sanık Ahmet Demir, Bolu Belediye Başkan Yardımcısı tutuklu sanık Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili tutuklu sanık Kenan Coşkun ve itfaiye eri tutuklu sanık İrfan Acar'a ceza verdi. Heyet, 11 sanığı, hayatını kaybeden 34 çocuk için 34'er kez ağırlaştırılmış müebbet, diğer ölen kişiler için de 44 kez müebbet hapisle cezalandırdı.

Minik Doğa, ölümüne neden olanlarla aynı karede Haber

Minik Doğa, ölümüne neden olanlarla aynı karede

Kartalkaya duruşmasının 3. duruşması devam ederken, otel sahibi Halit Ergül'ün kızı Ceyda Hacıbekiroğlu'nun, yangından dört ay önce Gazelle Otel'de, öğrenciler ve velilere yönelik olarak Grand Kartal Otel için bir tatil pazarlama etkinliği düzenlediği öne sürüldü. Etkinlik sırasında çekilen fotoğraflar da ortaya çıktı. Faciada oğlu, gelini ve torunlarını kaybeden Uğurtan Doğan, "benim çocuklarımın bu cinayete kurban gitmelerinin nedeni, bu okuldaki yapılan pazarlama etkinliğidir" dedi. Bolu'da 78 kişinin hayatını kaybettiği Grand Kartal Otel yangınına ilişkin davanın 3'üncü duruşması sürerken, faciada oğlu Mert (41), gelini Duygu (40) ve torunları Doğa (9) ile Mavi'yi (7) kaybeden Uğurtan Doğan ve Otel yangınında eşi Ceren Yaman (45) ile kızı Lalin'i (16) kaybeden iş adamı Rıfat Doğan, gazetecilere açıklamalarda bulundu. "Benim çocuklarımın cinayete kurban gitmelerinin nedeni, yapılan pazarlama etkinliğidir" Uğurtan Doğan, çocuklarının hayatını kaybetmesine neden olan olayın bu organizasyon olduğunu ifade etti. Doğan, "Benim bugün yapacağım açıklama içerideki duruşmayla ilgili değil. Onunla ilgili ilk müzakerelerde, ilk savunmalarımızda da bahsetmiş olduğumuz Ceyda Hacıbekiroğlu'nun okulda yapmış olduğu pazarlama etkinliğiyle ilgili. Benim küçük torunum Mavi Doğan, Ceyda Hacıbekiroğlu'nun oğluyla aynı sınıfta, İstanbul'da ve burada, en son gelinen bu maalesef katliamda, Ceyda Hanım'ın organizasyonuyla bizim çocuklar da geldiler. Maalesef orada kendilerini kaybettik. Ama bunun daha önceki olaylarda da bir etkinliği olduğunu öğrendik. Şöyle ki, benim gelinimin telefonu yeni bulundu. Emanetten aldık ve bir şekilde açtırdık. Oradan çıkan fotoğraflarda, sanıyorum hepinizde bu fotoğraf var. Ekim ayında, yani bu katliamdan dört ay önce, yine okulda bir pazarlama etkinliğiyle bazı sınıf öğrencilerinin ve dolayısıyla velilerinin katıldığı bir organizasyon olmuş. Diğer otelde, yani Gazelle Otelinde, resimlerini de gördük. Ve çok acıdır ki, o resimlere baktıysanız en soldaki kız çocuğu benim büyük torunum Doğa. İkinci fotoğrafta da zaten aynı şekilde Ceyda Hacıbekiroğlu ve eşi, diğer yönetim kurulu üyeleriyle birlikte kahvaltıda oğlum, gelinim ve çocuklarım, yani torunlarımın olduğu resimleri görüyorsunuz. Yani bunu neden anlatıyorum? Burada özellikle ilk savunmalarda, ‘yönetim kurulu üyeliklerimiz sadece kağıt üzerinde, bizim hiçbir etkinliğimiz, hiçbir yetkimiz yok.' gibi bir takım, yani hiç tutarsız savunmalara girdiler. Ama burada, benim çocuklarımın maalesef bu cinayete kurban gitmelerinin nedeni, bu okuldaki yapılan pazarlama etkinliğidir" dedi. "Hiç mi sizden bir tanesi yaralanmaz veya canını kaybetmez" Otel sahiplerinin yangından kaçarken, kendi çocuklarının hayatını kaybettiğini söyleyen Uğurtan Doğan, "Bu pazarlama etkinliğini de benim gelinimin arkadaşı, hem de yakın arkadaşı, uyandırmıyor. Şimdi arkadaşlar, düşünebiliyor musunuz? Alıyorsunuz okuldan çocukları, götürüyorsunuz, aynı katta benim oğlum, gelinim ve iki torunum kalıyor. Ya kardeşim, hiç mi sizden bir tanesi yaralanmaz veya canını kaybetmez? Kaybolan yetmiş sekiz can bizim canımız. Yüz otuz yedi yaralı yine bizim canlarımız. Ama maalesef, ne kötü ve ne acıdır ki otelin hiçbir yetkilisi, hiçbir yönetim kurulu üyesi ve hiçbir hiçbir çalışanı yaralanmamış bile! Böyle bir şey olur mu arkadaşlar? Herkes gördü. Hepinizin sayesinde zaten bunlar basına da yansıdı. Böyle sıvışarak çıkıyorlar. Ama bizim çocuklarımız orada tamamen Allah'a terk edilmiş oluyor. Yani canları maalesef, maalesef burada hem daha önce Ekim ayında yapılan Gazelle Otelindeki etkinliğin, hem de en son 20-21 Ocak tarihlerinde yapılan Grand Kartal Otelindeki etkinliğin sonucudur. Okullarda yapılan bu pazarlama faaliyetlerinin sonucunda benim çocuklarım, torunlarım maalesef bu otel sahiplerinin çağırdığı ve bir şekilde katliama bıraktığı, kendilerinin ise kaçtığı, kendilerini kurtardığı bir olayda hayatlarını kaybetmişlerdir" ifadelerini kullandı. "Ceyda Hacıbekiroğlu, pazarlamalarla insanları toplayıp, ölüme terk etti" Faciada eşi ve kızını kaybeden Rıfat Doğan, Ceyda Hacıbekiroğlu'nun insanlarını ölüme terk ettiğini söyleyerek, "Uğurtan abinin de söylediği gibi, Ceyda Hacıbekiroğlu, okulda yaptığı pazarlamalarla insanları toplayıp daha sonra da onları ölüme terk ederek sıvışıp gitmiştir. Elif Aras'la Emir arasında, benim karım da kızımın odasından hiç haber vermeden önlerinden geçip gittikleri gibi. Aynı zamanda, ben de kızımın telefonuna ulaştığım zaman daha önce de belirtmiştim cesaret edip artık kendimi toparlayıp telefonu açtığımda, öğlen vakitlerinde eşimle Emine Murtaza Ergül'ün sarmaş dolaş resimlerini çekmiş kızım. Ve akşam da oturmuş, Emine Murtaza Ergül ile eşim kahve içmişler. Sabah ben ilk indiğimde Emine Murtaza Ergül ile karşılaşmıştım. ‘Abla nerede?' demiştim Ceren ve Lalin ‘Hiç bilmiyorum Rıfat, kurtulanlar Dorukkaya'da,' demişti. Yani sabaha kadar, öğlen sarmaş dolaş resim çektirdiğin, akşam kahve içtiğin insanı arkadaşını sabaha kadar merak edip ben gelene kadar aramamış bile. Bir tane cevapsız çağrı yok! ‘Neredesiniz, ne oldunuz, kurtuldunuz mu?' ya da ‘Kalkın, uyanın!' Hiçbir şekilde, dediğim gibi, uyandırmamış bile. Onlar baştan sona, ne yazık ki kötüler. Yani bilgisizlik, cahillik, her şey bir yana ama kötülük içindeler. Tamamen oradan çıkıp daha sonra canlarını kurtarıp oturup muzlarını, yemeklerini yemişler. Diyeceklerim bu kadar. Adalete güveniyoruz. Gereken kararın verileceğine inanıyoruz. Mahkeme başkanına ve heyetine güveniyoruz" ifadelerine yer verdi.

"Olay saatinde beni arayan çalışma arkadaşlarım restoranda yangın çıktığını söyledi" Haber

"Olay saatinde beni arayan çalışma arkadaşlarım restoranda yangın çıktığını söyledi"

Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de 78 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin tutuklanan otel elektrikçisi Hüseyin Özer'in ifadesi ortaya çıktı. Özer, olay saatinde otelde olmadığını ancak çalışma arkadaşlarının kendisini arayarak restoranda yangın çıktığını, kendisinin sorumlu olmadığını söyledi. Ayrıca Özer yangın alarm ve yangın koruma sistemi ile alakalı hiçbir teknik bilgisinin olmadığını ifade etti.   Grand Kartal Otel'de 78 kişinin hayatını kaybettiği, 51 kişinin yaralandığı yangına ilişkin tutuklanan otel elektrikçisi Hüseyin Özer'in (52) ifadesi taya çıktı. Hüseyin Özer jandarmada verdiği ifadesinde, "Ben Grand Kartal Otel isimli işletmede elektrikçi olarak görev yapmaktayım. Grand Kartal Otel isimli işletmede 2 yıldan beridir sezonluk olarak çalışmaktayım. Birlikte çalıştığım ekip arkadaşlarım çalışmaya başladığımız günden günümüze kadar geçen süre zarfında bu otelin tüm elektrik arızalarını ve önlemlerini almaktayız. Biz bu oteli her yıl düzenli olarak aralık ayında açarız, mart ayında kapatırız. Biz her sezon başlangıcında bu otelin tüm elektrik ve periyodik bakımları ile ilgili tüm tedbirleri alırız ve açılışımızı ondan sonra yaparız" diye konuştu.  "Tesis içerisinde 2 merdiven bulunmaktadır ancak bu merdivenlerin yangın merdiveni olup olmadığını bilmiyorum"  Otelde konuya ilişkin tedbir olup olmadığı konusuna Özer, "Tesis içerisinde 2 merdiven bulunmaktadır ancak bu merdivenlerin yangın merdiveni olup olmadığını bilmiyorum. Otelimizde yangın dedektörleri bulunmaktadır ancak olay esnasında ben olay yerinde olmadığım için alarm sisteminin çalışıp çalışmadığını bilmiyorum. Olay öncesinde 20 Ocak tarihinde saat 21.30 sıralarında otelden çıkış yaparak Bolu merkezde bulunan ikamet adresime geldim. Akabinde 21 Ocak günü saat 03.30 sıralarında otelde barmen olarak çalışan Hüseyin isimli şahıs beni arayarak, 'Otelde restoranda yangın çıktı' dedi. Ben de kendisine otelde olmadığımı, diğer elektrikçi arkadaşları aramasını ve benim de yönlendireceğimi söyledim. Daha sonra otelde olan Murat D. isimli ekip arkadaşımı arayarak otelde yangın çıktığını, acil müdahale etmeleri gerektiğini söyledim" şeklinde konuştu.  "Arkadaşlarımdan yangının restoran kısmından çıktığını duydum"  Yine ekip arkadaşı Bahadır Ö.'nün de kendisini aradığını ve yangından bahsettiğini dile getiren Hüseyin Özer, "Ben de hemen bilgi işlem sorumlusu olan Altan T.'yi arayarak onunla birlikte saat 03.50 sıralarında otele gitmek maksadıyla yola çıktık. Aynı gün saat 04.30 sıralarında olay yenine ulaştık. Ben olay yerine gittiğimde otelin komple yandığını gördüm. İnsanlar kendi çabalarıyla merdivenden indirilmeye çalışılıyordu. Ben de dumandan etkilendiğim için içeriye giremedim, dışarıda arkadaşlarıma yardım ettim. Yangının nereden çıktığını bilmiyorum ancak öğrendiğim kadarıyla restoran kısmında çıktığını duydum. Restoran bölümünde kimin çalıştığını da bilmiyorum. Daha önce otelde hiç yangın çıkmadı. Yangın alarm ve yangın koruma sistemi ile alakalı hiçbir teknik bilgim yoktur" dedi.  "Ben sadece verilen görevleri yerine getiririm. Olay ile ilgili olarak hiçbir suçum yoktur"  Otelin yangın sistemlerini dışarıdan taşeron firma üstlendiğini söyleyen Özer, "Meydana gelen bu olay ile ilgili olarak neden ifade verdiğimi bilmiyorum. Benim olay ile hiçbir alakam yoktur. Olay esnasında görevli değildim ayrıca yukarıda da belirttiğim gibi olay esnasında Bolu merkezdeydim. Ben sadece elektrikçiyim, benim teknik müdürüm Tahsin P. elektrik alanında yetkilidir. Ben sadece verilen görevleri yerine getiririm. Olay ile ilgili olarak hiçbir suçum yoktur. Üzerime atılı olan suçlamaları kabul etmiyorum" diye konuştu.  "Müvekkilim denetim yükümlüsü değildir"  Özer'in avukatı ise "Müvekkilim elektronikçi değil elektrikçidir. Sadece elektrik, kablo tesisatı gibi basit işleri yapar. Müvekkilin çalıştığı aile şirketinde yaklaşık 500 kişi çalışmaktadır. Bu aile şirketinde bu işleri yapan toplamda 8 kişi vardır. Müvekkilim bu çalışanların arasında hiyerarşik sıralamada en alt basamakta yer almaktadır. Müvekkilimin başında müdür vardır. Müvekkilim buradaki kusurlu veya kusursuz sorumlulardan değildir. Denetim yükümlüsü değildir. Müvekkilim saat 08.00-17.00 arası çalışmaktayken olay esnasında müvekkilim evinde istirahatledir" şeklinde konuştu.  "Gece vakti olay yerinde anlık tepki verebilecek bir gece bekçisi dahi yoktur"  Yangının sebebinin belli olmadığını belirten Özer'in avukatı, "Belki mutfakta ocaktan, belki de doğal gaz kaynaklı yangın çıkmıştır. Müvekkil elektronik aksamdan, yangın sensörlerinden dahi sorumlu değilken bu kadar çalışanın arasından müvekkil ifadeye çağrılmıştır. Müvekkilin burada ifade vermesinin nedeni müdürünün komutana ifade ver diye yönlendirmesidir. Konuyla yakından uzaktan bir alakası yoktur. Müvekkilin vardiyasında olan bir olay değildir. Gece vakti olay yerinde anlık tepki verebilecek bir gece bekçisi dahi yoktur. Yangın merdivenleri dahi olmayan bir otelin asgari ücrete yakın bir maaş alan müdürlerinin talimatları dışında bir şey yapmayan, elektrikten kaynaklı olup olmadığı dahi belli olmayan bir yangından dolayı müvekkilim sorumlu tutulmamalıdır. Müvekkilim hacca, umreye dahi yurt dışına çıkmamıştır. Şehir dışına 3-4 yılda bir ancak Ankara'ya aile ziyaretine gitmiştir. Tek mal varlığı oturduğu evi ve bindiği arabasıdır. Bu sebeple kaçma şüphesi yoktur" ifadelerini kullandı.   

Grand Kartal Oteli'nin eski çalışanından şoke eden açıklama! Skandallar bir tane değilmiş... Haber

Grand Kartal Oteli'nin eski çalışanından şoke eden açıklama! Skandallar bir tane değilmiş...

 Kartalkaya'da ki Grand Kartal otelde 10 yıl çalışan Düzceli Erkut Malaycı, otel ile ilgili şok eden açıklamalarda bulundu. Yangın merdiveninin kapısının kayak odasına açıldığını belirten Malaycı, “Yangın merdivenini kullansalardı ölüme gidebilirlerdi” derken, yağmurlama sisteminin olmadığını ve duman dedektörlerinin çalışmadığını belirtti.  Kartalkaya'da 78 kişinin hayatını kaybettiği 51 kişinin yaralandığı Grand Kartal Otel'de ki çalışmalar bir yandan devam ederken, diğer yandan yangınla ilgili araştırmalarda sürüyor. Ülke genelinde otelle ilgili bir çok tartışma konusu oluşurken, Grand Kartal otelde 10 yıl çalışan Düzceli Erkut Malaycı, ihmalleri tek tek sıralayarak şok edici açıklamalarda bulundu.  “Yangın merdivenlerinde personel lojmanları vardı”  Otel çalışanlarının yangın merdivenlerinin yanında küçük lojmanlarda kaldığı açıklayan Malaycı, “Otelin çevresinde atlama yerleri yoktu. Yangın merdivenlerini bulamadıkları için camdan çarşaf sarkıttılar. Elektrikler olmadığı için göz gözü görmedi. Birde şöyle bir durum var. Yangın merdivenin olduğu yer sadece betonarme değil. Yangın merdivenlerinin olduğu yerde personel lojmanları var. 11. Kattan 1. Kata kadar yangın merdiveni vardı. Ama çıkışı otelin çıkışı değildi. Kayak odasına çıkıyordu. Her katta yangın merdivenlerinin olduğu bölgede tek kişinin kalabileceği küçük odalar vardı. Aşçı başı, resepsiyonist gibi kişiler bu odalarda kalıyorlardı” ifadelerini kullandı.  “Merdivenleri kullansalardı ölüme giderlerdi”  Otelde yangın merdivenlerinin olduğunu ama merdivenlerin otelin dışına çıkmadığını belirten Erkut Malaycı, “Otelde yangın merdiveni vardı ama iç kısmındaydı. Tabelalar vardı. Ama elektrikler kesildiği zaman oteldeki yangın merdivenlerini bulamazlardı. Bu yangın merdivenlerini kullansalardı otelin dışına çıkamazlardı. Yangın merdivenlerinin çıkışı kayak odasına gidiyordu. Orası da alev topuydu zaten. Yangın merdivenlerini kullansalardı ölüme giderlerdi. 163 oda olarak biliyorum. 20 odası personele ait. 5 oda patronlara ait. 140 oda civarı bulunuyordu. Kral dairesi otelin 12. Katında suit odalar 10 ve 11. Katta köşe odalar idi” şeklinde konuştu.  “Tütün içenler vardı, alarm çalıştığını görmedim”  Daha önce otelde bir kere yangın alarmının personellerin tütün içmesinden kaynaklı çalıştığını gördüğünü ama daha sonra müşterilerin içmesine rağmen alarmın çalıştığını görmediğini belirten eski otel çalışanı Malaycı, “Yağmurlama sistemi yok diye biliyorum. Alarm sistemi var ama tuşlu var. Bir zaman otelde personeller tütün içtikleri için devreye girdi alarm sistemi. Patron o zaman personelleri azarladı. O zaman devreye girdiğini gördük. Ondan sonra içenler vardı ama hiç bir zaman görmedim alarm sistemini. Müşteriler içiyorlardı ama içemezsin diyemiyorduk” dedi.  “350 kişi oteldeydi”  Otelde 120 kişinin çalıştığını 230 müşterinin olduğunu belirten Malaycı, “Yangın esnasında; gececi aşçılar olur, kahvaltıcı olur, ekmekçisi ve resepsiyonistçi ise 5-6 personel ayakta olabilir. Gündüz aktif çalışan personel sayısı ise 100-120 arasında kişi vardır. Otelde ortalama 350 kişiye yakın kişi vardı. Grand Kartal otelin yanında Kartal Otel var. Bu iki otel birbirinden bağımsız iki otel. Ayrı şirketler. 2 kardeşin oteli ama birbirinden ayrılar. Birbirlerine düşmanlar diyebiliriz” şeklinde konuştu.  “Bolu belediyesi içerisinde oteli var”  Grand Kartal Otelin Bolu Belediyesi sınırları içerisinde oteli olduğunu, hatta 3. Otel inşaatınında sürdüğünü dile getiren eski otel çalışanı Erkut Malaycı, “Grand Kartal Otelin Bolu'da Gazelle Resort spa oteli var. Gölcük yolu üzerinde üçüncü oteli var. İsmini henüz bilmiyoruz. Gazelle Resort Otel Bolu merkezde Karacasu'da hemen. Belki Bolu Belediyesi oraya bakabilir” dedi.  “Ahşap dekorasyon çok oldu”  Ahşap görünümün otelde abartıldığını dile getiren Malaycı sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Yangının çıktığı restoran benim zamanımda vardı ama yenilendi. Tadilat oldu. 2 yıl önce otelde restorantı, barı, lobisi, havuzu, spası, 9-10-11. Katlar yenilendi. Ahşap görünüm otelde abartıldı. Otel betonorme ama ahşap dekorasyon çok oldu. Otelin içerisinde marketi ayrı bir kişi işletiyor. Kafe ve kayak malzemesi olan mağaza ayrı kişiler kiralayıp işletiyorlardı.” 

Feci Yangında Hayatını Kaybeden 4 Kişilik Aile; Yakınlarının Gözyaşlarıyla Son Yolculuğuna Uğurlandı Haber

Feci Yangında Hayatını Kaybeden 4 Kişilik Aile; Yakınlarının Gözyaşlarıyla Son Yolculuğuna Uğurlandı

Bolu Kartalkaya'daki otel yangınında hayatını kaybeden diş hekimi çift ve 2 çocuğunun cenazesi gözyaşları arasında Bursa'da son yolculuğuna uğurlandı. Hayatını kaybeden çiftin, yangın çıkmadan bir gün önce Bursa'daki ailesiyle konuştuğu ve oteli beğenmediği için sabah çıkacağını söylediği öğrenildi. Cenaze törenine Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz, Ak Parti Bursa Milletvekilleri Refik Özen, Ahmet Kılıç, Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Bursa İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral İdris Tataroğlu, İl Emniyet Müdürü Akın Zaimoğlu, Ak Parti İl Başkanı Davut Gürkan ile birlikte çok sayıda yakını katıldı.   Ankara'da yaşayan ve 2012'de evlenen Bursalı diş hekimi Yasemen Boncuk Tüzgiray (41), eşi Erhan Tüzgiray (48) ve çocukları Defne Tüzgiray (11) ile Demir Tüzgiray (8) yarıyıl tatili için önce Bolu i otele ardından da Bursa'ya ailesinin yanına gelme kararı aldı. Yangın çıkmadan bir gün önce ailesiyle telefonlaşan Tüzgiray çifti, telefonda, oteli beğenmediğini ertesi gün otelden çıkacaklarını söyledi. Fakat gece 03.30 sıralarında çıkan yangın nedeniyle otelin 7. katında kalan Tüzgiray ailesi hayatını kaybetti.  Yangın faciasında hayatını kaybeden 4 kişilik ailenin cenazesi Adli Tıp Morgundaki işlemlerinin ardından Bursa'daki ailesinin yanına getirildi. Hayatını kaybeden Tüzgiray çifti Bademli Mahallesi Camiinde ikindi namazına müteakip kılınan cenaze namazı sonrası sevenlerinin gözyaşlarıyla Bademli Mezarlığına defnedildi. 

Feci Yangında Hayatını Kaybeden 4 Kişilik Aile; Yakınlarının Gözyaşlarıyla Son Yolculuğuna Uğurlandı Haber

Feci Yangında Hayatını Kaybeden 4 Kişilik Aile; Yakınlarının Gözyaşlarıyla Son Yolculuğuna Uğurlandı

Bolu Kartalkaya'daki otel yangınında hayatını kaybeden diş hekimi çift ve 2 çocuğunun cenazesi gözyaşları arasında Bursa'da son yolculuğuna uğurlandı. Hayatını kaybeden çiftin, yangın çıkmadan bir gün önce Bursa'daki ailesiyle konuştuğu ve oteli beğenmediği için sabah çıkacağını söylediği öğrenildi. Cenaze törenine Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Nazif Yılmaz, Ak Parti Bursa Milletvekilleri Refik Özen, Ahmet Kılıç, Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Bursa İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral İdris Tataroğlu, İl Emniyet Müdürü Akın Zaimoğlu, Ak Parti İl Başkanı Davut Gürkan ile birlikte çok sayıda yakını katıldı.   Ankara'da yaşayan ve 2012'de evlenen Bursalı diş hekimi Yasemen Boncuk Tüzgiray (41), eşi Erhan Tüzgiray (48) ve çocukları Defne Tüzgiray (11) ile Demir Tüzgiray (8) yarıyıl tatili için önce Bolu Kartalkaya'daki otele ardından da Bursa'ya ailesinin yanına gelme kararı aldı. Yangın çıkmadan bir gün önce ailesiyle telefonlaşan Tüzgiray çifti, telefonda, oteli beğenmediğini ertesi gün otelden çıkacaklarını söyledi. Fakat gece 03.30 sıralarında çıkan yangın nedeniyle otelin 7. katında kalan Tüzgiray ailesi hayatını kaybetti.  Yangın faciasında hayatını kaybeden 4 kişilik ailenin cenazesi Adli Tıp Morgundaki işlemlerinin ardından Bursa'daki ailesinin yanına getirildi. Hayatını kaybeden Tüzgiray çifti Bademli Mahallesi Camiinde ikindi namazına müteakip kılınan cenaze namazı sonrası sevenlerinin gözyaşlarıyla Bademli Mezarlığına defnedildi. 

Yangının görgü tanıkları böyle anlattı:"Yangın alarmı olsaydı insanlar daha tedbirli hareket ederdi" Haber

Yangının görgü tanıkları böyle anlattı:"Yangın alarmı olsaydı insanlar daha tedbirli hareket ederdi"

Bolu Kartalkaya'daki bir otelde çıkan yangında, alevlerin arasından çıkmayı başaran vatandaşlar o anları anlattı. Bağırma sesleriyle uykudan uyandıklarını dile getiren Hülya Karadağ, "İki oda ileriye gidemedik. Nefesimiz kesildi. Çocukların bağırış sesleri duyuluyordu. Yangın alarmı yoktu. Yangın alarmı olsaydı insanlar daha tedbirli hareket ederdi" dedi.  Köroğlu Dağları'nın zirvesinde yer alan Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki 12 katlı Grand Kartal Otel'de, dün sabaha karşı saat 03.30 sıralarında çıkan yangın kısa sürede büyüdü. Yangını söndürmek için Bolu, Düzce, Kocaeli, Sakarya, Karabük, Zonguldak, Bartın ve Ankara'dan sevk edilen çok sayıda ekip alevlere müdahale etti. Yangın, yaklaşık 10 saat süren çalışmanın ardından kontrol altına alındı. Otelin küle döndüğü yangında, 76 kişi hayatını kaybetti, 1'i ağır 51 kişi yaralandı. Yangına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında ise 9 kişi gözaltına alındı.  Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte AFAD ve uzman ekipler otelde kriminal inceleme çalışmasına başladı. Çalışmaların sürdüğü esnada eşyalarını kontrol etmeye gelen Karadağ ailesi de o anları anlattı.  "Camdan çatıya çıktık"  2 çocuğu ve annesi Hülya Karadağ ile sömestr tatiline gelen Emine Nur Karadağ, "Çok kötü ve korkutucuydu. Ben bir kadının, 'Yangın var' sesine uyandım. Odadan dışarıya çıktığımda her yer dumandı. Sonra odaya geri döndüm çocukların üzerlerini giydirdim. Dışarı çıktığımızda yürünecek gibi değildi. Sonra tekrar odaya girip, camdan çatıya çıktık. Çatıdan da çalışanların getirdiği merdivenle indik. Yangın merdiveni varmış ama ben hiç görmedim. Başımıza böyle bir şey geleceğini düşünmediğimiz için yerini sormamıştık. Yangın merdivenine de o dumanda gidilebilir miydi? Onu da bilmiyorum. Odadaki eşyalarımız duruyordur diye düşünüyorum sadece duman geldi ancak aşağıdaki kayak malzemelerimiz yandı" dedi.  "Nefesimiz kesildi"  Otelde yangın alarmının olmadığını dile getiren Hülya Karadağ, "Uyuyorduk. Uykumuzdan bağırma sesleriyle uyandık. Kapıyı açtık, ‘Ne oluyor acaba?’ diye. Birisi 'Yangın var' diye bağırdı. Sonra toparlandık. İlk etapta çok fazla duman yoktu. İçeride hemen ıslak havlularla ağzımızı kapattık. O duman hemen nasıl çoğaldı anlayamadık. Odada 4 kişiydik, yan oda da bir arkadaşımız vardı. Baktık ileriye gidemiyoruz. Odaya girdik, cama çıktık. İnsanlara bağırdık, ‘Atlayabilir miyiz?’ diye. Onlarda sağ olsun merdiven getirdiler. Oradan da aşağıya indik. Yangın merdivenini bulmamız mümkün değildi. İki oda ileriye gidemedik. Nefesimiz kesildi. Çoluk çocuk bağırış sesleri vardı. Yangın alarmı yoktu. Yangın alarmı olsaydı insanlar daha tedbirli hareket ederdi" diye konuştu. 

"Alarm çalmadı, etrafta itfaiye de yoktu. İtfaiyenin aşağıdan gelmesi yaklaşık 1-1,5 saat sürdü" Haber

"Alarm çalmadı, etrafta itfaiye de yoktu. İtfaiyenin aşağıdan gelmesi yaklaşık 1-1,5 saat sürdü"

Yangının çıktığı Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki otelin 3'üncü katında konaklayan bir müşteri yaşananları anlatarak, "Üst katlardaki insanlar çığlık çığlığaydı. Çarşaf sarkıttılar, kimisi içeri girmeye çalıştı, kimisi atlamaya çalıştı" dedi.   Grand Kartal Otel'de gece saat 03.30 sıralarında çıkan yangın, ekiplerin saatler süren müdahalesinin ardından dakikalar önce kontrol altına alındı. 10 kişinin hayatını kaybettiği, 32 kişinin yaralandığı otel, yangının ardından adeta kullanılamaz hale geldi. 234 kişinin konakladığı otelde bazı tatilciler çarşafları birleştirerek aşağıya indi. İtfaiye ekiplerinin oteldeki soğutma çalışmaları aralıksız sürüyor.  "Üst katlardaki insanlar çığlık çığlığaydı"  Otelin 3'üncü katında konaklayan Atakan Yelkovan, "Tanıdıklarım kurtuldu ama ben yine de bekliyorum. İçeride önemli eşyalarımız var, hem onları belki kurtarabiliriz hem de içeriden haber alırız diye bekliyoruz. Yangın kokusunu eşim aldı. Biz kısmen erken indik. Alarm çalmadı. 2 kat yanıyordu herhalde. Biz üst kata çıkmaya çalıştık ama çıkamadık, alevler vardı. Alt kata indik. Sonra buraya geldik. Etrafta itfaiye de yoktu. İtfaiyenin aşağıdan gelmesi yaklaşık 1-1,5 saat sürdü. Bu sırada 4'üncü, 5'inci katlar yanıyordu. Üst katlardaki insanlar çığlık çığlığaydı. Çarşaf sarkıttılar, kimisi içeri girmeye çalıştı, kimisi atlamaya çalıştı. Çocuğu içeride olan, arkadaşı içeride olan vardı. Yangın merdiveni yoktu. Biz 3'üncü kattaydık" dedi.  Yelkovan, yangının ardından civardaki otellere sığındıkları da sözlerine ekledi. 

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.