Hava Durumu

#Keşif

Yeni Marmara Gazetesi - Keşif haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Keşif haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Antik kentte heyecanlandıran keşif Haber

Antik kentte heyecanlandıran keşif

Anemurium Antik Kenti’nde 1500 yıl önce yaşanan büyük bir depremle yıkılarak toprak altına kaldığı değerlendirilen heykelin çıkarılması tüm ekip başta olmak üzere ilçedeki herkesi heyecanlandırdı. Anamur ilçesinde Akdeniz kenarında yaklaşık 600 dönümlük bir arazide yer alan Anemurium Antik kentinde Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Konya Selçuk Üniversitesi adına Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tekocak başkanlığında birçok farklı disiplin ve üniversitelerden akademisyen ile öğrencilerden oluşan ekip tarafından kazı, araştırma ve restorasyon çalışmaları yıl boyunca aralıksız sürüyor. Tarihi dokusu ile 2000 yıl öncesine ait birçok iz barındıran kentte ekipleri heyecanlandıran yeni keşifler de yaşanıyor. Son olarak antik kentin liman hamamı ve çevresinde yürütülen arkeolojik kazılarda Roma Dönemi’ne ait giyimli bir kadın heykeli bulundu. Heykelin vücut bölümünün tamamen iyi korunduğu yapılan ince kazıyla ortaya çıkarıldı. Altta khiton, onun üstünde himation olmak üzere iki farklı kıyafetin işlendiği giyimli kadın heykelinin bin 800 yıl öncesine ait bir tanrıça, imparatoriçe veya burada yaşamış aristokrat yada önemli bir aileye mensup hayırsever kadınları temsil ettiği belirtildi. Yaklaşık 1500 yıl önce bölgede yaşanan büyük bir depremle toprak altında kaldığı değerlendirilen heykelin çıkarılması için ekipler gün boyu çalıştı. Son olarak ta alana vinç yanaşamaması nedeniyle heykel küçük bir iş makinesi yardımı ile Antalya Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı Müdürlüğünden gelen alanında uzman bir konservatör-restoratör ve kazı ekibi tarafından büyük bir titizlikle yürütülen çalışmalar sonucunda yerinden çıkarılarak üzerinde bilimsel araştırma, temizlik, konservasyon ile restorasyon çalışmaları yapılmak üzere koruma altına alındı. "Zaman kapsülü gibi" İHA muhabirine açıklama yapan Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Tekocak, "Burası Anemurium antik kenti. Mersin’in Anamur ilçesinde yaklaşık kent merkezine 10 kilometre uzaklıkta, ağırlıklı M.S. 2. yüzyıldan 6. yüzyıla kadar yapımların yoğun bulunduğu bir kent. Biz burayı şöyle adlandırıyoruz, adeta bir zaman kapsülü gibi. Buraya girdiğiniz an tam 1800 yıl öncesine ışınlanıyorsunuz. Kentin kuruluş tarihçisiyle ilgili farklı rivayetler olmakla beraber biz arkeologlar işe elimizdeki somut bilgilere bakarak konuşuruz. Elimizdeki veriler kentteki mimari kalıntıların en erken MÖ 2. Yüzyıla, buluntuların ise MÖ 5. Yüzyıla kadar gittiğini göstermektedir. Yani, kentin 2500 yıl öncesinde varlığını net olarak biliyoruz. Hititlere kadar gittiği de söyleniyor ama bununla ilgili henüz bir bilgimiz yok" dedi. "Heykel, gerçekten yaşamış birine ait bir portre de olabilir" İçinde bulundukları yerin aşağı şehir olarak adlandırdıkları kamusal binaların çokça olduğu bir alan olduğunu dile getiren Prof. Dr. Tekocak,"Burası Liman Hamamı olarak adlandırdığımız yapının hemen bitişiğindeki bir alan. Biz ilk olarak Liman Hamamı’na ait mekanların nitelik ve işlevlerini tespit etmek amacıyla bu yapıda kazılara başladık. Daha sonra hemen yanı başındaki bu alanında hamamla bir ilişki olup olmadığını anlamak için burada da bir kazılara başladık ve açtığımız sondajlarda çok ilginç kalıntılarla ve buluntularla karşılaştık. Buranın "nymphaeum" yani antik çağda bir çeşme anıtı olabileceğini düşünüyoruz. Ve bu çeşme anıtını süsleyen çok güzel bir kadın heykeliyle karşılaştık. Kadın heykeli diyorum çünkü, kime ait olduğunu bilmiyoruz henüz başını bulamadık. Şuan ayakta duran, giyimli M.S. 2’inci yüzyıla ait bir kadın heykeli var. Başı, kolları ve ayak kısmı henüz eksik. Kollarının birisini daha sonra bulduk çalışmalar devam ediyor, ümit ediyorum ki başını ve diğer eksik kısımlarını da bulacağız. M.S. 2. yüzyılda gerçekten yaşamış birine ait bir portrede olabilir ki eğer öyleyse biz 1800 yıl önce burada yaşamış ilk defa birisinin silueti ile, resmiyle, heykeliyle karşılaşmış olacağız. Roma çağında bu tür portre sanatı gelişmiştir" ifadelerini kullandı. İlçe protokolünü de heyecanlandırdı Bulunan heykelin antik kent için özel olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tekocak, "Anemurium Antik Kentin de birinci dönem kazıları diyelim, yani bizden önceki ekipler tarafından yapılan kazılarda da böyle bir heykel bulunmadı. Yani şuan bizim en anıtsal buluntumuz bu yapı içinde çıkmış durumda. İlk defa bulundu, ilk kez. Zaten bizi heyecanlandıran o. Tüylerim diken diken oldu. Çünkü çok güzel bir duygu. Buraya gelip ilk gördüğümde de oturup saatlerce izledim. Tabi ki bizim için bütün buluntular tarihi açıdan çok önemli ama böyle anıtsal olduğu zaman ve bir de insanla alakalı daha fazla veri verecek bir şey olduğu zaman bizim için çok daha büyük önem arz ediyor" diyerek sözlerini tamamladı. Heykelin çıkarılma aşamasını yerinde takip eden Anamur Kaymakamı Bilal Bozdemir," Bir kadın heykeli kazı çalışmaları sırasında bulundu. Bugün de belediye başkanımızla, kazı başkanımız, Kültür Bakanlığımız temsilcilerimizle birlikte heykeli yerinden alıp, müzeye göndereceğiz. Bu kadın heykelinin bulunmasından dolayı çok mutluyuz, heyecanlıyız" diye konuştu. Heykelin turizm açısından önemine değinen Anamur Belediye Başkanı Hidayet Kılınç da" Anamur turizmine çok büyük katkısının olacağına inanıyoruz. Anamur gerçekten tabiatıyla güzel bir memleket. Ama tarihiyle de güzel olduğunu biliyorduk, fakat yeni çıkan eserlerle Anamur’un öneminin daha da artacağını çok iyi biliyoruz" şeklinde konuştu.

Heyecanlandıran keşif! Celaleddin Harzemşah'ın öldürüldüğü yer tespit edildi Haber

Heyecanlandıran keşif! Celaleddin Harzemşah'ın öldürüldüğü yer tespit edildi

DÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Doç. Dr. Oktay Bozan, 11'inci yüzyılda kurulup, yaklaşık 200 yıl hüküm süren Harzemşahlar Devleti'nin son hükümdarı Celaleddin Harzemşah'ın Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde olduğu belirtilen mezarının yerinin belirlenmesinden sonra öldürüldüğü yeri de tespit ettiklerini söyledi. Doç. Dr. Bozan, Celaleddin Harzemşah'ın öldürülüp kuyuya atılmadan önce Ayn Dar denilen bir köye geldiğinin Sibt İbnü’l-Cevzi ve İbn İmad el-Hanbeli adlı tarihçilerin eserlerinde geçtiğini belirterek, bunun üzerine yaptıkları araştırmada Osmanlı arşivlerinde 1842 tarihli bir nüfus defterinde Silvan'ın kuzeyindeki dağlık bölgede bu isimde bir köyün varlığını ortaya koyduklarını ifade etti. Doç. Dr. Bozan, köyde yaptıkları incelemelerde elde ettikleri verilerle tarihi kaynakların örtüştüğünü dile getirerek, Türkiye'de ve Özbekistan'da merak konusu olan Celaleddin Harzemşah'ın mezar yerinin belirlenmesinden sonra öldürüldüğü yerin de tespit edildiğini söyledi. 'TARİHİ VERİLERLE ÖRTÜŞÜYOR' Tarihi kaynaklardan yola çıkarak Ayn Dar köyünü araştırdıklarını belirten Doç. Dr. Bozan, şöyle konuştu: "Acaba burası doğru mudur değil midir diye araştırmacı Dr. Arafat Yaz ile bunun izini sürmeye başladık. Osmanlı nüfus kayıtlarını inceledik. Acaba böyle bir köy ismi var mı orada diye. Çünkü Celaleddin Harzemşah'ın ölümüyle alakalı İslam tarihi kaynakları Celaleddin Harzemşah'ın dağlık bir bölgede öldürüldüğünü söylüyordu. Silvan'ın çevresinde tek dağlık bölge kuzeydoğusundadır. Yani Hazro bölgesindedir. Silvan'ın hemen kuzeyinde başlayan Hazro'dan Lice'ye ve Tunceli'ye doğru uzanan bir dağ silsilesi var. Biz o bölgede yoğunlaştık. 1842 tarihli Osmanlı nüfus kaydında Ayn Dar diye bir köye ulaştık. Bu köydeki nüfus verilerini gördük ve bu köyün muhtarı ile de görüştük. Köyün şu anki adı Kavaklıboğaz köyü. Tarihi verilere uyan yer olup olmadığını incelemeye çalıştık. Tarihi verilerde Celaleddin Harzemşah'ın öldürüldüğü yer şöyle anlatılıyor: Harzemşah, Diyarbakır'dan Silvan'a doğru giderken akşam bir harman yerinde konaklıyor. Peşinde Moğol askerleri var. Sabaha doğru şafakla beraber Moğol müfrezesi Harzemşah ve ekibini tespit ediyor. Saldırı düzenleniyor. Celaleddin Harzemşah'ın ekibi dağılıyor. Harzemşah kendisini takip eden birkaç Moğol askerini öldürüyor ve harman yerinden dağa kaçıyor. Bu dağda acımasız eşkıya tarafından öldürülüyor. Hatta öldürüldükten sonra da orada bir kuyuya atıldığını söylüyor. Harzemşah'ın cenazesi daha sonra Silvan Emiri olan Melik Şahabettin Gazi tarafından getiriliyor. Bölge gerek kuzey güney yönünde gerekse doğu batı yönündeki kervanların, yolcuların geçiş güzergahının hakim noktasındadır. Yani bir eşkıya için bulunmaz bir noktadır. Tarihi verilerle bunun örtüştüğünü görüyoruz. Bunun yanı sıra ikinci bir özellik; burada çok sayıda mağara var. Eşkıyanın sığınabileceği bir yerdir. Diyarbakır'a 84 kilometredir. Kuşbakışı olarak Silvan'a 32 kilometre ve Hazro'ya da 16 kilometre olan bir yerden bahsediyoruz. Silvan'ın 32 kilometre kuzeybatısında tek dağlık bölge orası zaten. Bazı kaynaklarda şöyle bir detay da vardı; Ayn Dar köyü bazılarında Kürtlerin olduğu yer, bazılarında ise Ermenilerin olduğu bir yer olarak geçiyor. Enteresan bir şekilde nüfus defterinde 1842 tarihinde köyde 80 hane Müslüman, 5 hane de Ermeni var. Bu da tarihi verilerle örtüşmüş oluyor. Müslümanlarla Ermenilerin birlikte yaşamış olduğu bir yer olarak gözüküyor. Böylece Celaleddin Harzemşah'ın mezar yerinin tespiti ile alakalı bilgiden sonra bu sefer öldürülmüş olduğu yerle alakalı da bilgiler böyle bir alan araştırmasıyla tespit edilmiş oldu." DHA

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.