Hava Durumu

#Kirli

Yeni Marmara Gazetesi - Kirli haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kirli haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İnegöl Belediyesi çevreyi kirleten kişi ve kurumlara idari yaptırım uyguladı Haber

İnegöl Belediyesi çevreyi kirleten kişi ve kurumlara idari yaptırım uyguladı

Bursa'da çevreyi kirleten kişi ve kurumlar dron ile havadan tespit edildi. İnegöl Belediyesi ekipleri 3 ayda 746 kişi ve kuruluşa 5 milyon liraya yakın idari ceza uyguladı.   İnegöl Belediyesi'nde İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü ile Temizlik İşleri Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Çevre Timi tarafından sivil ekip ve drone destekli yapılan denetimler sonucunda son 3 ay içerisinde çevre ve hava kirliliğine neden olan 746 kişi ve kuruluşa 4 milyon 850 bin TL tutarında idari yaptırım uygulandığı açıklandı.   İnegöl Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü ile Temizlik İşleri Müdürlüğü bünyesinde Çevre Timi Birimi oluşturuldu. Temiz çevre hedefi doğrultusunda çalışmalara başlayan Çevre Timi, Temizlik İşleri Müdürlüğü olarak şehri temizleme görevinin yanı sıra, şehrin kirlenmesini önlemek amacıyla da çalışmalar yapıyor. Özellikle kirletici unsurlara rağmen gerekli denetim ve uyarı programları uygulayan birim, ayrıca saha düzenlemeleri de gerçekleştiriyor.  Drone ile havadan tespit yapılırken şehir içindeki işletmelerde mercek altında  Çevre Timi drone ile tespit çalışmalarında özellikle sanayi bölgelerinde endüstriyel atıkların çevreye gelişi güzel atılması ya da bu atıkların yakılarak hava kirliliğine sebep olunması gibi olumsuzlukların tespitlerini gerçekleştiriyor. Bunun beraberinde evsel konteyner içerisinde atılması yasak olan endüstriyel atıkların tespitleri de yapılırken şehir genelinde çarşı merkezi gibi işyeri yoğun bölgelerde işyeri önü temizlik denetimleri ile cadde ve sokaklarda araçlardan seyir halinde atılan çöplerle ilgili denetim ve tespitlere hız kesmeden devam ediyor.  Kadraja hep olumsuzluk girmiyor, duyarlı vatandaşlar temizliğe örnek oluyor  Şehrin genelinde çevre kirliliği ve düzensizlikle mücadele ederken, olumlu örnekler de dikkat çekiyor. Çevre Timi'nin havadan denetim amacıyla kullandığı drone kameralarına sadece olumsuz manzaralar değil, örnek davranışlar da yansıyor. Son günlerde drone görüntülerine yansıyan bazı vatandaşlar, işletmelerinin ya da binalarının önünü süpürerek çevreye duyarlılık konusunda topluma örnek oluyor. Ellerine süpürgeyi alıp kaldırımını temizleyen bu vatandaşlar, çevre bilincinin yaygınlaşmasına katkı sağlıyor.  Çözümcü uygulamalar devreye alınıyor  Çevre Timinin çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulunan İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, ‘' Temiz çevre anlayışı kapsamında şehrin kirlenme hızının düşürülmesi gerektiği bilinci ile arkadaşlarımız hareket ediyor. Çevre timi ekiplerimiz üç aşamalı süreç yürütüyor. Bunlardan ilki temizlik, ikincisi denetim, üçüncüsü ise bu ikisini destekleyen düzenleyici ve çözümcü uygulamalar. Sadece temizlemek ve kirletici unsurlara karşı denetlemek yeterli değil. Temiz kalması ve kirlenmemesi yönünde de sahadaki ekiplerimiz tespitleri kapsamında çözümcü uygulamalarını devreye alarak bütüncül bir yönetim anlayışı sergileniyor.'' dedi.  Çevre timi vatandaşı bilgilendiriyor  Aynı zamanda bilinçlendirme çalışmalarının da hız kesmeden devam ettiğini kaydeden Başkan Alper Taban, "Vatandaşlarımızdan ve özellikle işyerlerinden gerek kendilerinden kaynaklı gerekse de müşterisinden kaynaklı işyeri önlerini kirletmekten kaçınması gerektiği anlatılarak rica ediliyor. Gerek sanayi bölgelerimize gerek dere kenarları kırsal bölgelere çöp moloz dökülmemesini rica ediyorlar. Hava kalitesinin bozulmasında önemli bir paya sahip olan sunta, mdf ve kumaş artıkları gibi uygunsuz yakıt kullanılmaması konusunu da anlatıyorlar. Yine aynı şekilde araçlarda seyir esnasında sigara izmariti başta olmak üzere çevreye çöp atılmasından kaçınılmasını rica ediyorlar. Amacımız vatandaşlarımıza bu bilinci kazandırmak. Ekiplerimiz her an sahada. Şehrimizin farklı noktalarında çalışmalarını sürdürüyor" dedi.  Çalışmalarımız olumlu yönde etkisin gösteriyor  Yapılan bilinçlendirme ve farkındalık çalışmalarının olumlu yönde etkisini gösterdiğini ileten Başkan Alper Taban, ‘'İnegöl; çalışkan ve üretken insanıyla başta mobilya alanında olmak üzere pek çok sektörde üretim yapan şehir. Bu nedenle özellikle sanayi alanlarında üretim kaynaklı atıkların gelişigüzel atılmasından, vatandaşlarımızın kullanmadığı eşyaları dere kenarlarına atması gibi durumlar görebiliyorduk. Ancak dönemimiz boyunca yaptığımız farkındalık ve bilinçlendirme çalışmaları ile bu süreç olumlu yönde ilerliyor. Dükkanlarının önünü süpüren ve üretim kaynaklı atıklarını esnaflarımız, evlerindeki eşyalarını kapı önüne çıkartıp 153 hattımızı arayan vatandaşlarımız, molozlarını dere kenarına değil de yine aynı şekilde belediyemize bildiren vatandaşlarımızın sayısı gün geçtikçe artıyor. Böylelikle temiz şehir hedefimize her geçen gün bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. İnegöl'ün gelişimi için katkı ve destek veren herkese teşekkür ediyorum.'' dedi.  3 ayda 746 kişi ve kuruluşa idari yaptırım uygulandı  Öte yandan ocak ayı içinde faaliyete geçen Çevre Timi tarafından yapılan denetimler sonucunda son 3 ay içerisinde çevre ve hava kirliliğine neden olan 746 kişi ve kuruluşa 4 milyon 850 bin lira tutarında idari yaptırım uygulandı. Çevre Kanunu uyarınca yazılması gerekli cezalar, bu defa alt limitlerden uygulanırken tekrarı halinde ise üst limitten cezaları uygulanacak. Denetimlerde başta drone olmak üzere havadan denetimlerle beraber muhtelif noktalardaki sabit kameralardan da faydalanıldı. Aynı zamanda sivil ekipler ile sahada yerinde denetimler yapıldı. İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü ile Temizlik İşleri Müdürlüğü çevre temizliği faaliyetlerine ve çevreyi kirletici unsurlara karşı mücadelesi de hız kesmeden devam edecek. 

Zehir Akan Çayın Marmara Denizi’nde Müsilajı Tetiklediği Ortaya Çıktı Haber

Zehir Akan Çayın Marmara Denizi’nde Müsilajı Tetiklediği Ortaya Çıktı

Uludağ'ın güneyinden akan ve Bursa ovasını tek başına besleyen Nilüfer Çayı’nın Marmara Denizi’ndeki müsilajı tetiklediği ortaya çıktı. Prof. Dr. Mustafa Sarı yaptığı açıklamada, “Nilüfer Çayı Marmara’ya zehir taşıyarak müsilajı tetikliyor” dedi.   Son dönemde Marmara Denizi’nin 5 ila 25 metre derinliklerinde yeniden görülen müsilajın neden oluştuğu hakkında çalışmalar yapan uzmanlar 3 ana neden üzerinde durdu. İklim değişimine bağlı su sıcaklığındaki artış, dip sularının sıcaklıklarında gözlenen homojenlikle karakterize olan kararlı durağanlık ve Marmara Denizi’ne noktasal ve yayılı kaynaklardan ulaşan kirlilik yani azot ve fosfor yükünün yüksekliği nedenlerinin müsilaj oluşumunun ana temelleri olarak görüldü. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Bursa'nın önemli su ihtiyacını karşılayan Nilüfer Çayı'nda araştırmalarda bulundu. Nilüfer Çayı’nın 3 stratejik noktasında çalışmalar yapan Prof. Dr. Sarı, oksijen miktarı 0,14-1,12 mg/l olarak ölçü. Nilüfer Çayı’nın şu an itibarıyla 4. sınıf su kalitesine sahip olduğunu ve acil eylem planı oluşturulması gerektiğini vurguladı. Sarı, ayrıca tarımsal sulama yapılmasının da önlenmesi gerektiğini ifade etti.  Nilüfer Çayı’na akan atıklar yüzde 95 oranında filtreleniyor  Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı yaptığı açıklamada, “Nilüfer Çayı, Uludağ’ın eteklerinden doğan çok sayıda küçük akarsuyun bir araya gelmesiyle oluşmuş yan kollarla birlikte ise 200 kilometre uzunluğa sahip, Susurluk Havzası’nın alt havzası niteliğinde bir akarsudur. Uludağ’ın eteklerinde içme suyu olarak kullanılan Nilüfer Çayı’nın Çapraz Çay’a karıştığı yerde esasında suyla ilgisi olmayan bir atık karışımı haline geldiği görülmektedir. 20’den fazla lisansüstü teze ve 100’den fazla bilimsel makaleye konu olan Nilüfer Çayı ülkemizde en kirli akarsulardan birisi olarak kabul edilmektedir. Resmi veriler dikkate alındığında evsel ve endüstriyel atıkların yüzde 95 oranında arıtıldığı görülmektedir. Bu verilere göre Nilüfer Çayı’nın tertemiz akıyor olması beklenilen bir durumdur. Ancak Nilüfer Çayı’nın kent merkezi içindeki kolları veya doğrudan kendisi üzerindeki köprülerden geçerken görülen simsiyah sıvı (su denilemez) ve korkunç koku nereden gelmektedir? Nilüfer Çayı ile ilgili çözüm yaklaşımlarında bu çelişkilere cevap verilmeden yapılacak her uygulama sonuçsuz kalacaktır. Bu soruya cevap bulmak amacıyla, 15 Temmuz 2024 tarihinde su kalitesinin en önemli parametrelerinden olan çözünmüş oksijen miktarını Marmara Denizi’ne ulaşmadan hemen önce Çapraz Çay’a karıştığı yerden Uludağ eteklerine kadar Nilüfer Çayı boyunca ölçtüm. Çapraz Çay’a karıştığı nokta ile Bursa kent merkezine girişi temsil eden Hayırlar Köprüsü ile Balat Köprüsü arasındaki istasyonlarda ölçülen çözünmüş oksijen miktarı 0,14-1,12 mg/l arasındadır” ifadelerini kullandı.  “Müsilajın felaket boyutuna çıkmasını önlemenin tek yolu Marmara Denizi’nin kirlilik yükünün azaltılmasıdır”  Marmara Denizi’nde müsilaj tehlikesinin önüne geçmek için öncelikli olarak Nilüfer Çayı’nın temizlenmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Mustafa Sarı, “Tüm istasyonlar birlikte değerlendirildiğinde Uludağ eteğinde, kentin girişinde temiz su bölgesinde ölçülen 16,2 mg/l çözünmüş oksijenin, kentin içinde yaklaşık 30 km yol aldıktan ve irili ufaklı atık kanalına dönüşmüş akarsuları bünyesinde toplayarak kenti terk ederken Balat Köprüsü istasyonunda neredeyse tamamen tükendiği, 0,14 mg/l değerine düştüğü görülmektedir. Müsilajın yeniden ortaya çıktığı ve bütün Marmara Denizi’nin 5-25 m derinliklerini örümcek ağı gibi sardığı şu günlerde müsilajın neden kaynaklandığına ilişkin soru tüm kamuoyunu meşgul etmektedir. Müsilaj oluşumuna onlarca faktör katkı sağlasa da üç tetikleyici bir araya geldiğinde felaket boyutunda müsilaj ortaya çıktığı artık bilinen bir durumdur. Bu üçlü tetikleyicinin birincisi kuşkusuz iklim değişimine bağlı su sıcaklığındaki artış, ikincisi deniz şartlarında özellikle yüzeyle dip sularının sıcaklıklarında gözlenen homojenlikle karakterize olan kararlı durağanlık, üçüncüsü ise Marmara Denizi’ne noktasal ve yayılı kaynaklardan ulaşan kirlilik yani azot ve fosfor yükünün yüksekliğidir. Deniz suyu sıcaklıklarını ve deniz şartlarındaki kararlı durağanlığı kontrol etmek mümkün olmadığına göre esasında müsilajın felaket boyutunda ortaya çıkmasını önlemenin tek yolunun Marmara Denizi’nin kirlilik yükünün azaltılmasından kaynaklandığı açıktır. Bu günlerde Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından başlatılan denetimler ile belediyelere yönelik yapılan uyarılar geç de olsa yerindedir ve önemlidir. Ancak yapılan ölçümlere göre Nilüfer Çayı kirlenmiş 4. sınıf sulara sahip bir atık kanalı fonksiyonu üstlenmiştir. Bu durum kabul edilemez. Her ne kadar zaman zaman yapılan toplantılar ve eylem planlarında Nilüfer Çayı’nın 2. sınıf su kalitesine kavuşturulması hedeflenmiş olsa da şimdiye kadar kayda değer bir iyileşme sağlanamadığı açıktır” dedi.  “Nilüfer Çayını’nda tarımsal sulamanın önüne geçilmeli”  Nilüfer Çayı’nın kurtarılması için yapılması gerekenleri sıralayan Prof. Dr. Sarı, “Bölgede her gün yenisi faaliyete başlayan OSB’ler, kaçak evsel ve endüstriyel deşarjlar, bireysel sanayi tesisleri, yoğun hayvansal ve bitkisel üretim işletmeleri ile gıda endüstrisinin mevcudiyeti dikkate alındığında Nilüfer Çayı için önlemlerin acilen alınması bir zorunluluktur. Çayın uzun yıllar kurak mevsim ortalama debisi dikkate alınarak, çaya deşarj edilecek toplam maksimum yükler yeniden belirlenmelidir. Sorun tek başına organik kirlilikten kaynaklamadığı için sadece azot-fosfor sınırlaması yeterli olmayacaktır. Azot-fosforun yanında mutlaka ağır metal, tuzluluk ve renk parametrelerini de kapsayan yeni bir deşarj kısıtlamasına gidilmesi şarttır. Nilüfer Çayı halihazırda 4. sınıf su kalitesine sahiptir. Yani aşırı kirlenmiş bir sudur. Böyle sular tarımsal sulamaya uygun değildir. Oysa gözlemler esnasında sayısız su motoruyla su çekilerek sulama yapıldığı görülmüştür. Nilüfer Çayı’nın tarımsal sulama amacıyla kullanımı, su kalite sınıfı iyileşinceye kadar derhal önlenmelidir. Halihazırda Nilüfer Çayı’na atık deşarj eden bütün işletmeler bellidir. Nilüfer Çayı’nın mevcut durumu debiden bağımsız olarak ruhsat şartlarındaki taahhütlere uyulmadığını göstermektedir. Denetimlerle bu işletmelerin vakit geçmeden Nilüfer Çayı’nı kirletmeleri önlenmelidir. Nilüfer Çayı için tüm tarafların katılımıyla yeni bir Acil Eylem Planı hazırlanmalı, uygulama süresi belirtilmeli ve uygulamalar herkes tarafından şeffaf olarak izlenebilmelidir. Nilüfer Çayı’nın kirlilikten kurtarılması için merkezi yönetim, yerel yönetim, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların topyekûn iş birliği yapması şarttır” ifadelerine yer verdi. 

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.