Hava Durumu

#Kocaeli

Yeni Marmara Gazetesi - Kocaeli haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kocaeli haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kocaeli'deki "sosyal medya tuzağı" cinayetinde 3 sanığa ağırlaştırılmış müebbet istemi Haber

Kocaeli'deki "sosyal medya tuzağı" cinayetinde 3 sanığa ağırlaştırılmış müebbet istemi

Kocaeli'nin İzmit ilçesinde 21 yaşındaki Ümitcan Şirin'in bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin hazırlanan iddianame kabul edildi. İddianamede, iki sevgilinin Şirin'i buluşma bahanesiyle tuzağa düşürdüğü, kavga sırasında gencin bıçaklandığı ve ardından saldırının videoya alındığı belirtildi. Şüphelilerin olayın başından itibaren plan yaparak hareket ettiklerinin vurgulandığı iddianamede, 3 sanık hakkında 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Edinilen bilgiye göre, Ümitcan Şirin (21), 26 Temmuz gecesi Yahya Kaptan Mahallesi'nde bıçaklandı. Ağır yaralı olarak hastaneye sevk edilen Şirin, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olayla ilgili geniş çaplı inceleme başlatan polis ekipleri, Samet E.A., M.F.Y., R.Y., Mustafa O., Gamzenur B. ve Z.Ç.'yi gözaltına aldı. Emniyetteki işlemleri sonrasında adliyeye sevk edilen şüphelilerden Z.Ç. savcılıktan serbest bırakılırken, Samet E.A. (19) ve M.F.Y. adli kontrolle serbest bırakıldı. R.Y. adlı çocuk ile Mustafa O. (21) ve Gamzenur B. (18) isimli şüpheliler ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. İddianame tamamlandı Mustafa O., Gamzenur B. ve Samet E.A. hakkında 'tasarlayarak öldürme, kasten öldürme, tasarlayarak öldürmeye teşebbüs, bıçak veya diğer aletleri izinsiz olarak satın alma, taşıma veya bulundurma' suçlarından hazırlanan iddianame, Kocaeli 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 18 yaşından küçük sanıklar R.Y. ve M.F.Y. hakkında ayrı dosya kapsamında iddianame hazırlandı. Savcılık; Mustafa O., Gamzenur B., Samet E.A. ile R.Y. ve M.F.Y.'nin, Ümitcan Şirin'i planlayarak buluşma bahanesiyle tuzağa düşürdüğünü belirtti. "Ümitcan, alkol sonrasında birliktelik yaşadığımızı söyledi" Şüphelilerin ifadeleri de iddianamede yer aldı. Gamzenur B. savunmasında, "Mustafa O. ile 2 yıldır ilişkimiz vardı. Mustafa ile 1 Mayıs tarihinde ayrıldık. 2 hafta kadar sonra Ümitcan ile Tiktok'tan tanıştık. Haziran başında İzmit Ncity Sahili'nde buluştuk, alkol tükettik. Ertesi gün Ümitcan ile bir evde gözümü açtım. Üstündeki kıyafetlerim bana ait değildi. Ümitcan'a sorduğumda aramızda bir şeyin olmadığını söyledi. Ancak sonrasında isteğimle birlikte olduğumuzu söyledi. Ümitcan bana, 'Mustafa ile geri barış, dün onu sayıkladın' dedi. Ümitcan o akşam vakti benden 400 lira istedi, parayı kendisine gönderdim ve 26 Temmuz tarihine kadar kendisiyle bir daha iletişim kurmadım. Ümitcan ile yaşadığım olaydan 2 hafta kadar sonra Mustafa ile barıştık. Yaşananları Mustafa'ya anlattım" dedi. "Mustafa, Ümitcan'ı yanına çağırmamı istedi" Bu olaydan sonra Mustafa'nın Ümitcan ile konuyu konuşmak istediğini ifade eden Gamzenur B., "Bunun için Ümitcan'ı çağırmamı istedi ancak Mustafa'yı o gün sakinleştirdim. Olay günü Mustafa ile otururken Ümitcan, İnstagram üzerinden istek attı. İnstagram hesabım Mustafa'nın telefonunda da açık olduğu için bunu gördü. Mustafa, 'Bu iş kapanmıyor, benim Ümitcan ile konuşmam lazım' deyip Ümitcan'ı yanına çağırmamı istedi. Bunun üzerine ben de İnstagram hesabımdan Ümitcan'a, 'Ne yapıyorsun?' diye mesaj attım. Ümitcan, 'Ortalıkta yoksun, göremiyorum seni, kendini Mustafa için yıpratma. Mustafa'ya mı kaldın?' içeriği olan bir ses kaydı gönderdi. Kaydı Mustafa da dinledi. Bundan sonra olaylar yaşandı ancak ben yaşananları görmedim" diye konuştu. "Onu bir yere çağır, döveceğim" Mustafa O. ise ifadesinde, Gamzenur ile 2 yıldan bu yana süren ilişkisi olduğunu belirterek, "1 ay kadar önce Gamze bana Ümitcan'ın mesaj attığını söyledi. Bu olay sebebiyle sinirlenip Gamze ile kavga ettik daha sonra barıştık. 25 Temmuz günü Ümitcan, Gamze'ye İnstagram'dan takip isteği attı. Gamze bunu bana söyledi. Ben de 'Kabul et, yazarsa bir yere çağırtır daha sonra da darp ederim' düşüncesine girdim. Ancak o akşam Ümitcan mesaj atmadı. 26 Temmuz günü saat 13.00-14.00 gibi Gamzenur, Ümitcan'ın kendisine mesaj attığını söyledi. Gamze'ye; 'Onu bir yere çağır, döveceğim' dedim. Daha sonra R.Y., Furkan ve Samet'i de arayıp çağırdım. Yolda iken Gamzenur, Ümitcan'ın Yahya Kaptan tarafında olduğunu söyledi. Biz de oraya gittik. Ümitcan ile karşılaştığımızda konuşmak istedim" şeklinde konuştu. "R.Y., bıçağı çıkartıp Ümitcan'ın kasık bölgesine 1-2 defa salladı" Ümitcan'ın telefonundan mesajlaşmalara baktığını söyleyen Mustafa O., "Ümitcan, Gamzenur ile normal konuştuklarını, yanlış anlaşılacak bir şey olmadığını söyledi. Ümitcan yalan söylemeye devam edince sinirlendim ve konuşma hararetlendi. Ümitcan tekme ve yumrukla beni darp etti. Ümitcan kaçmaya çalıştı ancak onu yakasından tuttum. Bu sırada R.Y. bıçağı çıkartıp Ümitcan'ın kasık bölgesine 1-2 defa salladı. R.Y, cep telefonundan Ümitcan'ın yaralı olduğu bir video çekti. Bu sırada Furkan ile Samet de sokağın başında bizi izliyordu ancak Metehan kaçtı. Ümitcan'ın yere düşmesi üzerine orada yaralı şekilde bıraktık ve uzaklaştık" ifadelerini kullandı. "Mustafa, Ümitcan'a vurdu" Şüpheli Samet E.A. ise "Olay günü Mustafa ile Ümitcan'ın konuşmaya başladı. Mustafa'nın telefona bakmak istemesi üzerine Ümitcan telefonu açıp mesajları gösterdi. Mustafa'nın üzerinden metalik renkli gökkuşağı yansıması olan bıçağı belinden çıkartıp R.Y'ye verdi. Ümitcan da siyah renkli kasatura tarzı bıçağı çıkartıp arkadaşı Metehan'a verdi. İkisi kapışacaklarını anlayıp Furkan ve Metehan ile 15-20 metre kadar sokağın diğer ucuna gittik. Mustafa, Ümitcan'a vurdu. Karşılıklı birbirlerini darp ettiler. Ümitcan kaçmaya çalıştığı esnada Mustafa, Ümitcan'ı tuttu ve R.Y. de Mustafa'nın daha önce verdiği bıçağı belinden çıkarıp Ümitcan'a 2-3 defa savurdu. Olayda herhangi bir dahlim yok" dedi. "Bıçaklandıktan sonra Mustafa'nın talimatıyla video kaydı aldım, darp devam etti" Olay günü R.Y., arkadaşları M.F.Y., Samet E. ve Mustafa O. ile karşılaştığını, birlikte Yahya Kaptan'a gittiklerini söyleyerek, Mustafa O.'nun Ümitcan Şirin'i mesajla buluşturmaya çağırdığını belirtti. R.Y., kavga öncesinde bu plan hakkında bilgisi olmadığını aktardı. Kavga başladığında R.Y., yerde bıçağı gördüğünü ve alarak savurduğunu, Ümitcan'a kasıtlı saplamadığını söyledi. Ümitcan Şirin bıçaklandıktan sonra Mustafa'nın talimatıyla video kaydı aldığını ve darp etmeye devam ettiğini belirtti. R.Y., ayrıca Mustafa'nın yanında da bıçak bulunduğunu ve onun da bıçaklamış olabileceğini ifade etti. Savcılık: "Planlı hareket ettiler" İddianamede, şüphelilerin olayın başından itibaren plan yaparak hareket ettikleri, buluşmayı organize ettikleri ve saldırıyı birlikte gerçekleştirdikleri vurgulandı. Savcılık, Ümitcan Şirin'in öldürülmesinde tüm şüphelilerin iştirak iradesiyle hareket ettiğini belirterek, tutuklu sanıklar Mustafa O., Gamzenur B. ve tutuksuz sanık Samet E.A. hakkında 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Sanık Mustafa O. hakkında ayrıca 'yasak niteliğe haiz bıçak taşımak' suçundan 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

Kocaeli'de 14 öğrenci hastaneye kaldırıldı: Lisede 'tavuk' alarmı! Haber

Kocaeli'de 14 öğrenci hastaneye kaldırıldı: Lisede 'tavuk' alarmı!

Kocaeli'de özel bir lisede eğitim gören 14 öğrenci, kantinden aldıkları tavuk ürününü tükettikten sonra rahatsızlanarak gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastanelere kaldırıldı. Olay, Gebze ilçesi Tatlıkuyu Mahallesi'ndeki Final Akademi Okulları'nda meydana geldi. İddiaya göre, lisedeki kantinden tavuk alan öğrencilerden B.Ç., Y.Ç.K., Z.M.Ö., Y.K., Z.B., H.N.Y., A.P.D., Ş.Ö., B.N.E., Z.N.T., M.Y.Ş., Y.S.E., A.S.B. ve M.S.Ö., okul çıkışına yakın saatlerde mide bulantısı ile kusma şikayetleri yaşamaya başladı. Öğrencilerin durumunu fark eden öğretmenler, hemen okul yönetimine bilgi verdi. İhbar üzerine kısa sürede okula polis ve sağlık ekipleri yönlendirildi. İlk kontrolleri okulda yapılan öğrenciler, çeşitli hastanelere kaldırıldı. Hastanelerde serum tedavisi uygulanan öğrencilerin tamamı, yapılan tetkiklerin ardından taburcu edildi. Sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi. Yaşanan olayın ardından Gebze Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ekipleri, gıda zehirlenmesi ihtimali üzerine kantinde satışa sunulan tavuk ürününden numune alarak inceleme başlattı. Söz konusu kantinin kasım ayında ilgili kurum personellerinin de yer aldığı bir komisyon tarafından denetlendiği kaydedildi. Polis ekiplerinin kantin çalışanlarının ifadelerini aldığı, olayla ilgili hem idari hem de adli soruşturmanın sürdüğü bildirildi.

Çocukluk sevgisi olan metal işçiliği ile antika tutkusunu birleştirdi Haber

Çocukluk sevgisi olan metal işçiliği ile antika tutkusunu birleştirdi

Kocaeli'nin Derince ilçesinde yaşayan Ender Samsa, evinin bir bölümünde kurduğu 10 metrekarelik "Ocakhane" atölyesinde, çocukluk sevgisi olan metal işçiliği ile antika tutkusunu birleştirdi. Antikaları onaran ve özel metal tasarımlar üreten Samsa, sosyal medya üzerinden Türkiye'nin dört bir yanından talep alıyor. Emekli metal işçisi Ender Samsa (47), çocukluk yıllarında babasının yanında başlayan atölye merakını, evinde kurduğu 10 metrekarelik "Ocakhane" atölyesinde sürdürüyor. Atölyesinde gaz lambası, eski tip çakmaklar ve mutfak gereçleri gibi antikaları onaran Samsa, sosyal medya üzerinden Türkiye'nin dört bir yanından talep alıyor. Ayrıca Samsa, kendi metal ürünlerini de üretiyor. "Metal ağırlıklı ürünlerle uğraşıyoruz" Çalışmalarını anlatan Samsa, "Genelde metal olduğu için biraz daha metal ürünler olmasını istiyoruz. Eski gaz ocakları, lüks lambaları gibi ürünlerle uğraşıyoruz. Sanayide özel bir parça yaptıramayanlar bize getiriyor. Biz de çözüm üretiyoruz, kafa yoruyoruz, elimizden geldiğince yapıyoruz" dedi. "Hedefimiz dünyada tanınan Türk markası olmak" Yurt dışından da takipçileri olduğunu ifade eden Samsa, "Yurt dışından da çok takipçimiz var ama kargo maliyetleri nedeniyle onlar bize ürün gönderemiyor. Biz de onlara parça gönderiyoruz, görüntülü arayarak tarif ediyoruz. Hedefimiz Türkiye'nin her vilayetinde bir ocakhane ışığı yakmaktı, buna ulaştık. Şimdi hedefimiz dünyada tanınan bir Türk markası olmak" diye konuştu. "Antika tutkusu hep vardı" Atölye sevgisinin çocukluk yıllarında babasının yanında başladığını vurgulayan Samsa, şöyle konuştu: "Hayalimdeki işi yapmak istedim, geçim kaynağı olarak görmedim. Rahmetli babam da burada çalışırdı, ben de boş vakitlerimde vakit geçirirdim. O zaman ismi Ocakhane değildi. Antika tutkusu hep vardı, sonradan sosyal medya sayesinde insanlara ulaştık." "İşten anlayan birilerine danışsınlar" Antika alım-satımı yapanlara da önerilerde bulunan Ender Samsa, "Bazı ürünler var ki insanlar yolda görse eğilip almaz ama çok kıymetlidir. Eski metal ürünlerde çatlak, ezik, kaynak ve eksik parça olmamasına dikkat etsinler. Fiyat konusunda bir standart yok, o yüzden bir ürün bir yerde 1 birimse başka yerde 50 birim olabilir. Bu yüzden alışveriş yapmadan önce mutlaka bize ya da işten anlayan birine danışsınlar. İnternetten alışveriş yapacaklar da referans istesin" diye konuştu. "Baba evde rol modeldir" Bu işi, çocuklara ve gençlere örnek olmak için bir hobi olarak başlattığını vurgulayan Samsa, babanın evde rol model olduğunu söyledi. Samsa, "Baba evde rol modeldir. 'Kız anadan görür çeyiz düzmeyi, oğlan babadan görür koyun yüzmeyi' derler. Gençlerimize örnek olabilmek adına böyle bir yola çıktım. Tabletlerle savaşan nesil yetişiyor ben bu nesile böyle önlem alabildim. Çocuklarıma ve gençlerimize örnek olabilmek için böyle bir hobi edindim" şeklinde konuştu. "Çocuklara kitap alın" Küçük tamiratlardan ücret almadığını da belirten Ender Samsa, "Ufak tefek tamiratlarımızdan ücret almıyoruz, çevremizdeki okuyan çocuklara kitap alın diyoruz. Hizmet alanlara da evimizde okuduğumuz kitaplardan gönderiyoruz. Burası bir hobi hane veya bir ticarethane değil, burası benim hayallerime ulaşmak için bir merkez. Çocuklara kitap sevgisi, hayvan sevgisi ve üretme aşkını aşılamamız lazım" ifadelerini kullandı. "Kaybolmaya yüz tutmuş meslek gruplarına alındık" Son olarak, yaklaşık 10 metrekarelik bir alanda üretim yaptığının altını çizen Samsa, sözlerini şöyle noktaladı: "Esnaf vergi muafiyetine tabiyiz. Vergi dairesi bize ev dahilinde, seri makineler kullanmadan üretim yapabilirsiniz diyor. Geleneksel, kaybolmaya yüz tutmuş meslek kolları grubuna alındık. Seri üretim yapamıyoruz ama kaynak, talaşlı imalat, torna, freze, kumlama ve elektrostatik boyama gibi tüm metal işlerini yapıyoruz. Hiç yapamadığımız işi de çekiçle döverek yapıyoruz çünkü bize böyle öğrettiler."

Yürek yakan videolar: Düğün için eğlendikleri tesiste can verdiler Haber

Yürek yakan videolar: Düğün için eğlendikleri tesiste can verdiler

Kocaeli'nin Dilovası ilçesindeki parfüm tesisinde hayatını kaybeden 6 işçinin, 2 ay önce tesiste bir arkadaşlarının düğünü için düzenlenen kutlamada halay çektikleri görüntüler ortaya çıktı. Faciadan yaralı kurtulan Ayfer Aras o anları gözyaşlarıyla izledi. Mimar Sinan Mahallesi'nde bulunan tesiste cumartesi sabah saat 09.00 sıralarında çıkan yangında Şengül Yılmaz (55), Tuğba Taşdemir (18), Nisa Taşdemir (17), Cansu Esatoğlu (16), Esma Gikan ve Hanım Gülek'in (52) hayatını kaybetti; 1'i ağır 7 kişi de yaralanmıştı. Hayatını kaybeden işçilerden geriye, tesiste yaklaşık 2 ay önce çekilen eğlence videoları kaldı. İşçilerin, düğünü olacak bir arkadaşlarını kutlamak için tesiste eğlence düzenlediği öğrenildi. Görüntülerde, faciada ölen Şengül Yılmaz, Tuğba Taşdemir, Nisa Taşdemir, Cansu Esatoğlu, Esma Gikan ve Hanım Gülek'in de aralarında bulunduğu kadınların güldükleri ve halay çektikleri anlar yer aldı. Faciadan yaralı kurtulan Ayfer Aras, o anlara ait videoları gösterirken gözyaşlarına hakim olamadı. "Yaşı küçük kızlar genelde okul harçlıklarını çıkartmak, hafta sonu çalışmak için geliyorlardı" Tesiste 1 yıl çalışan ve ayrılan Sevgi Turung, iş yerindeki ihmallere ve çalışma şartlarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Turung, "Yaşı küçük kızlar genelde okul harçlıklarını çıkartmak, hafta sonu çalışmak için geliyorlardı. Zaten sigorta hiç kimseye yapılmıyordu. Örneğin yaralanan Ayfer Aras 4 yıl çalıştı, ben bir sene çalıştım ve bizlere sigorta yapılmadı" dedi. "Biz korkuyorduk, 'patlar mı acaba?' diye" Tesiste hiçbir iş güvenliği önleminin olmadığın ifade eden Turung, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Örneğin patron yanımıza gelirdi, içtiği sigarasını yere atardı. Biz korkuyorduk, 'patlar mı acaba?' diye. 1 sene boyunca ben öyle çalıştım. Kesinlikle güvenlik önlemi yoktu. Doğru düzgün paramızı da vermiyordu, az veriyordu. Sigorta yapmıyordu, öğle yemeği vermiyordu, herkes yemeğini evden götürüyordu, dayanacak gibi değildi. Bu yüzden bende işten çıktım." "Ben 15-20 yaş arası çalışan istiyorum" Sevgi Turung, tesiste genellikle kadınların çalıştırıldığına da dikkati çekerek, "Bu iş yeri ilk açıldığında 15-20 yaş arası çalışan istiyordu. Ben oraya iş görüşmesi için gittiğimde, 'Kaç yaşındasınız?' diye soruldu. 30 olduğumu söylediğimde, 'Seni alamam. Ben 15-20 yaş arası çalışan istiyorum' dedi. 'Ne alakası var? Sonuçta burası bir iş yeri' dedim. 1-2 ay sonra eleman aramaya başladı. İş başvurusunda bulunan 15-20 yaş arası değil de, bizim gibi kadınlar olunca mecbur kaldı. 15 yaşındaki kızlar da geliyordu, 13 yaşındaki kızlar da geliyordu. Onlara bizden daha az para veriyordu" şeklinde konuştu.

Parfüm tesisi faciasında yaralanan işçi dehşet anlarını anlattı Haber

Parfüm tesisi faciasında yaralanan işçi dehşet anlarını anlattı

Kocaeli'nin Dilovası ilçesinde parfüm dolum tesisinde yaralanan işçilerden Ayten Aras, yaşanan dehşet anlarını anlattı. Yangın sırasında tesiste kullanılan bir makineyi tutan vardiya amirinin alevlerin arasında kaldığını söyleyen Aras, "Ateşten kimse kimseyi görmedi. Kapı açıktı, bende kendimi dışarı attım. 'Kendimi dışarı atayım, komşular üstümü söndürsün' diye düşündüm. Baktım kimse yok. Ben kendim çabamla elbiselerimi kopardım, attım. Vücudum biraz yandı, bacaklarım, yüzüm ve ellerim yandı" dedi. Mimar Sinan Mahallesi'nde bulunan tesiste cumartesi sabah saat 09.00 sıralarında henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, sağlık ve polis ekibi sevk edildi. Ekiplerin yoğun müdahalesi sonucu kontrol altına alınan yangında 6 kişi yaşamını yitirdi, 1'i ağır 7 kişi de yaralandı. "Ateşten kimse kimseyi görmedi" Faciadan yaralı kurtulan işçilerden Ayten Aras, dehşet anlarını İHA'ya anlattı. Olay günü 5 kişi yan yana çalıştıklarını ifade eden Aras, "2 kız, 3 kadın aynı masada çalışıyorduk. Esma (hayatını kaybetti) ile bir kız da arkamızdaydı. Tuncay Bey (vardiya amiri) ürün hazırlıyordu. Ürünü çekti, makinenin oraya getirdi. Bir baktım, o sırada 'güm' diye bir ses geldi. Kolonya parfüm makinesini çekti, götürecekti. Orada elinde patladı. Komple adamı ateş tuttu. Ateşten kimse kimseyi görmedi. Ben de nasıl kaçtım o arada. Kapı açıktı, mesafe vardı. Ben de kendimi dışarı attım. 'Kendimi dışarı atayım, komşular üstümü söndürsün' diye düşündüm. Baktım kimse yok. Ben kendim çabamla elbiselerimi kopardım, attım. Vücudum biraz yandı, bacaklarım, yüzüm, ellerim yandı. O kadar ağır olmadım" dedi. "Allah beni çocuklarıma bağışladı" Kendisinin kurtulduğunu ancak mesai arkadaşlarının içeride kaldığını anlatan Aras, şöyle devam etti: "Onlar da peşimden gelseydi belki yanarlardı ama bir türlü kurtulabilirlerdi. Anlık patladı. 5 kişi de zaten kapının girişindeydi. Onlar kendini kurtardı. Ben de onların peşinden kaçtım. Diğer arkadaşlarımız belki o anın şokuyla şaşırıp, arka tarafa gitmiş olabilirler. Tuba, Nisa, Şengül, Hasbike, ben. Üçümüz yan yanaydık." Gözyaşlarına hakim olamayan Ayten Aras, "Allah bizi kurtardı, çocuklarıma bağışladı" dedi. "Yemek vermiyordu, oturacak yerimiz yoktu, sigorta da yoktu" İş yerinde yaşanan sıkıntılara da değinen Aras, "Sosyal hak yoktu. Anca bizi çalıştırıyordu. Yemek vermiyordu, oturacak yerimiz yoktu, sigorta da yoktu. Hiçbir sosyal hak yoktu, vermiyordu. Günlük bana 800 lira veriyordu. 4 yıldan fazladır burada çalışıyordum" diye konuştu. "Kimse keyif için gidip çalışmaz" Tedavisinin ardından şikayetçi olduğunu, iş yerinde yaşanan sıkıntıları ve ihmalleri yetkililere anlattığını dile getiren Ayten Aras, "Biz davacıyız. O kadar canlar gitti. Biz çabaladık, hakkımızı vermediler. Kimse keyif için gidip çalışmaz. Biz de çoluk çocuğumuz için çalışıyorduk. Esma işten çıkmıştı ama yeniden çağırdılar. Maddi durumu yoktu, kiracıdır. Herkes çocukları için ayakta" şeklinde konuştu. "Patron olay günü geldi, öyle gördü gitti" İş yeri sahibinin her gün tesise geldiğini vurgulayan Aras, "Cumartesi günleri saat 09.00'da geliyordu. Olay günü geldi, öyle gördü gitti. Hep 09.00 olunca geliyordu bizim başımıza. Gece gündüz hep bizleydi. Oğlu gelmiyordu. Oğlu ara sıra babasının yanına geliyordu" ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.