Hava Durumu

#Mahkeme

Yeni Marmara Gazetesi - Mahkeme haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mahkeme haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

2 kişinin kamyonda yanarak can verdi! O kazada karar anı Haber

2 kişinin kamyonda yanarak can verdi! O kazada karar anı

Mahkeme heyeti, kamyon sürücüsünün 1 yıl 11 ay 11 gün cezalandırılmasına karar verdi. Kaza, geçtiğimiz sene şubat ayında saat 06.30 sıralarında İstanbul-Bursa-İzmir otoyolu Doğanköy mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ömer Faruk Erkoyuncu idaresindeki et yüklü 34 NGG 57 plakalı kamyon, sürücüsünün henüz bilinmeyen bir sebepten dolayı direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle önce yol kenarındaki bariyerlere çarptı, daha sonra bariyerleri aşan kamyon trafik tabelalarının direğine çarparak alev aldı. Çarpmanın etkisiyle sürücü Ömer Faruk Erkoyuncu ve yanında bulunan Murat Kalbayır yola uçtu. Kamyonun yatak kısmında bulunan Selahattin Kanay ve Erkin Şeydanur ise alev alan kamyonun içerisinde sıkıştı. Kazayı gören diğer sürücülerin ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen polis ekipleri başka bir kazanın yaşanmaması için yolda güvenlik önlemi alırken, itfaiye ekipleri de alev topuna dönen kamyona müdahale etti. İtfaiye ekipleri yangını yaklaşık yarım saat müdahale sonucu söndürdü. Çarpışmanın etkisiyle yola fırlayan Murat Kalbayır ve Ömer Faruk Erkoyuncu, sağlık ekiplerinin olay yerinde yaptığı ilk müdahalelerin ardından Bursa Şehir Hastanesi'ne kaldırıldı. Alev alan kamyonun içinde sıkışarak çıkmayı başaramayan Erkin Şeydanur ve Selahattin Kanay ise yanarak feci şekilde hayatlarını kaybettiler. Yanarak kamyon içinde hayatlarını kaybeden Kanay ve Şeydanur'un cansız bedeni, nöbetçi cumhuriyet savcısının yaptığı incelemenin ardından Bursa Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı. DİREKSİYON KİTLENMİŞ, FREN YAPAMAMIŞ Sanık avukatı mahkemede kamyon sürücüsü Ömer Faruk Erkoyuncu'nun yolda kalan arkadaşı Selahattin Kanay'a yardım etmek için gittiğini, direksiyonun kitlendiğini, fren yapamadığını ve kazanın bu sebepten olduğunu söyledi. Mahkeme heyeti tutuksuz yargılanan Erkoyuncu'nun 1 yıl 11 ay 11 gün cezalandırılmasına karar verdi.

Gazeteci Yaman Kaya’ya saldıran o şüpheliler gözaltında Haber

Gazeteci Yaman Kaya’ya saldıran o şüpheliler gözaltında

Edinilen bilgiye göre, geçtiğimiz hafta salı akşamı mesai bitimi Nilüfer ilçesi Fatih Sultan Mehmet Bulvarı üzerindeki iş yerinden ayrılıp 34 GPT 098 plakalı otomobiliyle evine seyir halinde olan Yaman Kaya (37), silahlı saldırıya uğradı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Silahlı saldırıyı yara almadan atlatan Kaya'nın otomobilinde, maddi hasar meydana geldi. Kaya, emniyette verdiği ifadesinde, “Tam köşeyi döneceğim sırada silah sesiyle birlikte camın patladığını gördüm. Önce vurulduğumu düşündüm. Sonra bende bir şey olmadığını fark ettim. Görgü tanıklarının ifadesine göre, bu saldırıyı yapan kişi burada yaklaşık yarım saat benim çıkmamı beklemiş. Ben suç çetelerini yazan biriyim. Bu saldırının arkasında bunlardan biri olduğunu düşünüyorum. Emniyet Müdürümüz, sağ olsun bu konunun üzerine düştü. Biz artık yetkililerden, gazetecilere yapılan saldırılar için önlemler alınmasını istiyoruz. Cezaların artırılmasını istiyoruz. Tehditlere rağmen biz işimizin başında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla çok yönlü soruşturma başlatan Bursa İl Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro ekipleri olayla ilgisi bulunan 3 kişiyi tespit etti şüpheli şahıslardan Z.B. ve S.M. olayın ardından çok geçmeden gözaltına alındı. Daha önce savcılık tarafından tutuklanma talebiyle sevk edildikleri mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakılan iki şüpheli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı üzerine Nöbetçi 3. Asliye Ceza Mahkemesince tutuklandı. Olayla ilgisi bulunduğu belirlenen 3. kişi C.B. de polis ekiplerince gözaltına alındı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturmanın titizlikle yürütüldüğü, soruşturmanın safahatı ve sonucu hakkında bilgi verileceği bildirildi.

Yargıtay'dan öğretmenlerin ek ders ücretine haciz kararı Haber

Yargıtay'dan öğretmenlerin ek ders ücretine haciz kararı

Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki bir devlet okulunda görev yapan öğretmen, ek ders ücretinin haczedilmesi üzerine İcra Mahkemesi'nin yolunu tuttu. Borcundan dolayı hakkında başlatılan icra takibinde İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden aldığı maaşının 1/4'ü ile ek ders ücretinin tamamına konulan haczin kaldırılmasına dair talebinin İcra Müdürlüğü tarafından reddedildiğini bildirdi. Maaşıyla zor geçindiğini, eşinin hamile olması nedeniyle doktor kontrolleri ve takviye gıdalar sebebiyle ek masrafları olduğunu, ikâmetgâhı başka bir ilçede olduğundan görev yaptığı ilçedeki okula gidiş-dönüş her gün toplam 110 kilometre yol kattetiğini ileri sürerek maaşının 1/4'ünü aşan kısım olarak ek ders ücretine uygulanan haczin kaldırılmasını talep etti. MAHKEMENİN KARARINI İSTİNAFA GÖTÜRDÜLER Mahkeme; şikâyetin kabulüne, borçlunun ek ders ücretinin tamamına konulan haczin kaldırılmasına hükmetti. Alacaklı firma avukatı kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, istinaf isteminin kısmen kabulü ile İcra Mahkemesinin kararının kaldırılarak şikâyetin kısmen kabulü ile borçlunun maaş ve ek ders ücreti toplamının 1/4'ü oranında hesap edilen 1.262,62 TL üzerinden haczin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verdi. Davalı kararı temyiz edince devreye giren Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, kararı bozdu. Bölge Adliye Mahkemesi, ilk kararında direndi. Kararın yeniden temyiz edilmesiyle dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun gündemine geldi. "HER NEVİ ÜCRET" Kararda, 2004 sayılı Kanun'un 83. maddesinde ifade edilen ücret kavramına her türlü ücretin dahil olduğuna dikkat çekildi. Kararda şöyle denildi: "Gerek bedeni gerekse fikri çalışma sonucu elde edilen her türlü ücret bu kapsamdadır. Bu itibarla, ek ders ücretinin de madde metninde yer alan "her nevi ücret" kapsamına girdiği açıktır. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, 2004 sayılı Kanun'un 83 üncü maddesine göre ek ders ücretinin maaş kapsamında olmadığının açık olduğu, haczedilemezliğe ilişkin hususların kanun ile düzenlenmesi gerektiği, istikrarlı uygulamanın ek ders ücretinin maaş kapsamında olmadığı ve tamamının haczedilebileceği yönünde olduğu, direnme kararının bozulması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir. Hâl böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda açıklanan hususlara değinilerek verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup yerindedir. Ne var ki, alacaklı vekilinin sair temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir."

Yargıtay'dan boşanmak isteyen çiftleri ilgilendiren karar Haber

Yargıtay'dan boşanmak isteyen çiftleri ilgilendiren karar

Kocası tarafından hakarete uğrayıp tehdit edildiğini iddia eden davacı kadın ile karısının kendisinin izni olmadan ortak edinilmiş malları abisine verip elden çıkardığını iddia eden karşı davacı kocanın çekişmeli boşanmasında son kararı veren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, "Kadın eşin ziynetlerinin bir kısmını abisine borç olarak vermesi boşanma davasında kadına kusur olarak yüklenemez" dedi. İçtihat Bülteni'nden edinilen bilgiye göre, Bitlis'te eşiyle geçinemeyen kadın, avukatı aracılığıyla boşanma davası açtı. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babasının hasta, ölüm döşeğinde olması ve vefatı nedeniyle müvekkil İstanbul'dan Bitlis'e babasını ziyarete geldiğini, bunun üzerine davalı eşin, müvekkiline sürekli tehdit, hakaret ve ağza alınmayacak küfürlü mesajlar gönderdiğini, müvekkilinin can güvenliğinden korktuğu için daha da İstanbul'a dönemediğini belirtmiş olup tüm bu nedenlerle müvekkilinin evlilik birliğini devam ettirme durum ve ihtimali kalmadığından evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etti. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı eşini çok sevdiğini, eşinden kesinlikle ayrılmak istemediğini, müvekkilinin yuvasının yıkılmaması ve çocukların birbirinden ayrı yaşayan anne veya babanın yanında büyümemesi için elinden gelen bütün çabayı ve fedakârlığı gösterdiğini, müvekkilinin eşine sadakatle bağlı olduğunu, çocuklarının ve eşinin mutluluğu müvekkili için her şeyden daha önemli olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen davanın reddine karar verilmesini talep etti. İlk Derece Mahkemesi boşanma davasını reddetti İlk Derece Mahkemesi, davalı erkeğin, kadının babasının cenazesinde sorun çıkartarak hakaret ve tehdit eylemlerini gerçekleştirdiği, davacı kadının da evlilik birliğinin yükümlülüklerine aykırı davranarak taraflarca kazanılmış menkul mal ve paranın ortak karar alınmaksızın elden çıkartılmasında daha ağır kusur olarak değerlendirerek kadının davasının reddine karar verdi. İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi, İlk Derece Mahkemesinin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı kadın vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulundu. "Kadın eşin ziynetlerinin bir kısmını abisine borç olarak vermesi kadına kusur olarak yüklenemez" Temyiz incelemesi neticesinde Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza attı. Kararda şu ifadeler yer aldı: "Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davalı erkeğin evliliğin fiilen devam ettiği sürece eşine hakaret ettiği, sinkaflı küfürler kullandığı, kadının ziynetlerinin bir kısmını borç olarak abisine vermesinin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Geçimsizlikte davalı erkek tamamen kusurlu olup olayların akışı karşısında davacı kadın dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir." Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bu emsal kararı ile kadın eşin ziynetlerinin bir kısmını borç olarak abisine vermesinin boşanma sebebi olamayacağına karar vermiş oldu.

Raporu işletmedi, az kalsın memurluktan oluyordu Haber

Raporu işletmedi, az kalsın memurluktan oluyordu

Devlet memurlarının kamu görevi ile ilişiğinin kesilmesine sebep olan 'müstafi sayılma' işlemi sağlık raporu alan memurların korkulu rüyası haline geldi. Sağlık raporu alan memurların, bu raporların izne çevrilip çevrilmediğini takip etmeleri gerekiyor. Bir kamu kurumunda hizmetli olarak görev yapan M.S., rahatsızlığından dolayı ilçe devlet hastanesinin kulak burun boğaz kliniğinden 20 gün rapor aldı. Kurum müdürü, 10 gün boyunca mazeretsiz işe gelmeyen M.S. hakkında işlem başlattı. 657 sayılı Kanun'un 94. maddesinde öngörülen müstafi sayılmanın şartlarının oluştuğu gerekçesiyle hizmetlinin görevden çekildiğine karar verildi. Gerekçe olarak da müstafi sayılma işleminin tesis edilebilmesi için 'memurun en az 10 gün kesintisiz şekilde göreve devam etmediği, bu 10 günün hangi günler olduğu, memurun göreve devam etmeme hususunda bir izninin ya da kurumunca kabul edilebilecek mazeretinin bulunmadığı' gösterildi. Raporlu olmasına rağmen bir anda memurluktan çıkarıldığını duyan hizmetli, hayatının şokunu yaşadı. Mağdur memur, İdare Mahkemesi'nin kapısını çaldı. Mahkeme; davacının görevine izinsiz ve mazeretsiz olarak devam etmediğinin kabul edilebilmesi için idareye sunmuş olduğu istirahat raporunun hastalık iznine çevrilmediğinin ve görevine başlaması gerektiğinin usulüne uygun yapılacak olan tebligat ile yazılı olarak bildirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Usulüne uygun bildirim yapıldığı halde görevlerine başlamayan memurlar hakkında izinsiz ve özürsüz olarak görevlerini terk etmiş sayılarak 657 sayılı Kanun uyarınca işlem yapılabileceği hatırlatıldı. Davacının almış olduğu raporun hastalık iznine çevrilmediği ve görevine başlaması gerektiğine ilişkin 08 Şubat 2016 tarihli yazı usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeden ve usulsüz tebligata dayanılarak mazeretsiz ve kesintisiz 10 gün göreve gelmediğinden bahisle 19 Şubat 2016 tarihinden itibaren görevden çekilmiş sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığına hükmedildi. Valilik, karar sonrası istinaf müracaatında bulundu. Bölge İdare Mahkemesi, kararı yerinde bulunca valilik bu kez kararı temyiz etti. Devreye giren Danıştay 12. Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Kararda şöyle denildi: "Dosyada yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde, Devlet Hastanesi KBB servisinden düzenlenen hasta yatış formuna göre, davacının 28 Ocak 2016 tarihinde hastaneye yatışının yapıldığı, 02 Şubat 2016 tarihinde düzenlenen raporda 03 Şubat 2016 tarihinden itibaren 20 gün istirahatli sayıldığı ortadadır. Dolayısıyla da davacının mazereti sebebiyle görevine gitmediği görüldüğünden, dava konusu işlemin tesisine sebep olan 10 gün süreyle kesintisiz ve mazeretsiz göreve gelmeme fiilinin gerçekleşmediği sonucuna varılmaktadır. Bu duruma göre, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle onanması gerekmektedir. Davalı idarenin temyiz müracaatının reddine, Bölge İdare Mahkemesi kararının onanmasına hükmedildi."

"Düşük faizli kredi vereceğiz" dediler! Banka hesabını eksiye düşürdüler Haber

"Düşük faizli kredi vereceğiz" dediler! Banka hesabını eksiye düşürdüler

Merkez, Yıldırım ilçesi Eğitim Mahallesi'nde yaşayan sürücü kursu eğitmeni Seyithan Oymacı, pandemi döneminde oğluna araba almak için düşünürken, sosyal medya hesabında karşısına çıkan bir banka reklamını gördü. 0.84 faizle kredi imkanı sunan reklama göz gezdiren Oymacı, bağlantı linkine tıkladı. Karşısına çıkan formu dolduran Oymacı, bir gün sonra tanımadığı bir numara tarafından arandı. Düşük faizli kredi imkanından yararlanmak isteyen Oymacı’yı tuzağa düşüren dolandırıcılar, Oymacı’nın banka hesabına sızmak için kimlik ve onay bilgilerini istediler. Telefonuna gelen onay kodunu dolandırıcılara veren Oymacı, birkaç gün sonra özel ders verdiği öğrencisinin attığı para sonrasında hesabının ekside olduğunu gördü. Hemen hesaplarını kontrol eden adam, hesabından 30 bin liranın üzerinde kredi çekildiğini gördü. Savcılığın yolunu tutan Oymacı, kendisini dolandıran şüphelilerin bulunması ve ceza alması için şikayetçi oldu. Polis ekiplerinin çalışması sonrası, tespit edilen şüpheliler bulundu. Şikayet üzerine 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan 3 şüpheliden biri tutuklanarak ceza evine gönderildi. İki şüpheli ise para cezasına çarptırıldı. Faiziyle birlikte yaklaşık 60 bin lira ödeyen Oymacı, “Ben emekli bir adamım, bu bizim için kolay bir borç değil. Bu zararının karşılanması için de yargıya başvuracağım” dedi. Dolandırıcıların tuzağına düşen Oymacı, “Pandemi dönemiydi. Oğluma araç almak için kredi bakıyordum. Bir ara 'sosyal medyada gezeyim' dedi. Bu esnada karşıma bir banka reklamı çıktı. Reklamda 0.84 faizli kredi çekileceğini söylüyordu. Ben de detaylarını merak ettiğim için linke tıkladım. Tıkladığım linkte bir form doldurdum. Bir gün sonra beni bir numara aradı ve bana kredi başvurunuzun tamamlanması için kimlik ve telefona gelen kodu söylememi istedi. Mobil bankacılık hesabıma kendi telefonlarından giriş yapmışlar. Ben şüphelenince telefonu kapatıp bankaya gittim. Bankada hesabımda hareketlilik olup olmadığını sordum. Banka görevlileri olmadığını söyleyince evime gittim. Bir öğrencime özel ders vermiştim. Daha sonra hesabıma para atınca, hesabımın eksiye düştüğünü gördüm. Hesaplarımı kontrol ettiğimde 30 bin lira üzerinde adıma kredi çekilmiş. Hemen savcılığa gidip şikayetçi oldum. Beni arayan numarayı polise verdim. Polis ekipleri sağ olsunlar çalışma sonrası, şüphelileri tespit etti. 13. Ağır Ceza Mahkemesi şüphelilerin beni dolandırdığını tespit etti. 2 tanesi idari para cezası alırken birisi de tutuklandı. Adalet yerini buldu. Şimdi de tek isteğim, kullanmadığım paranın bana olan iadesi” diye konuştu.

Yargıtay'dan önemli karar! Evlilikte bunu yapan eşe kötü haber Haber

Yargıtay'dan önemli karar! Evlilikte bunu yapan eşe kötü haber

Yargıtay, "Kadın eşin ailesiyle görüşmesini kısıtlaması kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder" dedi. İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, Ankara'da görülen ve eşlerin karşılıklı birbirlerinden 100'er bin lira maddi ve manevi tazminat talep ettiği boşanma dava dosyasında ilk derece mahkemesi erkeğin; eşine karşı evliliğin başlangıcından beri sevgisiz ve ilgisiz olması, evin ihtiyaçlarını karşılamaması, davacıyı parasız bırakması, bu şekilde ekonomik şiddet uygulaması, eşine hakaret etmesi, onu aşağılaması, anne babası ile kişisel ilişki kurmasını engellemesi, eşi ile birlikte vakit geçirmekten kaçınması şeklinde eylemler sergilemesi sebebiyle erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusursuz olduğu, erkeğin karşı davasının reddine, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166'ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 250 TL tedbir nafakası ile boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 350 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kararın kesinleşme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte 10 bin TL maddî ve 15 bin TL manevî tazminata hükmetti. Erkek eşin avukatı aracılığıyla yaptığı itiraz sonrası istinafa giden dosya mahkeme tarafından bozuldu. İstinaf mahkemesi her iki davanın reddine kadının tüm, erkeğin sair istinaf istemlerinin esastan reddine karar verdi. Kararın ardından davacı karşı davalı vekili, kadının reddedilen davası ve fer'îleri yönünden temyiz isteminde bulundu. Karar Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından bozulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesine gönderildi. Bozma ilâmına uyan Bölge Adliye Mahkemesi, eşlerin boşanmasına karar vererek kadının kusurunun bulunmadığı, boşanma sonucu bu eşin en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, "erkeğin, kadının ailesiyle görüşmesini kısıtlamasının" kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 30 bin TL maddî tazminat ile 30 bin TL manevî tazminata karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek temyiz isteminde bulundu. Dosyanın temyiz incelemesi tekrar yapan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, temyiz incelemesi neticesinde, "Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davalı-karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat fazladır. 4721 sayılı Kanun'un 4'üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50'nci ve 51'inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174'üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir şeklinde karar vererek erkek eşin, kadın eşin ailesiyle görüşmesini kısıtlamasının kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğini kabul etmiş ancak erkek eş aleyhine hükmedilen tazminat miktarının fazla olduğu kanaati ile dosyayı tekrar Bölge Adliye Mahkemesi'ne göndermiştir" dedi.

Müzik eşliğinde bayıltana kadar dövmüşlerdi, mahkeme karar verdi Haber

Müzik eşliğinde bayıltana kadar dövmüşlerdi, mahkeme karar verdi

Mahkeme tutuksuz yargılanan Y.E.K ve M.V.'nin de tutuklanmasına karar verdi. Diğer sanıklar da 5 aydan 6 yıl 8 aya varan oranlarda ceza aldılar. Bursa'da geçtiğimiz aylarda meydana gelen olayda inşaat ustası Cengiz B. (54), M.K. ve A.D.U.'nun işlettiği firmadan araç kiraladı. Aracı teslim eden Cengiz B. ile M.K. ve A.D.U. arasında ‘Kaza yapmışsın’ iddiasıyla çıkan küfürlü tartışma husumete döndü. M.K. ve A.D.U., Y.E.K.'den ortak arkadaşları olan Cengiz B. ile buluşma ayarlamasını istedi. Y.E.K. ile arkadaşı M.V., iş bahanesiyle Cengiz B.'yi yanlarına çağırdı. Kendi ofisinde görüşmek istediğini söyleyen Y.E.K., Cengiz B. ile otomobile doğru yöneldi. Ellerinde bıçakla bekleyen M.K. ve A.D.U., Cengiz B.'yi zorla otomobile bindirip kendi ofislerine götürdü. Bayılana kadar dövüp cebindeki parayı gasp ettiler M.K. ve A.D.U., ofislerine getirdikleri Cengiz B.'yi kulağını kesmekle tehdit edip darp etti. M.K. ve A.D.U, Cengiz B.'nin burnunu ve gözlerini havlu ile kapatıp ağzına su dökerken, M.V. o anları cep telefonuyla kaydetti. Müzik açarak bir süre Cengiz B.'yi tekme tokat döven M.K. ve A.D.U, Cengiz B.'nin cebindeki bin 300 lirayı da gasp etti. Yapılan işkenceye daha fazla dayanamayan Cengiz B., bir süre sonra bayıldı. Kısa bir aradan sonra Cengiz B. kendine geldi. M.K. ve A.D.U., yüzüne maske takıp darp ettikleri Cengiz B. ile fotoğraf çekindi. Saatlerce işkence yaptıkları Cengiz B.'ye tatlı yedirip, çay ile su içiren ikili, "Bize 25 bin lira getireceksin. Aksi halde bu görüntüleri sosyal medyada yayınlarız" diyerek Cengiz B.'yi tehdit etti. Evine gitmesi için Cengiz B.'ye taksi çağıran M.K. ve A.D.U., ücreti de ödeyip evine gönderdi. Polis merkezine gidip şikayetçi oldu Bindiği taksi ile polis merkezine giden Cengiz B, şahıslardan şikayetçi oldu. Çalışma başlatan polis, M.K., A.D.U., Y.E.K. ve M.V.'yi gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden M.K., A.D.U. ve M.V. tutuklanırken, Y.E.K. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Şüpheliler hakkında Bursa 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak', 'birden fazla kişi tarafından gece vakti silahla yağma', 'özel hayatın gizliğini ihlal ve şantaj' suçlarından 20 yıla kadar hapis cezası talebiyle dava açıldı. "Darptan dolayı ayağım tutmuyor" Yargılanmasına başlanan sanıklar, hakim karşısına çıktı. Sanıklar ve tarafların avukatlarının hazır bulunduğu duruşmada mağdur olarak ifade veren Cengiz B., "Beni en fazla M.K. dövdü. Canımı çok acıttı. Aldığım darbeler sonucu neredeyse bir ayağım tutmuyor. Yürümekte zorluk çekiyorum. En çok M.K.'dan şikayetçiyim" dedi. "Tatlıya bağlayıp helalleştik" Duruşmada savunma yapan M.K. ise şirketlerinden otomobil kiralayan Cengiz B. ile aralarında tartışma çıktığını belirterek, "Bana hakaret ve küfürler etti. Onun söylemlerini eşim ve çocuklarım da duydu. Kendisine kötü davranmadım. Olay akşamı bir araya geldik, aramızda helalleştik. Bunun üzerine ona tatlı ve çay ikram ettim. Hatta taksi çağırıp, parasını da cebine vererek öpüşerek ayrıldık. Ama o bizi gidip polise şikayet etti. Gasp edecek insanlar değiliz. Suçlamayı kabul etmiyorum" diye konuştu. Tutuksuz sanıklara tutuklama Dün yapılan duruşmada karar aşamasına gelen yargılamada sanıklar ve tarafların avukatları hazır bulundu. Mahkeme heyeti suçunu sabit gördüğü 4 sanığa, 'cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak' suçundan 6 yıl 8 ay hapis cezası verdi. A.D.U. ile M.V., "Yağma" suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, M.K.’yı 'Tehdit' ten 2 yıl 6 ay hapse çarptırdı. M.K’ya "Yaralama" suçundan verilen 5 ay hapis cezasını ertelenirken mahkeme heyetinin A.D.U ile M.V’ya 'Yağma' suçundan verdiği 8 yıl hapis cezasına, sanıkların zararı gidermesinden dolayı 3 yıl 4 aya indirdi. Tutuklu sanıkların tahliye istemi mahkeme tarafından kabul edilmedi. Mahkeme heyetinin kararın onaylanmasının ardından tutuksuz sanıklar kalan cezalarını cezaevinde geçirecek.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.