Hava Durumu

#Mevsim Geçişleri

Yeni Marmara Gazetesi - Mevsim Geçişleri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mevsim Geçişleri haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bahar Aylarında Dikkat! Haber

Bahar Aylarında Dikkat!

Mevsim geçişlerinde yaşanan ısı değişimleri birçok hastalık gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına da zemin hazırladığını belirten uzmanlar, zayıflayan bağışıklık sistemiyle birlikte vücut direncinin düşmesi, bu dönemlerde üst solunum yolu enfeksiyonlarında artış yaşanmasına sebep olabileceği söyledi.  Üst solunum yolu enfeksiyonları, dünyada en çok görülen ve en fazla iş gücü kaybına neden olan hastalıkların başında geldiğini belirten Op. Dr. İdil Öztürk, "Üst solunum yolu enfeksiyonuna sebep olan faktörler virüslerdir. Virüslerin zayıf düşürdüğü bireylerde diğer bakteriyel enfeksiyonlar da görülebilir. En çok bilinen üst solunum yolu enfeksiyonları nezle ve grip olmakla birlikte; bu hastalıklar sinüzit, bademcik iltihabı, orta kulak iltihabı ve larenjite neden olabilir" dedi.  "Havasız ortamda bulunmak enfeksiyon riskini artırır"  Üst solunum yolu enfeksiyonuna yatkınlığı artıran faktörleri anlatan Medicana Bursa Hastanesi KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Bölümü Op. Dr. İdil Öztürk, "Alerjik bünyeye sahip olmak, burun kemiği eğriliği veya konka büyüklüğü gibi anatomik sorunlar sebebiyle ağızdan nefes alıp verme, sigara içme, düzensiz beslenme gibi faktörler riski artırabilir. Bu hastalıklar daha çok mevsim geçişlerinde ve kalabalık ortamlarda sık görülür. Yakın mesafeden konuşma, öpüşme, öksürme sonucunda bulaşırlar. Bulunulan ortamda havalandırmanın yetersiz olması da bulaşı kolaylaştırır. Virüs, bulaşı olan yüzeylere temas sonrası ellerin yıkanmaması ile de geçebilir" diye konuştu.  "Nezlede antibiyotik gereksiz"  Op. Dr. İdil Öztürk, erişkinlerde sıkça görülen üst solunum yolu enfeksiyonlarının başında nezlenin geldiğini söyleyerek, şöyle devam etti;  "Nezle birden çok virüsün yol açtığı, kişiden kişiye bulaşan, üst solunum yollarını tutan hafif seyirli bir hastalıktır. Üşütme, soğuk algınlığı olarak da bilinir. Sigara içenlerde daha sık görülmez fakat ağır seyreder. Bir insan, ömrü boyunca yaklaşık olarak 300 defa nezle olur. Hafif ateş, burun akıntısı, hapşırma bazen öksürük, en sık rastlanan belirtilerdir. Özel bir tedavisi yoktur. Komplikasyon gelişmezse hastalık kendini sınırlar ve ortalama bir hafta sürer. Antibiyotik kullanımı gereksizdir. Burunu açmak için okyanus suyu içeren spreyler, bazen ateş düşürücü-ağrı kesiciler, destekleyici tedavi olarak uygulanır. Hastayı izleyen doktor ikincil bakteri enfeksiyonu eklendiğini görürse antibiyotik başlayabilir."  "Gripten aşıyla korunmak mümkün"  Üst solunum yolu enfeksiyonlarından gribin ani olarak yüksek ateşle başladığını söyleyen Op. Dr. İdil Öztürk, "Grip öksürük, boğaz ağrısı, baş ve kas ağrıları, bitkinlik, burun akıntısı veya tıkanıklığı ile kendini gösterir. Ateş ise genellikle 5 gün ya da 1 hafta sürer. Tanıda grip benzeri hastalık belirtileri olan ve bu şikâyetlerden herhangi biri ile başvuran olgulardan boğaz, burun ya da geniz süprüntüsü alınarak yapılan hızlı tarama testleri kullanılabilir. Tedavide dinlenme çok önemlidir. Ateş düşürücüler, bol sıvı tüketimi ve iyi beslenme önemlidir. Tedavi için bazı antiviral ilaçlar kullanılabilir ancak etki için tedaviye hızlı başlanması gerekir ve hastalığın seyrini ancak 1-2 gün kısaltır. Bu yüzden ilaç kullanımı daha ciddi enfeksiyonlar açısından risk taşıyan çocuklar veya hastaneye yatırılması gereken vakalar için önerilmektedir. Grip, bazı insanlar için daha tehlikelidir. Bebekler ve küçük çocuklar, 65 yaş ve üzerinde olanlar, gebeler, bazı hastalıklara sahip kişiler ve bağışıklık sistemi zayıflamış olanlar en yüksek risk altındadır. Gripten korunmanın en etkin yolu, grip aşısıdır" şeklinde konuştu.  "Tonsilit, bronşite sebep olabiliyor"  Üst solunum yolu enfeksiyonları arasında tonsilit ve farenjittin olduğunu ifade eden Op. Dr. İdil Öztürk, "Belirtileri yüksek ateş, boğaz ağrısı-yutkunma zorluğu, halsizlik-kırgınlık, baş-eklem-kas ağrıları, öksürük ve bazen de boyunda lenf bezlerinin şişmesidir. Bronşit ve zatürre önemli komplikasyonlardandır. Bakteriyel sebeplerle oluşan farenjitte hastalık daha ağır seyreder. Yapılan fizik muayene ve laboratuvar incelemeleri sonucu etkenin bakteri olduğu düşünülürse uygun antibiyotik tedavisi başlanmalıdır" dedi.  "Orta kulak iltihabı en çok 6-18 aylık arasındaki çocuklarda görülüyor"  Mevsim geçişlerinde orta kulak iltihabının da sıkça görüldüğüne değinen Op. Dr. İdil Öztürk, şöyle devam etti;  "Çocuklarda orta kulak enfeksiyonu daha sık görülür. Sıklıkla nezle, grip gibi enfeksiyonları takiben gelişen ikincil bakteriyel enfeksiyon şeklindedir. En sık 6-18 ay arasındaki çocukları etkiler. 6 yaşından sonra hastalık sıklığında bariz azalma görülür. Çocukta huzursuzluk, sık ağlama ve kulaklarını tutma gibi belirtiler olur. Genellikle bakteriyeldir ve doktor kontrolünde antibiyotik tedavisi gerekebilir."  Sinüzitin de üst solunum yolu enfeksiyonlarının arasında olduğuna dikkat çeken Op. Dr. İdil Öztürk, "Yüz kemiklerinin içerisinde sinüs adı verilen hava boşluklarının iltihabına sinüzit adı verilir. Viral enfeksiyonlardan sonra 7-10 günde tam iyileşme beklenirken genellikle burun doluluğu ve öksürük artışı olur. Büyük çocuklar ve erişkinlerde baş ve yüz ağrıları görülebilir. Antibiyotik tedavisi gerekebilir" diye konuştu. 

Mevsim Geçişlerinde Çocuklarda İshale Dikkat Haber

Mevsim Geçişlerinde Çocuklarda İshale Dikkat

Çocuklarda ishalin en sık nedeninin virüsler olduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nazlı Karakullukçu Çebi, “İshal, daha çok mevsim geçişi dönemlerinde gözlenir. Sulu kakaya; ateş, kusma, karın ağrısı ve iştahsızlık da eşlik edebilir. Bakteri ve parazitlerin sebep olduğu ishaller mikrobun bulaştığı yiyecek-içecek veya temas etmiş ellerin ağıza götürülmesi ile bulaşır. İshal sık karşılaşılan ve nadiren ciddi seyreden bir hastalık olmakla birlikte küçük bebeklerde ateş ve kusmanın eşlik ettiği durumlarda çocuk doktoruna başvurmak oldukça önemlidir” dedi.  Liv Hospital Samsun Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nazlı Karakullukçu Çebi, mevsim geçişlerinde çocuklarda sıklıkla görülen ishal konusunda açıklamalarda bulundu. Çocuklarda ishalin en sık nedeninin virüsler olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Çebi, “İshal, daha çok mevsim geçişi dönemlerinde gözlenir. Sulu kakaya; ateş, kusma, karın ağrısı ve iştahsızlık da eşlik edebilir. Bakteri ve parazitlerin sebep olduğu ishaller mikrobun bulaştığı yiyecek-içecek veya temas etmiş ellerin ağıza götürülmesi ile bulaşır. Virüslerin sebep olduğu ishaller temas ile kolayca bulaşabilmektedir. İshal sık karşılaşılan ve nadiren ciddi seyreden bir hastalık olmakla birlikte küçük bebeklerde ateş ve kusmanın eşlik ettiği durumlarda çocuk doktoruna başvurmak oldukça önemlidir” diye konuştu.  "Belirtiler bir veya iki gün sürebilir”  Çocuklarda ishalin genellikle 24-48 saat içinde düzelen kusma atağı ile başladığını belirten Uzm. Dr. Çebi, “Belirtiler bir veya iki gün süren hafif ishal ve bulantıdan, birkaç gün süren şiddetli ve bol sulu dışkılamaya kadar değişkendir. İshal, genellikle 24 saat içinde en az üç kez gözlenen yumuşak kıvamlı veya sulu dışkılama olarak ifade edilmektedir” şeklinde konuştu.  "Yüksek ateş görülebilir"  Uzm. Dr. Çebi, çocuklarda ani başlangıçlı ishalin yaygın belirtileri ile ilgili şunları söyledi: " Yumuşak kıvamlı veya sulu dışkılama, dışkılama ile rahatlayan ve kramplar halinde gelen karın ağrısı atakları, bulantı ve kusma, yüksek ateş, kas veya baş ağrısı. Yumuşak kıvamlı dışkılama, bağırsaklar normal düzenine dönmeden bir hafta kadar daha sürebilir. Bazı çocuklar, akut ishalden sonra zaman içinde düzelen geçici bir laktoz intoleransı geliştirirler; bu durumda süt içtikten veya süt ürünleri tükettikten sonra yumuşak kıvamlı dışkılarlar. İdrar çıkışında azalma, ağız kuruluğu, gözyaşında azalma, göz kürelerinde çöküklük, halsizlik ve huzursuzluk sıklıkla gözlenebilen dehidratasyon belirtileridir. Ancak, acil tıbbi yardım alma gereksinimi ifade eden uykuya meyilllilik, soluk veya alacalı bir cilt, soğuk el ve ayaklar, ıslak bez sayısında ciddi azalma, hızlı ve yüzeysel soluma gibi belirtiler dehidratasyonun şiddetli olduğunu göstermektedir” ifadelerini kullandı.  "Bol su tüketimi önemli"  Bol su tüketiminin öneminden bahseden Uzm. Dr. Çebi, “Çok sulu sümüksü ve kanlı dışkı, siyah-katran rengi dışkı, idrar yapamama ya da idrar renginde kırmızılık önemlidir. Bu durumu çocuk doktorunuzla mutlaka görüşmelisiniz. Evde bol su ve anne sütü ile sık besleme uygulanmaktadır. Şekerli, yağlı salçalı gıdalar verilmemelidir. Yağlı gıdalar, meyve suları ve çok şekerli içecekler ishali arttırabilir. İshale yönelik ilaç tedavisi doktorunuz önermedikçe gerekli değildir. Destek için doğal ya da ilaç formunda probiyotikler kullanılabilir. 1 yaşından küçük bebekler, kanlı ishal, kusma ağızdan beslenememe, uyuklama hali, halsizlik, ağız kuruluğu, idrarda azalma ve yüksek ateş durumunda hemen çocuk doktoruna başvurulmalıdır, gözetim altında tutulmalıdır" açıklamasında bulundu.

Mevsim Geçişleri Ruh Halimizi Etkiliyor Haber

Mevsim Geçişleri Ruh Halimizi Etkiliyor

Nisan ayının gelmesiyle birlikte artan hava sıcaklıkları nedeniyle vatandaşlarda bahar yorgunluğu görülmeye başlandı. Baharın getirdiği iklimsel değişikliklerle başa çıkmak için bireylerin düzenli bir rutin oluşturması gerektiğini söyleyen Tokat Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Erdem, "Bu durumdaki vatandaşların kendilerini destekleyici aktivitelere yönelmeleri gerekiyor. Bu sayede, bahar yorgunluğunun etkileri en aza indirilerek uyum süreci kolaylaşabilir" dedi.   Günümüzde pek çok insanın ruh halini, mevsimsel değişikliklerin etkilediği bilimsel olarak kabul ediliyor. Özellikle değişen iklim şartları, bireylerin psikolojisinde belirgin etkiler oluşturabiliyor. Kışın başlangıcıyla birlikte bazı insanlarda halsizlik, motivasyon eksikliği gibi belirtiler görülebilirken, yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte ise canlılık ve enerji artışı gözlemlenebiliyor. Ancak, bu iklimsel değişimlere uyum sağlamak bazı bireyler için zor olabiliyor. Uzmanlara göre, bahar mevsimi özellikle bir adaptasyon dönemi olarak karşımıza çıkıyor. Kışın getirdiği yoğun çalışma temposundan sonra, bahara geçişte bireylerde bir yorgunluk hissi oluşabiliyor. Bu adaptasyon sürecini kolaylaştırmak için uzmanlar, bireylerin öncelikle bir rutin oluşturmalarını öneriyor. Rutin, bir hobi veya spor gibi etkinliklerle desteklenebilirken, özellikle şoförler gibi belirli bir rutin içinde olan kişiler, bu değişimlere daha kolay adapte olabiliyor. Ayrıca uzmanlar tarafından yapılan araştırmalara göre bazı karakteristik özelliklerin, iklimsel değişiklikler karşısındaki tepkileri farklılık gösterebiliyor.  “Psikolojik olarak beyinlerini bir adaptasyon sürecine sokmaları gerekiyor”  Bahar yorgunluğu hakkında İhlas Haber Ajansı'na özel açıklama yapan Tokat Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Erdem, “Bahar yorgunluğu bireylerin aslında iklimlerin etkisiyle yaşamış oldukları psikolojik belli belirtiler vardır. Mesela kışın başlarında olan, yazın başlarında olan belli psikolojik durumlar yaşarız. Mesela yazın gelmesiyle beraber bireylerde bir coşku durumu, işte bir istek hali başlarken kış ve kışa benzer soğuk iklimlerde tam tersi durumlar yaşanır. Baharda da aslında bireyler tam bir ara dönem yaşıyor. Yani kışın yorgunluğu geçerken yazın işte o coşkulu tarafına geçilecek ama tam bu adaptasyon noktasında bireylerin bünyesi sorun yaşıyor. Tam o geçiş döneminde bireyler kış dönemindeki yaşadıkları, yaptıkları işlerin etkisiyle beraber, o yorgunlukla bahara geçtiklerinde güzel iklimin tam başlangıcına geçtiklerinde bir yorgunluk durumu oluşabiliyordu. Şimdi insanların özellikle eğer bir rutinleri yoksa önce bir rutin oluşturmaları gerekiyor. Yani psikolojik olarak beyinlerini bir adaptasyon sürecine sokmaları gerekiyor. Çünkü kışın o sürekli çalışma temposu bir rutin olarak beyin tarafından kabul edilmiyor. O onların normaline dönüşmüş oluyor ama rutinden kastım bir etkinlik. Mesela bir hobi, bir spor. Onlarla ilgilenmeye başladıklarında o adaptasyon sürecini kolaylaştırıyorlar. Şoförler için de aynı şey geçerli. Yani aslında belli bir rutinin içerisinde oldukları için buna alışıyorlar. Adapte oluyorlar. Fakat bu baharın getirmiş olduğu iklimsel adaptasyon noktasında bir zorluk oluşturuyor. Bu kolaylığı sağlamak için de dediğim gibi onlar da yine vitamin desteğiyle beraber etkinlikleri ve hobileri arttırarak bu yorgunluğu onların üzerindeki etkisini birazcık daha azaltabilirler” dedi.  “Karakteristik özelliklere göre kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir”  Bu sorunların kişiden kişiye de farklılık gösterebildiğine vurgu yapan Erdem, “Bu kişiden kişiye de değişiyor. Yapılan bazı çalışmalarda bazı karakter özelliklerin bu iklimsel değişikliklerde farklı şekilde etkilendiğini gösteriyor. Yani bunu yapınca da tamamen azalacak bir kaide yok. Bireyler dediklerimi yaparak sadece bu uyumu kolaylaştırabilirler” diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.