Hava Durumu

#Mezar

Yeni Marmara Gazetesi - Mezar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mezar haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Padişahları cihada teşvik eden alimin mezarının hâli, görenleri üzüyor Haber

Padişahları cihada teşvik eden alimin mezarının hâli, görenleri üzüyor

Osmanlı döneminin önemli alimlerinden Molla Arap Hazretleri'nin Bursa Yıldırım'daki kabrinin hâli, görenleri üzüyor. Bursa'nın Yıldırım ilçesinde bulunan Molla Arap Mahallesi'ne ismini veren ve Osmanlı ilim dünyasında derin izler bırakan Molla Arap Hazretleri'nin kabri yalnızlığa terk edilmiş durumda. Daha önce Molla Arap Camii bahçesinde olan kabir, 1855 yılında yaşanan büyük depremin ardından cami küçültülünce yolun karşısında kalmıştı. Antakya doğumlu olan ve Halep üzerinden Bursa'ya gelen Molla Arap'a bu ismin verilme sebebi, iyi derecede Arapça bilmesiydi. Asıl ismi Vaiz Muhammed bin Ömer olan Molla Arap, hem zahiri ilimlerde hem de tasavvufta derin bir alim olarak tanınıyordu. Molla Arap Hazretleri'nin Yıldırım'daki mezarının bulunduğu alan türbe haline getirilmediği gibi, çevresi de oldukça bakımsız. Bursa'nın kültürel ve manevi mirasını yaşatma konusunda önemli adımlar atan Yıldırım Belediyesi'ne bu konuda da büyük görev düştüğünü söyleyen vatandaşlar, geçtiğimiz dönemde Aşık Yunus Hazretleri'nin kabrini ortaya çıkaran belediyeden, Molla Arap için de benzer bir sahiplenme bekleniyor. Bursalıların bu manevi mirasa sahip çıkması gerektiği vurgulanıyor. "Padişahlar Molla Arap'ı yanından ayırmadı" Osmanlı padişahlarının Molla Arap Hazretleri'nin hayatı boyunca sohbetlerine katıldığını, kendisinden dersler aldığını kaydeden Tarih Arşivi Genel Yayın Yönetmeni Cüneyt Günay, "Bursa'da Yıldırım ilçesinde Molla Arap Mahallesi'ne ismini veren Molla Arap Hazretleri'nin şu an kabrinin başındayız. Molla Arap Hazretleri Osmanlı için çok önemli bir şahsiyet. Maalesef yeteri kadar günümüzde tanınmıyor. Bursa'da yaşadığı zaman Molla Arap ismini Bursalılar vermiş. Çünkü kendisi Antakya'da doğmuş, Halep tarafından Bursa'ya gelmiş ve çok iyi Arapça bildiği için Bursalılar onu Molla Arap diye tanımışlar. Asıl ismi Vaiz Muhammed bin Ömer. Dedeleri Antakya'ya Mâverâünnehir'den gelmişler. Mısır sultanlarından Kayıtbay Molla Arap'ı çok seviyor. Onun derslerine katılıyor ve o kadar çok seviyor ki Molla Arap Hazretleri bir ara Mısır'ı terk etmek istiyor Kayıtbay ona izin vermiyor. Ancak Kayıtbay vefat ettikten sonra Molla Arap Hazretleri Bursa'ya geliyor. Burada halka bir müddet vaaz veriyor. Daha sonra Bursa'dan İstanbul'a geçiyor ve İstanbul'da devrin padişahı Sultan II. Beyazıt, Molla Arap Hazretleri'ni duyuyor. O da onun derslerine katılıyor, sohbetlerine katılıyor ve aralarında çok büyük bir dostluk, bir muhabbet başlıyor. Molla Arap Hazretleri, Sultan II. Beyazıt'ı cihada teşvik ediyor. Modon Seferi'nde Molla Arap Hazretlerini şehre ve kaleye ilk giren mücahitler arasında görüyoruz. II. Beyazıt vefat ediyor. Daha sonra Yavuz Sultan Selim tahta geçiyor. Biz Molla Arap Hazretleri'ni yine Yavuz Sultan Selim Han'ın yanında görüyoruz. Molla Arap Yavuz Sultan Selim Han'ın Çaldıran Savaşını yapmasında da etkili olmuştur. Çünkü onu şiirlerle sefere teşvik etmiştir. Kitap yazmıştır bununla ilgili ve Çaldıran Savaşı'nda Osmanlı ordusuna coşturucu vaazlar yapıyor. Yavuz Sultan Selim Han ona dua ettiriyor. Molla Arap Hazretleri orada dua ediyor. Yavuz Sultan Selim Han amin diyor. Böyle müthiş bir sahne var düşünün. Yavuz Sultan Selim Han vefat ediyor. Yerine Kanuni Sultan Süleyman geçiyor. Kanuni Sultan Süleyman zamanında da yine Molla Arap Hazretleri'ni görüyoruz. Macaristan Savaşı'nın kazanılmasında da katkısı var" diye konuştu. "Dönemin önemli ilim insanlarındandı" Yaşadığı dönemde birçok ilimde ön plana çıkan Molla Arap Hazretleri'nin günümüzdeki kabrinin, şahsına yakışmadığını söyleyen Günay, "Bunun haricinde Molla Arap Hazretleri'nin bir de ilmi bir tarafı var. Mesela kimya ilminde çok ileri derecede ön planda ve kitapları var. Arapça lisanını da aynı şekilde iyi biliyor. Hadis ilminde çok ön planda. Kendisi çok yönlü bir şahsiyet. Balkanlar'da bulunuyor. Üsküp'te orada mescit yaptırıyor, camiler yaptırıyor. Bursa'mızda metfun ama maalesef çok tanınmıyor. Tanıtılmamış, bilinmemiş. Bu anlamda büyük bir eksiklik ve bulunmuş olduğu kabre baktığımız zaman. Hiç hak etmediği bir tablo var burada. Çünkü bakınız burada hayatını anlatan bir yazı var. O bile çok kötü bir vaziyette. Bunun haricinde mezar aynı şekilde. Burada Molla Arap Hazretleri'nin şanına yakışır bir türbe tarzında artık nasıl uygunsa böyle bir şey yapılmalı ve Molla Arap Hazretleri daha çok tanıtılmalı. Bursalılara öncelikle büyük iş düşüyor. Yıldırım Belediyesi'ne büyük iş düşüyor. Yıldırım Belediyesi'nin de böyle tarihi ve kültürel anlamda birçok hizmetleri var. Yakın zamanda Aşık Yunus Hazretleri'nin kabrini ortaya çıkarttılar. Burada da aynı öncülüğü Yıldırım Belediyesi'nden bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

Belediyenin önlem alamadığı şehirde mezarlık kapılarına yazı asıldı Haber

Belediyenin önlem alamadığı şehirde mezarlık kapılarına yazı asıldı

Marmaris Belediyesinin çöpleri zamanında toplamaması nedeniyle domuz istilasının yaşandığı şehirde domuzlar şimdide mezarları tahrip etmeye başladı. Marmaris'in en büyük sorunlarından biri haline gelen yaban domuzlarına karşı belediyenin önlem almasını isteyen vatandaşlar, "Şehir merkezine mesken edinen domuzlar şimdi de mezarları tahrip etmeye başladı. Belediyenin bir an önce önlem almasını bekliyoruz" dediler. Türkiye’nin en önemli turizm kentlerinden biri olan Marmaris sokaklarında sürüler halinde gezen yaban domuzları hem turizmi hem de gündelik hayatı olumsuz etkilemeye başladı. Çöp bidonlarını deviren, evcil sokak hayvanlarına zarar veren ve şehirdeki güvenliği tehlikeye sokan yaban domuzları şimdi de ilçe merkezindeki mezarlıklarda mezarları tahrip etmeye başladı. Özellikle defni yeni yapılan mezarların yaban domuzu tehdidi altında olduğunu belirten vatandaşlar belediyenin bu konuda önlem almasını istedi. Birçok mezarın tahrip olduğu mezarlıkların kapısına yaşanan domuz istilası nedeniyle "Domuzlar giriyor kapıyı kapalı tutun" şeklinde uyarı yazısı asıldı. Halk sağlığı için ciddi bir tehdit olan yaban domuzlarının şehir merkezinde yerli ve yabancı turistleri de tedirgin ettiği Marmaris’te vatandaşlar, belediyenin çöpleri zamanında toplamasını ve sokaklarda ve mezarlıklarda gerekli önlemi almasını istedi. Bu arada domuzların taşıdıkları zoonoz hastalıkların yanında ciddi bir kuduz virüsü taşıyıcısı olduğunu belirten yetkililer, "Mezarlıklar da halk sağlığı açısından ciddi şekilde korunması gereken alanlardır. Belediyenin sorumluluğundaki mezarlar hem ölmüşlerin manevi saygınlığı hem de halk sağlığı açısında titizlikle korunmalıdır. Ancak mezarlık kapılarına ‘Domuzlar giriyor kapıyı kapalı tutunuz’ yazısı asmakla Marmaris Belediyesi görevini yapmış olmaz. Bölgede ciddi bir halk sağlığı sorunu yaşanmadan Marmaris Belediyesi’nin görevini yerine getirmesini bekliyoruz" diye konuştular.

23 yıldır mezar bakımı yaparak geçimini sağlıyor Haber

23 yıldır mezar bakımı yaparak geçimini sağlıyor

 Eskişehir'de kabir bakım işi yapan Namık Kemal Şahinli, yakınları genelde Almanya, Belçika, Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde olan 300'ü aşkın mezara 23 yıldır adeta gözü gibi bakıp, bakımını yapıyor. Milletvekilinden ev hanımına kadar birçok meslek grubundan müşterisi olan Kemal Şahinli, "Dünyaya bir daha gelsem yine bu mesleği yaparım" dedi.   Eskişehir'de yaşayan ve 23 yıldır mezar bakımı işi ile uğraşan 46 yaşındaki Namık Kemal Şahinli, bu alanda çalışan nadir insanlardan biri olarak öne çıkıyor. İşini çok severek yapan, "Bir daha dünyaya gelsem yine mezar bakımcısı olurdum" diyen Şahinli'nin, Eskişehir ve diğer illerin yanı sıra yurtdışından müşterileri var. Genellikle müşterileri Almanya, Belçika, Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde olan Şahinli, hava şartlarına göre belirli aralıklarla 300'ü aşkın mezardan sorumlu.  300 mezara gözü gibi bakıyor  Yakınları ahirete intikal etmiş ve onların mezarlarına sürekli gitme ihtimali olmayan insanlar, Namık Kemal Şahinli'den bakım hizmeti alıyor. Çoğu kimsenin girmeye çekindiği mezarlıklarda ekmeğini kazanan Şahinli, mezar taşındaki yıpranmış yazıların yeniden boyuyor. Bu işlemin ardından mezarın toprağının eksik kısımlarını tamamlayıp isteğe göre çiçeklendirme yapan Namık Kemal Şahinli, son olarak ise mezar taşlarını temizleyip adeta parlatıyor. Mezarın ilk hali ve son halinin fotoğraflarını müşterisine gönderen Şahinli, belli aralıklarla mezarları ziyaret edip kontrollerini sağlıyor. Yaptığı işin bir sanat olduğunu iddia eden Şahinli, bu konuda fiş kesen sayılı esnaftan biri olduğunu iddia ediyor.  Mezarlara su dökerek mesleğe başladı  Mesleğe mezarlara su dökerek başladığını belirten Namık Kemal Şahinli, "Dört yıl önce, 5 Ekim 2021 tarihinde tesadüfen Eskişehir'e geldim. Bir ablamızın babasının mezar düzenlemesi içindi. Bir daha da Ankara'ya dönmedim. İyi ki gelmişim, bilseydim 20 yıl önce gelirdim. Bu mesleğe şöyle başladım; iş bulamamıştım zamanında. O zaman 23-24 yaşındaydım. Ankara Karşıyaka Mezarlarında bir tanıdık vasıtasıyla cenazelere su dökmeye giderdik, bahşiş karşılığı. Ama benim yaşım büyük olduğu için ben bir iki defa döktüm, sonra zoruma gitti. Dedim ki, ‘Ben çiçekçi olacağım.' O gün orada yaşlı bir teyzeye yardımcı olmuştum, bana normalin üzerinde bir para verdi. Ben o parayla gittim kartvizit bastırdım. O gün çiçekçi oldum. Bir daha da cenazeyi su dökmedim" dedi.  "Sulamasını yapıyoruz, taşını yıkıyoruz, varsa yabani otlarını temizliyoruz"  Dışardan çok ürkütücü bir meslek yorumları aldığını söyleyen ve "Dünyaya bir daha gelsem yine bu mesleği yaparım" diyen Namık Kemal Şahinli şöyle devam etti:  "Yıllardır severek yaptığım bir iş. Bir daha gelsem yine yaparım. Bazı insanlar var yurt dışında ya da şehir dışında yaşayanlar. Eskişehir içinde yaşayıp da işinden gücünden bir türlü fırsat bulup da mezar ziyaretine gelemeyen insanlar da var. Sosyal medyadan ya da farklı mecralardan bize ulaşıyorlar bir şekilde. Ne yaptığımızı soruyorlar, nasıl yaptığımızı soruyorlar, fikir alıyorlar. Eğer hesaplarına, kitaplarına gelirse ki biz zaten insanları çok fazla zorlamıyoruz. Bir de sevdiğimiz bir iş, insanlara yardımcı oluyoruz. Hava şartlarına göre haftada bir iki defa düzenli bakım yapmış olduğumuz kabirleri ziyaret ediyoruz. Sulamasını yapıyoruz, taşını yıkıyoruz, varsa yabani otlarını temizliyoruz. Varsa solan çiçekleri yeniliyor ve mezar sahiplerine de farklı zamanlarda fotoğraflarını gönderiyoruz. Gelemeyen mezar sahipleri kabirlerinin ne durumda olduğunu görebiliyorlar."  "Almanya, Belçika, Hollanda'da yaşayan müşterilerim var"  Kendisine emanet edilen mezarlara gözü gibi bakan Kemal Şahinli, "Mezar sahibi ilk düzenleme ücreti haricinde ve bakım ücreti haricinde herhangi bir ödemeyi yapmıyor. Mesela buradaki Asri Mezarlıkta tavşan var, tilki var, sokak köpekleri var. Bazen mezarın üzerine geliyorlar, yatıyorlar, toprağı eşeliyorlar. Tabii böyle bir durumda mezar sahibini arayıp da böyle böyle bir olay oldu diyemiyoruz. İşin maddiyatını bırakın, ‘Babanın mezarına köpek yattı' diyemiyorsun. O yüzden düzenleyip mecburen hiçbir şey yokmuş gibi davranıyoruz; sonra da fotoğraflarını gönderiyor. Onların da zaten çoğu bize Whatsapp'tan görüldü atıyor. Tabii bazen teşekkür edenler de var. Genelde Almanya, Belçika, Hollanda ve ağırlıklı Eskişehir içerisinde Emirdağlı olanlar. 70'in üzerinde mezar sahibimiz var. Biz gerekli düzenlemeleri yapıp onlara da fotoğraflarını gönderiyoruz, ödemeyi ondan sonra alıyoruz. Bizde peşin para ya da nakit olayı yoktur. Aynı şekilde kapora olayı da yok. Biz işimizi yaparız, fotoğraflarını göndeririz. İsterlerse gelirler bakarlar mezarlarına, kontrol ederler, ödemelerini yaparlar. İsterlerse fotoğraflarını gönderdikten sonra havalelerini yaparlar" dedi.  "Milletvekilinden ev hanımına kadar birçok meslekten müşterim var"  Milletvekilinden işçiye, profesörden, ev hanımına kadar birçok meslek erbabından müşterisi olan Kemal Şahinli şöyle konuştu:  "Bizim mezar sahiplerimizden; milletvekili olan var, danışman olan var, emniyet mensubu olan var, profesör olan var, fabrikada asgari ücretle çalışan insanlar var, ev temizliğe giden ablalarımız var. Aslında her kesime hitap ediyoruz diyebilirim. Tabii ki beni engelleyenler de var sosyal medyadan. Telefondan, Whatsapp'dan her yerden engelliyorlar mesela. Birçok kişi annesinin babasının mezarını yaptırıyor ama parasını vermiyor. Aradığımız, hatırlatma mesajı gönderdiğimiz zaman farklı hitaplarda bulunabiliyorlar. Biz de o zaman ne diyoruz, ‘Benim babam da rahmetli oldu, babamın hayrına' diyorum ve o parayı almıyorum, üzerinde de durmuyorum. Kaldı ki zaten çok büyük meblağlara da iş yapmıyoruz, mezar başına ortalama bin lira-iki bin liralara geliyor. Bin lira, 2 bin lira beni zengin etmez; o mezar sahibini de fakir etmez zaten. Onun için çok fazla üstelemiyorum." 

16 Yaşında Kaza Sonrası Hayatını Kaybetti, İsmini Aldığı Ağabeyi ile Küçük Yaşta Kaybettiği Annesinin Mezarı Yanına Defnedildi Haber

16 Yaşında Kaza Sonrası Hayatını Kaybetti, İsmini Aldığı Ağabeyi ile Küçük Yaşta Kaybettiği Annesinin Mezarı Yanına Defnedildi

Antalya'nın Serik ilçesinde motosiklet kullanırken kamyonetle çarpışıp kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden 16 yaşındaki çocuğun cenazesi, henüz dünyaya gelmeden hemen önce elektrik çarpması sonucu hayatına kaybeden ağabeyi ile 5 yaşındayken hastalık nedeniyle kaybettiği annesinin mezarının yanına defnedildi.  Dün akşam saatlerinde Antalya'nın Serik ilçesi Belek-Kadriye turizm yolunda meydana gelen trafik kazasında turizm otelcilik okuyan 11. sınıf öğrencisi 16 yaşındaki Mesut Umut Miş hayatını kaybetti. Edinilen bilgiye göre, arkadaşı ile birlikte okuldan çıkan ve eve gitmekte olan Mesut Umut Miş'in (16) kullandığı 07 BTA 035 plakalı motosiklet, sürücüsü öğrenilemeyen 07 AAL 110 plakalı kamyonet ile çarpıştı. İhbarla olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edilirken motosiklet sürücüsü Mesut Umut Miş ile yolcu olarak bulunan Mustafa A. olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı.  Hastanede hayatını kaybetti  Kazaya karışan kamyonet sürücüsü ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürülürken, motosiklet sürücüsü Mesut Umut Miş yapılan tüm müdahalelere rağmen hastanede hayatını kaybetti. Miş'in cansız bedeni otopsi için savcılık incelemesinin ardından Antalya Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılırken talihsiz gencin cenazesi bugün amcası ve yakınları tarafından teslim alınarak toprağa verilmek üzere Kadriye'ye götürüldü.  Ölen ağabeyinin ismini almış  Öte yandan 16 yaşında trafik kazasında hayatını kaybeden Mesut Umut Miş'in 2007 yılında 19 yaşında elektrik akımına kapılarak iş kazasında hayatını kaybeden ağabeyinin ismini aldığı öğrenildi. Ayrıca talihsiz gencin 5 yaşındayken annesini de hastalık nedeniyle kaybettiği belirtildi.  Ağabeyi ve annesinin yanına defnedildi  Gencin ölümü yakınlarını, okul arkadaşlarını ve ilçedeki sevenlerini yaşa boğdu. Kadriye Andızlı Mezarlığı'nda düzenlenen cenaze namazına baba Ramazan Miş'in yanı sıra yakınları ve gencin arkadaşları katıldı. Kılınan cenaze namazının ardından Mesut Umut Miş'in cenazesi, aynı ismi taşıdığı ağabeyi ve 5 yaşındayken kaybettiği annesi Dürdane Miş'in yanına defnedildi. 

Mersin'de Baba Cinayeti: 8 Yaşındaki Çocuk Toprağa Verildi Haber

Mersin'de Baba Cinayeti: 8 Yaşındaki Çocuk Toprağa Verildi

Mersin'de babası tarafından öldürülen 8 yaşındaki çocuk, annesinin de defnedildiği mezarlıkta gözyaşları arasında toprağa verildi.  Edinilen bilgiye göre, önceki gün merkez Toroslar ilçesine bağlı Arpaçsakarlar Mahallesi'nde, Leyla Ç. (50) yeni aldıkları evi temizlemeye gitti. Bir süre sonra kadının kocası Zafer Ç. de (46) eşinin yanına gitti. Çift arasında henüz bilinmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışma sırasında Leyla Ç., eşi Zafer Ç. tarafından binanın önündeki sokakta silahla kafasından vurularak öldürdü. Cinayet şüphelisi koca, yanına 8 yaşındaki oğlu M.Ç.'yi de alarak olay yerinden kaçmıştı. Öldürülen kadının cenazesi ise Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeki otopsinin ardından Güneykent Mezarlığında toprağa verilmişti.  Polis ekipleri, kaçan şüphelinin yakalanması için çalışmaların sürdürürken, zanlının yanında götürdüğü 8 yaşındaki oğlu M.Ç.'yi de dün öldürerek intihara teşebbüs ettiği ortaya çıktı. İhbar üzerine Iğdır Mahallesi kırsal kesiminde bulunan bir otelin olduğu bölgeye giden polis ekipleri, 8 yaşındaki çocuğun başından tabanca ile vurularak öldürüldüğünü, zanlı Zafer Ç.'nin ise aynı silahla kendini göğsünden vurarak intihara teşebbüs ettiğini belirledi.  Annesinin defnedildiği mezarlıkta toprağa verildi  Yakınları tarafından bugün morgdan alınan 8 yaşındaki M.Ç.'nin cenazesi, önce Toroslar ilçesi Mevlana Mahallesi'ndeki Medine Camii'ne getirildi. Burada kılınan cenaze namazının ardından M.Ç., annesinin de defnedildiği Toroslar ilçesindeki Güneykent Mezarlığı'nda toprağa verildi. Gözyaşlarını tutamayan yakınları, çocuğu defnettikten sonra anne Leyla Ç.'nin mezarını da ziyaret etti. 

Mezar İçinde İki Mezar Daha! Haber

Mezar İçinde İki Mezar Daha!

İzmir'de hayatını kaybeden bir kadın, dedesinin mezarına defnedilmek üzereyken mezardan çıkan poşetten iki kişiye ait kemikler bulundu. Olayla ilgili savcılık soruşturma başlattı. Akıllara durgunluk veren olay İzmir'in Buca ilçesinde bulunan Eski Buca Mezarlığı'nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, akciğer kanseri sebebiyle hayatını kaybeden Elif Küntaş'ın (32) cenazesinin, 1979 yılında hayatını kaybeden dedesi Nurettin Küntaş'ın mezarının üzerine defnedilmesine karar verildi. Defin için mezar açılmaya başlandığında ise Küntaş ailesi hayatının şokunu yaşadı.  Poşet içerisinde iki kişiye ait kemikler bulundu  45 yıl önce vefat eden dede Nurettin Küntaş'ın mezarı içerisinde bulunan bir poşet açıldı ve içerisinde 2 kişiye ait kemikler bulundu. Tam iskelet olduğu değerlendirilen kemiklerle karşılaşan aile, durumu Mezarlıklar Müdürlüğüne bildirdi. Olay üzerine bölgeye gelen Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü ekipleri incelemelerde bulundu. İncelemelerin ardından kemikler, DNA testiyle kimliklerin belirlenmesi üzerine İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına götürüldü.  "Başta kendi dedemizin kemikleri sandık"  Mezar açıldığında kemiklerin çıktığı o anlara şahit olan Elif Küntaş'ın kuzeni Ali Baybars, çıkan kemiklerin önce dedelerine ait olduğunu sandıklarını daha sonra gerçeği öğrendiklerini söyledi. Baybars, "Vefat eden amcamın kızını, 45 sene önce vefat eden dedemizin mezarının üzerine gömecektik. Mezar kazıldığı esnada diz boyundayken torba içerisinde kemikler bulundu. Durumu yetkililere hemen bildirdik. Daha sonra defnimizi yaparak mezarı kapattık. Görünce çok şaşırdık ve kemiklerin kime ait olduğunu sorduk. Önce mezarlık görevlisi kemikleri alıp yana koydu; biz ilk başta dedemizin kemikleri sandık. Ama diz boyunda mezarın olmayacağını biliyoruz. Sonra dedemizin kemikleri olmadığını anladık. Savcılık bununla ilgili soruşturmayı da başlattı" dedi.  Savcılık tarafından olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldı. 

Vitrinde ki Mezarlık Görenleri Şaşkına Çevirdi Haber

Vitrinde ki Mezarlık Görenleri Şaşkına Çevirdi

Bursa'nın tarihi semtlerinden Tophane'de bir apartmanın altındaki dükkanın içerisinde yer alan mezar görenleri şaşırtıyor. Camekan içerisinde bulunan mezarın önünden geçenler önce bir şaşkınlık yaşarken, daha sonra dua ediyor. Kabrin kendi yaptırdığı dergaha gömülen Takkeci Sinan Efendi'ye ait olduğu ifade edilirken, bölgede bir çok apartmanın altında kabir olduğu kaydediliyor.  Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osmangazi ve oğlu Orhangazi'nin türbelerinin bulunduğu tarihi Osmangazi Mahallesi'nde, 4 katlı apartmanın altındaki dükkanın içerisinde yer alan mezar görenleri hayretler içerisinde bırakıyor. Dükkanın yanında camekan içerisinde korunan kabri görenle önce şaşkınlık yaşarken daha sonra dua ediyor.  Mezarda yatan Takkeci Sinan Dede'nin Osmanlı zamanında Tophane'de mektep yaptırarak burada yıllarca talebe yetiştirdiği ve 1800'lü yıllarda yaşadığı tahmin ediliyor. 1903 yılına kadar öğrenci yetiştirilen mektebin bir kısmı, dönemin Valisi Reşit Mümtaz Paşa tarafından Tophane Meydanı'nın genişletilmesi için yıkıldı. 1920 yılında da kalan kısmının ev yapılmak için satıldığı biliniyor. Satın alan vatandaşın 1960 yılında kabre zarar vermeden üzerine 4 katlı bir bina inşa etmesinin ardından binanın giriş katındaki dükkanın içerisinde yer alan mezar görüntüsü ile dikkat çekiyor.    “Mahallede birçok evin atında mezar var”  Kabrin üzerindeki binayı kayınpederi tarafından yaptırıldığını aktaran Ayhan Akarsu, “Burası benim kayınpederimin 1960 yılında yapmış olduğu bir bina. Binayı yapmadan önce izin alıyor. Temelleri kazarken orada kemik bulunuyor ve kemikleri talan etmiyor, bir araya topluyor. Belediyeden izinleri alıyor, encümen toplanıyor ve binanın altına mezarlık yapmasına izin veriliyor. Mezarlık hakkında resmi evrakların hepsi var. 1970'e kadar Hisar'da, yani eski Bursa denilen yerde bir sürü mezar vardır. Çoğu yerde evin altında böyle mezar vardır. Kayınpederim 1997'de vefat etti. Bize söylediği mezarda yatan kişinin bu bölgede kuran kursu hocasıymış. İsmi Takkeci Sinan Dede diye geçiyor, biz öyle biliyoruz. Bu bölgede 3-4 tane Kuran kursu dergahı varmış. Osmangazi ve Orhangazi türbesinin önünü açmak için evleri yıkmak zorunda kalmışlar. Bir tane dergahı kalmış. Vefat edince dergahı şu anki apartmanda olunca orada defnediyorlar, bizim bildiğimiz bu. Kayınpederin dediğine göre araştırılmış, kayıtlarda da var. Oraya defnedildiği söyleniyor. Kemikleri orada topluyorlar. O şekilde oraya izin alınıp mezarlık yapılıyor” şeklinde konuştu.  Toprağı hava alsın diye delik açıldı  Mezardaki toprağın hava alması ve rutubet yapmaması için cama delik açılırken, ziyaretçiler tarafından beklenmedik bir tepki ile karşılaştıklarını aktaran Akarsu, “Ben çocukken orada top onuyorduk. Bir gün bir kadın dua ediyordu. ‘Teyze sen neden burada dua ediyorsun' dedim, ‘benim rüyama girdi' dedi. Cama delik açıldı toprak havalansın, rutubet bağlanmasın diye. Ama bizim insanlarımız para atıp dilek tutuyor. O amaçla yapılan bir şey değil, sadece hava alsın diye yapıldı” ifadelerini kullandı. 

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.