Hava Durumu

#Numan Kurtulmuş

Yeni Marmara Gazetesi - Numan Kurtulmuş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Numan Kurtulmuş haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

TBMM Başkanı Kurtulmuş:“Türkiye olarak Balkan coğrafyasının tabii bir parçası olarak kendimizi görüyoruz” Haber

TBMM Başkanı Kurtulmuş:“Türkiye olarak Balkan coğrafyasının tabii bir parçası olarak kendimizi görüyoruz”

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Eğer yeni bir küresel sistemi inşa edemezsek dünyayı çok sayıda sıkıntının, belanın beklediğini hepimiz biliyoruz ve bunun farkındayız. Onun için diyoruz ki bu temel umdeler çerçevesinde elimizdeki bütün imkanları kullanarak, bütün fikri, siyasi, entelektüel çabalarımızı ortaya koyarak yeni bir dünyanın inşa edilmesi için gayret etmek ve bu konuda da yardımlaşmak mecburiyetindeyiz” dedi.   TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, resmi ziyaret kapsamında bulunduğu Kuzey Makedonya'da Kalkandelen Üniversitesi'nde düzenlenen “Yeni Küresel Sistem Arayışı Konferansı”nda konuştu. Yaşanan sorunların dünyanın her bölgesini, ülkesini, bütün halkları yakından ilgilendirdiğini belirten Kurtulmuş, sorunlara yönelik çözümlerin de küresel olması gerektiğini vurguladı. Sorunların derinlikli ve çok yönlü yaklaşımlarla çözülebileceğini ifade eden Kurtulmuş, dünyada açlık ve kıtlık sorununun yaşandığını dile getirdi. İnsanların bir bardak temiz suya, bir lokmaya muhtaç olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, dünyanın birçok yerinde çeşitli nedenlerle yaşanan kitlesel göç hareketlerinin insanlığı tehdit ettiğini belirtti. Numan Kurtulmuş, savaşların, gerilimlerin, çatışmaların, iç savaşların her ülkeyi ilgilendiren sorunlar haline geldiğine dikkati çekti. Küresel iklim ve çevre krizinin de dünyanın her yerini ilgilendirdiğini anlatan Kurtulmuş, "İklim değişikliğinin artık hemen her yeri yakından etkilediğini, bunun devasa sorunlar haline geldiğini biliyoruz" dedi.  “İnsan haklarından bahseden uluslararası öğretinin tamamı iflas etmiş, çöp tenekesine atılmıştır”  Dünyada başka sorunların da olduğunu aktaran Kurtulmuş, yeryüzünde evrensel değerlerin tamamen ortadan kaybolduğunu söyledi. Filistin'de devam eden İsrail'in saldırganlığı, soykırım ve sistematik savaş suçlarını yeryüzünde temel insani değerlerin aşınmaya uğramasının göstergesi olarak nitelendiren Kurtulmuş, "İnsan haklarından, insan onurundan, milletlerin egemenliğinden, halkların bağımsızlığı ve özgürlüğünden bahseden uluslararası öğretinin tamamı iflas etmiş, çöp tenekesine atılmıştır. Artık uluslararası hukuk çerçevesinde sorunları çözebilecek bir küresel iradenin olmadığını çok açık bir şekilde görüyoruz. Küresel sistem, sorun çözmenin ötesinde bizatihi kendisi sorunların kaynağı haline gelmiştir” dedi.  Rusya-Ukrayna savaşının çözümüne ilişkin, "Rusya'nın BM Güvenlik Konseyinde veto hakkı varken bu sorunu çözmek nasıl mümkün olabilir?" diyen Kurtulmuş, "İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalleri, saldırganlığı, artık dünya kamuoyu tarafından büyük bir soykırım olarak görülen insanlık suçlarını ABD veto hakkına sahip BM ülkesiyken nasıl önleyeceksiniz? Bizatihi evrensel değerler etrafında tesis edildiğini zannettiğimiz uluslararası sistem önce bu değerlerin çökmesi, değerlerin artık uygulanamaz hale gelmesiyle birlikte tamamıyla çöküşe, çözülüşe doğru gelmiştir” ifadelerini kullandı.  “Bundan sonraki dönem hiçbir ülkenin, hiçbir bölgenin tek başına yöneteceği bir dünya sistemi olmayacaktır”  Dünyanın bütün üniversitelerinin bu konuda uğraşarak çözüm üretmek zorunda olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, küresel sistemin yeniden inşası, hakkaniyetli, adaletli sistem inşası konusunda geniş ve yoğun çabalar ortaya konulması gerektiğini anlattı. Diğer bir evrensel gelişmeyi ise çok kutupluluğun hakim olacağı yeni bir döneme girilmesi olarak tanımlayan Kurtulmuş, Berlin Duvarı'nın yıkılması ve Afganistan'dan ABD'nin apar topar çekilmesiyle yaşananları hatırlattı. Berlin Duvarı'nın yıkılmasını ve ABD'nin Afganistan'dan ayrıldığı sıradaki uçağın görüntüsünün sembolik iki görüntü olduğunu belirten Kurtulmuş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:  "2022'den sonra yeni bir dünya düzeninin kurulacağı döneme girdik. Nasıl, ne şekilde gelişeceğiyle ilgili bugünden bazı öngörüler yapılmakla birlikte tamamıyla kesin bir şey söyleyemeyiz. Kesin olarak söyleyeceğimiz tek şey bundan sonraki dönem hiçbir ülkenin, hiçbir bölgenin tek başına yöneteceği bir dünya sistemi olmayacaktır. Çok kutupluluğun, çok merkezliliğin hüküm sürdüğü dünyanın hemen her yerinde bu çok kutuplu ve çok merkezli siyasal gelişmelerin etkisinin olduğu bir döneme giriyoruz. Hiç şüphesiz Balkan coğrafyası da bu çok merkezli, kutuplu yeni dünyanın gelişmesinden yeterince payını alacak ve bu dönemin getirdiği şartlara göre yeni siyasal, kültürel, ekonomik şartlarla karşı karşıya kalacaktır. Balkan halkları olarak da çok kutuplu yeni dönemin şartlarına hazırlıklı olmamız, bununla ilgili hem ülkelerimizde hem milli olarak kendi birikimimizi gözden geçirmemiz hem de çok kutuplu sistemin inşasına sunacağımız katkıları gözden geçirmemiz gerekir. Bu anlamda çok kutupluluk yeni bir denge arayışının ortaya çıktığı bir dönemin işaretidir.”  Yeni sistem arayışının temel ilkeleri  TBMM Başkanı Kurtulmuş, yeni sistem arayışının temel bazı ilkelerinin olması gerektiğini belirterek, bunların en başında insanları yaratılışta eşit gören bir anlayışın hakim olmasının geldiğini söyledi. İnsanların yaratılışta eşitliği gibi devletlerin de egemenlikte eşitliğinin esas alınması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, “Emperyalizmin bize öğrettiği, aşıladığı maalesef zararlı fikirlerden birisi, ‘küçük ülkeyiz' anlayışıdır. Dünyada küçük ülke yoktur. Nüfusu az ülke vardır, yüzölçümü küçük ülke vardır ama hiçbir ülke bir diğerinden ayrı değildir; her birisi egemendir, egemenlikte eşittir” diye konuştu.  TBMM Başkanı Kurtulmuş, ana direği insanların yaratılışta, ülkelerin de egemenlikte eşitliği prensibine oturan yeni bir dünya sisteminin kurulmasının şart olduğunu, aksi takdirde işgaller, savaşlar, çevre kirliliği, açlık, kıtlık, küresel güç gibi dünyadaki sorunların çözülmesinin mümkün olmayacağını ifade etti. Küresel sistemin mutlaka adalet merkezli olması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, ekonomik adalet, sosyal adalet ve çevresel adalet başlıkları altında tam manasıyla adaletin sağlandığı yeni bir sistemin kurulması gerektiğini söyledi. Kurtulmuş, “Merkezine adaleti almayan ya da bu alanlardaki adaleti es geçen hiçbir teklifin hayırlı bir şekilde gerçekleşmesi mümkün olmaz” dedi.  Yeni küresel sistem arayışının “kapsayıcı” olması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, her görüşe, her kimliğe temsil hakkı tanıyan yeni bir anlayışla dünya sisteminin inşa edilmesinin önemine dikkati çekti. Kurtulmuş, “Ötekileştiren, farklılaştıran, bazılarını birinci sınıf, diğerleri de ikinci-üçüncü sınıf olarak gören hiçbir anlayış, dünyada barışı tesis etmeye muktedir olamaz. Onun için diyoruz ki yeni küresel sistem arayışında mutlaka kapsayıcı uygulamaları ve kapsayıcı teklifleri ortaya koyak zorundayız” ifadesini kullandı.  Yeni dünya sisteminin aynı zamanda “katılımcı” ve “sürdürülebilir” olması gerektiğini belirten TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Sadece bir anlık fikirler, sadece orta ve kısa vadeli menfaatler etrafında oluşan teklifler değil, uzun vadeli, insanlığın ortak paydasına olacak fikirlerin ortaya konulması ve bunların sürdürülebilir bir şekilde devam ettirilmesi lazım” dedi.  Kurtulmuş, bu başlıkların yeni küresel sistem için önemine işaret ederek, “Eğer yeni bir küresel sistemi inşa edemezsek dünyayı çok sayıda sıkıntının, belanın beklediğini hepimiz biliyor ve bunun farkındayız. Onun için diyoruz ki bu temel umdeler çerçevesinde elimizdeki bütün imkanları kullanarak, bütün fikri, siyasi, entelektüel çabalarımızı ortaya koyarak yeni bir dünyanın inşa edilmesi için gayret etmek ve bu konuda da yardımlaşmak mecburiyetindeyiz” değerlendirmesinde bulundu.  “Bu mücadelede demokrasiyi savunanlar güçlü bir şekilde galip çıkacaklardır”  Dünyada egemen olanların, gücü elinde bulunduranların kendi imkanlarını kaybetmemek için her türlü baskıyı, kontrolü ortaya koymak isteyeceklerini ifade eden Kurtulmuş, “Küresel adil bir sistemin inşa edilebilmesi kolay bir şekilde olacak husus değildir. Çok kapsamlı ve çok yönlü bir mücadeleyi gerektiriyor” dedi.  Gelecek dönemde dünyanın her yerinde var olacak mücadele alanlarına dikkati çeken Kurtulmuş, bu mücadelede insanlıktan, insaftan, vicdandan yana olanların kazanacağını, çok kısa bir süre içerisinde yeryüzünde hakkaniyetli bir sistemin inşa edileceğini belirtti. Kurtulmuş, gelecek dönemde “değerler ve ilkeler ile çıkarcılık arasında” büyük bir mücadelenin olacağını dile getirerek, “Değerler ve ilkeler üzerinde mücadele edenlerin ne kadar çok yükselirse, ne kadar çok mücadele içerisinde ittifaklar arttırılırsa değerler ve ilkeler ümit ediyoruz ki önümüzdeki dönemde hakim olacak, insanlığa yol gösterecektir” dedi.  “Adalet ile zulüm arasında” gelecek dönemde bir mücadelenin olacağına işaret eden Kurtulmuş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:  “Şu anda dünyada adaleti savunan çok geniş kitleler vardır. Bunu nerede gördük? İsrail'in Filistin'de, Gazze'de ortaya koyduğu soykırım karşısında dünyanın her yerinde yüz binlerce, milyonlarca insan sokaklara çıktı. Filistin ve Gazze halkının hakkını sormak için adaleti savundular. Bir insanlık cephesi, dünyanın her yerinde kuruldu ve etkili oldu. İnsanlık cephesinin adalet çerçevesinde arayışlarını sürdürürse nasıl sonuç alınabildiğini de iki uygulamada gördük. Netanyahu ve çetesinin Uluslararası Adalet Divanında yargılanması ve aleyhlerine bir ara karar çıkması ve Uluslararası Ceza Mahkemesinde haklarında tutuklama kararı verilmesi adalet arayan insanlık cephesinin çabalarının sonucudur.”  Dünyanın bundan sonraki döneminde bir diğer çatışma alanının demokrasi ile otokrasi arasında olacağını ifade eden Kurtulmuş, “Ümit ediyoruz ki bu mücadelede demokrasiyi savunanlar güçlü bir şekilde galip çıkacaklardır” dedi. Kurtulmuş, gelecek dönemde bir diğer mücadele alanının ise “kapsayıcılık ile ayrımcılık-ötekileştirme arasında” olacağını aktardı. “Yeni bir küresel sistemin inşa edilmesini savunanlar ile sistemsizliğin nimetlerinden istifade ederler arasında” da gelecek dönemde bir mücadelenin olacağını söyleyen Kurtulmuş, “Bugün dünyada hem ekonomik hem siyasal anlamda bir sistem söz konusu değil. Sistemin çalışmamış olmasının koca koca ülkelerin nasıl işine geldiğini sizler de biliyorsunuz. Öyle olduğu için ‘Bırakın bu sistemsizlik devam etsin. Bu sistemin haksızlıklarına göz yumalım' diyerek tavır ortaya koyduklarını görüyoruz. Ama dünyadaki insanların önemli bir kısmı ise yeni bir sistem inşasından yanadır ve bunun için verilecek mücadelenin tarafı olmaya hazırdır” ifadelerini kullandı.  “Türkiye olarak Balkan coğrafyasının tabii bir parçası olarak kendimizi görüyoruz”  Balkan coğrafyasındaki halkların gelecek süreçte birlik ve beraberlik içerisinde ortak hedefler çerçevesinde mücadele etmesini arzu ettiklerini söyleyen Kurtulmuş, açıklamasını şu şekilde tamamladı:  “Türkiye olarak, Balkan coğrafyasının tabii bir parçası olarak kendimizi görüyoruz. Buradaki halkların her birini ailemizin bir ferdi, ailemizin bir unsuru olarak telakki ediyoruz. Makedonya'daki, Arnavut kardeşlerimizin, Boşnak kardeşlerimizin, gayrimüslim unsurların her birisinin bizim ailemizin bir ferdi olduğunu biliyoruz. Özellikle Balkanlar üzerinde konuşuyorsak şunu da zihnimizin bir tarafında hep tutuyoruz ki 6 asır boyunca Osmanlı barış düzeninin hüküm sürdüğü Balkan coğrafyasının hemen hemen her yerinde ayak izlerimiz, dostlarımız, kardeşlerimiz, akrabalarımız komşularımız vardır. Bu çerçevede Balkan coğrafyasındaki halklarla yakın ilişkileri her alanda sürdürmeye devam edeceğiz.” 

Enver Yılmaz'dan Numan Kurtulmuş'a sert sözler! Haber

Enver Yılmaz'dan Numan Kurtulmuş'a sert sözler!

   2018 yılında Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı’yken dönemin Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’la yaşadığı tartışma sonrası görevinden istifa ettirilen ve 2024 yılında İYİ Parti’ye geçen Enver Yılmaz, Anayasa’nın 3. Maddesi’yle ilgili yaptığı açıklamadan dolayı Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a yüklendi. Numan Kurtulmuş’la birlikte bürokraside ve AK Parti kadrolarında görev alan kişilerin de kendi çıkarlarını düşündüğünü söyledi. İşte o paylaşım: “Bugün Türkiye’nin en temel sorunlarından birisi liyakatsizliktir. Zira liyakatin belirleyici bir kıstas görülmediği bir işleyişten ilerlemenin, gelişmenin ve kalkınmanın hâsıl olması mümkün değildir.  Liyakatin tamamlayıcı unsuru olmak üzere 'Millî Bilinç ve Tavır' sahibi olmak, hem siyaset hem de bürokrasi kadrolarında aranması gereken asli özelliklerdendir. Yani, Türkiye’yi ancak milli bilinç ve tavıra sahip liyakatli insanlar ilerletip yükseltebilir. Türkiye’de liyakatin, milli bilinç ve tavır sahibi olmanın ne kadar önemli, bunlardan yoksun bulunmanın ne ölçüde yaygın ve zararlı olduğu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili yaptığı talihsiz beyan vesilesiyle bir kez daha görülmüştür. Türk tarihinin en parlak sayfalarından olan Milli Mücadele’nin karargâhı, Kurtuluş Savaşımızın merkezi olan TBMM’nin Başkanlık makamını işgal eden bir kişinin, milli kimliğimizin özeti ve somut ifadesi olan değişmez maddeleri tartışmaya açması, üzerinde ciddiyetle ve ibretle durmayı hakeden vahim bir durumdur. Bir yandan Türkiye’nin büyük dış tehditlerle karşı karşıya olduğunu söyleyip diğer yandan milli kimliğimize ve devletimizin asli niteliklerine yönelik bu türden tartışmalı söylemler içinde olmak, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un samimiyetinden, ciddiyetinden ve liyakatinden şüphe duyulmasına ve tavırlarının endişeyle takip edilmesine yol açmaktadır. Fakat bilmeliyiz ki, Numan Kurtulmuş bütün bu milli bilinç ve tavır yoksunu, liyakatsizlikle malûl hallerinde yalnız değildir.  Bugün devlete ve siyasete sızmış bir azınlık, devleti gerileten ve zayıf düşüren bir sapmanın örnekleridir.  Bir kısmı Numan Kurtulmuş’un çevresinde öbeklenmiş bazı siyasetçiler ve bürokratlar için devlet ve siyaset, millete hizmet vesilesi değil, şahsi çıkarları temin fırsatıdır. Bu gayrımilli ve liyakatsiz kadroyu tasfiye etmeden, Türkiye’yi kudretli, milletimizi müreffeh, ülkemizi bayındır kılmak mümkün olmayacaktır. Göreve geldiği günden bu yana milletimizin iradesi üzerinde yükselen yüce meclisimizi krizlerle anılır hâle getiren, kendi sözlerinin bile arkasında durma iradesinden yoksun, TBMM’yi idare edebilecek liyakate sahip olmayan ve bu makamı kariyer planlamasında bir sıçrama tahtası olarak gören Numan Kurtulmuş, milli bilinç ve tavra aykırı bir tutum içindedir. Türkiye’nin hakettiği güce ve saygınlığa kavuşması, milletin acil sorunlarının çözümlenmesi için aslolan hamle, Numan Kurtulmuş ve benzerlerinin söz ve eylemlerinde tecessüm eden anlayışın tasfiyesi ile mümkündür. Türkiye, liyakatsizliği de, milli bilinç ve tavırdan yoksun konjonktürel siyasetçileri de aşacaktır. Türkiye’ye yakışan Anayasa, ilhamını Milli Mücadele ruhundan ve millî kimliğimizden alan bir metin olacaktır. Aksi düşünenler, buna mani olmak için sinsice gayret sarfedenler, hangi makamda olurlarsa olsunlar milletin feraseti ve basireti karşısında mağlup olacaklardır.” dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş: 'İsrail Saldırıları İnsanlık İçin Bir Sınavdır' Haber

TBMM Başkanı Kurtulmuş: 'İsrail Saldırıları İnsanlık İçin Bir Sınavdır'

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Gazze’deki olaylar Ramazan sürecince de hiç hızını kesmeden devam etti. Modern zamanların gördüğü en büyük katliamdır bu yaşadığımız. Hatta tam bir manasıyla soykırım haline dönmüş olan bir vahşettir. Bu vahşet sadece Netanyahu ve hükümeti ya da siyonist İsrail rejiminin defterine yazılan bir zulüm değil. Aynı zamanda bu vahşet bütün insanlık için de bir sınavdır” dedi.   TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Fatih Belediyesi tarafından düzenlenen iftar programında sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya geldi. Kurtulmuş’a Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan eşlik etti. Programda konuşan TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Ergün Turan’a Fatih’e bu dönem içerisinde fevkalade büyük hizmetler yaptığı için teşekkür ediyorum. Allah razı olsun. İnşallah hizmetleri daim olsun ve burada halka hizmet hakka hizmet anlayışıyla yürüttüğü çalışmaların bu dünyada başarılı bir belediye başkanı ve siyasetçi olmasına vesile olduğu gibi öte tarafta da fecir kazanmasına nasip etsin” dedi.  “İsrail saldırıları modern zamanların gördüğü en büyük katliamdır”  İsrail saldırılarının soykırım haline dönüştüğünü söyleyen Kurtulmuş, “Gazze’deki olaylar Ramazan sürecince de hiç hızını kesmeden devam etti. Hatta İsrail’in hızını arttırarak sürdürdüğü trajediye dönüştü. Modern zamanların gördüğü en büyük katliamdır bu yaşadığımız. Hatta tam bir manasıyla soykırım haline dönmüş olan bir vahşettir. Bu vahşet sadece Netanyahu ve hükümeti ya da siyonist İsrail rejiminin defterine yazılan bir zulüm değil. Aynı zamanda bu vahşet bütün insanlık için de bir sınavdır. İşin başından itibaren bu işe seyirci kalanlar, İsrail'i destekleyenler, bu saldırıların arkasında duranlar, kayıtsız şartsız destek verenler ya da lafı eğip bükerek bir şekilde buradan kurtulabileceğini zannedenler kendilerini ortaya koydular. Bu süreç içerisinde dünyanın dört bir tarafında insanlık cephesi diyebileceğimiz bu yaşanan vahşete asla kabul etmeyen kendi ülkelerinin hükümetlerine rağmen meydanlara çıkan 'yeter artık bu zulmü durdurun artık' diyen çok sayıda vicdan sahibi insan olduğunu gördüm. Sokakların bu kadar hareketli bir şekilde siyonist rejime karşı böylesine büyük bir insanlık duruşu sergilemesinin arkasında hiç şüphesiz sivil toplum kuruluşlarının güçlü organizasyonlarının büyük payı var. Hep beraber Türkiye’nin pozisyonunu bütün dünyada ortaya koymaya ve Gazze’de acil bir ateşkesin sağlanması ve eşzamanlı olarak da insani yardımın yapılması için seferber olduk” ifadelerini kullandı.  “Hayalimiz Fatih'i tekrar Fatihliler için avantajlı, yaşanabilir bir ilçe haline çevirmek”  Programda konuşan Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan ise, “Fatih’te 5 yıldır görev yapıyoruz. İstanbul’da doğup büyümüş birisi olarak Fatih’te belediye başkanı olarak görev yaptığım için şükrediyorum. Bu şeref bana nail oldu. Fatih’te hizmet etmeyi şeref olarak görüyorum. Çünkü burası hem yaşayan insanlarıyla hem de yer üstü ve yeraltı kaynaklarıyla çok kıymetli bir yer. Yeni dönemde de tekrar partimiz tarafından aday gösterildim. Bizim bütün hayalimiz ve kurgumuz Fatih'i tekrar Fatihliler için avantajlı, yaşanabilir bir ilçe haline çevirmek. Yani aileler için yaşanabilir bir Fatih oluşturmak” diye konuştu.

TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan yeni anayasaya açıklamsı Haber

TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan yeni anayasaya açıklamsı

Numan Kurtulmuş, Ankara Üniversitesi'nin yeni akademik yılı açılış törenine katılarak, 'Türkiye'yi Yarınlara Taşımak' konulu ilk dersi verdi. Kurtulmuş, Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgenin emperyalistlerce bir savaş alanı haline getirildiğini söyleyerek, "Hiç şüphesiz bugün hem Orta Doğu'da hem Türkiye'de ve dünyanın birçok yerinde ortaya çıkan bu terör örgütleri, sadece kendi başlarından ibaret değildir. Bu saldırıların arkasında birkaç tane pespaye terörist yoktur. Bunlara lojistik destek sağlayan, istihbarat destekleri veren, silah destekleri veren ve hatta kendi ülkelerinin başkentlerinde siyasi destekler verenlerin kimler olduğunu çok iyi biliyoruz. Dün bu milletin kurtuluş mücadelesinde verdiği savaş, bugüne göre çok daha kolay, çok daha açık bir savaştı. Ama Allah'ın izniyle dün nasıl kurtuluş mücadelemizin arkasından yeni Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı İmparatorluğu'nun külleri üzerinden inşa edildiyse, hiç şüphemiz yok ki bugün karşımıza çıkarılan bu emperyalist aparatları da kırıp, bir kenara atarak 2'inci yüzyılımızda çok daha güçlü, çok daha büyük, çok daha müreffeh bir Türkiye'yi inşa edeceğiz" diye konuştu. 'SELÇUKLU DA OSMANLI DA CUMHURİYET DE BİZİMDİR' Türk tarihinin her bölümünün içinden dersler çıkarılacak incelenmesi gerektiğine dikkat çeken Kurtulmuş, "Türkiye'nin tarihini bölerek, tarihinin bir diğer kısmını bir diğer kısmına yabancılaştırarak okumaya çalışmak, bu millete yapılacak en büyük haksızlıktır. Selçuklu da bizimdir, Osmanlı da bizimdir, Cumhuriyet de bizimdir. Hepsinin birikimi de bu aziz milletin kendi çabasıyla ortaya koymuş olduğu büyük bir birikimdir. Tarih yazan milletler, güçlü tarihlerinden güç devşirerek, tarihlerinden ders alarak ileriye doğru hızla yürüyebilen milletlerdir. Onun için özellikle Osmanlı'yı ve Cumhuriyeti iki farklı devletmiş gibi, iki farklı serüvenmiş gibi okumaya çalışmak hem bilimsel olarak hata hem tarihi olarak büyük bir yanılgıdır. Şimdi Allah'ın izniyle bu topraklarda kurduğumuz son devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kıyamete kadar yaşatacak kararlılık içerisinde yolumuza devam edeceğiz" dedi. 'YENİ BİR ANAYASA'YI KAZANDIRACAĞIZ' Türkiye'de adalet sisteminin, siyaset kurumunun ve sivil toplumunun güçlenmesinin, Türkiye'nin 2'inci yüzyılındaki önemli hedeflerinden biri olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Bu beyanda, özellikle Türkiye'nin artık yeni bir anayasa yapma mecburiyeti olduğu ayan beyan ortadadır. Bunun için TBMM olarak öncülüğünü yapacağız ve inşallah bütün siyasi partilerin, üniversitelerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın, hukuk camiamızın ve herkesin fikirlerinin tartışıldığı; sonuçta milletin büyük çoğunluğunun 'Evet bu oldu, içimizde sindi' dediği yeni bir anayasayı inşallah bu millete birlikte kazandıracağız. Daha doğrusu milletimiz bu yeni anayasayı yapabilecek bir gücü ortaya koyacaktır. Anayasanın çok kuvvetli şekilde değiştirilmesi hedefi, yeni bir söz değil; yeni bir talep hiç değildir. Hele hele bir fantezi de değildir. 1982 Anayasası, 1961'in antidemokratik, darbeci anayasasından aldığı güç ve ilhamla, Türkiye'nin ayaklarına yeni prangalar olarak vurulmuş ve anayasanın kabul edildiği günün neredeyse ertesi gününden itibaren başta üniversitelerimiz olmak üzere her platformda yeni bir anayasa tartışılmıştır. Ümit ediyorum ki Türkiye yeni, özgürlükçü, katılımcı, kapsayıcı, çağdaş, milli, yerli bir anayasa yaparak, özellikle insan odaklı hak ve özgürlükleri geliştiren yeni bir anlayışla artık yeni bir anayasaya kavuşacaktır" diye konuştu. Kurtulmuş'a konuşmasının ardından Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar tarafından hediye, takdim edildi. Kurtulmuş, daha sonra Ankara Üniversitesi'nde profesörlüğe terfi eden öğretim üyelerine belgelerini verdi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.