Hava Durumu

#Öğretmen

Yeni Marmara Gazetesi - Öğretmen haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Öğretmen haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bursa'da Öğretmeni ile 15 Yıl Sonra Aynı Okulda Göreve Başladı Haber

Bursa'da Öğretmeni ile 15 Yıl Sonra Aynı Okulda Göreve Başladı

Bursa'nın İnegöl ilçesinde göreve yeni başlayan rehber öğretmen Melike Aydın(26) 15 yıl önceki ilkokul öğretmeni ile aynı okulda mesai arkadaşı oldu.  2005 ile 2010 yılları arasında Müşerref Muzaffer Samda İlkokulu'nda eğitimini sürdüren Melike Aydın, liseyi Naire Çikayeva Lisesini tamamladı. Kocaeli Üniversitesinde eğitimini tamamlayan Aydın, 2025 yılı ocak ayında ilk görev yeri ve ilkokul eğitimini aldığı Müşerref Muzaffer Samda İlkokulu'na atandı. İlkokul öğretmeni Sebahattin Kaya ile göreve başlayan Aydın, büyük sevinç yaşadı.  37 yıldır ilkokul öğretmenliği yapan Sebahattin Kaya'nın yetiştirdiği Melike Aydın'ın ardından kardeşi Semih'in de öğretmenliğini üstlendi. Kaya'nın eğitim verdiği Aydın'ın kuzenleri İsmet Aydın makine mühendisi, Emre Aydın kaymakam oldu.  Konuyla alakalı açıklama yapan Milli Eğitim Müdürü Halil İbrahim Zengin ise, "1992 yılında eğitim öğretim yılına başlayan hayırseverimiz tarafından yapılan Müşerref Muzaffer Samda İlkokulu'nda bu olaya tanıklık etmek için hep birlikte beraberiz. Güzel bir olay dediğimiz şu. Sabahattin Kaya öğretmenimizin aynı aileden 4 öğrenciye nasıl dokunduğuna burada şahitlik ediyoruz. Melike öğretmenimiz bugün buraya geldi. Sabahattin hocamızın yetiştirdiği bir evladımız. Daha öncede aynı aileden kaymakam adayımız şu anda kaymakamlık refikliği stajyerliği yapmakta. Aynı aileden bir öğrencimizde makine mühendisi olarak iş hayatına atıldı. Diğer öğrencimiz de bugün 7. sınıfta aynı okulda eğitimine devam etmektedir. Bir öğretmenin dokunuşunun ne kadar önemli olduğunu ve aynı okulda beraber çalışmanın keyfine bugün burada şahitlik ettik. Bu vesileyle eğitim öğretim yılının ikinci döneminin bütün öğretmenlere hayırlı olmasını diliyor teşekkür ediyorum" dedi.  Bu sene eğitim gördüğü Müşerref Muzaffer Samda İlkokuluna Rehber öğretmen olarak atanan Melike Aydın(26), "2005-2010 yılları arasında Müşerref Muzaffer Samda İlkokulunda tamamladım. Bu süreçte büyük emekleri olan sınıf öğretmeni Sabahattin Kaya'ya çok teşekkür ediyorum. Öğrenci olarak başladığım bu okulda 15 yıl aradan sonra öğretmen olarak tekrar göreve başlamak nasip oldu. Haberlerde bu tarz içeriklere rastladığımda insanların ne kadar şanslı olduğunu düşünüyordum. Şu an bu şansa sahip olanlardan biri benim. Buralara gelmemde büyük emekleri olan Sabahattin Kaya hocamla birlikte çalışıyor olmakta ayrıca benim için çok gurur verici. Burada olmaktan çok mutlu ve gururluyum. Kendimi evimde gibi hissediyorum. Açıkçası Sabahattin hocam benim yolumu aydınlatan çok önemli bir meşaleydi. Benimde örnek aldığım en önemli şey çocukların yolunu aydınlatmaktan geçecek. Benim için çok büyük bir rol modeldi. Bende şimdi gelecek nesillere rol model olmak için çalışmayı hedefliyorum" dedi.  Sınıf Öğretmeni Sabahattin Kaya(63) ise, "Kendi yetiştirdiğim bir öğrencimle yıllar sonra bir araya gelip aynı mesleği yürütebilmek benim için öğrencimi karşımda öğretmen olarak görmek ayrı bir gurur kaynağı. Her öğretmene nasip olmayacak duyguları yaşıyorum. Burada önce ben bazı şeylerden bahsetmem lazım. Burada özellikle aile çok önemli faktör. Hem Yalçın hem de Ercan Beye teşekkür ediyorum. O ailenin bütün çocuklarını ben okuttum şu anda hepsi bir yerlere geldi. Eğitimde ailenin desteği çok önemli. Melike zaten ilkokuldan itibaren kişiliği belli. Milli duyguları hedef olan bir öğrencimdi. Burada ilk atamada Muzaffer Samda İlkokulu'na geldiğim zaman bu aileden İsmet Aydın makine mühendisi, daha sonra Emre Aydın kaymakamlık stajı yapıyor, üçüncü olarak Melike ile beraber olduk. Son kuşak Semih şu anda ortaokulumuzda 7. sınıfta devam ediyor.  Öğretmen Sabahattin Kaya'nın 12 yaşındaki 7. Sınıf öğrencisi Semih Aydın da, "Ben Semih Aydın, Müşerref Muzaffer Samda İlkokulu'nda 7. sınıf öğrencisiyim. Ablam gibi bende Sabahattin Kaya'nın öğrencisiyim. Sabahattin Kaya'nın bana verdiği destekler üzerine bende iyi bir öğrenci olmak istiyorum. Benim tek hedefim Sabahattin Kaya gibi bir öğretmen olmak" dedi. 

Kaybolan Öğretmeni Bulmak İçin Jandarma Ekipleri Seferber Oldu Haber

Kaybolan Öğretmeni Bulmak İçin Jandarma Ekipleri Seferber Oldu

 Erzurum’un Aşkale ilçesinde kaybolan öğretmeni bulmak için jandarma ekipleri seferber oldu. Aracı ilçeye 35 kilometre uzaklıkta Karasu Mahallesi'nde bulunan öğretmeni bulmak için çalışmalar bölgede yoğunlaştırıldı.   Aşkale'de 3 gün önce evinden ayrılan ve bir daha haber alınamayan öğretmen Sabit Bülbül'ü arama çalışmalarına devam ediliyor. Öğretmenin en son telefonundan alınan sinyal doğrultusunda ekipler arama çalışmalarını ilçeye bağlı Karasu Mahallesi'nde yoğunlaştırdı. İlçeye 35 kilometre uzaklıktaki Karasu köyünde yaşayan bir vatandaş tarafından Ağveyis Hanı'nın bulunduğu mevkide kayıp öğretmenin aracı bulundu.  Kar dolayısıyla kapalı olan köy yolu iş makinelerinin çalışmaları ile açılarak olay yerine gelen ilçe jandarma ekiplerince aracın kayıp öğretmene ait olduğu tespit edildi.  Olay yeri inceleme ekiplerinin köyde yaptığı aramalara rağmen Sabit Bülbül'e ait herhangi bir ize rastlanamadı. Evli ve 2 çocuk babası olan öğretmeni aramalara bugün sabah yeniden başlandı.  Jandarma ekipleri arazide yaya olarak arama çalışmalarına başlarken diğer taraftan dron ile arazi taranıyor. Karasu Nehri ve mahalleye 4 kilometre uzaklıktaki HES barajında da dalgıçlarca arama yapılması bekleniyor.  Mahalle sakinlerinden Yavuz Erkan, öğretmenin arabasını gördükten sonra jandarmaya bilgi verdiğini, daha sonra ekiplerin gelerek araştırma yaptıklarını söyledi. 

Evine Gitmek İsteyen Öğretmen Minibüsün Çarpması Sonucu Öldü Haber

Evine Gitmek İsteyen Öğretmen Minibüsün Çarpması Sonucu Öldü

Afyonkarahisar'da yolun karşısına geçmeye çalışırken minibüsün çarpması sonucu ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden 23 yaşındaki gencin öğretmen Şeyma Candan olduğu ve evine dönerken kazanın yaşandığı ortaya çıktı. Olay sonrası araç sürücüsünün gözaltına alındığı bildirildi.  Kaza, kent merkezi Karşıyaka mahallesinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, yolun karşısına geçmeye çalışan Şeyma Candan'a (23) M.E.'nin kullandığı 16 ASE 911 plakalı minibüs çarptı. Minibüs Candan'a çarptıktan sonra sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kaldırıma çıkıp bir iş yerinin duvarına çarparak durabildi. Kazanın ardından çevredekilerin haber vermesi ile bölgeye çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Yaralanan Candan olay yerine gelen ambulansla Afyonkarahisar Devlet Hastanesine kaldırıldı. Ancak Candan yapılan müdahaleye rağmen kurtarılmayarak yaşamını yitirdi.  Aile üyeleri büyük acı yaşadı  Kazada hayatını kaybeden Candan'ın mahallede bulunan özel bir okulda güzel sanatlar ve resim öğretmeni olarak çalıştığı kaydedildi. Candan'ın kazadan sadece dakikalar önce çarşı merkezde arkadaşları ile çay toplantısında bir araya geldiği ve ardından eve dönüş yolunda dolmuştan inip yolda karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı esnada kazanın gerçekleştiği belirtildi. Genç öğretmenin Afyonkarahisar Devlet Hastanesi morgundaki cenazesi sabah saatlerinde ailesine teslim edildi. Candan ardından Sadıkbey Mahallesinde gerçekleştirilen cenaze töreninin ardından aile kabristanlığında toprağa verildi.  Cenaze töreninde aile üyeleri büyük acı yaşarken, cenazeye katılanlar Candan'ın ailesini teselli etmek için uğraştı.  Öte yandan, kazanın ardından araç sürücüsü M.E.'nin polis tarafından gözaltına alındığı belirtildi. 

Eğitim ve Bilim Gücü Sendikası, Öğretmen Maaşlarının Yeterli Olmadığı Gerekçesiyle Eylem Yaptı Haber

Eğitim ve Bilim Gücü Sendikası, Öğretmen Maaşlarının Yeterli Olmadığı Gerekçesiyle Eylem Yaptı

Eğitim ve Bilim Gücü Sendikası (Eğitimin Gücü-Sen), öğretmen maaşlarının yeterli olmadığı gerekçesiyle eylem yaptı.  Eğitimin Gücü-Sen, öğretmen maaşlarının az olduğu gerekçe göstererek eylem gerçekleştirdi. Ulus Meydanı'ndaki eylemde basın açıklaması yapan Eğitimin Gücü-Sen Genel Başkanı Oğuz Özat, eğitim çalışanların ve memurların içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları dile getirmek için toplandıklarını dile getirerek, “Son açıklanan verilere göre yoksulluk sınırı 66 bin lirayı aşmıştır. Ancak bir öğretmen maaşı açlık sınırında, 40 bin lira düzeyindedir. Eğitim çalışanlarında ise bu oran daha düşüktür. Bu tablo eğitim çalışanlarının yokluğa mahkum edildiğini açıkça göstermektedir. Maaşlarımızı, bırakın insanca yaşamı en temel ihtiyaçlarımız salatalığı, domatesi, soğanı alamayacak haldedir. Bugün bir öğretmen, maaşıyla evinin masasına bir dilim ekmek, birkaç soğan koymak için düşünmek zorunda kalıyorsa ortada büyük bir ekonomik sıkıntı var demektir” açıklamasında bulundu.  “Bu bordroları kesinlikle kabul etmiyoruz”  Öğretmenlere verilen maaşların yeterli olmadığını söyleyen Özat, “Bu bordroları kesinlikle kabul etmiyoruz. Ve bugün burada biraz sonra 15 yıllık öğretmenin bordrosunu yakacağım. 38 bin lira maaş 15 yıllık öğretmen ve aynı kişinin kirası 22 bin lira. Bunun içinde okula gidiş geliş yol paraları hariç tutuyorum. Biz öğretmenlere öğle yemeği istiyoruz. 600'e yakın okul gezdim bir buçuk yılda. Öğlen yemek yemiyor öğretmen. Öğretmen derslere aç giriyor öğleden sonra. Dışarıdan sipariş veremiyor. Bir yemek olmuş en ucuz 400 lira. Sefer tasıyla geziyor öğretmen” açıklamasında bulundu.  Eylem, Özat'ın konuşmasının ardından öğretmenlerin bordrolarını yakmasıyla son buldu. 

"Oğlum dayak yedi" Diyerek Şikayetçi Olan Anne, Sanık Sandalyesinde Haber

"Oğlum dayak yedi" Diyerek Şikayetçi Olan Anne, Sanık Sandalyesinde

Kocaeli'nde 10 yaşındaki öğrencisine şiddet uyguladığı iddiasıyla açılan davada öğretmen delil yetersizliğinden beraat ederken, öğrencinin annesi hakkında iftira, tehdit ve hakaretten dava açıldı. Gözyaşlarıyla açıklamalarda bulunan anne, "Çocuğu dövülmüş bir anne olarak sanık sandalyesine ben oturtuldum" dedi.  Olay, geçen yıl 24 Kasım'da Öğretmenler Günü'nde bir ilkokulda yaşandı. Zeka seviyesi yüksek ve hiperaktif olduğu için yüzde 40 özel gereksinim raporu bulunduğu öğrenilen A.F.Ç.'nin (10), öğretmeni E.A. tarafından sınıfta arkadaşlarının gözü önünde şiddete maruz kaldığı öne sürüldü. Bu iddia üzerine okula giden anne Hülya Kartal, durumu öğrenmek istedi ancak okul yönetimi böyle bir olayın yaşanmadığını söyledi. A.F.Ç.'yi de yanına alıp polise giden anne oğluna şiddet uyguladığı iddiasıyla öğretmen E.A. hakkında şikayetçi oldu.   Öğretmen beraat etti, anne yargılanmaya başladı  Şikayet üzerine E.A. hakkında açılan davanın duruşması ise 9 Temmuz 2024'te görüldü. Duruşmada E.A. hakkında delil yetersizliğinden beraat kararı verildi. Bu kez öğretmen E.A. da Hülya Kartal hakkında hakaret, tehdit ve iftira davası açtı. Kartal, geçtiğimiz günlerde hakim karşısına çıktı.   E.A.: "Anne hakkında şikayetçi oldum, davamız devam ediyor"  Suçlamaları kabul etmeyen ve öğrenciye şiddet uygulamadığını dile getiren E.A., "Darp iddiasına ilişkin dava süreci bitti, beraat ettik. Ben anne hakkında yalan söylediği, kamu kurumunu bastığı, biz öğretmenlere hakaret ettiği, kapımızı yumrukladığı ve sınıftaki öğrencilerimizi rahatsız ettiği için şikayetçi oldum. Bu olaya veliler başta olmak üzere birçok kişi de şahit oldu. Anneye yönelik açtığım dava devam ediyor. İddialarının arkası boş. Öyle bir olay yok, zaten bizim okulumuzda böyle olaylar yok. Hanımefendi kendi kendine iddialarda bulunuyor" dedi.   "Tokat attı, saçımı çekti ve yere doğru savurdu"  Öğretmeni tarafından darp edildiğini ileri süren 10 yaşındaki A.F.Ç., "Kafama tokat atılarak, bir de saçım çekilerek şiddete maruz kaldım. Olaydan bir gün önce sınıflar arası kavga olmuştu. Olay günü okula gittiğimde kavga ettiğimiz kişilerin öğretmenleri tarafından hakarete uğradım. 'Benimle böyle konuşamazsınız' dedim. Sınıf öğretmenim de öğrencileri eve kadar arkadaşımla takip ettiğimizi ve kapının zilini çalıp kaçtığımıza yönelik şikayet aldığını söyleyerek beni darp etti. Oysaki ben değil bizim sınıftaki diğer çocuklar takip etmiş, suç bana ve diğer arkadaşım üstüne kaldı. Öğretmen, diğer arkadaşımla birlikte beni tahtaya kaldırdı. 'Çocukları sapık gibi takip etmişsin' dedi. Arkadaşım olayı anlattı ve yerine oturdu. Ben tam olayı anlatacakken öğretmen kafama tokat attı. Sonra gitti beni yerime oturtturdu. 'Bu salak çocukla bir daha konuşmayın. Siz de bunun gibi mal olursunuz' dedi. Bu hakaretlerin üstüne eve gitmek istedim. Sınıftan çıkmaya çalıştım, kapıya doğru koşunca öğretmenim beni yakaladı. Saçımı çekti ve yere doğru savurdu" diye konuştu.  "Öğretmenler Günü'nde dayak yedim"  A.F.Ç., öğle arası eve gittiğini ve durumu annesine anlattığını da ifade ederek, "Öğretmenler Günü'nde dayak yedim, mağdurum ve şikayetçiyim. Darp raporu alıp karakola gittik. Daha önce de aynı öğretmen bir çocuğun kafasını tahtaya vurmuş. Çocuğu merdivenlerden düştü diye ikna edip annesine yalan söylemişler, sonrasında anne gerçeği öğrendi. Beni şikayetimden vazgeçirmek için çok çalıştılar. Bütün sınıfın ortasında dayak yemek bana kötü hissettirdi" dedi.  "Müdür yardımcısı öyle bir durumun olmadığını söyledi"  Anne Hülya Kartal ise oğlunun olay günü eve ağlayarak geldiğini ve öğretmeni tarafından darp edildiğini söylediğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:  "Okul yönetimiyle görüşmek için oğlumu da yanıma alıp gittiğimde muhatap bulamadım. Alt kata indiğimde oğlumun sınıfının koridorunun önünde 20 küsur öğretmen ve müdür yardımcısını gördüm. 'Hocam ne oluyor burada, oğlum neden dayak yemiş? Bana bir açıklama yapmalısınız' dedim. Müdür yardımcısı öyle bir durumun olmadığını söyledi. O zaman 'Kapının önündeki bu tedbir ne? Çocuk dayak yedirmediyse öğretmen bana bir cevap versin' dedim. Çok üzgündüm, ağlayarak soruyordum. Baktım ki olayı kapatmanın derdindeler, yüksek sesle polis istediğimi söyledim."  "Müdür 'şikayetini geri çek, sorun kalksın' dedi"  Olay sebebiyle öfkeli olduğunu söyleyen Kartal, "Mağdur edilmiş bir çocuğun annesiyim. 'Polis istiyorum' diye birkaç kere bağırınca hiç polis de çağırmaya niyetleri yoktu. Merdiven üstünde fenalık geçirmeye başladım. Daha sonra polis geldi, darp raporu alarak şikayette bulunduk. Oğlum korktuğu için okula birkaç gün gidemedi. Okul müdürünü aradım, 'Hocam çocuğu okula göndermem lazım. Dersten geri kalıyor' dedim. Müdür, 'Onu öğretmenimizi şikayet etmeden önce düşünecektin. Şikayetini geri çek, sorun kalksın' dedi. Adalet arayışını devam edeceğim. Çocuğumun yaşadığı şeyin bedelini başka çocuklara da yaşatmayacak. Olay yaşandıktan sonra bir kadın da kapıma gelerek, yeğeninin de aynı öğretmeni tarafından darp edildiğini söyledi" şeklinde konuştu.  "Ne hikmetse geçen sene dayak yiyen çocuk zamanında da kamera bozukmuş"  Okul müdürü tarafından tehdit edildiğini de ileri süren Hülya Kartal, "Bana 'sen burada teksin, öğretmenimizin şikayetini çekeceksin harcattırmayız. O davayı çekmezsen biz de senin okul kapısını kırdığını ve öğretmenimizi tehdit ettiğini söyleriz' dedi. Ben de onlara, 'sınıfın tepesinde kamera var, öyle bir iftira yapamazsınız. Çocuğun dayak yediğinde o kamera çekmiştir. Benim o kapılara gelip bağırıp çağırıp tehdit etmediğimi, sadece yerlerde ağlayıp bayıldığımı, düştüğüm görülecektir' dedim. Ancak kameranın bozuk olduğunu söyledi. Ne hikmetse geçen sene dayak yiyen çocuk zamanında da kamera bozukmuş" diye konuştu.  "Çocuğu dövülmüş bir anne olarak sanık sandalyesine ben oturtuldum"  Kendisine karşı iftira, hakaret ve tehdit suçlamalarıyla dava açıldığını savunan Kartal, "Çok yıpratıcı süreç, psikolojimiz bozuldu. Oğlum okula ağlayarak zorla gidiyordu. Bu zor süreçte okulun anneye destek olması gerekirken, çocuğumun ve benim hayatımı çıkmaza soktular. Bana karşı hakaret, iftira ve tehdit davası açtılar. Okulda kapı kırmışım, öğretmeni 'görevinden attıracağım' diye tehdit etmişim. Çocuğu dövülmüş bir anne olarak sanık sandalyesine ben oturtuldum. Bir anne olarak çocuğumun hakkını arıyorum diye çok mağdur edildim. Çok yıprandım, adalet istiyorum. Tek istediğim benim oğlum gibi başka çocuklar bu olayı yaşamasın. Beni şikayet ettikleri için sanık kürsüsüne oturtuldum. Çocuğunun hakkını isteyen bir anne olarak sanık kürsüsünde olmayı hak etmedim. Bunca olay yaşayan çocuğumun adaleti alamamasına üzülüyorum. Oğlum hiperaktif olduğu için olay tarihinde yüzde 40 raporluydu. Çocuğumun kalp ritim bozukluğu var. Okulda birkaç defa bayılmış. Çocuğumun hasta olduğunu, raporlu olduğunu biliyorlar" dedi. 

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.