Hava Durumu

#Ramazan

Yeni Marmara Gazetesi - Ramazan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ramazan haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Zorlu Mesai Ramazan'da Dahi Devam Ediyor Haber

Zorlu Mesai Ramazan'da Dahi Devam Ediyor

Kilisli çiftçilerin yeni sezon hazırlıkları devam ederken, domates üreticileri de fideleri Polateli, Musabeyli ve Elbeyli ilçelerinde bereketli toprakları ile buluşturdu. Bereketli hasat beklenen sezonda üreticiler, domates fidelerini 11 ayın sultanı olan Ramazan ayında toprakla buluşturdu.    Kilis'te yaklaşık 9 bin dekar alanda üretimi yapılan sofralık ve salçalık domates fidelerinin dikimi başladı. 6 Şubat’ta yaşanan asrın felaketinden etkilenen 11 il içinde olan Kilisli çiftçiler, 11 ayın sultanı Ramazan ayında umutlarını toprakla buluşturdu. Çiftçilerin 1 dekarında, yılda 10 ile 15 ton domates üretiminin yapıldığı Kilis'in bereketli topraklarında Ramazan ayında da hummalı çalışmaları devam ediyor. Sahurdan sonra tarlaların yolunu tutan çiftçiler, traktörlerle özel olarak hazırlanan arazilerde domates fidelerini toprakla buluşturmaya başladı.  Ziraat Mühendisleri Odası Güven Özdemir yaptığı açıklamada, Kilis Polateli'nde en önemli geçim kaynağı olan domates fidesinin toprakla buluştuğunu vurgulayarak, ‘‘Ramazan ayının son haftasında çiftçiler zorlu mesaiye başlayarak umutlarını toprakla buluşturdu. Yaklaşık 5 aylık mesai domatesin tarladan soframıza yolculuğu ve mesaisi başladı. Bu tarlada çalışan çiftçilerin hemen hemen hepsi ülkenin ekonomisine katkı sunmak için artan sıcaklıkların altında oruçlarını tutarak akşama kadar çalışıyor. Türkiye’nin en küçük ilçesi olan Polateli’nde domates fideleri toprakla buluştu’’ dedi.  ‘‘Ülkenin ekonomisine severek katkıda bulunuyorum’’  12 yaşından itibaren çiftçi olduğunu söyleyen Ayşe Çağlı, ‘‘Ben, çiftçilik yaparak ülke ekonomisine severek katkıda bulunuyorum. Eşimle beraber el ele verip çalışarak işimizin ustası olduk. Biz şuan 5 kişilik bir aileyiz ve tarım işçileri ile birlikte bu işi severek üstleniyoruz. Ramazan ayında olduğumuz için havaların da ısınmasıyla birlikte güneş altında çalışmak zor oluyor’’ diye konuştu.  Dedesinin çocuklarına ve torunlarına bıraktığı tarlada hiç yorulmadan çalıştıklarını söyleyen İbrahim Halil Çağlı ise, ‘‘Ramazan ayının son haftalarında en küçük ilçemizde domates ekimine başladık. İnşallah yılımızın hayırlı ve bereketli geçmesini dilerim. Rahmetli dedemin bize bıraktığı bu mesleği onun izinden giderek çiftçiliğimize devam edeceğiz. Bizden sonra gelecek olan çocuklarımıza milli servet olarak bırakmaya çalışacağız’’ dedi. 

Ramazan Sonrası Sindirim Sistemine Dikkat Haber

Ramazan Sonrası Sindirim Sistemine Dikkat

Ramazan’ın bitmesine sayılı günler kala Prof. Dr. M. Emel Alphan, iki öğün gibi özel bir beslenmenin uygulandığı bu dönemden normal yemek düzenine geçerken dikkat edilmesi gereken noktalara değindi. Sindirim sisteminin uyumunun sağlanmasının önemli olduğunu belirten Prof. Dr. M. Emel Alphan, bayram geleneğinin bir sembolü olan kahvaltı ve yemek sofralarında ağır yemeklerden uzak durulmasını, tatlı ve şeker tüketiminden kaçınılmasını tavsiye etti.   Sindirim sisteminin uyumunu sağlamak önemli  İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Emel Alphan, Ramazan sonrası normal beslenme düzenine geçişle ilgili değerlendirmede bulundu. Ramazan ayının, oruç tutanlar için, günde iki öğün gibi özel bir beslenme uygulanan ve alışılmışın dışındaki saatlerde yemek yemeyi gerektiren bir dönem olduğunu belirten Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Bu dönemden normal yemek düzenine geçişte, sindirim sisteminin de uyumunu sağlamak önemlidir. Oysa bir aylık oruç döneminden sonraki bayram günlerinde bireyler, genellikle psikolojik olarak aşırı yemek yeme eğilimindedirler. Bunun yanı sıra, geleneklerimize bağlı olarak, bayram yemeklerinin, günlük beslenme düzeninin dışında, çeşit olarak fazla ve içeriğinin ağır olması, bayram ziyaretlerindeki hamur tatlısı ağırlıklı ikramlar ve bu ikramların geleneklerimiz nedeniyle ısrarla yedirilmesi, sindirim sistemindeki adaptasyonu güçleştirir” uyarısında bulundu.  Güne hafif kahvaltı ile başlanmalı  Sindirim sisteminde adaptasyonun sağlanması için bayramda hafif yiyecekler yenilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Güne hafif bir kahvaltı ile başlamak, gün içinde aşırı yağlı, çok tuzlu, enerji açısından yoğun hamur işlerinin ve hamur tatlılarının yenilmemesi gerekir” dedi.  Sağlıklı bir bayram için bu önerilere kulak verin  Prof. Dr. M. Emel Alphan, bayramda uygulanması gereken beslenme kurallarının aşağıdaki gibi olması gerektiğini belirterek sıralamayı şöyle yaptı.  Güne hafif bir kahvaltı ile başlanmalıdır Öğüne çorba ve salata ile başlanmalı, çorba ile ekmek yenilmemelidir. Bu, o öğünde aşırı miktarda yemek yemeyi önler.  Yemekler çok yağlı ve çok tuzlu yapılmamalıdır. Et ve tavuk yemeklerine pişerken yağ ilave edilmemeli, kızartılmış besinlerden kaçınılmalıdır.  Bayram yemeğinde, börek, pilav, makarna, dolma, sarma gibi besinler bulunduğu takdirde ekmek yenilmemelidir.  Enerjisinin düşük olmasından dolayı, öğünde mutlaka sebze ve salata bulunmalıdır.  Ağır hamur tatlıları yerine sütlü ve meyveli tatlılar ya da en iyisi meyve tercih edilmelidir.  Bayram ziyaretleri sırasında, ikram edilen tatlıların, porsiyon ölçülerinin az olması, misafirlerin de az yemesine neden olur. Mümkünse misafirlere seçenek olarak meyve de sunulmalıdır.  Geleneksel Türk misafirperverliğinin bir sonucu olarak gelişen ikram edilen yiyeceklerin yenilmesi konusundaki ısrardan kaçınılmalıdır.  Bayram günlerinde, çikolata, şeker, şekerlemeler ve tatlı gibi kalorisi yüksek olan yiyecekleri, herkesin, özellikle çocukların aşırı yemeleri önlenmelidir.  İkram edilen çay, kahve gibi kafeinli içeceklerin aşırı tüketiminden kaçınılması, açık ve limonlu çay, ıhlamur ve bitki çaylarının tercih edilmesi gerekir.  Ramazan boyunca, su tüketiminin az olmasından dolayı oluşabilen su kaybının, yerine konulması için su ve sulu gıdaların tüketimine önem verilmesi gerekir.  Diyabetlilerin (şeker hastalarının), kalp hastalarının, hipertansiyonu (yüksek tansiyon) olan kişilerin, diyetisyenleri tarafından önerilmiş olan diyetlerini bozmamaya özen göstermeleri ve aile çevresindekilerin de hastalara bu konuda yardımcı olmaları gerekir.  Prof. Dr. M. Emel Alphan, belirtilen hususlara dikkat edilmediği takdirde sindirim zorlukları, mide ve bağırsaklarda aşırı gaz birikimi, ani tansiyon ve şeker yükselmesi gibi durumların ortaya çıkabileceğini, hastalarda ve yaşlılarda ise daha ağır sorunlar oluşabileceğini vurguladı. 

Aylık 30 Bin Lira Maaşı Var, Çırak Yetişmiyor Haber

Aylık 30 Bin Lira Maaşı Var, Çırak Yetişmiyor

Bolu’nun tarihi ilçesi Mudurnu’da evli ve 3 çocuk babası olan Feridun Yaşayan, 28 yıldır fırın ustası olarak çalışıyor. Feridun Yaşayan, fırıncılık mesleğine gençlerin heves etmemesinden kaynaklı olarak mesleğin unutulmaya yüz tutacağını anlattı. Ramazan ayında sofraların vazgeçilmezi olan pideleri ilçeye sıcak sıcak servis ettiklerini ifade eden Yaşayan, 20 liradan pideleri satışa sunduklarını belirtti. Bir fırıncının günlük maaşının bin lira civarında olduğunu belirten usta Yaşayan, kendi çocuğunun bile bu işi yapmaktan kaçtığını dile getirdi.  Gençlerin mesleğe heves etmediğini belirten Feridun Yaşayan, “28 yıldır bu işi yapıyorum. Abimden öğrendim bu mesleği. Fırıncılığın püf noktaları yok. İçinden gelerek yapacaksın bu işi. Şu anda bu mesleğe hiç heves eden yok. Yeni nesil çalışmak istemiyor. Benim kendi çocuğum bile yanımda 5-6 yıl çalıştı. Ondan sonra bıraktı. Çalışanlar için bu meslek bir aileyi rahat bir şekilde geçindirir. Fırın ustasının günlük maaşı bin lira civarında. Aylık 30 bin lira yapıyor. Bizim işimiz gece. Sabaha karşı geliyoruz. Fırında çalışıyoruz” dedi.  İlçe halkına Ramazan ayında sıcak pide servisi yaptıklarını belirten Yaşayan, “Ramazan ayında pidelerin sayısı değişiyor. Sıcak sıcak servis etmeye çalışıyoruz. Ramazan pidesinin fiyatı da 20 lira. İsteyene her çeşit yapıyoruz. Ramazan ayında köy ekmeği falan da yapıyoruz. Benim kullandığım fırın 150 adete kadar tek seferde ramazan pidesi alıyor” diye konuştu.

TRT'den "Ramazan’da Bir Filistin Gecesi" Etkinliği Haber

TRT'den "Ramazan’da Bir Filistin Gecesi" Etkinliği

TRT'nin Filistin'de yaşanan soykırıma dikkat çekmek ve Gazze’de yaşanan insanlık dramını duyurmak amacıyla 22-23 Mart tarihlerinde TRT İstanbul Ulus Kampüsü’nde gerçekleştirdiği “Ramazan’da Bir Filistin Gecesi” etkinliğinin ilki düzenlendi. TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, "Ülkemiz gücünü, imkanını, teknolojisini, iradesini, sözünü ve eylemini her daim mazlumdan ve haklıdan yana koymuştur ve buna devam edecektir” dedi.   TRT, Filistin meselesinin farklı boyutlarıyla konuşulmasını sağlamak, Gazze’de yaşanılan insanlık dramına dikkat çekmek amacıyla 22-23 Mart tarihlerinde TRT İstanbul Ulus Kampüsü’nde düzenlediği “Ramazan’da Bir Filistin Gecesi” etkinliğinin ilk gösterimi gerçekleştirildi. Etkinliğe TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ve Filistin’in Türkiye Büyükelçisi Faed Mustafa katıldı.  Etkinliğin ilk gününde TRT Uluslararası Özel Haberler ve İçerikler departmanından yönetmen Nawras Abu Saleh'in "Dijital İşgal" adlı belgeseli ilk kez gösterildi. Belgesel, İsrail'in işgalinin dijital yönünü ele alırken, AL Kassam'ın bu işgale karşı kurduğu gizli istihbarat servisi görüntülerini ve röportajlarını ilk defa izleyici ile buluşturdu. Programda ayrıca TRT Arabi'nin ürettiği "Tek Kurtulan" belgeselinin de gösterimi yapıldı.  Etkinlikte konuşan TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, "Türkiye’nin kamu yayıncısı sorumluluğuyla gerçekleştirdiğimiz bu iftar programında eli kanlı İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği hudutsuz katliamları bir kez daha haykırmak, unutturmamak ve zulmün sıradanlaştırılmasına izin vermemek için bir aradayız. Hiçbir ahlaki, vicdani, hukuki sınırı olmayan katil İsrail’in bedel ödemekten azade olmadığını hatırlatmak için bir aradayız. İftar bereketine idrak bereketini de dahil edecek, Filistin davasının bir kez daha gür sesi olacağız. 7 Ekim’den bu yana her geçen gün daha da saldırganlaşan İsrail hükümeti çocuk kanından beslenerek abad olamayacağını eninde sonunda bir gün anlayacak. Bugüne kadar İsrail, Gazze’de 150’ye yakın basın mensubunu katletti. İsrail kasıtlı bir şekilde gazetecileri hedef alarak soykırımın duyurulacağını engelleyebileceği hezeyanına kapılıyor. Ancak 'Tekinsiz Sığınak' belgeselimizde Refah’ta sıkışıp kalan insanların hikayesini anlatan Nizar Sadavi gibi meslektaşlarımız sayesinde biz Gazze’nin her köşesinden yükselen çığlığı dünyanın yüzüne çarpmaya devam edeceğiz. Görünmez kılmak istedikleri soykırım ne yaparlarsa yapsınlar aşikar. Batılı hükümetler ve medya organlarının çarpık, kirli, karanlık ve çıkar odaklı politikaları ve yayınlarına karşı bizler bugün ve yarın, yayın mecralarımızda ise her daim Filistin’in onurlu yürüyüşünü ve İsrail’in vahşetini tüm boyutlarıyla anlatmaya devam edeceğiz" dedi.  Konuşmasının devamında batının bu süreçte insanı ve ahlaki açıdan sınıfta kaldığını belirten Sobacı, "TRT olarak bizler dünyayı bu trajediye tanık etme ve her bir insana bu tanıklığın sorumluluğunu yükleme gayreti içerisindeyiz. 7 Ekim’den bu yana gördük ki batı tüm dünyaya ihraç etmeye çalıştığı sözde insani ve ahlaki değerlerin altında kalmıştır. Basın özgürlüğünün ise batının özgürlüğünden başka bir şey ifade etmediğini çok açık bir şekilde kanıtlamıştır. Her geçen gün daha iyi anlaşılmıştır ki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘dünya 5’ten büyüktür’ ifadesi 8 milyarın hakkını gözeten bir gelecek inşasının yegane temelidir. Ülkemiz gücünü, imkanını, teknolojisini, iradesini, sözünü ve eylemini her daim mazlumdan ve haklıdan yana koymuştur ve buna devam edecektir” ifadelerini kullandı.  Gecenin sonunda ise TRT Uluslararası Özel Haberler ve İçerikler bölümünden ödüllü yönetmen Ensar Altay'ın Gazze'yi ele aldığı belgesel çalışması "Şahit" izleyicilere sunuldu.  Etkinliğin ikinci gününde Siyonist karşıtı Yahudiler ve Eski Siyonistlerin anlatımıyla Siyonizmin bir devleti nasıl inşa ettiğini ele alan belgesel ile TRT World’de 5 aydır her gün Gazze’den haber veren gazeteci Nizar Sadawi’nin günlük hayatını anlatan belgesel “Rafah: Tekinsiz Sığınak” gösterilecek. Gösterimler sonrası belgesellerin yönetmenleri tarafından “Filistin’i Anlatmak” üzerine bir panel gerçekleştirilecek. 

Para Geçmeyen Bakkal Haber

Para Geçmeyen Bakkal

Sivas’ta cami müştemilatında kurulan hayır bakkalında tüm ihtiyaç sahipleri, temel gıda ve hijyen malzemelerini ücretsiz olarak temin ediyor.  Sivas’ın Selçuklu Mahallesi'nde bulunan Akşemsettin Camii müştemilatına cami derneği başkanı ve hayırseverlerin desteğiyle hayır bakkalı kuruldu. Temel gıda ürünlerinden hijyen ürünlerine kadar birçok ürünün yer aldığı hayır bakkalı kurulduğu ilk günlerde on ihtiyaç sahibine ulaşırken, bu bağışlar ilerleyen zamanlarda adeta bir yardımlaşma çığına dönüştü. Her duyanın elini taşın altına koyarak yaptığı bağış ve yardımlarla hayır bakkalından günümüzde yaklaşık 400 kişi istifade ediyor.  “Ramazan ayı rahmet, bereketiyle adeta yağmur gibi geldi”  Cami Derneği Başkanı Mahmut Uçtu, bakkallarında para değil duanın geçerli olduğunu belirterek, “Pandemi ile birlikte bu işe başladık. Başladığımızda on kişi varken, şimdi aylık 400 kişiye yardım ettiğimiz oluyor. Burada verenlerle alanları buluşturuyoruz. İlk başta kendi ailelerimizin sadakaları, bağışlarıyla başladık. Onlar bize gönderiyorlardı, biz de onların adına dağıtıyorduk. Bu durumu duyan, görenler bizlere ulaştılar. Toptancılara adres, IBAN veriyor, onlar da erzakları getirip buraya koyuyor. Burası hayır bakkalı; burada para değil dua geçer. Zengin kardeşlerimiz ellerindeki ikramlarını, sadakalarını yaptıklarında buradaki ihtiyaç sahiplilerimizin de bayramı olmuş oluyor. Bu açıdan biz bu işi yaparken çok huzurlu oluyoruz. Ramazan ayı rahmet, bereketiyle adeta yağmur gibi geldi. Biz burada elimizden geldiğince hiç kimseyi boş çevirmiyoruz. Biz kimsenin adına da çalışmıyoruz. Herkese saygı duyarız ama hiçbir cemaat, vakfın adına çalışmıyoruz. Biz sadece veren el ve alan el adına çalışıyoruz. Allah’ın emrinde ve fakir fukaranın hizmetindeyiz” dedi.  Recep Kızılkaya, burada gönül köprüsü kurulduğunu ifade ederek, “İsimsiz bağışçılar ve mağdurlarla buradaki küçük bina arasında bir gönül köprüsü kurulmuş. Hiçbir dernek veya resmi sıfatı olmayan. tamamen durumu iyi ve kötü olan insanlarla bir köprü var. Vesile olan herkese teşekkür ederiz, Allah razı olsun” şeklinde konuştu. 

Ramazanda nasıl beslenilmeli? Haber

Ramazanda nasıl beslenilmeli?

Ramazan ayında sağlıklı beslenme hakkında bilgi veren Saygı Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülcan Yıldız, “İftar ile sahur arasına bir ara öğün eklemek de dengeli beslenmeyi destekler” dedi.   Ramazan ayında sağlıklı beslenme hakkında bilgi veren Uzman Diyetisyen Yıldız, bu ayda bilinçli beslenme ve sağlıklı oruç tutma konularında önemli noktalara vurgu yaptı. Yıldız, şu önerilerde bulundu:  "- Üç Öğün Beslenme: Gün içinde en az üç öğünü tamamlamak önemlidir. Sahur öğününün atlanmaması, açlık süresini uzatarak gün içinde daha verimsiz olmasını engeller. İftar ile sahur arasına bir ara öğün eklemek de dengeli beslenmeyi destekler.  - Öğün planı: İftar artı ara öğün artı sahur şeklinde olmalıdır. Ara öğünde 1 porsiyon meyve, 10 adet badem, 1 bardak süt tercih edilebilir. Haftada 1 gün bu ara öğün yerine hafif sütlü tatlı tercih edebilirsiniz. Bunlar; güllaç, 2 top sade dondurma, sütlaç, puding, muhallebi olabilir.  - Sahurun Önemi: Sahurda hafif bir kahvaltı yapmak veya çorba, az yağlı sebze yemekleri tercih etmek, gece metabolizma hızının düşmesi ve kilo alma riskini azaltabilir. Sahurda yenilen yemek, iftara kadar vücuda enerji verir. Bu nedenle sahur öğününe özen gösterilmeli ve sadece su içerek değerlendirilmemeli, mutlaka doğru besinlerle yeterli bir öğün sağlanmalıdır."  İftarın düzeni hakkında konuşan Yıldız, "İftara bir çorba ile başlamak ve ardından yavaşça yemek tüketmek, mide ve kalp sorunlarını önlemeye yardımcı olabilir. . İftarda az yağlı, az baharatlı besinler tercih edilmeli. Lokmalar en az 15-20 defa çiğnenmeli ve gerekirse iftar daha küçük öğünlere bölünüp mide rahatlatılmalıdır. Diğer önemli noktalar; iftar ve sahur arası en az 2-2,5 litre su tüketilmelidir. Ramazan ayında mideyi rahatsız etmemek ve kalori alımını kontrol etmek için ızgara, fırınlama, haşlama veya buğulama gibi pişirme yöntemleri kullanılmalı. Yemeklerde az tuz kullanılmalı, tuz alımınıza dikkat etmeli ve özellikle sahurda tuzlu yiyeceklerden uzak durulmalı. Yemeklerimizi yavaş yemeli, muhakkak sahur yapmalı ve üç öğün gibi beslenmeye dikkat etmeli, aşırı yağlı, şekerli, tuzlu yiyeceklerden uzak durmalı ve su yerine asitli ve şekerli içecekler tüketmemeli. Reflü, kabızlık gibi problemleri önlemek için kafeinden uzak durulmalı ve yemek sonrası hemen yatılmamalı. Kronik sağlık sorunları yaşayan hastalar ise doktoruna danışarak süreci yönetmeli" dedi. 

Ramazanda kilo vermek isteyenler dikkat! Haber

Ramazanda kilo vermek isteyenler dikkat!

Ramazan ayının gelmesiyle birlikte 29 Mayıs Devlet Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hicran Köremezli Aksan, değişecek olan beslenme düzeni nedeniyle sağlık problemleri yaşanmaması için oruç tutacaklara uyarılarda bulundu.  Sahur öğününün kahvaltı gibi düşünülmesi gerektiğini dile getiren Aksan, "Bizim için sindirim problemlerine neden olmayacak, huzurlu kılacak ve protein açısından zengin yiyecekleri tercih edebiliriz. Yumurtanın haşlanmış olması daha sağlıklı olacaktır. Az yağlı ve az tuzlu peynir tercih edilebilir. Enerji ihtiyacını karşılamak adına çiğ badem, çiğ fındık, ceviz ve zeytin tercih edebiliriz. Sindirim problemlerinin önlenmesi adına da mevsimsel sebzeler tercih edilebilir" diye konuştu.  Aksan, Ramazan ayında gerçekleşen beslenme süresinin su tüketme süresiyle paralel olarak azaldığını belirterek, "Az bir süreye fazla besin ve su sığdırmak durumunda kalıyoruz. Bunun için sahura kalkmamayı düşünsek bile en azından sahura kalkıp 3-4 bardak su içip oruç tutmaya o şekilde başlamalıyız. İftar ile sahur arasında da 8-10 bardak sadece su olarak düşünebiliriz" şeklinde konuştu.  Uzun süreç açlık sonunda düşen kan şekeri ve susuzluk hissinin vücutta bulunan biyokimyasal değişikliklerden kaynaklandığını belirten Aksan, "Bu psikoloji ile yemek yemek ve açken doyamayacağım hissi oluşuyor. Bu şekilde olunca da canımız çok çeşitli yiyecekler istiyor. Bunları da iftarda hazırlayıp tüketmek istiyoruz. Yalnız bu uzun süren açlık ve susuzluk hissinin kurbanı olmamakta fayda var. Bunu düşünerek besinlerimizi tüketirsek obeziteye ve sağlık problemlerine davetiye çıkarmış oluruz" ifadelerini kullandı.  Aksan, kalp hastası, diyabet, hamilelik gibi risk grubu içerisinde olan bireylerin oruç tutup tutamayacağını mutlaka doktora danışmalarını önerdi.  Uzun süre açlık ve susuzluk sonucunda iftar zamanı bir bardak su ve hurma ile düşen kan şekerinin dengelenmesi gerektiğini ifade eden Aksan, sözlerine şöyle devam etti:  "Bir ince dilim tam buğday ekmeği olabilir, bir kase çorba ile beslenmemize devam ediyoruz. Tabii ki tokluk hissinin 10-15 dakikada olduğu düşünülürse yiyeceklerimizi az az, iyi çiğneyerek uzun sürede tüketmeye özen gösteriyoruz. Bu sürenin uzatılması adına çorbadan sonra bir kase yoğurt ya da salata ile devam edilebilir. 10-15 dakikanın sonucunda ana yemeğe geçilebilir. Ana yemekte de etli sebze yemeği olabilir. İftar menüsü bu şekilde basamaklı ve kademeli olarak hazırlandığında uzun süre açlık sonunda oluşan kan şekerinin düşüklüğüne bağlı fazla yeme isteği otomatikman kontrol altına alınmış olur. Ağır şerbetli tatlıları kesinlikle önermiyoruz. Öncelikle tatlı tercihimiz meyve olmalı. Haftada bir iki kez de sütlü tatlılar tercih edilebilir." 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.