Hava Durumu

#Risk

Yeni Marmara Gazetesi - Risk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Risk haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Mudanya’da Bina Envanteri ve Deprem Risk Analizi masaya Yatırıldı Haber

Mudanya’da Bina Envanteri ve Deprem Risk Analizi masaya Yatırıldı

Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Mudanya'da gerçekleştirilen riskli bina envanteri çalışmasını kamuoyuyla paylaştı. Beklenen Marmara Depremi öncesi riskli yapıların analiz edilmesi noktasında çalışmaların devam ettiğini kaydeden Başkan Dalgıç, 8 bin 217 binanın incelemesinin tamamlandığını açıkladı.   Uzmanlar tarafından Marmara Bölgesi’nde 7.0 büyüklüğünde beklenen deprem öncesi birçok belediyenin en önemli gündemi yapı stoğu ve deprem risk analizi oldu. Mudanya Belediyesi tarafından bir otelde gerçekleştirilen programda Mudanya’nın riskli bina envanteri çalışması kamuoyuyla paylaşıldı.  Afet riskine göre tematik haritalar hazırlandı  Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç yaptığı açıklamada, yapılan çalışmalar neticesinde 11 mahallede toplam 8 bin 217 binanın incelendiğini kaydetti. Çalışmaların 82 bin 191 kişilik alanda sürdüğünü söyleyen Dalgıç, "Öncelikle Mudanya’daki zeminlere baktık. Riskin ve yoğunluğun sahil kısmındaki 11 mahallemizde ilk olarak çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Altıntaş’dan başlayarak, Burgaz’da devam ettik. Alçak binaların olduğu yerlere gitmedik. Çözümün zor olduğu yerlerde zeminin durumuna ve yapı durumuna baktık. Mudanya’da 8 bin 217 binayı inceledik ve toplam 54 bin 882 bağımsız bölümden oluşuyor. Burada toplam nüfus 82 bin 191 kişilik alanda çalışmamızı yaptık. Zemindeki eğimlere baktık. Yapıların görsel kalitesine baktık. 50 yıl önce Burgaz, insanların ekonomik seviyelerinde bir artma olduğunda herkes bir yazlık ev istedi. 70’li yılların sonlarında çok büyük bir akın oldu buralara. Nüfus çok arttı ama o dönemlerdeki yapılar, dönemin mevcut deprem yönetmeliğine göre yapıldığı için bizim önemli bir verimiz haline geldi. Binaların kullanım durumuna baktık. Yapı nizamını ve kat seviyelerini inceledik. Her bir bina için rapor çıkardık ve Bursa Teknik Üniversitesi ile veri değerlendirmesi gerçekleştirdik. Saha çalışmalarımızda bina performans puanı oluşturduk. 3 veri elde ettik. Yapıların hangi amaçla kullanıldığını, hangi deprem yönetmeliğine göre yapıldığını, afet riskine göre tematik haritalar hazırladık. Kullanım fonksiyonlarını her mahalle için çıkardık" dedi.  "Risk oranı yüzde 71"  Acil eylem planının bir an önce hazırlanması gerekildiğini vurgulayan Dalgıç, "2 bin 730 tane binanın 1975 yönetmeliğine göre yapıldığını gördük. 1975’ten sonra tam 3 yönetmelik revize edildi. Bugünlerde yeni bir revize daha bekliyoruz. İlgili deprem yönetmeliklerinin mahalle bazlı dağılım grafiklerini çıkardık. Performans puanlarına göre binalarımızı ayırdık. Kapalı alan bazında 11 tane mahallenin tümü yüksek ve çok yüksek riskli alanlarda kalıyor. Bağımsız bölüm sayısı olarak baktığımızda ise 52 bin bağımsız bölümün yüzde 64’ü çok riskli ve riskli alanda kalıyor. Bu kadar eski yönetmelikle yapılmış alanlarda bunları bekliyoruz. Dönemin inşaat teknikleri de çok önemli. Bağımsız bölümlere göre performans değerlendirmesinde risk oranı yüzde 71. İnsanlarımızı yaşatmamız için acil çalışmalara başlamamız gerekiyor. Binalar yıkılacak ve can kaybı olacak. Altyapı hasarları oluşurken, kaos ortamı olacak. Enkaz altında kalan insanları kurtarma güçlü çekeceğiz. Yangın riski oluşacak. Ağır yapısal hasarlar ve kullanılamaz hale gelen binalar oluşacak. Uzun süre barınma sorunu oluşurken, büyük ekonomik kaybımız olacak. Yapı stokumuzun yenilenmesi lazım. Güvenli, ekonomik olarak sürdürülebilir ve çevreye duyarlı şehirler oluşturmak kritik bir adım olacak. Eski binaların yenilenmesi kaçınılmaz bir gereklilik. Bursa’da hiçbir belediyenin yapmadığı bir plan notunu belediye meclisinden geçirdik" dedi. 

Sigaranın Gırtlak Kanseri Üzerindeki Etkisi Haber

Sigaranın Gırtlak Kanseri Üzerindeki Etkisi

 Doç. Dr. Mert Cemal Gökgöz, gırtlak kanserinde sigara ve alkol tüketiminin risk faktörlerinde başı çektiğini söyledi.  Manisa Şehir Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzman Hekimi Doç. Dr. Mert Cemal Gökgöz, sigaranın gırtlak kanseri üzerine etkisi, gırtlak kanseri belirtileri ve tedavi yöntemleri konusunda bilgilendirmelerde bulundu. Hastalık belirtileri ve tedavi yöntemlerini açıklayan Doç. Dr. Gökgöz, “Gırtlak kanseri hastaları sıklıkla ses kısıklığı, yutma güçlüğü, boyunda ele gelen kitle, yutma güçlüğü ve kilo kaybı şikayetleriyle geliyorlar. Bu hastalar bize geldiğinde biz detaylı kulak burun boğaz muayenesini yapmaktayız. Kameralı sistemlerle laringoskopik muayene yapıyoruz. Bu işlem ses tellerinin görüntülenmesi işlemidir. Bu işlemi ağız yoluyla ya da burun yoluyla farklı kameralarla yapıyoruz. Hastanemizde her iki sistem de bulunmaktadır. Laringoskopik muayene sırasında tespit ettiğimiz bir patoloji olursa ameliyathane şartlarında biyopsi işlemi de yapılmaktadır. Biyopsi işleminin sonucuna göre hastalığın yaygınlığını belirlemek ve tedavi planlaması yapmak için bilgisayarlı tomografi, MR, PET ve ultrason tetkikleri hastanemizde yapılmaktadır” dedi.  Sigara ve alkol tüketiminin risk faktörlerinde başı çektiğini söyleyen Doç. Dr. Gökgöz, “Gırtlak kanserimizin risk faktörlerine bakacak olursak en sık neden sigara kullanımıdır. Sigara ve diğer tütün mamullerinin kullanımı en önemli sırayı alırken ikinci sırada alkol almaktadır. Diğer bütün baş boyun kanserlerinde olduğunu gibi genetik faktörler, ailevi yatkınlıklar HPV enfeksiyonları, gastroözefageal reflü, HPV enfeksiyonları diğer risk faktörleridir. İki haftadan uzun süren ses kısıklığı olan hastalar kulak burun boğaz polikliniklere başvuru yapabilirler. Bütün kanserlerde olduğu gibi gırtlak, ses teli kanserinde de erken tanı çok önemlidir” ifadelerini kullandı. 

Covid-19'un 'Flirt' Varyantı Yayılıyor Haber

Covid-19'un 'Flirt' Varyantı Yayılıyor

Covid-19 virüsü mutasyonlarla kendini yenilemeye devam ederken 'flirt' isimli yeni bir varyant ile yayılmaya başladığını söyleyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, "Bu yaza damgasını vuracak yeni virüsün bu olduğunu düşünüyoruz. Özellikle kanser hastaları risk altındadır. Kemoterapi alan, vücut direnci düşük kişiler akciğer tutulumu ile geliyorlar. Özellikle yurt dışı tatilinden ve hacdan dönen kişilerin, yaşlı ve vücut direnci düşük kişilerle bir araya gelmesini önermiyoruz" dedi.  Covid-19'un 'flirt(flört)' varyantı olarak kayıtlara geçen bu yeni türüyle ilgili Göğüs Hastalık Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya önemli açıklamalarda bulundu. Son günlerde özellikle Amerika’dan bildirilen Covid-19'un yeni varyantının Avrupa’ya doğru yayıldığını ifade eden Şevket Özkaya, "Neredeyse 3’te 1 vakanın bu yeni virüs mutandı ile enfekte olduğunu biliyoruz. Bu virüs mutandı ‘omicron’ ailesinin yeni mutandı. Geçirdiği mutasyonlardan aldıkları isimlerin baş harfini koyarak yeni bir mutant virüs ortaya çıktı. Bunun adı da flirt. Ülkemizde henüz tespit edilmedi. Avrupa’da ve Amerika’da başlayan bu salgın ülkemize er geç gelecek diye biliyoruz. Amerika ve Avrupa bu konuda biraz daha rahatlar çünkü onlar yaz aylarında açık havada oldukları için bunun çok yayılacağını düşünmüyorlar. Bizim ülkemiz coğrafi konum olarak biraz farklı. Yaz ayları gelmesiyle yurt dışı tatilleri başlayacak. Tatilden sonra, hacdan gelen vatandaşlarımızla birlikte yaz aylarının getirdiği düğün ve bayram gibi toplu aktiviteler nedeniyle ülkemizde yayılacağını biliyoruz" diye konuştu.  "Kanser hastaları risk altında"  Flirt varyantının Türkiye'de en sık kalan omicron ailesinin bir varyantı olduğuna dikkat çeken Özkaya, "Virüsü de hastalığı da tedavisini de biliyoruz. Test yapmaya gerek yok. Elbet ülkemize de bu varyant gelecek. Flirt insanlarda uzamış şikayetlere neden oluyor. Bir gün iyisiniz, bir gün kötüsünüz. Bir gün çok iyi kalkıyorsunuz, bir gün eklem ağrıları, halsizliğiniz başlıyor. Öksürüğünüz bir türlü geçmiyor. Tam adına uygun bir şekilde flört eder gibi dalgalanmalarla seyrediyor. Son günlerde özellikle Covid-19'un ilk başında gördüğümüz vakalar gelmeye başladı. İlk başlarda akciğer tutulumlar çok görüyorduk. 2024 yılı başından itibaren neredeyse hiç akciğer tutulumu görmemiştik ama bu son günlerde vakalar gelmeye başladı. Özellikle kanser hastaları risk altındadır. Kemoterapi alan, vücut direnci düşük kişiler akciğer tutulumu ile geliyorlar. Özellikle yurt dışı tatilinden ve hacdan dönen kişilerin yaşlı ve vücut direnci düşük kişilerle bir araya gelmesini önermiyoruz” şeklinde konuştu.  Kanser hastası bir kişinin akciğerleri üzerinde örnek veren Özkaya, “60 yaşının üstünde olduğu ve kemoterapi aldığı için virüsün kolayca ciğerlere indiğini görüyoruz. Bu yaza damgasını vuracak yeni virüsün bu olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Hangi Vitamin Eksikliği Gebelik Kaybına Sebep Olur? Haber

Hangi Vitamin Eksikliği Gebelik Kaybına Sebep Olur?

Erken gebelik döneminde, gebelik kayıplarının sık karşılaşılan bir durum olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Nigar Allahverdiyeva, “Tekrarlayan gebelik kayıpları farklı nedenlerden dolayı yaşanabilir. Fazla kilo, stres, D vitamini eksikliği, sigara ve alkol kullanımının tekrarlayan düşüklere sebep olduğu gösterilmiştir” dedi.   Liv Hospital Samsun Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği’nden Opr. Dr. Nigar Allahverdiyeva, tekrarlayan gebelik kayıpları hakkında açıklamalarda bulundu. Erken gebelik döneminde, gebelik kayıplarının sık karşılaşılan bir durum olduğunu söyleyen Opr. Dr. Allahverdiyeva, “Fakat 20’nci gebelik haftasından önce 2 ve daha fazla gebelikte düşük izlenen çiftlerde tekrarlayan gebelik kaybı nedenlerinin araştırılması gerekir. Tekrarlayan gebelik kayıpları farklı nedenlerden dolayı yaşanabilir. En sık nedenler arasında kromozomal anomaliler, genetik anomaliler, pıhtılaşma bozuklukları, ileri anne yaşı, rahmin yapısal anomalileri sayılabilir. Bunlar dışında yumurta ve sperm kalitesinin düşük olması, hormon dengesinin bozulması, bağışıklık sistemi hastalıkları, metabolik hastalıklar (özellikle diyabet ve tiroit), çevresel faktörler, rahimle ilgili geçirilmiş cerrahiler, sigara ve alkol kullanımı tekrarlayan gebelik kayıplarına sebep olabiliyorlar“ diye konuştu.  “Detaylı jinekolojik muayene yapılır”  Gebelik kayıplarının nedenlerinin detaylı bir tarama ile sorgulandığını belirten Opr. Dr. Allahverdiyeva, “Sebeplerin araştırılmasına detaylı öykü almakla başlanır, düşüklerin hangi haftada olduğu, cerrahi müdahale gerekip gerekmediği, hem anne hem de baba adayının bilinen kronik rahatsızlığı, kullandıkları ilaçlar, beslenme alışkanlıkları, sigara ve alkol kullanımı, aile öyküleri sorgulanır. Anne adayı için detaylı jinekolojik muayene yapılır. Baba adaylarına spermpogram testi istenir. Genetik anomalilerin değerlendirilmesi için anne ve baba adayının kromozom analizi yapılır, yani periferik karyotip testi bakılır. Düşük materyali varsa, genetik olarak incelenir. Pıhtılaşma bozukluğunu tespit etmek için anne adayının trombofili paneli incelemesi yapılır. Rahmin yapısal anomalilerini veya cerrahi ve enfeksiyonlara bağlı yapışıklıkları tespit etmek için rahim filmi (HSG), gerekirse MRG çekilir. Metabolik hastalıkların araştırılması için açlık kan şekeri, HbA1c, TSH, prolaktin, hormonal bozukluklar için FSH, LH, Estrodiol gibi hormon değerlerine bakılır. İmmun sistemin değerlendirilmesi için yine bir takım kan tahlillerinin yapılması gerekir” ifadelerine yer verdi.  “Sağlıklı yaşam tarzı benimsenmeli”  Çiftlerde, sağlıklı yaşamanın önemine dikkat çeken Opr. Dr. Allahverdiyeva, şu bilgileri paylaştı:  “Saydığım yöntemler dışında çiftlerin bilmesi gereken noktalardan biri de sağlıklı yaşam tarzının önemidir. Fazla kilo, stres, D vitamini eksiliği, sigara ve alkol kullanımının tekrarlayan düşüklere sebep olduğu gösterilmiştir. Tekrarlayan gebelik kayıplarına sebep olan neden bulunduktan sonra uygun medikal veya cerrahi tedaviler başlanır. Kromozomal veya genetik anomaliler olan çiftlerde ise daha ileri değerlendirilme yapılır, gerekirse PGT yani preimplantasyon genetik tanı testi istenir. Tekrarlayan gebelik kaybı yaşayan çiftlerde tedavi planlarken nedene yönelik yaklaşım gerekir. Uygun tedavi şekli ile başarılı gebelik elde etmek mümkündür.“

İş dünyasından risk uyarısı Haber

İş dünyasından risk uyarısı

Türkiye ekonomisinin, zorluklara rağmen son çeyrekte yüzde 9,1 ve 2021 genelinde yüzde 11 büyümesinin çok kıymetli olduğunu belirten Barakfakih Organize Sanayi Bölgesi İş Adamları Derneği (BARSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arif Demirören, yatırım iştahını artıracak yeni hamleler beklediklerini dile getirdi. Son çeyrekte ve yıllık bazda gerçekleşen büyümenin, iş dünyasının üretim maliyeti odaklı sorunlara rağmen elde edilmiş önemli bir başarı olduğunu kaydeden BARSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arif Demirören, “Sanayicimiz tüm zorluklara rağmen büyük bir özveriyle ekonomik büyümenin temelini oluşturmuştur. Artan maliyetlerin, bilhassa imalat sektörü üzerinde yaşattığı baskı her geçen gün artıyor. Enerjinin arzı, hammadde cephesinde süregelen sıkıntıların yanı sıra Rusya-Ukrayna ekseninde yaşanan son gelişmeler de risk unsuru olarak belirmiştir. Dolayısıyla risk unsurlarının ülke ekonomimizi olumsuz etkileme potansiyelini asgari seviyeye indirmeye, bertaraf etmeye odaklanmalıyız” diye konuştu. Gayrisafi yurt içi hasılayı oluşturan faaliyetler incelendiğinde 2021’de bir önceki yıla göre sanayi faaliyetlerinin toplam katma değerinin yüzde 16,6 oranında gerçekleştiğine de dikkati çeken Arif Demirören, “Sanayicimiz, özellikle pandeminin başından bu yana ve bilhassa küresel ekonomide sorunların zirve yaptığı son dönemde ülke ekonomimizde yeni rekorlara imza atılmasını sağladı. Önümüzdeki büyüme tablosunun sürdürülebilirliği için gerekli olanlar ise yatırım ortamını iyileştirecek, tüketimi ve ihracatı olumlu yönde etkileyecek hamlelerin etkin şekilde hayata geçirilmesidir. Bu vizyon ile ülkemizin büyüme ivmesi daha da yukarı çıkacaktır” ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.