Hava Durumu

#Sigara

Yeni Marmara Gazetesi - Sigara haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sigara haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yolda yürürken sigara isteyen çocuklar tarafından sebepsiz yere bıçaklandı Haber

Yolda yürürken sigara isteyen çocuklar tarafından sebepsiz yere bıçaklandı

Antalya'da kaldırımda yürüyen adam, kendisinden sigara isteyen ve yaşları 15 ila 16 arasında değişen çocukların bıçaklı saldırısına uğradı. Sağ bacağından yaralanan genç adam, "Sigara istediler. İkisine verdim, üçüncüye verirken enseme yumruk vurup üzerime çullandılar. Birisi de beni bıçakladı" dedi. Kepez ilçesi Düdenbaşı Mahallesi'nde 2300 ile 2324 Sokaklarının kesişiminde dün akşam saatlerinde yaşanan olayda, sokak üzerinde yürüyen Samet Şanlı (27), iddiaya göre 15-16 yaşlarındaki bir grubun bıçaklı saldırısına uğradı. Sağ bacağından bıçaklanarak yaralanan Samet Şanlı'yı gören vatandaşlar hemen polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Kısa sürede olay yerine gelen polis ekipleri, Şanlı'dan saldırıya ilişkin bilgi aldı. Ambulans ise yaklaşık 15 dakika sonra olay yerine ulaşarak yaralı genci Kepez Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. Olayı kanlar içinde otururken anlattı Bu sırada olay yerinde polis ve sağlık ekiplerinin gelmesini yerde kanlar içinde otururken bekleyen Şanlı, İhlas Haber Ajansı (İHA) kameralarına iki kişiye sigara verdiğini, üçüncü kişiye de sigara uzattığı sırada saldırıya uğradığını belirtti. Şanlı, "Üçüncü kişiye de verince enseme yumruk vurdular. Sonrasında üzerime çullandılar. Birisi beni bıçakladı" diyerek olayı anlattı. Polis ekipleri, saldırıyı gerçekleştirdiği öne sürülen 16 yaşlarındaki çocukları yakalamak için çalışma başlattı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

Nedensiz Kilo Kaybına Dikkat Haber

Nedensiz Kilo Kaybına Dikkat

Sigara kullanımının hastalığın önde gelen nedenlerinden biri olduğuna dikkat çeken Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Özgür Yağmur, "Pankreas kanseri çok sinsi bir hastalık. Genelde hastalar doktora başvurduğunda ilerlemiş evrede oluyor" dedi. Vücudun sindirim ve kan şekeri dengesini sağlayan önemli bir organ olan pankreasta gelişen pankreas kanseri çoğu zaman sarılık, kilo kaybı, iştahsızlık ve sırt ağrısı gibi belirtiler ile ortaya çıkıyor. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre pankreas kanseri, tüm kanserler arasında ölüm oranı en yüksek türlerden biri ve vakaların yaklaşık yüzde 80'i ileri evrede teşhis ediliyor. Sigara kullanımı, obezite, aile öyküsü ve uzun süreli diyabet hastalığı ise risk faktörleri arasında öne çıkıyor. Uzmanlar, pankreas kanserinin genellikle sessiz ilerlediği için erken dönemde tespit edilmesinin oldukça zor olduğunu belirtirken, özellikle 50 yaş üzeri bireylerin rutin kontrolleri aksatmamasının erken teşhis açısından hayati önem taşıdığını vurguluyor. Konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı'na konuşan Acıbadem Adana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Özgür Yağmur, pankreas kanserinin erken belirtilerinin genellikle fark edilmediğini belirterek, hastalığın tanı konulduğunda genellikle ileri evrede olduğunu söyledi. "Nedensiz kilo kaybına dikkat" Prof. Dr. Yağmur, dünya genelinde her yıl 250-300 bin kanser olgusunun tespit edildiğini, pankreas kanserinin erkeklerde 4. sırada yer aldığını belirterek, "Pankreas, karnın arka duvarına yakın uzun bir organ. Nedensiz kilo kaybı, sarılık ve büyük abdest renginde değişim, ilk uyarıcı belirtiler arasında yer alıyor" ifadelerini kullandı. Sigara kullanımının hastalığın önde gelen nedenlerinden biri olduğunu ifade ederken Prof. Dr. Yağmur, pasif içiciliğin de risk oluşturduğunu söyledi. Yağmur; "Asbest işçileri, obezite, alkol kullanımı, diyabet ve pankreas bezinin kronik iltihapları olanlar ile ağır sanayi işletmelerinde çalışanlar da risk grubunda. Hastalar doktora başvurduğunda yüzde 70-80 cerrahi müdahale mümkün olmuyor. Sadece yüzde 15-20'lik grup ameliyat edilebilir durumda oluyor. Bu alandaki yeni bilimsel gelişmeler de dikkat çekici. Gerek cerrahi gerekse diğer tıbbi yöntemlerdeki gelişmeler sayesinde pankreas kanserinde sağkalım oranı giderek artıyor. Aynı zamanda hastanın yaşam kalitesi de yükseliyor. Bu kanserin tedavisi pek çok kanser türünde olduğu gibi, multidisipliner bir yaklaşımla tedavi edilmesi tedavi başarısını yükselten çok önemli bir faktör" diye konuştu. Pankreas ameliyatlarının vücudun en kompleks operasyonlarından biri olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yağmur, erkeklerde daha sık görülen hastalığın, son yıllarda artan sigara kullanımına bağlı olarak kadınları da risk grubuna soktuğunu belirtti.

"Mobil sigara bırakma aracı" Bursa'nın birçok noktasında görev yapıyor Haber

"Mobil sigara bırakma aracı" Bursa'nın birçok noktasında görev yapıyor

Sağlık Bakanlığı tarafından, tütün ürünleri kullanan bireyleri bırakmaya teşvik etmek ve bulunduğu yerde hekimle buluşturarak, gerekli poliklinik hizmetini vermek amacıyla ülke genelinde 'Mobil Sigara Bırakma Poliklinikleri' uygulaması hayata geçirildi. Bu kapsamda Bursa İl Sağlık Müdürlüğü koordinasyonunda oluşturulan "Tütün ile Mücadele Timleri" şehrin birçok noktasında vatandaşları tütün ürünlerini bırakmaya teşvik ediyor. 17 ilçede görev yapan "Tütün ile Mücadele Timleri" aracılığıyla vatandaşlar, tütün ürünlerinin zararları hakkında bilgilendiriliyor. Ayrıca tütün ürünü kullananların, tütün bağımlılığı skorları tespit edilerek, bağımlılık düzeylerine göre yönlendirmeler yapılıyor. Yapılan çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulunan Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Tütün ve Diğer Bağımlılık Yapıcı Maddelerle Mücadele Birim Sorumlusu Dr. Bedia Altıntaş, tütünle mücadelenin il genelinde büyük bir hassasiyetle devam ettiğini dile getirdi. 4207 sayılı kanun kapsamında kapalı alan tütün denetimlerinin aralıksız sürdüğünü vurgulayan Dr. Altıntaş, "Öte yandan, özellikle tütün ürünü kullanan vatandaşlara hizmet vermek için sigara bırakma polikliniği hizmetlerimiz devam etmekte ve her geçen gün sayıları arttırılmaktadır" dedi. Bırakmak için başvurun Sağlık Bakanlığı'nın talimatı doğrultusunda eylül ayından itibaren Bursa'da mobil sigara bırakma poliklinikleri ve mobil timlerini oluşturduklarını belirten Altıntaş, "Tüm vatandaşlarımızın erişimini kolaylaştırmak için 17 ilçe sağlık müdürlüğümüzde mobil tim ve poliklinik hizmetimiz devam etmektedir. Yine aynı şekilde bakanlığımız talimatları doğrultusunda kamu kurum ve kuruluşlarında yerinde sigara bırakma polikliniği hizmetine devam etmekteyiz. Bu doğrultuda tütün ürünü kullanan tüm vatandaşlarımızı bırakmaya davet ediyorum" şeklinde konuştu.

Ailesinin desteğiyle, 20 yıldır tiryakisi olduğu sigarayı bıraktı Haber

Ailesinin desteğiyle, 20 yıldır tiryakisi olduğu sigarayı bıraktı

Düzce'de yaklaşık 20 yıldır sigara içen Ergün Taşçı, eşinin ve çocuğunun desteği ile sigarayı bıraktı. Kendi iradesi ile sigarayı bırakamayan ve tedaviye yanaşmayan Taşçı'ya eşi habersiz randevu almasıyla süreç başladı. Düzce'de 10 yaşından bu yana sigara içen Ergün Taşçı (30), eşinin kendisinden habersiz olarak Sigara Bırakma Polikliniği'nden aldığı sırayla sigara bırakma tedavisine başladı. Daha önce kendi iradesiyle sigarayı bırakmaya çalışan ancak başaramayan Taşçı, sigara bırakma polikliniğinden aldığı destekle sigarayı bıraktı. Yaklaşık 1 yıldır sigara içmeyen Taşçı, bu dönemde psikolojik sorunlar yaşayarak sık sık acil servise başvursa da Sigara Bırakma Polikliniği'nde görevli hekimler tarafından takip edilerek hem sakinleştirildi hem de sigarayı bırakması konusunda yardımcı olundu. "Sigaraya başladığımda çok küçüktüm" Ergün Taşçı, sigaraya başlama dönemi hakkında bilgiler vererek, "Sigaraya özenerek başladım. Çocuklukta her sigara içen adam oluyor sanırdık. Sigaraya başladığımda çok küçüktüm. Ama 10-12 yaşından beri aralıksız paket alıyorum. Sürekli içiyordum. Bir kere bırakmayı denedim. 9 ay boyunca bıraktım. Ama geçmişte bir oğlum rahatsızdı vefat etti. Tekrar başladım bırakamadım. Sigara bırakma polikliniğine eşim başvurdu. Tamamen benden habersiz. Çünkü eşim ve oğlum sigara içmememi hiç istemediler. Sonra geldim, çok zor oldu ama çok şükür artık içmiyorum" dedi. Yakından ilgileniyorlar Sigara bırakma polikliniği tarafından kendisi ile yakından ilgilenildiğini dile getiren Taşçı, "Telefonla arıyorlar, kontrole çağırıyorlar. Ben ilk sigarayı bıraktığımda zorlandım. Sabah, akşam acile gidiyordum. Kendimi çok kötü hissediyordum. Randevu almadan hocamızın yanına geldim. Hocam bana bunların normal olduğunu söyledi ve rahatlama oldu" ifadelerini kullandı. Hayatım değişti 1 yıllık sigarayı bırakma sürecinde hayatında önemli değişiklikler olduğuna dikkat çeken Ergün Taşçı, "1 yıllık sürede nefes alış, verişim değişti. Ailemle daha çok vakit geçirmeye başladım. Çünkü sigarayı evde değil dışarıda içiyordum. Tam bir konu açardık ben sigara içmeye kaçardım. Eşim bundan şikayetçiydi. Yürümem değişti. Merdiven çıkarken nefes sorunu yaşıyordum. 20-25 gündür sıkıntım yok. Bol bol yürüyorum. Çocuğum zaten bir kere en büyük destekçim. Çocuğum her türlü bana güvendi" şeklinde konuştu. Sigara bırakma polikliniğe başvurun Taşçı son olarak sigarayı bırakmak isteyenlere çağrıda bulunarak, "Ben sigarayı kendi irademle bırakmayı çok denedim. Ben kendimden fazla eşimi ve çocuğumu kandırdım. Sigara içerdim meyveli sakız çiğnerdim. Onları kandırırdım. Baktım olmuyor eşime, 'Kendi irademle olmuyor' dedim. Sonra eşim randevu aldı. Sigara Bırakma Polikliniği'nde her türlü bilgiyi veriyorlar ve sigarayı bıraktırıyorlar" dedi.

Bursa İl Sağlık Müdürlüğü'nden Personellere Eğitim Haber

Bursa İl Sağlık Müdürlüğü'nden Personellere Eğitim

Bursa İl Sağlık Müdürlüğü, tütün bağımlılığı konusunda etkin çalışmaların yürütüldüğü Sigara Bırakma Poliklinikleri’nde görev alacak personellere yönelik eğitim düzenledi. Bursa’da sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlara ücretsiz tedavi hizmeti veren ve birçok vatandaşın sigaradan kurtulmasına vesile olan sigara bırakma polikliniklerinin sayısının ve niteliğinin artması için çalışmalar devam ediyor. Son olarak Nilüfer İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde yeni açılacak sigara bırakma polikliniklerinde görev alacak hekim, psikolog ve hemşirelere yönelik sigara bağımlılığı konusunda eğitim düzenlendi. Eğitime, Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. İrfan Oğuz, Uludağ Üniversitesi Göğüs Hastalıkları A.B.D. Öğr. Üyesi Prof. Dr. Mehmet Karadağ, Bursa Yüksek İhtisas Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Hekimi Doç. Dr. Gülgün Çetintaş ile sağlıklı hayat merkezi sorumlu hekimleri ve sigara bırakma polikliniği sorumlu hekimleri katıldı. Bağımlılık düzeyine göre tedavi Öte yandan yürütülen çalışmalarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Bursa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa Çetin, bu merkezlerde tütün bağımlılığı ile etkin mücadelenin yürütüldüğünü vurguladı. Polikliniklere başvuran çok sayıda vatandaşın sigarayı bıraktığını belirten Çetin, "Bu merkezlerde tütün ürünü bağımlıları, genel bir sağlık bakış açısıyla değerlendirilerek bağımlılık düzeyleri ortaya konulmaktadır. Gerekli testler, laboratuvar ve görüntüleme tetkikleri yapılmaktadır. Değerlendirme sonucunda farmakalojik tedavi düzenlenmekte, gerekli durumlarda davranışsal danışmanlık hizmeti verilmektedir" dedi. Yaygınlaştırılması hedefleniyor Sertifikalarını alan hekim, psikolog ve hemşirelerin görev yaptıkları kurumlarda ücretsiz tedavi ve danışmanlık hizmeti vereceğinin altını çizen Çetin, "Eğitimlerin ardından öncelikle ilçe sağlık müdürlükleri olmak üzere tüm sağlık kuruluşlarında en az 1 sigara bırakma polikliniği açılarak yaygınlaştırılması ve buralarda tütün ürünü bağımlısı vatandaşların bağımlılıktan kurtulmaları hedeflenmektedir" diye konuştu. Son olarak; sigara bırakma polikliniklerine başvurmak isteyen vatandaşların ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı’nı arayarak bilgi alabileceğini söyledi.

Elektronik Sigara Tehlike Saçıyor Haber

Elektronik Sigara Tehlike Saçıyor

Uzman Diş Hekimi ve Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, Son yıllarda gençler arasında hızla yayılan elektronik sigara alışkanlığıNIN, sadece solunum sistemini değil, ağız ve diş sağlığını da ciddi şekilde tehdit eittiğini belirterek, elektronik sigara özellikle ağız kuruluğu (kserostomi) üzerinden başlayan sürecin, zamanla diş çürükleri, diş eti hastalıkları, kemik erimesi ve hatta erken yaşta diş kaybına kadar uzandığını söyledi. Özkan, elektronik sigaraya yönelen gençlerin tehlikede olduğunu ifade ederek, "Tütünün zararlı olduğunu düşünen birçok birey, elektronik sigarayı ‘daha masum’ bir seçenek sanarak geçiş yapıyor. Ancak bu, aslında çok daha tehlikeli bir tercihtir. Evet, elektronik sigaranın kokusu daha hafif, tadı bazılarına daha hoş gelebilir; ama bu, etkilerini hafifletmez. Bilakis, içerdiği kimyasallar tükürük bezlerini baskılayarak ağız kuruluğuna neden olur ve bu durum diş çürüklerinden çene kemiği erimesine kadar pek çok kalıcı soruna yol açar. Ne yazık ki, bu zararlar genellikle geç fark edilir ve sonuçları klasik sigaradan daha sinsi şekilde ilerler" dedi. Elektronik sigaranın ağız kuruluğunun sessiz bir başlangıcı olduğuna dikkat çeken Özkan şöyle devam etti: " "2024 yılında yayınlanan çok merkezli bir araştırmaya göre, elektronik sigara kullanıcılarının yüzde 42’sinde klinik ağız kuruluğu (kserostomi) tespit edildi. Bu durum, elektronik sigarada yer alan propilen glikol ve gliserin gibi maddelerin ağız içindeki nemi emmesiyle oluşuyor. Tükürük, ağız içi sağlığın en güçlü koruyucusudur. Ağız kuruluğu başladığında, dişler bakterilere açık hale gelir. Diş çürükleri hızlanır, diş eti hastalıkları gelişir. Bu zincirin sonunda diş kaybı ve çene kemiği erimesiyle karşılaşıyoruz." Özkan, bilimsel verilerinde tehlikeyi ortaya koyduğunu belirterek, "Ağustos 2024’te yapılan bir başka araştırmada, ağız kuruluğu yaşayan bireylerde diş çürüğü görülme oranı, tükürüğü yeterli bireylere göre yüzde 78 daha yüksek bulundu. Amerikan Periodontoloji Derneği’nin raporuna göre, elektronik sigara kullanıcılarında periodontitis (ileri diş eti hastalığı) gelişme riski, kullanmayan bireylere göre 2,6 kat daha fazla. Tükürük eksikliği yalnızca çürükleri değil, diş etlerini de tehdit ediyor. Kuru kalan diş etlerinde çatlamalar, iltihaplanmalar ve gingivitis başlıyor. Tedavi edilmezse bu durum periodontitise, yani iltihabın çene kemiğine kadar ilerlemesine neden oluyor. Bakteriler diş eti altına sızdığında, artık sadece diş değil, kemiğin kendisi de risk altındadır. Bu, genç yaşta implant yapılamayacak kadar ileri kemik kaybıyla sonuçlanabiliyor" diye konuştu. Ağız kokusu ve yaraların arttığına dikkat çeken Özkan şunları kaydetti: "Kuruyan ağız içi dokular, sadece diş ve diş etini değil, mukozayı da etkiliyor. Halitoz (kötü ağız kokusu) ve tekrarlayan ağız yaraları elektronik sigara kullanan bireylerde yaygın şekilde görülüyor. Bu durum kişinin hem ağız sağlığını hem de sosyal hayatını olumsuz etkiliyor. Elektronik sigara kullanımına erken yaşta başlayan bireylerde, 40 yaşına gelmeden birden fazla dişin kaybı ve protez ihtiyacı doğabiliyor. Ayrıca çene kemiği erimesi nedeniyle implant tedavisi de zorlaşıyor. Tütün ve elektronik sigarayı bırakın. Tükürük bezleri üzerindeki yıkıcı etkiler kalıcı olabilir. Bırakmakta zorlananlar, psikolojik ve medikal destek almalı. Düzenli diş hekimi kontrolü şart: Ağız kuruluğu fark edilmeden ilerleyebilir. Hekiminizle yapılacak erken kontroller, çürük ve kemik kaybını önleyebilir. Tükürük destekleyici yöntemler kullanın: Ksilitol içeren şekersiz sakız, limon, ananas gibi doğal uyarıcılar tükürük akışını artırabilir. Su tüketimini artırın: Gün içinde bol su içerek ağız içi nem dengesini koruyun. Alkol içeren gargaralardan kaçının: Bu ürünler kuruluğu artırır. Bitkisel ve nemlendirici içerikli ağız bakım ürünleri tercih edilmelidir." Özkan, geç kalınmadan önlem alınması gerektiğini belirterek, "Basit bir ağız kuruluğu, fark edilmediğinde diş kaybı ve çene kemiği erimesine kadar ilerleyebilir. Elektronik sigaranın ağız sağlığına verdiği zararlar, çoğu zaman sessiz başlar. Ancak sonuçları, estetikten çiğneme fonksiyonuna kadar hayat kalitesini etkiler. Erken yaşta diş kaybı yaşamamak için, bu alışkanlıktan bir an önce uzaklaşmak ve düzenli hekim kontrolünü ihmal etmemek şart" dedi.

Elektronik Sigaralar Ciddi Risk Taşıyor Haber

Elektronik Sigaralar Ciddi Risk Taşıyor

Sigara ve tütün ürünleri yalnızca akciğerleri değil, ağız sağlığını da ciddi şekilde tehdit ediyor. Diş ve diş eti hastalıklarının temel nedenlerinden biri olan bu alışkanlık, aynı zamanda ağız kanseri riskini de artırıyor. 31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü kapsamında, Biruni Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'nden Prof. Dr. Burcu Karaduman, sigara ve elektronik sigaranın ağız sağlığındaki olumsuz etkilerine dikkat çekerek "Tütün ve tütün ürünlerinin tamamı ağız ve diş sağlığın da yıkıcı etkiye sahip. Sigara bırakıldıktan ilk 20 gün içinde hasar onarım süreci başlıyor" şeklinde konuştu. Ağız sağlığına çifte tehdit Prof. Dr. Karaduman'a göre sigara, ağız içindeki kan akışını yavaşlatarak diş etlerinin savunma sistemini zayıflatıyor. Tükürük üretimini azaltarak ağız florasının doğal dengesini bozuyor. Bunun sonucu olarak ağız kokusu, diş çürükleri ve diş taşı oluşumu gibi problemler yaygınlaşıyor. Sigara içenlerde diş eti kanaması gibi uyarı belirtileri daha az görülüyor çünkü nikotin damarları daraltarak bu sinyalleri gizleyebiliyor; bu da hastalığın fark edilmeden ilerlemesine neden olabiliyor. Elektronik sigaralar da ciddi risk taşıyor Elektronik sigaraların da masum olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Karaduman, bu cihazların sıvı nikotin, ağır metaller ve uçucu organik bileşikler gibi zararlı maddeler içerdiğini belirtti. Bu bileşenler ağızda iltihaplanma ve diş eti hastalıklarına yol açabiliyor. Geçici tat kaybının da kullanıcılar arasında sık görüldüğünü ifade eden Karaduman, elektronik sigaraların ağız kuruluğu oluşturarak diş eti problemlerini tetikleyebileceğini de söyledi. Sigarayı bırakınca neler değişir Karaduman, sigaranın bırakılmasının ardından diş etlerinde genellikle birkaç hafta içinde iyileşme gözlendiğini, ilk 20 gün içinde kan dolaşımının toparlandığını, bağışıklık sisteminin güçlendiğini ve ağız florasının yeniden denge kazandığını ifade etti. Bu süreçte geçici olarak diş eti kanamaları yaşanabileceğini, bunun iyileşme sürecinin doğal bir parçası olduğunu ve paniğe gerek olmadığını, bu durumda bir diş hekimiyle görüşmenin faydalı olacağını vurguladı. Diş kaybı sadece estetik değil Diş kaybının yalnızca estetik bir mesele olmadığını vurgulayan Karaduman, özellikle arka diş eksikliklerinin çiğnemeyi zorlaştırdığını, ön diş kayıplarının ise konuşma ve özgüveni olumsuz etkilediğini söyledi. Dişlerin aynı zamanda yüz şeklinin korunmasında da önemli bir işlevi olduğunu hatırlattı. Ağız kanserinin farkındalığı düşük Türkiye'de ağız kanseri konusundaki farkındalığın yetersiz olduğuna dikkat çeken Karaduman, her yıl yüzlerce kişinin bu hastalıkla karşılaştığını ve dilin yanları, ağız tabanı ile dudakların en çok etkilenen bölgeler olduğunu belirtti. 7-10 günden uzun süren yaralar, kırmızı veya beyaz lekeler, şişlikler ya da protezlerin aniden uyumsuz hale gelmesi gibi durumların ağız kanserinin erken belirtileri olabileceğini ifade etti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.