Hava Durumu

#Soğuk Hava

Yeni Marmara Gazetesi - Soğuk Hava haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Soğuk Hava haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

"Aldatıcı hava sıcaklıklarına, yalancı güneşe kanmamamız gerekiyor" Haber

"Aldatıcı hava sıcaklıklarına, yalancı güneşe kanmamamız gerekiyor"

Son günlerde etkili olan soğuk hava ve ani hava değişimleri özellikle üst solunum yolu enfeksiyon riskini arttırırken, uzmanlar giyim kuşama dikkat edilmesinin çok önemli olduğunu, aldatıcı hava sıcaklıkları ve yalancı güneşe kanmamak gerektiğini belirtiyor.  Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Raşit Özer, havaların soğumasıyla beraber hastaneye başvurularda üst solunum yolu enfeksiyonlarının arttığını söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Raşit Özer, "Halk arasında nezle, ortalık hastalığı olarak bilinen üst solunum yolu enfeksiyonları, ağızdan ve burundan başlayıp akciğerlere kadar uzanan doku ve organların enfekte olması sonucu ortaya çıkan durumdur. Peki bu durumda ne, neyi enfekte ediyor diye düşünürsek, insanlar genel itibarıyla hep bakteriyel kökenli olduğunu düşünür ama özellikle solunum yolu enfeksiyonlarının viral kökenli olma eğilimi daha fazladır. Özellikle rinovirüs, influenzavirüs, adenovirüs ve önceden de var olan ama hayatımıza 2019 yılında giren koronavirüs de bu enfeksiyon etkenlerindendir" dedi.  "Aldatıcı hava sıcaklıkları, yalancı güneşe kanmamamız gerekiyor"  Hastaların genel olarak halsizlik, bitkinlik, yorgunluk şikayetiyle hastaneye başvurduklarını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Özer, "Bu aylarda artmasının en büyük sebebi de mevsim değişiklikleri. Unutmamamız gereken şey, mevsimde mevsimsel giyinmek çok önemli. Ani soğuklar, ani hava değişiklikleri bu hastalıkları, özellikle üst solunum yolu enfeksiyon riskini arttıran durumlar. Peki ne yapmamız gerekiyor? Mutlaka giyim kuşamımıza öncelikle dikkat etmemiz gerekiyor. Bu aldatıcı hava sıcaklıkları, yalancı güneşe kanmamamız gerekiyor. Mevsim ne gerektiriyorsa onu giymemiz çok önemli. Ani soğuklar, hava değişimleri enfeksiyona yatkınlığımızı arttırarak bu hastalıklara yakalanma riskimizi arttırıyor. Mesela bir sırt çantasında farklı kalınlıktaki kıyafetler taşınabilir. Hava ısındığı zaman hafif ince olabilir ama buna da dikkat etmek lazım, ölçülü bir şekilde inceltmek gerekiyor. Onun haricinde beslenmemize tabii ki dikkat etmemiz gerekiyor. Yani yeterli derecede vitamin ve dengeli beslenme de çok önemli. Bir de dikkat etmemiz gereken, bu enfeksiyonların kapalı ortamlarda, havalandırılmayan ve soğuk ortamlarda bulaşma ve yayılma riski çok yüksek. Peki biz ne yapmalıyız? Biliyorsunuz 2019 yılında bunu aslında güzel uyguladık, maske kullanımı. Eğer siz böyle bir ortama girmek zorunda hissediyorsanız ya da girmek durumundaysanız bir maske takarak kendinizi büyük bir oranda bu bulaştan kurtarabilirsiniz. İnsanlar aşırı derece kalın giyiniyor ve daha sonra terliyor. Tabii ki terledikten sonra kıyafetlerimizi çıkartıyoruz ve bu sefer soğuğa daha ciddi oranda maruz kalıyoruz. Bu da hastalığa normalde yakalanma riskiniz ikiyken dörde çıkartıyor maalesef. Buna da çok dikkat etmemiz gerekiyor. Yani mevsimin gerektirdiği şekilde, hava sıcaklıklarına uygun bir şekilde giyinmek, aldatıcı sıcaklıklara güneşe kanmamak ama hava ısındığı zaman da buna uygun bir derece incelmek önem arz etmekte" şeklinde konuştu.  "Çocuklarımızın kalın ama mevsime uygun kıyafetler giyip, ağızlarını düzenli bir şekilde kapatmaları önemli"  Çocukların soğuğa direncinin daha düşük olduğunun altını çizen Acil Tıp Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Muhammet Raşit Özer, "Kendimiz nasıl giyiniyorsak, çocuklarımızı bir tık daha kalın kıyafetlerle korumamız gerekiyor. Özellikle atkı, bere kullanımı bu soğuk havalarda çok önemli. Çocuklarda kulaktan enfeksiyonlar da çok yaygın. Soğukta kaldığı zaman bu enfeksiyonların riski de artıyor. Çocuklarımıza kalın ama mevsime uygun kıyafetler giydirip, ağızlarını düzenli bir şekilde kapanmasını sağlamamız da önemli. Hem bulaş riski açısından bir nevi maske gibi de düşünebiliriz hem de soğuktan korunma açısından önemli. Bir de çocuklarımız hastalandığı zaman dikkat etmemiz gereken şey, ateşli olduğu durumda bir çocuk üşür, üşüyor diye lütfen üstünü örtmeyin. Evimizde derece bulundurabiliriz, çocuklarımızın ateşine bakalım, eğer ateşleri yüksekse lütfen çocuklarınızın üstünü örtmeyin. Sonrasında bize ailelerin havale geçiriyor diye başvuruları olabiliyor. Bunların yaşanmaması için de bunlara dikkat etmemiz gerekiyor" diye konuştu. 

"Her zaman tedavi antibiyotikle yapılmaz" Haber

"Her zaman tedavi antibiyotikle yapılmaz"

Acıbadem Bursa Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem geçmeyen öksürükle ilgili ve ilaç kullanmak istemeyenler için önemli bilgiler verdi.   Son zamanlarda özellikle havaların soğuması ve üst solunum yolu enfeksiyonlarındaki artışla birlikte hastalar arasında geçmeyen öksürük şikayeti sıklıkla duyulmaya başlandı. Bu durum, polikliniklere başvuru oranlarını artırırken, Acıbadem Bursa Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Arzu Ertem, uzun süren öksürüğün sebepleri ve tedavi yöntemleri hakkında önemli uyarılarda bulundu.  "Sigara içen, kronik hastalığı olan ve alerjik yapıya sahip kişilerde uzun süreli öksürük görülebilir"  Sigara içen, kronik hastalığı olan ve alerjik yapıya sahip kişilerin dikkatli olması gerektiğini belirten Dr. Ertem, "Öksürüğün uzaması, özellikle viral enfeksiyonların etkisiyle daha sık görülebilmektedir. Sağlıklı bireylerde bile üst solunum yolu enfeksiyonları bazen uzun süre devam edebiliyor ve tekrarlayabiliyor" dedi. Bununla birlikte sigara içen kişilerde, kronik hastalıkları olanlarda ve alerjik yapıya sahip bireylerde de uzun süreli öksürüklerin görülebileceğini belirten Dr. Ertem, bu hastaların alerji tedavisi almadan öksürüğün geçmeyeceğini ifade etti.  "Sigara içenlerde, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi hastalıklar da akla gelmelidir" diyen Dr. Ertem, reflü gibi mide rahatsızlıklarının da uzun süreli öksürüğün nedenlerinden biri olabileceğini belirtti ve son dönemde COVID-19 ile birlikte üst solunum yolu enfeksiyonlarının arttığını söyledi. Dr. Ertem, "COVID-19'un etkisi azalmış olsa da, sinüzit ve faranjit gibi hastalıklara sebep olmakta ve uzun süreli geçmeyen öksürüğe neden olmaktadır" diye konuştu.  "Her zaman tedavi antibiyotikle yapılmaz"  Ertem, her zaman antibiyotik ve öksürük kesicilerle hastalığın geçmediğini belirterek, çoğu zaman öksürük geçmediğinde alerji ilaçları ya da nefes açıcı ilaçlar verilebileceğini söyledi. Ayrıca ilaç kullanmak istemeyen hastalara alternatif tedavi yöntemlerini öneren Ertem, "Geniz temizliği, burun spreyleri, bol sıvı alımı ve bitki çayları da tedaviye destek yöntemler arasında yer alabilir" dedi. Bazı hastaların ise şiddetli öksürükle hastaneye başvurduğunu ve bazen tedaviye yanıt alamadıklarını ifade eden Dr. Ertem, "Bazı durumlarda, kortizollu tedaviler de uygulanmak zorunda kalabiliyoruz" diye konuştu.  "Soğuk hava, faranjit gibi hastalıkları daha da kötüleştirebilir"  Dr. Ertem, soğuk havalarda bağışıklık sisteminin zayıfladığını ve virüslerin daha hızlı yayıldığını belirterek, "Soğuk hava, faranjit gibi hastalıkları daha da arttırıyor. Bu yüzden soğuk havalardan korunmak, enfeksiyon riskini azaltmak için büyük önem taşıyor" şeklinde konuştu. 

Soğuk Havalara Dikkat! Haber

Soğuk Havalara Dikkat!

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Şenol Coşkun, soğuk havaların kalp sağlığını olumsuz etkileyebileceğini belirterek beslenme, giyim ve dışarı çıkma konusunda uyarılarda bulundu.  Acıbadem Bursa Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Şenol Coşkun, soğuk havaların kalp sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti. Soğuk havaların, damar büzüşmesine (vazokonstrüksiyon) yol açarak kalbin iş yükünü artırdığını ve kalp krizi ile felci tetikleyebileceğini belirten Dr. Coşkun, bu dönemde kalp hastalarının dikkatli olması gerektiğini söyledi. Ayrıca, tok karnına dışarı çıkılmaması gerektiğini vurgulayan Dr. Coşkun, soğuk havada dışarı çıkarken sıkı giyinmenin önemine de değindi. Çoşkun, "Kalp hastaları için dışarı çıkarken vücut ısısını koruyacak şekilde giyinmek hayati önem taşır. Göğüs bölgenizi örtecek şekilde ceket ya da paltonuzu ilikleyin. Atkı kullanın. Ayrıca başınızın üşümemesi için şapka kullanmayı ihmal etmemeliler. Burada önemli olan soğuk hava ile temas edecek vücut alanını kısıtlamaktır. Ayrıca, soğuk havalarda yürümemek de kalp sağlığını korumak açısından önemli bir önlemdir. Yürümek zorundalarsa, ağız ve burunu kapatacak şekilde giyinmeliler" diye ekledi.  “Aşırı et tüketiminden kaçınılmalı”  Soğuk havalarda kalp hastalarının aşırı ve yağlı yiyeceklerden kaçınmalarını tavsiye ettiğini söyleyen Dr. Coşkun, "Ağır ve yağlı yemeklerden kaçınılmalıdır. Daha çok hafif gıdalar, özellikle sebze ağırlıklı beslenmek önemlidir. Hastalarıma bitkisel kaynaklı beslenmeyi öneriyorum. Akdeniz tipi diyet kalp sağlığı için büyük önem taşıyor. Bu diyette balık, sebze ve zeytinyağı ağırlıklı olup. Ayrıca, aşırı et tüketiminden kaçınılmalı ve karbonhidrat alımı mümkün olduğunca azaltılmalıdır" şeklinde konuştu. 

Soğuk Havalara Dikkat! Haber

Soğuk Havalara Dikkat!

Sonbahar ve kış aylarında cilt, soğuk hava, rüzgar ve düşük nem sebebiyle daha fazla bakıma ihtiyaç duyduğunu ifade eden Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan,“Kış mevsiminde havadaki nemin azalması ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açabilir. Bu sebeple hyaluronik asit gibi maddelere kış aylarında daha çok ihtiyaç duyulur” dedi.   Mevsim geçişlerinde yaşanan sıcaklık farkları ve olumsuz hava şartları, cildimizi de önemli ölçüde etkiliyor. Retinoik asidin kış aylarında cilt bakımında altın değeri taşıdığını belirten Medicana Bursa Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Işıl Turan, bu etken maddenin ince kırışıklıklar, lekeler ve sivilcelerle mücadelede etkili olduğunu vurguladı. Kış aylarının, retinoik asidin cildin üst katmanını hafifçe soyarak, alt katmanında sağlıklı kollajen sentezi oluşmasına imkan tanıdığını ifade etti. Uzm. Dr. Turan, kış mevsimiyle birlikte nem oranının azaldığını, bu durumun ellerde egzama, yüzde hassasiyet ve ciltte matlaşmaya yol açtığını söyledi. Bu sebeple hyaluronik asidin kış aylarında daha çok ihtiyaç duyulduğunu belirten Uzm. Dr. Turan, temiz bir yüze hyaluronik asit serum veya krem uygulanmasının önemine vurgu yaptı.  Ellerde kuruma ve çatlamanın başladığını fark edenlere seslenen Dr. Işıl Turan, bu durumun nemlendirici kullanımının ihmal edildiğini gösterebileceğini belirtti. Ellerin kötüleşmeden ve kortizon ihtiyacı olmadan bakıma başlanmasını öneren Turan, özellikle cica içerikli nemlendiricilere ihtiyaç duyanların, mevsim geçişlerinde bu ürünleri kullanmalarını tavsiye etti. Uzm. Dr. Işıl Turan, kış aylarında birlikte profesyonel cilt bakımlarının glikolik veya salisilik asitlerle yapılmasını önerdi. Bu bakımların, ölü derilerden arınmayı sağlayarak cildin güzelleşmesine katkı sağladığını ifade etti.  Epilasyon mevsiminin açıldığını belirten Turan, güneşlenme ve solaryumun epilasyon etkinliğini azaltıp yan etki riskini arttırdığını söyledi. Bu sebeple kış döneminin, epilasyon öncesi daha güvenli ve etkili olduğunu belirtti. Ayrıca lekelerden muzdarip olanlara leke tedavisi öneren Uzm. Dr. Işıl Turan, güneş mevsiminde tedaviyi alevlendirecek uygulamalardan kaçınılması gerektiğini söyledi.   

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Yeni Marmara Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.