Hava Durumu

#Soygun

Yeni Marmara Gazetesi - Soygun haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Soygun haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Depremde can kaybı 18 bin 991'e yükseldi! Cumhurbaşkanı Erdoğan Adıyaman'da duyurdu... "OHAL ile devlet yetkileri eline aldı" Haber

Depremde can kaybı 18 bin 991'e yükseldi! Cumhurbaşkanı Erdoğan Adıyaman'da duyurdu... "OHAL ile devlet yetkileri eline aldı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adıyaman ziyaretinde deprem felaketlerindeki son bilançoyu duyurdu. Buna göre Kahramanmaraş merkezli depremlerde can kaybı 18 bin 991'e, yaralı sayısı ise 75 bin 573'e yükseldi. Depremzedelere 10 bin TL'lik yardıma değinen Erdoğan, "Çadırlarda kalmak istemeyen vatandaşlarımızın kira bedellerini ödeyerek konutlara yerleşmelerini sağlayacağız. Bir yıl itibarıyla vatandaşlarımız buralarda kalabilecek" açıklamasında bulundu. "10 İLİMİZDE CİDDİ YIKIMLAR OLDU" Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle: Tarihimizin en büyük felaketiyle karşı karşıyayız. Öncelikle 10 ilimizde ciddi yıkımlar oldu. Depremin merkezi olan Kahramanmaraş, Hatay ve Adana illerini önceki gün ziyaret ettik. Dün de Gaziantep, Osmaniye ve Kilis'teydim. Şimdi Adıyaman'dayız ve Malatya'ya hareket edeceğiz. "CAN KAYBI 18 BİN 991'E, KURTULANLARIN SAYISI 75 BİN 573'E ULAŞTI" Yaşadığımız acıyı tarif etmekte kelimeler kifayetsiz. Maalesef son tespitlere göre hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 18 bin 991'e ulaştı. Kurtulanların sayısı 75 bin 573'e ulaştı. Bölgeden 76 binin üzerinde vatandaşımız talepleri üzerine ülkemizin diğer illerine tahliye edildi. Adıyaman'da yıkılan 1944 binada 3 bin 225 vatandaşımız vefat ederken 12 bin 434 vatandaşımız da yaralı olarak kurtarıldı. "İŞİMİZ MAALESEF ZOR OLDU" Bu binaların hepsini 1 yıl içerisinde yetiştirmekte kararlıyız. Gerekli talimatları verdim. Deprem anından itibaren devletimiz tüm kurumlarıyla arama kurtarma ve yardım faaliyetleriyle alanda olmuştur. Depremin yıkım etkisi 500 km'lik alana yayıldığı için işimiz maalesef zor oldu. Kamu görevlilerin çoğunun ya kendisinin ya da ailesinin yıkım altın kalması ve soğuk bir kış yaşıyor olmamız da engel olarak karşımıza çıkmıştır. Tüm olumsuzluklara rağmen devletimizin tüm imkanlarını bölgeye yönlendirdik. Kamu imkanlarını burası için harekete geçirdik. "OHAL İLE DEVLET YETKİLERİ ELİNE ALDI" Bazı kendini bilmezler soygun yapıyorlar, iş yerlerine saldırıyorlar, marketleri soyuyorlar. OHAL ile devlet bu konudaki yetkileri eline almış ve bundan sonraki süreçte bu suistimalleri yapanlar yakalandığı anda gerekli olan müeyyideler uygulanacak. İstismara fırsat vermeyeceğimiz ve bu konudaki samimiyetimiz kimse tarafından sorgulanamaz. "İSTEDİĞİMİZ HIZA ULAŞAMADIĞIMIZ BİR GERÇEK" Şu ana kadar 94 ülkeden gelen yardım geldi. 144 binden fazla kişiyle belki de dünyanın en büyük arama-kurtarma ekibini toplamamıza rağmen maalesef kurtarma çalışmalarında istediğimiz hıza ulaşamadığımız bir gerçektir. Altında insan olan hiçbir bina bırakmama kararlılığıyla arama kurtarma çalışmalarımızı sürdürüyoruz. "ÇADIRDA KALMAK İSTEMEYENLERİ KİRALARINI ÖDEYEREK KONUTLARA YERLEŞTİRECEĞİZ" 10'ar bin lira vatandaşlarımıza verdik. Çadırlarda kalmak istemeyen vatandaşlarımızın kira bedellerini ödeyerek konutlara yerleşmelerini sağlayacağız. Bir yıl itibarıyla vatandaşlarımız buralarda kalabilecek. "RASTGELE YARDIM TOPLAYIP YOLA ÇIKARMAYIN" Ülkemizin dört bir yanından ve yurt dışından deprem bölgesine yardım malzemeleri yağıyor. Deprem bölgesindeki yardımların belirli bir plan içinde toplanması, dağıtılması gerekiyor. AFAD'la veya bölgede yardım faaliyeti gösteren Kızılay başta olmak üzere irtibata geçmeden rastgele yardım toplayıp yola çıkarmayın.

Emekçiler bir kez daha  haklarını talep ettiler Haber

Emekçiler bir kez daha haklarını talep ettiler

Cemal KIRGIZ/HABER Şehreküstü Meydanında düzenlenen etkinlikte kamu emekçileri insanca yaşayacak ücret ve vergide adalet talep ettiler. Bursa 29 Ekim Kadınları Derneğinin de desteklediği etkinlikte konuşan Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Bursa İl Başkanı Özkan Rona, açıklanan enflasyon oranları ölçeğinde TÜİK’i eleştirdi. Sahte olarak nitelendirdiği TÜİK Aralık ayı enflasyon rakamlarının Birleşik kamu İş Konfederasyonunun yaptığı araştırılmalarla çürütüldüğünü anlatan Özkan Rona, “Dört kişilik bir ailenin gıda enflasyonu yüzde 77,87, genel enflasyonu ise yüzde 64,2 olarak açıklarken, konfederasyonumuz yıllık gıda enflasyonunun yüzde 150,5 olduğunu halkın enflasyonu araştırmalarıyla ortaya koymuştur” dedi.    “Sefalete teslim olmayacağız”, “İnsanca Yaşam Demokratik Türkiye”, “Emekçiyiz Haklıyız Kazanacağız” ve “Yandaşa değil emekçiye bütçe” sloganları ve alkışlı protesto eşliğinde açıklamasını sürdüren Birleşik Kamu İş Konfederasyonu Başkanı Özkan Rona, “ Şimdi de ülkenin içine sokulduğu ekonomik buhrana karşı halkın gösterdiği haklı tepkileri dindirmek için seçim şekerleri dağıtmaya başlayan iktidar, ufacık iyileştirmeleri devasa reformlar gibi ambalajlamaya devam etmektedir” dedi.   Konuşmasını vergi dilimlerindeki adaletsizliğe dikkat çekerek sürdüren Rona, “Bunun en çarpıcı örneği ise müjde nidalarıyla açıklanan yeni gelir vergisi dilimleridir. Vergi dilimi tutarlarının Yeniden Değerleme Oranının (YDO) altında artırılması nedeniyle kamu emekçilerinin yılın başında ceplerine giren ücret birkaç ay içinde yine azalmaya başlayacaktır. Bu değişiklikle kamu emekçisinin maaşının sadece birkaç ay daha geç erimesi sağlanmış; yani soygun baki kalmış, oranı değiştirilmiştir. Müjde adı altında biz eğitim emekçilerine dayatılan şudur: Bizler zaten açlık sınırının sadece biraz üstünde, yoksulluk sınırının yarısından bile az ücretler alırken, Yüzde 90’ımız kredi kartı borcumuzu ödemekte, yüzde 91’imiz çocuklarımızın eğitim giderlerini karşılamakta zorlanırken, Yüzde 62’mizin geliri, giderimizden az iken ve yüzde 92’imiz geçinmek için ek işler arıyorken, Durdurulamayan döviz kuru, asgari ücret zammının piyasalara yansıması gibi etkenler nedeniyle tüm mal ve hizmetlerin fiyatının günaşırı artacağı ortadayken Kalantor iş insanlarının, yandaş müteahhitlerin, ihale vurguncularının vergi borçları düzenli olarak silinip, kamu bankaları onlar için seferber ediliyorken, Yöneticiler, bizlere ‘’gel senin şu gelirinden dilim dilim gelir vergisi alalım. Ama korkma, zaten senin bir üst dilime geçecek kadar para kazanmana müsaade etmeyeceğim için senin dilimin bu’’ demektedir. Sözde yetkili sarı sendikaların memnuniyet ve pişkinlikle karşıladıkları vergi adaletsizliğinin iç yüzü budur. Yeni vergi diliminde müjde değil ölçeği düşürülmüş soygun vardır! Bu soygunu kabul etmiyoruz. Tüm kamu çalışanları için vergi dilimi yüzde 15’te acilen sabitlenmelidir” diye konuştu.    Eğitim İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy’da, haklarını alana kadar meydanları doldurmaya devam edeceklerini ifade ederek, “Emeğin onuru, emekçinin hakkı için mücadele eden Eğitim-İş olarak; İnsanca yaşamak için tüm eğitim emekçilerinin maaşlarına yüzde yüz zam, vergide adalet istiyoruz. İnsanca çalışma koşulları ve insanlık onuruna yakışır ücret haktır. Memuru, işçiyi, emekliyi açlığa sefalete mahkûm eden AKP iktidarını ve yandaşlarını uyarıyoruz! Halkın yoksullaştığı, iktidar ve yandaşlarının zenginleştiği düzene sessiz kalmayacağız. Biz emekçiler, halkı kandıranları, halkın sofrasındaki ekmeği, zeytini çalanları, halkın ulaşım hakkını, çocuklarının eğitim hakkını, sağlık hakkını gasp edenleri, iktidar borazancılığından tetikçiliğinden öteye geçmeyenleri asla unutmayacağız. Kamu emekçilerini ve yurttaşları açlığa, sefalete mahkûm eden enflasyon oranını ve yüzde 25 zammı kabul etmiyoruz. Kamu çalışanlarını, yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm eden AKP iktidarının uyguladığı emek karşıtı politikalar karşısında, tüm emek örgütlerinin mücadele alanını genişleterek ortak tavır almaya çağırıyoruz. Ekmeğimizi AKP ve TÜİK değil mücadelemiz belirleyecek” dedi.

ZAFER PARTİSİ BURSA İL BAŞKANI ADEM ŞİMŞEK OLDU Haber

ZAFER PARTİSİ BURSA İL BAŞKANI ADEM ŞİMŞEK OLDU

Zafer Partisi Bursa İl Başkanlığı, Osmangazi İlçe binasında Genel Başkan Ümit Özdağ'ın katılımıyla 1. Olağan Kongresini gerçekleştirdi. Kongreye tek aday olarak giren Osmangazi İlçe Başkanlığı görevini yürüten Adem Şimşek, Zafer Partisi Bursa İl Başkanı oldu. Kongrede Zafer Partisi  Genel Sekreteri Cezmi Polat Divan Başkanlığı yaptı. Kongreye BTP Bursa İl Başkanı Ali Garaçoğlu ve Memleket Partisi Bursa İl Başkanı Güner Aklan katıldı. Zafer Partisi Bursa Kurucu İl Başkanı Halil İbrahim Aydın'ın konuşmasından satır başları; "Ülkemizde yaşanmakta olan herşey malumunuzdur. Halkımız göçmen politikası ile çökertilmeye çalışılmaktadır. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" ilkesi unutulmuştur. Cumhuriyet ile, Türklük ile, Atatürk ile sorunlu bir kesim oluştu. Tüm sorunların nedeni bunlardır. ABD'nin, Yunanların, Ermenistan ve Rumların büyük devlet projeleri vardır. Sinir komşumuz iki ülke yok edilmiş, terör yuvası olmuştur. Emperyalist Batı, insanları ülkemize sığınmaya zorlamaktadır. Milli birlik ve bütünlüğümüz bozularak farklı bir işgal çeşidi öne sürülmüştür. Devlet ve şehirler yıkılabilir, maalesef kimliğimiz, kültürümüz fiilen tehlike altındadır. Bu sefer oynan oyun çok tehlikelidir. Zafer Partisi özünü, ruhunu binlerce yıllık tarihinden ve Atatürk'ün gösterdiği hedeflerden almaktadır. Bizler Türklerin her birinden yanayız, amasız, fakatsız onların tarafındayız." Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın konuşmasından satır başları; "Biz partiyi kurarken alaycı gözler ile bakanlar, kuramaz diyenler türk milletinin iradesinin karşılığı olan partimiz son 3 ayda ülke gündemini şekillendiriyor. Durum, daha yeni başladık. Şikeli siyaset yapanları, ağlaya ağlaya evine yollayacağız. Zafer Partisi kurulmadan, millet iradesi siyasete taşınmadan önce, Hacivat Karagöz oyunu oynayanlar, al gülüm ver gülüm oynuyorlardı. Biz kurulduktan sonra TV'lerde 'Z' kuşağı diye konuşanlar bizim gibi "ey Türk gençliği" demeye başladı. 1921 anayasasına imza atana imza atıp ortak mutabakat gösterip, milli ve üniter devletten vaz geçenlere biz Kuvayı milliye yolundayız deyince ertesi akşam meclis konuşmalarında ittihak ve Terakki konuşmaya başladılar. Size öğreteceğiz merak etmeyin. Sığınmacıların hepsini gerekirse zorla yollayacağız dedik, Erdoğan'da 1 milyon yollayacağını söyledi. Arkada 9 milyon daha var. Erdoğan'ı yollayınca hepsini yollayacağız.  Sadece Erdoğan paniklemedi. İki araştırma yapıp vatandaşlık vereceğini söyleyen Kılıçdaroğlu'da parmak kaldırıp "bende yollayacağım " demeye başladı. Bunu lafla yapamazsın. Yapmak için bağımsız irade olması lazım. Sizin partimizde Atatürk kalmamış, siz yollayamazsınız. Atatürk adına özür dileyenler yapamaz. Biz Türk düşmanlarıyla Atatürk adına hesaplaşacağız.  Biz çalıştay yapınca onlarda başladı "bizde yaptık" demeye. Ülkemizi ekonomik çöküşe, iç savaşa sürüklemeyi hedefleyen örtülü istilaya karşı olan tek parti Zafer Partisi'dir. Büyümeye de devam ediyoruz. Kamuoyu şirketleri hayretle bakıyorlar. İsmail Türk dedi ki; " bir milletvekili, Ümit Özdağ'ın içinde bir canavar varmış, dışarı çıktı" demiş. Ben 10 yıldır aynı şeyleri söylüyorum. Benim söylediklerimi söylemeye cesareti olan Genel Başkan yoktu.  Zafer Partisi ile bir araya gelenler Sakarya muharebesinde savaşan askerler gibidir. Son savunma hattını temsil ediyoruz. Savunmaya devam edeceğiz, sonra da zafere hızla ilerleyeceğiz. Biz gündem belirlemiyoruz. Biz Türk halkının duyularını siyasete taşıyoruz. Bize de TV'lerde amborgo var. Her türlü engellemeye maruz kalıyoruz. Türk milletinin iradesini 9 aydır siyasetin gündemine taşıyoruz. Sonunda Zafer Partisi'ni zaferin sahibi olacak gençler anladı. Gençlik bu partiyi kucakladı. Annelerini, babalarını ikna ediyorlar. Esenyurt Belediyesine gittim. İki CHP bürokrat beni çevirdi "bizim çocuklara ne yaptın?" Dediler. Zeki çocuklarınız varmış tebrik ediyorum dedim. Biz düzen partilerinin vaadettiği gibi bedavacılık önermedik. Harf kuşağı demedik. Türk gençliği dedik. Siz kiracı değilsiniz, bu ülkede ev sahibisiniz. Kimse heyecanınızı alamaz. Atatürk bu ülkeyi size armağan etti. 100 sene önce gençler çok daha ağır şartlar ile karşı karşıya idi. Atatürk'e bağlıyım diyenler size bırakılan emaneti yürütmek için birlikte mücadele edelim dedik. Gençler kabul etti ve beraber yürüyoruz.  Sığınmacı konusundan başka bir işiniz yok mu? diye soruyorlar. Bir programımızı öğretmişiz demekki. Nebati'ye soruyorlar ekonomi programını, "gözlerime bak" diyor. Kemal Beye soruyorlar, "Babacan hazırlıyor" diyor. Meral hanıma soruyorlar ama onun ne dediğini anlamadım, anlatsam söyleyeceğim. Ekonomi modelinde farklılaştıyoruz. Neoliberalizmi savunuyorlar. Biz karma ekonomiyi savunuyoruz. İmalat sanayinin tekrar yücelmesini, üretimi, İstanbul'un ileri teknoloji olmasını, Marmara'da değil sanayinin 4 bölge ve 4 deniz projesiyle Anadolu'ya taşınmasını, Zonguldak, Trabzon, İzmir, limanlarını, tarımda bölgeyi besleyen ülke projesini, önümüzde ki en büyük tehdit kıtlık ile mücadele için köyleri yeniden yaşanan bölge olmasını, köy okullarının açılmasını, sağlayacağız. Her sosyal kesimden olan Türklerin partisiyiz. İktidar 5 müteahhite iş verirken muhalefet partileri de belediyeler ile müteahhitlere iş veriyor. Başka partilerden dostu olan halka karşı işbirliği yapıyor demektir. Bizim Zafer Partisi'nden başka siyasilerle dostluğumuz yok.  Melih Gökçek görevden alındığında kapıda karşılayan kişi, başka bir partide belediyede bir numaralı adam. Aynı soygun düzeninin sizde içindesiniz.  İstanbul'da bir belediyenin halkçı başkanı Cengiz inşaatı ziyarete gidiyor. Kim halkçı, siz mi, biz mi? Biz Cumhuriyet ile Atatürk ile sorunu olanlara, "Hadi oradan, sizin oyunuzu istemiyoruz" diyenler olarak, Türk halkından soyduklarını türk halkına geri vereceğiz." Zafer Partisi Bursa il Başkanı Adem Şimşek'in konuşmasından satır başları: Ben ve arkadaşlarım her karış toprağımız da kendinden emin adımlar ile devam edeceğiz. Ülkemizde hayasızca akına karşı mücadele etmemiz gereken bir dönemdeyiz. Zafere ilerlemek için Zafer Partisi ile yola çıktık. Sığınmacı adı altında ki istila projesine karşı dur diyecek, geleceğimizi beraber inşaa edeceğiz. Sürdürülebilir tarım ve hayvancılık ile çiftçiyi rahata erdireceğiz. Türk halkının kendi kendine yetebilmesini yeniden sağlayacağız. Bursa özelinde en baş sorun, yeni yatırımlar ile içinden çıkılmaz duruma gelen trafik sorunu, çarpık kentleşme, tarım alanlarının imara açılması, Bursaspor'un getirildiği duruma İl Başkanlığı olarak çözümleri hazırladık. Önümüzde ki günlerde Bursa kamuoyuna paylaşacağız. Durun daha yeni başladık.  Atatürk adına helalleşenlere diyoruz ki biz Atatürk için  hesaplaşacağız. Erdoğan "1 milyon göndereceğim" dedi. Biz Erdoğan'la beraber 9 milyonu göndereceğiz.  Türk milletine ihanet etmek neymiş size göstereceğiz. Gençlere harf kuşağı değil, "ey Türk Gençliği" diyoruz. Son savunma hattını temsil ediyoruz, sonra da zafere hızla ilerleyeceğiz.

Sebze ve meyve fiyatları neden yükseliyor? Haber

Sebze ve meyve fiyatları neden yükseliyor?

Sebze ve meyvelere üretim noktalarından tüketiciye gelene kadar fiyat farkı ekleniyor.Fiyat artışları üreticinin de tüketicinin de dikkatini çekmeye başladı. Yeşillik fiyatlarının 18 liraya, patatesin fiyatının ise 12 liraya yaklaşması anormal yükselişleri meydana getirdi. İstanbul Ziraat Odaları Kurul Başkanı Ömer Demir artan fiyatlara ilişkin olarak "Çok karmaşık durumla karşı karşıyayız. Bu sorun milli güvenlik sorunudur. Yeni eylem planları hazırlamak zorundayız. Biz köylü, çiftçi üretim yapamayız" dedi.  Demir "Şu anda fiyat sistemimizi çöktürdüler. Anormal bir derecede şaşkın durumdayız. Patates muzla aynı fiyata gelmiş 10-12 lira olmuş, yeşillik bunların iki katı olmuş. Balkonda yetiştirdiğimiz yeşillik 17-18 lira olmuş. Çok karmaşık durumla karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı. "BİZ YİNE ÜRETİYORUZ" Demir "Döviz 8 liradan 16 lira oldu, bizim gübremiz 2 liradan 12 lira oldu. Döviz birebir arttı, hani hammaddesi Dolar olan gübre 1’e 10 arttı. Bizim girdilerimiz yüzde 250, yüzde 350, mazotun yüzde 164 artmasına rağmen biz yine üretiyoruz. Biz 2 liraya üretiyoruz, tüketici alıyor 12 liraya. Biz üretiyoruz 1.5 liraya tüketici alıyor 9 liraya. Anormal bir durum var. Ülkeye ayar mı çekmeye çalışıyorlar, vatandaşı canından mı bezdirmek istiyorlar, üreticiyi üretmekten mi vazgeçirmeye çalışıyorlar. Vallahi biz de anlamış değiliz. Bu fiyatların bu anda izah edilebilir hiçbir tarafı yok" dedi. RUSYA'YA GİDECEK ÜRÜNLER İÇ PİYASADA PAHALIYA SATILIYOR Rusya'ya ihraç edilecek olan malların yarısının iç piyasada satılmaya başladığını ve bunların aslında ucuza satılması gerekirken pahalıya satıldığını belirten Demir "Şu anda Rusya’ya yıllık satmış olduğumuz 1 milyar dolarlık Meyve-sebze ürünümüz var. Dikkatinizi çekiyorum. Bu satmış olduğumuz ürün bugün itibarıyla yüzde 50’ye düştü. Bu yüzde 50’ye düşen ihracat yaş sebze ve meyvemizin yarısını satar haldeyiz. Ne olması lazım? Sebze meyvenin aşağı düşmesi lazım. Nasıl oluyor da 20 liranın altında domates yiyemiyor. Evde saksıda ürettiğimiz yeşillik 16-17 lira oluyor. Burada bir oyun, vurgun, soygun var. Bakın şu anda memlekette ayar mı çekmeye çalışıyorlar, ayarını mı bozmaya çalışıyorlar, içeriden dışarıdan bir oyun mu var. Biz şaşkınlıkla izliyoruz. Fiyatlar çok daha aşağıda olmak zorunda. Vurguncular var, talancılar var, stokçular var. Biz 20 yıldır bu ülkede meyveyi sebzeyi zor şartlarda üretirken 3-5 kuruş kazanıp tüketiciye de uygun fiyata satılıyordu. Şu anda biz yine bu şartların amansız derecede üzerimize maliyet bindirmesine rağmen üretmeye devam ederken bizim 2 liralık ürünümüzü vatandaşa 12 liraya satıyorlar. Bunun neresi kar, neresi ticaret, neresi kazanç. Acilen önlem istiyoruz. Bu son bir yılın içerisinde oldu bu iş" değerlendirmesini yaptı. "YÜZDE 600 KÂRIN NERESİ MAKUL VE MANTIKLI" Demir "Biz bu şartlarda üretirken, mücadele ederken, bu kadar yüzde 600 para kazanmanın neresi makul ve mantıklı. Şu Anda bizim hammaddemiz olmazsa olmazlarımız gübrelerimiz yüzde 244 üre gübresi artmış, yüzde 233 dab gübresi artmış. Sadece mazotu nakliyecileri ilgilendiriyor, gerisi bizi ilgilendiriyor. Yeşillik 16 lira olur mu? Köylüyü çiftçiyi üretimden vazgeçirtmektir. Bu sorun milli güvenlik sorunudur. Yeni eylem planları hazırlamak zorundayız. Biz köylü, çiftçi üretim yapamayız. Bu yılın gıdası geçen yılın ürettiğimiz ürünleridir" sözlerini söyledi. "80 KURUŞA ALDILAR 12 LİRAYA SATIYORLAR" Demir "Şu anda ürettiğimiz patates soğanı 80 kuruşa bizden aldılar. 12 liraya satıyorlar. Tüm karları üstüne koysanız 3 liraya satabilirsiniz. 60 kuruşa alınan dereotunu 16 liraya satamazsınız. Girdiler köylüyü, çiftçiyi, üreticiyi ilgilendiriyor. Sizi sadece mazot tarafı ilgilendiriyor. Onun da yüzde 80’inin yükünü biz çekiyoruz. Burada mantıklı izah yoktur" açıklamasında bulundu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.