Hava Durumu

#Tarih

Yeni Marmara Gazetesi - Tarih haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarih haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türkiye çapında ses getirecek proje! Cazibe merkezine dönüşen işte o ilçe Haber

Türkiye çapında ses getirecek proje! Cazibe merkezine dönüşen işte o ilçe

Her fırsatta ilçedeki sporcularla yakından ilgilenen Başkan Aykurt, son olarak Orhaneli Kapalı Spor Salonu’nda antrenmanın ardından gençlerle buluştu. Doğanın ve doğal insanların şehri Orhaneli, Belediye Başkanı Ali Aykurt döneminde önemli projelerin merkezi haline geldi. Altyapı ve üstyapı çalışmalarıyla ilçenin birçok önemli sorunu tarihe karıştı. Turizm, sanayi, sağlık, eğitim, spor, kültür sanat, tarım ve hayvancılık başta olmak üzere birçok alanda ulusal çapta ses getirecek projelerin merkezi haline gelen Orhaneli, Başkan Ali Aykurt döneminde spor yatırımlarıyla da dikkat çekiyor. Orhaneli Belediyesi geliştirdiği projelerle kendi öz kaynaklarını kullanarak ilçenin geleleceğini değiştirirken, Orhaneli Belediyesi’nin girişimleri ilgili bakanlıkların ve Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle ilçe cazibe merkezi haline geldi. Orhaneli Belediyesi Kapalı Spor Salonu’nda Orhanelispor’un minik yıldızlarıyla bir araya gelen Başkan Aykurt sosyal medya hesabından yayınladığı videoda o anları paylaştı. Kısa süre içinde büyük beğeni toplayan görüntülerin ardından açıklamalarda bulunan Başkan Aykurt, “Orhaneli Belediyesi, çocuklar için Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü ile birlikte Orhanelispor bünyesinde yüzme, futbol, basketbol, güreş, okçuluk gibi spor dallarında ücretsiz eğitimler vererek küçük yaşta sporla tanışmalarını sağlıyor ve evlatlarımızı kötü alışkanlıklardan uzak tutuyor. Futbol, basketbol ve güreş dallarında mücadele eden sporcular Türkiye çapında çeşitli başarılara imza atarak ilçemizi gururlandırmayı başarıyor. Gençlerimizin moral motivasyonunu artırmak ve bir kez daha yanlarında olduğumuzu göstermek adına antrenman sonrasında gençlerimize çiğ köfte ikramda bulunduk. Minik yıldızlarımızın geleceği bizim için her şeyden önemli” İfadelerini kullandı. İlçede hayata geçen ve gelecek dönemde ilçeyi bekleyen spor yatırımlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Aykurt şöyle devam etti; “Gençlik ve Spor Bakanlığı, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Orhaneli Belediyesi işbirliği ile Göynükbelen Mahallesi Gölcük Yaylas’ında tamamlandığında Türkiye’nin en büyüğü olacak olan gençlik kampı yapımı devam ediyor. Sadece ilçe gençlerine değil Türkiye’nin tamamına hizmet verecek şekilde hayata geçirilen proje kapsamında bungalov evler, spor tesisleri, konferans salonları vb. diğer sosyal ve sportif donatılar ile ilçeye kazandırılacak.” “Tasarladığımız millet kıraathaneleri ve kütüphaneler ile gençlerimizin sosyal, kültürel, sanatsal ve spor alanlarında dolu dolu vakit geçirmeleri ve yeni projeler üretmeleri için mekânsal imkanlar sağlıyoruz” diyen Aykurt şöyle devam etti; “Orhaneli Spor Kompleksi“ bünyesinde futbol, basketbol, tenis, yürüyüş yolları ile millet kıraathanesi ve kütüphane bulunduran Orhaneli Spor Kompleksi hizmete açılarak sporseverlerin kullanımına sunuldu. Şehrin içinde yeşili koruyarak inşa edilen bu tesis ile özellikle gençler için sosyal bir ortam oluşturuldu.” İlçede çocukların ve gençlerin futbol, basketbol, güreş, tenis gibi sporların yanında yüzmeyi de öğrenmesi ve bu sporu yapabilmesi için büyük emek verdiklerini belirten Başkan Aykurt, “Taşımalı sistem ile il merkezinde, daha sonra ise Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü’nün bahçesine kurduğumuz açık havuz ile yüzlerce çocuğumuza imkan sağladık. Ancak büyük ilgi gören açık havuzun yetersiz kalması ve sadece çocuklarımıza ve gençlerimize değil yetişkinlerimize de yüzme imkanı sağlamak amacıyla yaptığımız girişimler neticesinde Gençlik ve Spor Bakanlığı’na projesini hazırlayıp sunduğumuz ve onayını aldığımız kapalı yüzme havuzunun yakın bir zamanda inşaat ihalesine çıkılacaktır” dedi. Orhaneli Belediyesi, 12 ay boyunca hizmet verebilmek için hazırladığı kapalı yüzme havuzu yapımını da Gençlik ve Spor Bakanlığı destekleriyle 2024 yılında hayata geçirmeyi planlıyor. Kırsal, merkez ayırt etmeksizin birçok mahalleye halı saha kazandıran Orhaneli Belediyesi, gelecek dönemde de gençlerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde halı saha yapımlarını sürdürecek. Özellikle ilçemizdeki kadınların rahatça spor yapabilmesi için hazırlanan proje ile ilçeye profesyonel bir fitness salonu kazandıracaklarını belirten Aykurt, “Haftanın belirli günleri kadın, erkek ve karışık olarak hizmet verecek olan bu tesiste vatandaşlarımız spor yaparak hem sağlıklı bir yaşama kavuşacaklar hem de sosyal bir ortamda günün stresini atma fırsatı bulacaklardır. Proje çalışmaları tamamlanan kapalı spor salonunu 2024 yılının ilk aylarında hizmete açılacak” diye konuştu. İlçede özellikle gençlerin merakla beklediği Gençlik ve Kültür Merkezi Projesi’ne değinen Başkan Aykurt, “Kütüphaneden kafeteryaya, toplantı salonlarından cep sinemasına kadar ilçe halkımızın ihtiyaçlarına göre tasarladığımız Gençlik ve Kültür Merkezi projesi tamamlanmış olup ihale aşamasına geçilmiştir. Özellikle gençlerimizin kendilerini geliştirmesi, sosyalleşmesi ve zamanlarını verimli kullanmaları için Bursa Büyükşehir Belediyesi ile birlikte tasarladığımız Gençlik ve Kültür Merkezi’nin yakın bir zamanda inşaat ihalesi yapılarak yapımına başlanılacaktır” ifadelerini kullandı. Bursa Büyükşehir Belediyesi ile BEBKA tarafından desteklenen proje kapsamında 1 adet kır lokantası, 1 adet Osmanlı Konağı 16 adet bungalov ev, mescit, spor tesisleri, çok amaçlı hizmet binası, karavan ve çadır kamp alanları, yöresel ürün satış yerleri ve çevre düzenlemeleri yapılarak eko turizme can verildi. Yeni proje ile Beyce Doğal Yaşam ve Spor Merkezi bünyesinde projelendirilen macera parkı ile ilçe halkı ve turistler için yeni yaşam alanı oluşturulacak. Çocuklar ve yetişkinler için ayrı ayrı parkurların olacağı macera parkı tamamlandığında önemli bir merkez haline gelecek.

Hem adı yaşatılacak hem de Bursa'ya değer katacak merkezlerde sona doğru Haber

Hem adı yaşatılacak hem de Bursa'ya değer katacak merkezlerde sona doğru

Yıldırım Belediyesi’nin, şehrin önemli sivil mimari örneklerinden biri olan ‘Tarihi Osman Fevzi Efendi Köşkü’nü restore ederek Bursa’ya hizmet verecek bir sosyal yaşam merkezine dönüştürme çabaları sona yaklaştı. Kısa süre içerisinde ‘Karaağaç Sosyal Yaşam Merkezi’ olarak Bursa'ya hizmet verecek tarihi yapı 4 bin metrekarelik bir arsa üzerine kurulu, 350 metrekare tabanlı 3 katlı bir binadan oluşuyor. Karaağaç Sosyal Yaşam Merkezi açıldığında, giriş katı ve bahçesi sosyal tesis olacak şekilde hizmet verecek olup mekânın üst katlarında kütüphane, sergi ve toplantı salonları yer alacak. BÖLGE DEĞERLENECEK Karaağaç Sosyal Yaşam Merkezi ile Osman Fevzi Efendi’nin adının yaşatılacağını hem de Bursa'ya değer katacak bir tesisin Yıldırım’a kazandırılacağını aktaran Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Çalışmalarımızın yüzde 80’i tamamlandı. Burada icra edilecek kültürel ve sanatsal faaliyetler ile dün ile bugün ve yarın arasında bir köprü kurmuş olacağız. Aslına sadık kalarak ve tarihi dokusunu koruyarak ayağa kaldıracağımız tarihi yapıyı, Bursa'nın kültür, sanat ve sosyal hayatına önemli katkılar sunacak bir merkez haline getireceğiz. Karaağaç Sosyal Yaşam Merkezi hem bir sosyal tesis olarak bölge insanımıza hizmet edecek hem de nitelikli bir kütüphane olarak da araştırmacıların, gençlerin uğrak mekânı olacak. Yine bölgede Hünkâr Korusu, Mollaarap heyelan bölgesinde yürüttüğümüz yenileme çalışmaları ile bölgemiz çok değerlenecek” dedi.

Bu müze Bursa’da ilk! Hizmete girdi Haber

Bu müze Bursa’da ilk! Hizmete girdi

Bursa UNESCO Derneği’nin projesi olan ‘Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi' törenle açıldı. Açılış törenine Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali Mersin, Bursa İl Kültür Turizm Müdürü Kamil Özer ve Bursa Büyükşehir Belediyesi eski dönem başkanı Recep Altepe, İYİ Parti Bursa önceki dönem milletvekili İsmail Tatlıoğlu, Bursa UNESCO Derneği yöneticileri ve çok sayıda vatandaş katılım gösterdi. Nilüfer ilçesine bağlı Güneştepe Mahallesi tarihi Misi Köyü’nde kurdele kesim töreni ile hizmete giren müzede Bursa’ya özgü kültürler, masallar, gölge oyunları ve el sanatları sergilendi. "BU DEĞERLER NESİLDEN NESİLE AKTARILARAK BİRİKİR" Somut olmayan kültürel mirasların nesilden nesile aktarılması gereken değerli kültür unsurları olduğunu belirten Bursa UNESCO Derneği Başkanı İlker Özaslan, "UNESCO’nun 2003'de yürürlüğe aldığı ve ülkemizin 2006’da taraf olduğu, Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’ne göre somut olmayan kültürel miras toplulukların, grupların, bazen bireylerin kültürel mirasları olarak tanımladıkları, uygulamaları, temsilleri, anlatımları, bilgileri ve becerileri ile bunlarla ilgili araç gereç ve kültürel mekânlarında içinde bulunduğu unsurlar şeklinde tanımlanır. Somut olmayan kültürel miras bir anlamda insanlığın kuşaktan kuşağa aktardığı, aktararak yaşattığı, ortak belleğidir. Müze beş ana başlıkta derleniyor bunlar, sözlü anlatımlar ve sözlü gelenekler, gösteri sanatları, toplumsal uygulamalar, ritüeller ve festivaller, halk bilgisi, evren ve doğa ile ilgili uygulamalar ve el sanatları geleneğidir. Kültür, bir toplumun tarihsel süreç içinde ürettiği tüm somut ve somut olmayan değerlerdir. Bu değerler nesilden nesile aktarılarak birikir. Ortaya çıkan değerler yöresel kültürü, bölgesel kültürü ve nihayetinde ulusal kültürü oluşturur. Söz konusu kültürel birikimin korunması, tanıtılması, yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayan en önemli kurumlardan biri de müzelerdir. Böylelikle müzelerin toplumu ortak bir paydaya toplayan ve kültürel birlikteliği sağlayan mekanlar olma yönü ortaya çıkmaktadır” dedi. MİSİ VE GÖLYAZI DÜNYANIN EN DEĞERLİ KÖYLERİ OLACAK Misi ve Gölyazı’yı dünyanın en değerli köyleri yapmak için çalışmalara devam edildiğini aktaran Bursa İl Kültür Turizm Müdürü Kamil Özer, “Somut olmayan kültürel miras, dünyada korunması gereken en önemli konulardan birisi. Dünyadaki bu konuda en iyi giden ülkelerden birisi de Türkiye. Bursa’da da çok kıymetli bir şekilde devam ediyor. Herkese teşekkür ediyorum, güzel bir eser kazandırıldı” ifadelerini kullandı. “BU MÜZE BURSA’DA İLK DEFA KURULUYOR” Hizmete giren müzenin Ankara’dan sonra en kapsamlı müze olduğunu vurgulayan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, "Biz yıllardır bu bölgede tarihî yapıları restore ederek onlara kimlik kazandırmaya devam ediyoruz. Bölgenin kültürel dokusuna da yaşatmaya çalışıyoruz. Restore ettiğimiz binalar içerisinde de bunlara ciddi kimlikler kazandırdık. Misi Yazı Evi gibi sanatçılarımızı orada ağırlıyoruz ve onların yapıtları yapmasını yeni şeyler yazmasında yardımcı oluyoruz. Misi Sanat Evi, İpek Evi ve Çocuk Kütüphanesi gibi mekanların yanı sıra buralarda müzelerimizde var. Edebiyat müzemiz, Fotoğraf müzemiz gibi kimlik kazandırdığımız mekanlarımız oldu. Bugün buna bir yenisini daha ekliyoruz. Bursa UNESCO Derneği’nin katkılarıyla sanat köyü Misi’ye yakışacak bir kimliği kazandırıyoruz. Bu müze Türkiye’de Altındağ’dan sonra en kapsamlı ikinci somut olmayan kültürel miras müzesi olarak Bursa’da yer alacak. Bu müze Bursa’da ilk defa kuruluyor. Osmanlı’nın ilk başkenti olan Bursa’nın somut olmayan kültürel mirasını gelecek nesillere taşıyacak olan bu müze sadece Nilüfer için değil Bursa için de büyük önem kazanıyor. Biz yıllardır bu bölgede tarihî yapıları restore ederek onlara kimlik kazandırmaya devam ediyoruz. Bölgenin kültürel dokusuna da yaşatmaya çalışıyoruz. Restore ettiğimiz binalar içerisinde de bunlara ciddi kimlikler kazandırdık. Misi Yazı Evi gibi sanatçılarımızı orada ağırlıyoruz ve onların yapıtları yapmasını yeni şeyler yazmasında yardımcı oluyoruz. Misi Sanat Evi, İpek Evi ve Çocuk Kütüphanesi gibi mekanların yanı sıra buralarda müzelerimizde var. Edebiyat Müzemiz, Fotoğraf Müzemiz gibi kimlik kazandırdığımız mekanlarımız oldu. Bugün buna bir yenisini daha ekliyoruz. Bursa UNESCO Derneği’nin katkılarıyla sanat köyü Misi’ye yakışacak bir kimliği kazandırıyoruz. Bu müze Türkiye’de Altındağ’dan sonra en kapsamlı ikinci somut olmayan kültürel miras müzesi olarak Bursa’da yer alacak. Bu müze Bursa’da ilk defa kuruluyor. Osmanlı’nın ilk başkenti olan Bursa’nın somut olmayan kültürel mirasını gelecek nesillere taşıyacak olan bu müze sadece Nilüfer için değil Bursa için de büyük önem kazanıyor” şeklinde konuştu.

Bu mahallenin üstü ikamet altı tarih Haber

Bu mahallenin üstü ikamet altı tarih

Sivas kent merkezi Pulur Mahallesinde bulunan Pulur Höyüğü, üzerine inşa edilen yapılar nedeniyle araştırılamıyor. Birinci derece arkeolojik sit alanı olan ve üzerinde oyun parkı, türbe ve evlerin yer aldığı Pulur Höyüğün yüzeyinde yapılan incelemelerde alanda, günümüzden yaklaşık 5 bin yıl öncesine kadar, Erken Tunç Dönemine uzanan bir yerleşim olduğunu düşünülüyor. Üzerinde bulunan özel mülklerden dolayı kazı çalışmalarının yapılamadığı alan gerekli çalışmaların tamamlanmasını ardından Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim görevlileri tarafından kazı yapılarak eski yerleşim yerlerinin gün yüzüne çıkarılması hedefleniyor. “Erken Tunç Döneminden itibaren yerleşim gördüğünü anlıyoruz” Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Olcay Zengin Koşan, Pulur Höyüğün yaklaşık 5 bin yıllık geçmişe sahip olduğunu düşündüklerinden bahsederek, “Pulur Höyüğü şuanda Sivas merkezde bulunmaktadır. 1990’lı yıllarda tescil edildi, şuanda birinci derece arkeolojik sit alanı olarak belirlenmiş bir alan. Yüzeyde yapılan incelemelere göre 5 bin yıl öncesine kadar, Erken Tunç Döneminden itibaren yerleşim gördüğünü anlıyoruz. Şuanda en büyük sorun, merkezde yer aldığı için ve üzerinde modern yapılar olduğu için çalışma yapamıyoruz. Üzerindeki gecekonduların çoğu terk edilmiş durumda ama birkaç tanesinde yaşam devam ediyor. Bizim ziyaretlerimizde mahalle sakinleri, atıl halde bulunan höyükte çok fazla yasa dışı müdahalelerin olduğunu söylüyorlar. Höyük birinci derece sit alanı olduğu ve her hangi bir müdahalenin suç olduğu için şikâyetler mevcut” dedi. “Bu arkeolojik çalışmanın büyük ses getireceğini düşünüyoruz” Olcay Zengin Koşan, höyükte yapılan kazı çalışmalarının ses getireceğinden bahsederek, “Höyüğün bulunduğu alanın kamulaştırılması gerekiyor ki biz ancak o şekilde üzerinde çalışmalar yapabiliriz. Bu arkeolojik çalışmanın büyük ses getireceğini düşünüyoruz. Şehrin kültür ve turizmine zenginlik kazandıracağını düşünüyoruz. Bu alanda şuana kadar hiçbir şekilde kazı çalışması yapılaşmamış durumda çünkü üzerinde kamulaştırılma çalışması yapılması gerekiyor. Alanda eğer bu kamulaştırma çalışması tamamlanırsa Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyeleri olarak alanda bir kazı çalışması yapmayı çok istiyoruz” diye konuştu. “Alan arkeopark olursa Sivas için büyük bir kazanç olacağını düşünüyorum” Koşan, höyüğün bulunduğu alanı arkeopark yapmanın şehir için büyük bir kazanç olacağını belirterek, “Burada bulduklarımızla kente bir canlılık kazandıracağımızı düşünüyoruz. En yakın ve benzeri Kayseri’deki Kültepe Höyükten bildiğimiz Erken Tunç ve Orta Tunç dönemlerine ait önemli arkeolojik kalıntılarla karşılaşabileceğimizi düşünüyoruz. Arkeolojiye ilgi her zaman vardır ama son yıllarda giderek daha da artıyor. Pulur Höyüğün şehrin merkezinde olmasından dolayı kente gelen turistler içinde ilgi çekici olacaktır. O alanı bir arkeopark haline getirmek Sivas için büyük bir kazanç olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

Ülkenin dört bir yanından o eşsiz lezzeti tatmak için geliyorlar! Dağ yöresinde yetişiyor, Marmara Bölgesi’ne satılıyor Haber

Ülkenin dört bir yanından o eşsiz lezzeti tatmak için geliyorlar! Dağ yöresinde yetişiyor, Marmara Bölgesi’ne satılıyor

Bursa’nın dağ ilçesi Büyükorhan’da 400 yıldır sadece cuma günleri kurulan canlı hayvan pazarı günümüzde de vatandaşlardan ilgi görüyor. Pazarın yan tarafında kesilen hayvanların kavurmaları da sadece bugüne özel sunuluyor. Bu eşsiz lezzeti tatmak için sadece Bursa değil, çevre illerden de vatandaşlar cuma günleri Büyükorhan’a geliyor. Burada kesilen hayvanlar Marmara Bölgesi’ndeki birçok kasap ve restoranda da satılıyor. Büyükorhan Belediye Başkanı Ahmet Korkmaz, “Burası yaklaşık 400 yıldır devam eden hayvan pazarı. Sadece Büyükorhan ilçesinin değil dağ yöresinin tek canlı hayvan pazarıdır. 1700’lü yıllarda kurulduğu söylenen, çok güzel de bir hikâyesi olan, ticaretin ve maneviyatın merkezi olan bir noktadayız. Burada hayvan pazarı, tarihî Cuma Cami ve meşhur Cuma kavurmamızın yapıldığı tahıl hanımız var” dedi. “Bursa’nın ve ülkenin dört bir tarafından binlerce kişi kavurma yemek ve Kurban Bayramı’nda kurban satış ve alımları için de geliyor” diyen Korkmaz, “Bu alan sadece büyükbaş hayvanlar içindi. Ama hayvan sayılarımızda düşüş yaşandığı için artık burada hem büyükbaş hem de küçükbaş hayvan barındırabiliyoruz. Burasının hayvan kotasını üç katına çıkarttık. Yaklaşık 40- 50 büyükbaş için de kapalı alan ilave ederek pazarı canlı hâle getirdik” şeklinde konuştu. Kavurma yapılan ve satılan ‘Tahıl Hanı’nın da orijinaline uygun olarak yenilendiğini belirten Korkmaz, “ Orası yaklaşık 300 yıllık ağaçlar ile yapılmış bir ahşap yapıydı, orayı orijinaline uygun halde tekrardan hizmete aldık. Bizim burada hem kendimizin tükettiği hem de müşterilerimize sunduğumuz et bu yörenin etidir. Bu yörenin etinin bir özelliği de hayvanların hemen hemen yüzde 80’nin otluyor olması. Bundan dolayı etin lezzeti normal restoran etlerinden kat kat daha güzel. Biz sadece tüketim olarak değil, buradan Bursa ve civarı illere kaliteli et satışı da yapmış oluyoruz” ifadelerini kullandı. Uzun yıllardır Cuma günleri kavurma için ocak yakan esnaf da bu geleneğin atalardan kalma devam ettiğini dile getirdiler.

İnanılmaz keşif! Meğer yer altı şehrinin üzerinde oturuyormuş! Haber

İnanılmaz keşif! Meğer yer altı şehrinin üzerinde oturuyormuş!

Ev tadilatı sırasında beklenmedik bir tarih fışkırdı Kayseri'nin Melikgazi ilçesinin sessiz sokaklarından. Ağırnas Mahallesi'nde, Mimar Sinan'ın da doğduğu evin yakınlarında oturan Mustafa Halıcıoğlu, yıllar önce satın aldığı 4 evi yenilemek üzere yola çıktığında, tarih öncesine uzanan bir yeraltı şehrinin üzerinde yaşadığını hayal bile etmemişti. Ancak tadilat başlar başlamaz, 2 bin yıllık geçmişi olan bir yeraltı şehri onu bekliyormuş gibi ortaya çıktı. Mustafa Halıcıoğlu, bu tarihi keşfin ardından ÇEKÜL Vakfı'nın da desteğiyle, Kapadokya bölgesini andıran bu yeraltı şehrini gün yüzüne çıkarma gayreti içine girdi. Prof. Dr. Osman Özsoy, vakıf olarak bu projeye dört yıl önce dahil olduklarını ve Halıcıoğlu'nun azmiyle yeraltı şehrinin giderek daha fazla ortaya çıktığını dile getirdi. Kayseri'deki bu yeraltı şehrinin, kapatma taşları, gizli mekanizmaları, yaşam alanları ve dar geçitleriyle, Kapadokya’daki yeraltı şehirlerine benzediği ifade ediliyor. Yaklaşık 200 metrelik bir alanı kapsayan bu tarihi yapı, bir zamanlar bölge halkının korunma ve yaşam alanı olarak hizmet etmiş olabileceği düşünülüyor. Bir mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla yıllardır emek veren Mustafa Halıcıoğlu, babasından kalan bu evleri aslında bir hatıra olarak yaşatmak istemiş. "Babamızın ocağı tütsün diye başladık bu yola," diyen Halıcıoğlu, devletin desteğini beklediğini ve bu tarihi değerin ortaya çıkarılmasını hedeflediğini belirtiyor. Yıllar boyunca üstü molozlarla kaplı kalan bu yeraltı şehri, Halıcıoğlu'nun çabalarıyla temizlenerek tarihe ışık tutacak şekilde restore ediliyor. Ve böylece, Mustafa Halıcıoğlu'nun adıyla anılacak "Halıcıoğlu Yer Altı Şehri" hem Kayseri hem de dünya tarihine yeni bir sayfa eklemeye hazırlanıyor. HABER:FATMA ÖZTÜRK

3 farklı tarih kitabı müjdesi! 100 yıl geçmişe götüren sergi gün yüzüne çıktı Haber

3 farklı tarih kitabı müjdesi! 100 yıl geçmişe götüren sergi gün yüzüne çıktı

1890’dan 1980’e 100 yıllık miras başlığı altında Cumhuriyetin 100. yılına ithafen açılan galeri vatandaşlardan tam not aldı. Karacabey Belediyesi, Cumhuriyetin 100. yılında hayata geçirdiği Tarihi Fotoğraf Galerisini önceki gün düzenlenen açılışla Karacabeylilerin beğenisine sundu. İçerisinde 100 yılı aşkın süredir gün yüzüne çıkmayı bekleyen çeşitli fotoğrafların yanı sıra bazı gazete haberleri ve belgelerde sergilendi. Önceki gün gerçekleşen açılışa Karacabey Kaymakamı Hakan Kafkas, Belediye Başkanı Ali Özkan ile siyasi parti temsilcileri, muhtarlar, STK temsilcileri ve vatandaşlar yoğun katılım gösterdi. Bursalı araştırmacı yazar Şaban Yalazı ile Raif Kaplanoğlu da açılışta yer alan isimlerden oldu. KARACABEY KENT MÜZESİ İÇİN İLK ADIM Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan açılış konuşmasında yaptığı açıklamada, “Nasıl bir Karacabey vardı bizden önce, kimler geldi kimler geçti. Nasıl bir hayat sürdüler ve biz gelecek nesillere nasıl bir Karacabey bırakabiliriz. İşte tüm bunların bir nebze de olsa tanıtıldığı, anlatıldığı bir çalışmayı derledik sizlere. İnşallah bu çalışma bundan sonra oluşacak Karacabey’deki Kent Müzesinin de ilk kilometre taşlarından olur diyoruz. Burada değerli mesai arkadaşlarımızın yanında, bu çalışmanın şekillenmesinde emeği geçen, arşivleriyle bizlere destek olan değerli Karacabeylilere, kurum ve kuruluşlara da teşekkür ediyoruz tüm Karacabeyliler adına. Bu projenin en güzel yanı, kendini sürekli yenileyebiliyor olması. Arkadaşlarımız bu fotoğrafları arşiv sahiplerinden alıp, taratıp, aynı gün geri iade ettiler. Fotoğrafın arkasında yazan yazıları, isimleri ve tarihleri de fotoğrafla birlikte kayıt ettiler. Ardından yapay zeka teknolojisi ile netleştirmenin yanı sıra renklendirme çalışmaları ile görücüye çıkarttılar. Her fotoğrafta arşiv sahibini belirtmeye özen göstermenin yanı sıra her gelen fotoğraf arşivleri ile bu galeri kendini sürekli yenileyecektir. İnteraktif sergi kısmında akıllı ekranda, baskıya sığmayan daha fazla fotoğraf da bu şekilde büyük ekranda açıklamaları ile yer alacak ve kullanıcılar filtreleme yaparak aradığı fotoğraf veya belgeleri bulabilecek. Hayırlı olsun” dedi. 3 FARKLI TARİH KİTABI MÜJDESİ Açılış konuşmasının ardından açılış kurdelesinin kesilmesiyle birlikte Tarihi Fotoğraf Galerisi ilk ziyaretçilerini ağırladı. Gelen misafirlerin çoğunluğu galeriyi gezerken zaman zaman duygusal anlar da yaşandı. Ayrıca protokol üyeleri çıkışta hatıra defterini imzaladı. Başkan Özkan, bu projenin sürekli kendini yenileyerek güncelleyebilir bir altyapıda hazırlandığını belirtirken, yakın zamanda 100 yıllık miras başlığı altında 3 farklı tarih kitabını da belediye bünyesinde yayınlanacağının müjdesini verdi.

Tarihten doğaya yeni rota: Bursa Haber

Tarihten doğaya yeni rota: Bursa

Uludağ eteklerinde Kaplıkaya’dan başlayıp, Balaban üzerinden 700 yıllık Osmanlı Köyü Cumalıkızık’ta sonlanan yürüyüşte, doğa severler Uludağ’ın güzelliklerini yeniden keşfetme imkanı buldu.  Bursa’nın diğer zenginliklerini olduğu gibi doğasını da her platformda tanıtmaya çalışan Büyükşehir Belediyesi, ‘Tarihten Doğaya Bursa’ projesiyle kentin gizli kalmış değerlerini gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor. Bugüne kadar Tirilye’den İznik’e, Mustafakemalpaşa Suuçtu Şelalesi’nden Karacabey Longoz ormanlarına kadar pek çok rotayı doğaseverlerle buluşturan Büyükşehir Belediyesi’nin yeni rotası Uludağ etekleri oldu.  Bursa Uludağ ve Bursa Teknik Üniversitesi öğrencilerinden oluşan 50 kişilik grup, doğa turuna ilk olarak, Uludağ eteklerindeki Zeyniler Köyü’nden başladı. Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu Romanı’nın konusunun geçtiği köyde yaptırılan Çalıkuşu Evi’ni gezen gençler daha sonra araçlarla, yürüyüşün başlayacağı Kaplıkaya’ya geldi. Dağ Rehberi Mustafa İşçan’ın rehberliğinde yürüyüşe başlayan doğasever gençler, çam ve kestane ağaçlarla bezeli dar patikalarda Uludağ’ın eşsiz doğasında yol aldı. Dereler üzerine kurulan tahta köprülerden geçen, pınar kaynaklarından su içen gençler, dağcılar arasında Kiril Manastırı olarak bilinen bir manastırın kalıntılarını da dikkatle inceledi. Tarihçi Turist Rehberi Faruk Kurt’un, Uludağ’ın hem doğal hem de tarihi özellikleri hakkında bilgilendirmeler yaptığı yürüyüş boyunca zorlu parkurda yaklaşık 9 kilometre kat eden doğasever gençler, yürüyüşü UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan 700 yıllık Osmanlı Köyü Cumalıkızık’ta noktaladı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.