Hava Durumu

#Tarla

Yeni Marmara Gazetesi - Tarla haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarla haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Topuklu ayakkabılı iş kadınlarıyla şalvarlı köylü kadınları aynı tarlada aynı hedef için buluştu Haber

Topuklu ayakkabılı iş kadınlarıyla şalvarlı köylü kadınları aynı tarlada aynı hedef için buluştu

Topuklu ayakkabılı iş kadınlarıyla şalvarlı köylü kadınları aynı tarlada aynı hedef için buluştu. Ağırlığı bir kilogramı bulan Türkiye’nin en büyük deveci armudu üreticisi olan Bursa’nın Gürsu ilçesinde bu yılki hasat anlamlı bir mesajla sonlandı. "Gürsu’da eller sadece armut için kalkar, kadına el kalkmaz. Bizim elimiz armut toplar!" diyerek iş dünyasından kadınlar ile köy kadınlarını bir araya getiren Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, Gürsu’nun Bursa’nın kadına yönelik şiddet olaylarında en düşük oranlara sahip ilçesi olduğuna dikkat çekti. Başkan Işık, son 5 yılda ilçede hiçbir olumsuz olay yaşanmadığını vurguladı. "Gürsu’da eller sadece armut toplamaya kalkar" Geçtiğimiz yıllarda erkek muhtarlar, sporcu kadınlar ve kız öğrencilerle hasat yaparak bu sosyal yaraya parmak basan Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık, hasadını yaptıkları armutları Dünya Kız Çocukları Günü’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Eşi Emine Erdoğan’a ikram etmişti. Gürsu’da emek, bereket ve saygının aynı tarlada yeşerdiğini kaydeden Başkan Gürsu, sadece bu etkinliğe katılan kadınlara değil, bu konuda gösterdikleri duyarlılıkla Gürsu’nun Türkiye’de örnek olmasını sağlayan erkeklere de teşekkür etti. Etkinliğe, AK Parti Bursa İl Kadın Kolları Başkanı İmren Çavuşoğlu, İl Başkan Yardımcısı Fatma Şahin, il yöneticileri, AK Parti Gürsu Kadın Kolları Başkanı Dilara Seyfet ve ilçe yöneticileri, Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği (BUİKAD) Başkanı Şeyda Şençayır, Başkan Yardımcısı Zuhal Aslı Saka, MHP Gürsu Kadın Kolları Teşkilatı, Gürsu Belediyesi Kadın Meclis Üyeleri, kooperatifler, ilçe protokolünden kadın yöneticiler de katılarak destek verdi.

Arazi ve Arsa Yatırımının Önemi Haber

Arazi ve Arsa Yatırımının Önemi

Gayrimenkul uzmanı Ergin Kılıç, Türkiye ekonomisinde faizlerin düşme eğilimine girmesiyle birlikte, geleneksel yatırım araçlarının cazibesini yitireceğini, buna karşılık arazi ve arsa yatırımlarının stratejik değer kazanacağını söyledi. Yüksek faiz dönemlerinde bile arsa ve arazi fiyatlarının mevduat faizlerinin çok üzerinde getiri sağladığını belirten Ergin Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Ergin Kılıç, "2022-2024 arasında TÜFE bazlı reel faizler negatif seyrederken, Balıkesir ve Çanakkale gibi bölgelerdeki arsa fiyatları yüzde 80 ila yüzde 150 arasında değerlendi. Bu veriler, arazinin sadece bir alternatif değil, reel bir yatırım aracı olduğunu net biçimde ortaya koyuyor" dedi. Yatırım kararlarını etkileyen temel makro dinamiklerin artık sadece ekonomik değil, aynı zamanda çevresel faktörler olduğunu vurgulayan Ergin Kılıç, küresel ısınma, su kıtlığı ve aşırı sıcaklar nedeniyle iklimsel olarak daha yaşanabilir bölgelerin ön plana çıktığını ifade ederek, şunları kaydetti: "İklim temelli göç hareketleri, artık sadece gelişmekte olan ülkelerde değil, Türkiye gibi orta gelirli ekonomilerde de yatırım eğilimlerini şekillendiriyor. Bu çerçevede Güney Marmara Bölgesi, özellikle Balıkesir ve Çanakkale illeri; ılıman iklimi, tarımsal üretim kabiliyeti ve İstanbul-Bursa-İzmir üçgenine yakınlığıyla öne çıkıyor. Bu şehirlerde arazi yatırımı sadece değer kazanmakla kalmıyor, aynı zamanda geleceğin yaşam alanı yatırımı olarak da tanımlanıyor. Diğer bölgelere baktığımızda Konya'nın Hadim ve Taşkent bölgeleri ile Alanya'nın dağlık alanları hem deprem güvenliği hem de iklimsel açıdan uygun ve gelişime açık araziler olarak talep görüyor." Ergin Kılıç, arazi yatırımı yaparken yatırımcıların profesyonel bir bakış açısıyla hareket etmeleri gerektiğini vurguladı. Sadece duygusal ya da sezgisel kararlarla değil, altyapı projeleri, bölgesel kalkınma planları ve tapu hukuku gibi teknik veriler ışığında pozisyon almanın şart olduğunu söyledi. Kılıç, yatırımcıların dikkat etmesi gereken başlıca noktaları şöyle sıraladı: "İmar Planı ve Gelişme Alanları: Belediye ve il özel idarelerinin planladığı genişleme bölgeleri incelenmeli. Plansız bölgeler cazip fiyatlarla öne çıksa da uzun vadede yatırımın tıkanmasına sebep olabilir. Ulaşım ve Lojistik Projeleri: Yeni otoyol, köprü ve demiryolu hatları çevresindeki araziler, kamu yatırımlarıyla birlikte değerini katlar. Örneğin 1915 Çanakkale Köprüsü, Lapseki ve çevresinde arsa fiyatlarını 2 yıl içinde üçe katladı. Tapu Niteliği: Hisseli tapularda alım-satım süreçleri karmaşık olabilir. Bu yüzden müstakil tapular ve varsa ifrazlı (parçalanmış) araziler tercih edilmelidir. Verimlilik ve Su Kaynakları: İklim kriziyle birlikte gıda üretimi stratejik hale geliyor. Tarıma elverişli, suya erişimi olan araziler hem gelir üretir hem de hızlı değer kazanır." Finansal piyasalardaki dalgalanma, döviz kuru riskleri ve negatif reel faiz ortamının bireysel yatırımcıları daha somut ve kontrollü yatırımlara yönelttiğine de dikkat çeken Ergin Kılıç, arazi yatırımının bu boşluğu doldurduğunu söyledi. Kılıç, "Topraklarımız sınırlı ve nüfusumuz artıyor. Bu basit denklem bile bize arazinin neden bu kadar kritik bir yatırım aracı olduğunu anlatıyor. Özellikle Türkiye gibi tarım potansiyeli yüksek ancak kentleşme baskısı altındaki ülkelerde, doğru konumdan alınan bir arazi hem portföy çeşitliliği sağlar hem de enflasyona karşı güçlü bir kalkan görevi görür. Arazi yatırımı salt bir gayrimenkul tercihi olarak görülmemeli. Bu, aynı zamanda iklim, gıda, demografi ve ekonomi ekseninde geleceği okuma biçimidir. Bugün Güney Marmara'da alınan bir dönüm tarla, yarının altın rezervi olabilir" dedi.

Kavurucu Sıcakta Alın Teri Haber

Kavurucu Sıcakta Alın Teri

Termometrelerin 40 dereceye aştığı Hatay'da pamuk tarlasında çalışan tarım işçileri 650 TL yevmiyeyle zorlu mesaiyi sürdürüyor. Hava sıcaklıklarının artmasıyla Hatay'da termometreler 40 dereceyi aştı. Kavurucu sıcak en çok tarım arazilerinde zorlu şartlarda çalışan tarım işçilerini etkiliyor. Reyhanlı ilçesi Beşaslan Mahallesi'ndeki 150 dönümlük pamuk tarlasında yabani otları temizleyen tarım işçileri, 650 TL yevmiyeyle zorlu mesaiyi sürdürüyorlar. Kavurucu sıcaklılara rağmen zorlu şartlarda mesai yapan tarım işçileri, sıcaklığın yüksek olduğu günlerde yarım gün mesai yaparak çalışıyor. "725 TL yevmiyenin 75 TL'sini çavuş alıyor ve işçinin eline kalan temiz para 650 TL" Tarlada çalışan tarım işçilerinin yevmiyelerinin 650 TL'ye geldiğini söyleyen çavuş Süleyman Dolgun, "Burası 150 dönüm pamuk tarlası, şu an biz pamuk tarlasında kazma işi yapıyoruz. Pamuk tarlasında istenmeyen otları alıyoruz. Gördüğünüz gibi 40 derece ve 38 derece sıcaklıkta çalışıyoruz. Biz Ziraat Odası'nın kestiği fiyat üzerinden yevmiye alıyoruz. Ziraat Odası'nın kestiği yevmiye 725 TL'nin 75 TL'sini çavuş alıyor. İşçinin eline kalan temiz para 650 TL'dir. Geçen çavuşlar arasında bir anlaşmazlık oldu. Kesinlikle ne 800 TL ne de 1000 TL alıyoruz. Aldığımız yevmiye 650 TL'dir" dedi. "44 derece sıcakta mecburen yarım yevmiye çalışıyoruz, işçiler sıcağı sevmiyor" Sıcak havalarda açık alandaki tarım arazisinde çalışmanın zor olduğunu söyleyen Dolgun, "Sıcak ama biz de bunun için sabah 04.00'te işçileri toplamaya başlıyoruz. Tarlaya yetişene kadar 5'te iş başı yapıyoruz. Öğlen yemeğine oturmuyoruz. Hava sıcak olduğu için saat 12.30'ta paydos yapıyoruz sıcağa kalmamak için. Yabani otlar olursa pamuk yetişmez. Bu otları bırakırsak pamuktan daha yüksek olur ve verimi düşer. Hayat şartları biraz zor ve yevmiyeler de aslında yetersiz. Yine de mecbur çalışıyoruz yani ne yapalım. Ben 5 yıldır bu işi yapıyorum, Sıcaklıklara alıştım. İşçi de alıştı. Bazen işte böyle hava çok sıcak oluyor. Mesela 42 derece veya 44 dereceyi gördük. 44 dereceyi gördüğümüz günler mecburen yarım yevmiye çalışıyoruz. İşçiler sıcağı sevmiyor, genelde ağaç işlerini tercih ediyor ama sürekli ağaç işi de olmaz" ifadelerini kullandı.

Uzmanlar vatandaşları anız, tarla, bahçe ve orman yangınlarına karşı uyardı Haber

Uzmanlar vatandaşları anız, tarla, bahçe ve orman yangınlarına karşı uyardı

Uzmanlar vatandaşları anız, tarla, bahçe ve orman yangınlarına karşı uyardı. Uzmanlar yaz aylarında artan orman ve ev yangınları ile ilgili vatandaşlara çağrıda bulunarak, boş evlerdeki elektriğin kesilmesini, ormanlık alanlara girilmemesi ve anız yakılmamasını istedi. Uzmanlar, anızın yakılmasının orman yangınları, telefon ve enerji iletim hatlarının yanması, sis oluşumu nedeniyle çeşitli trafik kazalarına yol açması, hasat edilmemiş komşu tarlalara yangın sıçraması, yakın köylerdeki hayvan barınaklarının ve yerleşim birimlerinin yanması gibi birçok risk taşıdığını aktardı. Bunun yanı sıra uzmanlar anız yakmanın zararlarını şöyle sıraladı; "1- Anız yangınları toprak içerisindeki faydalı canlıların ve topraktaki organik maddenin yanarak yok olmasına neden olur. 2- Anız yakılan toprakta bitkilere yarayışlı besin maddeleri azalmakta ve zamanla toprağın verimliliği düşmektedir. Verimli tarım topraklarımız zamanla verimsiz çorak topraklar haline gelmektedir. 3- Anız yakılması su ve rüzgâr erozyonunu artırmakta, bu nedenle toprağın en değerli üst katmanları rüzgâr ve su ile taşınarak yok olmaktadır. 4- Anız yakma sonucunda doğal denge bozularak zararlı böcekler ve hastalıklar çoğalmaktadır." Anızın yakılması yerine toprağa karıştırılmasını öneren uzmanlar, bu sayede toprağın organik madde içeriğinin artacağını, toprakta bitkiye yararlı besin maddelerinin artacağını, topraktaki azot miktarını artarak bir sonraki yıl toprağa verilecek gübre miktarının azalacağını aktardı. Öte yandan erozyona karşı toprak direncinin artacağını belirten uzmanlar, toprakta tutulan su miktarının da artarak bitkilerin kuraklıktan daha az etkileneceğinin altını çizdi.

Kışın buğday tarlası olan araziler, yaz aylarında halı tarlasına dönüşüyor Haber

Kışın buğday tarlası olan araziler, yaz aylarında halı tarlasına dönüşüyor

Türkiye'nin dört bir yanından ve yurt dışından gelen 15 bine yakın el dokuması halı ve kilim, restore edilip mikroplardan arındırılmak üzere Antalya'nın Döşemealtı ilçesindeki buğday tarlalarına seriliyor. Arazi sahipleri, tarlaya serilen serilen milyonluk halıları hırsızlık, yağmur ve yabani hayvanların zarar vermesine karşı korumak için sabahlara kadar nöbet tutuyor. Antalya'nın Döşemealtı ilçesindeki bazı mahallelerde yer alan tarım arazileri, kışın buğday ekimine yaz aylarında ise halı işletmelerine açılıyor. Arazi sahipleri ya da işletmeler, aralarında 50 yılın üzerinde olanların da bulunduğu halı ve kilimleri önce tamir ediyor, ardından mikroplardan arındırmak için steril havuzlara sokuyor. Onarım ve sterilizasyon işleminin ardından güneşe serilen halı ve kilimlerin renkleri soldurulup, pastele dönüşmesi sağlanıyor. Milyonluk değere sahip halı ve kilimler, güneşin altında belirli aralıklarla tersi ve düzü çevrilerek nemi ve sıcağı iyi şekilde alması ve renklerin tonlamasının sağlamlaşması sağlanıyor. Serildikleri alanı "halı tarlasına" çeviren el dokuması halı ve kilimler tam bir renk cümbüşü oluştururken, güneşin altında mikroplardan arınıp, renk tonları oturduktan sonra sahiplerine teslim ediliyor. Güneş doğunca çalışıyorlar, batınca nöbete başlıyorlar 100 dönümlük arazide serili yaklaşık 15 bin halı görsel şölen oluşturuyor. Halılar, akşam saatlerinde ise arazi sahipleri tarafından değişimli olarak tutulan nöbetle sabaha kadar hırsızlara ve yağmura karşı korunuyor. Güneşin batmasıyla birlikte araziye köpekleriyle gelen gençler, halı tarlasının çevresini yabani hayvan ve hırsızlık olaylarına karşı etrafı gözetliyor. Tarlanın etrafına koyulan römorklarda da çalışanlar akşam yemeğini yiyor, çay ve kahve içerek sabah kadar nöbet tutuyor. Nöbet sırası biten ise bu römorklarda uyuyabiliyor. "Halılar değerli olduğu için bize emanet" İşletme sahibi Hasan Topkara, bu yıl 15 bin halı sermeyi düşündüklerini ve halıların oldukça değerli olduğunu belirtti. Halıların genellikle İstanbul'dan geldiğini, aralarında yurt dışından gelenlerin de olduğunu kaydeden Topkara, bu değerli halıların kendilerine emanet olduğunu ve korumak için nöbet tuttuklarını ifade etti. Topkara, "Kışın buğday ekiyoruz, yaz aylarında ise halıları seriyoruz. Gündüzleri 3 ay boyunca güneşte renklerini sürdürüp pastelleştiriyoruz. Akşam nöbetçilerimiz var. Güvenlik amaçlı duruyor. Yağmur yağınca bize bilgi veriyorlar ve halıları topluyoruz. Hırsızlık şuana kadar görülmedi ama olmayacak değil. Tedbir amaçlı burada bekliyoruz. Halılar değerli olduğu için bize emanet. Güneş batınca buradayız, güneş doğarken gideriz ama tekrar gelip çalışmaya devam ederiz" dedi. "Yemeğimizi de burada yiyoruz" Eşi Raziye Topkara da "Akşamüzeri gelip burada yemeğimizi yiyoruz hem de çayımızı içiyoruz. Aynı zamanda nöbet de tutuyoruz. İşimiz gereği burada durmak zorundayız. El dokuma halılar ve kilimler var oldukça değerliler" diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.