Hava Durumu

#Tatlı

Yeni Marmara Gazetesi - Tatlı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tatlı haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Cennet Çamuruna Büyük İlgi Haber

Cennet Çamuruna Büyük İlgi

Kilis'e özgü tescilli tatlı Cennet Çamuru, kadayıf, fıstık, şeker ve kaymağın eşsiz uyumuyla hazırlanarak hem hafifliği hem de lezzetiyle vatandaşların beğenisini topluyor. Kilis'in coğrafi işaretli lezzetlerinden biri olan Cennet Çamuru, hem hafifliği hem de kolay yapımıyla diğer tatlılardan ayrılıyor. Kentteki tatlı ustası, bu eşsiz lezzetin yalnızca Kilis'te orijinal haliyle yapılabildiğini söyledi. Çocukluğundan beri tatlıcılıkla uğraştığını ifade eden tatlı ustası Uğur Bekan, "Cennet Çamuru Kilis'e ait, 2017 yılının Kasım ayında tescil edilmiş bir tatlımızdır. Kadayıf, şeker, fıstık ve kaymağın mükemmel uyumuyla yapılır. Üçüncü kuşak olarak bu mesleği sürdürüyorum. Bu tatlı sadece Kilis'te yapılır, Kilis adına da tescillidir. Başka illerde bu ismi kullanarak farklı tatlılar yapıyorlar ama bizimki orijinal Cennet Çamuru'dur" dedi. ''Hem hafif hem de zahmetsiz bir tatlıdır'' Tatlı yapımına ilişkin bilgi veren Bekan, "Ocağın üzerinde kadayıf, şeker ve fıstık birlikte pişirilir. Üzerine hafif bir şerbet dökülüp yumuşak kalması için kaymak eklenir. Hem hafif hem de zahmetsiz bir tatlıdır. Şu anda kilosu 600 lira, porsiyonu ise 150 liradır. Herkesi memleketimize gelip bu eşsiz tatlıyı tatmaya davet ediyorum" ifadelerini kullandı. ''Diğer tatlılar gibi ağır değil'' Cennet Çamuru'nu sık sık tükettiğini belirten Selim Feridun ise, "Genellikle haftada bir yada iki kez, bazen de üç kez tüketiyorum. Kilis'in tescilli ürünü, çok hafif ve lezzetli bir tatlı. Sade yağla yapıldığı için mideyi rahatsız etmiyor, diğer tatlılar gibi ağır değil" şeklinde konuştu. ''Bu mekanın sahibinin babası tarafından icat edilmiş'' Tatlının köklü bir geçmişe sahip olduğunu belirten müşterilerden Mehmet Evran, "Cennet Çamuru 20-30 yıllık bir tatlı. Bu mekanın sahibinin babası tarafından icat edilmiş. Kilis'in özü bu tatlıdır. Baklava her yerde yapılabilir ama Cennet Çamuru her yerde yapılamaz" diye konuştu.

Yaz sıcakları geldi, dondurmalı tatlılar menülere eklendi Haber

Yaz sıcakları geldi, dondurmalı tatlılar menülere eklendi

Türkiye'nin en sıcak illerinden Adana'da havaların ısınmasıyla birlikte dondurmalı tatlılara rağbet arttı. Yurdu saran sıcak hava dalgası etkili olurken Adana'da dereceler gölgede 35-36, güneşte ise 40 dereceyi gördü. Hem serinlemek hem de tatlıdan vazgeçmeyen isteyen Adanalılar dondurmalı tatlılara rağbet göstermeye başladı. Tatlıcılardan Zeynep Geyik, sıcak hava nedeniyle insanları serinletmek için menülere dondurmalı tatlı çeşitlerinin eklendiği belirtti. Sıcak havalarda dondurmalı ve meyveli tatlılara ilginin arttığını aktaran tatlıcı Zeynep Geyik, "Yaz sıcaklarının gelmesiyle birlikte insanlar serinlik arıyor. Tatlıdan vazgeçmeyenler için biz tatlıları dondurma ile çeşitlendiriyoruz. Dondurmalı künefeler ve katmerler çok yoğun talep görüyor. İnsanlar hem serinlemek hem de tatlı ihtiyaçlarını karşılamak için künefe arası dondurma, katmer arası dondurmaya talep gösteriyor" diye konuştu. "Her gelen dondurmalı tatlı istiyor" Yaz aylarında şerbetli tatlıların yerini dondurmalı tatlılara bıraktığını anlatan Geyik, "Adana sıcakları yeni ürün çıkartmamıza neden oluyor. Sıcakta ne kadarda olsa tatlı ağır basıyor. Ancak tatlı dondurma ile birleşince hafif bir lezzet ortaya katıyor. Her gelen dondurmalı tatlı istiyor. Adana'nın yaz sıcağı bizleri inovasyona yöneltiyor" dedi. Tatlı yemeye gelenlerden Kezban Köksal ise," Adana sıcağında tatlıdan da vazgeçemiyoruz. Böyle dondurmalı tatlılar çok güzel oluyor, bizleri serinletiyor. Herkese tavsiye ederim" ifadelerini kullandı.

Hatice Çınar Cinayetinde Yeni Detay: “Sevgilim Var” Diyerek Uyarmış Haber

Hatice Çınar Cinayetinde Yeni Detay: “Sevgilim Var” Diyerek Uyarmış

Ankara'nın Çubuk ilçesinde komşusunun saldırısıyla hayatını kaybeden Hatice Çınar'ın (21) yakını Kadir Akbaş, "Hatice birkaç defa 'sevgilim var, aileme söyleyeceğim' diye uyarmış. Demek ki bu saplantılı hale getirdi. Zaten 50 yaşındaymış" dedi.   Olay, Yıldırım Beyazıt Mahallesi, Şehit Mustafa Aslan Caddesi Naim Sokak'ta bulunan 4 katlı binanın birinci katında meydana geldi. İddialara göre, Murat Açıkgöz (50) adlı şahıs, yan komşusu Hatice Çınar'ın (21) evine girdi. Silahla önce genç kızı kafasından vurdu, daha sonra da kendi başına ateş ederek intihar etti. Komşularının silah sesi ve cinayeti duymadığı binada her iki kişinin de yalnız yaşadıkları ve komşu oldukları bilgisine ulaşıldı. İş yerinden arkadaşları ise mesaiye gelmeyen Çınar'ın durumundan şüphelenerek polise ihbarda bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Olay yerinde hayatını kaybettiği belirlenen Hatice Çınar ve Murat Açıkgöz'ün cenazesi önce Halil Şıvgın Çubuk Devlet Hastanesi morguna, buradan da otopsi için Ankara Adli Tıp Kurumuna götürüldü. Polis ekipleri olayla ilgili inceleme başlattı.  "Hatice birkaç defa 'sevgilim var, aileme söyleyeceğim' diye uyarmış"  Hatice Çınar'ın yakını Kadir Akbaş, Murat Açıkgöz'ün daha önce birkaç defa Hatice Çınar'ı rahatsız ettiğini iddia ederek, "Karşı komşusu 'ben ablanı arayacağım' demiş. Hatice de 'ben ablamla konuştum' demiş ve olayı öyle örtbas etmişler. Demek ki bu saplantı haline getirdi. Hatice işten gelince arkasından takip etti ve kapıyı itekleyerek girdi ya da komşusu olduğu için zile bastı, Hatice de komşusu olduğunu bildiği için kapıyı açınca direkt saldırdı diye düşünüyoruz. Hatice birkaç defa 'sevgilim var, aileme söyleyeceğim' diye uyarmış. Demek ki bu saplantılı hale getirdi. Zaten 50 yaşındaymış. İki taraf da zaten tek yaşıyor. Hatice, Esenboğa Havalimanında çalışıyordu. 2 yıldır Çubuk'ta yaşıyordu" dedi. 

Uzman Diyetisyen Uç: "Sıcak havalarda ağır besinler tüketmek halsizliğe yol açabilir" Haber

Uzman Diyetisyen Uç: "Sıcak havalarda ağır besinler tüketmek halsizliğe yol açabilir"

Elazığ Medilines Hastanesinde görevli uzman diyetisyen Gülben Uç, Ramazan ayının sona ermesiyle birlikte vatandaşların bayramda aşırı tüketimden uzak durarak dengeli ve sağlıklı beslenmeleri gerektiğini söyledi.   Elazığ’da Medilines Hastanesinde görevli uzman diyetisyen Gülben Uç, vatandaşların bayramda yapmaları gerekenler hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Ramazan ayından çıktıktan sonra vatandaşların daha çok hafif ürünlere yönelmesi gerektiğini aktaran Uç, bol su tüketimi ve sağlıklı beslenmenin çok önemli olduğunu ifade etti. Dengeli ve sağlıklı beslenme hakkında bilgilendirmelerde bulunan uzman diyetisyen Gülben Uç, "Uzun bir zamandan sonra ailecek kahvaltı sofrasına oturulduğu için, herkeste şundan bundan yesem diyerek sınırsız besin tüketeceği düşüncesi gelir. Ancak, aşırı tüketimden uzak durarak dengeli ve sağlıklı bir kahvaltıyla güne başlamak gerekir. Bayramda misafirliklere çok sık gidilmektedir. Gittiğimiz yerlerde de baklava başta olmak üzere birçok tatlı, yanında sarma ve dolma gibi besinler ve hamur işleri ikram edilmektedir. Her gittiğimiz yerde tadımlık alsak bile gün içinde bu besinlerden çok fazla tüketmiş oluruz. Bu yüzden, gittiğimiz yerlere tok karnına gitmeye özen gösterelim. Eğer evde ana öğünümüzü tüketip gidersek, kendimizi frenlememiz daha rahat olacaktır. Eğer, siz misafirlerinize daha sağlıklı şeyler ikram ederseniz onlarda sizden görüp ikrama başlayabilirler. Örneğin, baklava gibi şerbetli tatlılar yerine, sütlü irmik tatlıları, sütlaç ve meyveli kek gibi daha sağlıklı alternatifler veya hafif meyve tabağı hazırlayıp ikramlarda bulunabilirsiniz. Böylece, misafirleriniz antioksidan, mineral, vitamin almış olur. Özellikle, sıcak havalarda ağır besinler tüketmek, halsizliğe yol açabilir. Gittiğiniz yerlerde kola gibi asitli içecekler yerine su tüketebiliriz. Özellikle, sıcak havalarda su ihtiyacımız artmaktadır. Gün içerisinde dışarıda olduğumuz için, su tüketmeyi unutabiliyoruz. Gittiğimiz misafirliklerde, tercihimizi sudan yana kullanırsak, günlük su tüketimimizi arttırmış oluruz. Kahvaltı da ise, hafif sebzeli omlet yanında ise peynir çeşitleri tüketebiliriz. Gün içerisinde, misafirlikte olacağımız için gittiğimiz yerde hafif ve sağlıklı tercihler yapıp akşam geldiğimizde ise, çok ağır et yemekleri yerine sebze yemekleri ve yoğurt tüketerek gün içerisinde aldığımız fazla yağı ve enerjiyi de dengeleyebiliriz. Ayrıca, mesafe olarak yakın olan misafirliklerde, yürümeyi ve asansör yerine yürüyerek çıkmayı tercih ederek, aktifliğimizi arttırabiliriz" dedi. 

Bayramda Su Tüketimine Dikkat! Haber

Bayramda Su Tüketimine Dikkat!

Oruç sonrası beslenme ilgili önemli hatırlatmalar yapan Diyetisyen Gamze Söylemez, su tüketimine dikkat çekti.   Ramazan Bayramı'nda yavaşlamış olan metabolizmanın hızlandırması için öncelikle dikkat edilmesi gereken belli başlı hususların olduğunu belirten Diyetisyen Gamze Söylemez, "Bunlardan birincisi Ramazan Bayramı'nda mutlaka iki ana öğün, iki ara öğün şeklinde beslenmeniz gerekmektedir. Burada özellikle her öğün arasında 2-3 saat kadar fark olursa bu da yavaşlamış olan metabolizmanızın hızlanmasına yardımcı olacaktır. Bununla birlikte Ramazan Bayramı'nın kahvaltısında özellikle daha protein ağırlıklı ancak daha bitkisel proteinler tercih edilmeli. Özellikle koyu yeşil yapraklı sebzelerin çok yoğunlukta olduğu yine yavaşlayan metabolizmaları hızlandırması adına; yumurta, peynir, zeytinin olduğu güzel bir kahvaltı tabağı bizim için yeterli olacaktır." dedi.  "Günlük 12 bardağa kadar sıvı tüketimi"  Özellikle doğu kültüründe daha çok et ağırlıklı besinler tüketildiği için sabah kahvaltısında kırmızı et tüketiminin özellikle durdurulmasında fayda olacağını vurgulayan Söylemez, "Daha protein artı sağlıklı besinler tüketilebilir. Yine yavaşlamış olan metabolizmanızı hızlandırmanızın diğer avantajı da spor aktivite durumu. Özellikle Ramazanda metabolizma yavaşladığı için kabızlık şikayetini çok faza duyuyoruz. Biliyorsunuz kabızlık şikâyetinin önüne geçebilmek için öncelikle düzenli beslenme, ardından doğru bir sıvı tüketimi ve mutlaka egzersiz rutini gerekmektedir. Kişilerin günde 20-30 dakika kadar spor yapması hem kilo vermeleri açısından hem de yavaşlamış olan metabolizmalarını hızlandırmaları açısından önemlidir. Ramazanda sıvı tüketimi ayrıca çok önemli. Yine metabolizmanın çalışabilmesi adına günlük 6-8 bardak, bayram sonrası için de günlük 12 bardağa kadar sıvı tüketimi bireylerin metabolizmasını, bağırsak sisteminin çalışmasına yardımcı olacaktır." şeklinde konuştu. 

Bayramda Tatlıya Dikkat! Haber

Bayramda Tatlıya Dikkat!

Ramazan Bayramı'nda çocukların fazla şeker tüketiminin sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirten Dr. Özge Yurtseven, aileleri porsiyon kontrolü konusunda uyardı.  Bayramın vazgeçilmezleri arasında yer alan tatlılar ve şekerler, özellikle çocukların ilgisini çekiyor. Kapı kapı dolaşıp şeker toplayan çocukların fazla tüketim yapması ise sağlık açısından risk oluşturabiliyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Düzce Atatürk Devlet Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Özge Yurtseven, ailelere önemli uyarılarda bulundu.  "Sağlıklı alternatifler sunarak çocukların ilgisini bu ürünlere çekebiliriz"  Dr. Yurtseven, tatlıyı tamamen yasaklamanın doğru bir yaklaşım olmadığını belirterek, "Bayram geldi. Tatlıyı tamamen kaldırmak veya yasaklamak mümkün değil, zaten doğru da değil. Burada önemli olan, aşırı tüketimi önlemek. Çocukları hazır gıdalar yerine doğal şeker içeren besinlere yönlendirmek daha sağlıklı olacaktır. Kuru incir, kuru meyve, ceviz, badem gibi sağlıklı alternatifler sunarak çocukların ilgisini bu ürünlere çekebiliriz. Ayrıca tabakları renklendirerek, kuru üzüm ve muzdan gülen surat figürleri yapabilir ya da meyveleri kurabiye kalıplarıyla keserek daha cazip hale getirebiliriz. Eğer dışarıda tatlı tüketilecekse, şerbetli tatlılar yerine sütlü veya daha hafif tatlılar tercih edilmeli" dedi.  "Çocuklar en fazla 1-2 dilim baklava tüketmeli"  Tatlı tüketiminin sınırlandırılması gerektiğini vurgulayan Dr. Yurtseven, sağlıklı bir çocuk için günlük önerilen şeker miktarının 5 küp şekeri geçmemesi gerektiğini ifade etti. Yurtseven, "Bunu baklava üzerinden düşünecek olursak, çocuklar en fazla 1-2 dilim baklava tüketmeli. Porsiyonları küçük tutmak önemli. Sağlıklı çocuklar için bir gün fazla yemek büyük bir sorun oluşturmaz ancak uzun vadede olumsuz etkileri olabilir" diye konuştu.  Özellikle diyabet, obezite, tansiyon veya kronik hastalığı olan çocukların tatlı tüketimi konusunda daha dikkatli olması gerektiğini belirten Yurtseven, "Diyabet hastası çocuklar tatlı tüketirse, kan şekerlerinin mutlaka ölçülmesi gerekir. Aileler bu konuda ekstra dikkatli olmalı" şeklinde konuştu. 

Bayram baklavasından ağzınızın tadı kaçmasın Haber

Bayram baklavasından ağzınızın tadı kaçmasın

Ramazan Bayramı'na sayılı günler kala, baklavacıları da tatlı bir telaş sardı. Bayrama ikramlık baklava düşünenlerin tepsi tepsi siparişleri gelirken, baklava ustaları ise merdiven altı diye tabir edilen ucuz baklavadaki ıspanak, yer fıstığı ve bezelye oyununa dikkat çekti.   Ramazan ayının sonlarına geldiğimiz şu günlerde baklavacılar da tatlı bir koşuşturmacanın içerisine girdi. Ramazan Bayramı'nda ziyaretlerde sofraların vazgeçilmezi baklava ikram etmek isteyenler, tepsi tepsi tatlı siparişlerini vermeye başladı. Bir tepsi fıstıklı baklava 3 kilo 300 gram gelirken, 1 kilosu bin 200 liradan satışa sunuluyor. Cevizli bir tepsi baklavanın kilosu ise 800 liradan tezgahta yerini alıyor.  Şerbetiyle birlikte fokurdayan baklavalar insanın iştahını kabartırken, merdiven altı diye tabir edilen ucuz baklavalardaki ıspanak, bezelye ve yer fıstığı gibi bir çok farklı hileler ise ustalar tarafından tek tek gün yüzüne çıkarıldı. Cevizli ve fıstıklı baklavadaki oyunların insanın cebine hitap ettiğini ancak ağız tadını ve insan sağlığını da olumsuz etkilediğini söyleyen 55 yıllık geçmişe sahip Hacı Hasan Oğulları Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Aktaş, "Bayram için verilen siparişlere yetişmeye çalışıyoruz. Yaklaşık 200 çeşit baklava var. Fıstıklı baklavadan dilber dudağına, ballı kadayıftan gelin bohçasına kadar binbir çeşit ürünlerimizle tezgahlardaki yerimizi alıyoruz. Ancak bunların başını fıstıklı ile cevizli baklava çekmektedir. 3,5-4 kiloluk tepsiye 600 gram fıstık gidiyor. Bizim üretmiş olduğumuz baklava çeşitlerinin kilosu 800 liradan başlamaktadır. Türkiye'de kaliteli baklava dendiği zaman, 800'den başlayıp bin 800 liraya kadar özel üretim baklava fiyatları vardır. Kaliteli deyip de, 300-450 liraya satıyorsan, bunun içerisine 100 gram fıstık koyup tereyağı koymazsın ancak maliyetini karşılarsın. Baklava, baklavacıdan alınır. Her yerden baklava alınmaz. İnsanlarımız artık alacakları yeri iyi biliyor. Biz kaliteden ödün vermeden gerçek cevizli baklavayı 800'den, fıstıklı baklavayı bin 200 TL'den başlayan fiyatlara satabiliyoruz. Bunun altında baklava olmaz" dedi.  "Baklavada oyuna gelmeyin"  Arge laboratuvarı, 2 adet dev soğuk hava deposu, çalışanlara ayrılan odalarıyla dikkat çeken 10 bin metrekare kapalı alana sahip baklava fabrikasında tamamen steril ortamda yapılan baklava üretimini ve baklava çeşitlerini anlatan Yüksel Aktaş, merdiven altı üretim yapanların bayram üzeri yaptığı hileleri anlattı. Aktaş, "Fıstıklı baklava yapmak için yola çıkan, ancak fıstık yerine bezelye, ıspanak veya yer fıstığı boyayıp fıstığa benzetip baklavanın içine koyuyor. Fıstığın kilosu bin 500 lira, yer fıstığının kilosunu ise 50 liraya bulabilirsin. Yer fıstığına boya katıp, bir çuval fıstıkla bir çok baklavayı yaparsın. Ispanağı öğütüp içine bir tutam fıstık koyduğun zaman görüntüsü, fıstıklı baklava gibi olur. Ancak yediğin zaman ne yediğini bilemezsin. Fıstıklı baklavada olduğu gibi cevizli baklavada da hileler yapılıyor. İrmik, ekmek kırıntısı ve yeşil mercimeğe kadar hileye başvuruluyor. Vatandaşlarımız ağız tadı ile baklava yemek veya sipariş etmek istiyorsa, fiyatı kadar aldığı yerin markasına da önem göstersin" diye konuştu.  "Laboratuvar gibi üretim tesisi"  Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Bölümü Başkanı Prof. Dr. Utku Çopur ile bu fabrikayı inşa etmek için gerekli Ar-Ge çalışması yaptıklarını ifade eden Aktaş, "Yaklaşık 2 yılda bu tesisi inşa ettik. Türkiye'de hatta dünyada böyle baklava tesisinin olduğunu düşünmüyorum. Biz yüreğimizi koyduk. Bu işte birinci olmak istedik. Türkiye'de baklava denince akla Gaziantep geliyor. Ancak biz bunu kırarak Bursa'nın adını duyurmak istiyoruz. Bütün yağından hamuruna, süslemesinden fırınlanmasına, şerbetlenmesinden paketlenmesine kadar her şey otomasyonla otomatik olarak ilerliyor. Bütün her şey gramajı gramajına, kaliteli bir şekilde insanların damağına hitap ediyor. Herkesin bu fabrikayı gezmesini istiyoruz. Yatırımlarımızın karlığında da bu güzelim tatlılarımızı çıkarmış oluyoruz" dedi.  "5 kıta 100 ülkeye ihracat yapıyoruz"  Sadece Bursa'ya değil, Türkiye'ye ve dünyaya baklava çeşitlerini gönderdiklerini belirten Aktaş, "Üretimimizin yüzde 95'ini dünyanın dört bir yanına gönderiyoruz. Orta Doğu ve Avrupa olmak üzere 5 kıta 100 ülkeye ihracat yapıyoruz. 2025 yılında Amerika, Almanya, Dubai, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin gibi ülkelerde şube açmayı düşünüyoruz. Bursa'nın ve Türkiye'nin tadını oradaki insanlara ulaştıracağız" diye konuştu.  Orta Doğu'ya Suriye tatlılarını ihraç ediyor  Yapılan çalışmaların sadece Bursa'ya veya Türkiye'ye özgü olmadığını belirten Aktaş, "Yaptığımız araştırmalarla, Suriye tatlılarının aldığımız ustalarla üreterek bir çok ülkeye ihraç etmeye başladık. Çünkü bizim ürünlerimizle aynı malzemelerle yapılıyor. Bugün yaptığımız çalışmaların karşılığında, Suriye tatlılarını, Umman, Dubai, Sudi Arabistan, Katar gibi bir çok Orta Doğu ülkesine ihraç ediyoruz. Gerçekten de o bölgenin insanlarının ilaç gibi tükettiği tatlılar" şeklinde konuştu. 

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.