Hava Durumu

#Tbmm

Yeni Marmara Gazetesi - Tbmm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tbmm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

TBMM Başkanı Kurtulmuş:“Türkiye olarak Balkan coğrafyasının tabii bir parçası olarak kendimizi görüyoruz” Haber

TBMM Başkanı Kurtulmuş:“Türkiye olarak Balkan coğrafyasının tabii bir parçası olarak kendimizi görüyoruz”

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Eğer yeni bir küresel sistemi inşa edemezsek dünyayı çok sayıda sıkıntının, belanın beklediğini hepimiz biliyoruz ve bunun farkındayız. Onun için diyoruz ki bu temel umdeler çerçevesinde elimizdeki bütün imkanları kullanarak, bütün fikri, siyasi, entelektüel çabalarımızı ortaya koyarak yeni bir dünyanın inşa edilmesi için gayret etmek ve bu konuda da yardımlaşmak mecburiyetindeyiz” dedi.   TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, resmi ziyaret kapsamında bulunduğu Kuzey Makedonya'da Kalkandelen Üniversitesi'nde düzenlenen “Yeni Küresel Sistem Arayışı Konferansı”nda konuştu. Yaşanan sorunların dünyanın her bölgesini, ülkesini, bütün halkları yakından ilgilendirdiğini belirten Kurtulmuş, sorunlara yönelik çözümlerin de küresel olması gerektiğini vurguladı. Sorunların derinlikli ve çok yönlü yaklaşımlarla çözülebileceğini ifade eden Kurtulmuş, dünyada açlık ve kıtlık sorununun yaşandığını dile getirdi. İnsanların bir bardak temiz suya, bir lokmaya muhtaç olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, dünyanın birçok yerinde çeşitli nedenlerle yaşanan kitlesel göç hareketlerinin insanlığı tehdit ettiğini belirtti. Numan Kurtulmuş, savaşların, gerilimlerin, çatışmaların, iç savaşların her ülkeyi ilgilendiren sorunlar haline geldiğine dikkati çekti. Küresel iklim ve çevre krizinin de dünyanın her yerini ilgilendirdiğini anlatan Kurtulmuş, "İklim değişikliğinin artık hemen her yeri yakından etkilediğini, bunun devasa sorunlar haline geldiğini biliyoruz" dedi.  “İnsan haklarından bahseden uluslararası öğretinin tamamı iflas etmiş, çöp tenekesine atılmıştır”  Dünyada başka sorunların da olduğunu aktaran Kurtulmuş, yeryüzünde evrensel değerlerin tamamen ortadan kaybolduğunu söyledi. Filistin'de devam eden İsrail'in saldırganlığı, soykırım ve sistematik savaş suçlarını yeryüzünde temel insani değerlerin aşınmaya uğramasının göstergesi olarak nitelendiren Kurtulmuş, "İnsan haklarından, insan onurundan, milletlerin egemenliğinden, halkların bağımsızlığı ve özgürlüğünden bahseden uluslararası öğretinin tamamı iflas etmiş, çöp tenekesine atılmıştır. Artık uluslararası hukuk çerçevesinde sorunları çözebilecek bir küresel iradenin olmadığını çok açık bir şekilde görüyoruz. Küresel sistem, sorun çözmenin ötesinde bizatihi kendisi sorunların kaynağı haline gelmiştir” dedi.  Rusya-Ukrayna savaşının çözümüne ilişkin, "Rusya'nın BM Güvenlik Konseyinde veto hakkı varken bu sorunu çözmek nasıl mümkün olabilir?" diyen Kurtulmuş, "İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalleri, saldırganlığı, artık dünya kamuoyu tarafından büyük bir soykırım olarak görülen insanlık suçlarını ABD veto hakkına sahip BM ülkesiyken nasıl önleyeceksiniz? Bizatihi evrensel değerler etrafında tesis edildiğini zannettiğimiz uluslararası sistem önce bu değerlerin çökmesi, değerlerin artık uygulanamaz hale gelmesiyle birlikte tamamıyla çöküşe, çözülüşe doğru gelmiştir” ifadelerini kullandı.  “Bundan sonraki dönem hiçbir ülkenin, hiçbir bölgenin tek başına yöneteceği bir dünya sistemi olmayacaktır”  Dünyanın bütün üniversitelerinin bu konuda uğraşarak çözüm üretmek zorunda olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, küresel sistemin yeniden inşası, hakkaniyetli, adaletli sistem inşası konusunda geniş ve yoğun çabalar ortaya konulması gerektiğini anlattı. Diğer bir evrensel gelişmeyi ise çok kutupluluğun hakim olacağı yeni bir döneme girilmesi olarak tanımlayan Kurtulmuş, Berlin Duvarı'nın yıkılması ve Afganistan'dan ABD'nin apar topar çekilmesiyle yaşananları hatırlattı. Berlin Duvarı'nın yıkılmasını ve ABD'nin Afganistan'dan ayrıldığı sıradaki uçağın görüntüsünün sembolik iki görüntü olduğunu belirten Kurtulmuş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:  "2022'den sonra yeni bir dünya düzeninin kurulacağı döneme girdik. Nasıl, ne şekilde gelişeceğiyle ilgili bugünden bazı öngörüler yapılmakla birlikte tamamıyla kesin bir şey söyleyemeyiz. Kesin olarak söyleyeceğimiz tek şey bundan sonraki dönem hiçbir ülkenin, hiçbir bölgenin tek başına yöneteceği bir dünya sistemi olmayacaktır. Çok kutupluluğun, çok merkezliliğin hüküm sürdüğü dünyanın hemen her yerinde bu çok kutuplu ve çok merkezli siyasal gelişmelerin etkisinin olduğu bir döneme giriyoruz. Hiç şüphesiz Balkan coğrafyası da bu çok merkezli, kutuplu yeni dünyanın gelişmesinden yeterince payını alacak ve bu dönemin getirdiği şartlara göre yeni siyasal, kültürel, ekonomik şartlarla karşı karşıya kalacaktır. Balkan halkları olarak da çok kutuplu yeni dönemin şartlarına hazırlıklı olmamız, bununla ilgili hem ülkelerimizde hem milli olarak kendi birikimimizi gözden geçirmemiz hem de çok kutuplu sistemin inşasına sunacağımız katkıları gözden geçirmemiz gerekir. Bu anlamda çok kutupluluk yeni bir denge arayışının ortaya çıktığı bir dönemin işaretidir.”  Yeni sistem arayışının temel ilkeleri  TBMM Başkanı Kurtulmuş, yeni sistem arayışının temel bazı ilkelerinin olması gerektiğini belirterek, bunların en başında insanları yaratılışta eşit gören bir anlayışın hakim olmasının geldiğini söyledi. İnsanların yaratılışta eşitliği gibi devletlerin de egemenlikte eşitliğinin esas alınması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, “Emperyalizmin bize öğrettiği, aşıladığı maalesef zararlı fikirlerden birisi, ‘küçük ülkeyiz' anlayışıdır. Dünyada küçük ülke yoktur. Nüfusu az ülke vardır, yüzölçümü küçük ülke vardır ama hiçbir ülke bir diğerinden ayrı değildir; her birisi egemendir, egemenlikte eşittir” diye konuştu.  TBMM Başkanı Kurtulmuş, ana direği insanların yaratılışta, ülkelerin de egemenlikte eşitliği prensibine oturan yeni bir dünya sisteminin kurulmasının şart olduğunu, aksi takdirde işgaller, savaşlar, çevre kirliliği, açlık, kıtlık, küresel güç gibi dünyadaki sorunların çözülmesinin mümkün olmayacağını ifade etti. Küresel sistemin mutlaka adalet merkezli olması gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, ekonomik adalet, sosyal adalet ve çevresel adalet başlıkları altında tam manasıyla adaletin sağlandığı yeni bir sistemin kurulması gerektiğini söyledi. Kurtulmuş, “Merkezine adaleti almayan ya da bu alanlardaki adaleti es geçen hiçbir teklifin hayırlı bir şekilde gerçekleşmesi mümkün olmaz” dedi.  Yeni küresel sistem arayışının “kapsayıcı” olması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, her görüşe, her kimliğe temsil hakkı tanıyan yeni bir anlayışla dünya sisteminin inşa edilmesinin önemine dikkati çekti. Kurtulmuş, “Ötekileştiren, farklılaştıran, bazılarını birinci sınıf, diğerleri de ikinci-üçüncü sınıf olarak gören hiçbir anlayış, dünyada barışı tesis etmeye muktedir olamaz. Onun için diyoruz ki yeni küresel sistem arayışında mutlaka kapsayıcı uygulamaları ve kapsayıcı teklifleri ortaya koyak zorundayız” ifadesini kullandı.  Yeni dünya sisteminin aynı zamanda “katılımcı” ve “sürdürülebilir” olması gerektiğini belirten TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Sadece bir anlık fikirler, sadece orta ve kısa vadeli menfaatler etrafında oluşan teklifler değil, uzun vadeli, insanlığın ortak paydasına olacak fikirlerin ortaya konulması ve bunların sürdürülebilir bir şekilde devam ettirilmesi lazım” dedi.  Kurtulmuş, bu başlıkların yeni küresel sistem için önemine işaret ederek, “Eğer yeni bir küresel sistemi inşa edemezsek dünyayı çok sayıda sıkıntının, belanın beklediğini hepimiz biliyor ve bunun farkındayız. Onun için diyoruz ki bu temel umdeler çerçevesinde elimizdeki bütün imkanları kullanarak, bütün fikri, siyasi, entelektüel çabalarımızı ortaya koyarak yeni bir dünyanın inşa edilmesi için gayret etmek ve bu konuda da yardımlaşmak mecburiyetindeyiz” değerlendirmesinde bulundu.  “Bu mücadelede demokrasiyi savunanlar güçlü bir şekilde galip çıkacaklardır”  Dünyada egemen olanların, gücü elinde bulunduranların kendi imkanlarını kaybetmemek için her türlü baskıyı, kontrolü ortaya koymak isteyeceklerini ifade eden Kurtulmuş, “Küresel adil bir sistemin inşa edilebilmesi kolay bir şekilde olacak husus değildir. Çok kapsamlı ve çok yönlü bir mücadeleyi gerektiriyor” dedi.  Gelecek dönemde dünyanın her yerinde var olacak mücadele alanlarına dikkati çeken Kurtulmuş, bu mücadelede insanlıktan, insaftan, vicdandan yana olanların kazanacağını, çok kısa bir süre içerisinde yeryüzünde hakkaniyetli bir sistemin inşa edileceğini belirtti. Kurtulmuş, gelecek dönemde “değerler ve ilkeler ile çıkarcılık arasında” büyük bir mücadelenin olacağını dile getirerek, “Değerler ve ilkeler üzerinde mücadele edenlerin ne kadar çok yükselirse, ne kadar çok mücadele içerisinde ittifaklar arttırılırsa değerler ve ilkeler ümit ediyoruz ki önümüzdeki dönemde hakim olacak, insanlığa yol gösterecektir” dedi.  “Adalet ile zulüm arasında” gelecek dönemde bir mücadelenin olacağına işaret eden Kurtulmuş, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:  “Şu anda dünyada adaleti savunan çok geniş kitleler vardır. Bunu nerede gördük? İsrail'in Filistin'de, Gazze'de ortaya koyduğu soykırım karşısında dünyanın her yerinde yüz binlerce, milyonlarca insan sokaklara çıktı. Filistin ve Gazze halkının hakkını sormak için adaleti savundular. Bir insanlık cephesi, dünyanın her yerinde kuruldu ve etkili oldu. İnsanlık cephesinin adalet çerçevesinde arayışlarını sürdürürse nasıl sonuç alınabildiğini de iki uygulamada gördük. Netanyahu ve çetesinin Uluslararası Adalet Divanında yargılanması ve aleyhlerine bir ara karar çıkması ve Uluslararası Ceza Mahkemesinde haklarında tutuklama kararı verilmesi adalet arayan insanlık cephesinin çabalarının sonucudur.”  Dünyanın bundan sonraki döneminde bir diğer çatışma alanının demokrasi ile otokrasi arasında olacağını ifade eden Kurtulmuş, “Ümit ediyoruz ki bu mücadelede demokrasiyi savunanlar güçlü bir şekilde galip çıkacaklardır” dedi. Kurtulmuş, gelecek dönemde bir diğer mücadele alanının ise “kapsayıcılık ile ayrımcılık-ötekileştirme arasında” olacağını aktardı. “Yeni bir küresel sistemin inşa edilmesini savunanlar ile sistemsizliğin nimetlerinden istifade ederler arasında” da gelecek dönemde bir mücadelenin olacağını söyleyen Kurtulmuş, “Bugün dünyada hem ekonomik hem siyasal anlamda bir sistem söz konusu değil. Sistemin çalışmamış olmasının koca koca ülkelerin nasıl işine geldiğini sizler de biliyorsunuz. Öyle olduğu için ‘Bırakın bu sistemsizlik devam etsin. Bu sistemin haksızlıklarına göz yumalım' diyerek tavır ortaya koyduklarını görüyoruz. Ama dünyadaki insanların önemli bir kısmı ise yeni bir sistem inşasından yanadır ve bunun için verilecek mücadelenin tarafı olmaya hazırdır” ifadelerini kullandı.  “Türkiye olarak Balkan coğrafyasının tabii bir parçası olarak kendimizi görüyoruz”  Balkan coğrafyasındaki halkların gelecek süreçte birlik ve beraberlik içerisinde ortak hedefler çerçevesinde mücadele etmesini arzu ettiklerini söyleyen Kurtulmuş, açıklamasını şu şekilde tamamladı:  “Türkiye olarak, Balkan coğrafyasının tabii bir parçası olarak kendimizi görüyoruz. Buradaki halkların her birini ailemizin bir ferdi, ailemizin bir unsuru olarak telakki ediyoruz. Makedonya'daki, Arnavut kardeşlerimizin, Boşnak kardeşlerimizin, gayrimüslim unsurların her birisinin bizim ailemizin bir ferdi olduğunu biliyoruz. Özellikle Balkanlar üzerinde konuşuyorsak şunu da zihnimizin bir tarafında hep tutuyoruz ki 6 asır boyunca Osmanlı barış düzeninin hüküm sürdüğü Balkan coğrafyasının hemen hemen her yerinde ayak izlerimiz, dostlarımız, kardeşlerimiz, akrabalarımız komşularımız vardır. Bu çerçevede Balkan coğrafyasındaki halklarla yakın ilişkileri her alanda sürdürmeye devam edeceğiz.” 

Yeniden Refah'tan 'ittifak' çıkışı: "Dengeli tekliflere açığız" Haber

Yeniden Refah'tan 'ittifak' çıkışı: "Dengeli tekliflere açığız"

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.  "Cumhuriyet Halk Partisini kınıyoruz"  Geçtiğimiz günlerde Kuzey Irak’tan gelen şehit haberleri dolayısıyla üzgün olduklarını ve terör örgütü PKK ile tüm terörist faaliyetleri lanetlediklerini belirten Kılıç, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde terör örgütlerini ve terörist faaliyetleri lanetleyen bildiriye imza koyma konusunda ortaya net ve kabul edilebilir bir tavır koyamayan Cumhuriyet Halk Partisini kınıyoruz" diye konuştu.  "Cumhuriyet Halk Partisi, DEM Parti ile birlikte demlenmeye devam etmektedir"  CHP’yi teröre karşı net tavır koyamamaktan dolayı eleştiren Kılıç, "Cumhuriyet Halk Partisi, DEM Parti ile birlikte demlenmeye devam etmektedir. Bu tavır doğru bir tavır değildir. Her zaman ifade ettik. Türkiye'nin tek meselesi iktidar meselesi değildir. Türkiye'nin tek problemi, iktidarın eksikleri, yanlışları kusurları değildir. Türk siyasetinin iktidar kadar önemli bir diğer problemi, Cumhuriyet Halk Partisi'nin ana muhalefet görevini ifa edemiyor olmasıdır" ifadelerini kullandı.  "CHP’nin bildiriyi imzalamaması anlaşılabilir bir durum değildir"  TBMM’de CHP’nin milletten yana bir tavır koyamadığını dile getiren Kılıç, "Vatandan, milletten, devletten ve anayasadan yana tavır koyan tüm parti grupları, terör karşıtı bildiriyi imzalarken, Cumhuriyet Halk Partisi'nin bunun dışında kalması anlaşılabilir bir durum değildir. Bu vesileyle devletimizin Irak ve Suriye’deki terör yuvalarını yerle bir etmesini istiyor ve bekliyoruz. Terörle mücadelede operasyonlarına devam eden kahramanlarımızın da ayağına taş değmemesini diliyoruz" açıklamalarında bulundu.  "Terörist başına sayın diyenler milletvekili olamaz"  Mecliste terörist başı Abdullah Öcalan’a 'sayın' diyen milletvekilleri olmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını anlatan Kılıç, "Bebek katilinden Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında sayın diye söz edenleri milletvekili olarak görmüyor, tanımıyor, kabul etmiyoruz. Terörist başına sayın diyenler milletvekili olamaz. Devletimizden milletvekili maaşı alamaz. Türkiye artık bu tiyatroyu sonlandırmak mecburiyetindedir. 12 şehidimizin yüreklerimizi yangın yerine çevirdiği bugün de harekete geçmeyen yargı harekete geçmek için daha neyi beklemektedir" şeklinde konuştu.  "Milletin vergilerinin askerlerimize mermi olarak dönmesini reddediyoruz"  Bölücü terör örgütü PKK’yı lanetlemeyen DEM Parti'ye tepki gösteren Kılıç, şöyle konuştu:  "Bu parti 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren Türkiye Cumhuriyeti devletinden seçim yardımı alarak 658 milyon Türk Lirası alacak. Bu paranın ne kadarı da kampanyaya gidecek bilmiyoruz. Devletin kesesinden milletin kesesinden millete düşmanca faaliyetler ve saldırılar içerisinde olanların finanse edilmesini istemiyoruz. Milletin vergilerinin askerlerimize mermi olarak dönmesini reddediyoruz. Bu konuda devleti bütün kurumlarıyla birlikte vazifeye davet ediyoruz."  Anayasa Mahkemesi'nden, DEM Parti hakkında gereken yaptırım kararlarını almasını beklediklerini aktaran Kılıç, şunları kaydetti:  "Anayasa Mahkemesi, anayasayı ayaklarının altında çiğneyen bu zihniyete karşı gereken yaptırımları harekete geçirmek için daha neyi beklemektedir? Anayasa Mahkemesi, anayasayı koruyamadığı takdirde devleti koruma görevinin gereklerini yerine getirmemiş olacaktır. Bu vesileyle Anayasa Mahkemesi, terör propagandası, terörist faaliyetler ve terör örgütleriyle iltisaklı, içli dışlılık meseleleri ile ilgili daha gerçekçi davranışlar içerisinde olmaya davet ediyoruz."  "İsveç’in NATO üyeliğini onaylamıyoruz"  TBMM’de İsveç’in NATO üyeliğine dair yapılacak oylamada Yeniden Refah Partisi milletvekillerinin hayır oyu kullanacağını kaydeden Kılıç, "İsveç’in NATO üyeliğini onaylamıyoruz. İsveç’i NATO’da görmek istemiyoruz. Biz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde İsveç’in NATO’ya üyeliğine ret oyu vereceğimizi şimdiden peşinen ve alenen ifade ediyoruz" diye konuştu.  "İnsanlarımız açlık sınırına mahkum kalmamalı"  Asgari ücret konusunda bir belirsizlik olduğunu dile getiren Kılıç, "Hükümetin asgari ücreti belirlerken, açlık sınırının altında kalmayacak bir rakamı baz alması ve bunun üstüne çıkmasını kendilerinden bekliyoruz. Barışçıl bir çalışma hayatı için insanlarımızın açlık sınırına mahkum kalmaması için bu kaçınılmaz bir ihtiyaçtır" ifadelerine yer verdi.  "Can Ataklı kimsin sen?"  Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, şehit aileleri ve şehit babaları hakkındaki sözleri nedeniyle gazeteci Can Ataklı'ya tepki gösterdi. Kılıç, "Bir şehit babasının daha ne demesini bekliyorsun? Can Ataklı kimsin sen? Biz bize yakışanı söylemekle mükellef olduğumuz için sözü burada kesiyorum ama şehit babasına ‘kimsin lan sen’ diyen Can Ataklı, bağımsız Türk yargısına bu cümlenin hesabına vermelidir" şeklinde konuştu.  Kılıç, AK Parti'den gelen bir davet üzerine Yeniden Refah Partisi heyetinin yerel seçimlerde ittifak yapmak konusunda bir takım görüşme gerçekleştirdiğini söyledi. Ön görüşme yapıldığına dikkati çeken Kılıç, bu hafta içerisinde AK Parti heyetinin Yeniden Refah Partisi'ne iadeyi ziyarette bulunacağını belirtti.  "Dengeli tekliflerle gelmelerini öneriyoruz"  Yeniden Refah Partisi ile iş birliği yapmak isteyen siyasi partilerin eşit ve adil şartlarda dengeli bir iş birliği teklifinde bulunması gerektiğini vurgulayan Kılıç, şunları kaydetti:  "Yeniden Refah Partisi olarak eşit ve adil şartlarda dengeli bir iş birliğinin içerisinde yer almaya hazır olduğumuzu Ankara, İstanbul ve İzmir illeriyle sınırlı olmak kaydıyla ifade ederim. İş birliği teklifi Yeniden Refah Partisi'nin gücünü görmezden gelmek, önemsememek, eksik ya da küçük görmek şeklinde tezahür edecek olursa en baştan açıkladığımız gibi kendi adaylarımızla tüm illerde kendi logomuzla yarışma kararlılığımızın da arkasındayız. AK Parti ya da başka bir partinin Yeniden Refah Partisi ile ittifak söz konusu olduğunda eşit, adil ve dengeli tekliflerle bize gelmelerini kendilerine öneriyoruz. Yani belediye başkanlığı için destek bekleyenlerin belediye başkanlığı için destek vermeyi kabullenerek, benimseyerek bu görüşmelere devam etmeleri gerektiğinin idrakinde olmalarında fayda var."

TBMM’DE OLAY YARATAN TARTIŞMA! Haber

TBMM’DE OLAY YARATAN TARTIŞMA!

Tartışma, Sakık'ın Pençe-Kilit operasyonu sonucu hayatını kaybeden askerlerle ilgili konuşmasına, Soylu'nun tepki göstermesiyle başladı. Sakık, Soylu'ya "Haddini bil, terbiyesiz adam" diyerek tepki gösterirken, Soylu ise Sakık'a "Hadi oradan! Hadi oradan!" şeklinde karşılık verdi. Sakık, TBMM'nin sorunları çözme görevine dikkat çekerek, "Savaşmayana savaş güzeldir" ifadeleriyle askerlerin durumuna vurgu yaptı. Soylu ise Sakık'a PKK'ya laf söylemesini istedi ve "Senin kim olduğunu biliyorum" dedi. Tartışma sonrasında TBMM Başkanı oturuma 20 dakika ara verdi. Sakık, Türkiye'nin bu tür şiddet üzerinden prim yapan kişilere değil, vicdan sahibi olanların sesine ihtiyaç duyduğunu belirtti ve barışın inşa edilmesi için çağrıda bulundu. İŞTE  OLAY YARATAN O TARTIŞMA DİYALOGLARI; "SAVAŞ, SAVAŞMAYANA GÜZELDİR" Sakık, Ankaralı teğmen Alperen Emir’in hayatını kaybetmeden bir hafta önce sosyal medyada yaptığı paylaşımı da Meclis kürsüsünde okuyarak, “Ne diyor biliyor musunuz, sizlere sesleniyor, diyor ki: ‘Savaş, savaşmayana güzeldir’ Asıl burada sizleri kastediyor, sizleri; bu savaşta yaşamını yitiren birisi” dedi. Gazete Duvar'ın aktardığına göre ikili arasındaki tartışmada şunlar söylendi: Sırrı Sakık: Bugün bu Parlamentoyu, hepinizi, 600 milletvekilini, bütün siyasi parti liderlerini göreve davet ediyoruz. Böylesi günlerde çıkıpf sokakları tetiklemek yerine çözümü ortaya koyma… Ya, orada, eksilerde, bir metre karın içinde o askerler niye orada? Yok mu, oturup konuşamayız mı? Oturup çözemeyiz mi? (AKP sıralarından gürültüler) Lütfen laf atmayınız. Ben yürekten sizleri göreve davet ediyorum. Ben bu topraklarda barışın inşa olmasını hayat bulmasını istiyorum. Süleyman Soylu: Ya, ne göreve davet ediyorsun? Sırrı Sakık: Bırak, orada sabahtan beri… Süleyman Soylu: Savaş devletler arasında olur. Sırrı Sakık: Bak, bağırma, bağırma, bağırma, haddini bil! Haddini bil! Terbiyesiz adam! Terbiyesiz adam! Süleyman Soylu: Hadi oradan! Hadi oradan! Sırrı Sakık: Sabahtan beri insanlar konuşuyor, sen orada hamaset yapıyorsun. Terbiyesiz adam! Başkan: Sayın Sakık, kaba bir dille konuşmayın, siz yaralayıcı bir dil kullanıyorsunuz, yapmayın. Sırrı Sakık: Kendisi laf atıyor, ona söyleyeceksin. Alışmışsın değil mi, alışmışsın? Başkan: Sayın Sakık, Genel Kural'a hitap edin. Sırrı Sakık: Ben Genel Kural'a hitap ediyorum, kendi sabahtan… Bu Parlamentoda bir yaylacılar var, otururlar oraya, etraflarına toplarlar milletvekillerin ve sonrası hamaset yapalar. İşte, asıl Türkiye'nin bundan… Bakın, ben Erdoğan'ı, ben Bahçeli’yi göreve davet ediyorum. Süleyman Soylu: Kimseyi göreve davet etme, sen PKK’ya laf söyle. Senin kim olduğunu biliyorum. Sırrı Sakık: Bana parmak sallama. Süleyman Soylu: Hadi oradan! Sırrı Sakık: Haddini bil! Sen haddini bileceksin. Meral Danış Beştaş: Sırrı Bey, lütfen konuşmanıza döner misiniz? Süleyman Soylu: Sen haddini bil! Sırrı Sakık: Sen haddini bileceksin, terbiyesiz adam. Başkan: Sayın Sakık… Sayın Soylu.. Sırrı Sakık: Başka hiçbir şey bildiğin yok. Bu sokakları, şu masayı tetiklemekten başka hiçbir şey bilmiyorsun. Terbiyesiz adam! Süleyman Soylu: Hikaye anlatma. Sırrı Sakık: Şimdi, son sözümdür arkadaşlar, bunu zaten tanırız, biliriz; tükenmiş, bizim üzerimizden var olmaya çalışıyor. Ben, buradan, bakın, 2012 yılında evladımı kaybettim. Sayın Cumhurbaşkanı o dönem Başbakandı, yurt dışındaydı, beni aradı; taziyelerini bildirdi, kendisine şunu söyledim: “Ben, acılardan süzülerek geldim, evlat acısının ne olduğunu biliyorum. Sizden tek bir ricam var, bu topraklarda barışı sağlayın. Gelin, bu toprakların azizi olun” dedim. Bugün de bunu yeniden seslendiriyorum: Bu toprakların, bu tür, sadece şiddet üzerinden prim yapanlara değil… Gerçekten vicdan sahibi olanların sesi dinlenmelidir. Ve bunlarla birlikte, biz, hayatı gelin, birlikte inşa edelim. Gelin, bu topraklarda kanı ve şiddeti birlikte durduralım. Biz, gerçekten bu konuda samimiyiz. Samimiyetimizle ilgili ne istiyorsanız hodri meydan, gelin… Sürekli kavga ve şiddeti değil, müzakereyi masaya yatıralım diyor hepinize saygılar sunuyorum. TBMM'de tansiyonun gerilmesi üzerine oturuma 20 dakika ara verildi.  HABER:FATMA ÖZTÜRK

TBMM’de dört parti grubundan ortak bildiri Haber

TBMM’de dört parti grubundan ortak bildiri

TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri devam ediyor. Dört parti grubunun yayınladığı bildiriyi Grup Başkanvekilleri ayrı ayrı okudu. Bildiriyi AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, İYİ Parti Grup Başkanvekili Dursun Musavat Dervişoğlu ve Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin imzaladı. Bildiride şunlar kaydedildi: “Bölücü terör örgütü PKK tarafından iki gündür gerçekleştirilen hain terör saldırıları neticesinde 12 vatan evladımızı kaybetmiş bulunmaktayız. Milletimizin başı sağ olsun. Bu menfur saldırılarda şehit düşen kahraman askerlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Bizler Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, altında imzası bulunan siyasi parti grupları olarak birlik ve bütünlüğümüze, huzur ve güvenliğimize yönelik saldırıları şiddetle kınıyoruz. Terör ve şiddet hiçbir zaman hedefine ve amacına ulaşamayacaktır. Aziz milletimizin teröre asla boyun eğmeyeceğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğine tehdit oluşturan tüm terör örgütleri ile tavizsiz mücadele edecek güç ve kudrete sahip olduğunu kararlılıkla ilan ediyoruz.” CHP adına açıklama Daha sonra TBMM Başkanvekili Celal Adan, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’a söz verdi. CHP Grup Başkanvekili Başarır, 22 ve 23 Aralık gecelerinin Türkiye için büyük bir acı olduğunu belirterek, şehitlerden Enes Budak’ın Özgür Özel’in manevi kardeşi olduğunu ifade etti. Başarır, şunları ifade etti: “Ülkemiz 22 ve 23 Aralık geçekleri gelen haberlerle sarsılmıştır. 12 vatan evladının şehit düştüğü alçak saldırılar terörün kirli yüzünü bir kez daha göstermiştir. Bu menfur saldırıyı planlayanlar, azmettiren, gerçekleştiren teröristler amacına ulaşamayacaktır. Terörü, terör örgütünü ve insanlık dışı yöntemleri lanetliyoruz. Askerlerimizin can güvenliği ve yaralılarımızın sağlık durumu endişe kaynağımızdır." TBMM’nin derhal bir kapalı oturum yapması ve Milli Savunma Bakanı’nın gazi Meclise gelerek milletvekillerini bilgilendirmesini isteyen Başarır, "Ancak bu oturum sonrasında bölgeden ve gelişmelerden kapsamlı ve doğru şekilde bilgi alan siyasi parti gruplarının ortak metin çalışması yapabileceğini düşünüyoruz. Hain saldırıların neden engellenmediği ve sorumluların ihmalleri olup olmadığının açığa kavuşturulmadan atılacak adımları şimdiden şehitlerimizin hatırasına saygısızlık olarak değerlendiriyoruz. Bunun yanında milletimizi derin bir üzüntüye ve eleme gark eden böylesine elim olayın ardından ulusal yas ilan edilmesi toplumun ortak talebidir. Terörün hedeflerine ulaşmasına müsaade etmeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve bütünlüğü için mücadelemizi karalılıkla sürdüreceğiz. Milletimizin başı sağ olsun” ifadelerini kullandı.

Bakan Işıkhan: “Asgari ücretin herkesin mutabık kaldığı bir ücret seviyesi olmasını ümit ediyoruz” Haber

Bakan Işıkhan: “Asgari ücretin herkesin mutabık kaldığı bir ücret seviyesi olmasını ümit ediyoruz”

Bakan Işıkhan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2024 yılı bütçesi ve 2022 yılı kesin hesabının görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerine sunum yaptı. “2028 sonuna kadar 5 milyon ilave istihdam sağlayarak işsizlik oranımızın yüzde 7,5’e gerilemesini hedeflemekteyiz” Bakan Işıkhan, burada yaptığı konuşmada, küresel ve bölgesel düzeyde yaşanan jeopolitik gerilimler ve ekonomik dalgalanmaların yanı sıra doğal afetlerin, su gıda ve enerji krizlerinin yeni risk ve belirsizliklerin ortaya çıkardığı bir ortamda Türkiye’nin, istihdamda ve iş gücüne katılımda görülen artış eğilimini sürdürmeyi başardığını savunarak, “Bu kapsamda 2028 sonuna kadar 5 milyon ilave istihdam sağlayarak işsizlik oranımızın yüzde 7,5’e gerilemesini hedeflemekteyiz. İstihdam ve çalışma alanında başta özel politika gerektiren gruplar olmak üzere toplumun tüm kesimlerine yeterli bir gelirle kayıtlı, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlandığı koşullarda iş imkanlarının sağlanması temel hedefimizdir. Bakanlık olarak her fırsatta sosyal paydaşlarımızla bir araya geliyor, istişare ve diyalog mekanizmalarımızı canlı tutmaya gayret ediyoruz” diye konuştu. “Komisyondan çıkacak kararın herkesin mutabık kaldığı bir ücret seviyesi olmasını ümit ediyoruz” Işıkhan, asgari ücrete yaptıkları artışların ve iyileştirmelerin çalışanlara verdikleri önemin somut ifadesi olduğunu belirten Işıkhan, “2002 yılında 184 lira olan net asgari ücreti 2023 yılında 11 bin 402 liraysa yükselterek reel olarak 3 katına çıkardık. 2024 yılı asgari ücretini tespit etmek üzere asgari ücret tespit komisyonumuz, bildiğiniz gibi 11 Aralık’ta çalışmalarına başladı. Komisyondan çıkacak kararın herkesin mutabık kaldığı bir ücret seviyesi olmasını ümit ediyoruz” diye konuştu. “Birinci dereceye yükselen devlet memurlarımız için 3600 ek gösterge düzenlemesini de hükumet olarak en kısa sürede hayata geçireceğiz” Bakan Işıkhan, 2023 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü ile toplu iş sözleşmeleri sonunda işçilerin aylık brüt çıplak ücretlerini 15 bin liraya yükselttiklerini hatırlatarak, sunumuna şöyle devam etti: “Bu yükseltme ile tüm brüt ücretlere 2023 yılı ilk 6 ayı için refah payı dahil olmak üzere yüzde 45 oranında zam yapılmış ve diğer kalemlerde de bu iyileştirmeler gerçekleştirilmiştir. Kamu çalışanlarımızın mali ve sosyal haklarını düzenleyen 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri 2023 yılı Ağustos ayında gerçekleştirilmiştir. Büyük oranda uzlaşma ile neticelenen toplu iş sözleşme sonucunda, toplu sözleşmenin geneline ilişkin oransal zam dışında 11 hizmet kolunun tamamında sendikalarla mutabakat sağlanmıştır. Geçtiğimiz temmuz ayında da yapılan zamlarda en düşük devlet memuru aylığı 22 bin liraya yükseltilmiştir. En düşük memur maaşındaki artış oranı yüzde 142, ortalama memur maaşındaki artış oranı ise yüzde 129 olmuştur. Çalışanlarımızı enflasyona karşı koruma ilkemizi de önümüzdeki dönemlerde aynı kararlılıkla sürdüreceğiz. 15 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren 3600 Ek Gösterge Düzenlemesi ile çalışan emekli 5,3 milyon kamu personeli ve bunların hak sahiplerinin ek göstergelerinin yeniden düzenlemesini sağladık. Bununla beraber birinci dereceye yükselen devlet memurlarımız için 3600 ek gösterge düzenlemesini de hükumet olarak en kısa sürede hayata geçireceğiz.” İŞKUR, 1 milyon 99 bin kişinin özel sektörde istihdamına aracılık etti Işıkhan, İŞKUR tarafından 2023 yılının Ocak-Kasım döneminde 1 milyon 99 bin kişinin özel sektörde istihdamına aracılık ettiklerini söyledi. Işıkhan, özellikle gençler olmak üzere her ailede en az bir çalışan olmasını sağlayacak Hane Bazlı İstihdam Destek Sistemleri’ni hayata geçireceklerini bildirdi. “EYT kapsamında düzenlemeden faydalanan kişi sayısı bugün itibarıyla yaklaşık 2 milyondur” Kamuoyunda EYT olarak bilinen düzenlemeyi hayata geçirdiklerini hatırlatan Bakan Işıkhan, “Düzenleme ile 8 Eylül 1999 tarih ve öncesi sigortalılarımız için emeklilikte yaş şartını kaldırdık. Vatandaşlarımızın talep ettikleri bu beklentilerini karşıladık. EYT kapsamında düzenlemeden faydalanan kişi sayısı bugün itibarıyla yaklaşık 2 milyondur” diye konuştu. “(Çalışan emeklilere 5 bin liralık ödeme) Kanun teklifi TBMM’de kabul edilip Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra iki gün içinde yapacağız” Emeklilerimizin Ramazan ve Kurban Bayramı ikramiyelerini 2 bin liraya yükselttiklerini aktaran Işıkhan, “Çalışmayan emeklilerimize bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin lira ödeme yaptık. Çalışan emeklilerimizin için de kanun teklifi TBMM’de kabul edilip Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra ödemeleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak iki gün içinde yapacak şekilde hazırlıklarımızı tamamladık. Yeni yılda bütçe doğrultusunda emekli maaşlarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı. Bütçe görüşmeleri, Işıkhan’ın sunumunun ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un sunumu ile devam etti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.