Hava Durumu

#Tbmm

Yeni Marmara Gazetesi - Tbmm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tbmm haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Yeniden Refah'tan 'ittifak' çıkışı: "Dengeli tekliflere açığız" Haber

Yeniden Refah'tan 'ittifak' çıkışı: "Dengeli tekliflere açığız"

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.  "Cumhuriyet Halk Partisini kınıyoruz"  Geçtiğimiz günlerde Kuzey Irak’tan gelen şehit haberleri dolayısıyla üzgün olduklarını ve terör örgütü PKK ile tüm terörist faaliyetleri lanetlediklerini belirten Kılıç, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde terör örgütlerini ve terörist faaliyetleri lanetleyen bildiriye imza koyma konusunda ortaya net ve kabul edilebilir bir tavır koyamayan Cumhuriyet Halk Partisini kınıyoruz" diye konuştu.  "Cumhuriyet Halk Partisi, DEM Parti ile birlikte demlenmeye devam etmektedir"  CHP’yi teröre karşı net tavır koyamamaktan dolayı eleştiren Kılıç, "Cumhuriyet Halk Partisi, DEM Parti ile birlikte demlenmeye devam etmektedir. Bu tavır doğru bir tavır değildir. Her zaman ifade ettik. Türkiye'nin tek meselesi iktidar meselesi değildir. Türkiye'nin tek problemi, iktidarın eksikleri, yanlışları kusurları değildir. Türk siyasetinin iktidar kadar önemli bir diğer problemi, Cumhuriyet Halk Partisi'nin ana muhalefet görevini ifa edemiyor olmasıdır" ifadelerini kullandı.  "CHP’nin bildiriyi imzalamaması anlaşılabilir bir durum değildir"  TBMM’de CHP’nin milletten yana bir tavır koyamadığını dile getiren Kılıç, "Vatandan, milletten, devletten ve anayasadan yana tavır koyan tüm parti grupları, terör karşıtı bildiriyi imzalarken, Cumhuriyet Halk Partisi'nin bunun dışında kalması anlaşılabilir bir durum değildir. Bu vesileyle devletimizin Irak ve Suriye’deki terör yuvalarını yerle bir etmesini istiyor ve bekliyoruz. Terörle mücadelede operasyonlarına devam eden kahramanlarımızın da ayağına taş değmemesini diliyoruz" açıklamalarında bulundu.  "Terörist başına sayın diyenler milletvekili olamaz"  Mecliste terörist başı Abdullah Öcalan’a 'sayın' diyen milletvekilleri olmasının kabul edilebilir bir durum olmadığını anlatan Kılıç, "Bebek katilinden Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında sayın diye söz edenleri milletvekili olarak görmüyor, tanımıyor, kabul etmiyoruz. Terörist başına sayın diyenler milletvekili olamaz. Devletimizden milletvekili maaşı alamaz. Türkiye artık bu tiyatroyu sonlandırmak mecburiyetindedir. 12 şehidimizin yüreklerimizi yangın yerine çevirdiği bugün de harekete geçmeyen yargı harekete geçmek için daha neyi beklemektedir" şeklinde konuştu.  "Milletin vergilerinin askerlerimize mermi olarak dönmesini reddediyoruz"  Bölücü terör örgütü PKK’yı lanetlemeyen DEM Parti'ye tepki gösteren Kılıç, şöyle konuştu:  "Bu parti 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren Türkiye Cumhuriyeti devletinden seçim yardımı alarak 658 milyon Türk Lirası alacak. Bu paranın ne kadarı da kampanyaya gidecek bilmiyoruz. Devletin kesesinden milletin kesesinden millete düşmanca faaliyetler ve saldırılar içerisinde olanların finanse edilmesini istemiyoruz. Milletin vergilerinin askerlerimize mermi olarak dönmesini reddediyoruz. Bu konuda devleti bütün kurumlarıyla birlikte vazifeye davet ediyoruz."  Anayasa Mahkemesi'nden, DEM Parti hakkında gereken yaptırım kararlarını almasını beklediklerini aktaran Kılıç, şunları kaydetti:  "Anayasa Mahkemesi, anayasayı ayaklarının altında çiğneyen bu zihniyete karşı gereken yaptırımları harekete geçirmek için daha neyi beklemektedir? Anayasa Mahkemesi, anayasayı koruyamadığı takdirde devleti koruma görevinin gereklerini yerine getirmemiş olacaktır. Bu vesileyle Anayasa Mahkemesi, terör propagandası, terörist faaliyetler ve terör örgütleriyle iltisaklı, içli dışlılık meseleleri ile ilgili daha gerçekçi davranışlar içerisinde olmaya davet ediyoruz."  "İsveç’in NATO üyeliğini onaylamıyoruz"  TBMM’de İsveç’in NATO üyeliğine dair yapılacak oylamada Yeniden Refah Partisi milletvekillerinin hayır oyu kullanacağını kaydeden Kılıç, "İsveç’in NATO üyeliğini onaylamıyoruz. İsveç’i NATO’da görmek istemiyoruz. Biz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde İsveç’in NATO’ya üyeliğine ret oyu vereceğimizi şimdiden peşinen ve alenen ifade ediyoruz" diye konuştu.  "İnsanlarımız açlık sınırına mahkum kalmamalı"  Asgari ücret konusunda bir belirsizlik olduğunu dile getiren Kılıç, "Hükümetin asgari ücreti belirlerken, açlık sınırının altında kalmayacak bir rakamı baz alması ve bunun üstüne çıkmasını kendilerinden bekliyoruz. Barışçıl bir çalışma hayatı için insanlarımızın açlık sınırına mahkum kalmaması için bu kaçınılmaz bir ihtiyaçtır" ifadelerine yer verdi.  "Can Ataklı kimsin sen?"  Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, şehit aileleri ve şehit babaları hakkındaki sözleri nedeniyle gazeteci Can Ataklı'ya tepki gösterdi. Kılıç, "Bir şehit babasının daha ne demesini bekliyorsun? Can Ataklı kimsin sen? Biz bize yakışanı söylemekle mükellef olduğumuz için sözü burada kesiyorum ama şehit babasına ‘kimsin lan sen’ diyen Can Ataklı, bağımsız Türk yargısına bu cümlenin hesabına vermelidir" şeklinde konuştu.  Kılıç, AK Parti'den gelen bir davet üzerine Yeniden Refah Partisi heyetinin yerel seçimlerde ittifak yapmak konusunda bir takım görüşme gerçekleştirdiğini söyledi. Ön görüşme yapıldığına dikkati çeken Kılıç, bu hafta içerisinde AK Parti heyetinin Yeniden Refah Partisi'ne iadeyi ziyarette bulunacağını belirtti.  "Dengeli tekliflerle gelmelerini öneriyoruz"  Yeniden Refah Partisi ile iş birliği yapmak isteyen siyasi partilerin eşit ve adil şartlarda dengeli bir iş birliği teklifinde bulunması gerektiğini vurgulayan Kılıç, şunları kaydetti:  "Yeniden Refah Partisi olarak eşit ve adil şartlarda dengeli bir iş birliğinin içerisinde yer almaya hazır olduğumuzu Ankara, İstanbul ve İzmir illeriyle sınırlı olmak kaydıyla ifade ederim. İş birliği teklifi Yeniden Refah Partisi'nin gücünü görmezden gelmek, önemsememek, eksik ya da küçük görmek şeklinde tezahür edecek olursa en baştan açıkladığımız gibi kendi adaylarımızla tüm illerde kendi logomuzla yarışma kararlılığımızın da arkasındayız. AK Parti ya da başka bir partinin Yeniden Refah Partisi ile ittifak söz konusu olduğunda eşit, adil ve dengeli tekliflerle bize gelmelerini kendilerine öneriyoruz. Yani belediye başkanlığı için destek bekleyenlerin belediye başkanlığı için destek vermeyi kabullenerek, benimseyerek bu görüşmelere devam etmeleri gerektiğinin idrakinde olmalarında fayda var." 

TBMM’DE OLAY YARATAN TARTIŞMA! Haber

TBMM’DE OLAY YARATAN TARTIŞMA!

Tartışma, Sakık'ın Pençe-Kilit operasyonu sonucu hayatını kaybeden askerlerle ilgili konuşmasına, Soylu'nun tepki göstermesiyle başladı. Sakık, Soylu'ya "Haddini bil, terbiyesiz adam" diyerek tepki gösterirken, Soylu ise Sakık'a "Hadi oradan! Hadi oradan!" şeklinde karşılık verdi. Sakık, TBMM'nin sorunları çözme görevine dikkat çekerek, "Savaşmayana savaş güzeldir" ifadeleriyle askerlerin durumuna vurgu yaptı. Soylu ise Sakık'a PKK'ya laf söylemesini istedi ve "Senin kim olduğunu biliyorum" dedi. Tartışma sonrasında TBMM Başkanı oturuma 20 dakika ara verdi. Sakık, Türkiye'nin bu tür şiddet üzerinden prim yapan kişilere değil, vicdan sahibi olanların sesine ihtiyaç duyduğunu belirtti ve barışın inşa edilmesi için çağrıda bulundu. İŞTE  OLAY YARATAN O TARTIŞMA DİYALOGLARI; "SAVAŞ, SAVAŞMAYANA GÜZELDİR" Sakık, Ankaralı teğmen Alperen Emir’in hayatını kaybetmeden bir hafta önce sosyal medyada yaptığı paylaşımı da Meclis kürsüsünde okuyarak, “Ne diyor biliyor musunuz, sizlere sesleniyor, diyor ki: ‘Savaş, savaşmayana güzeldir’ Asıl burada sizleri kastediyor, sizleri; bu savaşta yaşamını yitiren birisi” dedi. Gazete Duvar'ın aktardığına göre ikili arasındaki tartışmada şunlar söylendi: Sırrı Sakık: Bugün bu Parlamentoyu, hepinizi, 600 milletvekilini, bütün siyasi parti liderlerini göreve davet ediyoruz. Böylesi günlerde çıkıpf sokakları tetiklemek yerine çözümü ortaya koyma… Ya, orada, eksilerde, bir metre karın içinde o askerler niye orada? Yok mu, oturup konuşamayız mı? Oturup çözemeyiz mi? (AKP sıralarından gürültüler) Lütfen laf atmayınız. Ben yürekten sizleri göreve davet ediyorum. Ben bu topraklarda barışın inşa olmasını hayat bulmasını istiyorum. Süleyman Soylu: Ya, ne göreve davet ediyorsun? Sırrı Sakık: Bırak, orada sabahtan beri… Süleyman Soylu: Savaş devletler arasında olur. Sırrı Sakık: Bak, bağırma, bağırma, bağırma, haddini bil! Haddini bil! Terbiyesiz adam! Terbiyesiz adam! Süleyman Soylu: Hadi oradan! Hadi oradan! Sırrı Sakık: Sabahtan beri insanlar konuşuyor, sen orada hamaset yapıyorsun. Terbiyesiz adam! Başkan: Sayın Sakık, kaba bir dille konuşmayın, siz yaralayıcı bir dil kullanıyorsunuz, yapmayın. Sırrı Sakık: Kendisi laf atıyor, ona söyleyeceksin. Alışmışsın değil mi, alışmışsın? Başkan: Sayın Sakık, Genel Kural'a hitap edin. Sırrı Sakık: Ben Genel Kural'a hitap ediyorum, kendi sabahtan… Bu Parlamentoda bir yaylacılar var, otururlar oraya, etraflarına toplarlar milletvekillerin ve sonrası hamaset yapalar. İşte, asıl Türkiye'nin bundan… Bakın, ben Erdoğan'ı, ben Bahçeli’yi göreve davet ediyorum. Süleyman Soylu: Kimseyi göreve davet etme, sen PKK’ya laf söyle. Senin kim olduğunu biliyorum. Sırrı Sakık: Bana parmak sallama. Süleyman Soylu: Hadi oradan! Sırrı Sakık: Haddini bil! Sen haddini bileceksin. Meral Danış Beştaş: Sırrı Bey, lütfen konuşmanıza döner misiniz? Süleyman Soylu: Sen haddini bil! Sırrı Sakık: Sen haddini bileceksin, terbiyesiz adam. Başkan: Sayın Sakık… Sayın Soylu.. Sırrı Sakık: Başka hiçbir şey bildiğin yok. Bu sokakları, şu masayı tetiklemekten başka hiçbir şey bilmiyorsun. Terbiyesiz adam! Süleyman Soylu: Hikaye anlatma. Sırrı Sakık: Şimdi, son sözümdür arkadaşlar, bunu zaten tanırız, biliriz; tükenmiş, bizim üzerimizden var olmaya çalışıyor. Ben, buradan, bakın, 2012 yılında evladımı kaybettim. Sayın Cumhurbaşkanı o dönem Başbakandı, yurt dışındaydı, beni aradı; taziyelerini bildirdi, kendisine şunu söyledim: “Ben, acılardan süzülerek geldim, evlat acısının ne olduğunu biliyorum. Sizden tek bir ricam var, bu topraklarda barışı sağlayın. Gelin, bu toprakların azizi olun” dedim. Bugün de bunu yeniden seslendiriyorum: Bu toprakların, bu tür, sadece şiddet üzerinden prim yapanlara değil… Gerçekten vicdan sahibi olanların sesi dinlenmelidir. Ve bunlarla birlikte, biz, hayatı gelin, birlikte inşa edelim. Gelin, bu topraklarda kanı ve şiddeti birlikte durduralım. Biz, gerçekten bu konuda samimiyiz. Samimiyetimizle ilgili ne istiyorsanız hodri meydan, gelin… Sürekli kavga ve şiddeti değil, müzakereyi masaya yatıralım diyor hepinize saygılar sunuyorum. TBMM'de tansiyonun gerilmesi üzerine oturuma 20 dakika ara verildi.  HABER:FATMA ÖZTÜRK

TBMM’de dört parti grubundan ortak bildiri Haber

TBMM’de dört parti grubundan ortak bildiri

TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri devam ediyor. Dört parti grubunun yayınladığı bildiriyi Grup Başkanvekilleri ayrı ayrı okudu. Bildiriyi AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, İYİ Parti Grup Başkanvekili Dursun Musavat Dervişoğlu ve Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin imzaladı. Bildiride şunlar kaydedildi: “Bölücü terör örgütü PKK tarafından iki gündür gerçekleştirilen hain terör saldırıları neticesinde 12 vatan evladımızı kaybetmiş bulunmaktayız. Milletimizin başı sağ olsun. Bu menfur saldırılarda şehit düşen kahraman askerlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize sabır, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Bizler Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, altında imzası bulunan siyasi parti grupları olarak birlik ve bütünlüğümüze, huzur ve güvenliğimize yönelik saldırıları şiddetle kınıyoruz. Terör ve şiddet hiçbir zaman hedefine ve amacına ulaşamayacaktır. Aziz milletimizin teröre asla boyun eğmeyeceğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğine tehdit oluşturan tüm terör örgütleri ile tavizsiz mücadele edecek güç ve kudrete sahip olduğunu kararlılıkla ilan ediyoruz.” CHP adına açıklama Daha sonra TBMM Başkanvekili Celal Adan, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’a söz verdi. CHP Grup Başkanvekili Başarır, 22 ve 23 Aralık gecelerinin Türkiye için büyük bir acı olduğunu belirterek, şehitlerden Enes Budak’ın Özgür Özel’in manevi kardeşi olduğunu ifade etti. Başarır, şunları ifade etti: “Ülkemiz 22 ve 23 Aralık geçekleri gelen haberlerle sarsılmıştır. 12 vatan evladının şehit düştüğü alçak saldırılar terörün kirli yüzünü bir kez daha göstermiştir. Bu menfur saldırıyı planlayanlar, azmettiren, gerçekleştiren teröristler amacına ulaşamayacaktır. Terörü, terör örgütünü ve insanlık dışı yöntemleri lanetliyoruz. Askerlerimizin can güvenliği ve yaralılarımızın sağlık durumu endişe kaynağımızdır." TBMM’nin derhal bir kapalı oturum yapması ve Milli Savunma Bakanı’nın gazi Meclise gelerek milletvekillerini bilgilendirmesini isteyen Başarır, "Ancak bu oturum sonrasında bölgeden ve gelişmelerden kapsamlı ve doğru şekilde bilgi alan siyasi parti gruplarının ortak metin çalışması yapabileceğini düşünüyoruz. Hain saldırıların neden engellenmediği ve sorumluların ihmalleri olup olmadığının açığa kavuşturulmadan atılacak adımları şimdiden şehitlerimizin hatırasına saygısızlık olarak değerlendiriyoruz. Bunun yanında milletimizi derin bir üzüntüye ve eleme gark eden böylesine elim olayın ardından ulusal yas ilan edilmesi toplumun ortak talebidir. Terörün hedeflerine ulaşmasına müsaade etmeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı ve bütünlüğü için mücadelemizi karalılıkla sürdüreceğiz. Milletimizin başı sağ olsun” ifadelerini kullandı.

Bakan Işıkhan: “Asgari ücretin herkesin mutabık kaldığı bir ücret seviyesi olmasını ümit ediyoruz” Haber

Bakan Işıkhan: “Asgari ücretin herkesin mutabık kaldığı bir ücret seviyesi olmasını ümit ediyoruz”

Bakan Işıkhan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2024 yılı bütçesi ve 2022 yılı kesin hesabının görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerine sunum yaptı. “2028 sonuna kadar 5 milyon ilave istihdam sağlayarak işsizlik oranımızın yüzde 7,5’e gerilemesini hedeflemekteyiz” Bakan Işıkhan, burada yaptığı konuşmada, küresel ve bölgesel düzeyde yaşanan jeopolitik gerilimler ve ekonomik dalgalanmaların yanı sıra doğal afetlerin, su gıda ve enerji krizlerinin yeni risk ve belirsizliklerin ortaya çıkardığı bir ortamda Türkiye’nin, istihdamda ve iş gücüne katılımda görülen artış eğilimini sürdürmeyi başardığını savunarak, “Bu kapsamda 2028 sonuna kadar 5 milyon ilave istihdam sağlayarak işsizlik oranımızın yüzde 7,5’e gerilemesini hedeflemekteyiz. İstihdam ve çalışma alanında başta özel politika gerektiren gruplar olmak üzere toplumun tüm kesimlerine yeterli bir gelirle kayıtlı, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlandığı koşullarda iş imkanlarının sağlanması temel hedefimizdir. Bakanlık olarak her fırsatta sosyal paydaşlarımızla bir araya geliyor, istişare ve diyalog mekanizmalarımızı canlı tutmaya gayret ediyoruz” diye konuştu. “Komisyondan çıkacak kararın herkesin mutabık kaldığı bir ücret seviyesi olmasını ümit ediyoruz” Işıkhan, asgari ücrete yaptıkları artışların ve iyileştirmelerin çalışanlara verdikleri önemin somut ifadesi olduğunu belirten Işıkhan, “2002 yılında 184 lira olan net asgari ücreti 2023 yılında 11 bin 402 liraysa yükselterek reel olarak 3 katına çıkardık. 2024 yılı asgari ücretini tespit etmek üzere asgari ücret tespit komisyonumuz, bildiğiniz gibi 11 Aralık’ta çalışmalarına başladı. Komisyondan çıkacak kararın herkesin mutabık kaldığı bir ücret seviyesi olmasını ümit ediyoruz” diye konuştu. “Birinci dereceye yükselen devlet memurlarımız için 3600 ek gösterge düzenlemesini de hükumet olarak en kısa sürede hayata geçireceğiz” Bakan Işıkhan, 2023 yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü ile toplu iş sözleşmeleri sonunda işçilerin aylık brüt çıplak ücretlerini 15 bin liraya yükselttiklerini hatırlatarak, sunumuna şöyle devam etti: “Bu yükseltme ile tüm brüt ücretlere 2023 yılı ilk 6 ayı için refah payı dahil olmak üzere yüzde 45 oranında zam yapılmış ve diğer kalemlerde de bu iyileştirmeler gerçekleştirilmiştir. Kamu çalışanlarımızın mali ve sosyal haklarını düzenleyen 7. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri 2023 yılı Ağustos ayında gerçekleştirilmiştir. Büyük oranda uzlaşma ile neticelenen toplu iş sözleşme sonucunda, toplu sözleşmenin geneline ilişkin oransal zam dışında 11 hizmet kolunun tamamında sendikalarla mutabakat sağlanmıştır. Geçtiğimiz temmuz ayında da yapılan zamlarda en düşük devlet memuru aylığı 22 bin liraya yükseltilmiştir. En düşük memur maaşındaki artış oranı yüzde 142, ortalama memur maaşındaki artış oranı ise yüzde 129 olmuştur. Çalışanlarımızı enflasyona karşı koruma ilkemizi de önümüzdeki dönemlerde aynı kararlılıkla sürdüreceğiz. 15 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe giren 3600 Ek Gösterge Düzenlemesi ile çalışan emekli 5,3 milyon kamu personeli ve bunların hak sahiplerinin ek göstergelerinin yeniden düzenlemesini sağladık. Bununla beraber birinci dereceye yükselen devlet memurlarımız için 3600 ek gösterge düzenlemesini de hükumet olarak en kısa sürede hayata geçireceğiz.” İŞKUR, 1 milyon 99 bin kişinin özel sektörde istihdamına aracılık etti Işıkhan, İŞKUR tarafından 2023 yılının Ocak-Kasım döneminde 1 milyon 99 bin kişinin özel sektörde istihdamına aracılık ettiklerini söyledi. Işıkhan, özellikle gençler olmak üzere her ailede en az bir çalışan olmasını sağlayacak Hane Bazlı İstihdam Destek Sistemleri’ni hayata geçireceklerini bildirdi. “EYT kapsamında düzenlemeden faydalanan kişi sayısı bugün itibarıyla yaklaşık 2 milyondur” Kamuoyunda EYT olarak bilinen düzenlemeyi hayata geçirdiklerini hatırlatan Bakan Işıkhan, “Düzenleme ile 8 Eylül 1999 tarih ve öncesi sigortalılarımız için emeklilikte yaş şartını kaldırdık. Vatandaşlarımızın talep ettikleri bu beklentilerini karşıladık. EYT kapsamında düzenlemeden faydalanan kişi sayısı bugün itibarıyla yaklaşık 2 milyondur” diye konuştu. “(Çalışan emeklilere 5 bin liralık ödeme) Kanun teklifi TBMM’de kabul edilip Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra iki gün içinde yapacağız” Emeklilerimizin Ramazan ve Kurban Bayramı ikramiyelerini 2 bin liraya yükselttiklerini aktaran Işıkhan, “Çalışmayan emeklilerimize bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin lira ödeme yaptık. Çalışan emeklilerimizin için de kanun teklifi TBMM’de kabul edilip Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra ödemeleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak iki gün içinde yapacak şekilde hazırlıklarımızı tamamladık. Yeni yılda bütçe doğrultusunda emekli maaşlarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı. Bütçe görüşmeleri, Işıkhan’ın sunumunun ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un sunumu ile devam etti.

TBMM’de tansiyon yükseldi Haber

TBMM’de tansiyon yükseldi

Gergerlioğlu’nun Usta’ya ’FETÖ mensuplarıyla fotoğrafı’ olduğunu söylemesi üzerine tartışma giderek büyüdü. Oturuma ara verilmesinin ardından Gergerlioğlu ve Usta’nın devam eden tartışması, diğer milletvekillerinin araya girmesiyle sona erdi. TBMM Genel Kurulu’nda Hazine ve Maliye Bakanlığı ile bağlı kuruluşların bütçeleri görüşülüyor. Bu çerçevede DEM Partili milletvekilleri konuşma yaptı. Ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta’nın konuşması sırasında gerginlik yaşandı. “Bu ülkede katliamlar yapıldıysa bunun hesabını CHP tek parti iktidar dönemine sormak, bunun hesabını Kandil’den emir alıp insanları katledenlere sormak lazım” AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, DEM Partili milletvekillerinin konuşmalarında kullandığı ifadeleri hedef alarak, “Türkiye’nin tarihini kürsüden çıkıp, ‘katliam tarihi’ diyerek kimse kirletemez. Bu ülkenin şanlı ve şerefli tarihine kimse bir şey söyleyemez. Terör eylemlerini, PKK’ya destek vererek, Kandil’den talimat alarak söyleyenlerse hiç itibar görmez. Bu ülkede katliamlar yapıldıysa bunun hesabını CHP tek parti iktidar dönemine sormak lazım. Bunun hesabını Kandil’den emir alıp insanları katledenlere sormak lazım” dedi. “(AK Partili Usta’ya) Siz ne demek istiyorsunuz ‘maaşlarını Kandil’e gönderenler’ diyerek?” Bunun üzerine DEM Parti Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç ise AK Partili Usta’ya karşı, "Sayın Usta, konumuz Hazine ve Maliye Bakanlığının bütçesi ve ekonomi. Siz ekonominin geldiği durumu konuşmak ve tartışmak istemediğiniz için, bundan kaçtığınız için Türkiye tarihine irrasyonel ekonomi uygulamaları olarak yazılmış bir dönemin iktidarı olduğunuz için ekonomi konuşulacak yerde konuyu saptırıp terör hikayesi yapıyorsunuz. Biz bunu yemeyiz ama sizin sataşmalarınıza da cevap vereceğim. Siz ne demek istiyorsunuz ‘maaşlarını Kandil’e gönderenler’ diyerek" şeklinde konuştu. “(AK Partili Usta’ya) İnsan tarihini bilmezse tarihle ilgili Fesli Deli Kadir’den öğrendiklerini burada bize anlatmaya çalışır” Usta’nın CHP’yi ‘katliamcılık’ ile suçladığı gerekçesiyle söz alan CHP Grup Başkanvekili Burcu Köksal ise, “İnsan tarihini bilmezse tarihle ilgili Fesli Deli Kadir’den (Kadir Mısıroğlu) öğrendiklerini burada bize anlatmaya çalışır. Bir kere CHP, savaş meydanlarında kurulmuş, Kuva-yi Milleyi’nin devamı olan cumhuriyeti kuran partidir. O kurucu kadrolar, bugün yanmış, yıkılmış, savaştan yeni bir ülkede bir devlet kurdu. Birçok batılı devletten bile daha önce bize medeni haklarımızı tanıdı. İsterseniz biraz tarihi hatırlatayım” ifadelerini kullandı. “(AK Partili Usta’ya) Kayseri Melih Gazi Yurdu’nun önünde cemaat önünde fotoğrafların var” Daha sonra DEM Partili Gergerlioğlu, Genel Kurul kürsüsüne çıkarak AK Partili Usta’ya hitaben, “Leyla Şahin, 28 Şubat sürecinde tıp fakültesinde okuyordu. Başörtüsünden dolayı onu okuldan attı. AİHM’ye başvurdu ve AİHM adil olmayan bir karar verdi. Ben de meydanlarda Leyla Şahin’e adalet diye yıllarca haykırdım. Çünkü o zaman siz mazlumdunuz, haksızlığa uğramıştınız. Ben o gün sizi savunduğum için pişman değilim, mazlumdunuz. Ama şimdi mazlum olduğunuz için şiddetle size karşı mücadele etmekten çok memnunum. Bunu da çok iyi bilin. Dün cemaatle siz kol kolaydınız. Sayın Leyla Şahin, senin fotoğrafların var. Kayseri Melih Gazi Yurdu’nun önünde cemaat önünde fotoğrafların var. Kalkmışsın burada ‘terör terör’ diye bağırıp duruyorsun. Şimdi o fotoğrafları çıkarttırma bana” dedi. “(DEM Partili Gergerlioğlu’na) Benim Kayseri’de hiçbir yurdun önünde fotoğrafım yok” Daha sonra AK Parti Grup Başkanvekili Usta söz alarak, “Ekonomiden konuşacağız tabii ki. Sayın Bakanımız cevap verecek. Kendileri bu ülkenin tarihine laf attıkları için bunlara cevap verdim bu birincisi. İkincisi ise Ömer Bey (Gergerlioğlu) çıkıp da benim adımı meydanlarda savunmadı, Müslümanların hakkını savundu. O dönem yasaklarla işinden atılan insanların hakkını savunduysa buna kimse bir şey demez. İşine gelince 28 Şubat’a sığınmayın. Üçüncüsü, benim Kayseri’de hiçbir yurdun önünde fotoğrafım yok. Olmadı, olamaz da. Bana attığı bu iftira ve yalan üzerinden bu kürsünün dilini kötüye kullandığı için Gergerlioğlu’na ceza verilmesini talep ediyorum. Benim böyle bir fotoğrafım yok. Hiç gitmediğim bir yerle ilgili iftira atıyorsa bunun hesabını vermek zorundadır” diye konuştu. DEM Partililerden Bozdağ’a tepki Ardından, TBMM Başkanvekili olarak Genel Kurulu yöneten Bekir Bozdağ’ın Oluç’a söz vermemesi üzerine DEM Partili milletvekilleri ellerini sıralara vurarak tepki gösterdi ve CHP’li Cevdet Akay’ın konuşmasına izin vermedi. Bunun üzerine Bozdağ, oturuma 15 dakika ara verdi. Tartışma büyüdü Aranın verilmesinin hemen sonrasında Leyla Şahin Usta ve Gergerlioğlu arasında ’fotoğraf’ tartışması sürdü. Gergerlioğlu hâlâ ’tweetin duruyor’ diye tepki gösterirken, AK Partili Usta ’çıkar, kanıtla’ diyerek yanıt verdi. Tartışma, diğer milletvekillerinin araya girmesi ile sona erdi.

Bakan Tekin'den 'Öğretmenlik Meslek Kanunu' açıklaması Haber

Bakan Tekin'den 'Öğretmenlik Meslek Kanunu' açıklaması

Bakan Tekin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının ve bağlı kuruluşların 2024 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumun ardından milletvekillerince kendisine yöneltilen soruları cevapladı. Eğitimin herkesin kendi perspektifinden formüller ürettiği bir alan olduğunu belirten Tekin, Bakanlık görevine başladığı süreçten bu yana aldıkları kararlar ve değişikliklerde görüş alışveriş mekanizması ile hareket ettiklerini anlatarak, eksikliklerin olduğunu ve bunlarla ilgili tedbir alacaklarını dile getirdi. "Eğitimde laiklik konusunda attığımız adımlarda sıkıntı yok" Bakan Tekin, bazı milletvekillerince gündeme getirilen 'eğitimde laiklik' tartışmaları ile ilgili, "Burada laiklikle ilgili yapılan eleştirilerin hiçbirini kabul etmiyorum. Sizin laiklik anlayışınızla benim bilimsel yorumlarda okuduğum farklı. Ben laikliği dini inanç ve ibadet hürriyeti, bazı arkadaşlarımız hala geleneksel Fransız tarzı anlayışı çerçevesinde belli din ve inançlara mensup kişilerin inanç ve ifade hürriyetini sağlıklı yaşamamasını kurguluyor. Burada bir anlayış farkı var. Şu konuda sizi temin etmek isterim; bu konuda attığımız adımlarda hiçbir sıkıntı yok" ifadelerini kullandı. "AYM'nin iptali konusunda gerekli adımları atacağız" Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun AYM'deki görüşmelerine dair de konuşan Tekin, "Bu süreç sonunda AYM bize 9 aylık süre verdi. Biz bu süre içerisinde eğitim sektörünün bütün paydaşlarıyla gerekli istişareleri yapacağız, sahadan farklı öneriler gelirse değerlendireceğiz. Farklı öneriler gelmez veya sağlıklı metin ulaşmazsa mevcut metin üzerinden AYM'nin iptal kararı doğrultusunda beklenen maddelerle ilgili düzenlememizi yapacağız. Ciddi araştırmalar yapıyoruz, gerekli adımları atacağız" dedi. "Proje okullarındaki sorunları çözdük" Tekin, proje okulları ile ilgili yöneltilen eleştirilere karşın şunları kaydetti: "Proje okullarındaki amacımız; meslek liseleri açısından mesleki eğitimde ihtiyaç duyulan ara eleman ya da ara iş gücüyle ilgili sektörle konuşarak ara eleman yetiştirecek meslek lisesi organize ediyoruz. Okulun akademik eğitimini bizim kontrolümüzde kalması koşuluyla. Meslek liseleriyle ilgili bu türde proje ve tematik meslek lisesi dediğimiz yaklaşık 460 tane okul var. Bunlar protokollerle oluşturuldu." Deprem bölgesinden sorumlu ekip oluşturuldu Mesleki Eğitim Merkezleri'nde (MESEM) yaşanan suistimallerin haziran ayında yapılan düzenlemeyle tamamının engellendiğini bildiren Tekin, Bakanlığın Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği bölgelerde yaptığı çalışmalarla ilgili ise "Deprem bölgesi ile ilgili yaptığımız hazırlıkları her ay raporluyoruz. Deprem bölgesi illerinden sorumlu ekip oluşturduk. Bakanlık merkez teşkilatındaki bir arkadaşımız veya komisyonumuz il yöneticileriyle irtibat halinde. Oradaki problemler anında çözüme kavuşturuluyor veya çözülmek üzere ilgililerle paylaşılıyor. Deprem bölgesi konusunda hassasız. Bu, Cumhurbaşkanımızın da ısrarla telkin ettiği bir durum. Bu konuda hassasız, bize ulaşanları anında çözmek için çaba sarf ediyoruz" açıklamasını yaptı. "Derslikler bittiğinde depremden önceki rakamların üzerine çıkacağız" Tekin, şöyle devam etti: "Deprem bölgesinde yıkılan okul sayısı neredeyse yok. Bölgede toplam deprem öncesi 119 bin 200 dersliğimiz vardı. Deprem sonrası yıkım kararı alınan ya da kullanılmayan 107 bin 81 dersliğimiz var. 12 bin 119 dersliğimiz kullanılamayacak durumda. Şu ana kadar inşaatı tamamlanıp eğitim öğretime açılan yapılarla 2 bin 571 dersliği eğitim öğretim yılında açtık. 22 bin 39 derslik de yapım programımıza alınmış durumda. Büyük çoğunluğu 2024-2025 eğitim öğretim yılı itibarıyla başlayacak. 45 bin dersliğin de bakım ve onarımı yapılmış durumdadır. 'An itibarıyla deprem bölgesinde deprem öncesi sayıya ulaştık' demedik. Ama yatırım programımıza aldığımız, planlamasını yaptığımız derslikler bittiğinde bölgenin tamamında 6 Şubat'tan önceki rakamların yüzde 10 üstünde derslik portföyümüz oluşmuş olacak." "En az 5 öğrencisi bulunan köy okulunu kapatmıyoruz" Muhalefet milletvekillerinin 'kapatılan köy okulu' iddialarına ilişkin de konuşan Tekin, kapattıkları köy okulu olmadığını vurgulayarak, "Bir okulda veyahut bir sınıfta kaç öğrenci varsa öğrencinin sağlıklı bir eğitim aldığını kabul edebiliriz. Köy okulunda 5 öğrenci kayıtlıysa o köy okulunu kayıtsız ve şartsız açıyoruz. Ama 5'in altına düştüyse bir öğrenci, bir öğretmen ve bir aile ile buranın sağlıklı ortam olacağını kabul ediyorsanız eğer söyleyecek sözümüz yok. Taşımalı eğitimi bir zorunluluk olarak görüyoruz. Çocukların pedagojik olarak sağlıklı eğitim alabilmesi için öğrenci sayısı 5'in altına düşerse taşımak istiyoruz. Bir öğrenciyle pedagojik anlamda sağlıklı eğitim öğretimin yürüyeceğini kimse iddia edemez. Bana '5 öğrenciden fazla öğrenci var bu köyde derseniz' o okulu açacağım. Muhtarın başvurması yeterli. Ama 5'in altı sağlıklı değil" cümlelerine yer verdi. Bakan Tekin, 'MEB'in politikalarını asimilasyonla itham eden eleştiriler'e karşı çıktığını dile getirerek, "Bana bir araştırma merkezinin verilerini paylaştınız ama onların bilimsel verilerini çöpe atın. Ben kabul etmiyorum. Türkiye'de mevcut eğitim öğretim sisteminin asimilasyon olduğunu iddia eden kişilerin bu konuda bilgi sahibi olmaması gerekiyor" diye konuştu. Türkiye'de eğitim içerisinde pek çok dilin seçmeli ders havuzunda olduğunu hatırlatan Tekin, isteyenlerin bu konuda kurs açabileceğini, öğrenci alabileceğini aktardı. "Öğrencilere tablet dağıtımı gündemimizde yok" Tekin, Fatih Projesi'nin içerisine pek çok çalışma olduğunun altını çizerek, "Sadece tablet dağıtımındaki süreci pedagojik olarak eleştirildiği için durdurduk. Şu anda bütün öğrencilere tablet dağıtım gündemimizde yok. An itibarıyla 40 bin okulun geniş bant internet erişimi sağlandı. 6 bin okula fiber internet hattı çekilmesi ve 4 bin 400 okula GSM internet erişimi verilmesi projelendirildi, çalışmaları ise devam ediyor. Bugüne kadar 36 bin okula okul içi ağ altyapısı kuruldu, 4 bin 750 okulda devam etmektedir. Şu ana kadar 585 bin derslikte etkileşimli tahta kuruldu. Yıl sonunda bu rakam 620 bine ulaşacak. Ayrıca EBA üzerinden binlerce materyal sisteme yüklenmiştir" ifadelerini kullandı. Bakan Tekin, bütçenin hayırlı olması temennisinde bulundu. Komisyonda Milli Eğitim Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin yanı sıra Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK), Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) ve üniversitelerin 2024 yılı merkezi yönetim bütçesi, kesin hesap ve Sayıştay raporu kabul edildi.

AYM - Yargıtay polemiği! Haber

AYM - Yargıtay polemiği!

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Özel'in 'Cumhurbaşkanımızın sanki bir darbe yaptığı' şeklindeki yorumuna kesinlikle katılmıyoruz. Burada herhangi bir darbe söz konusu değil" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, hükümlü ve tutukluların ürettikleri ürünlerin sergileneceği İş Yurtları Ürün ve El Sanatları Fuarı'nın açılışına katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Tunç, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay arasında görüş farklılığı oluştuğunu dile getirerek, "Bu görüş farkından yola çıkarak, bunu farklı noktalara çekmenin hiçbir anlamı yok. Özellikle CHP'nin yeni seçilen genel başkanı; birlikte parlamentoda görev yaptık, komisyonlarda birlikte çalıştık hatta biz askerliğimizi bile aynı yerde birlikte yaptık. O yüzden ben Özgür Bey'i çok iyi tanıyorum. Özgür Bey'in bu heyecanla özellikle Cumhurbaşkanımıza yönelik yakışıksız ifadeleri var. Bunlar sorumsuzca yapılan ifadeler. Burada Cumhurbaşkanımızın sanki bir darbe yaptığı şekildeki yorumuna kesinlikle katılmıyoruz. Burada herhangi bir darbe söz konusu değil. Bu millet darbenin ne olduğunu çok iyi biliyor. Bu millet 27 Mayıs darbesini bayram olarak kutlayan zihniyeti de biliyor. Yassıada zihniyetini de hiç unutmamıştır. Bu millet darbeyi de çok iyi bilir. Darbecileri de darbe şakşakçılarını da çok iyi bilir. O nedenle burada konuyu oraya buraya çekmenin bir manası yok. İki yüksek mahkememiz arasındaki görüş farkını ortadan kaldırmaya yönelik özellikle eğer yasada belirsizlik varsa, anayasa mahkemesinin bireysel başvuruyla ilgili kanunda çalışma usulleri ile ilgili anayasa mahkememizin kuruluş kanunuyla ilgili tüm bunlar TBMM'nin yetkisinde olan hususlar. Dolayısıyla TBMM'nin çözebileceği hususlar. Bunlar hukuk zemininde konuşularak, tartışılarak çözülebilecek hususlar. Konu hukuk zemininde tartışılır ve net bir çözüm bulunur" diye konuştu. Bir gazetecinin mevcutta uygulanmayan bir anayasa ve bunun ihlal edildiğine yönelik eleştiriler olduğu sorusunu sorması üzerine Bakan Tunç, sözlerine şöyle devam etti: "Anayasamız 82 anayasası. Darbe sonrasında yazılan bir anayasa. Anayasa Mahkememizde hem 61 hem de 82 anayasasında yerini koruyan bir anayasamız var. 2010 anayasa değişikliğiyle bir görev daha yüklendi. O da bireysel başvuru hakkının tanınması. Vatandaşlarımız Avrupa mahkemelerine gitmeden önce kendi mahkemesinde hakkını arayabilmesi anlamında çok önemli reform sayılabilecek, sessiz devrim sayılabilecek bir düzenlemeyi anayasamıza koyduk. Bireysel başvurularla ilgili olarak Anayasa Mahkememizin de, başkanımızın da yakındığı sürekli bir durum söz konusuydu. Anayasa Mahkememizin önüne gelen 130 bin dosya var. Bu 130 bin dosyaya bakacak olan üye sayısı 15. 15 Anayasa Mahkemesi üyesinin 130 bin dosyayı zamanında ve sağlıklı bir şekilde sonuçlandırabilmesi mümkün mü? Bunu milletimizin takdirine bırakıyorum. Burada bir reform ihtiyacımız yok mu? Buna biz gözümüzü kapayabilir miyiz? 130 bin dosyanın özellikle bireysel başvuru yoluyla anayasa mahkemesine başvurduğu durumda hakkını bir an önce alabilmesiyle ilgili çalışmaların hemen sonuçlanması lazım. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin bundan sonra eğer gerek anayasa değişikliği gerekse Anayasa Mahkemesinin çalışma usulleri ile ilgili konuları düzenleyen kanunda bir düzenleme yapılmasın dersek o zaman bu sorun büyüyerek devam eder. Yüksek mahkemelerimiz arasındaki görüş farklılıklarımız artar. Bu da bizim hukuk sistemimize zarar verir. O nedenle Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir hukuk devletidir, konuyu farklı yerlere çekmemek gerekir. Buranın üzerinden bir siyasi tartışmaya değil, sorumlu davranmamız lazım. TBMM'de özellikle grubu bulunan siyasi partilerimiz ortadaki sorunu giderecek çalışmaları yapacaklarına inanıyoruz. TBMM bu anlamda önümüzdeki süreç içerisinde bu konuları elbette ki gündemine alacaktır." Öte yandan, Tunç, Türkiye'nin yeni, demokratik ve sivil bir anayasa ihtiyacı olduğunu herkesin ifade ettiğine vurgu yaparak, bu durum için ne gerekiyorsa yapılması gerektiğini söyledi.

EVLİLİK KREDİSİ MECLİSTE Haber

EVLİLİK KREDİSİ MECLİSTE

Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni yeni haftada da yoğun bir mesai bekliyor. Meclis'te bu hafta çalışmalar 14 Kasım Salı günü başlayacak. Salı günü gerçekleştirilecek Genel Kurul görüşmelerinde Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanun Teklifi ele alınacak. Teklife göre, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı kamu tüzel kişiliğini haiz Aile ve Gençlik Fonu kurulacak. Fonun yönetim kurulu, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı başkanlığında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı ile Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı'ndan olmak üzere beş kişiden oluşacak. Fon Yönetim Kurulu, kaynak aktarımı yapılacak projeleri, aktarılacak kaynak tutarını, harcama programlarını belirleyecek. Ayrıca Fon'a ilişkin mali veriler, en geç 6'şar aylık dönemler itibarıyla kamuoyu ile paylaşılacak. BÜTÇE MARATONU SÜRÜYOR Plan ve Bütçe Komisyonunda ise 2024 bütçesinin görüşmelerine devam edilecek. Komisyonda yarın Tarım ve Orman Bakanlığının, 14 Kasım Salı günü Milli Eğitim Bakanlığının, 15 Kasım Çarşamba günü Kültür ve Turizm Bakanlığının, 16 Kasım Perşembe günü Milli Savunma Bakanlığının, 17 Kasım Cuma günü de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının bütçeleri görüşülecek. Salı ve çarşamba günleri ise Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerin grup toplantıları düzenlenecek.

Türkiye'de çalışma saatleri kısalıyor mu? Haber

Türkiye'de çalışma saatleri kısalıyor mu?

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, esnek çalışma biçimlerini yaygınlaştıracaklarını, sosyal güvenlik mevzuatını da yeni nesil esnek çalışma şekillerine daha uyumlu hale getireceklerini söylemişti. ÇALIŞMA SAATİ KISALIYOR MU? Bu açıklamanın ardından milyonlarca çalışan 'Çalışma saatleri kısalacak mı?' sorusunu merak ediyordu. Konuya ilişkin ilk kritik hamle ise muhalefet kanadından geldi. Sosyal Güvenlik Başuzmanı İsa Karakaş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, haftalık çalışma saatini 45 saatten 37,5 saate düşürülmesi teklifinin muhalefet tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) getirildiğini söyledi. KANUN TEKLİFİ MECLİS'TE "TBMM'ye yeni verilen kanun teklifiyle, haftalık çalışma süresi gelir kaybı olmaksızın 45 saatten 37,5 saate düşürülmesi öngörülmektedir" diyen Uzman isim, "Yasalaşır mı? TBMM komisyonlarına kadar geldi. Ancak muhalefet tarafından verildiğinden maalesef zor..." ifadelerini kullandı. "ÇALIŞMA SAATLERİNİ YENİDEN DÜZENLEMEK ZORUNDAYIZ" Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin de Mayıs ayında yaptığı bir açıklamasında, Haftalık 45 saat olan çalışma süresinin kısaltılması gerektiğini belirterek, "Çalışma saatlerini yeniden düzenlemek zorundayız" demişti. Bilgin açıklamasında, "Bu 8 saat talebinin olduğu dönem hepimizin bildiği gibi sanayi çağının başladığı dönemdi. Herhalde araya giren bu teknolojik değişimle, bu teknolojik devrimle işçilerin, emekçilerin, hizmet sektöründe çalışan emekçilerin ürettikleri değer, ürettikleri ürün, ürettikleri hizmet katlanarak artmıştır. Bunun için artık günümüzde tartışılması gereken, bu 1 Mayıslarda tartışılması gereken ilk şey çalışma sürelerinin halen sanayi çağının başlangıcında talep edilen 8 saat civarında kalması olabilir mi? Elbette açıkça olamaz. Dolayısıyla biz Türkler de çalışma hayatımızı modernize ederek çalışma sürelerinin yeniden daha insani şartlarda, emeğin verimliliğini birim verimliliğindeki artışı dikkate alarak yeniden düzenlemek durumundayız" şeklinde konuşmuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.