Hava Durumu

#Tecavüz

Yeni Marmara Gazetesi - Tecavüz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tecavüz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Savunması tüyler ürpertti: "Bana tecavüz etmek istedi, kendime yediremedim" Haber

Savunması tüyler ürpertti: "Bana tecavüz etmek istedi, kendime yediremedim"

Burdur'un Halıcılar köyünde keçi ağılında tüfekle vurulmuş halde bulunan Cihan K.'nin ölümüne ilişkin hazırlanan iddianame kabul edildi. Katil zanlısı kardeş Ahmet K., ağabeyinin kendisine tecavüz etmeye çalıştığını öne sürerek önce korkutmak için ateş edeceğini ancak uyanıp karşı koymasından endişelenerek doğrudan vurduğunu itiraf etti. Olayla ilgili 3 kardeş hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilirken, baba Ahmet K. hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.  22 Şubat'ta Burdur merkeze bağlı Halıcılar köyünde köye yaklaşık 3 kilometre uzaklıktaki dağlık alanda bulunan keçi ağılında Cihan K.(44), kardeşi Ahmet K. (36) tarafından tüfekle vurulmuş halde buldu. Ahmet K., durumu kardeşi Ferhat. K.'ye (27), ardından 112 Acil Çağrı Merkezi'ne haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptığı kontrolde Cihan K.'nin hayatını kaybettiğini belirledi. Jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınan ve adliyeye sevk edilen şüphelilerden baba Ahmet K. (80) ile maktulün kardeşlerinden Ferhat K. adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken cinayeti işlediğini itiraf eden kardeş Ahmet K. tutuklanarak Burdur E Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.  Cinayet ile ilgili sanıklar hakkında hazırlanan iddianame, Burdur 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.  "Bana tecavüz etmek istedi, kendime yediremedim"  Katil zanlısı Ahmet K.'nin iddianamede yer alan savunmasında, "Olaydan yaklaşık bir hafta önce ağabeyi Cihan K.'nin kendisine tecavüz etmeye kalkıştığını ama bunu engellediğini, olay günü sabah ezanından sonra ağabeyinin tekrar kendisine tecavüz etmeye çalıştığını ama bunu yine engellediğini ancak bu olaya çok sinirlendiğini ve bunu hazmedemediğini, saat 08.30 sıralarında kulübedeki av tüfeklerinden birini alarak ağabeyine iki el ateş ettiğini, aslında niyetinin ağabeyini vurmak değil korkutmak olduğunu ama daha sonra uyanıp kendisine karşı gelir diye endişelenerek aağabeyini vurduğunu, tüfeği ise kulübenin arkasında bulunan saman balyalarının arasına saklayıp kıyafetleri ise kömürlüğe sakladığını boş kartuşları ise sobanın içinde yakıp arta kalan demir parçalarını dere kenarına attığını, daha sonra saat 09.00 gibi ağabeyi Ferhat K.'yi arayarak 'Ağabeyim Cihan K.'yi vurmuşlar' diyerek 112 Acil Çağrı Merkezi'ni aradığını, jandarmanın da ihbar sonrası geldiğini, babası ve diğer kardeşlerinin olayla bir ilgisinin olmadığını, kimsenin ağabeyini vurması için telkinde bulunmadığını, olayı tamamen tecavüz olayına sinirlenmesinden dolayı gerçekleştirdiğini ve bu durumu kimsenin bilmediğini" belirttiği ifadelere yer verildi.  Ayrıca tutuklu sanık Ahmet K.'nin cezaevindeyken ziyaretine gelen kardeşleri Doğan K. (34) ve Ferhat K.'ye sol avucunun içine "Başınıza dert almayın. Bir yere koyun ben yerini bileyim, nerede siz onu bilmiyorsunuz, mermi doldurma aparatı amcamda kalmıştı" şeklinde yazı yazdığı ve camdan kardeşlerine bunu gösterdiği esnada görevli infaz koruma memurları tarafından durumun fark edilerek müdahale edildiği konusuyla ilgili olarak Ahmet K., savunmasında bunun nedeninin ailesinin başına herhangi bir olay gelmesini istemediği çünkü ailesinin ağabeyinin gerçekleştirmek istediği cinsel saldırıdan bilgilerinin olmaması ve kendilerini korumaları için köydeki evlerinde bulunan başka bir av tüfeğinin bulunduğu yeri söylemek için olduğunu belirttiğine yer verildi.  Şüphelilerden kardeş Ferhat K. ise iddianamedeki savunmasında, "Kardeşleri Cihan ve Ahmet K. ile birlikte hayvanlara bakmak için yayla evinde kaldıklarını, yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak için dönüşümlü olarak köye gittiklerini, olay tarihinden bir gün önce ikindi vakitlerinde ekmek ve erzak almak için köye geldiğini, o gün babası Ahmet K.'nin evinde kaldığını, sabah 09.00 gibi kardeşi Ahmet K.'nin Cihan K.'nin telefonla kendisini arayarak 'Cihan'ı vurdular kaçtılar, havuzu temizliyordum 2 el ateş sesi duydum' dediğini, bunu babası Ahmet K.'ye söylediğini ve beraber köy muhtarına haber verdiklerini, muhtarın da durumu jandarmaya bildirdiğini, yayla evinde toplam 3 adet av tüfeği olduğunu ve bu tüfeklerin Cihan K.'ye ait olduğunu, kardeşleri ve babasının Cihan K. ile herhangi bir problem olmadığını, Cihan K.'nin ölümüyle hiçbir ilgisinin bulunmadığını, en son olay gününden 20 gün kadar önce hayvanları otlatırken yaklaşan bir tilkiye cinayette kullanılan tüfek ile ateş ettiğini daha sonra herhangi bir atışta bulunmadığını, olay günü cihan ve Ahmet'in vücuduna veya kıyafetlerine dokunmadığını" söylediği belirtildi.  Şüphelilerden diğer kardeş Doğan K. ise iddianamedeki ifadesinde olay günü sabah 06.30 sıralarında işe gitmek için evden ayrıldığını, olay anında kereste fabrikasında çalıştığını, olaydan 09.00 sıralarında Ferhat K.'nin aramasıyla haberinin olduğunu, iş yerinden izin alarak 09.30 sıralarında köye geldiğini ve jandarma ekipleri ile birlikte yayla evine gittiğini, olay yerinde kulübeye girmediğini, ağabeyi Ahmet K.'nin diğer ağabeyi Cihan K.'yi neden vurduğunu bilmediğini, olay günü ve öncesinde herhangi bir şekilde silah kullanmadığını Cihan K. ve Ahmet K.'ye hiçbir şekilde temas etmediğini alınan swaplarda neden atış artığı tespit edildiğini bilmediğini belirttiğine yer verildi.  İddianamede maktulün diğer kardeşleri olan ve tutuksuz yargılanan Ferhat K. ile Doğan K.'nin (34) her ne kadar olay günü kulübede olmadıklarını ve olaydan kısa süre önce ikisinin de hiçbir şekilde ateşli silah kullanmadıklarını, ağabeylerinin ölümünü telefonla öğrendiklerini söyleseler de yapılan swap analizinde ellerinde ve kıyafetlerinde ateş artıkları (barut) tespit edildiği, bu yüzden olay anında orada bulundukları suçu Ahmet K. ile müştereken işledikleri iddia edilirken 3 kardeş hakkında da “beden bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kardeşi kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanmaları istendi. Maktul Cihan K.'nin babası Ahmet K. hakkında ise olayla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verildiği belirtildi. 

Ankara'da Dehşet Gecesi:  “Boğazımı sıktı ve tecavüz etti”  Haber

Ankara'da Dehşet Gecesi: “Boğazımı sıktı ve tecavüz etti” 

Ankara'da tanımadığı 2 kişi tarafından zorla araca bindirilen kadın, tecavüze uğradığını ve öldürülmek istendiğini iddia etti.   Olay, 5 Ocak'ta sabah saat 04.00 sıralarında Yenimahalle’nin Demetevler Mahallesi'nde meydana geldi. İddialara göre, araç içerisinde arkadaşlarıyla tartışan M.T. (24) isimli kadının sesini duyan M.A. ve H.G. adında iki erkek otomobilin yanına geldi. Uyuşturucu etkisi altında oldukları ileri sürülen M.A. ve H.G., aracın kapısını açarak M.T.’yi zorla indirmeye çalıştı. Arkadaşlarının duruma müdahale etmesiyle kurtulan genç kadın, daha sonra taksiye binerek bölgeden ayrıldı. Arkadaşıyla yaşadığı tartışmadan dolayı pişman olan M.T., geri dönerek özür dilemek istedi. Gittiği yerde arkadaşlarını bulamayan genç kadın, kendisine saldırmaya çalışan M.A. ve H.G. ile karşılaştı. Saldırganlar, M.T.’yi kavga ettiği arkadaşının kendisini otomobilde beklediğini söyleyerek alıkoydu. Sürüklenerek zorla araca bindirilen M.T., darp edildikten sonra ıssız bir araziye götürüldü. Kendisini alıkoyan saldırganlardan birisinin tecavüzüne uğrayan kadın, daha sonra araçtan indirilerek tekrar darp edildi. Olayın ardından şikayetçi olan M.T.’nin beyanı üzerine şüpheli M.A. ve H.G. yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelilerin ifadelerinde tecavüz olayını reddettikleri ve M.T.’nin rızası olduğunu iddia ettiklerini belirttikleri öğrenildi.  “Boğazımı sıktı ve tecavüz etti”  Yaşadığı korku dolu olayı anlatan genç kadın, saldırganların en ağır cezayla yargılanmasını istedi. Öldürülmek istendiğini ileri süren M.T., olayın ardından ruh sağlığının bozulduğunu söyledi. Saldırganlara direnmeye çalıştığını belirten M.T., “İş arkadaşımla buluştum. Bir süre vakit geçirdikten sonra bir konu hakkında tartışmaya başladık. O sırada araçtaydık. Kavga ettiğimizi gören iki kişi otomobilin kapısını açarak beni indirmeye çalıştı. Yanımdaki kişiler duruma engel olmaya çalıştı. O kişileri uzaklaştırdıktan sonra iş arkadaşım beni taksiye bindirerek göndermeye çalıştı. Bir süre sonra iş arkadaşıma yaptığımın yanlış olduğunu anladım, pişman oldum ve geri döndüm. Bana saldırmaya çalışan iki kişi hala oradaydı. Bana, ‘Ablan arabada’ dediler. Kolumdan tutup zorla arabaya bindirdiler. O esnada anksiyete rahatsızlığım başladı ve bilinç kaybı yaşadım. Arabada tanıdığım kimsenin olmadığını fark ettim. Birkaç dakika sonra beni alıkoyanlardan birisi saldırmaya başladı. Beni darp etti. Kapıyı açıp kendimi araçtan atmak istedim. Beni tekrar içeriye sürükleyip kapıları kilitlediler. Saldırgan üzerime çıktı. Boğazımı sıktı ve tecavüz etti. O sırada nefes alamadım. Beni öldürmeye çalıştı” ifadelerini kullandı.  Öldürülmek istendiğini ileri süren M.T., “Tarla gibi bir yerde beni indirdiler ve öldürmek istediler. Beni boğmaya çalıştığı sırada telefonum çaldı. Bir şekilde açmayı başardım. Telefonumu açtığımı gören saldırgan korktu ve paniklemeye başladı. Beni o halde bırakarak kaçtı. O şekilde kurtulabildim ve olay yerinden kaçtım” dedi.  “Bunu yapanların en ağır cezayı almasını istiyorum”  Ruh sağlının kötü durumda olduğunu söyleyen M.T., “Çok kötü hissediyorum. Psikolojim hiç iyi değil. Konuşacak durumda bile değilim. Bunu yapanların en ağır cezayı almasını istiyorum. Sürekli aklıma geliyor o anlar, uyuyamıyorum” diye konuştu. 

Cinayet zanlısı:  "Bakire sanıyordum meğerse benden önce başka bir şahısla ilişkisi olmuş ve hamile kalmış" Haber

Cinayet zanlısı: "Bakire sanıyordum meğerse benden önce başka bir şahısla ilişkisi olmuş ve hamile kalmış"

Kocaeli'nin Derince ilçesinde Murat Tosun'un, 7 yaşındaki oğlunu almak için geldiği okulun bahçesinde öldürülmesine ilişkin yargılanan 4'ü tutuklu 6 sanık ilk kez hakim karşısına çıktı. Tutuklu sanıklardan Bilal K. savunmasında, Murat Tosun'un nişanlısı H.B.'ye tecavüz teşebbüsünde bulunduğu iddiasıyla kendisine hakim olamadığını ve yaralamak isterken ölümüne sebep olduğunu söyledi. Bilal K., "Ben H.B.'yi bakire sanıyordum meğerse benden önce başka bir şahısla ilişkisi olmuş ve hamile kalmış, kürtaj olmuş. H.'ye sorduğumda öyle bir şey olmadığını söyledi ancak iddianamede öğrendim ki H. ve ailesi bana yalan söylemiş" dedi.  Olay, geçtiğimiz 5 Şubat'ta Yenikent Mahallesi'ndeki Tufan Sokak'ta bulunan okul bahçesinde meydana geldi. Murat Tosun (33), 7 yaşındaki oğlunu almak için geldiği ilkokulun bahçesinde 2 kişinin bıçaklı saldırısına uğradı. Vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan Tosun ağır yaralandı, saldırganlar ise kaçtı. İlk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırılan Murat Tosun, kurtarılamayarak hayatını kaybetti.  6 şüpheliden 4'ü tutuklandı  Olaya ilişkin inceleme başlatan Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olay yerinde bulunan Mehmet K. (51), oğlu Bilal K. (24) ile müstakbel gelini H.B.'yi ve olaya karıştığı tespit edilen K.K., eşi B.K. ile kızı S.O.'yu gözaltına alındı. İfadesi alınan şüphelilerden Birsen K. ve kızı S.O. serbest bırakılırken, diğer 4 şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi.  "Başımdan kaynar sular indi"  Olaya ilişkin açılan davanın ilk duruşması, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye başlandı. Duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ve tanıklar katıldı. Olaya ilişkin yaşadıklarını anlatan tutuklu sanık Bilal K., "H.B. 2022 tarihinden beri kız arkadaşım olur, daha sonra nişanlandık, evlilik hayali kuruyorduk. Ancak ben Zonguldak'ta çalışırken konuşmasında değişiklik oldu. Ne olduğunu sorduğumda otobüste taciz edildiğini söyledi. Olayı öğrenince Kocaeli'ye geldim, kendisini teselli ettim ve geri gittim. Üzerinden bir hafta geçti, yine üzüntülüydü. Otobüs olayının devamının olduğunu anlattı. İşten eve dönerken şahsın onu takip ettiğini ve tecavüze yeltendiğini anlattı. Başımdan kaynar sular indi. Yine Zonguldak'tan geldim, olayı anneme anlattım, ağladım. Sabah, H.'nin babasının yanına gittim. Olayları anlattım, kendisi bana 'Ben inanmıyorum. Sen Zonguldak'ta çalıştığın için senin buraya gelmen amacıyla öyle demiştir' dedi. Bir süre sonra H.B. beni aradı, 'Neden babama söyledin, beni evden kovdu' dedi. Kendini taciz ettiğini söylediği kişiyi gördüğünü söyleyerek beni yanına çağırdı" dedi.  "Yeğenini taciz ettiği iddiasıyla ağır ceza mahkemesinde yargılanıyordu"  Bilal K., nişanlısıyla tacizin gerçekleştiği iddia edilen otobüs durağına gittiklerini ifade ederek, "Durakta bekledik ancak tacizci denilen kişiyi bulamadık. Ben kişinin ne adını, ne de yüzünü bilmiyordum. H.B. o ana kadar bana bir şey söylemedi. Kim olduğunu sorduğumda tanımadığını söylüyordu. Durakta beklerken birden kendisini taciz eden kişinin çocukluk arkadaşı S.O.'nun dayısı Murat Tosun olabileceğini söyledi. Murat Tosun'u da tanımam ancak kendisi yeğeni S.O.'yu taciz ettiği iddiasıyla ağır ceza mahkemesinde yargılanıyordu. H.B., S.'yi arayarak dayısı Murat'ın fotoğrafını istedi. Kendisini taciz eden dayısını fotoğraftan teşhis edeceğini söyledi. S. kendisinde fotoğrafı olmadığını söyleyerek annesi B.K.'ya durumu söylemiş. B.K. da H.'ye kardeşi Murat'ın fotoğrafını attı. H.B. kendisini taciz eden adamın o olduğunu söyleyerek ağladı. Birsen teyzenin daveti üzerine evlerine gittik. B.K. teyze, 'Gerçekten seni taciz ettiyse şikayetçi olalım' dedi" ifadelerini kullandı.  "Yaralamak istedim, öldürmek istemedim"  Murat Tosun'dan şikayetçi olmak için evden çıktıklarını söyleyen Bilal K., "B.K. teyzenin eşi K. amca bize şahsın evini gösterdi ve gitti. Biz tam oraya yetişince Murat denen şahıs arabaya binip gitti. Babam ve H.B. ile birlikte şahsın peşinden araçla gittik. Şahıs bana çok tehlikeli biri olarak anlatıldığı için kendimi korumak amacıyla torpidoda bulunan bıçağı alarak araçtan indim. Murat, arkasına baktığında H.'yi gördü, ağlıyordu. Nefsime hakim olamadım, duyduklarımdan sonra şahsı yaralamak istedim, öldürmek istemedim. H. ile 6-7 ay sonra düğünümüz vardı. Babam ve H., benim Murat'ı bıçaklayacaklarımı bilmiyordu. Babam gelip bizi ayırmaya çalıştı. Biz boğuşunca sadece bir kez yumruk attı. Olay yerinden ayrıldık, daha sonra pişman oldum ve kolluk kuvvetlerine teslim oldum" diye konuştu.  "Dünyam başıma yıkıldı"  H.B. ile gelecek planı yaptığını söyleyen Bilal K., "H. ile 6-7 ay sonra düğünümüz vardı. Ben H.B.'yi bakire sanıyordum meğerse benden önce başka bir şahısla ilişkisi olmuş ve hamile kalmış, kürtaj olmuş. H.'ye söylediğimde öyle bir şey olmadığını söyledi ancak iddianamede öğrendim ki H. ve ailesi bana yalan söylemiş. Vicdan azabı çekiyorum. H.B. böyle bir şey yoksa neden bana yalan söyledi diye çok düşündüm, dünyam başıma yıkıldı. Maktulün kendi öz yeğenini de taciz ettiği de söylenmişti. O yüzden ben H.'ye inandım" şeklinde konuştu.  "H.B. neden oğlumu bu hale soktu?"  Murat Tosun'un ailesine başsağlığı dileyen sanıklardan Mehmet K. da, "Ben Zonguldak'ta çalışıyorum. Eşim bir gece beni aradı. Bilal'in eve geldiğini ve çok ağladığını, bazı durumların olduğunu söyleyerek Kocaeli'ye çağırdı. Eve geldiğimde H. ve oğlumu yanıma çağırdım. Ne olduğunu sordum. 2'si de ağladı anlatmadı. Hanım bana anlattı. Eşim şahsın H.'yi kömürlükte sıkıştırdığını anlattı. H., şahsı tanımadığını söyledi. H. ile oğlum durağa gitmiş, fotoğraf gelmiş ve teşhis etmiş. Biz karakola şikayet etmeye giderken H. şahsı ve arabasını gördü. Oğlum Bilal araçla şahsın peşinden gitti. Ben 'Şikayetçi olalım dedim ancak önce konuşalım' dediler. Daha sonra maktulle oğlum kavga etmeye başladı. Ben sadece bir kez tokat attım, bir şey yapmadım. İddianamede öğrendim ki H., başkasıyla ev tutmuş, hamile kalmış, kürtaj olmuş. Neden oğlumu bu hale soktu o zaman. Bizim amacımız sadece adamla konuşmaktı" dedi.  "Murat, otobüste ve tünelde beni taciz etti"  Savunması için söz hakkı verilen sanık H.B. ise otobüste yanına oturan şahıs tarafından tacize uğradığını iddia ederek, "Şahsın bakışından rahatsız oldum. Elini omzuma attı. Arkamda otobüs düğmesi vardı. Ben düğmeye basacak sandım, art niyet aramadım, ayağa kalktım ve 'İneceksiniz galiba' dedim. Şaşırdı ve 'Evet' diyerek indi. Ben cam kenarına geçtim ancak araç ilerlemesine rağmen inmedi. Ben evin önünde indim ve art niyet aramadım ama etkilendim. 2 gün sonra yine aynı kişiyi görür gibi oldum ve korktuğum için taksiyle eve gittim. 2 gün sonra bizim evin altında tünel gibi olan yerde aynı şahıs beni sıkıştırdı. Kendi ve benim pantolonumu indirdi, hemen eve kaçtım. Korktuğum için şikayetçi olmadım. En son olayı gerçekleştiren kişinin Murat Tosun olduğunu, yüzünü net gördüğüm için kesinleştirdim" şeklinde konuştu.  "Bilal benim tecavüze uğradığımı ve evlenmek istemediğini söyledi"  Olaylardan sonra psikolojisinin bozulduğunu ve işten çıktığını söyleyen H.B., "Nişanlım Bilal beni aradı, psikoloğa gideceğimi söyledim. Yüzüğümü takmamam sebebiyle Bilal benimle tartıştı. Ben de 'Sorun yüzük mü, ne yaşadığımı biliyor musun ki yüzüğü soruyorsun?' dedim. Sadece otobüste yaşadığım olayı anlattım. Bir hafta sonra Bilal alkollü halde beni aradı, tecavüze uğrayıp uğramadığımı sordu. Öyle bir şey olmadığını söyledim ama inanmadı. Her şeyi anlatırsam beni yargılamayacağını, beni yanına alacağını söyledi. Bunun üzerine tünelde yaşadığım taciz olayını da anlattım. Bilal Zonguldak'tan Kocaeli'ye geldi, yaşananları babama anlatmış. Ben Bilal'e neden babama anlattığını, bu sebeple kavga ettiğimizi söyledim. Bilal benim tecavüze uğradığımı ve evlenmek istemediğini söyledi. Ben tecavüze uğramadığımı söyledim. Beraber onların evine gittik. Bilal ve babası adamı tanıyıp tanımadığımı sordu, aslında tünel olayında tanımıştım ancak korktuğum için söylemedim. Ben maktulü arkadaşım S.O.'nın davasından biliyorum ama kendisini tanımıyorum. Hatta o davada beni gizli tanık yapacaklardı. Bilal sadece adamı dövüp karakola teslim edeceğini söyledi. Daha önce Bilal dışında hiç kimseyle cinsel birliktelik yaşamadım. Hamile kaldığım ve bebeği aldırdığım konusu da doğru değildir" ifadelerini kullandı.  "H. kardeşim tarafından tacize uğradığını söyledi"  İfadesi alınan tutuksuz sanık B.K., "H. ağlayarak eve geldi, boynuma sarıldı. Kardeşim Murat tarafından tacize uğradığını söyledi. Defalarca sordum, 'Emin misin?' dedim. Emin olduğunu söyledi. Şikayetçi olması gerektiğini söyledim. Eşimle karakola gideceklerini söyleyerek evde çıktılar" dedi.  "Bilal'in ondan ayrılmaması için hamile ve bakirelik konusunda yalan söyledi"  Tutuksuz sanık S.O. ise "Olay günü H. beni telefonla arayarak dayım tarafından taciz edildiğini söyledi. 'Emin misin, dayım otobüse binmez. Hem kendi servis aracı hem de otomobili var' dedim. H., dayımın onun kolunu sıktığını söyledi, başka bir şey söylemedi. H. dayımın fotoğrafını istedi. Ben de olmadığını söyleyerek anneme yollamasını söyledim. Daha önce H. ile M.S.'nin ilişkisi vardı. H. bana M.'den hamile olduğunu söyledi, hatta test de yaptırdı. Aileler araya girdi, H.B.'yi M.'nin evine götürdüler. Sonra kaynanası bebeği aldırdı, bir süre sonra H. babasının evine döndü. Bilal bakireliğe önem veriyordu. H., 'Bilal ile cinsel birlikteliğimi adetimin son gününe getireceğim, onu kandıracağım' demişti. Bilal'in ondan ayrılmaması için hamile ve bakirelik konusunda yalan söyledi. H.'nin dayımı tanımadığı konusu yalandır" diye konuştu.  "H.'nin şikayetçi olması gerektiğini söyledik"  Suçlamaları kabul etmeyen tutuklu sanık K.K., "Eşim beni arayarak Murat'ın, H.'yi taciz ettiğini söyledi. S.O.'yu işten alıp eve gittik. S.'nin de dayısı tarafından taciz edilmesinden dolayı davası vardı. Biz onların da şikayetçi olması gerektiğini söyledik. Karakola gitmek için yola çıktık, maktulün evini kesinlikle göstermedim" ifadelerini kullandı.  "Daha önce H.'nin hamile kaldığı ifademi kabul etmiyorum"  Tanık olarak dinlenen G.S. ise "Oğlum M. ile H. arasında 5 ay gibi bir birliktelik oldu ancak hamile kalmadı. Daha önce H.'nin hamile kaldığı ifademi kabul etmiyorum. Olaya ilişkin bilgim ve gördüm yoktur" dedi. Tanık olarak dinlenen oğlu M.'de annesinin ifadesini doğruladı.  Mahkeme heyeti, K.K.'nın tahliyesine, diğer 3 sanığın da tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.  İddianameden  İddianamede, "H.B.'nin geçmişte yaşadığı birliktelikten hamile kaldığı, bakire olmadığını gizlemek maksadıyla bekaret konusunda hassas olan nişanlısı Bilal'e, hiçbir somut delile dayanmadan taciz ve tecavüz teşebbüsüne maruz kaldığını söylediği ve olayların geliştiği" belirtildi.  H.B.'nin, Murat Tosun'un kendisini otobüste taciz ettiği ve evinin önünde de tecavüze yeltendiği iddialarıyla ilgili araştırma yapıldığı, yapılan araştırmada H.B.'nin kent kart bilgilerinden yola çıkılarak o tarihte bindiği otobüsün kamera kayıtlarının incelendiği ve tacize ilişkin görüntü tespit edilemediği de aktarıldı. Aynı zamanda iddianamede, maktul Murat Tosun'un yüzde 40 engelli kent kart bilgileri üzerinden yapılan araştırmada da kendisinin en son otobüse 2020 yılında bindiği ortaya çıktı. Ayrıca, tecavüze teşebbüs iddiasına ilişkin ise somut bir delile ulaşılamadığı ifade edildi. 

İFTİRA ATAN KARDEŞE KÖTÜ HABER Haber

İFTİRA ATAN KARDEŞE KÖTÜ HABER

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, ihtilâfa düştüğü ağabeyinin evinin satılmasını iftira atarak engelleyen kardeşe, ’hakkı olmayan yere tecavüz’ suçundan verilen beraat kararını bozdu. Yüksek mahkeme, iftira atmanın bir bedeli olması gerektiğine vurgu yaptı.Altlı üstlü ikamet eden iki kardeş miras taksimi sebebiyle arası açıldı. Büyük kardeş, evini kiralamak ya da satmak için bir emlakçiyle anlaştı. Emlakçi kısa sürede eve talip olan onlarca kişiye evi gösterdi. Ancak alt katta oturan küçük kardeş, evi kiralama ya da satın almaya gelen müşterilere, ’evin girişini tuğla ile ikiye ayıracağı’ gibi satışı engellemeye yönelik sözler sarf etti. Duruma tepki gösteren mağdur ev sahibi kardeş, 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kapısını çaldı. ’Hakkı olmayan yere tecavüz’ suçundan dava açılan küçük kardeş, iddiaları reddetti. Mahkeme, davalının beraatine hükmetti. Kararı davacı temyiz edince devreye giren Yargıtay 8. Ceza Dâiresi kararı bozdu. Yeniden yapılan yargılamada Asliye Ceza Mahkemesi, ilk kararında direnince bu kez devreye Yargıtay Ceza Genel Kurulu girdi. Genel Kurul kararında; davalının mahkemede, evini 2006 yılından beri sanık yüzünden kiraya veremediğini, satamadığını, 10 bin TL’den fazla zararı olduğunu, zararının giderilmediğini, sanıktan şikâyetçi olduğunu dile getirdiği hatırlatıldı. Şahit emlakçinin da evi satın almak isteyen müşterileri söz konusu binaya götürdüğünde bu binanın üst katında oturan sanığın müşterileri evi satın almaktan vazgeçirdiğini söylediği hatırlatıldı. Yasalarda, ’Hakkı olmayan bir menfaat elde etmek için umumî veya hususî suların mecrâsını değiştiren kimse hakkında da aynı ceza hükmolunur’ ifadesine dikkat çekilen kararda şöyle denildi:'Somut olayda, sanığın bu eylemleri sonucunda katılana ait evin satılamadığının ve akabinde olay tarihinde emlakçilik yapan şahidin evin bu şekilde satılmasının mümkün olmadığını değerlendirerek evi satmaktan vazgeçip anahtarlarını katılana iade ettiğinin anlaşılmaktadır. Sanığın söz konusu eylemlerinin katılanın taşınmazından yararlanmasına engel olma niteliği taşıdığının ve sanığa atılı hakkı olmayan yere tecavüz suçunun unsurları itibarıyla oluştuğunun kabulü gerekmektedir. Bu itibarla, Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, sanığa atılı suçun unsurları itibarıyla oluştuğu gözetilmeden atılı suçtan mahkûmiyeti yerine yetersiz gerekçe ile beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir. Karar oy çokluğu ile bozulmuştur. Çoğunluk görüşüne katılmayan beş Ceza Genel Kurulu üyesi, ’sanığa atılı hakkı olmayan yere tecavüz suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı’ kanaatiyle karşı oy kullanmışlardır.'

ABLASINA TECAVÜZ EDEN KİŞİYİ ÖLDÜREN SANIĞA AĞIR TAHRİK İNDİRİMİ Haber

ABLASINA TECAVÜZ EDEN KİŞİYİ ÖLDÜREN SANIĞA AĞIR TAHRİK İNDİRİMİ

Bursa’da engelli ablasına tecavüz eden genci öldüren şahıs, yargılandığı davada ’ağır tahrik’ indirimi alarak 13 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.Olay, merkez Osmangazi ilçesi Alemdar Mahallesi’nde meydana geldi. İşitme engelli B.P. (29), kendisini tehdit eden Mehmet K.’yı şikayet etmek için polis merkezine gitti. Konuşamayan ablasına ifade verirken yardımcı olmak için refakat eden Yusuf P. (27), ablasının ifadelerinde Mehmet K.’nın ablasına tecavüz ettiğini öğrendi. İfadeden sonra Mehmet K.’yı arayıp konuşmak istediğini söyleyen Yusuf P., boş arsada buluştuğu şahsı tabancayla vurarak öldürdü. Olaydan sonra tutuklanan Yusuf P. hakkında kasten adam öldürmek suçundan müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’adam öldürmek’ suçundan yapılan yargılama sonucunda tutuklu sanık Yusuf P., ’kasten adam öldürmek’ suçundan 15 yıl, ’ruhsatsız silah bulundurmak’ suçundan 2 yıl 1 ay olmak üzere toplam 17 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanık avukatı Engin Kara tarafından dosya temyiz için Bursa İstinaf Mahkemesi’ne gönderildi. Bursa İstinaf Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nde yapılan duruşmaya sanık Yusuf P., avukatı Engin Kara, müşteki avukatları Cihan Kayrak, Tansu Aydın, tanıklar ile yakınları katıldı. Yaklaşık 3 saat süren duruşmanın ardından 1. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını sanığa uygulanan haksız tahrik indiriminin az olduğu gerekçesiyle bozdu.Sanığa ağır haksız tahrik indirimi yapan Ceza Dairesi, sanığın cezasını 12 yıl 6 aya indirdi. Ayrıca Ceza Dairesi heyeti, ruhsatsız silahtan verilen cezayı da fazla bularak, 1 yıl 3 aya düşürdü. Böylelikle sanığın cezası 13 yıl 6 ay hapis cezasına çevrildi. Müştekilerin avukatı, karara karşı Yargıtay’a itirazda bulunacaklarını söyledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.