Hava Durumu

#Tedavi̇

Yeni Marmara Gazetesi - Tedavi̇ haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tedavi̇ haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Bacakları 80 santimetre çapına ulaştı, hastalığın tedavisi yok Haber

Bacakları 80 santimetre çapına ulaştı, hastalığın tedavisi yok

Sivas’ın Şarkışla ilçesinde yaşayan evli ve 4 çocuk babası Tuncer Demirezen, yaklaşık 25 yıl önce ayaklarında karıncalanma nedeniyle hastaneye başvurdu. Kalp damar cerrahisine giden Demirezen’in yapılan tetkikler sonucu tedavisi bulunmayan ‘fil hastalığı’ olarak bilinen ‘lenfödem’ hastalığına yakalandığı tespit edildi. Çeşitli tedaviler uygulanan Demirezen, bir türlü sağlığına kavuşamadı. Diz kapağının altından itibaren her yıl 5 ila 7 santim büyüyen Demirezen’in hayatı alt üst oldu. Ayakkabı ve pantolon bulmakta zorluk çeken Demirezen, çareyi kendisine özel ayakkabı ve pantolon yaptırmakta buldu. 25 yıldır hastalıkla mücadele ediyor Hastalığın 25 yıl önce ayağında ufak bir şişlikle başladığını ifade eden Tuncer Demirezen, “Her yıl 5 ile 7 santimetre arası büyüyordu. Bu yıl yine 7 santimetre büyüdü. Seneye tahminim 5 santimetre büyüyecek. Zor, yani artık ağrılar artmaya başladı” dedi. Tedavisi için birçok ile gittiğini ifade eden Demirezen, “İstanbul’dan tut Ankara, Kayseri yani gezmediğim yer kalmadı. Çaresini bulamadım. Fil hastalığı beyaz kan damar tıkanıklığı. Beyaz kan damarı tıkalı olduğu için dolaşım olmadığı için şişkinlik yapıyor. Diz kapağından aşağıda şuanda. Umarım yukarılara çıkmayacak. Çok küçük bir büyüklükte başladı, ayağımın üst tarafından başladı. O zaman ayakkabılar oluyordu, şimdi olmuyor. Pantolon ve ayakkabı diktiriyoruz. Geçen ölçtük 80 santimetre büyüklüğünde. Hazır pantolonu 5 tane alıyoruz 3 tane çıkıyor. 5 tane pantolon veriyorum 3 tane geri alabiliyorum” şeklinde konuştu.

Acı dolu veda! 5 yaşındaki Deniz yürüyerek gitti! O tedaviden sonra hayatını kaybetti Haber

Acı dolu veda! 5 yaşındaki Deniz yürüyerek gitti! O tedaviden sonra hayatını kaybetti

Minik Deniz, gözyaşları içinde toprağa verilirken Rus asıllı annesi Elena cenaze namazında oğlunu yalnız bırakmadı. 10 Kasım Cuma günü Bursa’da faaliyet gösteren bir diş kliniği zincirinin Hürriyet şubesinde olay meydana geldi. Babası Aydın Sönmez ve annesi Elena Sönmez ile diş ağrısı şikayetiyle diş kliniğine gelen 5 yaşındaki Deniz Sönmez’e 4 dolgu ve 1 diş çekimi için narkoz verilerek genel anestezi yapıldı. Anestezi sonrası odaya alınan minik Deniz’in ateşi yükseldi. Su isteyen Deniz’e verilen su sonrasında küçük çocuk içtiği suyu geri çıkarttı. Annenin iddiasına göre 3 kez doktor çağırılmasına rağmen ‘Doktor ateş düşürücü ilaç yazalım’ dedi. Annenin ambulans çağırma talebine de olumsuz cevap veren doktorlar durumun ‘normal’ olduğunu söyleyerek Deniz ve annesi evine yolladı. Kısa bir süre sonra baba Aydın Sönmez eve geldiğinde oğlunun yarı baygın inleme sesleri çıkarttığını duydu. Bunun ardından Baba Aydın çocuklarını Bursa Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ne götürdü. Doktorların çabasına rağmen Deniz’in durumu ciddileşti. Entube edilen minik Deniz’in organlarının iflas ettiği öğrenildi. 3 gün boyunca yoğun bakımda kalan Deniz, çocuk organ yetmezliğine bağlı olarak dün hayatını kaybetti. Babasının köyü olan Keles ilçesi Sarıyar Mahallesi’nde bugün gözyaşları ile toprağa verilen Deniz’in annesi Rus asıllı Elena Sönmez cenaze namazında bile çocuğunu yalnız bırakmadı. Cenaze sonunda acılı anne ve baba yaşananları anlattı. Baba Aydın Sönmez, “Çocuğumun diş ağrısı için MESAM Diş Kliniği’ne gittik. Orada çocuk durmadığı için genel anestezi ile yapalım dediler. 1 diş çekildi, 4 dişe dolgu yapıldı. İşlem bittikten sonra anestezi doktoru, bize işlem yapan doktor çıkıp, gitmiş. Çocuğun ayılmasını annesi yarım saat kadar beklemiş. Kendine geliyor çocuk, ‘ama ölüyorum, çok kötüyüm’ diyor. Ateşi var, titriyor. Eşim doktora bağırıyor, durumu izah ediyor. Hemşire ‘Her şey normal hiçbir sıkıntı yok bunda, sadece anesteziden dolayı böyle, geçecek’ diyor. Çocuk daha sonra titremeye başlıyor, ateşi daha yükseliyor ve eşim tekrar söylüyor. Doktor dışarıdan kalkıp çocuğun yanına gelip gözüne, ağzına baksa zaten anlayacak. Ağzında kanaması da var. Ben eminim diş doktoru olmasına rağmen onun eğitimini almıştır. Bir anormallik olduğunu hissedecek. Ama yerinden kalkıp çocuğun yanına gelmedi. İş yeri kameraları da var gelmediğini görebilirler” dedi. Eşi çocuğu ile eve gittikten sonra yazdıkları ilacı almak için eve 20 dakika geç gittiğini aktaran Aydın Sönmez, “Doktor "istiyorsa ilaç yazayım" deyince annesi "istiyorum" demiş. Sonra taksi çağırıp annesi ve oğlumu eve gönderiyorlar. İlaçları almaya gidince eve 20 dakika geç gittim ve çocuğun inlediğini duydum. Ben ilk defa oğlumun altını ıslattığını gördüm. 1 yaşından beri bunu yapmazdı. Sonra apar topar aldım hem gidiyorum hem diş kliniğini arıyorum. Bana istiyorsanız ‘Doktora gidin’ diyor. Ben direkt Dörtçelik Çocuk Hastanesi’ne götürdüm. Doktorlar ilk geldiği andan itibaren inanılmaz bir mücadele verdiler. 3 gün boyunca canıyla cebelleşti, biz dışarıda dualarla bekledik. En son doktor ümidin azaldığını söyledi. ‘Ben tomogrofi çekmek istiyorum’ dedi. Çektiler tomografiyi, onlar zaten şeyden şüpheleniyordu, kanama durmuyor, ilk geldiği gün boğazında da kanaması vardı, operasyon yapmışlardı. Tomografide her şey göründü. Kandaki oksijen oranının yüzde 40’a düşmesiyle o anda çocuk gitmiş. Aslında bu ilk şeyler MESAM’da başlıyor, çocuğun ateşi, kusması. Ben yerde bir hayvanı bile inlerken görsem gider bakarım bu hayvan niye inliyor diye. İçerideki çocuk ya, bebek yani. Niyetimiz kimsenin hakkına girmek, kimseyi suçlamak değil. Ama Allah her şeyi görüyor. Bizim canımız yandı. Ben oynayarak bıraktım evladımı buraya. Ben bıraktım kendi ellerimle. Sonuç bu şu anda. Genel anestezi, diş çekimi, doktorun umursamazlığı. Çocuğun genetik bir hastalığı bile olsa, diyelim ki biz bilmiyoruz öyle bir şey var. Bir kere bak ya, bir kere bak çocuğun ağzından kan geliyor. Çocuk kusuyor, ateşi var, titriyor. Zaten adli tıp uzmanları gelip baktığında ilk başta, söylediler ondan kaynaklı bir sıkıntı olduğunu. Otopsi sonucunu bekleyeceğiz ama çok uzun bir süreç diyorlar. Tabii o insanlar bu zamana kadar başka çocuklara bu işlemleri yapmaya devam edecekler. Önce Rabbimin adaletine, sonra devletin adaletine inanıyorum. Bekleyeceğiz. Şikayetçi olduk. Soruşturulsun en sonuna kadar. Bir insan canı bu kadar basit olmamalı. Hak eden hak ettiğini alsın, gerçekten alsın. Bizim canımız, ciğerimiz yandı. Şu anki acım tarifsiz zaten, başka birinin canı ciğeri yanmasın. O kadar sağlıklı bir çocuktu ki. Anaokuluna gidene kadar, 5 yaşına kadar çocuk bir kere bile doktora gitmedi. Okula gittiği zaman öksürük gibi okul rahatsızlıkları oldu. Onun haricinde en ufak bir problemi yoktu, gayet sağlıklı bir çocuktu” diye konuştu. Acılı anne Elena ise, “Ben yardım istedim ama bana yardım etmediler. Klinik personel de diş hekimi de oturdu, Deniz biraz konuştu. Çok hareket yapınca kadınlar güldü. Ne komik ne komik. Bir kez bakmadılar. Anestesi uzmanı, operasyon bittiği gibi gitti. Önce su istedi, ben kadına su vermesini söyledim. Bakmadı, sadece su verdi. İçmedi, döktü. ‘Ben ölüyorum’ dedi. Ben dedim ki ‘Deniz’im sen ölmüyorsun, sadece biraz uyudun. Şimdi ilacın etkisi var. Biraz bekle’ dedim. Sonra böyle yaptı, ‘Çıkar beni, çıkar beni’. Sonra çok hareket yaptı. Ama kimse gelmedi. Hepsi gördü ve güldü. Ben hiçbir şey anlamadım. Ben her şeyi sordum, ateşi var dedim. ‘Normal’ dediler. ‘Çok kanıyor’ dedim, ‘Biz diş çıkardık normal’ dediler. Şimdi baksınlar bakalım her şey normal mi” ifadelerini kullandı. Öte yandan İHA muhabirinin telefonla ulaştığı MESAM yetkilisi, kendilerinin de çok üzgün olduklarını Hürriyet'teki kliniğin Franchise verilen bir yer olduğunu ifade ederek, "Raporu bekliyoruz. Çocuğun geniz akıntısından kaynaklı olduğunu düşünüyoruz. Ailenin bir acısı var. Hassas bir konu. Ben aileyi yadırgamıyorum. Bilirkişinin vereceği kararı bekliyoruz. Anesteziden önce aileden tabi ki onay alınıyor. Oranın mesul müdürü ve doktorlar alıyorlar. Ben kliniği devrettim. Franchise, olarak hizmet veriyorduk. Bütün belgeleri sağlık müdürlüğüne, emniyete verdik. Sosyal medyada 5 diş çekildi diye haberler çıkıyor. Olay o şekilde olmadı. Bu işi yapan doktor, aile ve bu işi yapan ekip arkadaşlar muzdarip. Bir ihmal varsa, savcılık gerekeni yapacaktır. Ailenin bu şekilde hareket etmesini çok iyi anlıyorum. Aile kadar bizler de üzüldük" dedi

Uzmanlar uyarıyor: Gözleri koruma yolları neler? Haber

Uzmanlar uyarıyor: Gözleri koruma yolları neler?

Göz sağlığında alınması gereken tedbirler hakkında bilgi veren Özel Medicana Bursa Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. İpçioğlu, göz nezlesine yakalanmamak için toplu taşıma araçlarında dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Göz sağlığını koruyucu önlemler alınabileceğini aktaran İpçioğlu,“Bu mevsimde kalabalık yerlerde, özellikle otobüs, tramvay gibi toplu taşıma araçlarında dikkatli olunmalı. Gözde en ufak bir bulgu olduğunda kızarıklık, kaşıntı, çapaklanma gibi mutlaka göz hekimine başvurulmalıdır. İlaçlarımızı özenle kullanmalı, tedavimizi yarım bırakmamalıyız”dedi. Ofis çalışanlarında görülen göz problemleri hakkında da bilgi veren Op. Dr. Adnan İpçioğlu,“Çalışanlarda görülen ciddi problem günümüzde monitör hastalığıdır. Hepimizin hayatında bilgisayar çok önemli bir yer tutar. Yoğun klima kullanımı ofis çalışanlarında göz sağlığını ciddi derecede etkiliyor ve kişinin bir göz hastalığı varsa bunu tetikleyebiliyor. Özellikle klimalı ortamlarda göz kuruluğuna yönelik nemlendirici damla kullanılabilir. Düşük derecede olsa sürekli bilgisayara bakan kişilerde gözlük kullanımı yine faydalı olabilir”şeklinde konuştu. Sonbahar aylarında güneş ışınlarının göze direkt temasının göz sağlığına olumsuz etki edeceğini söyleyen İpçioğlu,“Sonbahar ayı da olsa güneş gözlüğü kullanılmasını şiddetle tavsiye ediyoruz. Özellikle araç kullananların güneş gözlüğü kullanmaları gerekiyor. Güneşli bölgelerde, güneşli ülkelerde güneş gözlüğü kullanımını şiddetle tavsiye ederim. Özellikle güneş gözlüğü Güneydoğu, Doğu Anadolu Bölgesi gibi dört mevsim güneş alan yerlerde güneş ışınlarının daha dik gelmesi nedeniyle özellikle araç kullanan kişilerde, açık havada çalışan kişilerde önerilir. Kışın açık havada çalışanlar ve araç kullananlara güneş gözlüğü kullanımını tavsiye edebiliriz”dedi.

YILDIRIM’DA 27 BİN SOKAK HAYVANI TEDAVİ EDİLDİ Haber

YILDIRIM’DA 27 BİN SOKAK HAYVANI TEDAVİ EDİLDİ

Yıldırım Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü, 3,5 yılda 27 bin 90 sokak hayvanını tedavi ederken, 2 bin 188’ini de sahiplendirdi.Can dostlarının beslenme, barınma ve tedavi gibi ihtiyaçlarını karşılayan Yıldırım Belediyesi, sahiplendirme çalışmalarıyla da sokak hayvanlarını sıcak yuvalara kavuşturuyor. Yıldırım Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü, 2019 yılından bu yana toplamda 27 bin 90 hayvanı tedavi ederken, 2 bin 188 hayvanı da sahiplendirdi. Sokak hayvanlarını sağlığına kavuşturan Yıldırım Belediyesi, sahipsiz hayvanların beslenme faaliyetlerini de ihmal etmiyor. Ekipler, farklı noktalarda kurulan beslenme noktalarına her gün mama koyarak hayvanların beslenmesini sağlıyor.Köklü bir medeniyetin ruhunu taşıyan Yıldırım’da, her canlıya değer verildiğini vurgulayan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, 'Dünya üzerinde milyonlarca sokak hayvanı açlıkla, barınmayla ve iklim koşullarıyla mücadele ediyor. Bu yüzden, hizmetlerimizi insanla sınırlı tutmuyoruz. Yaşamın içinde yer alan her canlıyı, güzelliği korumak ve yaşatmak bizim sorumluluğumuzdur. Ekiplerimiz her koşulda can dostlarımız için çalışıyorlar. Ekiplerimizin koordineli çalışmaları sonucunda, vatandaşların talepleri ve önerileri doğrultusunda hayvanlarımızın barınma, beslenme ve tedavi ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Can dostlarımızı sadece sağlığına kavuşturmuyor onları sıcak yuvalarla da buluşturuyoruz. Dağdaki kurdu, kuşu düşünen ve dert edinen bir medeniyetintemsilcileri olarak; şehrimizin sessiz sakinlerine gönlümüzü açıyoruz. Onların bize, bizim de onlara ihtiyacımız var' ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.