Hava Durumu

#Türkiyenin

Yeni Marmara Gazetesi - Türkiyenin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiyenin haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Türkiye'nin dijitalleşme notu geriledi Haber

Türkiye'nin dijitalleşme notu geriledi

Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD), Türkiye ekonomisi ve toplumunun dijitalleşme durumunu inceleyen ve her yıl yayınlanan Türkiye'nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2022 Raporu'nu kamuoyuna açıkladı. İş dünyası mensupları tarafından doldurulan anketler ve 139 ülkeden alınan verilerin analiz edilmesiyle oluşturulan rapor, ekosistem, yeterlilik, kullanım ve dönüşüm olmak üzere dört ana bileşen ve 10 farklı boyutta Türkiye'nin dijitalleşme performansını ortaya koyuyor.     Türkiye'nin dijital dönüşüm notu 3,12 Türkiye'nin Dijital Dönüşüm Endeksi 2022 Raporu'na göre, Türkiye'nin 2022 yılı dijital dönüşüm endeksi geçtiğimiz yıla göre yüzde 2,8'lik bir düşüşle 5 üzerinden 3,12 olarak ölçüldü. Genel endeks değerini oluşturan 64 alt göstergenin 35'i 2022 yılında gerilerken, 23 göstergenin endeks değeri arttı, 6 göstergenin değeri ise değişmedi. "BİT'e yönelik ulusal vizyonumuzun güçlendirilmesi gerekiyor" Türkiye'nin Dijital Dönüşüm Endeksi Raporu'nun dijital dönüşümü kucaklamak isteyen tüm organizasyonlar için faydalı bir araç olduğunu belirten TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kızıltan, "Türkiye'nin Dijital Dönüşüm Endeksi, dijital dönüşüm üzerinde etkili olan mevzuat, altyapı, kullanım ve beceri ile dönüşümün ekonomik ve toplumsal etki boyutlarını kapsıyor. 64 farklı göstergeyi içeren, dört ana bileşeni ve 10 alt boyutu bulunan bileşik bir endeks. Her bir gösterge, alt boyut ve ana bileşen için 139 ülkenin verileri kullanılarak göreceli bir endeks değeri hesaplanıyor. Dolayısıyla, herhangi bir gösterge için endeks değeri sadece Türkiye'nin dijitalleşme performansı tarafından değil, diğer ülkelere göre nispi konumu tarafından belirleniyor. Avrupa Birliği'nin '2030 Dijital On Yıl' için koymuş olduğu iddialı hedefleri, ülkemizin potansiyeli ve hedefleri dikkate alındığında bilgi ve iletişim teknolojilerine yönelik ulusal vizyonumuzun güçlendirilmesi, altyapı yatırımlarının hızlandırılması, girişimci ekosisteminin ve nitelikli iş gücü kaynağının geliştirilmesi gerekiyor" dedi.   Rapordan öne çıkan bulgular şöyle sıralanıyor: 2022 yılında, endeksi oluşturan Ekosistem, Yeterlilik, Kullanım ve Dönüşüm bileşenlerinin endeks puanının düştüğü gözlendi. 2021 yılında Türkiye'nin dijitalleşme notunu aşağı çeken en önemli bileşen "Ekosistem" bileşeniyken, 2022 yılında "Dönüşüm" bileşeni oldu. 2022'de Türkiye'nin dijitalleşme notunu yukarı iten bileşen "Yeterlilik" bileşeni; endeks değeri üzerinde en olumlu etki yapan ikinci bileşen ise "Kullanım" bileşeni olarak görüldü. Endeks verileri, Türkiye'nin dijital dönüşüm için kapasitesinin uygun olduğunu ve 2019 yılından itibaren ilerleme kaydettiğini ancak 2022 itibariyle dijital dönüşümün göreceli olarak duraksadığını gösteriyor. 2022 itibarıyla gözlemlenen gerilemenin muhtemel iki nedeni olabileceği ortaya konuyor: Birincisi, yaklaşık bir yıldan fazla süredir Türkiye ekonomisinin karşı karşıya bulunduğu makro istikrarsızlık ve yatırım ortamının bozulması. İkincisi ise dijital dönüşüm sürecinin dünyada ivmelenme gösterirken Türkiye'de yavaşlamış olması. Dijitalleşme Endeksi'nin bu yılki raporunda makroekonomik gelişmelerin BİT sektörüne etkisini değerlendirmek üzere BİT sektöründeki lider firmaların üst düzey yöneticileriyle bir anket çalışması yapıldı.  Ankette koronavirüs pandemisi sırasında hızlanmış olan dijital dönüşümün ne ölçüde kalıcı olduğuna dair sorulara da yer verildi. Bulgular makro istikrarsızlık ve yatırım ortamının bozulmasının Türkiye'nin dijital dönüşümünü gerilettiğini gösteriyor. Döviz kurundaki artış; satışlar, yatırımlar, ithalat, istihdam, kârlılık ve verimlilikte düşüşe yol açtı. TL'nin değer kaybetmesi ihracat artışını getirmekle birlikte cari açığa istenen pozitif katkı sağlayamadı, ithal mal ve yarı mamuller iç pazarda giderek daha maliyetli hale geldiler. Türkiye'de BİTS'in gelişimini kısıtlayan başlıca faktör nitelikli işgücü temininde karşılaşılan güçlükler. Daha önceki yıllarda bir azalma eğilimi gösterirken, 2022 yılında bu sorunda bir sıçrama yaşandı. Finansmana erişim sorunlar, yüksek vergi yükleri ve BİT kullanma maliyetlerinin yüksekliği 2022 yılına damgasını vuran makroekonomik gelişmelerin etkisine işaret ediyor. Koronavirüs pandemisinin dijitalleşme eğilimlerinde çok net bir hızlandırıcı etki yaptığı ve bu etkinin kalıcı olduğu ortaya çıktı.   Türkiye'nin Dijital Dönüşüm Endeksi periyodik olarak her sene TÜBİSAD tarafından gerçekleştirilen ve ülkemizin dijitalleşmede gelişimi için bulguları ortaya koymak amacıyla düzenlenen bir rapordur.

EYT'de işverene hazine garantili destek Haber

EYT'de işverene hazine garantili destek

Emeklilikte yaşa takılanlar yasasından yararlanacakların kıdem tazminatı yükünü hafifletmek için işverene verilecek Hazine garantili düşük faizli kredi desteği başlıyor. Kredi Garanti Fonu kefaletinin 50 milyar liraya çıkarılmasıyla yaklaşık 68 milyar liralık kredi hacmi oluştu. Kıdem tazminatı kredisi kamu ve özel bankalar aracılığıyla kullandırılacak. Faiz oranı bütün bankalarda standart olup, 36 ay vadeli, 6 ay ödemesiz dönemi olacak. Fon destekli kıdem tazminatı kredisinde işletme, sektör sınırlaması söz konusu olmayacak. Kredinin direkt çalışanın hesabına aktarılabileceği, işverene verilmesi halinde ise çalışanın hesabına yatırıldığına ilişkin belge istenebileceği belirtiliyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı, kıdem tazminatı ödeyecek işletmelere 25 milyar kefalet limiti ile 34 milyar liralık kredi hacmi oluşturan EYT Destek Paketi'ni açıklamıştı. Daha sonra bu kefalet limiti 50 milyar liraya çıkarıldı. Böylece yaklaşık 68 milyar liralık bir kredi hacmi oluştu. EYT'Lİ LİSTESİ SUNULACAK Bankalar da işletmelere kredi desteği için çalışmaları hızlandırırken ödemelerin bu hafta başlaması bekleniyor. Birinci adımda işletmeler çalışanlarının EYT başvurularıyla bankaya giderek, emekli olacak personele ödenecek kıdem tutarını bildirecek. Banka da Hazine kefaleti ile kullandırılacak kredi tutarını belirleyecek. Kredinin kıdem tazminatı ödemelerinde kullanılması için işyerinde EYT nedeniyle istifa edip ayrılan bulunması koşulu aranacak. Kıdem tazminatı desteğinin doğrudan çalışanın hesabına yatırılması yönünde görüş ön plana çıkarken, işverenin alması seçeneği de tartışılıyor. İş Kanunu'na göre kıdem tazminatının peşin ödenmesi zorunluluğu bulunuyor, taksitli ödeme için çalışanın onayı gerekiyor. Taksitlendirilen kıdem için yazılı sözleşme yapılması çalışanın lehine olup, bölünen taksit sayısı ve ödeme takviminin kayıt altına alınması mağduriyetleri de önleyecektir. KREDİ DESTEĞİ ALIP ÖDEMEZSE! EYT Destek Paketi kapsamında kullandırılacak kredinin emekliliğe hak kazananların kıdem tazminatı olarak ödenmesi zorunlu olacak. Aksi bir durumda çalışanın arabulucu ya da mahkemeye gitme hakkı bulunuyor. Ödenmeyen kıdem tazminatına mevduata uygulanan en yüksek faiz işletilir. İşverenin aldığı krediyi başka bir hesaba transfer seçeneği olmayacak. İHBAR TAZMİNATI ÖDENMEYECEK Normal koşulda iş akdini fesheden tarafın karşı tarafa, işyerindeki çalışma süresine bağlı olarak 2 hafta ile 2 aylık ücret tutarı arasında değişen ihbar tazminatı ödemesi gerekiyor. Emeklilik gerekçesiyle iş akdinin feshi durumunda ihbar tazminatı hakkı doğmuyor, çalışan böyle bir talepte bulunamıyor. 

Türkiye'nin yeni elektrikli otomobili 2025'te yollarda olacak Haber

Türkiye'nin yeni elektrikli otomobili 2025'te yollarda olacak

İnegöl’de Saloni Mobilya, Erhun Metal, Yol Mobilya, Lenova Mobilya, Orimak Makina ve İyon Mekatronik ortaklığında geliştirilen ve geçtiğimiz yıl kamuoyuna duyurulan elektrikli araç projesi Amperino ’ya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan destek geldi. Başlangıç olarak 66 milyon liralık verilen ucu açık teşvik 300 milyon TL’ye kadar çıkabilecek. Şehir içine uygun olarak tasarlanan elektrikli otomobil 90 kilometre hıza ulaşacak ve 150 kilometre menzile sahip olacak. "Türkiye'de ilk defa yerli hub motor yapıldı" Proje hakkında açıklamalarda bulunan Amperino Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Canseven, “Biz bu işe 2019'da başladık. Önce mental olarak 6-7 ay hazırlandık ve araştırmalar yaptık. Kavramsal tasarım dediğimiz, nasıl bir araç yapacağız, hangi sınıf olacak, kaç kişilik olacak, şehir içi mi olacak, gibi konularla ilgili yaklaşık 6 ay çalışmalar yaptık. Mühendis arkadaşlardan 3 tane kurucu ekip liderimiz var. Hem görsel tasarım hem de teknik tasarım ekibini 2020'de kurduk ve tasarımına başladık. Bu gün itibari ile tasarımı dondurduk. Yani görsel tasarımların son hale getirdik ve artık kalıp çalışmalarına başladık. Bu esnada bakanlığa başvurduk. Aracın bütün kritik teknolojileri bize ait. Yazılımı yüzde 100 özgün ve Amperino tarafından yapılıyor. Batarya Amperino tarafından paketlenecek ve toparlanacak. Motor ilk defa Türkiye'de hub motor üretildi. Biz bir firmayla birlikte bütün bilgileri paylaşıp ve Türkiye'de ilk defa yerli bir hub motor yaptırdık. Bunun yanında araç çevreci olsun diye de imalatında çevreci ürünler kullanmaya çalışıyoruz. Bu arabanın aracın gövdesini keten esaslı bir malzeme olan Bio Fiber’den üreteceğiz. Bunun bir önceki teknolojisinde Karbon Fiber idi. Yani bu aracı doğaya terk ettiğinizde kendi kendine çözünerek doğaya karışabilecek.” dedi "Teşvik 300 milyona kadar çıkabilecek" Bu sene itibariyle Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'na proje yazdıklarını hatırlatan Canseven, "Açılışta 66 milyon TL olmak üzere ucu açık bir teşvik aldık. 3 yılda projeyi kapatacağız ama bu teşvikler 10 yıl sürecek. Burada makinasal yaptığımız bütün yatırımların vergi muafiyetleri gibi avantajları var. Kısacası 5’inci bölgedeki firmalar hangi teşviklerden yararlanıyorsa biz de aynı teşviklerden yararlanıyoruz. Bu sektörle ilgilenenler arasında Amperino ile ilgili ciddi beklentiler var. Bakanlık bize inandı ki ileride 300 milyona kadar çıkacak bir teşvik sağladı.” diye konuştu "Milli Savunma Bakanlığı'nın çalışılabilir yazılımcı tedarikçiler listesine girdik" Bakanlığın projeye inanmasının kendilerini motive ettiğini vurgulayan Yakup Canseven, “Biz otomotiv sektörü için daha Startup sayılırız. Buna rağmen böyle bir teşvik almış olmak bizim için hem gurur verici hem de motive edici. Bizim için bu teşvikin bir diğer önemi ise ileride gün Avrupa Birliğinde veya başka projelere başvurduğumuzda bu bizim için referans olacak. Burada teknoloji, mühendislik, yerlilik önemli. Gerçek Zamanlı İletişim Sistemi (GİS) Türkiye’de ilk defa Amperino mühendisleri tarafından geliştirildi ve aracımızda kullanılacak. Aslında biz bir mühendislik ekibiyiz ve araç bizim için bir çıktı. Biz şuan teknoloji geliştiriyoruz. Havelsan’dan Roketsan’dan gibi kıymetli firmalarımızdan birlikte yazılım geliştirme teklifleri oldu. Çok yeni bir firma olmamıza rağmen, Milli Savunma Bakanlığı’nın çalışılabilir yazılımcı tedarikçiler listesine girdik.” Aspilsan Türkiye de ilk defa pil üretti ve işbirliği içerisinde çalışıyoruz. Ayrıca elektrikli araçların üretimi ve yan sanayisi oluşması için bir farkındalık oluşturmak gibi bir misyonu da üstlenmeye çalışıyoruz. Bu konu çok önemli çünkü ilk olmak çok zor çünkü yan sanayisi henüz gelişmemiş bu sektörün yan sanayisinin de gelişmesi gerektiği kanaatindeyiz" ifadelerini kullandı. "Hedef, aracı 2024 Cenevre Fuarında sergileyip 2025'te banttan indirmek" 30 kişilik mühendis ekibinin aktif olarak çalıştığını kaydeden Yakup Canseven sözlerini şöyle sürdürdü: "5 yazılım mühendisimiz Bilişim Vadisindeki yerimizde yazılım üzerine çalışıyor. Amperino 3 kişilik olacak. 1-2 hafta içerisinde artık ilk şasi prototipi yürütüp testlere başlayacağız. Hedefimiz 2024 yılında bu aracı tam tekmil bitirerek Cenevre Otomotiv Fuarında sergilemek. Dünyanın her yerine satabilmek için E belgesi alacağız. Bu konuda başından beri homologasyon testleri ve belgelendirme için Finlandiya’dan yani AB den akredite Mobilite firması ile çalışıyoruz ki çıkan araç bütün teknik şartnamelere haiz olsun. Aracı çıkardıktan sonra 6-12 ay sürecek bir test ve belgelendirme süreci var. Bu süreç sırasında da biz artık seri üretim için fabrika ve seri üretim hattı çalışmalarına başlayacağız. 2025 yılı gibi ilk araçlar banttan iner diye düşünüyoruz.”

Maske zorunluluğu kalkıyor mu? Bakan Koca Türkiye'nin merakla beklediği açıklamayı yapıyor Haber

Maske zorunluluğu kalkıyor mu? Bakan Koca Türkiye'nin merakla beklediği açıklamayı yapıyor

Bakan Koca'dan son dakika açıklaması geldi! Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, tüm Türkiye'nin merakla beklediği maske kararını açıkladı. Bundan sonra açık havada maske takılmayacak. Havalandırma şartına uyuyorsa kapalı alanlarda da maske takmak şart değil. Aynı şekilde HES kodu uygulaması da kaldırıldı. Bundan sonra kamu kuruluşlarında HES kodu uygulaması kullanılmayacak. SON DAKİKA: AÇIK HAVADA MASKE ZORUNLULUĞU KALDIRILDI! 'Covid-19 salgınının ciddiyetini ilk kavrayan ülkelerden biri olduk. Tüm mücadelemiz aynı ciddiyetle devam etti. Size nihayet beklediniz haberleri vereceğim. Bugün serbestlikten söz edeceğim. Salgın sürecinde gerekli tedbirleri aldık. Tedbirlere erken başlayan bir ülke olduğumuzu belirtmek isterim. Tedbirlere bizden geç başvuran ülkeler kısıtlamalardan vazgeçmiş durumda. Kurallara uymada, kısıtlamalara sabır gösteren aziz milletimize teşekkür ederim. Bir süredir sizlere Covid-19'un gündemdeki yerini kaybetmeye başladığını söylüyorum. Bundan hastalıkla mücadele aşıyla sürecek. Tedbirlere bizden çok geç başvuran ülkeler kısıtlamalardan vazgeçmiş durumda. Şimdi sıra salgının, toplumsal hayatımızın hakimi olmaktan çıkarmakta. Morallerimizi yenilemeliyiz. Birazdan sizinle paylaşacağım kararlar mutlak mutabakatla alınmış kararlar değildir. Bekleme taraftarı olanlar da var. 1- Açık havada maske zorunlu değil. 2- HES kodu uygulaması kaldırıldı. Hiçbir kuruluşa girerken HES kodu kullanılmayacak. 3 Kapalı ortamlarda havalanma yeterliyse ve mesefa kuralına uyulursa maske takmak şart değil. 4- Sınıflarda 2 vaka çıkınca sınıf kapatma olmayacak. 5- Hastalık belirtisi olmayan kişilerden test istenmeyecek.   BİREYSEL KORUMA VURGUSU Bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Bir kişi salgın bitmedi demediğinde somut gerçek değişmiyor. Salgın somut etkisini yitirdi, gözle görülür gerçek budur. Bundan sonra ne yapılmalı derseniz cevabı çok açık. Salgın ile toplum olarak kısıtlamalarla mücadele etmekten bireysel korunma aşamasına geçmeliyiz. Maske konusunda bence prensip şudur; Maskeleri hayatımızdan çıkarmıyoruz, maskeyi gerektiğinde takmak suretiyle yanımızda taşıyoruz. Maske günlük hayatımızın vazgeçilmez olanı olmalıdır. Son bir ayda vefat eden vatandaşlarımızın yüzde 8’inin hiçbir ek hastalığı yok.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.