Hava Durumu

#Üasayiş

Yeni Marmara Gazetesi - Üasayiş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Üasayiş haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Deniz Dibinde Balıklara Yuva Haber

Deniz Dibinde Balıklara Yuva

Antalya'nın dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili'ne dalış yapan Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, taş ve beton bloklarla yapay resif yaptı. Oluşan resifte 12 tür birlikte yaşamaya başlarken, o anlar sualtı kamerasına yansıdı. Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, öğrencileriyle birlikte Konyaaltı Sahili'nde bilimsel çalışma ve eğitim amaçlı yaptığı dalışta, deniz dibinde daha önce su çekme amacıyla kullanılan ancak artık aktif olmayan bir borunun balıkçının ağına takılması sonucu sarsılarak üzerinden düşen taş ve beton blokları, balıklar için kullandı. Gökoğlu ve öğrencileri, deniz tabanında dağınık halde bulunan blokları bir araya getirerek yapay resif modeli oluşturdu. Çalışma, sualtı kamerasıyla da görüntülendi. Resifin kısa sürede balık popülasyonunu çektiği ve yaklaşık 12 türe yakın balığın sığınak olarak bu bölgeyi kullandığı gözlendi. "Yaptığımız resif balıklar için bir sığınak" Prof. Dr. Gökoğlu, oluşturdukları resifin deniz canlıları için doğal bir barınak işlevi gördüğünü belirterek şunları söyledi: "Bizim yaptığımız yapay resif balıklar için bir sığınak. Müren, ahtapot, lagos türü balıklar gibi yaklaşık 12'ye yakın tür giriyor. Resiflerin üzerine de aslan balıkları yerleşmiş durumda. Ağırlıklı olarak Kızıl Deniz türü olanlar yer alıyor. Etrafında balon balıkları da oluyor. Burada balıklar için kendiliğinden bir besin oluşuyor." Gökoğlu, türler arasındaki dengeye ilişkin dikkat çeken gözlemini ise şöyle aktardı: "Türler kendi arasında barış içerisinde yaşıyor. Birbirlerine saldırdıklarını görmüyoruz. Ama dikkatimi çeken, lagoslar aslan balıklarının olduğu yere girmiyor. Muhtemelen onun diken ya da zehrinden etkileniyor." "Güzel bir balık popülasyonu oluştu" Çalışmanın çevreye zarar vermeden yürütüldüğünü vurgulayan Gökoğlu, resifi yalnızca denizin mevcut materyalleriyle inşa ettiklerine işaret ederek, "Biz dışarıdan bir materyal getirip de denizin içerisine atmadık. Zaten deniz içerisinde olan beton bloklarla küçük bir model yaptık ve güzel bir balık popülasyonu oluştu. Çakıllı bir bölgede hiçbir balığın olmadığını görürken, bu modelle birlikte değişik balıkları görmeye başladık" dedi. "Resif yapılmalı diye düşünüyorum, çünkü doğayı destekleyici unsurlar" diyen Prof. Dr. Gökoğlu, deniz ekosistemini destekleyici uygulamaların önemine değinerek yapay resiflerin yaygınlaştırılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Beslenirken Dikkat! Haber

Beslenirken Dikkat!

Acil servislere müracaatlarda görülen bulantı ve kusma şikayetlerinin çoğunun yanlış ya da uygunsuz tüketilen gıdalardan kaynaklandığını belirten uzmanlar, yanlış beslenmede gıda zehirlenmesi ve kalp krizi riskine karşı uyarıyor. Özellikle son yıllarda artan bulantı, kusma, ishal gibi şikayetlerle acil servislere yapılan başvuruların çoğunun gıda zehirlenmesi ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarından kaynaklandığını belirten uzmanlar, gerek soğuk zinciri kırılmış gıdalar gerekse pandemi sonrası dönemde yaygınlaşan fast food ve gazlı içecek tüketiminin, hem akut rahatsızlıklara hem de uzun vadede ciddi sağlık problemlerine yol açtığına dikkat çekiyor. Günlük olarak hem gıda zehirlenmesi şüphesiyle hem de gıda zehirlenmesiyle alakalı semptom ve bulgularla bulantı, kusma gibi durumlarla başvuran birçok hastanın olduğunu belirten Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Ömer Jaradat, "Kimilerinde tabii ki böyle durumlar saptanmazken basit bir yemek dokunmuş yani gıda zehirlenmesinden öte gıda yan etkisi dediğimiz durumlar olabilecekken bazı hastalarda ciddi bir gıda zehirlenmesi durumları oluyor. Çoğunlukla hastalar soğuk zinciri kırılmış gıdalarda veya örneğin yaz aylarında mesela mayonez tüketilmesi gibi hele ki uygun saklanmamışsa veya işte iyi pişmemiş tavuk, et ürünleri, yumurta gibi durumlarda veya pastörize edilmemiş süt tüketiminden sonraki durumlarda hastalarımız olmaktadır. Çoğunlukla hastalarda ilk önce vücudun fizyolojik bir savunma mekanizması olduğu için bir bulantı ardından bir kusma eşlik eder. Bir süre sonra buna ishal de eşlik eder ki bağırsaklardaki patojenler vücuda geçmesin diye bundan sonra da artık ishalle ve kusmayla beraber olan sıvı kaybından, elektrolit kaybından dolayı hastalarda bir halsizlik, hipotansiyon, bilinç bulanıklığına kadar varan dehidratasyon bulgularıyla karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla biz genel olarak bu tablolarda her zaman gıda ile alakalı zehirlenmeleri aklımızda tutmaktayız" dedi. "Hastalarda bir sedanter yaşam durumu oluştu" Acil serviste akut gıda zehirlenmeleri ve yan etkileri ile alakalı başvuruların olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Ömer Jaradat, "Bir pandemi süreci atlattık ve insanlar dünyada her yerde olduğu gibi halkımız da mecbur karantinadan dolayı evde kaldı. Sağlık önlemleri kapsamı açısından sokağa çıkma yasağımız vardı. Dolayısıyla hastalarda bir sedanter yaşam yani biraz tembellik durumu muhakkak herkeste olmuştur. Ayrıca bu da beslenme yöntemi ile alakalı yine bir yan etkisi veya kötü yansıması olmuştur. Çoğunlukla şu an çok denk geldiğimiz aşırı gazlı içecek tüketilmelerinde hem çok yüksek bir şeker içeriği fruktoz şurupları var içlerinde, dolayısıyla birçok tanı almamış şeker hastaları bize şeker komasıyla başvurduklarında bazen altta yatan sebeplerden biri de bu gazlı içeceklerin yoğun olarak tüketilmesi söz konusu olarak karşımıza çıkmaktadır. Keza içlerinde fosforik asit vardır, bu da kalsiyum emilimini azalttığı için kemiklerdeki mineral yoğunluğunu düşürür. Bu da uzun vadede hem kemik erimesi hem erken yaşta travmalardan sonra düşmelerden, çarpmalardan sonrasında kemik kırıklarının altta yatan sebeplerinden biri olarak karşımıza çıkabilir" ifadelerini kullandı. "Lokmalarımızı iyi çiğnemek mide bağırsak sistemini, sindirim sistemini rahatlatacaktır" Bir diğer önemli hususun da fast food tüketilmesi olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Ömer Jaradat, "Aşırı doymuş yağ ve trans yağ içerdikleri için hem uzun vadeli olarak şeker hastalığını, hipertansiyon yani tansiyon hastalığını ve onunla beraber hatta damarlardaki yağlanmaları arttırıyor. Kimi hastalarımız bize 30-40'lı yaşlarda kalp krizi yani miyokard enfarktüsü tablosuyla gelip hatta o kadar yoğun içerikli yağ plakları ile karşılaşıldığı için damarlarında bazılarında da yapılan anjiyo işleminde damarları açılamamaktadır. Bu açıdan da bu büyük ve giderek büyüyen bir halk sağlığı problemi haline dönmüştür. Bunun için ne yapmamız lazım; yavaş yeme ve sağlıklı yeme rejimi var. Aslında lokmalarımızı gıda besin ne olursa olsun iyi çiğnemek mide bağırsak sistemini, sindirim sistemini rahatlatacaktır. Ayrıca sağlıklı besinlerin tüketilmesi zaten her zaman daha iyidir. Son zamanlarda özellikle pandemi sonrası dönemde fast food rejimi daha ulaşılabilir, daha cazip olduğu için bir tık daha arttı. Uzun vadeli olarak acil servise bu hastalar 'bir fast food yedim, kötü hissediyorum'dan ziyade bize kalp krizi gibi, şeker ve çok yüksek derecelere ulaşmış tansiyon hastalığı olarak tarafımıza başvurmaktadır. Bu konu da gerçekten gençlerimizin ve genel olarak tüm insanlarımızın dikkate alması gereken önemli bir husus" diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.