Hava Durumu

#Üniversite

Yeni Marmara Gazetesi - Üniversite haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Üniversite haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Geleceğin şefleri büyük ödüller ambargo koydu Haber

Geleceğin şefleri büyük ödüller ambargo koydu

Son olarak 20. Uluslararası İstanbul Gastronomi Günleri’nde boy gösteren aşçı adayları, yine tüm ödüllere ambargo koydu. Dünya Aşçılar Birliği (WACS) tarafından 'Kıtalar Arası' unvanı alan; Uluslararası İstanbul Mutfak Günleri, 30 farklı ülkeden 78 farklı kategoride 1.500 yarışmacı ve 70 özel jürinin katılımıyla 13-16 Aralık 2023 tarihileri Tuzla Marina’da düzenlendi. 20. Uluslararası İstanbul Gastronomi Günleri’nde Bursa'da aşçılık alanında üniversite düzeyinde tek eğitim veren BUÜ Harmancık MYO Aşçılık Programı öğrencileri, katıldıkları dört farklı kategoride iz bırakmayı başardı. ‘En İyi Üniversite Ekip’ yarışmasında Rıza Babazade - İlyas Çakır ve Ufuk Efe (üç altın madalya+ 1.lik Kupası),Üniversite düzeyi ‘Modern Türk Mutfağı Ekip’ yarışmasında Aybüke Bekliyen-Elif Sena Abbak ve İlyas Karadağ (üç altın madalya+ 3.lük Kupası),Üniversite düzeyi ‘Balık’ yarışmasında Taner Doğan gümüş madalya,Üniversite düzeyi ‘Restoran Tatlı Tabağı’ yarışmasında ise Fatma Bayram bronz madalya kazandı. Gastronominin kalbinin attığı bu organizasyonda dikkat çeken bir olay ise Bursa Uludağ Üniversitesi aşçılık programı öğrencilerinin katıldıkları ekip yarışmaları oldu. Ekip olarak yarışan öğrenciler altın madalya derecesine sahip tabak yapmalarının yanı sıra EN İYİ ÜNİVERSİTE kategorisinde en iyi tabağı çıkararak 1.lik Kupasını ve Üniversite düzeyi ‘Modern Türk Mutfağı Ekip’ yarışmasında kategorinin en iyi 3. tabağını çıkararak da 3.lük kupasını aldı. Toplamda sekiz Madalya ve iki kupa ile dönen öğrenciler, Bursa ilini ve Bursa Uludağ Üniversitesi ismini gastronomi alanında tüm dünyaya ispatlamanın gururunu yaşadı. ÖĞRENCİLERE TEBRİK Öğrencilerin yarışmaya hazırlanması için Aşçılık Programı Öğr. Gör. Fatih Yıldırım ve Öğr. Gör. Erdoğan Bozan, emeklerinden dolayı öğrencileri tebrik etti. Gençlerin bu alanda başarı göstermeye devam edeceklerini vurgulayan akademisyenler; “Harmancık MYO’nunakademik ve idari tüm personeline, Üniversite-Sektör işbirliği çerçevesinde eğitim yapmayı amaç edinen Rektörlüğümüze, BUÜ Güçlendirme Vakfına, merkezi ve yerel yönetimlerimize, Özen GrossMarket’e, Bursa Aşçılar Derneği’ne, BonnaTabak firmasına ve diğer dış paydaşlara da desteklerinden dolayı teşekkür ederiz” dedi.

Kamu Başdenetçisi Malkoç,  üniversite öğrencileriyle buluştu Haber

Kamu Başdenetçisi Malkoç, üniversite öğrencileriyle buluştu

Bu açık görülüyor. Bu aynı zamanda Avrupa'nın ve Amerika Birleşik Devletleri'nin üzerine kurulduğu medeniyetin iflasıdır" dedi. Bursa Uludağ Üniversitesi Ombudsmanlık Topluluğu öğrencilerinin düzenlediği 'Ombudsman Gençlerle Buluşuyor' etkinliği yoğun ilgi gördü. Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde düzenlenen panele, Bursa Valisi Mahmut Demirtaş, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz ve üniversite öğrencileri katıldı. 'Türkiye Yüzyılında Ombudsmanlık ve Üniversiteler' konu başlıklı bir konuşma yapan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, "Ukrayna'yı 300 yıl yönetmişiz. İlgilenme hadi bakalım. Ya da Yemen, hadi ilgilenme. Ya türküsü var. Kültürümüze işlemiş. Peki Irak ve Suriye! Tolunoğulları'ndan sayarsak bin 200 yıldır Türkler tarafından yönetiliyor. Veya Filistin. Hadi ilgilenme bakayım. Mescid-i Aksa, Kudüs. İlk kıblemiz. Müslümanlar için en önemli beldelerden biri. Hadi ilgilenme bakayım. Tarih çekiyor, kültür çekiyor. Ya da Karabağ, hadi ilgilenme. Nasıl ilgilenmeyeceksin! Siz istediğiniz kadar kaçın. Tarih sizi bırakmıyor, bırakmaz da. Osmanlı Devleti 400 yıl boyunca Orta Doğu'yu adaletle yönetti. Çekilmesinin ardından bölgede huzur kalmadı. Şimdi bakıyorsunuz bugüne. Son 100 yılda özellikle İsrail devletinin kurulmasından sonra İsrail işgale devam ediyor. Yerlerinden etmiş yerlerinden, topraklarını işgal etmiş. Evlerini yıkmış, kendisi bina yapmış oraya. Yetmemiş çadırda yaşayanları bir daha sürgün etmiş, bir daha sürgün etmiş. En son Gazze'ye sıkışmışlar. Avuç içi kadar yer ya, avuç içi kadar. Tam 70 günden beri bombalanıyor. 45 bin ton bomba bırakıldı. Amerikalıların 2'nci Dünya Savaşı'nda Hiroşima ve Nagazaki'ye attığı atom bombasının tesirinin 4 katı tesirinde bomba bırakıldı. 2 yıldan beri Ruslarla Ukraynalılar savaşıyor. 2 yılda attıkları bombanın 2 katı kadar bomba bırakıldı. Avuç içi kadar yere ya. Kilometrekareye 100 ton bomba düşüyor. Anneler, ölü bebeklerine sarılıyor, koklayıp mezara koyuyorlar. 20 bin insan öldü. Kimsenin gıkı çıkmıyor. Birleşmiş Milletler'de 'Ateşkes sağlansın mı, sağlanmasın mı' diye oylama yapılıyor. 153 ülke oy veriyor. Amerika İsrail'le yalnız kalıyor. Ama Amerika veto ediyor bunu. Böyle bir dünyada adalet olur mu? Böyle bir dünyada huzurun olması mümkün mü" dedi. Tarih boyunca kim zulüm yapmışsa, zamanı gelince, o zulmün karşılığında cezasını gördüğünü ve göreceğini belirten Şeref Malkoç, "İsrail insanlık suçu işliyor, katliam yapıyor. Savaş değil katliam. İnşallah hep beraber göreceğiz. Bunun karşılığını görecekler. Yargılanacaklar. Başta Netanyahu olmak üzere ve gereken cezayı verecekler. Bunda tereddüt yok. Ama burada önemli olan vicdan sahibi olan insanların imtihanıdır. Ahlak sahibi olan, hukuktan ve adaletten yana olan insanların tavrı ve tutumudur. Şunu memnuniyetle belirteyim ki, Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Türkiye'nin sesi gür çıktıkça Washington'dan Endonezya'ya, Tokyo'dan Malezya'ya, Londra'dan Berlin'e kadar vicdan sahibi, ahlak sahibi olan insanlar harekete geçmeye başladı. Şu açıkça görülüyor. Hani dünyanın değişik yerlerinde zulümler var. Bunları da hissediyoruz ama Filistin olayı, Gazze olayı dünya için bir laboratuardır. Bu laboratuarın bilimsel sonucu şudur: Özellikle son 300 yılda egemen olan ve 2'nci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan sistem artık çöktü. Bu açık görülüyor. Bu aynı zamanda Avrupa'nın ve Amerika Birleşik Devletleri'nin üzerine kurulduğu medeniyetin iflasıdır. Gazze olayının Filistin olayının sonucu budur. Dünyanın huzura, barışa, refaha ve adalete ihtiyacı olduğunu ifade eden Malkoç, "İşte bunun için dünyada yeni bir medeniyet, ahlaka dayalı, adalete dayalı, insafa dayalı, hakkaniyete dayalı, yeni bir medeniyet kurmak zorundayız. Bunun öncülüğünü Türkiye yapacak, Türkiye'de bunu siz yapacaksınız arkadaşlar. Yeni bir medeniyet yani Türkiye Yüzyılı, sizin omuzlarınızda yükselecek. Çok şükür Sayın Cumhurbaşkanımız bunun öncülüğünü yapıyor. Türkiye bunun öncülüğünü yapıyor" diye konuştu. Osmanlı Devleti'nin dünyayı adaletle yönettiğine dikkat çeken Malkoç, "Osmanlı aslandı, aslan. 600 yıl boyunca adaletle yönetti. Ama her insan gibi, her topluluk gibi, her millet ve devlet de doğar, yaşar, büyür, ölür. O Osmanlı aslandı. Onu emperyalistler işgal etti. Yurdumuzu işgal ettiler ve parçaladılar ve o aslanı öldürdüler. Ama o aslan ölürken bir yavru doğurdu. O yavrunun adı Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Soruyorum şimdi, aslanın yavrusu kedi mi olur? Aslanın yavrusu karga mı olur? Aslanın yavrusu aslan olur değil mi? O aslan küçükken yani Türkiye Cumhuriyeti daha yeni doğmuşken Ege'de hakkını yediler, Kıbrıs'ta hukukunu gasp ettiler, farklı yerlerde hakkını, hukukunu çiğnediler. Ama şimdi o aslan büyüdü, büyüdü, büyüdü ve yüzüncü yılını kutladı. Etrafına bakmaya başladı. Akdeniz'de nerede hukukum çiğnenmiş, nerede hakkım yenmiş deyip hakkını hukukunu aramaya başladı. İşte Avrupa Birliği rapor yayınlıyor. Amerika Birleşik Devletleri bildiri yayınlıyor. Kim ne söylerse söylesin arkadaşlar. Tarih bize şunu göstermiştir. Bu aziz millet hakkının çiğnendiği yerde hukukunun yendiği yerde durmaz. Hakkını söke söke alır. Alacağız inşallah. Ama bunu yaparken de uluslararası hukuka göre yapacağız. Hakkımızı da kimseye çiğnetmeyeceğiz. Değerli arkadaşlar bunun için yine Alparslan Gazi'lere ihtiyaç var. Yeni Fatih Sultan Mehmet'lere ihtiyaç var. Yeni Mimar Sinan'lara yeni Ali Kuşçu'lara ihtiyaç var. Mevlana'lara, Yunus Emre'lere, Hacı Bektaş-ı Velilere, Hacı Bayram-ı Velilere ihtiyaç var" ifadelerini kullandı.

Bursa'nın o üniversitesi patent hakkını devraldı Haber

Bursa'nın o üniversitesi patent hakkını devraldı

Patent devir töreni, BUÜ Rektörlük binasında gerçekleştirildi. Törende BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar ve BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, noter huzurunda attıkları imzalarla patent devir işlemini tamamladı. Tören sonrası konuşan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, bu iş birliklerinin artarak devam etmesi dileğinde bulundu. Çağlar, “Bursa; sanayisiyle, turizmiyle, tarımıyla ülkeye önemli katma değer katan şehirlerden. Bu şehrin iki bilim yuvası olan BTÜ ve BUÜ, yaptığı buluşlar ile önemli katkılar sağlıyor. Bugün de BTÜ’den de değerli hocamızın buluş sahibi olduğu ‘Tavuk Kümeslerinde Amonyak ve Karbondioksit Gazlarının Azaltılması İçin Fotobiyoreaktör Sistemi’ başlıklı ulusal patent başvurusunun yüzde 20’lik kısmını devralmış olduk. Böylelikle ilk kez kamudan kamuya bir ticarileştirmeye de imza attık. Bu iş birliğinin hayırlı olmasını diliyor, emeği olanlara ve katkı verenlere teşekkür ediyorum” dedi. ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞ BİRLİĞİNİN ASIL GÜZERGÂHI BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz da emeği geçenlere teşekkür ederek, “Sanayi, tarım, hizmet gibi pek çok sektörün büyük hacim faaliyetleri Bursa’da vuku buluyor. Üniversite ve sanayi iş birliğinin de asıl güzergâhı buradan yürüyor. O yüzden bu iş birliği çok kıymetli, emeği geçen hocalarımıza teşekkür ediyorum. Aynı zamanda bu iş birliği marifetiyle de bir ticarileştirmenin vuku bulmasına vesile olduğu için de değerli Rektörümüz nezdinde BTÜ’ye teşekkür ediyorum” diye konuştu. Gerçekleştirilen törene BTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sinan Uyanık, BTÜ Bursateknopark ve Teknoloji Transfer Ofisi Genel Müdürü Prof. Dr. Ayşe Bedeloğlu, BTÜ Biyomühendislik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mete Yılmaz, BUÜ Orhangazi MYO Müdürü Prof. Dr. Yahya Ulusoy, BUÜ Harmancık MYO Müdürü Prof. Dr. Ercan Şimşek, BUÜ Teknoloji Transfer Ofisi Genel Müdürü Prof. Dr. Recep Eren, BUÜ Arş. Gör. Dr. Seyit Uğuz, BUÜ Teknoloji Transfer Ofisi Müdür Yardımcısı Öğr. Gör. Nihal Sağlam, akademisyenler, BTÜ Fikri Sinai Mülkiyet Hakları Biriminden Melis Ece Özyiğit katıldı. PROJEDE KİMLER YER ALDI? “Tavukçuluk İşletmelerinden salınan kirletici gazların fotobiyoreaktör sistemi ile azaltılması” başlıklı projenin yürütücülüğünü, BUÜ Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Şimşek üstlenirken, aynı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Yaslıoğlu, Bursa Teknik Üniversitesi Biyomühendislik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mete Yılmaz, BUÜ Arş. Gör. Dr. Seyit Uğuz, BUÜ Teknik Bilimler MYO Makine ve Metal Teknolojisi Bölümü Tarım Makineleri Programı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yahya Ulusoy ve South Dakota State Üniversitesi Biyosistem Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. GaryAnderson ise araştırmacı olarak yer aldı. SERA GAZLARININ AZALTILMASI HEDEFLENİYOR Tavuk kümeslerinin iç ortam havasında bulunan kirletici gazların mikroalg kültürlerinin bulunduğu fotobiyoreaktör sistemler ile azaltılmasını inceleyen proje ile hayvansal üretimden kaynaklanan kirletici sera gazlarının mikroalgler ile azaltılmasını sağlayan özgün bir biyoteknolojik sistem geliştirilmesi hedefleniyor. Öte yandan BUÜ, BTÜ ve South Dakota State Üniversitesi akademisyenlerinin görev aldığı proje, II. Uluslararası Güvenilir Ürün Zirvesi ve FeedtheFuture Ödül Töreni’nde “Beni Hafife Alma İnovasyon” kategorisinde 1.’lik ödülü almayı başarmıştı.

Başkan Aktaş'tan geleceği şekillendiren dersi 'Ulaştırma Ekonomisi'' Haber

Başkan Aktaş'tan geleceği şekillendiren dersi 'Ulaştırma Ekonomisi''

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, kent içi ulaşım ve ulaştırma ekonomisi ilgili gözlem ve deneyimlerini gençlerle paylaştı. Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yüksel Okşak ve Ulaştırma Ekonomisi dersi öğrencileri, 5 yıldır olduğu gibi bu yıl da bir derslerini BURULAŞ binasında gerçekleştirdi. Derse konuk olarak katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, her geçen gün gelişen, büyüyen, 3 milyon 200 bini aşan bir nüfusa hizmet ettiklerini belirterek, hemen her ilde vatandaşların ilk şikayetlerinin genellikle trafik ve kent içi ulaşım olduğunu söyledi. “GELECEĞİ ŞEKİLLENDİRİYORUZ” Tarih boyunca olduğu gibi günümüzde de Bursa’nın bir cazibe merkezi olduğunu hatırlatan Başkan Aktaş, “Göreve geldiğimiz günden beri Bursa’nın tüm ilçelerine nitelikli hizmet sunmanın telaşındayız. Halkın yaşam kalitesini arttırmak, şehrin geleceğini şekillendirmek hedefiyle çalışıyoruz. Belediyecilik aslında büyük fedakarlık isteyen bir iş. Bugün altyapısını yapmadığımız, asfaltını dökmediğimiz, tarlasına destek vermediğimiz yer kalmadı çok şükür. Hiçbir fark gözetmeksizin hizmetlerimizi tüm hemşerilerimize ulaştırma gayretiyle çalışıyoruz” dedi. METRO, GÖRÜKLE’YE GİDİYOR Ulaşım yatırımları noktasında merkeze Acemler Kavşağını aldıklarını belirten Başkan Aktaş, “Kavşak kollarındaki şeritleri genişletmenin yanı sıra kavşakta Hayran Caddesi’nden gelen araçların oluşturduğu yoğunluğu azaltmak için Oulu Tüp Geçidini yaptık. Acemlerdeki trafik yükünü hafifletmek adına Sedat 3 Köprüsünü hizmete açtık. 56 noktada hayata geçirdiğimiz akıllı kavşak uygulamasıyla trafik yoğunluğunu yüzde 40 oranında azalttık. Tamamladığımız ve hizmete açtığımız Adliye Kavşağı, Demirtaş OSB Kavşağı, Balıklıdere Köprüsü, Şehir Hastanesi Yolunun yanı sıra kent içi raylı sistem ağımızı da genişletiyoruz.  Bursa’nın ulaşım sorunlarını çözmek adına canla başla çalışıyoruz” diye konuştu. Kent içi ulaşım ve çözümleri konusu etrafında şekillenen sohbette Başkan Aktaş, gençlerin sorularını da yanıtsız bırakmadı. Gençlerin Üniversite-Görükle metrosu hakkındaki sorularını cevaplayan Başkan Aktaş, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı destekleriyle Üniversite hattını Görükle’ye kadar uzatacak hatta çalışmaların hızla sürdüğünü vurguladı. BURULAŞ yetkililerinin ulaşıma dair sunumları sonrasında gençlerle sohbet eden Başkan Aktaş, tecrübelerini paylaştığı bu organizasyon için moderatör Doç. Dr. Yüksel Okşak’a teşekkür etti.

YÖK Başkanı yüksek lisans ve doktora burslarının artırılacağını açıkladı Haber

YÖK Başkanı yüksek lisans ve doktora burslarının artırılacağını açıkladı

Üniversitelerin uluslararası alandaki sıralamalarında azimli bir şekilde yükselmesinin, nitelikli araştırmalar yapılmasından ve yayın kalitelerinin artırılmasından geçtiğini aktaran Özvar, akademisyenlerin bilimsel açıdan kaliteli dergilerde yayın çıkarmalarının ülkedeki yayın sayılarını olduğu gibi çalışmaya yapılan atıf sayılarını da olumlu yönde artıracağını söyledi. Dünyada ve Türkiye’de yayımlanan bilimsel makalelerin yer aldığı dergilerin etki değerine göre dağılımına değinen Özvar, “Q1 etki değerindeki dergilerde yayımlanan makale oranı dünya ortalaması, 2022 yılı itibariyle yüzde 45,98 iken; Türkiye ortalaması yüzde 29,49’dur. Yine Q4 dergilerdeki yayınların toplam yayınlar içindeki payı dünya ortalaması yüzde 8,77 iken; Türkiye ortalaması yüzde 21,65 gibi yüksek bir orandadır. Bu tablo bize akademisyenlerimizi etki değeri yüksek dergilerde yayın yapmalarını teşvik etmemiz gerektiğini söylüyor” dedi. Son yıllarda çeşitli uluslararası derecelendirme kuruluşları tarafından ilan edilen sıralamalarda özellikle araştırma üniversitelerinin görünürlüklerinde olumlu gelişmeler yaşanmasına rağmen, üniversitelerin bu sıralamalardaki yerlerinin, hala gerçek durumlarını yansıtmadığını düşündüğünü söyleyen Prof. Dr. Özvar, “Yükseköğretim Kurulu olarak bizim sizlerden temel beklentimiz, üniversitelerinizin verilerine sahip çıkmak suretiyle uluslararası alanda üniversitenizin görünürlüğünü artırmanızdır. Bu konuda özellikle bu yıl ilan edilen sıralamalarda ODTÜ, İTÜ, Koç ve Sabancı Üniversitelerimizin önemli mesafeler kat ettiklerini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Ben inanıyorum ki bilhassa yayın konusundaki gayretle, kısa süre içerisinde araştırma üniversitelerimizin en az birkaçı daha sıralamalarda ilk 500’e rahatlıkla gireceklerdir. Bu konuda daha fazla çaba göstermenizi sizlerden istirham ediyorum. Biz Yükseköğretim Kurulu olarak bundan sonra da bu konuda sizlere her türlü katkıyı vermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. ADEP kapsamında aktarılacak bütçe kaynağı 400 milyon TL’ye çıkarıldı Araştırma Üniversiteleri Destek Programı (ADEP) kapsamında ilk defa 2022 yılı Haziran ayında 20 Araştırma Üniversitesi’ne Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından 100 milyon TL bütçe aktarımı yapıldığını söyleyen Özvar, “Araştırma Üniversiteleri Yıllık Performans Puanlarına göre bu bütçe dağılımı belirlenmişti. 2023 yılında ise aktarılan bütçe 250 milyon TL’ye yükseltilmişti. 2024 Bütçe Yılında ise ADEP kapsamında aktarılacak bütçe kaynağı 400 milyon TL’ye çıkarılmıştır. Hayırlı olsun. Bu konudaki takdirlerinden dolayı Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve özel destekleri için de Strateji ve Bütçe Başkanımız Sayın İbrahim Şenel’e teşekkür ediyorum” açıklamasına yer verdi. TÜBİTAK’la yapılan görüşmeler sonucunda bu yıl ilk defa TÜBİTAK Stajyer Araştırmacı Burs Programında (STAR), ADEP kapsamındaki projelere özel çağrıya çıkıldığını söyleyen Özvar, 20 devlet araştırma üniversitesinden 19’unun ADEP kapsamındaki bilimsel araştırma projelerinde çalıştırılmak üzere, toplam 144 lisans bursiyer başvurusunun yapıldığını ve araştırma üniversitelerine yönelik yeni destekler konusunda TÜBİTAK’la görüşmelerinin devam ettiğini belirtti. “Yüksek lisans öğrencileri için burs miktarı 6 bin TL’ye doktora öğrencileri için burs miktarı ise 9 bin TL’ye çıkarıldı” Yüksek lisans ve doktora öğrencileri için mevcut burs ödemelerinin de artırıldığını söyleyen Özvar, “Yürütme Kurulumuz tarafından 5102 sayılı Kanun kapsamında yükseköğretim öğrencilerine ödenen burs miktarları esas alınarak yapılan hesaplama sonucunda, 2023 yılı itibariyle proje özel hesabından aylıklar halinde ödenmek üzere, yükseköğretim kurumlarında yürütülen bilimsel araştırma projelerinde burslu olarak görevlendirilen öğrencilere ödenecek aylık burs miktarı üst sınırının, tezli yüksek lisans öğrencileri için 2 bin 550 TL’den 6 bin TL’ye, doktora öğrencileri için de 3 bin 825 TL’den 9 bin TL’ye çıkarılmasına karar verilmiştir. Bu konudaki Yürütme Kurulu kararını hafta içerisinde tüm üniversitelerimize iletmiş olacağız” dedi. Yakın zamanda araştırma üniversitesi olma potansiyeline sahip üniversitelerin listesinin de kamuoyu ile paylaşılacağını aktaran Özvar sözlerine şöyle devam etti: “YÖK olarak, sadece araştırma üniversitelerimizin değil, vakıf/devlet tüm üniversitelerimizin yıllık yayın, atıf, proje, patent gibi verilerini de sıkı bir şekilde takip etmekteyiz. Yakın bir zamanda araştırma üniversitesi olma potansiyeline sahip üniversitelerimizi de kamuoyu ile paylaşıp, kendilerini önümüzdeki 2 yıllık bir izleme sürecine alacağız. Bu 2 yılın sonunda ise, araştırma üniversitesi sayısı aynı kalmak kaydıyla, bu sisteme dahil edeceğimiz yeni üniversitelerimiz olacak.”

BUÜ, “Engelsiz Üniversite” yolunda emin adımlarla ilerliyor Haber

BUÜ, “Engelsiz Üniversite” yolunda emin adımlarla ilerliyor

Yükseköğretim Kurumu (YÖK) tarafından 2018 yılında hayata geçirilen ‘Engelsiz Üniversite Bayrak Ödülleri’ne başvuran BUÜ Yönetimi, 3 fakülte binası ve 1 bölüm binası ile bu alanda Turuncu Bayrak ödülüne layık görüldü. YÖK, Üniversitenin 5 farklı binasının daha ödüllere aday olabilmesinin önünü açtı. Yapılan incelemeler sonucunda Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlık Binası, Sağlık Bilimleri Fakültesi Binası, İlahiyat Fakültesi Binası ve Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Binası mekânda erişim alanında Turuncu Bayrak ödülünü aldı. Devlet Konservatuarı Binası, Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bölümler Binası, Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Binası, Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Binası, Orhangazi Yeniköy Asil Çelik Meslek Yüksekokulu Binası, Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi ile Sabahattin Gazioğlu Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Hastanesi de Turuncu Bayrak ödülü için aday gösterildi. BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, değerlendirmeler sonucunda ödüle layık görülen kurumların yöneticilerine önceki gün yapılan Senato Toplantısında belgelerini ve turuncu bayraklarını takdim etti. Engelsiz Üniversite olma yolunda kararlı adımlarla ilerlediklerini vurgulayan Prof. Dr. A. Saim Kılavuz; “1975 yılında kurulmuş bir üniversiteyiz. Kurulduğumuz ilk günden itibaren de hedeflediğimiz her alanda en yüksek nitelik seviyesine ulaşmaya gayret ediyoruz. Köklü üniversitemizin arzu edilen niteliklere ulaşma hedefinin bir parçası da engelli öğrenci, personel ve diğer ziyaretçiler için erişilebilir ve ulaşılabilir bir iklim oluşturma çabasıdır. Ancak üniversitemize ait yapıların bazılarında istenilen modernizasyonunun henüz tamamlanamamış olması, erişilebilirlik açısından bir takım sorunlar yaşanabilmesine sebep oluyor” dedi. Yeni bayraklar yolda Bu anlamda Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu’nunbaşkanlığında faaliyet gösteren ve Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Kurt’un Koordinatörlüğünü üstlendiği Engelli Öğrenci Birimi ile Yapı İşleri Daire Başkanlığı’nın ortak çalışmalarıyla Üniversitedekimekanların incelenmesi ve eksiklerin giderilmesi için yoğun çalışmalar yaptıklarını kaydeden Rektör Kılavuz; “Bu hedef doğrultusunda üniversitemizin kararlı çalışmaları meyvelerini vermeye başladı. 2022 yılı çerçevesinde gerçekleştirilen değerlendirmeler sonucunda Üniversitemizdeki dört fakülte binamız Mekânda Erişilebilirlik Turuncu Bayrak ödülü almayı başardı. Yedi binamız da Mekânda Erişilebilirlik Turuncu Bayrak için aday statüsü kazandı. Bu konuda bizlere destek veren ve işbirliği yapan herkese gönülden teşekkür ediyorum. Çok daha iyisi için çalışmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu. Engelsiz Üniversite Bayrak Ödülleri ve aday statüsü kazanan binaların sertifikalarıBursa Uludağ Üniversitesi Senato Toplantısı’nın ardından yapılan törende Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz tarafından ilgili birim yöneticilerine takdim edildi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.