Hava Durumu

#Yaza

Yeni Marmara Gazetesi - Yaza haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yaza haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Sıcak Çarpmasına Dikkat! Haber

Sıcak Çarpmasına Dikkat!

Yaz aylarında artan sıcak çarpması riski hakkında uyarılarda bulunan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Kamil Cezgin, "Yüksek sıcaklık ve yüksek nem seviyeleri, sıcak çarpmasına yol açabilir. Kalp hastalığı, solunum problemleri, diyabet, obezite ve böbrek hastalığı gibi kronik sağlık sorunları olan bireyler, sıcak çarpması açısından daha fazla risk altındadır. Sıcak havalarda vücudun su kaybını önlemek için yeterli miktarda sıvı tüketmek önemlidir" dedi. Medical Park Ataşehir Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Kamil Cezgin, sıcak çarpması hakkında açıklamalarda bulundu. Sıcak çarpmasının, vücut sıcaklığının aşırı yükselmesiyle ortaya çıkan ve hayati tehlike oluşturan bir durum olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Cenzgin, "Normalde vücut, sıcaklık dengesini korumak için terleme yoluyla ısısını düzenler. Ancak aşırı sıcak ve nemli bir ortamda uzun süre kalmak veya yoğun fiziksel aktivite sırasında bu mekanizma başarısız olabilir. Sonuçta vücut aşırı ısınır ve ısı düzenleme sistemi etkilenir. Aşırı sıcaklık, vücut organlarının ve sistemlerinin normal işlevlerini etkileyebilir ve hayati organlara zarar verebilir" diye konuştu. "Yüksek sıcaklık ve nemli hava koşulları neden olabilir" Sıcak çarpmasının nedenlerinden bahseden Uzm. Dr. Cezgin, "Yüksek sıcaklık ve nemli hava koşulları sıcak çarpmasına neden olabilir. Bu koşullar altında vücut, terleme yoluyla ısısını düzenleyemez ve sıcaklık artışı oluşur. Aşırı sıcak ve nemli bir ortamda uzun süre kalmak, sıcak çarpmasının riskini artırır. Özellikle açık havada çalışan işçiler, sporcular, askerler ve açık hava etkinliklerine katılan bireyler bu risk altındadır. Sıcak havalarda yoğun fiziksel aktivite de sıcak çarpmasına neden olabilir. Vücut ısısının artmasına ve terleme oranının yükselmesine yol açar. Bu da sıcak çarpması riskini artırır. Özellikle aşırı egzersiz yapan sporcular ve fiziksel işlerde çalışan bireyler bu risk altındadır" şeklinde konuştu. "İleri yaştakiler risk altında" İleri yaş ve kronik hastalığı olanların da risk altında olduklarının altını çizen Uzm. Dr. Cezgin, "İleri yaştakiler ve çocuklar sıcak çarpması açısından daha savunmasızdır. Vücut ısı düzenleme mekanizmalarının daha az etkili olduğu yaşlılarda sıcak çarpması riski artar. Kalp hastalığı, solunum problemleri, diyabet, obezite ve böbrek hastalığı gibi kronik sağlık sorunları olan bireyler de sıcak çarpması açısından daha fazla risk altındadır. *Bunların dışında bazı ilaçlar, vücut ısı düzenlemesini etkileyerek sıcak çarpması riskini artırabilir. Özellikle antidepresanlar, antihistaminikler ve bazı tansiyon ilaçları bu riski artırabilir" dedi. "Yüksek ateş ve baş dönmesi görülebilir" Uzm. Dr. Cezgin, sıcak çarpmasında görülebilecek belirtileri şöyle açıkladı: Yüksek ateş: Vücut sıcaklığı tehlikeli seviyelere yükselirken, kişinin ateşi hızla artar. Genellikle 40 derece veya daha yüksek bir ateş görülebilir. Nabız hızlanması: Kalp, vücudu soğutmak için daha fazla çalışır. Bu nedenle nabız hızlanır ve derinleşir. Nabız, normalden daha hızlı atar. Baş dönmesi ve sersemlik: Kişi baş dönmesi ve sersemlik hissi yaşayabilir. Denge sorunları ortaya çıkabilir ve kişi zorlukla ayakta durabilir. Ciltte değişiklikler: Sıcak çarpması durumunda cilt renginde değişiklikler görülebilir. Cilt kızarabilir veya solgunlaşabilir. Cilt sıcak ve kuru olabilir. Şiddetli baş ağrısı: Yoğun baş ağrıları ortaya çıkabilir. Baş ağrısı genellikle şiddetli ve dayanılmaz olabilir. Halsizlik ve yorgunluk: Vücut sıcaklık düzenlemesindeki bozukluk nedeniyle enerji düşebilir ve kişi halsizlik ve yorgunluk hissi yaşayabilir. Nefes darlığı: Nefes alıp vermede zorluk yaşanabilir. Nefes darlığı hissi oluşabilir. Bulantı ve kusma: Sıcak çarpması belirtileri arasında bulantı ve kusma da görülebilir. Vücutta su ve elektrolit dengesindeki bozulma nedeniyle sindirim sistemi etkilenebilir. "Sıcak çarpmasını önleyecek tavsiyeler" Uzm. Dr. Cezgin, sıcak çarpmasından korunmak için şu önerilerde bulundu: "Sıcak havalarda vücudun su kaybını önlemek için yeterli miktarda sıvı tüketmek önemlidir. Özellikle su, elektrolit içecekleri veya sporcu içecekleri gibi hidrasyonu destekleyen içecekler tercih edilmelidir. Sıvı alımı düzenli ve sürekli olarak yapılmalıdır. Yüksek sıcaklık ve nemin olduğu zamanlarda, mümkün olduğunca serin bir ortamda kalınmalıdır. Klima kullanmak, gölgeli veya havalandırmalı alanlarda bulunmak, sıcak çarpmasını önlemek için önemlidir. Sıcak çarpmasından korunmak için nefes alabilen kumaşlardan yapılmış giysileri tercih etmek uygun olur. Hafif renkli ve gevşek giysiler, terlemeyi artırarak vücut sıcaklığının düzenlenmesine yardımcı olur. Yoğun fiziksel aktiviteler, en sıcak saatlerde yapılmaktan kaçınılmalıdır. Özellikle öğle saatlerindeki güneşin en yoğun olduğu dönemde aktiviteleri sınırlamak veya gölgeli alanlarda gerçekleştirmek önemlidir. Şapka veya şapka benzeri bir başlık takmak, güneş ışınlarından korunmaya yardımcı olur. Hava durumu raporlarını düzenli kontrol etmek, yüksek sıcaklık ve nem koşullarında bilinçli olmanızı sağlar. Buna göre planlar yapmak ve gerektiğinde önlemler almak önemlidir." "Sıcak çarpması durumunda vücut sıcaklığı düşürülmeli" Tedavi yollarına değinen Uzm. Dr. Cezgin, "Sıcak çarpması durumunda en önemli adımlardan biri, vücut sıcaklığını hızlı bir şekilde düşürmektir. Hasta serin bir ortama alınır, giysileri çıkarılır, soğuk kompres veya buz uygulanır. Sıcak çarpması durumunda vücuttaki sıvı ve elektrolit dengesinin düzeltilmesi önemlidir. Sıvı kaybını yerine koymak için oral veya intravenöz yolla sıvı takviyesi yapılır. Hastanın semptomlarına yönelik tedavi önlemleri alınır. Baş ağrısı için ağrı kesiciler, bulantı ve kusma için bulantı kesiciler kullanılabilir. Bilinç değişiklikleri varsa, hastanın solunumu ve dolaşımı desteklenir. Sıcak çarpması ciddi bir durum olduğunda hastanın hastaneye yatırılması gerekebilir. Hastanede, durumu izlenir ve gerektiğinde ileri tedavi yöntemleri uygulanır" şeklinde konuştu.

BURULAŞ, yaz aylarında sıcaklıkların artması üzerine kent içi otobüslerde klima denetimlerine ağırlık verdi Haber

BURULAŞ, yaz aylarında sıcaklıkların artması üzerine kent içi otobüslerde klima denetimlerine ağırlık verdi

Bursa Büyükşehir Belediyesi, yaz aylarında sıcaklıkların artması üzerine kent içi otobüslerde klima denetimlerine ağırlık verdi. Bursa’nın en önemli konularından biri olan ulaşımı rahatlatmak ve konforu arttırmak amacıyla yeni projeleri hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, BURULAŞ saha denetim ekipleri aracılığıyla kent içi otobüslerde klima denetimlerini artırdı. Ekipler, Kestel, Gürsu ve Şevket Yılmaz Hastanesi bölgelerinde gerçekleştirilen kontrollerde araçların klima sistemlerini detaylı şekilde inceledi. Denetimler sırasında otobüs içi sıcaklık değerleri ölçülerek klimaların aktif çalışıp çalışmadığı kontrol edildi. Yolcu konforunun artırılması hedefiyle sürdürülen çalışmalarda, eksiklik tespit edilen araçlarla ilgili gerekli uyarı ve bilgilendirmeler yapıldı. BURULAŞ, yaz mevsimi boyunca denetimlerini düzenli olarak sürdürecek ve şehir içi toplu ulaşımda konforlu ve güvenli seyahat için çalışmalarına kesintisiz devam edecek. Bursa’da ulaşımın kalitesini artırmak için çalışmaları aralıksız sürdürdüklerini söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, yaptıkları düzenlemelerle Bursalıların konforlu ve güvenli seyahat etme imkanı bulduğunu belirtti. Yaz aylarında sıcaklıkların yükselmesi sebebiyle ekipler tarafından otobüslerde klima denetimleri yapıldığını ifade eden Başkan Bozbey, "BURULAŞ saha denetim ekiplerimiz her gün farklı ilçe ve mahallelerde denetimlerini sürdürüyor. Halkımızın rahat yolculuk yapabilmesi için klima kontrolleri yapılıyor, eksiklikler tespit edilerek gerekli çalışmalar başlatılıyor. Hemşehrilerimizin keyifli seyahat etmelerini arzuluyoruz. ‘Ulaşılabilir bir Bursa’ hedefi için durmadan, yorulmadan çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

"Bazı kişilerde ‘sessiz kalp krizi’ görülebilir"  Haber

"Bazı kişilerde ‘sessiz kalp krizi’ görülebilir" 

Acıbadem Ankara Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Müjgan Tek, aşırı sıcaklık ve nem artışıyla birlikte vücudun terleme yoluyla sıvı kaybına uğradığını; bunun da kanın yoğunlaşması, kalbin yükünün artması ve kalp krizine yol açabildiğini söyledi. Acıbadem Ankara Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Müjgan Tek, dünyada ve Türkiye’de önde gelen ölüm nedenlerinden biri olan kalp krizi hakkında önemli bilgiler verdi. Kalp krizinin kalbe kan taşıyan damarların tıkanması sonucu meydana geldiğini belirten Doç. Dr. Tek "Birçok kalp krizi, zamanında müdahale ile önlenebilir ya da hayati riskler azaltılabilir. Bu nedenle halkımızın hem kalp krizi risklerinin arttığı durumlar hem de kalp krizi belirtileri konusunda bilinçli olması hayati önem taşımaktadır" dedi. Kalp krizinin temel nedeninin damar sertliği (ateroskleroz) olarak bilinen damar içi yağ birikimleri olduğunu hatırlatan Tek, bu süreci hızlandıran başlıca risk faktörlerini "Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, sigara kullanımı, yüksek kolesterol ve trigliserit düzeyleri, ailede erken yaşta kalp hastalığı öyküsü, obezite ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam tarzı ve stres" olarak sıraladı. Özellikle yaz aylarında sıcak havanın da kalp sağlığını olumsuz etkilediğinin altını çizen Doç. Dr. Tek "Sıcak hava vücudun ısı düzenleme mekanizmalarını zorlayıp kalp atışlarını hızlandırabilir. Kan damarları vücut sıcaklığını dengelemek için genişler, böylece kalp daha fazla kan pompalamaya başlar. Bu durum, özellikle sıcak çarpması veya dehidrasyon gibi faktörlerle birleştiğinde kalp çarpıntısına yol açabilir" dedi. Aşırı sıcaklık ve nem artışıyla birlikte vücudun terleme yoluyla sıvı kaybına uğradığını; bunun da kanın yoğunlaşması, kalbin yükünün artması ve kalp krizine yol açabildiğini sözlerine ekledi. "Bazı kişilerde ‘sessiz kalp krizi’ görülebilir" Kalp krizinin belirtilerinin kişiden kişiye değiştiğine dikkat çeken Doç. Dr. Tek, bazı kişilerde ‘sessiz kalp krizi’ görülebileceğini; özellikle kadın ve yaşlılarda farklı semptomların da gözlemlenebileceğini ifade etti. Bununla birlikte en yaygın belirtilerin göğüs ortasında baskı, sıkışma, sol kola, boyuna, çeneye veya sırta yayılan ağrı, nefes darlığı, soğuk terleme, mide bulantısı ile baygınlık hissi olduğunu söyledi. Bu belirtilerden bir ya da birkaçını yaşayan kişilerin zaman kaybetmeden 112 Acil Servis’i aramaları konusunda uyarıda bulunan Doç. Dr. Tek, "Kalp krizinde erken müdahale, kalp kasının zarar görmesini azaltır ve hayat kurtarır. Kendi imkanlarınızla hastaneye gitmek zaman kaybına ve daha kötü sonuçlara neden olabilir" diye konuştu. "Düzenli doktor kontrollerini ihmal etmeyin" Bazı bireylerde kalp krizi önceden hiçbir belirti vermediği için sağlıklı görünen bireylerin bile risk altında olabileceğini vurgulayan Doç. Dr. Tek, bu nedenle de düzenli doktor kontrollerini ihmal etmemek gerektiğini dile getirdi. Tansiyon, şeker ve kolesterol düzeylerinin takip edilmesini, sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesini tavsiye etti. Sigaranın kalp krizi riskini 2-4 kat arttırdığına işaret eden Tek, sigaranın mutlaka bırakılması gerektiğini söyledi Tek, sözlerine şöyle devam etti: "Az tuzlu, az yağlı, bol sebze meyve içeren diyetler ile sağlıklı beslenilmeli. Düzenli fiziksel aktivite alışkanlığı kazanmak, örneğin haftada en az 150 dk egzersiz yapmak, alkol kullanımını sınırlamak gerekir. Meditasyon ve nefes egzersizleri gibi stres yönetimi tekniklerini uygulamak iyi olabilir. Ayrıca kalp krizi belirtilerinin öğrenilip çevreyle paylaşılması da fayda sağlar" dedi.

Bisikletini Alan Çocuklar Sokağa Çıktı Haber

Bisikletini Alan Çocuklar Sokağa Çıktı

Bursa'nın Nilüfer ilçesinde bir bisikletçi, yaz aylarının gelmesiyle otomobiliyle mahalleleri dolaşarak çocuk yetişkin demeden ayağa hizmet götürüyor, bakım onarım yapıyor. Havaların ısınmasıyla depolardan çıkan bisikletler, sokaklarda daha çok görülmeye başladı. Özellikle hafta sonlarında bisikletini alan çocuklar, park ve bahçelerde yoğunluk oluşturuyor. Bisiklet kullanımının artması bisikletçilerin de işlerini artırıyor. Lastik, fren, vites, koltuk, zincir gibi bakım ve onarım işlerini yapan bisikletçiler, özellikle bisikletin depodan çıkmaya başladığı bugünlerde yoğun günler geçiriyor. Nilüfer'in Üçevler Mahallesi'nde bisikletçi dükkanı bulunan Hamdi Aktürk ise belirli günlerde bisikletçinin bulunmadığı mahallelere otomobiliyle giderek seyyar olarak çocuk yetişkin demeden ayağa hizmet götürüyor. Aktürk, 20 yıldır bisiklet tamiri, alım ve satımı yaptığını belirterek, 15 yıldır da mahalleleri seyyar gezerek çocukların sorunlarını yerinde çözdüğünü söyledi. Okullar kapandıktan sonra işlerinin daha da yoğunlaşacağını belirten Aktürk, şunları kaydetti: "Mesela her hafta pazar günleri 23 Nisan Mahallesi'ne geliyorum. Bazen Balat'a bazen başka mahallelere gidiyorum. Mahalle çocukları, bisikleti olanlar beni, geleceğim saati bilir. Otomobilimin bagajında tamir, bakım ve onarım için her türlü malzemem var. Lastik patlağı, lastik, koltuk, zincir ve balata değişimi, bedal bakımı ve değişimi gibi birçok işlemi dükkan fayatlarıyla yapıyoruz." Hava basmanın 10 lira, lastik tamirinin 100 lira olduğunu anlatan Aktürk, "Fren bakımı parça değişmezse 50 lira. Yeni alınmış bir bisiklet toplama, ayarlarını yapma 300 lira, vitesli ise 500 lira. Bazen geç saatlere kadar çalışıyoruz." dedi. Aktürk, çocukları ve yetişkinleri depodan çıktığı gibi bisiklete binmemeleri konusunda uyararak, "Önce bakımını yaptırmaları iyi olur. Özellikle frenleri tutmaz problem yaşayabilirler. Vitesleri ayarlanmalı. Lastikleri kontrol edilmeli. Yaza girerken sorunsuz girmek en iyisi" ifadesini kullandı. "Ucuz etin yahnisi yavan olur" diyen Aktürk, "Piyasada çok fazla bisiklet satılıyor. Bütçeye göre kalitelisinin alınması en iyisi. Kalitesiz olanları çok arıza verir, hem çocuğu hem anne babasını üzebilir. Çocuklar çok hevesliler ama kesinlikle aşırı hız yapmasınlar. Frenlerine güvenip hız kötü sonuçlar doğurabilir. Araç trafiğine çok dikkat etsinler." diye konuştu.

"12.00 ila 15.00 saatleri arasında dışarıda bulunmak riskleri artırıyor"  Haber

"12.00 ila 15.00 saatleri arasında dışarıda bulunmak riskleri artırıyor" 

Bilinçsiz güneşlenmenin cilt sağlığını olumsuz etkileyebileceğini belirten Dermatoloji Uzmanı Dr. Nasım Behkamı, "Yaz mevsimiyle birlikte güneşli günlerin artması, insanların daha fazla açık havada vakit geçirmesine neden olur. Güneş koruyucu ürünlerin kullanımı da bu süreçte büyük önem taşır. Geniş spektrumlu, yani hem UVA hem UVB ışınlarına karşı koruma sağlayan güneş kremleri tercih edilmelidir. SPF değeri en az 30 olan ürünler kullanılmalıdır. Açık tenli, hassas ciltli bireyler için SPF 50 ve üzeri koruma önerilmektedir. Güneş kremi, dışarı çıkmadan yaklaşık 20-30 dakika önce sürülmeli ve her 2-3 saatte bir yeniden uygulanmalıdır" dedi. İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi Dermatoloji (Cildiye) Uzmanı Dr. Nasım Behkamı, yaz aylarında güneşten korunma yolları hakkında açıklamalarda bulundu. Bilinçsiz güneşlenmenin cilt sağlığını olumsuz etkileyebileceğini dile getiren Uzm. Dr. Behkamı, "Yaz mevsimiyle birlikte güneşli günlerin artması, insanların daha fazla açık havada vakit geçirmesine neden oluyor. Güneş ışınları D vitamini üretimi açısından önemli bir kaynak olmakla birlikte, bilinçsizce ve uzun süreli maruz kalındığında cilt sağlığı üzerinde ciddi olumsuz etkilere yol açabiliyor" diye konuştu. "Korunmasız dışarıda bulunmak ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir" Güneşten gelen ultraviyole (UV) ışınlarının, cilt üzerinde hem kısa hem de uzun vadeli hasarlara neden olabileceğini söyleyen Uzm. Dr. Behkamı, "UVA ışınları cildin alt tabakalarına kadar ulaşarak elastikiyet kaybı, kırışıklık ve erken yaşlanma gibi sorunlara yol açarken, UVB ışınları cildin yüzeyinde güneş yanıkları, hücre hasarı ve lekelenmelere sebep olabiliyor. Zamanla biriken UV hasarı, DNA düzeyinde bozulmalara neden olarak cilt kanseri riskini artırıyor. Bu yüzden güneşin etkili olduğu saatlerde korunmasız şekilde dışarıda bulunmak ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getirebilir" dedi. "12.00 ila 15.00 saatleri arasında dışarıda bulunmak riskleri artırıyor" Zararlı güneş ışınlarından nasıl korunmamız gerektiğinden bahseden Uzm. Dr. Behkamı, şu bilgileri paylaştı: "Güneş ışınlarının yeryüzüne en dik açıyla ulaştığı 12.00 ila 15.00 saatleri arasında dış ortamda bulunmak riskleri artırıyor. Bu saatlerde açık havada kalmak gerekiyorsa, gölge alanlar tercih edilmeli ve fiziksel koruyucular kullanılmalıdır. Geniş kenarlı şapkalar, UV filtreli güneş gözlükleri ve sık dokunmuş, açık renkli pamuklu kıyafetler güneşten korunmada önemli rol oynar. UPF (Ultraviolet Protection Factor) etiketli koruyucu giysiler ise ekstra koruma sağlayarak cildin UV ışınlarına karşı daha dirençli olmasına yardımcı olur." "Yüzme sonrasında güneş kremi yenilenmeli" Güneş koruyucu ürünler seçerken nelere dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Behkamı, "Güneş koruyucu ürünlerin kullanımı da bu süreçte büyük önem taşır. Geniş spektrumlu, yani hem UVA hem UVB ışınlarına karşı koruma sağlayan güneş kremleri tercih edilmelidir. SPF değeri en az 30 olan ürünler kullanılmalı; açık tenli, hassas ciltli bireyler için SPF 50 ve üzeri koruma önerilmektedir. Güneş kremi, dışarı çıkmadan yaklaşık 20-30 dakika önce sürülmeli ve her 2-3 saatte bir yeniden uygulanmalıdır. Yüzme, terleme ya da havlu kullanımı gibi durumlarda bu koruma yenilenmelidir. Güneş kremi yalnızca yüz değil, kulaklar, ense, boyun, eller ve ayak üstü gibi genellikle ihmal edilen bölgelere de uygulanmalıdır" açıklamasında bulundu. "Şapka ve şemsiyle güneşten korunmak da önemli" Güneşten korunmada yalnızca kozmetik ürünler değil, fiziksel önlemlerin de oldukça etkili olduğunu belirten Uzm. Dr. Behkamı, "Geniş kenarlı şapkalar yüz, kulak ve ense gibi hassas bölgeleri doğrudan gelen ışınlardan korurken, UV400 filtreli güneş gözlükleri hem gözleri hem de göz çevresindeki ince deriyi güneşin zararlı etkilerinden korur. Şemsiye kullanımı da doğrudan gelen güneş ışığını keserek fayda sağlar; ancak yüzeylerden yansıyan UV ışınlarına karşı tam koruma sağlamadığı için mutlaka güneş kremiyle desteklenmelidir" dedi. "Bol su içmek cildin nem dengesi koruyabilir" Su tüketiminin de ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çizen Uzm. Dr. Behkamı, "Sıcak havalarda artan terleme ve sıvı kaybı, ciltte kuruluğa ve hassasiyete yol açabilir. Bu yüzden yaz aylarında bol su içmek, cildin nem dengesini koruyarak dış etkenlere karşı direncini artırır. Ayrıca, antioksidan yönünden zengin sebze ve meyvelerle beslenmek, güneşin cilt üzerinde oluşturduğu oksidatif stresi azaltarak cildi içeriden destekler" ifadelerini kullandı. "Ciltte geçmeyen kızarıklık olabilir" Bazı durumlarda uzman hekime danışılmasını vurgulayan Uzm. Dr. Behkamı, şunları söyledi: "Güneşe maruz kalmanın ardından ciltte geçmeyen kızarıklık, su toplama, kabuklanma gibi reaksiyonlar görülüyorsa ya da yeni oluşan, renk veya şekil değiştiren benler fark ediliyorsa mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır. Güneşe bağlı lekelerin kalıcı hale gelmesi veya ciltte uzun süreli hassasiyetlerin oluşması da profesyonel değerlendirme gerektiren durumlardır." "Uygun kıyafet seçimi cilt sağlığını korur" Güneşin zararlı etkilerine karşı alınacak önlemlerin sadece yaz aylarında değil, yıl boyunca uygulanması gerektiğini kaydeden Uzm. Dr. Behkamı, "Bulutlu havalarda bile UV ışınlarının büyük bir kısmı yeryüzüne ulaşabildiğinden, güneşten korunma alışkanlığı günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası olmalıdır. Düzenli güneş koruyucu kullanımı, uygun kıyafet seçimi, yeterli sıvı alımı ve bilinçli dış mekân aktiviteleri sayesinde hem cilt sağlığı korunur hem de erken yaşlanma belirtileri geciktirilmiş olur. Cildin sağlıklı, genç ve ışıltılı kalması için bilinçli güneş koruması büyük önem taşır. Basit ama etkili alışkanlıklarla, yaz mevsiminin keyfini çıkarırken cildinizi de koruma altına alabilirsiniz" dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.