Hava Durumu

#Yiyecek

Yeni Marmara Gazetesi - Yiyecek haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yiyecek haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Troid Hastaları İçin Sağlıklı Beslenme Önerileri: İşte Yiyebileceğiniz Yiyecekler Haber

Troid Hastaları İçin Sağlıklı Beslenme Önerileri: İşte Yiyebileceğiniz Yiyecekler

İşte troid hastalarının yiyebileceği sağlıklı besinler: İyot Dengesi Sağlayan Yiyecekler: İyot, tiroid hormonlarının üretimi için önemlidir, ancak aşırı miktarda iyot alımı da kişilerin yoluna gidebilir. Deniz ürünleri, iyotlu tuz, süt ve süt ürünleri, yumurta ve balık gibi iyot açısından zengin ancak aşırıya kaçmayan yiyecekler tüketilebilir. Yüksek Lifli Yiyecekler: Lifli gıdaların parçalanabilmesi ve kilo kontrolüne yardımcı olması. Bu nedenle kepekli sebzeler, meyve, sebze, baklagiller gibi yaşam açısından zengin besinler tüketilebilir. Antioksidanlar: Antioksidanlar, vücuttaki serbest radikallerin zararlı etkilerine karşı korur ve bölgelerin çoğunu korur. Bu nedenle taze meyve, sebze, yeşil çay gibi antioksidan açıdan zengin gıdaları tercih etmek önemlidir. Sağlıklı Yağlar: Omega-3 yağ asitleri, troid sağlığı açısından faydalıdır. Bu yağları somon, sardalya gibi yağlı balıklardan, ceviz, chia tohumu gibi gıdalardan alabilirsiniz. Protein: Protein, kas sağlığı için önemlidir ve tokluk hissini artırabilir. Tavuk, hindi, balık, yumurta, baklagiller gibi protein kaynaklarını tüketmek faydalı olabilir. Düşük Glisemik İndeksli Yiyecekler: Düşük glisemik indeksli yiyecekler kan şekerini dengede tutmaya yardımcı olabilir. Bu nedenle kepekli sebzeler, sebzeler, baklagiller gibi düşük glisemik indeksli yiyecekleri tercih etmek önemlidir. Troid'in izolasyonu, beslenme konusunda doktorlarına göre ve bireysel olarak uygun bir beslenme planı oluşturulmalıdır.

Dr. Çalışkan Vertigo da D Vitamini Eksikliğine Dikkat Çekti Haber

Dr. Çalışkan Vertigo da D Vitamini Eksikliğine Dikkat Çekti

Vertigonun başka hastalıkların habercisi olabileceğine değinen Uzman Odyolog Hande Çalışkan, “Vertigo, bazen vücuttaki başka sağlık sorunlarının habercisi olabilir. Örneğin, zehirlenme durumlarında, hormonal değişikliklerde (gebelikte), demir eksikliği veya B12 vitamini eksikliği gibi durumlarda da vertigo ortaya çıkabilir. Ayrıca, D vitamini eksikliği de vertigo semptomlarına yol açabilir” dedi.  Vertigo, günlük yaşamın en sıradan anlarında bile karşınıza çıkabiliyor. Yatakta dönerken, kalkarken, hatta sıradan bir telefon kullanırken bile baş dönmesi yaşayanların sayısı hiç de az değil. Hasta hikâyelerinde sıkça karşılaşılan bu durumun vertigo belirtilerini taşıyanların kliniklere başvurmasına neden olduğunu ifade eden Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi’nden Uzman Odyolog Hande Çalışkan, açıklamalarda bulundu.  Uzman Odyolog Çalışkan, “Baş dönmesi şikâyetleri; hastanın ayakta durabileceği, kusmadan kalabileceği, hissettiklerini konuşarak anlatabileceği seviyede ise ilk basamak Acil değil, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Polikliniği olmalıdır” diye konuştu.  “Bir hastalık değil, bulgudur”  Vertigonun tanımını yapan Odyolog Çalışkan, "Halk arasında vertigo bir hastalık olarak tanınır. Halbuki, aslında bir hastalık değil, semptom ya da bulgudur. Vertigo; baş dönmesi demektir. Baş dönmesi bir hastalık değildir. Yaygın olarak hastalık anlamında kullanılan vertigo, aslında iç kulaktaki denge yapısında bulunan çeşitli organizmaların hareketiyle olan 'kulak kristallerinin oynaması' durumudur. Vertigo çeşitleri arasında en yaygın olanı da bu olduğu için her türlü vertigo şikâyeti, pozisyonel vertigo hastalığı zannedilmektedir” diye konuştu.  “Etraf dönüyormuş hissi belirtiler arasında”  Vertigoda görülebilecek belirtilere değinen Odyolog Çalışkan, “Etraf dönüyormuş hissi, kişinin hareket ediyormuş hissi, gördüğü nesnelerin hareket halindeymiş gibi netlikten uzaklaşmış, flu ve karıncalanmış görmek, yer ayağının altından kayıyor zannetmek, birileri onu itiyormuş gibi veya çekiyormuş gibi hissetmek, yolda yürürken düz ilerleyemeyip yalpalamak/sendelemek vertigonun belirtileri arasında sayılabilir” dedi.  “Stres vertigo sebebi olabilir”  Vertigonun nedenlerinden bahseden Odyolog Çalışkan, “İç kulaktaki kristallerin oynaması nedeniyle pozisyonel vertigo oluşur. Ani baş hareketleri, hareketli görsel uyaranlara maruz kalma, uzun süreli bilgisayar kullanımı veya masa başında yanlış postürlerde uzun süre oturma, stres, korku, uykusuzluk ve bazen de hiçbir açık sebep olmaksızın durup dururken meydana gelebilir. Vertigo şikâyetinin süresi vertigoya neden olan hastalığa, hastanın yaşına, ek hastalıklarına, kronik durumlarına, kan değerlerine, stres-kaygı seviyesine, uyku düzenine, yorgunluktan korunma yeteneğine, uyarılara dikkat etme yeteneğine ve tetikleyici etkenlerden korunma yeteneğine bağlı olarak değişiklik gösterir” açıklamasında bulundu.  “Vertigo ataklarında yapılması gerekenler”  Vertigo atağı anında yapılması gereken 2 önlem olduğunu söyleyen Odyolog Çalışkan, şu bilgileri paylaştı:  “Birinci yapılacak hareket tutunmaktır. Bulunduğunuz yer ev olur dışarısı olur hareket halinde, yatarken veya ayakta olun fark etmez. İlk yapmanız gereken sabit bir yere tutunup kendinizi güvene almanızdır. Çünkü biz uzmanların en korktuğu durum baş dönmesi/vertigo değil, hastaların baş dönmesi yüzünden düşüp başlarını bir yere vurmaları veya bedenlerine kırık, çıkık, yaralanma gibi zarar vermeleridir.  İkinci yapılacak hareket ise gözlerinizi kocaman açıp karşıdaki sabit herhangi bir noktaya/nesneye bakmaktır. Gözlerinizi başınız dönerken asla kapatmamalısınız. Gözleri kapatmak, başta kendimizi güvende gibi ve rahatsızlığımız geçecek gibi hissettirse de, baş dönmesinin seviyesini hem artırır hem de baş dönmesine maruz kalınan süreyi uzatır. Karşımızdaki sabit nesneye odaklanmak, etrafın hareket etmediği sinyallerini beyne göndermemize yardımcı olur.”  “Başka sağlık sorunlarının habercisi olabilir”  Vertigonun başka hastalıkların habercisi olabileceğine değinen Çalışkan, “Vertigo, genellikle iç kulaktaki denge organlarının dengesizliği sonucunda ortaya çıkan bir semptomdur. Ancak bazen vertigo, vücuttaki başka sağlık sorunlarının da habercisi olabilir. Örneğin, zehirlenme durumlarında, hormonal değişikliklerde (gebelikte), demir eksikliği veya B12 vitamini eksikliği gibi durumlarda da vertigo ortaya çıkabilir. Ayrıca, D vitamini eksikliği de vertigo semptomlarına yol açabilir. Bu yüzden vertigo yaşayan kişilerin semptomlarını ciddiye alması ve ihmal etmemesi önemlidir. Vertigonun altında yatan sebebin belirlenebilmesi için uzman bir doktor tarafından detaylı bir muayene yapılması, gerekli değerlendirme ve tetkiklerin yapılması gerekmektedir. Böylece vertigonun nedeni tespit edilerek uygun tedavi yöntemleri uygulanabilir ve hastalığın ilerlemesi önlenebilir” ifadelerini kullandı.  “Kafeini azaltmak önemli”  Vertigoya iyi gelen durumlardan bahseden Uzman Odyolog Çalışkan, “Kafeinin baş dönmesini tetiklediğine dair çok fazla akademik yayın mevcuttur, bu sebeple kafeini olabildiğince azaltmak iyi gelir. Kafeinden kastımız sadece kahve ve türevleri değildir. İçeriğinde kafein olan her şeyden sakınmalıyız. Yeşil çay da hastaların ataklarının en çok tetikleyen besinler başında yer alır. Tuz tüketimini azaltmak da vertigonun tetiklenmesini önlemede önemli rol oynar. Yiyeceklerin içerisinde olabilir ancak üzerine ek tuz serpmekten kaçınmak, turşu gibi tuzu yoğun besinleri tercih etmemek faydalı olacaktır. Tansiyon ve şeker gibi metabolizmamızı doğrudan etkileyen değerleri aniden düşürecek veya yükseltecek her türlü yiyecek-içecek ve aktiviteden kaçınmak gereklidir. Stres, yorgunluk ve uykusuzluktan da kaçınmamız, vertigoyla baş etme sürecinde olumlu etki yapacaktır” dedi.  “Vertigonun tedavi yolları”  Uzman Odyolog Çalışkan, vertigonun tedavi yollarıyla ilgili şu bilgileri paylaştı:  “Vertigo tedavisinin kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bazı durumlarda vücudun kendi denge onarım sistemlerinin işe yarayabilir ancak bu süreçte yaşanan hissiyat devam edebilir. Bu durumlarda hasta, kompansasyon sürecindedir, tedavi manevraları veya özel egzersizlerle desteklenmelidir. Pozisyonel vertigo için doğrudan bir ilaç tedavisi yoktur, betahistin gibi ilaçlar semptomları azaltmak amacıyla kullanılır. İlaç kullanılıyorsa, doğru teşhis için ilaçların bırakılması gerekir.”

Küflü yiyecek tüketenler dikkat! Kimi 'Bir şey olmaz' deyip tüketiyor ama... Haber

Küflü yiyecek tüketenler dikkat! Kimi 'Bir şey olmaz' deyip tüketiyor ama...

Günümüzde pek çok kişi küflenmiş yiyecekleri yemeyi tercih etmemekte. Ancak zarar gelmeyeceğini düşünerek tüketen bazı kişiler de bulunmakta. Yiyecekler ve gıda maddelerinde belirli koşullar altında 'mikotoksin' adıyla bilinen metabolik ürünler ve mantar toksinlerinin oluştuğunu belirten uzman isimler, bu tür gıdaların hem insanlar hem de hayvanlar için zehirli olabileceği uyarısını yapıyor. Küflü yiyecekler tüketenler dikkat! .Küflü yiyeceklerin tüketilmeden atılması gerektiğini ifade eden uzmanlar, üzerindeki mikotoksinlerin hastalığa neden olabileceğini söylüyor. Ayrıca yalnızca insanlar değil, besi hayvanları ya da diğer başka hayvanlara da küflü yiyeceklerin verilmemesi gerektiği uzmanların söylediği bir gerçek. Bazı gıdalar üretimden tüketimine kadar geçen sürede çeşitli faktörlere bağlı olarak bozulabiliyor. Bozulmaya sebep olan mikroorganizmalardan biri olarak bilinen küfler uygun sıcaklık ve neme bağlı şekilde çoğalıyorlar. Bazı küfler tatta ve kokuda değişimlere sebep oluyor ancak bazıları toksik özellik gösteriyor. Söz konusu toksik etkiye mikotoksinler sebep olmakta. Ölümle dahi sonuçlanan toksisitelerinin yanında kanserojen, mutajen, DNA-RNA ve protein sentezini engelleyici, bağışıklık sistemini bastırıcı farklı etkiler de görülebilmekte. "Pek çoğunda risk var" Küfün kendisinin aslında zehirli olmadığı bilinirken, belirli koşullar altında oluşan mikotoksinin zehirli olabileceğini ifade ediliyor. En çok bilinen kanserojen mikotoksinler arasında aflatoksin B1 ve okratoksin A bulunmakta Bu sebeple risk olup olmadığı bilinmediğinden, küflü yiyecekler tüketilmemeli.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.