Hava Durumu

#Zayıflama

Yeni Marmara Gazetesi - Zayıflama haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Zayıflama haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Zayıflama iğneleri kilo kaybını destekliyor ancak yanlış kullanım ciddi riskler doğurabilir Haber

Zayıflama iğneleri kilo kaybını destekliyor ancak yanlış kullanım ciddi riskler doğurabilir

Halk arasında ‘zayıflama iğnesi’ olarak bilinen GLP-1 ve GIP analogları, iştahı azaltarak kilo kaybı sağlasa da uzmanlar, bu ilaçların yalnızca doktor gözetiminde ve yaşam tarzı değişiklikleriyle birlikte kullanılmasını öneriyor. Dr. Sibel Işık, kalıcı sonucun dengeli beslenme ve düzenli egzersizle mümkün olabileceğini vurguladı. Sosyal medyanın da etkisiyle son aylarda sıkça gündeme gelen ve halk arasında "zayıflama iğnesi" olarak bilinen GLP-1 ve GIP analogları, diyabet tedavisindeki etkilerinin yanı sıra kilo verme sürecindeki etkileriyle de dikkat çekiyor. Bu ilaçların kilo vermeye olan etkisi, Hollywood yıldızlarının kullandığı yönündeki iddialarla birlikte "iğneyle incelme" trendini Türkiye’ye de taşıdı. Zayıflama iğneleri talep görüyor Birçok kişi, özellikle birkaç kilo fazlası olan bireyler, kolay yoldan zayıflamak amacıyla bu iğneleri kullanmak istiyor. Ancak Acıbadem Kent Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sibel Işık, bu ilaçların yalnızca doktor önerisiyle, düzenli takip altında ve bütüncül bir yaklaşımla kullanılması gerektiğine dikkat çekti. Işık, "Yaşam tarzı değişiklikleri ile desteklenmediği sürece sürdürülebilir bir değişiklik sağlanamaz" dedi. Obezite taramaları ve riskli bireyler Dr. Işık, obezitenin artık bir halk sağlığı sorunu haline geldiğini ve bu nedenle Sağlık Bakanlığı tarafından başlatılan tarama programları kapsamında yaklaşık 6 ay içinde 15 milyon kişinin tarandığını, 3 milyona yakın kişinin obezite açısından riskli bulunduğunu belirtti. Estetik kaygıların yanı sıra sağlık için de fazla kilolarından kurtulmak isteyen bireylerin sayısının arttığını vurguladı. GLP-1 ve GIP analogları nedir? Zayıflama iğnesi olarak bilinen ilaçların, Tip 2 diyabet tedavisinde kullanılan enjeksiyonlu ilaçlar olduğunu belirten Işık, bu ilaçların GLP-1 (glukagon benzeri peptid-1) hormonunu taklit ederek insülin üretimini artırdığını ve iştahı azalttığını söyledi. GIP reseptör agonistleri ise tokluk hissini artırmanın yanı sıra yağ yakımını da teşvik ediyor. Bazı ilaçlar yalnızca GLP-1, bazıları ise hem GLP-1 hem GIP etkisi taşıyor. Bu nedenle ilaç seçiminin kişiye özel olması gerektiğini belirten Işık, özellikle hipertansiyon ve kalp hastalığı olan bireylerde dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Türkiye'de kullanılan ilaçlar Ülkemizde liraglutid, semaglutid ve tirzepatid etken maddeli üç farklı ilaç bulunduğunu söyleyen Dr. Işık, bu ilaçların cilt altı enjeksiyon şeklinde uygulandığını, günlük ya da haftalık dozlara göre değişebileceğini belirtti. İştahı belirgin şekilde azaltan bu ilaçların, obezite, insülin direnci, diyabet, kalp hastalıkları, yüksek kolesterol ve hipertansiyon gibi birçok kronik rahatsızlıkta fayda sağladığını ifade etti. Yan etkiler ve dikkat edilmesi gerekenler En sık görülen yan etkilerin bulantı, ishal, karın ağrısı, baş ağrısı ve halsizlik olduğunu belirten Işık, nadir de olsa pankreatit, retinopati ve bağırsak tıkanıklığı gibi daha ciddi durumların gelişebileceğini söyledi. Bu nedenle bu ilaçların mutlaka doktor gözetiminde kullanılması gerektiğini vurguladı. Yanlış beslenme süreci olumsuz etkileyebilir Zayıflama iğneleri iştahı azaltarak kilo kaybı sağlarken, iştahın kapanmasına bağlı olarak gelişen yetersiz ve dengesiz beslenmenin kilo verme sürecini sekteye uğratabileceğini belirten Işık, bu süreçte diyetisyen desteğinin çok önemli olduğunu söyledi. Ayrıca fiziksel aktivite ile desteklenmeyen süreçlerin yavaş ilerlediğini ifade etti. Düzenli yürüyüşler ve evde yapılabilecek egzersizlerin kilo kaybını desteklediğini vurguladı. Kalıcı sonuçlar için yaşam tarzı değişikliği şart Uzm. Dr. Işık, "GLP-1 ve GIP analogları, obezite tedavisinde devrim niteliğinde bir gelişme olabilir; ancak uzun vadeli etkinlik, güvenlik ve hasta uyumu dikkatle takip edilmelidir. İğne ile gelen incelik cazip olabilir ama sağlıklı kilo vermenin en kalıcı yolu; dengeli beslenme, hareketli yaşam ve tıbbi destekle sürdürülebilir bir yaklaşım benimsemekten geçer" dedi.

Zayıflamak İsteyenlere Öneriler Haber

Zayıflamak İsteyenlere Öneriler

Uzman Diyetisyen Veysel Ciğerli, yazın gelmesiyle zayıflama sürecine giren kişilerin yaptığı hatalara değinerek hangi besinlerin tüketilmesi gerektiğini açıkladı. Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının azalması ile birlikte obezite ve aşırı zayıflığa bağlı hastalıklar da hızla yaygınlaşıyor. İdeal kilosuna kavuşmak isteyen kişiler için beslenme ve diyet uzmanları eşliğinde uygulanacak doğru ve sağlıklı diyet programları büyük önem taşıyor. Midenin ne yenilirse yenilsin 4 saat içinde boşaldığına dikkat çeken Medicana Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzman Diyetisyen Veysel Ciğerli, "Bir sonraki öğününüzde fazla yemeyi engellemek için 2-2,5 saatte bir beslenmenizde fayda vardır. Kan şekerinin dengelenmesi için "3 ana, 3 ara öğün" şeklinde beslenme kuralına uymak gerekmektedir" dedi. "Kahvaltı yapınca metabolizma hızlanır" Düzenli kahvaltı etme alışkanlığının sağlıklı bir hayat için şart olduğunu vurgulayan Uz. Dyt. Veysel Ciğerli, "Metabolizma uyandıktan hemen sonra kahvaltı yapınca metabolizma hızlanmaya başlayacaktır. Aksi takdirde kahvaltı yapmadan öğle yemeğine kadar aç kalınırsa yavaşlamış metabolizma hızı ile birlikte diğer öğünümüzde daha fazla yemek kaçınılmaz olacağından kilo almakta beklenen bir sonuç olacaktır. Sabahın erken saatlerinde dengeli bir kahvaltı ile güne başlamak metabolizmamızın hızlanmasını sağlayarak daha rahat kilo vermemize yardımcı olacaktır" diye konuştu. "Sadece bir kase çorba diye kendinizi kandıramazsınız" Zayıflamak için yemek tabaklarının ve çorba kaselerinin küçültülmesi tavsiyesinde bulunan Medicana Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ciğerli, "Böylece sadece 1 kase çorba diye kendinizi kandırmazsınız. Psikolojik olarak o tabaktaki yemekleriniz bittiği zaman kendinizi doymuş hissedersiniz. Bir diğer önemli nokta da ekmek tüketimidir. Ekmek ve yerine geçen tahıl ürünleri yemeden zayıflamak söz konusu olduğunda ne yazık ki işin sağlık boyutundan hiç bahsedilmiyor. Bu denli bilinçsizce yapılan öneriler bireylerde birçok hastalığın artışına sebep olabiliyor. Tam tahıllı ekmek içeren diyet, lif oranı yüksek olduğundan dolayı acıkmayı geciktirir ve uzun süre tok kalmanıza yardımcı olur. Karbonhidrat kaynağı bir besin olan ekmeğin sindirimi ağızda başlar ve çok kısa sürede beyne tokluk sinyallerini iletir. Öğününüze 1 parça ekmeği çiğneyerek başlayın. Böylece daha kontrollü bir öğün geçirerek tokluk hissi sağlamış olacaksınız. Ayrıca tam tahıl ekmeği B12 vitamini hariç bütün B grubu vitaminlerinin temel kaynağıdır" ifadelerini kullandı. Lifli besinler tüketilmeli Liflerin sadece bitkisel kökenli besinlerde bulunduğumu belirten Uz. Dyt. Veysel Ciğerli, "Lifler sindirim sisteminden parçalanmadan geçmektedir. Bu da kişinin uzun süre tok kalmasını sağlayarak daha az yemek yenmesini sağlamaktadır. Lifler, kandaki kötü kolesterolün düşürülmesine yardımcı olup, sindirim sisteminin daha aktif çalışmasını sağlamaktadır. Ayrıca lifli besinler kabızlığın geçmesini, hemoroid problemlerinin giderilmesini, vücudun şeker seviyesinin dengelenmesini sağlar, aynı zamanda kalp sağlığını koruma açısından da önem arz etmektedir. Yapılan araştırmalar lifli besin tüketenlerin, tüketmeyenlere göre daha fazla kilo verdiklerini ortaya koymuştur" dedi Uz. Dyt. Veysel Ciğerli lif içeren yiyecekleri de buğday kepeği, kepekli çavdar unu, arpa unu, yulaf, kuru erik, armut, narenciye ürünleri, elma, muz, fasulye, nohut, sarı ve yeşil mercimek, yeşil yapraklı sebzeler, karnabahar, lahana, brokoli, yeşil fasulye, salatalık, kereviz, soğan, domates, biber, patlıcan ve havuç olarak sıraladı. Uz. Dyt. Ciğerli, sağlıklı bir zayıflama için paketli olarak satılan hazır gıdalardan da uzak durulması gerektiğini ifade etti. Bu ürünlere gıdanın dayanıklılığını artırmak için katkı maddeleri, gıda boyaları ve kimyasal içeren yiyecekler konulduğuna dikkat çeken Uz. Dyt. Ciğerli, "Evde yapılmayan, organik olmayan ve marketlerden alınan hemen hemen tüm paketli ürünler hazır gıdalar sınıfına girmektedir. Hazır gıdaları daha az tüketmek için domates salçası, biber salçası, turşu ve tarhana gibi bütün bir yıl tüketilebilecek besinleri evde yapabilirsiniz. Hazır bulyonları kullanmak yerine et, tavuk ve balık sularını evde hazırlamak, yemeğinize daha az katkı maddesinin girmesini sağlar" şeklinde konuştu. "Su tüketimi artırılmalıdır" Uz. Dyt. Veysel Ciğerli, tatlı krizlerinde meyve ve kuru meyve kullanılmasını belirterek, "Tatlı ve şeker tüketimini azaltmak veya ortadan kaldırmak için mutlaka diyete doğal şeker içeren kuru meyveler, taze meyveler, meyveli yoğurtlar eklenmelidir. Bu besinleri ara öğün olarak tüketebilirsiniz. Artan sıcak havaların etkisiyle terleme sonucu sıvı kaybı artacağından su tüketimi arttırılmalıdır. Su, metabolizmanın hızlanmasına katkı sağlar, böbreklerdeki toksik maddelerin atımına yardımcı olur. Su içmek için susamayı beklemeyiniz. Ortalama yetişkin bir insanın 2-2,5 litre su tüketmesi, her mevsim ve yaş için önerilir. Metabolizmayı hızlandıran en temel faktör fiziksel aktivitenin arttırılmasıdır. Günlük hayatta yakın mesafelere araba ile gitmek yerine yürüyüşü tercih etmek, asansör kullanmak yerine merdivenleri kullanmak gibi fiziksel aktivitelerle ya da dans etmek gibi eğlenceli aktivitelerle hem kendinizi daha iyi hissedebilir hem de daha sağlıklı bir vücuda sahip olabilirsiniz. Düzenli uyku ile kilo kaybınızın ve diyete olan uyumunuzun direk ilişkili olduğunu unutmayın. Düzenli uyku zihinsel gelişim ve dinlenmeyi olumlu yönde etkileyerek metabolizma hızının artmasına yardımcı olur" ifadelerini kullandı.

Yaz aylarında zayıflama ilaçlarına olan ilgi artıyor, uzmanından uyarı: "Kalp, karaciğer ve sinir sistemi tehlike altında" Haber

Yaz aylarında zayıflama ilaçlarına olan ilgi artıyor, uzmanından uyarı: "Kalp, karaciğer ve sinir sistemi tehlike altında"

Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte kilo verme telaşı artarken, zayıflama ilaçları ve takviyelere yönelenlerin sayısı da yükseliyor. Ancak uzmanlar, bu ürünlerin kontrolsüz kullanımının ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıyor. Doç. Dr. Burak Önal, özellikle internetten alınan ve "bitkisel" adıyla satılan zayıflama ürünlerinin sağlık açısından ciddi riskler taşıdığını belirtti. Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Önal, yaz aylarında artan zayıflama baskısının bireyleri hızlı çözümlere yönelttiğini söyledi. Bu dönemde internetten veya eş-dost tavsiyesiyle alınan ürünlerin özellikle kalp-damar, karaciğer ve sinir sistemi üzerinde tehlikeli etkiler oluşturabileceğini vurguladı. "Sıcak havalarda zaten strese giren vücudun üzerine bir de bu ilaçların bilinçsizce yüklenmesi ciddi sağlık problemlerini beraberinde getiriyor" diyen Doç.Dr. Önal, geçmişte "olağanüstü" olarak pazarlanan sibutramin maddesinin kalp krizi ve felce yol açtığı için yasaklandığını hatırlattı. "Reçetesiz ürünlerin içeriği çoğu zaman güvenilir değil" Reçetesiz veya internetten alınan ürünlerin içeriklerinin çoğu zaman yanıltıcı olduğunu ifade eden Doç.Dr. Önal, ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından yapılan incelemelerde birçok ürünün etiketinde yer almayan güçlü ilaç etken maddeleri içerdiğinin ortaya çıktığını kaydetti. Önal, "Bitkisel denilen ürünlere müshil, tiroid hormonu, idrar söktürücü ya da uyarıcı maddeler gizlice eklenebiliyor" şeklinde konuştu. "Bazı ilaçlar etkili olabilir ancak mutlaka hekim gözetiminde" Doç. Dr. Önal, günümüzde obezite tedavisinde kullanılan GLP-1 agonistleri gibi yeni nesil ilaçların kilo vermede etkili olabildiğini ancak bunların da yan etkileri olduğunu belirtti. Mide bulantısı, kusma ve pankreatit gibi risklerin bu ilaçlarda görülebildiğini aktaran Önal, "Bu tür ilaçlar mutlaka hekim kontrolünde kullanılmalı. Kendi kendine ilaç kullanmak ciddi sonuçlar doğurabilir" dedi. "Bitkisel" kelimesi yanıltıcı olabilir "Bitkisel" ifadesinin çoğu zaman pazarlama stratejisi olarak kullanıldığını ifade eden Önal, "Zehirli mantar da doğaldır ama öldürücüdür. Bitkisel olan her şey zararsız değildir. Hatta bu ürünlere gizlice sentetik ilaçlar eklenmiş olabilir" diyerek vatandaşları uyardı. Önal, Sağlık Bakanlığı onayı olmayan ürünlerin tüketilmemesi gerektiğini vurguladı. "Kronik hastalığı olanlar ve hamileler uzak durmalı" Zayıflama ilaçlarının özellikle kalp-damar hastalığı, karaciğer-böbrek yetmezliği, tiroit bozukluğu, diyabet veya psikiyatrik rahatsızlıkları olan bireyler için yüksek risk taşıdığını belirten Doç. Dr. Önal, bu grupların kesinlikle hekim önerisi olmadan bu tür ürünleri kullanmaması gerektiğini söyledi. Ayrıca hamileler, emziren anneler ve 18 yaş altı bireylerin bu ilaçlardan uzak durması gerektiğinin altını çizdi. "Hızlı kilo vermek sağlıklı değildir" Toplumda yaygın olan "hızlı kilo verme" algısının yanlış olduğunu belirten Önal, "Aylarca biriken kilolar birkaç haftada verilmez. Hızlı kilo kaybı safra taşı, kas kaybı, metabolizma yavaşlaması gibi pek çok sorunu beraberinde getirir" diye konuştu. Sağlıklı bir hızda, haftada 0.5-1 kg arasında verilen kiloların kalıcılığının daha yüksek olduğunu söyledi. Farmakolojik destek son çare olmalı Sağlıklı kilo vermek isteyen bireylerin öncelikle diyet, egzersiz ve yaşam tarzı değişikliklerine odaklanması gerektiğini ifade eden Önal, farmakolojik desteğin yalnızca hekim kararıyla ve gerekli durumlarda kullanılmasının uygun olduğunu vurguladı. "İlaç, destekleyici bir araçtır; olağanüstü değildir. Zayıflamanın temeli yine sağlıklı yaşam alışkanlıklarıdır" dedi. "Kestirme yollar tehlikelidir, bilimsel yöntemler en güvenilir olandır" Doç. Dr. Burak Önal, son olarak, vatandaşlara sabırlı olmaları ve sağlıklarını riske atacak kestirme yollardan kaçınmaları çağrısında bulundu. "İnternette satılan ya da ünlülerin adını kullanan ürünlerin büyük çoğunluğu denetimsizdir. Kilo verme sürecinde hedef sadece zayıf görünmek değil, sağlıklı ve dengeli bir vücut olmalı" dedi.

Zayıflama İğnesine Dikkat Haber

Zayıflama İğnesine Dikkat

Obezite tedavisinde son dönemde sıkça gündeme gelen zayıflama iğneleri hakkında bilgi veren Doç. Dr. Hakan Düğer, bu ilaçların mutlaka hekim kontrolünde, diyete ve egzersize devam edilerek kullanılması gerektiğini vurguladı. Doç. Dr. Düğer, "Bu ilaçları hastalarımız mutlaka doktor tavsiyesi ve gözetiminde kullanmalı" dedi. Medical Park Antalya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hakan Düğer, son günlerde kamuoyunda "zayıflama iğnesi" olarak anılan ilaçların aslında obezite ve diyabet tedavisinde kullanılan ilaçlar olduğunu söyledi. Obezitenin bir yağ doku fazlalığı hastalığı olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Düğer, "Vücut kitle endeksi 30'un üzerinde olan kişilere obeziteli bireyler diyoruz" diye konuştu. Türkiye'nin obezite sıklığında en üst sıralarda yer aldığını vurgulayan Doç. Dr. Düğer, bu ilaçların bağırsaklarda üretilen bazı hormonların etki süresinin uzatılması prensibiyle geliştirildiğini belirtti. Doç. Dr. Düğer, ilacın beyindeki iştah merkezini kapatarak, mide boşalmasını geciktirerek ve tokluk hissi vererek etki gösterdiğini ifade etti. "Diyet ve egzersize rağmen kilo veremeyenler için uygun olabilir" Bu ilaçların sadece doktor gözetiminde, diyete ve egzersize devam edilerek kullanılması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Düğer, "Bu ilaçları hastalarımız mutlaka doktor tavsiyesi ve gözetiminde kullanmalı ve bu ilaçları kullanırken diyete ve egzersize mutlak suretle devam edilmeli" dedi. Kullanım kriterlerine de değinen Doç. Dr. Düğer, vücut kitle indeksi 30'un üzerinde olan bireylerde ve 27'nin üzerinde olup eşlik eden diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, uyku apnesi ya da karaciğer yağlanması gibi hastalıkları olan kişilerde bu ilaçların tercih edilebileceğini söyledi. Kimler kullanmamalı? İlacın herkes için uygun olmadığını ifade eden Doç. Dr. Düğer, şu uyarılarda bulundu: "Bu ilaçları gebeler ve emzirenler kesinlikle kullanmamalı. Bunun dışında, bu ilaçlara bağlı alerjik reaksiyon gelişenler, geçmişinde pankreas iltihabı olanlar, yine çok nadir görülen bir tiroit kanseri alt tipi olan medüller tiroit kanseri hastalığı olanlar kullanmamalı." İlaçların Türkiye'de hem günlük hem de haftalık enjeksiyon formlarıyla bulunduğunu aktaran Doç. Dr. Düğer, proteinden zengin ve lifli gıdaların tüketilmesini, basit karbonhidratlardan uzak durulmasını önerdi ve kas dokusunun korunması açısından protein tüketiminin önemli olduğunu da sözlerine ekledi. "Bu ilaçlara erişim sınırlı, maliyeti yüksek" Doç. Dr. Hakan Düğer, bu ilaçların maliyetinin hem Türkiye'de hem de dünya genelinde kullanım oranlarını sınırladığını vurguladı. Bu ilacı kullanması uygun olan kişilerin sadece yüzde biri bu ilacı kullanıyor" dedi. İlerleyen yıllarda maliyetin düşmesini temenni ettiklerini belirten Doç. Dr. Düğer, ilacın yan etkilerini ise şöyle anlattı: "Özellikle mide ve bağırsak sistemiyle ilgili şikayetlerin görülebilir. Reflü, bulantı, kusma, hazımsızlık, şişkinlik, kabızlık ve ishal gibi etkilerin genellikle başlangıçta ve tolere edilebilir düzeydedir. Halsizlik, baş ağrısı, çarpıntı gibi daha nadir şikayetler de görülebilir."

Arzum Onan'ın Sırrı: 61 Kiloya Düşüren Diyet ve Sağlıklı Yaşam Tavsiyeleri! Haber

Arzum Onan'ın Sırrı: 61 Kiloya Düşüren Diyet ve Sağlıklı Yaşam Tavsiyeleri!

Geçtiğimiz Mayıs ayında 27 yıllık evliliğini sonlandıran Onan, sağlıklı yaşam tarzıyla 61 kiloya düşmeyi başardı. Her sabah güne bir bardak su içerek başlayan Onan, günlük en az 2 litre su tüketiyor. Dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve stres yönetimiyle formunu koruyor. Günde en az üç öğün yemek yediğini ve işlenmiş gıdalardan kaçındığını belirten Onan, sebze ve meyve tüketimine de büyük önem veriyor. Sağlıklı Yaşamın Püf Noktaları: Arzum Onan, sağlıklı bir yaşam sürdürmek için şu adımları takip ediyor: Her Güne Su ile Başlamak: Güne bir bardak su içerek başlıyor, bu alışkanlık vücudu canlandırıyor ve enerjik hissettiriyor. Günlük Su Tüketimi: Günde en az 2 litre su içiyor, su vücudun ihtiyaç duyduğu sıvıyı karşılayarak metabolizmayı düzenliyor. Dengeli Beslenme: Her öğünde çeşitli besinleri önerilen düzeylerde tüketiyor, bu sayede vücudu ihtiyaç duyduğu tüm besin öğelerini alıyor. Sebze ve Meyve Tüketimi: Günde en az beş porsiyon sebze ve meyve tüketiyor, bu alışkanlık vücudun vitamin ve mineral ihtiyacını karşılıyor. Spor ve Hareket: Düzenli olarak spor yapıyor, fiziksel aktivite hem fiziksel hem de zihinsel sağlığı destekliyor. Olumlu Düşünceler: Her yeni güne olumlu düşüncelerle başlamaya özen gösteriyor. Dinlenmeye Zaman Ayırmak: Yoğun iş temposunda dinlenmenin önemini unutmuyor ve kendine dinlenmek için zaman ayırıyor. Gereksiz İlaç Kullanımından Kaçınmak: Doğal yöntemlerle sağlığını korumayı tercih ediyor. Kafein ve Alkolden Uzak Durmak: Sağlıklı bir yaşam için aşırı kafein ve alkol tüketiminden uzak duruyor. Arzum Onan'ın bu sağlıklı yaşam sırları, yoğun iş temposu içinde bile sağlıklı ve dengeli bir yaşam sürdürmek isteyenler için ilham verici olabilir. Siz de bu adımları takip ederek, daha sağlıklı ve enerjik bir yaşama adım atabilirsiniz.

Diyetisyen Özbay'dan 8 Adımda Sağlıklı Kilo Verdiren Liste Haber

Diyetisyen Özbay'dan 8 Adımda Sağlıklı Kilo Verdiren Liste

Medline Adana Hastanesi’nden Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, öğün atlamanın metabolizma hızınızı düşürdüğünü söyleyerek, “Gün içerisinde öğün atlamayın” dedi.   Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, bayram tatili, okulların kapanması derken uzun bir tatilin daha sonuna gelindiğini söyleyerek, “Bu gibi zamanlarda stres atıp keyifle dinlenirken alınan kilolar çoğu zaman pek önemsenmiyor. Ancak tatil sonrası çıkılan tartıdaki ibre istenmeyen rakamları işaret edince işin ciddiyeti anlaşılıyor ve keyifler kaçıyor” diye konuştu.  Medline Adana Hastanesi’nden Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, tatil boyunca alınan kiloların verilme zamanı olduğunu belirterek yapılması gereken 8 adımı şöyle sıraladı:    1. Kahvaltıyı atlamayın                                                                                                                                                                                                                       Öğün atlamak metabolizma hızınızı düşürür. Bu nedenle gün içerisinde öğün atlamayın. Sabah uyandığınızda beyaz peynir, domates, salatalık, yeşillikler, yumurta, zeytin ve kepekli veya tam buğday ekmeği olacak şekilde hafif bir kahvaltıyı tercih edin. Yağlı börekler, çörekler ve salam-sucuk-sosis gibi işlenmiş gıdalardan uzak durun.  2. Ana öğünlerde hafif beslenin  Sofrada kullandığınız yemek tabaklarınızın boylarını küçültün. Ana öğünlerinizde zeytinyağlı veya baklagilller gibi hafif yenekleri tercih edin, fast-food tarzı beslenmeden uzak durun. Yemekten sonra mutlaka bir tatlı yemek istiyorsanız bu durumu en fazla 2 top dondurma yiyerek çözümleyin.  3. Ara öğünleri kaçırmayın                                                                                                                                                                                                                             Ana öğünlerde alınan besinler, vücudun temel enerji ihtiyacını karşılarken, ara öğünlerde alınan besinler ise kan şekerini dengelemeye ve açlık hissini azaltmaya yardımcı olur. Bu nedenle ara öğünlerde sizi tok tutacak lifli besinler, yulaflı taze meyveli müsli, taze meyve, iç ceviz, çiğ fındık ve badem tercih edebilirsiniz.  4. Yemeğinizi yavaş yiyin  Beynimiz ile midemiz, biz yemek yerken iş birliği yaparlar. Besinlerin midemiz tarafından karşılanması ile beynin doyma merkezinin uyarılması arasında ortalama 25 dakika gibi bir süre geçer. Bu nedenle yemeğinizi yemek için kendinize vakit ayırın ve yavaş yavaş yiyin. Bu şekilde aynı zamanda şişkinlik, hazımsızlık, yanma gibi şikâyetlerin de önüne geçmiş olursunuz.  5. Karbonhidratı sınırlayın  Tatil sonrası hedef kilo vermek olsa da bunu sağlıklı bir şekilde yapmak önemli. Bu nedenle karbohidrat içermeyen diyetlerden uzak durun. Genellikle yemeklerin en büyük eşlikçisi birer karbohidrat deposu olan ekmek, pilav ve makarnadır. Pilavı ve makarna yerine ölçüyü kaçırmamak koşulu ile bulgur pilavı, beyaz ekmek yerine de kepekli veya tam buğday ekmeği tüketin.  6. Meyveyi kontrollü tüketin  Meyvelerin içeriğinde bulunan fruktoz, yüksek glisemik etkiye sahip olan ve vücut tarafından çabucak sindirilip kana karışan bir şeker türüdür. Fazla tüketilmesi kan şekerinde yükselmeye ve sık acıkmaya neden olarak kilo verme sürecini olumsuz etkiler. Bu nedenle içeriğinde özellikle bol su ve lif bulunan karpuz, şeftali, avokado, elma, muz gibi taze meyveleri porsiyon kontrolü yapmak şartı ile günde 2-3 kez tüketin.  7. Bol su için  Metabolizma için hayati bir önemi olan suya olan ihtiyacımız sıcak yaz aylarında çok daha artar. Ayrıca su, vücuttan ödem atılmasına yardım eder. Bağırsakların sağlıklı bir şekilde çalışması ve tokluk hissi vererek açlıkla başa çıkabilmek için her gün en az 2-2,5 litre su tüketmeye özen gösterin.  8. Düzenli egzersiz yapın  Hem genel sağlık hem de kilo kontrolü için olmazsa olmalardan biri de düzenli şekilde egzersiz yapmak. Bu nedenle haftada en az 4-5 gün, orta tempolu yürüyüşler veya yüzme, bisiklete binme, zumba gibi hareketli dansları içeren egzersizler yapın. Bu şekilde hareket etmek hem kilo kontrolüne yardım edecek hem de iştahınız üzerinde negatif etki yaparak size fayda sağlayacaktır. 

Kilo Vermek İsteyenlere Öneriler Haber

Kilo Vermek İsteyenlere Öneriler

Beslenme ve Diyet Uzmanı Uz. Diyetisyen Veysel Ciğerli, yaz mevsimin gelmesiyle zayıflama sürecine giren kişilerin yaptığı hatalara değindi.  Türkiye'de sağlıklı beslenme alışkanlıklarının azalması ile birlikte obezite ve aşırı zayıflığa bağlı hastalıklar da hızla yaygınlaşıyor. İdeal kilosuna kavuşmak isteyen kişiler için beslenme ve diyet uzmanları eşliğinde uygulanacak doğru ve sağlıklı diyet programları büyük önem taşıyor. Yaz mevsimin gelmesiyle zayıflama sürecine giren kişilerin yaptığı hatalara da değinerek hangi besinlerin tüketilmesi gerektiğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Uz. Diyetisyen Veysel Ciğerli, Lifli gıdaların daha uzun süre tok tuttuğunu söyledi. Midenin ne yenilirse yenilsin 4 saat içinde boşaldığına dikkat çeken Medicana Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Uzman Diyetisyen Veysel Ciğerli, "Bir sonraki öğününüzde fazla yemeyi engellemek için 2-2,5 saatte bir beslenmenizde fayda vardır. Kan şekerinin dengelenmesi için '3 ana, 3 ara öğün' şeklinde beslenme kuralına uymak gerekmektedir. Düzenli kahvaltı edinme alışkanlığının sağlıklı bir hayat için şarttır. Metabolizma uyandıktan hemen sonra kahvaltı yapınca metabolizma hızlanmaya başlayacaktır. Aksi takdirde kahvaltı yapmadan öğle yemeğine kadar aç kalınırsa yavaşlamış metabolizma hızı ile birlikte diğer öğünümüzde daha fazla yemek kaçınılmaz olacağından kilo almakta beklenen bir sonuç olacaktır. Sabahın erken saatlerinde dengeli bir kahvaltı ile güne başlamak metabolizmamızın hızlanmasını sağlayarak daha rahat kilo vermemize yardımcı olacaktır" diye konuştu.  "Sadece bir kase çorba diye kendinizi kandıramazsınız"  Zayıflamak için yemek tabaklarının ve çorba kaselerinin küçültülmesi tavsiyesinde bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Ciğerli, şöyle devam etti:  "Böylece "sadece 1 kase çorba" diye kendinizi kandırmazsınız. Psikolojik olarak o tabaktaki yemekleriniz bittiği zaman kendinizi doymuş hissedersiniz. Bir diğer önemli nokta da ekmek tüketimidir. Ekmek ve yerine geçen tahıl ürünleri yemeden zayıflamak söz konusu olduğunda ne yazık ki işin sağlık boyutundan hiç bahsedilmiyor. Bu denli bilinçsizce yapılan öneriler bireylerde birçok hastalığın artışına sebep olabiliyor. Tam tahıllı ekmek içeren diyet, lif oranı yüksek olduğundan dolayı acıkmayı geciktirir ve uzun süre tok kalmanıza yardımcı olur. Karbonhidrat kaynağı bir besin olan ekmeğin sindirimi ağızda başlar ve çok kısa sürede beyne tokluk sinyallerini iletir. Öğününüze 1 parça ekmeği çiğneyerek başlayın. Böylece daha kontrollü bir öğün geçirerek tokluk hissi sağlamış olacaksınız. Ayrıca tam tahıl ekmeği B12 vitamini hariç bütün B grubu vitaminlerinin temel kaynağıdır."  Lifli besinler tüketilmeli  Liflerin sadece bitkisel kökenli besinlerde bulunduğumu belirten Uz. Dyt. Ciğerli,"Lifler sindirim sisteminden parçalanmadan geçmektedir. Bu da kişinin uzun süre tok kalmasını sağlayarak daha az yemek yenmesini sağlamaktadır. Lifler, kandaki kötü kolesterolün düşürülmesine yardımcı olup, sindirim sisteminin daha aktif çalışmasını sağlamaktadır. Ayrıca lifli besinler kabızlığın geçmesini, hemoroid problemlerinin giderilmesini, vücudun şeker seviyesinin dengelenmesini sağlar, aynı zamanda kalp sağlığını koruma açısından da önem arz etmektedir. Yapılan araştırmalar lifli besin tüketenlerin, tüketmeyenlere göre daha fazla kilo verdiklerini ortaya koymuştur" dedi.  Uz. Dyt. Ciğerli lif içeren yiyecekleri de buğday kepeği, kepekli çavdar unu, arpa unu, yulaf, kuru erik, armut, narenciye ürünleri, elma, muz, fasulye, nohut, sarı ve yeşil mercimek, yeşil yapraklı sebzeler, karnabahar, lahana, brokoli, yeşil fasulye, salatalık, kereviz, soğan, domates, biber, patlıcan ve havuç olarak sıraladı. Uz. Dyt. Ciğerli, sağlıklı bir zayıflama için paketli olarak satılan hazır gıdalardan da uzak durulması gerektiğini ifade etti. Bu ürünlere gıdanın dayanıklılığını artırmak için katkı maddeleri, gıda boyaları ve kimyasal içeren yiyecekler konulduğuna dikkat çeken Uz. Dyt. Ciğerli, "Evde yapılmayan, organik olmayan ve marketlerden alınan hemen hemen tüm paketli ürünler hazır gıdalar sınıfına girmektedir. Hazır gıdaları daha az tüketmek için domates salçası, biber salçası, turşu ve tarhana gibi bütün bir yıl tüketilebilecek besinleri evde yapabilirsiniz. Hazır bulyonları kullanmak yerine et, tavuk ve balık sularını evde hazırlamak, yemeğinize daha az katkı maddesinin girmesini sağlar" şeklinde konuştu.  "Su tüketimi arttırılmalıdır"  "Tatlı krizlerinizde tercihinizi meyve ve kuru meyvelerden yana kullanın" diyen Uz. Dyt. Veysel Ciğerli, sözlerini şöyle tamamladı:  "Tatlı ve şeker tüketimini azaltmak veya ortadan kaldırmak için mutlaka diyete doğal şeker içeren kuru meyveler, taze meyveler, meyveli yoğurtlar eklenmelidir. Bu besinleri ara öğün olarak tüketebilirsiniz. Artan sıcak havaların etkisiyle terleme sonucu sıvı kaybı artacağından su tüketimi arttırılmalıdır. Su, metabolizmanın hızlanmasına katkı sağlar, böbreklerdeki toksik maddelerin atımına yardımcı olur. Su içmek için susamayı beklemeyiniz. Ortalama yetişkin bir insanın 2-2,5 litre su tüketmesi, her mevsim ve yaş için önerilir. Metabolizmayı hızlandıran en temel faktör fiziksel aktivitenin arttırılmasıdır. Günlük hayatta yakın mesafelere araba ile gitmek yerine yürüyüşü tercih etmek, asansör kullanmak yerine merdivenleri kullanmak gibi fiziksel aktivitelerle ya da dans etmek gibi eğlenceli aktivitelerle hem kendinizi daha iyi hissedebilir hem de daha sağlıklı bir vücuda sahip olabilirsiniz. Düzenli uyku ile kilo kaybınızın ve diyete olan uyumunuzun direk ilişkili olduğunu unutmayın. Düzenli uyku zihinsel gelişim ve dinlenmeyi olumlu yönde etkileyerek metabolizma hızının artmasına yardımcı olur."

Yeşim Ceren Bozoğlu'nun Büyük Değişimi! Haber

Yeşim Ceren Bozoğlu'nun Büyük Değişimi!

Ünlü oyuncu, 60 kilo vererek adeta bir deri bir kemik kaldı. Bu büyük değişim, sadece fiziksel görünümüyle değil, aynı zamanda sağlıklı yaşam tarzıyla da dikkat çekiyor. Bozoğlu'nun kilo verme süreci, disiplinli bir diyet ve düzenli egzersizle mümkün oldu. Sağlıklı Beslenme ve Egzersiz Programı Yeşim Ceren Bozoğlu, kilo verme sürecinde sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çekiyor. Beslenme düzenini tamamen değiştirerek, dengeli ve sağlıklı yiyecekler tüketmeye başladı. Bu süreçte uzman diyetisyenlerden destek alan Bozoğlu, aynı zamanda düzenli olarak spor yapmaya başladı. Özellikle yürüyüş ve pilates gibi egzersizler, onun kilo verme sürecinde önemli rol oynadı​​. Motivasyon ve Kararlılık Bozoğlu, kilo verme sürecinde motivasyonunu yüksek tutmayı başardı. Sosyal medyada paylaştığı mesajlarda, bu sürecin sadece fiziksel değil, aynı zamanda mental bir değişim olduğunu vurguluyor. Kilo vermenin yanı sıra, kendini daha enerjik ve sağlıklı hissettiğini belirtiyor. Hayranlarına da sağlıklı yaşam konusunda ilham veren Bozoğlu, sürecin sabır ve kararlılık gerektirdiğini dile getiriyor​​. Öncesi ve Sonrası Yeşim Ceren Bozoğlu'nun öncesi ve sonrası fotoğrafları, onun geçirdiği büyük değişimi gözler önüne seriyor. Eski halinden çok daha fit ve sağlıklı görünen oyuncu, bu büyük başarısıyla takdir topluyor. Bozoğlu'nun bu değişimi, hayranları ve takipçileri tarafından da büyük beğeniyle karşılanıyor. Yeşim Ceren Bozoğlu'nun bu büyük değişimi, sağlıklı yaşam ve kilo verme konusunda ilham verici bir hikaye olarak birçok kişi tarafından örnek alınıyor. Onun azmi ve kararlılığı, birçok kişiye sağlıklı yaşam yolunda motivasyon sağlıyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.