Obezite ve depresyon arasındaki ilişki üzerine yapılan araştırmalar, bu iki durumun sıklıkla birlikte görüldüğünü ve birbirlerini tetikleyebileceğini gösteriyor.
Haber Giriş Tarihi: 17.04.2024 12:49
Haber Güncellenme Tarihi: 17.04.2024 12:49
Kaynak: BÜŞRA ÇAKIR ADALI
Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, obezitenin hem fiziksel hem de psikososyal bir sorun olduğunu belirterek, obez bireylerin depresyon geliştirme riskinin arttığını vurguluyor.
Obezite ve Depresyon Arasındaki Döngü
Depresyon ve obezite sıklıkla bir arada görülebilir. Depresyona sahip olan bireylerde obezite gelişme riski artarken, obez bireylerde de depresyon gelişme ihtimali yüksek oluyor. Bu durum genellikle sosyal çevreden izole olma, düşük benlik saygısı ve olumsuz beden algısı gibi psikolojik faktörlerle daha da kötüleşebilir. Sosyal kaçınma, hem depresyonu hem de obeziteyi tetikleyen bir faktör olarak öne çıkıyor.
Karbonhidratların Rolü
Karbonhidratların stres ve olumsuz duyguları azaltıcı etkisi bulunuyor. Bu nedenle stresli veya negatif duygusal durumlar yaşayan bireyler, rahatlama sağlamak amacıyla yüksek karbonhidrat içerikli yiyeceklere yönelebiliyor. Ancak bu durum, uzun vadede obeziteye yol açabiliyor ve mevcut obezite sorununu daha da derinleştirebiliyor.
Psikolojik Yaklaşımlar ve Tedavi
Kalaz, obezitenin yönetilmesinde multidisipliner bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini ve bu süreçte psikolojik destek ve davranışçı tekniklerin büyük önem taşıdığını belirtiyor. Davranışçı tekniklerle bireylerin yeme ve egzersiz alışkanlıklarında değişiklik yapmaları, dürtü kontrolü, ve bilişsel yeniden yapılandırma yoluyla olumsuz düşüncelerin üstesinden gelmeleri hedefleniyor.
Bu bilgiler ışığında, obezite ve depresyonla mücadele eden bireyler için bütüncül bir tedavi planı, hem fiziksel hem de psikolojik ihtiyaçları adresleyecek şekilde düzenlenmeli. Bu süreçte diyetisyen, psikolog ve fiziksel aktivite uzmanları gibi farklı disiplinlerden uzmanların iş birliği önem taşıyor. Obeziteyle mücadelede sadece fiziksel boyutların değil, psikolojik ve sosyal faktörlerin de dikkate alınması gerektiği vurgulanmakta.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
DEPRESYON OBEZİTEYİ Mİ TETİKLİYOR?!
Obezite ve depresyon arasındaki ilişki üzerine yapılan araştırmalar, bu iki durumun sıklıkla birlikte görüldüğünü ve birbirlerini tetikleyebileceğini gösteriyor.
Uzman Klinik Psikolog Sena Kalaz, obezitenin hem fiziksel hem de psikososyal bir sorun olduğunu belirterek, obez bireylerin depresyon geliştirme riskinin arttığını vurguluyor.
Obezite ve Depresyon Arasındaki Döngü
Depresyon ve obezite sıklıkla bir arada görülebilir. Depresyona sahip olan bireylerde obezite gelişme riski artarken, obez bireylerde de depresyon gelişme ihtimali yüksek oluyor. Bu durum genellikle sosyal çevreden izole olma, düşük benlik saygısı ve olumsuz beden algısı gibi psikolojik faktörlerle daha da kötüleşebilir. Sosyal kaçınma, hem depresyonu hem de obeziteyi tetikleyen bir faktör olarak öne çıkıyor.
Karbonhidratların Rolü
Karbonhidratların stres ve olumsuz duyguları azaltıcı etkisi bulunuyor. Bu nedenle stresli veya negatif duygusal durumlar yaşayan bireyler, rahatlama sağlamak amacıyla yüksek karbonhidrat içerikli yiyeceklere yönelebiliyor. Ancak bu durum, uzun vadede obeziteye yol açabiliyor ve mevcut obezite sorununu daha da derinleştirebiliyor.
Psikolojik Yaklaşımlar ve Tedavi
Kalaz, obezitenin yönetilmesinde multidisipliner bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiğini ve bu süreçte psikolojik destek ve davranışçı tekniklerin büyük önem taşıdığını belirtiyor. Davranışçı tekniklerle bireylerin yeme ve egzersiz alışkanlıklarında değişiklik yapmaları, dürtü kontrolü, ve bilişsel yeniden yapılandırma yoluyla olumsuz düşüncelerin üstesinden gelmeleri hedefleniyor.
Bu bilgiler ışığında, obezite ve depresyonla mücadele eden bireyler için bütüncül bir tedavi planı, hem fiziksel hem de psikolojik ihtiyaçları adresleyecek şekilde düzenlenmeli. Bu süreçte diyetisyen, psikolog ve fiziksel aktivite uzmanları gibi farklı disiplinlerden uzmanların iş birliği önem taşıyor. Obeziteyle mücadelede sadece fiziksel boyutların değil, psikolojik ve sosyal faktörlerin de dikkate alınması gerektiği vurgulanmakta.
Kaynak: BÜŞRA ÇAKIR ADALI
En Çok Okunan Haberler