Dünyanın en büyük klarnet ustalarından Mustafa Kandıralı’nın vefatını öğrenince geliverdi hatırıma:

Yeni yeni yürüme öğrenmişken; sevgili dedeciğim Hüsnü Ortaç’ın klarnetinin sesini ne vakit işitsem, salondan çıkıp sarsak adımlarla alelacele koridoru geçer; dedemin odasının önünde yere oturur, huşu içinde gülümseyerek dinlermişim.

Odadan gelen klarnetin tınısı sürdükçe de kıpırdamadan, bıkmadan beklermişim yerde.

Bazen dedem kapıyı açar, beni kucağına oturtur, anneannemin kendisi için yaptığı bol köpüklü, sade Türk kahvesi pişene kadar klarnet çalmaya devam edermiş.

Abanoz ağacından yapılma klarnet çocukluğumun en güzel enstrüman sesidir.

DÜNYANIN EN İYİLERİNDENDİ

Mustafa Kandıralı için, ‘’dünyanın en iyi klarnetçilerindendir’’ demem boşuna değil.

Kandıralı, 1960’lı yıllarda ABD’deki konser turnesiyle Türk Müziği’ni dünyaya tanıtmış; caz efsanesi, trompetçi Louis Armstrong ile çalmış; dünya çapında bir klarnet virtüözü olduğunu ispatlamıştır.

BAYRAM KLASİĞİ

Üstat, bayram sabahlarımızın vazgeçilmez klasiğiydi.

Babam, bayramlarda televizyonu açar; Mustafa Kandıralı ve saz arkadaşlarının icra ettiği oyun havalarını dinler; dinlemekle kalmaz, klarnetin kıvrak namelerine dayanamayıp usul usul oynamaya başlardı.

Babamın neşesi, heyecanı bize de geçer; annemle eşlik ederdik.

************************************************

Güney Marmara’da Türkiye’nin en iyi iki klarnetçisi yetişmiştir: Bursa’lı Barbaros Erköse ve Kocaeli’li Mustafa Kandıralı.

Kendisi de iyi bir klarnetçi olan dedeciğim her iki ustayı da saygıyla, hayranlıkla anardı; ve bir başka büyük klarnetçiyi de: Şükrü Tunar’ı.

NE MUTLU KANDIRALI’YA

Mustafa Kandıralı’nın vefatına çok üzüldüm.

Kandıralı, soyadından da anlaşılacağı gibi İzmit Kandıra doğumluydu (1930).

Ne mutlu ki; uzun anlamlı bir ömrü olan Kandıralı; 50 yılı aşan sanat yaşamına onlarca plak, 20’den fazla kaset sığdırmış; Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Zeki Müren gibi değerli yorumculara sahnede ve plak kayıtlarında eşlik etmiş; radyo televizyon sanatçılığı yapmış; gazino programlarıyla; birbiri ardına çıkan 45'likleriyle güzellikleri çoğaltmıştır.

******************

Kıvrak oyun havalarında, Balkan müziklerinde, makamsal geçiş taksimlerinde usta olan Kandıralı’yı tanıyanlar; birlikte çalıştığı solistler, sazendeler; yeteneği, çalışkanlığı, esprili mizacı, seyirciye ve çalışma arkadaşlarına olan saygısı ile müzik dünyasında bir ekol yarattığını vurgularlar.

Kandıralı düzenli olarak manikür yaptırırmış; insanlara olan saygısından ellerini hep bakımlı tutmak istermiş.

Radyoda dinlediği Şükrü Tunar'ın klarnet taksimiyle klarnet aşkı başlayan; ilk kez 1945'te Tepebaşı Kibar Gazinosu’nda sahneye çıkan; ilk plağı, Odeon Plak Şirketinde kaydettiği 'Salon Çiftetellisi' olan Mustafa Kandıralı’nın;  klarneti kalpten çaldığı; yaptığı müzikten büyük haz aldığı; çalarken coştuğu; öyle oluncada klarneti konuşturduğu hemen anlaşıyor; o duygu size de geçiyordu.

Caz toplulukları, klasik müzik senfoni orkestraları, pop orkestraları ve sanat müziğinde saz heyetinin vazgeçilmezi olan klarnet; benim için önce oyun havaları demektir.

Yumurtasız omlet klarnetsiz oyun havası olmaz.

******************************

Ruhu şad olsun Mustafa Kandıralı’nın. Ömrüme kattığı müzikal güzellikler için kendisine minnettarım.

Plaklarda, TRT kayıtlarında; yürük eserlerde, köçekçelerde, roman havalarında, oyun havalarında, çiftetellilerde, zeybeklerde, taksimlerde müziği yaşayacak.

NOT: Dostlarımın, okurlarımın Yeni Marmara ailesinin ve meslektaşlarımın yeni yılı kutlu olsun. Sağlık ve mutluluklar diliyorum herkese yeni yılda.