Hava Durumu

Eline, beline ve diline sahip ol

Yazının Giriş Tarihi: 17.04.2025 19:15
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.04.2025 19:16

Değerli okurlarım öyle bir dönemde yaşıyoruz ki he şey mümkün. Dilersek abat, dilersek berbat oluruz. Teknolojinin almış başını gidiyor. Bilgiye ulaşmak hem kolay hem de ucuz hale gelmiş. Fabrika veya ofise gitmeden evden, bilgisayar başında üretime katkıda bulunulabiliyoruz. Telefonumuzun bir iki tuşuna dokunarak neyin nerede bulabileceğimizi öğreniyoruz. Dünyanın bir başka köşesindeki dost veya arkadaşımızla görüntülü olarak görüşebiliyoruz. Bilgisayar başında bütün dünyayı dolaşıp, kimlerin nerelerde nasıl yaşadığını görüp fikir sahibi olabiliyoruz. Fakat bu işin iyi tarafı. Bir de bunun olumsuz yanı var. Teknolojini getirdiği bu zenginlik, bilgiye ulaşımın getirdiği bu kolaylık beraberinde bir yozlaşma, bir küstahlık, bir dejenerasyonu da yanında taşıyor. İnsanımız başka dünyaları tanıdıkça başka kültürleri gördükçe kendi kültürlerinden, kendi ananelerinden uzaklaşıyor. Kılık kıyafetler değişiyor. Özellikle gençlerimizin vücudunun çeşitli yerlerinde ne olduğu belirsiz döğmeler, burun, kulak, dudak, dil, kaş gibi vücudun çeşitli yerlerine takılan piercingler almış başını gidiyor. Yanlarına yaklaşmadan kız mı, erkek mi olduğunu anlamak çok zor. Metro, otobüs vb. toplu taşım vasıtalarında yaşlı ve sakatlara saygı yok. Sanki utanma duyguları dumura uğramış, kız erkek sarmaş dolaş. Dilleri değişmiş, ağızlarında İngilizce ve Fransızcada bozma argo kelimeler. Bu da ister istemez insanda bir endişe yaratıyor. Acaba biz büyükleri olarak gençlerimize karşı üzerimize düşeni yapamadık da bu hale geldik mi! diye düşündürüyor.

Bu vahim durum, Türkmen ulusu, Hacı Bektaş-i Velinin, “Eline, beline ve diline sahip ol” sözünü aklıma getiriyor. Her ne kadar bu veciz söz Moğolların Anadolu’yu istila sırasında, Selçuklu sarayını işgal ettikleri, Anadolu’da Türkmenler arasında birlik beraberlik kalmadığı dönemde söylenmiş olsa da hala geçerliğini korumakta olduğunu düşünüyorum.

Üstadın bu sözü genellikle halk arasında iki farklı şekilde algılanır. Birincisi bireysel ve kişiye nasihattir. Eline sahip ol, hırsızlık uğursuzluk yapma, dürüst ol, çalıp çırpma manasında, Beline salip ol, uçkur düşkünü olma, ahlaksızlık yapıp onun bunun karısına kızına sarkıntılık etme manasında, Diline sahip ol, gelişigüzel konuşup etrafını kırıp, gücendirme manasına algılanır. Çok doğrudur ve bütün kalbimizle bunu onaylıyorum.

Bu sözün bir de toplumsal manada bir öğüdü vardır ki bu pek bilinmez, fakat bence daha önemlidir. O da şudur; Eline, yani iline, vatanına sahip ol, onun çöpünden çaputuna, dağından, denizine, ovasından yaylağına, çarşısından sokağına kadar her şeyine sahip çık ve koru. Beline sahip ol, nesline, gençliğine sahip ol, onları iyi eğit, iyi yetiştir. Çünkü geleceğin onlar. Bu rekabet ortamında, milletler mücadelesinde geri kalma. Diline sahip ol, konuştuğun dile yani Türkçe’ne sahip çık, Türkçe’ni muhafaza et koru ve geliştir. Nesillerin arasında bağın yegâne sağlayıcısı dilin olacağı gibi, millet olarak varlığını sürdürebilmenin de başka bir yolu yok. Dilini kaybedersen birliğini, dirliğini, ardından milliyetini ve nihayetinde vatan ve devletini kaybedersin.

Biz ise “devlet ebet müddet” diyor ve ne milliyetimizi, ne vatanımızı, ne de devletimizi kaybetmek istemiyoruz. Milletimizin milletler mezarlığına doğru bir yolculuğa başlamasına razı değiliz. Bu nedenle başta devlet kurumlarını, özellikle Milli Eğitim, Kültür ve Gençlik ve Spor Bakanlıklarını, sivil toplum örgütlerini, kanaat önderlerini, aksaçlıları “Eline, beline ve diline sahip ol” düsturuna inanan bir gençlik yetiştirmek için göreve davet ediyor, Türk Milletinin geleceği olan Türk gençliğine sahip çıkmalarını istiyoruz.

Sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.