Yeni Dünya düzeni tartışmaları; Tek Dünya Devleti mi, yoksa Ulus Devlet mi?

Dünyadaki gelişmeleri izledikçe doğrusu kafamız karışıyor. Dünyanın geleceğine insanları dijital köleler haline getiren Kapitalist Siyonist bir zümre mi karar verecek, yoksa insani ortak akıl mı?

Görünen o ki sadece ABD değil birçok emperyalist ülke de bu gücün kontrolüne girmiş bulunuyor.

Peki biz ne yapacağız. Ya bu şeytan üretimi güce teslim olacağız ya da Kuran’ın evrensel mesajını anlayıp ona sarılacak, adaletli ve insan merkezli bir dünya kuracağız, başka üçüncü bir yol yoktur.

Türkiye kısa vade içerisinde yani önümüzdeki günlerde neler yapmalı, nasıl bir yol izlemeli düşüncesi iktidar ve muhalefet herkesin ortak kaygısı ve düşüncesi olmalıdır.

Gelecekte görünen o ki; savaşların yanında Gıda ve Tarım, Sağlık, Güvenlik, Siber Güvenlik, Dijital Endüstri ve Yazılım önemli başlıklar olacak.

Türkiye; salgın ve savaşlar sonrasında kurulmaya çalışılan yeni dünya düzeninde, üzerinde oyun kurulan ülke olmak istemiyorsa, her türlü önyargılardan uzak, öğretilmiş tabuları yok sayarak devrim niteliğinde yeni kararlar almalı.

1. İnsan hakları merkezli, güçlü devlet, bağımsız ve tarafsız yargı ayakları üzerine kurulacak; Siviller tarafından yapılacak yeni sivil bir anayasanın vakti gelmiştir.
2. Atmış yıldır dünyada bir benzeri görülmemiş şekilde kapısında süründüğümüz Avrupa Birliği üyelik sürecini artık sonlandırmalı. Dünya’da bağımsız politikalar izleyen ülkeler arasına katılmalıyız. NATO’da diğer ülkelerin operasyonlarına milli ve yerli çıkarlarımız açısından yaklaşmalı, gerekirse başka bağımsız güvenlik ve stratejik birliktelikler oluşturmalı.
3. NATO’ya girdiğimiz günden beri başımıza gelenler, darbeler, terör örgütlerini desteklemeler çoğunlukla bu ülkeler tarafından yapılmıştır, halen de yapılmaya devam edilmektedir.
4. Türk Devletleri Teşkilatında ortak alfabe başta olmak üzere her alanda iş ve güç birliğini sağlayacak çalışmalar yapılmalı bu yönde kararlar alınmasını sağlamalıyız.
5. Su, Gıda ve Tarım alanında sil baştan kararlar almalı, Milli Tohum, Gübre desteklenmeli. Bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin yabancı sermaye kontrolüne geçmesinin önü alınmalı, bu konuda gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı.
6. Milli ilaç, aşı geliştirilmeli bu alandaki yatırımlar ARGE çalışmaları teşvik edilmeli.
7. Yazılım ve dijital dönüşüm mutlaka geliştirilmeli. Milli bir işletim sistemi acilen geliştirilmeli, Türkçe ve yerli yazılımların çalışmasına imkân vermeyen yazılımların kullanılmasına izin verilmemelidir.
8. Eğitim sistemimiz, bir kısım tabu ve dayatmalardan arındırılarak, bu ufuklara yönelecek insanlar yetiştirmeli.Türkiye; ABD ile arasında 1949 yılında imzalanan, TBMM’de 13 Mart 1950 tarih ve 5596 sayılı kanun ile kabul edilen Fulbright Eğitim ikili anlaşmasından çekilmelidir.
9. Dünya’daki bütün ülke vatandaşlarına vize uygulanmalı. Kimse istediği gibi ülkemizde elini kolunu sallayarak girmemeli, ortalıkta cirit atmamalı.
10. Turizm de artık eski alışkanlıklar terk edilmeli. Turizmi teşvik uygulamalarına son verilmeli. Cebine 50 dolar para koyan yabancılar gelip ülkemizdeki beş yıldızlı otellerde yan gelip yatarak zevk ve sefa sürerken bu milletin çocukları da yokluk içinde onlara köle gibi hizmet ettiren sisteme son verilmelidir. İç ve dış düşmanlarla savaşırken şehit olup vurulup alnından tertemiz yatan Anadolu’nun yiğit ve çilekeş evlatları; uğruna şehit oldukları bu topraklarda bu otellerin kapısının önünden geçemezken, haçlılar gelip üç beş dolar vererek, bu çocuklarımızı onlara hizmet eder durumda olmamalı, bu saçmalığa gecikmeksizin son verilmeli.
11. Dünya beşten büyüktür sözünün takipçisi olunmalı, BM’nin mevcut çarpık adaletsiz yapısının değişmesi için teklif götürüp olmadığı takdirde bu durumdan rahatsız olan ülkelerle bir araya gelerek daha adil alternatif bir uluslararası örgüt yapılandırma gayreti içine girilmelidir.
12. Başında Uluslararası sıfatı bulunan bütün örgütler ile olan ilişki ve anlaşmalar yeniden gözden geçirilmeli, gereksiz ve zararlı olanlardan ayrılarak, buraları yöneten Siyonistlerin emellerine alet olunmaktan kurtulmalıdır.
13. Ülkemizde yıllardır toplumsal ve sosyal gelişmenin, ilerlemenin önünde dağ gibi set olan, Atatürkçülük, Kemalizm, Dincilik, Hemşericilik, Mafya Futbol yapılanmaları gibi cenderelerden bu Millet kurtarılmalı. Fikri, vicdanları, inancı bu oluşumların tasallutundan kurtararak yeni nesillere; önyargılardan uzak, düşünen ve sorgulayan bir ufuk açmak için gereken her şey yapılmalıdır.
14. Kamu görevleri liyakat ve ehliyet üzerine inşa edilmeli. Türkiye aleyhine faaliyetlere katılmış olanlara hiçbir kamusal görev verilmemesi anayasaya konularak, garabet durum ortadan kaldırılmalıdır. Bu alanda cesur ve ciddi düzenlemeler yapılmalı.
15. Adalet sistemimizde bütün etkilerden uzak, bağımsız, tarafsız ve adil bir yapı kurulmalıdır. Bu görevlere getirilenler ciddi sınav ve elemelere tabi tutulmalı. Şeffaflık sağlanmalı, bu görevlerde bulunanların işledikleri suçlarda ceza yaptırımı arttırılarak iki kat olmalıdır.

Dünyanın Askeri ve Ekonomik süper güçleri olan devletler çuvallamış, varlıklarının her döneminde başkalarının, yoksulların kanı ile beslenen bu yaratıklar aynı alışkanlıklarının devamı dürtüsü ile hareket ederken;

Türkiye; dil, din, ırk, zengin veya fakir, dost veya düşman ayrımı yapmadan, gücünün yettiği kadar her yere yardım etmektedir. Pandemi zamanı, afet ve savaş içerisinde olan mazlumlara uçaklar dolusu yardım malzemeleri askeri kargo uçakları ile dünyanın her bir yerine yardım malzemeleri taşıdı.

Bugün de Filistin halkının yanında ona her türlü desteği vermektedir.