Hava Durumu

Din anlayışımızı şekillendiren iki kavram; Nasihat ve Emir

Yazının Giriş Tarihi: 16.03.2024 15:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.03.2024 15:12

İslam dünyasına ve coğrafyasına bakıp hali pür mealimizi anlatmaya gerek yok. Son aylarda yaşanan Siyonist saldırılar, Filistin dramı ve Gazze’nin şanlı direnişi son yüzyıllarda yaşananların sadece son birhalkası. Yaklaşık üç yüz yıldır gerileyen ilim ve düşünce dünyamız, sadece İslam dünyasını değil bütün dünyayı sonu gelmez bir kargaşa, katliam, kölelik düzenine sürükledi.

İstikbalde de bu durumun düzeleceğine dair emareler görünmüyor, tam tersi daha kötüye gittiği görünen bir gerçek. Neden biz ve dünya bu hale düştü, insanoğlu birbirini boğazlayıp duruyor. Neden yoksulluk dünyanın her tarafına yayılmış önü alınmaz tabii afet gibi artarak gidiyor.

İnsanoğlunu düştüğü bu durumdan kurtulması için binlerce yıldır alemleri yaratan yüce Allah; belirli aralıklarla peygamberler gönderiyor ve uyarıyor, nasihat ediyor. Ancak insanoğlu bir süre sonra yine o önceki vahşi yapısına geri dönüyor. Neden?

Elbette bunun cevabı bir köşe yazısı içine sığdırılamayacak kadar geniştir. Ama nedeni için bir cümle ile cevap vermek gerekirse, dini anlamadığımız açıkça ortadadır. Eğer anlıyorsak bu olanların izahı nedir.

İlahiyatçılar ciltler halinde tefsir yazıyor, yazdıkça insanların kafası karışıyor, din algısı ve anlayışı bozuluyor. Hepsi sorunun etrafında dolaşıyor. Kendilerini her türlü akademik unvan ile donatmış bilim adamlarının bir konuda yazdığı sayfalar dolusu kitabı okuyorsunuz, ne demek istediğini net, her türlü şüpheden uzak bir sonuca ulaşamıyorsunuz.

Bazıları da bir konuda geçmiş din alimleri veya mezhep imamlarının görüşlerini yan yana getirerek konuyu anlatmaya çalışıyor, ama kendisi konunun dışında duruyor, sadece nakil yapıyor, kendine ait bir düşüncesi yok.

Genel anlamı ile din; kaynağı vahye dayanan ve insanın mutluluğunu amaçlayan bir kurallar sistemidir. İnsanın yaratılması ile gelen inanma ihtiyacına cevap verir ve dini hayatına uygulamaya çalışır. İnsanın neden yaratıldığı, nereden gelip nereye gittiğini, bu dünyada niçin bulunduğunun cevabını arar.

Dinin merkezinde insan vardır, her şey insan ve dolayısıyla toplum ekseninde şekillenir. Tanrı’nın dine ihtiyacı yoktur, dine ihtiyacı olan insandır.

İnsanlığa gönderilen en son peygamber Hz. Muhammed (S.A.V) ve onun elçiliğinde indirilen Kur’an bizim inanç kaynağımızdır. Yüzyıllardır ulema ve ilahiyatçılar; Kur’an’daki emir ve yasaklardan bahsederler. Bunlara uymamanın yaptırımlarını, yapmanın ise sevaplarını, cennete kestirmeden nasıl girilebileceğini dünya kadar yazdıkları eserlerde anlatır dururlar.

Allah, Din, Kur’an, insan ve toplum ekseninde bakış açısıyla ben de anlamaya çalışıyorum.

Allah’ın emirlerine nasıl karşı gelinebilir. O bütün kâinatı yaratan, ol deyince olduran, Ehad ve Samed sıfatlarının sahibi emreder de onun karşısında çölde bir kum tanesi kadar esamesi olduğu dahi belli olmayan insanoğlu nasıl onun emirlerine uymaz. Bu mümkün müdür?

Yüce Allah binlerce yıldır sapkınlığa düşen insan oğluna her seferinde uyarıcı ile nasihat ediyor, öğüt veriyor. Eğer bu öğütlere uyarsanız insan ve toplum olarak huzur ve refah içinde yaşarsınız yoksa yaşananlarda görüldüğü gibi olursunuz. Bunlar alemleri yaratan Allah’ın size öğütleridir, sadece akıl sahibi insanlar içindir.

Emirleri ise yaratılmış canlı cansız her şey içindir, ona karşı gelmek, uymamak gibi bir eylem, irade ortaya koymanız düşüncesinden öte imkansızdır. Alemleri yaratan sonsuzluğun sahibi Allah’ın emirlerine, insanoğlu eskiden tabiat şimdilerde doğa kanunları diyor.

Emir; örneğin atmosferimizde gördüğümüz, yerçekimi gibi, iki Hidrojenin bir oksijenle birleşmesi ile su oluşması, suyun belli ısıda kaynaması veya donması gibi vs.olaylardır. İnsanoğlu Allah’ın bu emirlerini (doğa kanunlarını) anladıkça, kendi deyimleri ile keşfettikçe, ilimde ve teknolojide ciddi ilerlemeler kaydetmektedir.

Peki bilim ve teknolojide bu kadar ilerleme kaydeden insanoğlu; toplum hayatında medeniyet ve insanlık değerleri açısından neden ilerleme kaydedemez, bu konuda ilkel çağların anlayışına döner.

Vahyi ve insana indirilen öğütleri, anlamadıkları ve dinlemedikleri için olabilir mi? Eğer öğütleri dinler, vahyin hikmetini anlamış olsalardı, bunları şahsi ve toplum hayatına uygular kurtuluşa ererlerdi.

Yaptığınız ibadetler, ihlaslı davranışlarının hepsi öncelikle sizin içindir. Allah’ın bunların hiçbirine ihtiyacı yoktur. Bu davranış ve ibadetleriniz sizi mükemmel insan haline getirip Allah’a yaklaştırmak için bir vasıtadır. Bunlar sizleri kötülükten alıkoyup iyiliğe yöneltmiyorsa, boşuna çabalamanın gereği yoktur. İbadetlerinizi Allah ile pazarlık bir ticaret aracı haline getirmeyin.

Allah’ın hoşuna giden, yaptığınız ibadetler değildir. Yaptığınız ibadetlerin, sizi salih ameller işleyen bir kul yani mükemmel bir insan haline getirmesidir. Eğer getirmiyorsa çabanız boşunadır.

O, sadece sizin dualarınıza karşılık ve değer verir.

İslam’ın ilk çağlarında bu anlayışın hâkim olduğu dönemde dünyayı aydınlatan, huzur, medeniyet ve bereket getiren neslin mirasçıları bu anlayıştan uzaklaştıkça önümüzdeki ve günümüzdeki manzara ortaya çıkmıştır.

Emir ve nasihat kavramlarının içeriğini anlayarak yerlerine oturtursak, din anlayışımız ve algımız doğru olarak şekillenir. Bu kavrayış ile din adına yapılan birçok şeyin de anlamsız olduğunu anlar, örneğin; bir kısım ibadetlerini yapmadı, Kur’an’daki öğütlere uymadı veya aykırı davrandı diye kimseye ceza vermeye kalkmayız.

Ancak insanlar arasındaki sosyal, siyasi, ekonomik ilişkilerini de Allah’ın öğütleri çerçevesinde kurar ve kurallarını koyarsak huzurlu ve müreffeh bir toplum yaratırız. İşte burada konulan toplumsal kurallara uymamanın elbette yaptırımları olacaktır. O kuralların da yaptırımların da kaynağı Kur’an’dır, insanlığın anayasası o dur. Yasalar da cezalar da onun öğütleri etrafında şekillenir. İnsanlık o zaman huzur bulur.

Seni yaradan, seni senden daha iyi bilir, onun nasihatlerine uygun yaşave kurtul.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.