Hava Durumu

Polis, Caminin son cemaat mahalline girdi!

Yazının Giriş Tarihi: 03.04.2024 12:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 03.04.2024 13:25

Seçim sonuçları açıklanınca, bundan sekiz yıl önce 2 Mart 2016 günlü Bursa Şehir gazetesinde kaleme aldığım “Çalıp, soyup camiye kaçıyor, Müslümanların arasına karışıp namaza duruyorlar.” başlıklı köşe yazım aklıma geldi. O yazımı çok değiştirmeden bugün bir daha yayınlamak farz oldu.

Yazıma ilham veren konuyu bir benzetme ile eski üniversite öğrencilik yıllarımızdan kalan anımız ile süsleyerek anlatmıştım.

Eskiler, yani 68 kuşağı 70’li kuşağı öğrenciler çok iyi hatırlarlar. Üniversitede karşıt görüşlü öğrenciler arasında kavga çıkar, ülkücü ve solcu öğrenciler birbirine girerdi. O zamanki adı Toplum Polisi olan ekipler olaya müdahale etmek için geldiğinde, sol görüşlü uyanık! Öğrenciler, toplu halde hemen Hazır Ol pozisyonuna geçerek İstiklal Marşını okumaya başlardı. Bunu gören, olaya müdahale için gelen polisler ne yapacağını şaşırır, bakakalır, İstiklal Marşını duyunca onlar da hemen Hazır Ol durumuna geçer bekler okunan marş bitince olaya müdahale ederlerdi. Ancak bu arada kavgaya karışan solcu öğrenciler bu arada görünmeden kaçar gider, kalanları da polislere ülkücüleri işaret ederek bu faşistler bize saldırdı, dövdü diye şikâyette bulunur, kavgaya karışmış ancak olay yerinden kaçmamış ülkücü öğrencileri göz altına alırlardı.

Ancak, ilerleyen zaman içinde Polis bu numarayı artık yutmaz oldu, olay yerine geldiğinde yine İstiklal Marşı okumaya başlayanlara hemen müdahale ederek kavgaya karışan öğrencileri toplamaya başladı. Uyanık solcu arkadaşların bu numaraları artık işe yaramaz olmuştu, polis artık onları hemen toplayıp gözaltına alıyordu.

Ak Parti’de önemli görevlerde bulunan etkili, yetkili konumda olan samimi ve ihlaslı bazı arkadaşlarıma bu anımı anlatarak, bazı Ak Parti mensuplarının; yolsuzluk, kayırmacılık, ihale takipçiliği, rüşvet işlerine bulaşmalarından bahsederek onlara şöyle dediğimi hatırlıyorum; Bazı partilileriniz çalıp, soyup, yolup camiye kaçıyorlar, Müslümanların arasına karışıp namaza duruyor. Onları takip eden Polis de Caminin kapısına gelince şaşırıp durup baka kalıyor, ne yapacağını şaşırıyor. İçeri girsem mi, girmesem mi tereddüdü içerisinde.

Ancak bu durum nereye kadar devam edecek, bir gün polis uyanacak Camiinin içine girip hepsini toplayacak alacak ve götürecek merkeze. Ya da nihayetinde bir gün namazları bitecek, namazı nereye ne kadar uzatabilecekler, hangi vakte kadar kaç rekât kılacaklar.

Bu eleştirilerimi samimi olarak söylüyor, onların parti içinde bu tür olayları ve kişileri engelleyebileceği düşüncesi ve umdu ile söylüyordum. Allah’tan herkes, daha doğrusu çoğunluk öyle değil de olsa zaten facia demektir.

Bu kirli kişiler, siyasetten geçinenlerdir, en büyük özellikleri sadece iyi koku alırlar ve bu sayede ne zaman nerede durmak gerektiğini iyi bilirler. Gerçek olan, bu kişiler her dönemde ve sürekli olarak iktidar partisine kapak atmakla mahirdirler.

İşte bu tür kimseler, yakaladıkları iktidar gücünü beceriksiz ve basiretsiz bir şekilde hoyratça kullanmaktalar. Bazıları da bu gücün dayanılmaz hafifliği ile her türlü menfaate balıklama atlamakta, meşru ve gayrı meşru ayrımı yapmadan menfaatleri yönünde kullanmaktadırlar. Etrafımızda ve birçok kişiler var ki gözle görülür açık bir şekilde iktidar partisi mensubu olamadığı yıllarla mukayese edilemeyecek kadar zenginlik, her türlü zevk ve sefa içerisindedirler.

Bunlar için iktidar gücü ve yakaladıkları makam, millete hizmet etmek amacı olmaktan çıkmış; eline, beline ve diline hizmete dönüşmüştür.

Geçim sıkıntısı içindeki vatandaş; kapınızda iş ararken, siz; yakınlarınızı, belediyelere doldurup iş verdiğiniz yetmezmiş gibi bağlı şirketlerde yönetim kurulu üyelikleri dağıtarak semirttiniz, halk bunları görmüyor zannediniz.

Kendilerini inançlı bir Müslüman olarak gösteren bu zavallılara sormak gerek; rehberimiz her fırsatta sizin de rehberiniz olduğunu söylediğiniz Hz. Peygamber'in ( S. A. V. ) hayatına bir bakınız. Onun mal mülk ve yaşantı tarzına bir bakınız. Yönetme tarzına bir bakınız, Allah aşkına alakanız, ilginiz, bir benzerliğiniz var mı?

Bugün sokaktaki vatandaş; biz metrolarda ayakta sürünür halde yolculuk yaparken; Müslümanlar son model lüks cipleri ile yanımızdan geçip gidiyor. Bizim hayatımızda gidemeyeceğimiz kadar lüks ve pahalı restoranlarda aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yiyip içiyorlar, marifetmiş gibi bir de bu hallerini sosyal medyada paylaşıyorlar, diyen serzenişleri duymayanların akıbeti budur.

Ülkenin Cumhurbaşkanı, her fırsatta milletimizin hizmetkârıyız derken, bu yolda gayret sarf ederken, bunlar millete efendilik taslıyorlar. Vatandaş, yerel yöneticilere ulaşamıyor, derdini söyleyecek bir makam bulamıyor, son çare derdini sandığa söylüyor. Maalesef ezilmişlikten zulme verilen, başörtüsü zulmünden gelinen nokta bu olmamalı.

İşte görünen o ki 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerde, yukarıda anlattığım anılarıma gönderme ile söylüyorum, polis, artık uyandı ve camiinin son cemaat mahalline girdi. Ya o hırsızları, dolandırıcıları, yolsuzluk yapanları camiden kovarsınız, polise teslim edersiniz ya da gelecek ilk seçimde polis içeri girer hepinizi dışarı çıkarır. Bizden söylemesi, tecrübe ile sabit.

Ez cümle sebep; popülizm, siyasetten geçinenlerin, dünyevî hayatını uhrevî hayatına tercih edenlerin, siyaseti esir alması, yöneticilerin de bu halka tepeden bakan, profesyonel siyasetçi tipleri yanında ve yakınında barındırması, namuslu insanların da buna seyirci olup sessiz kalmasıdır. İşte bütün mesele bu.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.