UZUN TARİHE KISA DOKUNUŞ

Yazının Giriş Tarihi: 01.05.2020 17:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.05.2020 17:29

Hicri takvimine göre, yılın dokuzuncu ayı "Ramazan Ayı"dır. İslam dünyasında Ramazan ayı, oruç tutma ayı olup, kutsal kabul edilir.

 

Arapça kökenli bir sözcük olan Ramazan, "Ramaza" (çok sıcak olma) kökünden gelir. Bunun nedeni muhtemelen “Ramazan Orucu” ibadeti ilk uygulanmaya başlandığında yaz aylarına denk gelmesi olabilir.

 

“Ramaz” kelimesi, “Güneşin sıcaklığının gücüyle, bir maddenin kızması” anlamındadır. Ateşten kızmış ve çok sıcak yere "Ramda" denir.

 

Mecazi anlam da, bu Ayın günahları yaktığı ve insanların kendilerini günahlardan temizledikleri Ay olarak yorumlanır.

 

Bazı çevrelerde ise; yağan yağmur anlamında; "Ramid" kelimesinden üretildiğine, nasıl yağmur yeryüzünü temizlerse, Ramazan ayında da günahların temizlendiğine inanılır.

 

Ramazan ayının zamanı; "Hicri Takvim"e göre düzenlenir. Bu takvim Halife Ömer zamanında düzenlenmiştir.

 

Hicri Takvim, Ay takvimi olup, Miladi Takvimden 11 - 12 gün daha kısadır. Bu sebeple, Ramazan Ayı her sene bu kullandığımız Miladî Takvime göre, öne kayar.

Böylece yaklaşık her 32 senede bir Ramazan ayı aynı tarihe rastlar.

 

Hicreti biliyorsunuz ama ben özetleyeyim;

 

Mekke kenti; Arap Yarım adasında paranın kaynağı.

Şimdiki Dünyanın finans merkezi Londra gibi... Kutsal mekan! Birbirleriyle 11 Ay savaşan Arap kabileleri, bir Ay savaşa ara verip Mekke'ye tapınmaya geliyorlar.

 

Kabe’nin orada, bugün şeytan taşlanan yerde Allah’ın Kızları denilen Allad, Menad, Uzza adlı heykeller önünde tapınıyorlar, onlara kurban, develer kesiliyor!

 

Öyle bir panayır oluyor ki; bir yandan alış, veriş, bir yandan şiir yarışmaları yapılıyor.

Diğer yandan calgı, çengi.

Sanki bir fuar.

Nerde hareket, orada bereket!

 

Hz. Muhammed’in amcası olan Ebu Süfyan, Mekke’ye egemen.

O, Ümmeye oğullarından.

Hz. Muhammed Haşimi'lerden.

 

Eğer, Hz. Muhammed’in yaymağa çalıştığı İslam dini, Mekke’de kabul görürse, egemenlik amca çocukları Haşimiler'e geçecek.

 

Korku düşer egemenlerin içine.

Başta Ebu Süfyan’a ve oğlu Muaviye’ye.

 

İşte, bu korku, Mekke’de Müslümanlığı kabul edenlere baskıyı başlatır.

Her yeni şey söyleyenin Yazgısı.

Bu baskı öyle artar ki, Müslümanlar can korkusuna düşerler.

Yıl, M.S. 622’dir.

Medine Kentine sığınırlar.

 

Medine’nin asıl adı “YESRİB’dir. Asıl halkı da, “Ensar” denilen Yemen kökenli Ens ve Hazrec kabileleri ile Beni Kureyza, Beni Kaynuka, Beni Nadir adlı Yahudi kabilelerden oluşuyordu.

(Ensar adının nereden geldiğini anladınız mı?)

 

HZ. MUHAMMED göçenleri, yerli halk ile kardeş ilan etti.

Yahudiler ile açılan aralarını düzelterek, farklı kesimlerin hak ve yükümlülüklerini saptayan 47 maddelik Medine Antlaşması ile “Medine Kent Devletini” kurdu.

 

Medine Kent Devletinin kurulabilmesi için, çok sayıda kabile ile savunma, saldırı, baskın veya sadece gözdağı vermek gibi psikolojik etki amaçlı, 100 kadar askeri harekâta katıldı.

 

Mekke’den hicret eden Müslümanların Mekke’de kalan mallarının yağmalanmasına karşılık, Mekke kervanlarına el koymak için savaşlar verildi.

 

Bu arada, Yahudi Dinine inananların oruç tuttuklarını gördü.

Bunun ne orucu olduğunu sordu?

 

Yahudiler, “Bugün Tanrı' nın Musa’yı düşmanlarından kurtardığı, firavunu boğdurduğu gün. Hz. Musa, şükür olarak bugün oruç tutmuştur.” dediler.

 

Bunun üzerine Hz. Muhammed de; “Biz, Musa’nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz.” buyurdu. O gün oruç tuttu ve tutulmasını da emretti.

 

Ertesi yıl, M.S. 625 yılı, Oruç İslamiyet’te farz kılındı ve önemli olanın Ramazan ayındaki oruç olduğu belirtildi.

 

İslamiyete göre; “Ramazan Ayı boyunca oruç tutmak, namaz kılmak, dua etmek ve af dilemek, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek, fakir fukaraya sadaka vermek, kendini dinlemek ve tövbe etmek, aile büyüklerini ziyaret etmek, etrafımızdakileri ve özellikle küçükleri mutlu etmek herkesin yapması gereken davranışlardır.”

 

Bu sene de Ramazan ayına ulaştık. Hepinizin sağlık içinde, nice Ramazanlara ulaşmanızı dilerim.

 

Ama unutmayın,

İslam dini, tapınma değil, yaşam dinidir. Hatta, SOSYALİST bir dindir bile diyebilirsiniz.

 

Dip not: Tüm inançlara saygım olmakla birlikte, tüm dinlerin bir avuç egemen gücün o azınlıktaki kaymak tabakanın, dinleri yoksul çoğunluk kitlelerin üzerinde şaklattığı bir kırbaçtır diye düşünüyorum bu bağlamda din adamlarının ve din adamlarını bünyesinde barındıran tüm dini kurumların da bu azınlığın kontrolünde ve emrinde olduğuna eminim...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)

NEFRET SÖYLEMLERİ

10.05.2020 09:07

Bugünün nefret içerikli söylemleri, bazı toplumlarda bazı bireylere karşı işlenen suçların kanun (vicdan) karşısında kölelere karşı işlenmiş gibi muamele görmesine belki de bu yüzden yardımcı oluyor.   Bugün gece yarısı otoban kenarındaki travestinin, hapishanede devletin korumasında olan kadı

UZUN TARİHE KISA DOKUNUŞ

01.05.2020 17:29

Hicri takvimine göre, yılın dokuzuncu ayı "Ramazan Ayı"dır. İslam dünyasında Ramazan ayı, oruç tutma ayı olup, kutsal kabul edilir.   Arapça kökenli bir sözcük olan Ramazan, "Ramaza" (çok sıcak olma) kökünden gelir. Bunun nedeni muhtemelen “Ramazan Orucu” ibadeti ilk uygulanmaya başlandığında

İRRASYONEL

24.04.2020 18:03

“Geleceğin cahili, okumayan kişi değil, nasıl öğreneceğini bilmeyen kişi olacaktır.” Alvin Toffler Eğer 14,7 milyar yıllık kozmik tarih bir gün olarak ayarlansaydı, o zaman yüz bin yıllık insanlık tarihi dört dakika, yüz yıllık bir insan ömrü de 0,2 saniye olurdu. Gururumuzu inciten bir başka

KUTLU OLSUN

24.04.2020 09:31

Koca bir asır. 23 Nisan, TBMM'nin açılışının ve ulusal egemenliğin ilanının 100. yılı. Bayram olarak kutlanmasının 96. yılı ve çocuk bayramı olarak kutlanmasının da 93. yılıdır.   Yaklaşık bir asırdır Türk topraklarında çocuk bayramı olarak kutlanıyor. Aynı zamanda KKTC ve Kosova

BİLİNÇALTININ GÜCÜ

21.04.2020 17:47

Bilim ve şamanizmin dans ettiği kitapların hep benim için tasarlandığını düşünürüm. Okuduğum kitaplarda biraz astroloji, biraz psikoloji olsun, ruh ve bilim karışsın satırlara isterim. Bu kitabın da bu dille yazılmış olması benim için önemli. Sevgi neremizde, kdv içinde mi bilemem fakat dönem dön

EŞYANIN TABİATI

19.04.2020 17:32

  Kalpten çıkan söz kalbe gider. Ağızdan çıkan söz ise kulağa gider. Akıllı insanın ağzı kalbinde, akılsız insanın kalbi ise ağzındadır. Hayat gitgide bir mağazaya benzemekte. Şöyle ki, bir şey satın alacak paramız olmasa bile içeriye girip; “sadece bakıyorum” diyerek kıyafetler deneyebilec

KÖY ENSTİTÜLERİ KANUNU (2)

17.04.2020 17:46

Kurban Bayramı tam kışın ortasına rastlıyordu. O günler bir soğuktu, bir soğuktu. Zemheri soğuk, deli soğuk. Kar, fırtına, tipi... Eskişehir ortalarında papaz harmanı savruluyordu.. Göz gözü görmüyordu dışarılarda.. Sular donmuştu hep..   Seydi Suyu, iri buz parçaları akıtıyordu. Sant

KÖY ENSTİTÜLERİ KANUNU

17.04.2020 09:19

17 Nisan önemli bir gün, bir döngü ve bu döngüyü nasıl elimizin tersiyle ittiğimizin ve geri kalıp, borç harç içinde tüketerek yaşamaya çalıştığımızın öyküsünü dilim döndüğünce kalemim yazabildiğince anlatmaya çalışayım. 17 Nisan 1940 günü bir yasa çıkıyor! Adı "Köy Enstitüleri Kanunu” Çoğumuz

VAROLUŞ SANCISI ÜZERİNE DİZELER

16.04.2020 09:30

Ne var ardında duvarların? Benliğimdeki istekler ta başından beri özümde miydiler, ben onlardan mı ibaretim ya da bana ilham mı edilmişlerdi ve işte, eğer öyleyse bütün bunları seçen, kabul eden, içimdeki "ben" nedir? Bendeki "ben"... Düşündüklerimden, istediklerimden, hissettiklerimden iba

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Yeni Marmara Gazetesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.