Bilindiği gibi Salı başlayan ve dün sabah yerini yoğun sağanak yağışa bırakan lodos fırtınası, kentimizdeki yönetim, sevk ve organizasyonununyetersizliğini ortaya çıkarmıştır.
3 Günlük lodosun Bursa’ya faturası; onlarca yaralı, yüzlerce çatı uçuşu ve araç hasarı ile saatlerce elektriksiz kalmış binlerce ev ve işyeridir. Elektrik kesintisi nedeniyle maddi ve manevi kayıplara uğrayan işletmelerin zararının da hesabı yoktur şimdilik…
Bu aşamada fırtına ve selin yarattığı fotoğraflara bakalım isterseniz…Hasarın büyüklüğünü görebilmemiz ve kendimizle hesaplaşabilmemiz için…
Kozahan’da 250 yaşındaki anıt ağacı bile kökünden yıkmıştır bu fırtına…Kentin birçok park ve bahçesinde kırılan/yıkılan binlerce ağaç gibi…
Erikli Su Fabrikası önünde yükleme bekleten TIR araçları bile ters dönmüştür bu hızdaki lodos esnasında…Kırılan/sökülen ağaçların altında ağır hasarlar almış birçok araç gibi…
Uçan çatıların hesabı yoktur. Aynen firmaların reklama panoları ve totemleri gibi…
Hızı zaman-zaman 100 km/saat olan lodos; Bursa’da hayatı felç etmiştir. Yerinden sökülen ağaçlar nedeniyle yollar kapanmış, okulların bir bölümü de tatil edilmiştir.
Kumla, Kurşunlu ve Güzelyalı’da deniz adeta kara ile birleşmiş ve yollar denize dönmüştür.
Ya Tirilye’de dün gece yaşanan sel felaketine ne demeli…Metrekareye düşen 55 kilogram yağış,bu güzel sahil köyümüzü neredeyse yerle bir ediyordu.
Yani…Bursa son 72 saatte doğal felaketlerin merkezi oldu ülkemizdeki birçok kasaba ve kent gibi…
FIRTINA “BEN GELİYORUM” DEDİ ASLINDA
Peki…Ne oluyor bu dünyaya böyle..?
Şimdi hepimiz bir gerçekle yüzleşmek zorundayız.
Küresel ısınma sonuçlu mevsim değişiklikleri nedeniyle sellere, fırtınalara, dolu ve yoğun yağmur yağışları hep olacak bundan böyle…
Artık kaderimiz bu…Bunu biz yaptık ama…Elbirliği ile dünyayı kirlettik. Doymak bilmeyen hırslarımızla yeryüzünün doğal dengesini bozduk.
Yaşananlar bunun zorunlu sonucu…Ama önlemlerimizi alarak, yanlışların üzerine yeni yanlışlar koymayarak bazı yansımaları azaltabiliriz olası felaketlerin…
Şimdi Bursa ve ilçelerinde yaşanan son lodos felaketini; doğal afet veya kadere mi bağlamak yoksa, yönetim organizasyonu sorunu ile mi bağdaştırmak gerekiyor.
Meteoroloji bas-bas bağırdı ve “fırtına da ben geliyorum “dedi aslında…
Peki yeterli önlem neden alınmadı..?
O sorunun cevabı, sevk ve organizasyonda nerede olduğumuzu da gösteriyor zaten…
Özellikle bu kentte; her lodos fırtınasında, birçok elektrik kesintisi yaşanmaktadır. Peki yıllardır elektrik tüketicilerinin faturalarında yer alan ve ödediğimiz yatırım bedelleri boşa mı gitmiştir ki hala kentin önemli bir bölümünde elektrik hatları, sokak aralarındaki direklerden kurulmaktadır.
Çağdaş ülkelerde tüm elektrik tesisatı yeraltı kabloları ile sağlanırken, hala Bursa’da Küçükbalıklı-Altınova gibi bölgelerde ilkel yollarla elektrik dağıtımı yapılmaktadır. Bu şartlarda da en ufak bir rüzgarda bile binlerce voltluk elektrik enerjisi taşıyan kablolar kopmakta ve sokak aralarına düşmektedir. İnsanlar evlerinde ve işyerlerinde elektriksiz kalarak mağdur olmaktadır.
Acilen…Bursa sokaklarındaki yerüstü elektrik hatları, yeraltına alınmalıdır. Bunun bedelini kent halkı zaten yıllardır örtülü olarak gösterilen bir fatura kaleminde ödemiştir ve ödemektedir.
Böylesine acil durumlarda insanlarımızın ulaşacağı telefon numaraları da kısıtlıdır. UEDAŞ ve elektrik arızanın 186 nolu telefonlarına ulaşmak mümkün olmamaktadır. Bu bir ACİL durumdur aslında…Sokak aralarına düşen ve kopan kabloları işletmeye bildirmek için arayan tüketiciler, neden ilgili kuruma anında ulaşamaz..?
Hep meşgul çıkıyor bu arıza numaraları..!
Bu iletişimsizlik ve ulaşılmazlığı, Türk halkı 1999 Gölcük depreminde GSM şirketlerinin yetersiz şebekelerinde de aynen yaşamış ve çok mağdur olmuşlardı. Yani bu ülkede ve yaşadığımız kentte; ACİL durumlarda telefon iletişimi kesilmektedir. İletişim olmadan ACİL YARDIM nasıl gerçekleşebilir ki..?
Elektriği kesilen insanlar, bu kış şartlarında kombisini çalıştıracak elektriğin ne zaman geleceğini nasıl öğreneceklerdir..?
KENTİN ULAŞIM VE İLETİŞİM SORUNLARI
Bu lodos fırtınası bir kez daha gösterdi ki; Bursa olası bir acil duruma hazırlıksızdır. Kimse bu gerçeğin üzerini örtmeye kalkmasın.
Ama dedik ya…Bursa’nın ulaşım, iletişim ve sevk organizasyonunda bir sorunu vardı.
Bu sorunun büyüklüğünü bir kez daha anladık.
Allah Bursa’yı daha büyük felaketlerden ve doğal afetlerden korusun. Yoksa bu kent; büyük bir deprem, bir sel felaketi veya geniş bir yangında “sefilleri” oynar.
Bu böyle biline…
Güneş balçıkla sıvanmaz..!
Sevk, yönetim ve organizasyon bir sanat gibi eksiksiz ve mükemmel sunulursa, puan ve prestij kazanır. İnsanlar da mutsuz olmaz. Herkes de işini yapmanın mutluluğunu yaşar.
Çağdaş ülkelerdeki gibi..!
Bereket ki; 3 günlük fırtına, yağış ve sel felaketinde can kaybı yaşanmadı.
Şimdilik tek tesellimiz budur..!
ÖZLÜ SÖZLER: Yeteri kadar nedeniniz varsa, her şeyi yapabilirsiniz. (Jim ROHN)
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BİNAY KAZAN
3 GÜNLÜK FIRTINA, YAĞMUR VE SELİN YANSIMALARI
Bilindiği gibi Salı başlayan ve dün sabah yerini yoğun sağanak yağışa bırakan lodos fırtınası, kentimizdeki yönetim, sevk ve organizasyonunun yetersizliğini ortaya çıkarmıştır.
3 Günlük lodosun Bursa’ya faturası; onlarca yaralı, yüzlerce çatı uçuşu ve araç hasarı ile saatlerce elektriksiz kalmış binlerce ev ve işyeridir. Elektrik kesintisi nedeniyle maddi ve manevi kayıplara uğrayan işletmelerin zararının da hesabı yoktur şimdilik…
Bu aşamada fırtına ve selin yarattığı fotoğraflara bakalım isterseniz…Hasarın büyüklüğünü görebilmemiz ve kendimizle hesaplaşabilmemiz için…
Kozahan’da 250 yaşındaki anıt ağacı bile kökünden yıkmıştır bu fırtına…Kentin birçok park ve bahçesinde kırılan/yıkılan binlerce ağaç gibi…
Erikli Su Fabrikası önünde yükleme bekleten TIR araçları bile ters dönmüştür bu hızdaki lodos esnasında…Kırılan/sökülen ağaçların altında ağır hasarlar almış birçok araç gibi…
Uçan çatıların hesabı yoktur. Aynen firmaların reklama panoları ve totemleri gibi…
Hızı zaman-zaman 100 km/saat olan lodos; Bursa’da hayatı felç etmiştir. Yerinden sökülen ağaçlar nedeniyle yollar kapanmış, okulların bir bölümü de tatil edilmiştir.
Kumla, Kurşunlu ve Güzelyalı’da deniz adeta kara ile birleşmiş ve yollar denize dönmüştür.
Ya Tirilye’de dün gece yaşanan sel felaketine ne demeli…Metrekareye düşen 55 kilogram yağış,bu güzel sahil köyümüzü neredeyse yerle bir ediyordu.
Yani…Bursa son 72 saatte doğal felaketlerin merkezi oldu ülkemizdeki birçok kasaba ve kent gibi…
FIRTINA “BEN GELİYORUM” DEDİ ASLINDA
Peki…Ne oluyor bu dünyaya böyle..?
Şimdi hepimiz bir gerçekle yüzleşmek zorundayız.
Küresel ısınma sonuçlu mevsim değişiklikleri nedeniyle sellere, fırtınalara, dolu ve yoğun yağmur yağışları hep olacak bundan böyle…
Artık kaderimiz bu…Bunu biz yaptık ama…Elbirliği ile dünyayı kirlettik. Doymak bilmeyen hırslarımızla yeryüzünün doğal dengesini bozduk.
Yaşananlar bunun zorunlu sonucu…Ama önlemlerimizi alarak, yanlışların üzerine yeni yanlışlar koymayarak bazı yansımaları azaltabiliriz olası felaketlerin…
Şimdi Bursa ve ilçelerinde yaşanan son lodos felaketini; doğal afet veya kadere mi bağlamak yoksa, yönetim organizasyonu sorunu ile mi bağdaştırmak gerekiyor.
Meteoroloji bas-bas bağırdı ve “fırtına da ben geliyorum “dedi aslında…
Peki yeterli önlem neden alınmadı..?
O sorunun cevabı, sevk ve organizasyonda nerede olduğumuzu da gösteriyor zaten…
ELEKTRİK KESİNTİLERİNİN NEDENİ YERALTINA ALINMAYAN KABLOLAR MI..?
Özellikle bu kentte; her lodos fırtınasında, birçok elektrik kesintisi yaşanmaktadır. Peki yıllardır elektrik tüketicilerinin faturalarında yer alan ve ödediğimiz yatırım bedelleri boşa mı gitmiştir ki hala kentin önemli bir bölümünde elektrik hatları, sokak aralarındaki direklerden kurulmaktadır.
Çağdaş ülkelerde tüm elektrik tesisatı yeraltı kabloları ile sağlanırken, hala Bursa’da Küçükbalıklı-Altınova gibi bölgelerde ilkel yollarla elektrik dağıtımı yapılmaktadır. Bu şartlarda da en ufak bir rüzgarda bile binlerce voltluk elektrik enerjisi taşıyan kablolar kopmakta ve sokak aralarına düşmektedir. İnsanlar evlerinde ve işyerlerinde elektriksiz kalarak mağdur olmaktadır.
Acilen…Bursa sokaklarındaki yerüstü elektrik hatları, yeraltına alınmalıdır. Bunun bedelini kent halkı zaten yıllardır örtülü olarak gösterilen bir fatura kaleminde ödemiştir ve ödemektedir.
Böylesine acil durumlarda insanlarımızın ulaşacağı telefon numaraları da kısıtlıdır. UEDAŞ ve elektrik arızanın 186 nolu telefonlarına ulaşmak mümkün olmamaktadır. Bu bir ACİL durumdur aslında…Sokak aralarına düşen ve kopan kabloları işletmeye bildirmek için arayan tüketiciler, neden ilgili kuruma anında ulaşamaz..?
Hep meşgul çıkıyor bu arıza numaraları..!
Bu iletişimsizlik ve ulaşılmazlığı, Türk halkı 1999 Gölcük depreminde GSM şirketlerinin yetersiz şebekelerinde de aynen yaşamış ve çok mağdur olmuşlardı. Yani bu ülkede ve yaşadığımız kentte; ACİL durumlarda telefon iletişimi kesilmektedir. İletişim olmadan ACİL YARDIM nasıl gerçekleşebilir ki..?
Elektriği kesilen insanlar, bu kış şartlarında kombisini çalıştıracak elektriğin ne zaman geleceğini nasıl öğreneceklerdir..?
KENTİN ULAŞIM VE İLETİŞİM SORUNLARI
Bu lodos fırtınası bir kez daha gösterdi ki; Bursa olası bir acil duruma hazırlıksızdır. Kimse bu gerçeğin üzerini örtmeye kalkmasın.
Ama dedik ya…Bursa’nın ulaşım, iletişim ve sevk organizasyonunda bir sorunu vardı.
Bu sorunun büyüklüğünü bir kez daha anladık.
Allah Bursa’yı daha büyük felaketlerden ve doğal afetlerden korusun. Yoksa bu kent; büyük bir deprem, bir sel felaketi veya geniş bir yangında “sefilleri” oynar.
Bu böyle biline…
Güneş balçıkla sıvanmaz..!
Sevk, yönetim ve organizasyon bir sanat gibi eksiksiz ve mükemmel sunulursa, puan ve prestij kazanır. İnsanlar da mutsuz olmaz. Herkes de işini yapmanın mutluluğunu yaşar.
Çağdaş ülkelerdeki gibi..!
Bereket ki; 3 günlük fırtına, yağış ve sel felaketinde can kaybı yaşanmadı.
Şimdilik tek tesellimiz budur..!
ÖZLÜ SÖZLER: Yeteri kadar nedeniniz varsa, her şeyi yapabilirsiniz. (Jim ROHN)