ALTIPARMAK, SETBAŞI VE HEYKEL’DEN KAÇ ARKADAŞINIZ KALDI GERİYE..?
Yazının Giriş Tarihi: 27.06.2024 17:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.06.2024 17:24
Zaman-zaman hayatımızda önem verdiğimiz bazı isimlerin apansız ölüm haberini alıyoruz. Üzülüyoruz ve hayatın muhasebesini bir kez daha yapmak zorunda kalıyoruz . Gazeteci Ali Aydoğdu’da bu isimlerden biriydi. Sessiz, çalışkan, duyarlı ve iyiliksever bir kişiliğe sahipti Ali…Amansız bir hastalık onu yaşamdan kopardı ne yazık ki…Bir iyi insanı daha kaybettik. Üzgünüm.
Peki…Hiç saydınız mı..? Kaç sağlam dostunuz kaldı çevrenizde..?
Arkadaşınız değil ama…Dostunuz…
Bakın bakalım…Kaçı gitti yaşantınızdan apansız…Kaçı hala direnmekte, ”onurundan bir şeykaybetmeden” yaşamın ve ülkenin bu ağır şartlarına…?
Kimi 2001’de ekonomik kriz kurbanı olup işyerini kapattı önce…Sonra yaşamının tüm pencerelerini kilitledi ve kapandı içine…Kimi işini ve geleceğini kaybetti, kayboldu hayatın içinde…2008 Küresel krizi etkilerinden ve her şeyden bıkarak başka kentlere ve başka ülkelere gidenlerde oldu dostlarımızın arasından mutlaka…
Bu ülkede yaklaşık 5 yılda bir oluşan ekonomik krizler nedeniyle, “doğduğum yer değil, doyduğum yer” diyerek, çekip gittiler Bursa’dan çok uzaklara…
DOSTLUKLAR ZOR OLUŞTU, KOLAY BİTTİ BAZEN..!
Yaşadıkları yoğun stres nedeniyle amansız hastalıklara yakalanarak başka bir dünyaya giden dostlarımızda oldu mutlaka…Trafik kazaları, intiharlar, kalp krizleri ve iş kazaları nedeniyle kaybettiğimiz önemli dost ve arkadaşlarımızı da unutmamak gerek tabii ki…
Geriye kim kaldı peki…Kimler kaldı, o güzel dostluk yıllarından geriye..?
Altıparmak’tan…Heykel’den…Setbaşı’ndan ve Maviköşe’den…
Oturduğunuz mahalleden, çıktığınız kahvehaneden…
Okul arkadaşlarınızdan…Komşularınızdan…
Hangi dostlar, hangi arkadaşlar kaldı yanınızda…?
Yaşadığımız ülkenin sosyo-ekonomik ve siyasal koşulları; dost kaybetmenin, dost kazanmaktan daha kolayolduğu ortamlar yarattı hepimize…
Zor dostluklar kurup, kolayca kaybettik onları apansız…
Bir zamanlar iyi dostlarımız vardı kuşkusuz..!
Sağlam arkadaşlarımız…
Ama…Kaçtılar…Gittiler…Öldüler iyi dostlarımızdan bazıları…
Hep yüreklerimizden bir şeyler kopararak..!
Bazen de “her dostun dosdoğru bir dost olmadığını” kanıtlarcasına kalleşçe terk ettiler yaşantılarımızı…Küçük ve anlamsız kalan izler bırakarak geride…
YAŞADIĞIMIZ GÜNLERİN ANA FOTOĞRAFI
Saydınız mı…Kaç “iyi insan” kaldı çevrenizde..?
Gösteriş dünyasının dışında kalmaya çalışan kaç yürekli insan…
Bu ülkede; güce veparaya dayalı kolay dostluklar kurmak hemen mümkün tabii ki…Saman alevi gibi yanıp sönen…Ya da çıkar ilişkilerine dayalı arkadaşlıklar ve iş ortaklıkları da kurulabilir aniden…
Ama iz bırakacak dostlukları, neresine koymalıyız hayatımızın..?
Nerede olmalı yeni, anlamlı ve düzeyli dostluklar…?
Bizhala aynı yerindeysek yaşamın…Neden çıkarsız yeni dostluklar kurmakta zorlanıyoruz öyleyse..?
İyi ve dürüst insanlar vardı…Belki yine var ama, neredeler…?
Yaşamın her geçen gün gittikçe ağırlaşan geçim şartları, bizleri epey zorlarken arkadaşlarımızı ve dostlarımızı her geçen gün daha fazla arıyoruz ve anıyoruz.
Yaşadığımız günlerin ana fotoğrafı budur artık…Son tahlilde; “önce para, önce ben” diyen insanlara inat…
Sizlere “güzel birdostluk öyküsü ile “seslenmek istiyorum bu Cuma gününde…Yaşantınıza “unutmaya başladığımız şekli ile “dostça bir anlam katmak için…Yan sütunlarda yer alan Geleceğini biliyordum isimli yazıyı okumanızı öneriyorum. Hayatı yeniden yorumlamak ve belki de kaldığınız yerden yeniden başlamak için…
ÖZLÜ SÖZLER: Yeni süpürge iyi süpürür, ama köşeleri bilen de eskisidir. (İrlanda Atasözü)
Savaşın en kanlı günlerinden biridir. Siperdeki asker en iyi arkadaşlarından birinin az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. Ateş yağmuru altında komutanına koşarak:
-Teğmenim. Arkadaşım yaralandı. Alıp gelebilir miyim..?
Komutan “delirdin mi?” der gibi baktı askere…Sonra da “Gitmeye değer mi? Bak arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük bir olasılıkla ölmüştür bile…Kendi hayatını datehlikeye atacaksın şimdi.” dedi.
Asker ısrar edince de ; ”Peki git o zaman” demek zorunda kaldı.
İnanılması güç bir mucize ile, asker yoğun ateş altında sürüne- sürüne arkadaşının yaralandığı yere ulaştı. Onu sırtına alarak, koşa-koşa siperine geri döndü. Komutan yanlarına gelerek kanlar içindeki askeri muayene etti. Sonra da onu taşıyan cesur arkadaşına döndü:
-Sana hayatını tehlikeye atmak için değmez demiştim. Gördün mü bak arkadaşınölmüş.
-Değdi komutanım.
-Nasıl değdi...Arkadaşın ölmüş görmüyor musun ?
-Yine de değdi komutanım. Çünkü yanına ulaştığımda, henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, benim için dünyaya bedeldi.
Ve asker ölen arkadaşının son sözlerini tekrarladı hıçkırarak:
“Geleceğini biliyordum ve seni bekliyordum” demişti arkadaşı…
-Geleceğini biliyordum.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BİNAY KAZAN
ALTIPARMAK, SETBAŞI VE HEYKEL’DEN KAÇ ARKADAŞINIZ KALDI GERİYE..?
Zaman-zaman hayatımızda önem verdiğimiz bazı isimlerin apansız ölüm haberini alıyoruz. Üzülüyoruz ve hayatın muhasebesini bir kez daha yapmak zorunda kalıyoruz . Gazeteci Ali Aydoğdu’da bu isimlerden biriydi. Sessiz, çalışkan, duyarlı ve iyiliksever bir kişiliğe sahipti Ali…Amansız bir hastalık onu yaşamdan kopardı ne yazık ki…Bir iyi insanı daha kaybettik. Üzgünüm.
Peki…Hiç saydınız mı..? Kaç sağlam dostunuz kaldı çevrenizde..?
Arkadaşınız değil ama…Dostunuz…
Bakın bakalım…Kaçı gitti yaşantınızdan apansız…Kaçı hala direnmekte, ”onurundan bir şey kaybetmeden” yaşamın ve ülkenin bu ağır şartlarına…?
Kimi 2001’de ekonomik kriz kurbanı olup işyerini kapattı önce…Sonra yaşamının tüm pencerelerini kilitledi ve kapandı içine…Kimi işini ve geleceğini kaybetti, kayboldu hayatın içinde…2008 Küresel krizi etkilerinden ve her şeyden bıkarak başka kentlere ve başka ülkelere gidenlerde oldu dostlarımızın arasından mutlaka…
Bu ülkede yaklaşık 5 yılda bir oluşan ekonomik krizler nedeniyle, “doğduğum yer değil, doyduğum yer” diyerek, çekip gittiler Bursa’dan çok uzaklara…
DOSTLUKLAR ZOR OLUŞTU, KOLAY BİTTİ BAZEN..!
Yaşadıkları yoğun stres nedeniyle amansız hastalıklara yakalanarak başka bir dünyaya giden dostlarımızda oldu mutlaka…Trafik kazaları, intiharlar, kalp krizleri ve iş kazaları nedeniyle kaybettiğimiz önemli dost ve arkadaşlarımızı da unutmamak gerek tabii ki…
Geriye kim kaldı peki…Kimler kaldı, o güzel dostluk yıllarından geriye..?
Altıparmak’tan…Heykel’den…Setbaşı’ndan ve Maviköşe’den…
Oturduğunuz mahalleden, çıktığınız kahvehaneden…
Okul arkadaşlarınızdan…Komşularınızdan…
Hangi dostlar, hangi arkadaşlar kaldı yanınızda…?
Yaşadığımız ülkenin sosyo-ekonomik ve siyasal koşulları; dost kaybetmenin, dost kazanmaktan daha kolay olduğu ortamlar yarattı hepimize…
Zor dostluklar kurup, kolayca kaybettik onları apansız…
Bir zamanlar iyi dostlarımız vardı kuşkusuz..!
Sağlam arkadaşlarımız…
Ama…Kaçtılar…Gittiler…Öldüler iyi dostlarımızdan bazıları…
Hep yüreklerimizden bir şeyler kopararak..!
Bazen de “her dostun dosdoğru bir dost olmadığını” kanıtlarcasına kalleşçe terk ettiler yaşantılarımızı…Küçük ve anlamsız kalan izler bırakarak geride…
YAŞADIĞIMIZ GÜNLERİN ANA FOTOĞRAFI
Saydınız mı…Kaç “iyi insan” kaldı çevrenizde..?
Gösteriş dünyasının dışında kalmaya çalışan kaç yürekli insan…
Bu ülkede; güce ve paraya dayalı kolay dostluklar kurmak hemen mümkün tabii ki…Saman alevi gibi yanıp sönen…Ya da çıkar ilişkilerine dayalı arkadaşlıklar ve iş ortaklıkları da kurulabilir aniden…
Ama iz bırakacak dostlukları, neresine koymalıyız hayatımızın..?
Nerede olmalı yeni, anlamlı ve düzeyli dostluklar…?
Biz hala aynı yerindeysek yaşamın…Neden çıkarsız yeni dostluklar kurmakta zorlanıyoruz öyleyse..?
İyi ve dürüst insanlar vardı…Belki yine var ama, neredeler…?
Yaşamın her geçen gün gittikçe ağırlaşan geçim şartları, bizleri epey zorlarken arkadaşlarımızı ve dostlarımızı her geçen gün daha fazla arıyoruz ve anıyoruz.
Yaşadığımız günlerin ana fotoğrafı budur artık…Son tahlilde; “önce para, önce ben” diyen insanlara inat…
Sizlere “güzel bir dostluk öyküsü ile “seslenmek istiyorum bu Cuma gününde…Yaşantınıza “unutmaya başladığımız şekli ile “dostça bir anlam katmak için…Yan sütunlarda yer alan Geleceğini biliyordum isimli yazıyı okumanızı öneriyorum. Hayatı yeniden yorumlamak ve belki de kaldığınız yerden yeniden başlamak için…
ÖZLÜ SÖZLER: Yeni süpürge iyi süpürür, ama köşeleri bilen de eskisidir. (İrlanda Atasözü)
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
“GELECEĞİNİ BİLİYORDUM…”
Savaşın en kanlı günlerinden biridir. Siperdeki asker en iyi arkadaşlarından birinin az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. Ateş yağmuru altında komutanına koşarak:
-Teğmenim. Arkadaşım yaralandı. Alıp gelebilir miyim..?
Komutan “delirdin mi?” der gibi baktı askere…Sonra da “Gitmeye değer mi ? Bak arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük bir olasılıkla ölmüştür bile…Kendi hayatını da tehlikeye atacaksın şimdi.” dedi.
Asker ısrar edince de ; ”Peki git o zaman” demek zorunda kaldı.
İnanılması güç bir mucize ile, asker yoğun ateş altında sürüne- sürüne arkadaşının yaralandığı yere ulaştı. Onu sırtına alarak, koşa-koşa siperine geri döndü. Komutan yanlarına gelerek kanlar içindeki askeri muayene etti. Sonra da onu taşıyan cesur arkadaşına döndü:
-Sana hayatını tehlikeye atmak için değmez demiştim. Gördün mü bak arkadaşın ölmüş.
-Değdi komutanım.
-Nasıl değdi...Arkadaşın ölmüş görmüyor musun ?
-Yine de değdi komutanım. Çünkü yanına ulaştığımda, henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, benim için dünyaya bedeldi.
Ve asker ölen arkadaşının son sözlerini tekrarladı hıçkırarak:
“Geleceğini biliyordum ve seni bekliyordum” demişti arkadaşı…
-Geleceğini biliyordum.