1977 Yılıydı. Yani bundan ta 47 yıl önce…Yabancı dil eğitimi için gittiğim İngiltere’de; ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili oldukça önemsediğim bir anım olmuştu. Bugün işte o anıyı sizlerle paylaşırken, ulu önderin tüm dünyada ne kadar tanındığının küçük bir kanıtını da sizlere sunacağım.
Bournemouth’ta bulunan Academia School Of English’in S/1 sınıfında İngilizce eğitimi alan 12 öğrenciden biriydim. Sınıf arkadaşlarım; Venezuellalı Luis, Fransız Janet, Alman Claire, İndonezyalı Alvaro, İsviçreli Marco, Brezilyalı Rafael, Finlandiyalı Mari, İspanyol Eleanora, Belçikalı Marie, Faslı Khalid ve Iraklı Marwin ile birlikte uluslararası anlamda güzel bir birliktelik oluşturmuştuk. Girdiğimiz her derste; hem İngilizce öğreniyor, hem de dilimizi pekiştirecek şekilde eğleniyorduk.
Bir gün gramer hocamız Mr.Wilson; herkesin kendi ülkesinin en önemli şahsiyetini bir A 4 sayfası uzunluğunda anlatması ödevini verdi. Ben tabii ki bu ülkeye büyük hizmetleri olan Mustafa Kemal Atatürk portresi üzerine yoğunlaştım ve onun çevreci yönünü anlattım bu ödevimde…
DÜNYANIN EN BÜYÜK ÇEVRECİSİ..!
Bir gün sonraki gramer dersinde; herkes sunumunu yaptı bu ödevle ilgili…Sıra bana geldiğinde; büyük bir heyecan içinde “Dünyanın en büyük çevrecisi” olarak başlık attığım yazımı okumaya başladım. Ülkesini düşman işgalinden kurtararak emperyalizme kafa tutan bir lider konumunda olan Atatürk’ün, Yalova’daki yazlık köşkünün inşaatı sırasında bir ağacı kurtardığını yazmıştım ödevimde…
1930 Yılında yaşanan olayda ;Atatürk’ün bir ağacın kesilmesini engellemek için, yazlık köşkünü milim-milim yürüterek ağaçtan uzaklaştırdığını ve ağacın kesilmesini engellediğini konu etmiştim bu yazımda İngilizce yazım kurallarına dikkat ederek…
Atatürk’ün “Yürüyen köşk hikayesi” bittiğinde; 11 arkadaşımın da beni samimi bir şekilde alkışladığını gördüm. Hoca da beni içtenlikle tebrik etti “Atatürk gerçek bir dünya lideridir” diyerek…
Bu kadarını beklemiyordum tabii ki…Ama sınıf arkadaşlarımdan çoğunun Atatürk hakkında daha önceden bilgi sahibi olduğunu ve onun gerçekleştirdiği devrimlerin dünya halkları için bir rehber olduğunu da öğrendim bu şekilde…
Bu anı benim için çok ama çok önemlidir.
Atatürk; bir milleti de esaretten kurtarmıştır, bir ağacı da yok olmaktan…
İşte bu nedenle de…Dünyanın en eski ve en önemli çevrecisi olan Mustafa Kemal Atatürk’ü bu anı demeti ile bir kez daha sevgi-saygı ve özlemle anıyorum.
KÖŞK TURİSTLERLE DOLUP TAŞIYOR HER ZAMAN..!
Atatürk’ün bir ağacın yok olmaktan kurtardığı alanda bulunan köşk bugün de çok yoğun iç turizm merkezidir.
Yürüyen köşk hikayesini okuyan birçok insan, bugün Yalova’daki bu yapıtı gezmek ve yapılan büyük işlemi yakından görmek istemektedir.
O dönemde Mustafa Kemal Atatürk’ün yabancı elçiler ve devlet adamlarını ağırladığı bu önemli yapıt, demek ki hala popüleritesini korumaktadır.
2006 Yılında restorasyonu yapılarak turizme açılan bu ünlü köşkü, her yıl 50 bin turist gezmektedir.
Keşke tüm anısı olan yapıtlarımıza sahip çıkabilsek…Onları yıkmasak-yok etmesek…
Bursa Atatürk Stadı ve Atatürk Spor Sarayı gibi tüm kente imza atmış ve insanlarda iz bırakmış yapıtları Yalova Atatürk Kökü gibi koruyabilsek…
80’li yılların sonlarında başlayan ve yaklaşık 35 yıldır bu ülkenin temel değerlerini yerle bir eden “Önce para, önce ben felsefesi”, bugünlerde kural tanımaz bir biçimde global çevremizi yok etmekle meşgul oluyor.
Para kazanmak için her şeyi mübah sayan bu felsefe, şimdi Bursa’nın verimli topraklarına gözünü dikmiş durumda…
Sanayi ve ticaret kenti olmanın yanı sıra yetiştirilen lezzetli sebze ve meyveler nedeniyle bir tarım kenti de sayılan Bursa’da ne yazık ki, tarımsal alanlara da göz konulmuş durumda…
Hazırlanan senaryo; 1.sınıf tarım arazilerinin üzerine sanayi tesisleri kurmak…Bunu yaparken de gerçekle ilgisi-alakası olmayan “yüksek aşamalı etiketler kullanılarak” insanlar kandırılmaya çalışılıyor.
Yok tekno bilmem ne, yok ileri teknoloji OSB falan gibi…
Çevreyi kirleterek mi..?
Yeraltı sularımızı zehirlerken ve tüketirken ve de havayı solunmaz hale getirerek mi ileri teknoloji olacak..?
Bursa; bu kandırmacaya boyun eğer mi ki..?
Siz ne dersiniz..?
Boş durumda olan bazı OSB’ler dururken, Kestel İlçesi ve Soğuksu Köyü’ndeki tarım arazilerinin üzerine bir OSB kurulur mu..?
Bu faciaya göz göre-göre olur verilir mi..?
Bursa’nın bir kez daha çevresel anlamda hançerlenmesine kimse ses çıkarmaz mı..?
Her şeye para gözüyle bakan ve Bursa’nın tüm topraklarına göz diken rantçı zihniyete geçit verir mi bu güzel kentin insanları..?
Ne dersiniz..?
Yeşil dolarlar-eurolar ödenerek, yemyeşil doğamız bir kez daha katledilir mi Kestel’de.?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BİNAY KAZAN
ATATÜRK VE YÜRÜYEN KÖŞK HİKAYESİ..!
1977 Yılıydı. Yani bundan ta 47 yıl önce…Yabancı dil eğitimi için gittiğim İngiltere’de; ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili oldukça önemsediğim bir anım olmuştu. Bugün işte o anıyı sizlerle paylaşırken, ulu önderin tüm dünyada ne kadar tanındığının küçük bir kanıtını da sizlere sunacağım.
Bournemouth’ta bulunan Academia School Of English’in S/1 sınıfında İngilizce eğitimi alan 12 öğrenciden biriydim. Sınıf arkadaşlarım; Venezuellalı Luis, Fransız Janet, Alman Claire, İndonezyalı Alvaro, İsviçreli Marco, Brezilyalı Rafael, Finlandiyalı Mari, İspanyol Eleanora, Belçikalı Marie, Faslı Khalid ve Iraklı Marwin ile birlikte uluslararası anlamda güzel bir birliktelik oluşturmuştuk. Girdiğimiz her derste; hem İngilizce öğreniyor, hem de dilimizi pekiştirecek şekilde eğleniyorduk.
Bir gün gramer hocamız Mr.Wilson; herkesin kendi ülkesinin en önemli şahsiyetini bir A 4 sayfası uzunluğunda anlatması ödevini verdi. Ben tabii ki bu ülkeye büyük hizmetleri olan Mustafa Kemal Atatürk portresi üzerine yoğunlaştım ve onun çevreci yönünü anlattım bu ödevimde…
DÜNYANIN EN BÜYÜK ÇEVRECİSİ..!
Bir gün sonraki gramer dersinde; herkes sunumunu yaptı bu ödevle ilgili…Sıra bana geldiğinde; büyük bir heyecan içinde “Dünyanın en büyük çevrecisi” olarak başlık attığım yazımı okumaya başladım. Ülkesini düşman işgalinden kurtararak emperyalizme kafa tutan bir lider konumunda olan Atatürk’ün, Yalova’daki yazlık köşkünün inşaatı sırasında bir ağacı kurtardığını yazmıştım ödevimde…
1930 Yılında yaşanan olayda ;Atatürk’ün bir ağacın kesilmesini engellemek için, yazlık köşkünü milim-milim yürüterek ağaçtan uzaklaştırdığını ve ağacın kesilmesini engellediğini konu etmiştim bu yazımda İngilizce yazım kurallarına dikkat ederek…
Atatürk’ün “Yürüyen köşk hikayesi” bittiğinde; 11 arkadaşımın da beni samimi bir şekilde alkışladığını gördüm. Hoca da beni içtenlikle tebrik etti “Atatürk gerçek bir dünya lideridir” diyerek…
Bu kadarını beklemiyordum tabii ki…Ama sınıf arkadaşlarımdan çoğunun Atatürk hakkında daha önceden bilgi sahibi olduğunu ve onun gerçekleştirdiği devrimlerin dünya halkları için bir rehber olduğunu da öğrendim bu şekilde…
Bu anı benim için çok ama çok önemlidir.
Atatürk; bir milleti de esaretten kurtarmıştır, bir ağacı da yok olmaktan…
İşte bu nedenle de…Dünyanın en eski ve en önemli çevrecisi olan Mustafa Kemal Atatürk’ü bu anı demeti ile bir kez daha sevgi-saygı ve özlemle anıyorum.
KÖŞK TURİSTLERLE DOLUP TAŞIYOR HER ZAMAN..!
Atatürk’ün bir ağacın yok olmaktan kurtardığı alanda bulunan köşk bugün de çok yoğun iç turizm merkezidir.
Yürüyen köşk hikayesini okuyan birçok insan, bugün Yalova’daki bu yapıtı gezmek ve yapılan büyük işlemi yakından görmek istemektedir.
O dönemde Mustafa Kemal Atatürk’ün yabancı elçiler ve devlet adamlarını ağırladığı bu önemli yapıt, demek ki hala popüleritesini korumaktadır.
2006 Yılında restorasyonu yapılarak turizme açılan bu ünlü köşkü, her yıl 50 bin turist gezmektedir.
Keşke tüm anısı olan yapıtlarımıza sahip çıkabilsek…Onları yıkmasak-yok etmesek…
Bursa Atatürk Stadı ve Atatürk Spor Sarayı gibi tüm kente imza atmış ve insanlarda iz bırakmış yapıtları Yalova Atatürk Kökü gibi koruyabilsek…
Keşke…Değerlerimize sahip çıkabilsek…
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ÖZLÜ SÖZLER: Söylemek başka, yapmak başka şeydir.(MONTAİGNE)
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
ÖNCE PARA, ÖNCE BEN”DİYEREK
ÇEVRE KORUNUR MU.?
80’li yılların sonlarında başlayan ve yaklaşık 35 yıldır bu ülkenin temel değerlerini yerle bir eden “Önce para, önce ben felsefesi”, bugünlerde kural tanımaz bir biçimde global çevremizi yok etmekle meşgul oluyor.
Para kazanmak için her şeyi mübah sayan bu felsefe, şimdi Bursa’nın verimli topraklarına gözünü dikmiş durumda…
Sanayi ve ticaret kenti olmanın yanı sıra yetiştirilen lezzetli sebze ve meyveler nedeniyle bir tarım kenti de sayılan Bursa’da ne yazık ki, tarımsal alanlara da göz konulmuş durumda…
Hazırlanan senaryo; 1.sınıf tarım arazilerinin üzerine sanayi tesisleri kurmak…Bunu yaparken de gerçekle ilgisi-alakası olmayan “yüksek aşamalı etiketler kullanılarak” insanlar kandırılmaya çalışılıyor.
Yok tekno bilmem ne, yok ileri teknoloji OSB falan gibi…
Çevreyi kirleterek mi..?
Yeraltı sularımızı zehirlerken ve tüketirken ve de havayı solunmaz hale getirerek mi ileri teknoloji olacak..?
Bursa; bu kandırmacaya boyun eğer mi ki..?
Siz ne dersiniz..?
Boş durumda olan bazı OSB’ler dururken, Kestel İlçesi ve Soğuksu Köyü’ndeki tarım arazilerinin üzerine bir OSB kurulur mu..?
Bu faciaya göz göre-göre olur verilir mi..?
Bursa’nın bir kez daha çevresel anlamda hançerlenmesine kimse ses çıkarmaz mı..?
Her şeye para gözüyle bakan ve Bursa’nın tüm topraklarına göz diken rantçı zihniyete geçit verir mi bu güzel kentin insanları..?
Ne dersiniz..?
Yeşil dolarlar-eurolar ödenerek, yemyeşil doğamız bir kez daha katledilir mi Kestel’de.?