Hava Durumu

BETONARME BİNALAR İSKAMBİL KAĞIDI GİBİ ÇÖKERKEN..!

Yazının Giriş Tarihi: 21.03.2023 15:37
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.03.2023 15:37

Bugün bu köşede; sıra dışı bir mimara ve onun yapı tasarımı konusundaki ilginç görüşlerine yer vermek istiyorum. Çünkü gerçekten mesleğinin zirvesinde olan bu yapı tasarımcısının yaşam felsefesi; aynı zamanda onun mesleği olmuş. Adeta düşündüğü gibi yaşamayı, yaşadığı gibi düşünmeyi yaşam mottosu haline getirmiş.

Adı: Çelik Erengezgin…Onu; ülkemizin önemli mimarlarından biri olarak tanıyoruz.

Y. Mimar Erengezgin; 1946 yılında inşaat mühendisi bir babanın oğlu olarak doğar. Yine inşaat mühendisi olan büyük ağabeyi  ve baba mesleği nedeniyle, daha 10 yaşında inşatlara gidip-gelmeye başlar ve sektörü tanır. Mesleki kariyerinin ilk adımlarını, tam da hayatın içinde atar.

Şimdi Bursa Nilüfer Ürünlü Mahallesi’nde(eski adı Kite Köyü)yaşar ve yaşamını sürdürdüğü ev de, kendisinin ve ailesinin yaşam felsefesini içeren ince ayrıntılarla doludur. Evin kendine has sistemi; enerjisini güneşten, bahçe sulama suyunu da yağmurdan kendisi üretir çünkü…Evdeki iç- dış bahçe ile göl ve havuzlar ekolojik sistemin birer parçasıdır. Konuttaki ısıtma-soğutma-aydınlatma ve havalandırma sistemleri de doğal hayattan bir armağandır Erengezgin ailesine…Tamamen kendilerinin tasarladığı…

Erengezgin’in sürdürülebilir enerji kaynaklarını kullanarak hayata geçirdiği birçok konut projesi var ülkemizin değişik kentlerinde…Sağlıklı, güvenli ve ekolojik evler bunlar…

                           HAYATTA VE AYAKTA KALMAK ÜZERİNE

Çevresindeki dostları onu “kitap gibi bir insandır” diye tanımlarken, sayfalardaki satırların altının defalarca çizilerek okunması gerektiğine işaret ediyorlar.

Pandemi sürecinde; TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi tarafından online olarak organize edilen bir söyleşi de söylediği ilginç şeylerle, bugünkü köşemde bir kez daha sıra dışı bir yazı yazılmasına neden oldu Çelik Erengezgin…

11. Çevrim İçi Söyleşiler programına katılan Y. Mimar Çelik Erengezgin’in ahşabı yere-göge sığdıramadığı bu söyleşisinde öyle ilginç ayrıntılar ortaya çıkmıştı ki, herkes şaşırıp kalmıştı.

Bursa Mimarlar TV’nin resmi Youtube hesabı üzerinden canlı olarak yayınlanan “Hayatta ve ayakta kalmak” başlıklı o söyleşide Erengezgin; ekolojik enerji, betonlaşmanın zararları, ahşabın kullanım alanları ve deprem konularında özellikle genç mimarlara öğütlerde bulunmuştu.

Çelik Erengezgin; betonarmenin insanlığa ve doğal yaşama bir ihanet olduğunu özellikle belirtirken, ekoloji ve enerjiyi beraberce kullanarak inşa ettiği ahşap projelerden görsel örnekler de sunmuştu.

İşte onun bu sözleri bugün güncelliğini korumaya başladı. Kahramanmaraş merkezli yaşanan 2 büyük deprem sonrasında; ülkemizin 10 ilinde yaşanan büyük yıkımlar, beton yapılaşmanın getirdiği acı sonu görmemiz için bir sebep oldu.

Türkiye’nin yüzde 97’lik oran ile dünyanın en yoğun betonarme stokuna sahip olduğunu ve bunun da epey maliyetli olduğunu belirten Erengezgin’in o yorumları, depremler sonrasında daha güncel hale geldi.

                       “AMERİKALILAR AHŞABI BİZDEN ÖĞRENDİ..!”

Y.Mimar Çelik Erengezgin’in ahşap malzeme konusunda söylediği önemli şeyleri aktararak yazımın bu bölümüne doğal bir atmosfer katmak istiyorum şimdi…

Erengezgin: ”Ahşabın yangına dayanıklı hale getirilerek, kendi kendine yetebilen, kendi enerjisini üretebilen, son derece düşük maliyetli, hızlı yapıma uygun, depreme dayanıklı, sağlıklı, doğal ve kolay uygulanabilir yönünü hiç unutmamak lazımdır. Bu tür ahşap yapılar üreterek, doğal ve sağlıklı bir yaşam sürdürmenin imkan dahilinde olduğunu herkesin bilmesi gerekir” diyerek betonla karşılaştırmalı örneklemeler için ilk anahtar açıklamayı sunmuştu o görüşmede…

ABD’li bir profesörün kendisine ahşabı Türklerden öğrendiklerini söylediğini sözlerine ekleyen Y. Mimar Erengezgin, bu ilginç olayı şöyle anlatıyor:” 1999 Yılında mesleki bir çalışma ortamında tanıştığım ABD’li bir profesör bana ‘Biz ahşabı sizden öğrendik. Peki siz ne zaman unuttunuz bunu, neden betonarmeye yöneldiniz…Ne oldu size ?..”

Şu anda ABD, Kanada ve Avustralya’da konutların yüzde 90’ının ahşap olması, üstüne üstlük bir deprem bölgesi olan Kaliforniya’da ahşap oranının yüzde 99’a  kadar çıkması ABD’li profesörün söylediği gerçeklerle hiç çelişmiyor tabii ki…

Dünya galiba ahşabı sonradan öğrendi ve yapı sektöründe bundan da vazgeçmiyor.

Konu ile ilgili açıklamalara bu yönde devam eden Y. Mimar Erengezgin: ”Avrupa’daki konutların yüzde 55-60’ı ahşaptır. Kanada’da ise 7-8 katlı ahşap binalar vardır. Akıllı bir ahşap binanın deprem riski sıfırdır. Örneğin 1999 Gölcük depreminde altından fay hattı geçen 3 katlı ahşap bir ev sadece biraz yan yattı. Fakat karşı kaldırımda bulunan betonarme binalar, bir iskambil kağıdı gibi çöktü. Betonarmenin bilimsel ömrü 60-61 yıl olunca, bundan kaçıp kurtulmak gerek…” derken gerçeklere parmak basıyordu.

                              ENERJİ MİMARLIĞI KONUSU ÇOK ÖNEMLİ

Çelik Erengezgin’in ilginç anekdotları tabii ki bunlarla bitmiyor tabii ki... Ahşabı savunmaya bir başka boyuttan devam ediyor söyleşide…

Bu da; yapıların enerji mimarlığı alanıydı. Mimar Sinan’ın inşa ettiği Süleymaniye ve Selimiye camilerinin proje ile uygulamasındaki mimari harikalara dikkat çeken Erengezgin,450 yıl önce inşa edilen bu yapılarda iklimsel dengenin düşünüldüğünü belirtiyor.

Mimar Sinan’ın her 2 caminin altına boydan boya hava kanalları döşendiğini ve bu kanallar ile sıcaklığın düşürüldüğünü söyleyen Y. Mimar Erengezgin: ”Bu yapılarda yerin 2-3 metre inilmiş ve buradaki ortalama sıcaklığın 15 derece olduğu düşünülerek, iklimsel bir denge yaratılmıştır. Açılan çukurların üstü bir tabaka ile örtülerek, hava akışkanlığı sağlanmıştır. Bu kanalların en üstüne de hasır dokulu halılar döşenmiştir. Asırlar önce hayata geçirilen bu yapısal çözümler, enerji mimarlığının ilk eserleridir. Yapılarda ahşap kullanmak zaten akıllıca bir iştir, çünkü yalıtkan değeri betona göre 16 kat yüksektir. Enerji mimarlığı işte bu yüzden çok büyük önem taşımaktadır” dedi.

Anlaşılıyor ki; betonarme binaların geleneksel alternatifi ahşap yapılar, üstün özellikleri ile hem doğal felaketlerin karşısında dimdik duracak, hem de sağlıklı ve estetik yönleri ile zamana meydan okuyacaklar.

Benim TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nin düzenlediği online söyleşiden çıkardığım mesaj: “Ahşap ölmeyen bir hayattır. Hayatta ve ayakta kalmak için de tek alternatif budur” olacaktır bundan böyle…

Hele hele son depremlerdeki büyük beton yenilgisinden sonra..!

Söylediği sözler çok daha anlamlı oluyor ve olacak.          

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Özlü sözler: Artık çalışarak hayatını kazanmak yetmiyor. İşe de bir hayat kazandırmak lazım…(Peter DRUCKER)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.