Aylardır tüm ülkenin ana gündemini oluşturan seçimler, nihayet sonuçlandı.

Ve Pazartesi gününden itibaren de yeni bir süreç başladı. Bende “haydi hayırlısı” diyerek, bugünlere özel bir konunun içine girmek istiyorum.

Biliyoruz ki…Belki de 21.yüzyılın en zor günlerini yaşadık son 3 yıl içinde…Covid-19 ile başlayan sıkıntılı ve gergin günler; ekonomik açmazlar, geçim sıkıntıları ve durgun piyasalar nedeniyle sorun katlanarak büyüdü. İşin içine bir de seçim girdi ardından…Bu dönemlerde…Hayatın neresinden bakarsanız bakın; endişe, gerginlik ve tedirginlik vardı herkeste…Geleceğe yönelik…Bereket ki; kazasız-belasız bitti seçimler…

Bakın hiç farkında olmadan baharı da yaşadık ve bahar mevsimi bitti. Bu yıl bahar ayları, yağmurlu ve serin geçti. Ama bu görüntünün en güzel tarafı; yüzde 100 dolan barajlarımız oldu. Bu yaz susuz geçmeyecek işte…Buna sevindik bir taraftan…

Bu haberi “pozitif şeyler düşünmenin zamanıdır” diye yorumluyorum bu ilk yaz gününde…Artık Haziran ayındayız. Yaz geldi nihayet..!

Bir şeylerin bir şekilde yeniden başlamasının gerektiğine de inanıyorum kesinlikle bir iş insanı olarak…

İhmal ettiğimiz ekonomi, bakalım bu günlerde ne şekilde çıkacak karşımıza..?

Türkiye’de yaşayan bizler için; şimdi kendimize hesap vermenin ve geleceği yeniden planlamanın tam zamanı…

Hem kişisel, hem de toplumsal ve ekonomik anlamda…

               DOĞRUYU BULMAK İÇİN BRAIN STORMING ZAMANI..!

Tıp uzmanları; insan beyninin oldukça güçlü olduğunu ama bireyin bu gücün ne kadarını kullandığını hiç bilmediğini de açıklıyor.Bilim insanlarının çoğunluğu bir insanın beyin kapasitesinin sadece beşte birini kullandığı konusunda görüş birliği içindeyken, beyin fırtınaları yaparak bu oranın artırılabileceğini de belirtiyorlar.

Yani…İnsan kapasitesini artırmak ve yaşama dair doğru kararlar alabilmek için yaratıcı zekasını artırmak zorunda…Bunun için de; bireysel anlamda beyin fırtınaları yaparak bu kapasiteyi artırabiliyor.

Beyin fırtınalarının temel amacı; insanın yaratıcı gücünü ortaya çıkararak, doğruları bulmasının ve içindeki güç farkındalılığının artırmasını sağlamaktır.

Kişisel beyin fırtınası yapabilir her birey…Ya da bir aile, tüm üyeleri ile bu bilimsel karar verme yöntemine kullanabilir. Ama esas olan; bu işi şirketlerin veya yöneticilerin yapmasıdır tabii ki…

Fikirlerin akla gelir gelmez açığa çıkması ve tartışılmasının istendiği bu teknikte; açıklanan fikirler yargılanmaz ve eleştirilmez. Bir havuzda toplanan fikirlerin bu sıra dışı üretim tekniği, aslında kalite geliştirme sürecinin de başlangıcını yaratır işletmelerde…

Sağlam bir beyin fırtınası yapmak ve gücü ortaya çıkarmak için konunun çok iyi analiz edilip, sorunun ne olduğunu net olarak anlamak ve sorunun kaynağını tespit etmek gerekiyor öncelikle…Sonrasında da bu sorunun neden ve ne zaman çözülmesi gerektiği konusunda bir bilinç oluşturmak ve o yola çıkmak zorunluluğu ortaya çıkıyor.

                            SCHENGEN VİZESİ DE BİR SORUN ARTIK..!

Haydi o zaman…Şu anda içinde bulunduğumuz genel durumu tespit edelim bir şekilde…Pandemi sürecindeki ve sonrasındaki hastalık endişeleri, bulaşıcı hastalık sonucu ölüm korkusu, işten çıkarılma gerginliği, işyerinin faaliyetine son verme durumu, parasızlık, geçim sıkıntısı, faturaların ve borçların ödenememesi riski, kredi alma, borç bulma gibi bugüne has birçok sorunumuz var. Hem kişisel hem de işletmeler olarak…Buna yurtdışına gitmek isteyen ihracatçılarımızın Schengen vizesi talebini de eklemek gerek…Devir ihracat devri…Ama ihracatçılarımıza yurtdışı vizesi konusunda sorun çıkartıyor birçok AB ülkesi…Vize almak, deveye hendek atlatmakla eşdeğer bugünlerde…

İş dünyasının finansal sorunlarının yanında bir de bu sorunu oldu ne yazık ki…Nitelikli eleman istihdamı, kalite kontrol sorunları, yeni pazar arayışları da cabası…

Şimdi bir tespit ile işe başlamak ve listedeki sorunların hangisinin üzerimizde olduğunu anlayarak ilk adımı atalım isterseniz…Sonrasında da tespit edilen bu sorunlarla ilgili olarak; ailemizde, şirketimizde veya mensubu olduğumuz STK’mızda yazımın 2.bölümünde yazdığım kurallara uygun olarak iyi bir beyin fırtınası gerçekleştirerek kapalı olduğunu sandığımız yolları açalım.

Çünkü…İhtiyacımız var bugünlerde önümüzü daha net görmeye…

Önünü göremeyeninin, nereye gideceği de meçhuldür zaten..!

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

ÖZLÜ SÖZLER: Aklın yoksa yandın. Kalbin yoksa; o zaman zaten yoksun ki…(MEVLANA)

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------               

       DOĞRU KARAR VERMENİN SİHİRLİ FORMÜLÜ

İyi bir beyin fırtınası için; sorunu çok iyi analiz etmek ve çözümü için kararlı olmak gerek…

Sorunun veya konunun ne olduğunu objektif ölçütlerde iyi tespit etmek şarttır öncelikle…Sonra konu hakkında beyin fırtınası toplantısına katılacak bireylerle birlikte, geniş kapsamlı bir düşünce platformu oluşturma zorunluluğu doğuyor.

Sorunun çözüm önerilerinin bir kağıda yazılması ve görüşlerin aktarılması gerekiyor daha sonrasında…Beyin fırtınasını yönetecek 1.kişi, gelen bu yazılı önerileri ortama uygun hale getirerek toplantıya katılan herkesin sesli düşünmesini sağlamalıdır. Yüksek performanslı katılımcılık, bir zorunluluktur iyi bir toplantıda…Bu noktada oldukça fazla sayıda çözüm önerisine de  ihtiyaç olacaktır. Çünkü ne kadar fazla öneri olursa, beyin fırtınası da o derece yüksek verimliliğe ulaşır.

Toplantı yöneticisi birbirini tamamlayan önerileri birleştirerek, önce 5 adet uygun öneriyi karar öncesi ortaya sunmalıdır. Daha sonrasında en az 1 saat bu öneriler doğrultusunda kişilerin düşünmesi için zaman ayrılır. Bu süre işyeri kapanması, tasfiye, iflas gibi çok önemli konuları içeriyorsa, bireylerin düşünme süresi 1 güne kadar çıkarılabilir. Toplantıya katılan bireylerin, önerilerle ilgili uygulama eksersizleri yapmaları da önemlidir. İşte bu eksersizler, bu toplantıdan çıkacak sonucun objektif ve doğru olmasını sağlayacak en önemli parametredir.

Ancak bu önerilerin değerlendirilmesi ve eksersizleri aşamasında; kesinlikle duygusallıkları, zaafları, hata paylarını bir kenara bırakmak şarttır. Bazen içiniz acısa da, duygusallıktan arınmış bir karar almak işletme en iyi çözümü getirebilir.

Yani; yüksek performanslı ve “tam isabet” bir beyin fırtınası yapmanın tek amacı: doğru kararı vermek ve doğruyu bulmaktır. Karar sonrası ise; daha kolay olacaktır mutlaka…